|
Kategori |
Türkçe |
İngilizce |
|
Common Usage |
|
1 |
Yaygın Kullanım |
eşlik çevirmenliği |
liaison interpreting i.
|
|
2 |
Yaygın Kullanım |
eşlik etmek |
accompany f.
|
|
General |
|
3 |
Genel |
sesi kaydedilen bir şarkıcıya eşlik eden kayıt stüdyosunda görevli çalgıcı |
session man i.
|
|
4 |
Genel |
genç kıza eşlik eden yaşlı kadın |
chaperon i.
|
|
5 |
Genel |
basit ve notasız eşlik |
vamp i.
|
|
6 |
Genel |
eşlik edenler |
escort i.
|
|
7 |
Genel |
indirimli fiyattan eşlik eden kişiye çıkarılan özel tarife |
partner fare i.
|
|
8 |
Genel |
eşlik edenler |
retinue i.
|
|
9 |
Genel |
boylamasına eşlik |
longitudinal parity i.
|
|
10 |
Genel |
eşlik etme |
escorting i.
|
|
11 |
Genel |
eşlik eden kimse |
attendant i.
|
|
12 |
Genel |
eşlik etme |
concomitance i.
|
|
13 |
Genel |
eşlik etme |
escort i.
|
|
14 |
Genel |
eşlik eden (koruma/gözetim için) |
escort i.
|
|
15 |
Genel |
bir olaya eşlik eden başka olaylar |
concomitant i.
|
|
16 |
Genel |
eşlik eden kimse |
attender i.
|
|
17 |
Genel |
eşlik eden |
accompanier i.
|
|
18 |
Genel |
eşlik eden şey |
accompaniment i.
|
|
19 |
Genel |
eşlik denetimi |
parity check i.
|
|
20 |
Genel |
eşlik ayarı |
parity setting i.
|
|
|
21 |
Genel |
geline eşlik eden kız |
bridesmaid i.
|
|
22 |
Genel |
eşlik eden kimse |
accompanist i.
|
|
23 |
Genel |
genç kıza eşlik eden kadın |
duenna i.
|
|
24 |
Genel |
gerginliğin eşlik ettiği enerjik olma hali |
nervous energy i.
|
|
25 |
Genel |
eşlik tercümanlığı |
escort interpreting i.
|
|
26 |
Genel |
eşlik çevirmenliği |
elbow interpreting i.
|
|
27 |
Genel |
eşlik çevirmenliği |
escort interpreting i.
|
|
28 |
Genel |
eşlik tercümanlığı |
elbow interpreting i.
|
|
29 |
Genel |
eşlik etme |
accompaniment i.
|
|
30 |
Genel |
eşlik etme |
chaperon i.
|
|
31 |
Genel |
eşlik etme |
chaperone i.
|
|
32 |
Genel |
bir kişinin doğumu veya buna eşlik eden koşullar |
natals i.
|
|
33 |
Genel |
bant kaydına eşlik eden tamamlayıcı/açıklayıcı metin |
liner i.
|
|
34 |
Genel |
eşlik eden durum |
attendant i.
|
|
35 |
Genel |
para karşılığı müşterilere etkinliklerde partneri gibi eşlik eden kimse |
escort i.
|
|
36 |
Genel |
eşlik etme |
escortage i.
|
|
37 |
Genel |
eşlik etme |
usherance i.
|
|
38 |
Genel |
eşlik eden uygun şey |
besort [obsolete] i.
|
|
39 |
Genel |
eşlik eden uygun kimse |
besort [obsolete] i.
|
|
40 |
Genel |
kraliçe veya prensese eşlik eden evlenmemiş kadın |
maid in waiting i.
|
|
41 |
Genel |
kraliçe veya prensese eşlik eden evlenmemiş kadın |
maid-in-waiting i.
|
|
42 |
Genel |
wicca inancına ait tasvirlerde yaşlı kadın ve anne figürlerine eşlik eden, kız veya genç kadını simgeleyen tanrıça |
maiden i.
|
|
43 |
Genel |
eşlik eden kimse |
make [dialect] [uk] i.
|
|
44 |
Genel |
mambo dansına eşlik eden müzik |
mambo i.
|
|
45 |
Genel |
düğünde geline esas olarak eşlik eden evli veya dul kadın |
matron-of-honour i.
|
|
46 |
Genel |
eşlik edenler |
many [obsolete] i.
|
|
47 |
Genel |
kraliçeye veya prensese eşlik eden evlenmemiş asil kadın |
marie [scotland] i.
|
|
48 |
Genel |
bir takıma müsabakalarda eşlik etmek için seçilmiş, su getirme ve ekipmana bakım yapma gibi görevleri olan küçük erkek çocuğu |
mascot i.
|
|
49 |
Genel |
two step dansına benzer brezilya menşeli bir salon dansına eşlik eden müzik |
maxixe i.
|
|
50 |
Genel |
eşlik edenler |
meiny i.
|
|
51 |
Genel |
eşlik edenler |
meinie i.
|
|
52 |
Genel |
eskiden londra belediye başkanına eşlik eden uzun kıyafetli bir grup erkekten biri |
budge bachelor i.
|
|
53 |
Genel |
doğum sonrası kadınlara eşlik eden hemşire |
monthly nurse i.
|
|
54 |
Genel |
eşlik eden şey |
obligato i.
|
|
55 |
Genel |
eşlik eden ses |
obligato i.
|
|
56 |
Genel |
kraliçe veya prensese eşlik eden evlenmemiş kadın |
damsel [obsolete] i.
|
|
57 |
Genel |
one-step dansına eşlik eden müzik |
one-step i.
|
|
58 |
Genel |
fahişeleri koruyup onlara eşlik eden kimse |
ruffian [obsolete] i.
|
|
59 |
Genel |
eşlik eden durum |
incident i.
|
|
60 |
Genel |
sanat eserine eşlik eden açıklayıcı materyal |
didactics i.
|
|
|
61 |
Genel |
akıl ve maddenin birbirine eşlik etmesine karşın birbiri ile ilişkili olmadığını öne süren felsefi teori |
parallelism i.
|
|
62 |
Genel |
geline eşlik eden kadın |
paranymph i.
|
|
63 |
Genel |
şişkinliğin eşlik ettiği rahatsızlık |
pooch i.
|
|
64 |
Genel |
eşlik eden şey |
corollary i.
|
|
65 |
Genel |
eşlik etme |
corollary i.
|
|
66 |
Genel |
at arabasına eşlik eden atlı görevli |
outrider i.
|
|
67 |
Genel |
yarış atlarına başlangıç çizgisine kadar eşlik eden atlı görevli |
outrider i.
|
|
68 |
Genel |
şövalyeye savaş alanında eşlik eden yaver |
sergeant [obsolete] i.
|
|
69 |
Genel |
büyük bir olaya eşlik eden yan içerik |
sideband i.
|
|
70 |
Genel |
eşlik eden olaylar dizisi |
point i.
|
|
71 |
Genel |
eşlik eden müzik |
support i.
|
|
72 |
Genel |
müziğe eşlik etmek |
vamp f.
|
|
73 |
Genel |
eşlik etmek |
go with f.
|
|
74 |
Genel |
genç kıza eşlik etmek |
chaperon f.
|
|
75 |
Genel |
eşlik etmek |
consort f.
|
|
76 |
Genel |
eşlik etmek |
go along f.
|
|
77 |
Genel |
eşlik etmek (korumak/gözetmek amacıyla) |
escort f.
|
|
78 |
Genel |
eşlik etmek |
herd f.
|
|
79 |
Genel |
eşlik etmek |
walk f.
|
|
80 |
Genel |
eşlik etmek |
come along f.
|
|
81 |
Genel |
eşlik etmek |
wait on f.
|
|
82 |
Genel |
eşlik etmek |
companion f.
|
|
83 |
Genel |
eşlik etmek |
attend f.
|
|
84 |
Genel |
eşlik etmek |
convoy f.
|
|
85 |
Genel |
eşlik etmek |
escort f.
|
|
86 |
Genel |
eşlik etmek |
keep company f.
|
|
87 |
Genel |
eşlik etmek |
keep somebody company f.
|
|
88 |
Genel |
eşlik etmek |
take out f.
|
|
89 |
Genel |
eşlik edilmek |
be accompanied f.
|
|
90 |
Genel |
eşlik etmek |
wait upon f.
|
|
91 |
Genel |
birine eşlik etmek |
escort someone f.
|
|
92 |
Genel |
birine eşlik etmek |
accompany someone f.
|
|
93 |
Genel |
eşlik etmek |
accompany f.
|
|
94 |
Genel |
eşlik etmek |
usher f.
|
|
95 |
Genel |
evine kadar eşlik etmek |
accompany someone to his/her house f.
|
|
96 |
Genel |
eşlik etmek |
see f.
|
|
97 |
Genel |
her iki yanında olacak şekilde iki koldan eşlik etmek |
flank f.
|
|
98 |
Genel |
şarkıcıya gitarla eşlik etmek |
accompany the singer on the guitar f.
|
|
99 |
Genel |
şarkıcıya piyanosuyla eşlik etmek |
accompany the singer on the piano f.
|
|
100 |
Genel |
şarkıcıya gitarıyla eşlik etmek |
accompany the singer on the guitar f.
|
|
101 |
Genel |
şarkıcıya piyanoyla eşlik etmek |
accompany the singer on the piano f.
|
|
102 |
Genel |
birine evine kadar eşlik etmek |
accompany someone home f.
|
|
103 |
Genel |
birine evine kadar eşlik etmek |
see someone home f.
|
|
104 |
Genel |
birbirine eşlik etmek |
accompany each other f.
|
|
105 |
Genel |
eşlik etmek |
chaperone f.
|
|
106 |
Genel |
eşlik etmek |
chaperon f.
|
|
107 |
Genel |
eşlik/refakat etmek (müzisyene) |
back f.
|
|
108 |
Genel |
eşlik etmek |
carry f.
|
|
109 |
Genel |
eşlik etmek |
bring one on one's way f.
|
|
110 |
Genel |
eşlik etmeyi engellemek |
unfellow f.
|
|
111 |
Genel |
eşlik etmek |
mate f.
|
|
112 |
Genel |
denetlemek veya eşlik etmek |
matronize f.
|
|
113 |
Genel |
denetlemek veya eşlik etmek |
matronise f.
|
|
114 |
Genel |
(birine) eşlik etmek |
accompany (one) f.
|
|
115 |
Genel |
(birine) bir müzik enstrümanıyla eşlik etmek |
accompany (one) f.
|
|
116 |
Genel |
bir kadına eşlik etmek |
woman f.
|
|
117 |
Genel |
eşlik eden olaylarla ilgili olmak |
have f.
|
|
118 |
Genel |
saygıyla eşlik etmek |
bow f.
|
|
119 |
Genel |
eşlik etmek |
bring [dialect] f.
|
|
120 |
Genel |
eşlik etmek |
huisher f.
|
|
121 |
Genel |
askeri bir operasyonda güvenliği sağlamak için eşlik etmek |
mother f.
|
|
122 |
Genel |
(bir kadına) eşlik etmek |
gallant f.
|
|
123 |
Genel |
dansla eşlik etmek |
dance f.
|
|
124 |
Genel |
eşlik etmek |
run f.
|
|
125 |
Genel |
eşlik etmek |
chum [scotland] f.
|
|
126 |
Genel |
eşlik etmek |
company f.
|
|
127 |
Genel |
birine eşlik etmek |
company f.
|
|
128 |
Genel |
birine eşlik etmek |
bear company f.
|
|
129 |
Genel |
(birine) eşlik etmek |
drag f.
|
|
130 |
Genel |
kaval sesini (savaşa) eşlik ettirmek |
pipe f.
|
|
131 |
Genel |
eşlik etmek |
convey [obsolete] f.
|
|
132 |
Genel |
eşlik etmek |
follow f.
|
|
133 |
Genel |
birbirine eşlik etmeyi bırakmak |
part f.
|
|
134 |
Genel |
eşlik etmek |
show f.
|
|
135 |
Genel |
yavaş alkışlarla eşlik etmek |
slow-handclap f.
|
|
136 |
Genel |
centilmence eşlik etmek |
beau f.
|
|
137 |
Genel |
(yardım amacıyla) bir kimseye eşlik etmek |
support f.
|
|
138 |
Genel |
müzik ile eşlik etmek |
support f.
|
|
139 |
Genel |
(bir durum diğerine) eşlik etmek |
accompany f.
|
|
140 |
Genel |
(konvoy halinde) eşlik etmek |
convoy f.
|
|
141 |
Genel |
eşlik eden |
in waiting s.
|
|
142 |
Genel |
eşlik eden |
accompanying s.
|
|
143 |
Genel |
eşlik eden |
attendant s.
|
|
144 |
Genel |
eşlik eden |
concomitant s.
|
|
145 |
Genel |
eşlik edilmeyen |
unaccompanied s.
|
|
146 |
Genel |
eşlik edilmemiş |
unchaperoned s.
|
|
147 |
Genel |
eşlik edilen |
accompanied s.
|
|
148 |
Genel |
eşlik eden |
backup s.
|
|
149 |
Genel |
eşlik edilmeyen |
unconvoyed s.
|
|
150 |
Genel |
eşlik edeni olmayan |
unfellowed s.
|
|
151 |
Genel |
eşlik edecek birini aramayan |
ungregarious s.
|
|
152 |
Genel |
eşlik edilmemiş |
unushered s.
|
|
153 |
Genel |
koku ile eşlik edilen |
overscented s.
|
|
154 |
Genel |
konuşma veya sesin eşlik etmediği |
dumb s.
|
|
155 |
Genel |
eşlik eden |
parallel s.
|
|
156 |
Genel |
eşlik eden |
fellow s.
|
|
157 |
Genel |
eşlik eden |
satellite s.
|
|
158 |
Genel |
eşlik eden |
satellitic s.
|
|
159 |
Genel |
miskinliğin eşlik ettiği |
slumberous s.
|
|
160 |
Genel |
miskinliğin eşlik ettiği |
slumbrous s.
|
|
161 |
Genel |
(genellikle tasma ile) eşlik eden |
in hand zf.
|
|
162 |
Genel |
eşlik ederek |
to ed.
|
|
Phrasals |
|
163 |
Öbek Fiiller |
eşlik etmek |
meet with f.
|
|
164 |
Öbek Fiiller |
benzer bir davranışla eşlik etmek |
follow up f.
|
|
165 |
Öbek Fiiller |
dışarıya kadar eşlik etmek |
conduct someone out of something f.
|
|
166 |
Öbek Fiiller |
alkışla eşlik etmek |
clap along f.
|
|
167 |
Öbek Fiiller |
alkışlayarak eşlik etmek |
clap along f.
|
|
168 |
Öbek Fiiller |
birine bir yere kadar eşlik etmek |
see someone into something f.
|
|
169 |
Öbek Fiiller |
birine (bir yerden çıkarken) eşlik etmek |
usher someone or something out f.
|
|
170 |
Öbek Fiiller |
biri şarkı söylerken (ona) enstrüman vb ile eşlik etmek |
sing along with someone f.
|
|
171 |
Öbek Fiiller |
birine bir yere kadar eşlik etmek |
usher someone into some place f.
|
|
172 |
Öbek Fiiller |
bir kimseye bir yere/bir kimsenin yanına kadar eşlik etmek |
walk someone over to someone or something f.
|
|
173 |
Öbek Fiiller |
birine bir yere kadar eşlik etmek |
usher someone or something in f.
|
|
174 |
Öbek Fiiller |
birine bir yere kadar eşlik etmek |
carry someone somewhere f.
|
|
175 |
Öbek Fiiller |
birine aşağıya kadar eşlik etmek |
see someone down to something f.
|
|
176 |
Öbek Fiiller |
birine (bir yerden çıkarken) eşlik etmek |
usher someone or something out of some place f.
|
|
177 |
Öbek Fiiller |
birine bir yere kadar eşlik etmek |
see someone in f.
|
|
178 |
Öbek Fiiller |
birine dışarıya kadar eşlik etmek |
walk someone out f.
|
|
179 |
Öbek Fiiller |
eşlik etmek |
take about f.
|
|
180 |
Öbek Fiiller |
eşlik etmek |
guide away from f.
|
|
181 |
Öbek Fiiller |
eşlik etmek |
guide someone away f.
|
|
182 |
Öbek Fiiller |
eşlik etmek |
guide someone away from something f.
|
|
183 |
Öbek Fiiller |
eşlik etmek |
play along f.
|
|
184 |
Öbek Fiiller |
eşlik ederek dışarı çıkarmak |
bustle someone off f.
|
|
185 |
Öbek Fiiller |
içeriye kadar eşlik etmek |
show someone in f.
|
|
186 |
Öbek Fiiller |
içeriye kadar eşlik etmek |
accompany someone in f.
|
|
187 |
Öbek Fiiller |
içeriye kadar eşlik etmek |
show someone into somewhere f.
|
|
188 |
Öbek Fiiller |
şarkısında eşlik etmek |
sing along with someone f.
|
|
189 |
Öbek Fiiller |
(şarkıyı söylerken) eşlik etmek |
sing along f.
|
|
190 |
Öbek Fiiller |
(bir müzik aletiyle) birine eşlik etmek |
play along with someone f.
|
|
191 |
Öbek Fiiller |
aşağıya kadar eşlik etmek |
see (one) down (to something or some place) f.
|
|
192 |
Öbek Fiiller |
(birine bir yerden) çıkarken eşlik etmek |
escort (one) from (something) f.
|
|
193 |
Öbek Fiiller |
(birine) çıkışa kadar eşlik etmek |
escort (one) from (something) f.
|
|
194 |
Öbek Fiiller |
birine/bir şeye bir yerden çıkarken eşlik etmek |
escort someone or something from something f.
|
|
195 |
Öbek Fiiller |
birine/bir şeye çıkışa kadar eşlik etmek |
escort someone or something from something f.
|
|
196 |
Öbek Fiiller |
birini bir şeye/birine eşlik etmesi için görevlendirmek |
get someone on(to) someone or something f.
|
|
197 |
Öbek Fiiller |
birinin/bir şeyin etkinliğine eşlik etmek/katılmak |
run with f.
|
|
198 |
Öbek Fiiller |
(bir şeye, müziğe) eşlik etmek |
rock to (something) f.
|
|
199 |
Öbek Fiiller |
(bir şeye, müziğe) sallanarak eşlik etmek |
rock to (something) f.
|
|
200 |
Öbek Fiiller |
(birine bir şeye/yere) kadar eşlik etmek |
show (one) to (something or some place) f.
|
|
201 |
Öbek Fiiller |
(bir şeye/ritme) hareketle eşlik etmek |
sway to (something) f.
|
|
202 |
Öbek Fiiller |
(bir şeye/ritme) salınarak eşlik etmek |
sway to (something) f.
|
|
203 |
Öbek Fiiller |
(birine bir şeyde/yerde) eşlik etmek |
take (one) through (something or some place) f.
|
|
204 |
Öbek Fiiller |
birine (bir şeyde) eşlik etmek |
take someone through (something) f.
|
|
205 |
Öbek Fiiller |
(birine/bir şeye) bir şeyde eşlik etmek |
take (someone or something) for f.
|
|
206 |
Öbek Fiiller |
birine bir şeyde eşlik etmek |
take someone for something f.
|
|
207 |
Öbek Fiiller |
birine yukarıdaki (birine/bir şeye/bir yere) kadar eşlik etmek |
take up to (someone, something, or some place) f.
|
|
208 |
Öbek Fiiller |
bir yere vurarak ritmine eşlik etmek |
tap something out f.
|
|
209 |
Öbek Fiiller |
-e eşlik etmek |
see in f.
|
|
210 |
Öbek Fiiller |
içeri kadar eşlik etmek |
see in f.
|
|
211 |
Öbek Fiiller |
(birine bir müzik aletiyle/enstrümanla) eşlik etmek |
accompany (one) with (some instrument) f.
|
|
212 |
Öbek Fiiller |
içeri kadar eşlik etmek |
see into f.
|
|
213 |
Öbek Fiiller |
(birine bir yerden bir yere) geçerken eşlik etmek |
see (one) across (something or some place) f.
|
|
214 |
Öbek Fiiller |
birine tehlikeli bir yerden geçerken eşlik etmek |
see someone across something f.
|
|
215 |
Öbek Fiiller |
birine bir şeyle eşlik etmek |
accompany someone with something f.
|
|
216 |
Öbek Fiiller |
birine bir müzik enstrümanıyla eşlik etmek |
accompany someone with something f.
|
|
217 |
Öbek Fiiller |
işe eşlik etmek |
accompany with f.
|
|
218 |
Öbek Fiiller |
ahenkle katılmak/eşlik etmek |
chime in f.
|
|
219 |
Öbek Fiiller |
uyumlu bir şekilde katılmak/eşlik etmek |
chime in f.
|
|
220 |
Öbek Fiiller |
saygıyla eşlik etmek |
bow (in) f.
|
|
221 |
Öbek Fiiller |
saygıyla eşlik etmek |
bow (out) f.
|
|
222 |
Öbek Fiiller |
saygıyla eşlik etmek |
bow (to) f.
|
|
223 |
Öbek Fiiller |
alkışla eşlik etmek |
clap out f.
|
|
224 |
Öbek Fiiller |
'-e eşlik etmek |
come with f.
|
|
225 |
Öbek Fiiller |
eşlik etmek |
come with f.
|
|
226 |
Öbek Fiiller |
(birine) eşlik etmek |
come with (someone) f.
|
|
227 |
Öbek Fiiller |
birine/bir şeye bir şeye kadar eşlik etmek |
escort someone or something to something f.
|
|
228 |
Öbek Fiiller |
(birine bir şeye) kadar eşlik etmek |
escort (one) to (something) f.
|
|
229 |
Öbek Fiiller |
-den çıkarken eşlik etmek |
escort from f.
|
|
230 |
Öbek Fiiller |
-e kadar eşlik etmek |
escort to f.
|
|
231 |
Öbek Fiiller |
(birine/bir şeye) eşlik etmek |
go along with (someone or something) f.
|
|
232 |
Öbek Fiiller |
birine birinden/bir şeyden uzağa doğru eşlik etmek |
guide someone away from someone or something f.
|
|
233 |
Öbek Fiiller |
birine/bir şeye (bir şey/yer) boyunca eşlik etmek |
guide someone or something across (something) f.
|
|
234 |
Öbek Fiiller |
birine/bir şeye (bir şeyden) geçene kadar eşlik etmek/yol göstermek |
guide someone or something across (something) f.
|
|
235 |
Öbek Fiiller |
birine/bir şeye (bir şeyden) karşıya kadar eşlik etmek |
guide someone or something across (something) f.
|
|
236 |
Öbek Fiiller |
birine/bir şeye (bir şeyin) karşısına kadar eşlik etmek |
guide someone or something across (something) f.
|
|
237 |
Öbek Fiiller |
(birine/bir şeye) (bir şeyden) geçene kadar eşlik etmek/yol göstermek |
guide (someone or something) across f.
|
|
238 |
Öbek Fiiller |
(birine/bir şeye) (bir şeyden) karşıya kadar eşlik etmek |
guide (someone or something) across f.
|
|
239 |
Öbek Fiiller |
(birine/bir şeye) (bir şeyin) karşısına kadar eşlik etmek |
guide (someone or something) across f.
|
|
240 |
Öbek Fiiller |
eşlik etmek |
guide away f.
|
|
241 |
Öbek Fiiller |
hareketli bir şarkıya/rock and roll müziğine eşlik edip dans etmek |
rock along f.
|
|
242 |
Öbek Fiiller |
müziğe eşlik etmek |
rock out f.
|
|
243 |
Öbek Fiiller |
-e eşlik etmek |
rock to f.
|
|
244 |
Öbek Fiiller |
-e sallanarak eşlik etmek |
rock to f.
|
|
245 |
Öbek Fiiller |
(birine bir şeye/bir yere) dönerken eşlik etmek |
see (one) back (to something or some place) f.
|
|
246 |
Öbek Fiiller |
(birine bir yere) kadar eşlik/refakat etmek |
see (one) to (some place) f.
|
|
247 |
Öbek Fiiller |
(birine bir şeye) kadar eşlik/refakat etmek |
see (one) to (something) f.
|
|
248 |
Öbek Fiiller |
tehlikeli bir yerden geçerken eşlik etmek |
see across f.
|
|
249 |
Öbek Fiiller |
bir yerden bir yere) geçerken eşlik etmek |
see across f.
|
|
250 |
Öbek Fiiller |
aşağıya kadar eşlik etmek |
see down to f.
|
|
251 |
Öbek Fiiller |
çıkışa kadar eşlik etmek |
see out f.
|
|
252 |
Öbek Fiiller |
kapıya kadar geçirmek/eşlik etmek |
see out f.
|
|
253 |
Öbek Fiiller |
yukarıya kadar eşlik etmek |
see up to f.
|
|
254 |
Öbek Fiiller |
içeriye kadar eşlik etmek |
show into f.
|
|
255 |
Öbek Fiiller |
bir yerin içerisine kadar eşlik/refakat etmek |
show into somewhere f.
|
|
256 |
Öbek Fiiller |
(birine/bir şeye bir şeyden/bir yerden) dışarı eşlik etmek |
usher (someone or something) from (something or some place) f.
|
|
257 |
Öbek Fiiller |
(birine/bir şeye bir şeyden/bir yerden) içeri eşlik etmek |
usher (someone or something) into (something or some place) f.
|
|
258 |
Öbek Fiiller |
(birine/bir şeye bir şeyden/bir yerden) dışarı eşlik etmek |
usher (someone or something) out of (something or some place) f.
|
|
259 |
Öbek Fiiller |
(birine/bir şeye bir şeye/bir yere) doğru eşlik etmek |
usher (someone or something) to (something or some place) f.
|
|
260 |
Öbek Fiiller |
bir yere kadar eşlik etmek |
usher into some place f.
|
|
261 |
Öbek Fiiller |
bir yerden içeri eşlik etmek |
usher into some place f.
|
|
262 |
Öbek Fiiller |
bir yerden dışarı eşlik etmek |
usher out of some place f.
|
|
263 |
Öbek Fiiller |
bir yere doğru eşlik etmek |
usher to f.
|
|
264 |
Öbek Fiiller |
(birine) dışarı kadar eşlik ettirmek |
walk out with (someone) f.
|
|
265 |
Öbek Fiiller |
(birine/bir şeye) kadar eşlik etmek |
walk over to (someone or something) f.
|
|
Colloquial |
|
266 |
Konuşma Dili |
dam (bir randevuda/dansta erkeğe eşlik eden kadın) |
drag [dated] i.
|
|
267 |
Konuşma Dili |
odasına kadar eşlik etmek |
escort someone to his room f.
|
|
268 |
Konuşma Dili |
bir yere kadar eşlik etmek |
carry somewhere f.
|
|
269 |
Konuşma Dili |
-e kadar eşlik etmek |
see to some place f.
|
|
270 |
Konuşma Dili |
eşlik edilmeyen |
uncompanioned s.
|
|
Idioms |
|
271 |
Deyim |
birisine bir müzik aletiyle eşlik etmek |
accompany someone on a musical instrument f.
|
|
272 |
Deyim |
birine kapıya kadar eşlik etmek |
show someone to the door f.
|
|
273 |
Deyim |
birine kapıya kadar eşlik etmek |
see someone to the door f.
|
|
274 |
Deyim |
birine eşlik etmek |
keep someone company f.
|
|
275 |
Deyim |
geline damadın yanına kadar eşlik etmek |
give the bride away f.
|
|
276 |
Deyim |
kapıya kadar eşlik etmek |
see someone to the door f.
|
|
277 |
Deyim |
kapıya kadar eşlik etmek |
see someone out f.
|
|
278 |
Deyim |
seyahatte eşlik etmek |
accompany someone on a journey f.
|
|
279 |
Deyim |
biri/bir şey tarafından eşlik edilmek |
have someone or something in tow f.
|
|
280 |
Deyim |
yalnız kalmaları uygunsuz olarak görülen genç çifte eşlik eden üçüncü kişi olmak |
pick gooseberry [obsolete] f.
|
|
281 |
Deyim |
seyahatte eşlik etmek |
accompany (one) on a journey f.
|
|
282 |
Deyim |
seyahatte eşlik etmek |
accompany (one) on one's journey f.
|
|
283 |
Deyim |
eşlik etmek |
accompany on a journey f.
|
|
284 |
Deyim |
bir müzik aletiyle eşlik etmek |
accompany on a musical instrument f.
|
|
285 |
Deyim |
bir enstrümanla eşlik etmek |
accompany on a musical instrument f.
|
|
286 |
Deyim |
sadece yola/yolda eşlik etmek |
go along for the ride f.
|
|
287 |
Deyim |
sadece yola/yolda eşlik etmek |
come along for the ride f.
|
|
288 |
Deyim |
sadece yola/yolda eşlik etmek |
go along for the ride f.
|
|
289 |
Deyim |
sadece yola/yolda eşlik etmek |
come along for the ride f.
|
|
290 |
Deyim |
sadece yola/yolda eşlik etmek |
be along for the ride f.
|
|
291 |
Deyim |
sadece yola/yolda eşlik etmek |
go along for the ride f.
|
|
292 |
Deyim |
(birine bir yere) kadar eşlik etmek |
carry (one) (somewhere) f.
|
|
293 |
Deyim |
evine kadar eşlik etmek |
see home f.
|
|
294 |
Deyim |
(birine bir yerin) içerisine kadar eşlik etmek |
show (one) into (some place) f.
|
|
295 |
Deyim |
yola/yolda eşlik etme |
along for the ride expr.
|
|
296 |
Deyim |
sadece yola/yolda eşlik etme |
(just) along for the ride expr.
|
|
297 |
Deyim |
yola/yolda eşlik etme |
along for the ride expr.
|
|
298 |
Deyim |
sadece yola/yolda eşlik etme |
(just) along for the ride expr.
|
|
Speaking |
|
299 |
Konuşma |
sana/size eşlik edebilir miyim? |
can I join you? expr.
|
|
300 |
Konuşma |
size eşlik edebilir miyim? |
could I join you? expr.
|
|
Trade/Economic |
|
301 |
Ticaret/Ekonomi |
yük sevkiyatında üst düzey güvenlik gerektiren malzemelere eşlik etmek üzere teknik olarak uygun şekilde donatılmış kimse |
technical escort i.
|
|
Law |
|
302 |
Hukuk |
eşlik eden koşulların varlığından ötürü doğru olduğu varsayılan durum |
violent presumption i.
|
|
303 |
Hukuk |
şahitlik için (birine) mahkemede eşlik etmek |
sue f.
|
|
Politics |
|
304 |
Siyasal |
ingiliz kraliyet ailesinin hizmetinde kraliçenin kıyafetlerinin bakımından sorumlu olan ve tüm devlet törenlerinde kraliçeye eşlik etmekle görevli düşes |
mistress of the robes i.
|
|
Tourism |
|
305 |
Turizm |
seyahat boyunca yolcu grubuna eşlik eden eskort |
courier i.
|
|
Technical |
|
306 |
Teknik |
bellek eşlik tarayıcısı |
memory parity scanner i.
|
|
307 |
Teknik |
dikey eşlik denetimi |
transverse parity check i.
|
|
308 |
Teknik |
dikey eşlik denetimi |
vertical parity check i.
|
|
309 |
Teknik |
eşlik şeritleri |
parity stripes i.
|
|
310 |
Teknik |
eşlik yanılgısı |
parity error i.
|
|
311 |
Teknik |
eşlik kesilmesi |
parity interrupt i.
|
|
312 |
Teknik |
eşlik karakteri |
parity character i.
|
|
313 |
Teknik |
satır boyu eşlik denetimi |
row parity check i.
|
|
314 |
Teknik |
sütun eşlik denetimi |
column check i.
|
|
315 |
Teknik |
tek-çift eşlik denetimi |
odd-even check i.
|
|
316 |
Teknik |
yatay eşlik denetimi |
horizontal parity check i.
|
|
317 |
Teknik |
eşlik ve benzerlik |
congruence and similarity i.
|
|
Computer |
|
318 |
Bilgisayar |
ayarlanabilir eşlik |
settable parity i.
|
|
319 |
Bilgisayar |
bellek eşlik tarayıcısı |
memory parity scanner i.
|
|
320 |
Bilgisayar |
boylamasına eşlik denetimi |
longitudinal parity check i.
|
|
321 |
Bilgisayar |
boylamasına eşlik |
longitudinal parity i.
|
|
322 |
Bilgisayar |
çift eşlik denetimi |
even parity check i.
|
|
323 |
Bilgisayar |
çift eşlik |
even parity i.
|
|
324 |
Bilgisayar |
dikey eşlik denetimi |
column check i.
|
|
325 |
Bilgisayar |
dikey eşlik |
vertical parity i.
|
|
326 |
Bilgisayar |
eşlik ayarı |
parity setting i.
|
|
327 |
Bilgisayar |
eşlik ikili |
parity bit i.
|
|
328 |
Bilgisayar |
eşlik yanılgısı |
parity error i.
|
|
329 |
Bilgisayar |
eşlik sağlaması |
parity check i.
|
|
330 |
Bilgisayar |
eşlik biti |
parity bit i.
|
|
331 |
Bilgisayar |
eşlik kesilmesi |
parity interrupt i.
|
|
332 |
Bilgisayar |
eşlik denetimi |
parity checking i.
|
|
333 |
Bilgisayar |
eşlik hatası |
parity error i.
|
|
334 |
Bilgisayar |
eşlik eden ileti |
accompanying message i.
|
|
335 |
Bilgisayar |
eşlik kontrolü |
parity checking i.
|
|
336 |
Bilgisayar |
eşlik hataları |
parity errors i.
|
|
337 |
Bilgisayar |
eşlik karakteri |
parity character i.
|
|
338 |
Bilgisayar |
tek eşlik denetimi |
odd parity check i.
|
|
339 |
Bilgisayar |
tek eşlik |
odd parity i.
|
|
340 |
Bilgisayar |
yatay eşlik denetimi |
longitudinal parity check i.
|
|
341 |
Bilgisayar |
yatay eşlik denetimi |
horizontal parity check i.
|
|
342 |
Bilgisayar |
bellek eşlik hatası algılandı |
memory parity error detected expr.
|
|
343 |
Bilgisayar |
eşlik yok |
no parity expr.
|
|
Informatics |
|
344 |
Bilişim |
boylamasına eşlik denetimi |
longitudinal parity check i.
|
|
345 |
Bilişim |
çift eşlik denetimi |
even parity check i.
|
|
346 |
Bilişim |
dikey eşlik |
vertical parity i.
|
|
347 |
Bilişim |
dikey eşlik denetimi |
transversal parity check i.
|
|
348 |
Bilişim |
eşlik damgası |
parity character i.
|
|
349 |
Bilişim |
eşlik hatası |
parity error i.
|
|
350 |
Bilişim |
eşlik ayarı |
parity setting i.
|
|
351 |
Bilişim |
eşlik uyuşmazlığı |
parity error i.
|
|
352 |
Bilişim |
eşlik teoremi |
parity theorem i.
|
|
353 |
Bilişim |
eşlik denetimi |
parity check i.
|
|
354 |
Bilişim |
eşlik biti |
parity bit i.
|
|
355 |
Bilişim |
tek eşlik |
odd parity i.
|
|
356 |
Bilişim |
tek eşlik denetimi |
odd parity check i.
|
|
357 |
Bilişim |
yatay eşlik denetimi |
horizontal parity check i.
|
|
Telecom |
|
358 |
Telekom |
arama eşlik biti |
dialing parity i.
|
|
359 |
Telekom |
blok eşlik biti |
block parity i.
|
|
360 |
Telekom |
çapraz eşlik denetimi |
transverse parity check i.
|
|
361 |
Telekom |
çift eşlik |
even parity i.
|
|
Aeronautic |
|
362 |
Havacılık |
uçuş sırasında gözlem yapmak için pilota eşlik eden kimse |
observer i.
|
|
Marine |
|
363 |
Denizcilik |
nakliye veya yolcu gemisine eşlik eden bir savaş gemisi |
wafter i.
|
|
364 |
Denizcilik |
donanma gemisinin kalkışına kumanda düdüğüyle eşlik etmek |
pipe f.
|
|
Medical |
|
365 |
Medikal |
ailevi akdeniz ateşine eşlik eden ankilozan spondilit |
familial mediterranean fever accompanied by ankylosing spondylitis i.
|
|
366 |
Medikal |
aminoasidürinin eşlik ettiği netherton sendromu |
netherton syndrome associated with aminoaciduria i.
|
|
367 |
Medikal |
arter ya da sinirin yanında seyreden ven, özellikle arter’e eşlik eden ven |
accompanying vein i.
|
|
368 |
Medikal |
bronşiyal astıma eşlik eden nazal polip |
nasal polyposis accompanying bronchial asthma i.
|
|
369 |
Medikal |
dermatofibroma eşlik eden perforan dermatoz |
dermatofibroma accompanied by perforating dermatosis i.
|
|
370 |
Medikal |
eşlik eden sistemik hastalıklar |
accompanying systemic diseases i.
|
|
371 |
Medikal |
eozinofili ve sistemik semptomların eşlik ettiği ilaç reaksiyonu |
drug reaction with eosinophilia and systemic symptoms (dress) i.
|
|
372 |
Medikal |
eşlik eden hastalıklar |
co-morbid illnesses i.
|
|
373 |
Medikal |
eşlik eden hastalık |
accompanying disease i.
|
|
374 |
Medikal |
eşlik eden hastalık |
coexisting disease i.
|
|
375 |
Medikal |
eşlik eden hastalıklar |
coexisting diseases i.
|
|
376 |
Medikal |
eşlik eden riskler |
attendant risks i.
|
|
377 |
Medikal |
eşlik eden materyal |
accompanying material i.
|
|
378 |
Medikal |
eşlik eden hastalık |
coexistent disease i.
|
|
379 |
Medikal |
eşlik eden tıbbi rahatsızlıklar |
coexisting medical conditions i.
|
|
380 |
Medikal |
eşlik eden enerji alımı |
concomitant energy intake i.
|
|
381 |
Medikal |
eşlik etme |
comorbidity i.
|
|
382 |
Medikal |
eşlik eden psikiyatrik rahatsızlıklar |
co-existing psychiatric disorders i.
|
|
383 |
Medikal |
eşlik eden hastalık |
comorbid disease i.
|
|
384 |
Medikal |
eşlik eden riskler |
accompanying risks i.
|
|
385 |
Medikal |
eşlik eden bakteriyel sepsis |
concomitant bacterial sepsis i.
|
|
386 |
Medikal |
hipertiroidiye eşlik eden tiroid kanseri |
thyroid cancer accompanying hyperthyroidism i.
|
|
387 |
Medikal |
interstisyel akciğer hastalığına eşlik eden respiratuar bronşiyolit |
respiratory bronchiolitis-associated interstitial lung disease i.
|
|
388 |
Medikal |
multipl myelomaya eşlik eden adenokarsinom |
adenocarcinoma coexisting with multiple myeloma i.
|
|
389 |
Medikal |
nevus pilozis ve kapiller hemanjiomun eşlik ettiği spinal disrafizm |
spinal dysraphism associated with nevus pilosisand capillary hemangioma i.
|
|
390 |
Medikal |
pnömoni veya sepsisin eşlik ettiği kalp yetmezliği |
heart failure with accompanying pneumonia or sepsis i.
|
|
391 |
Medikal |
pilorik atreziye eşlik eden epidermolisis büllosa |
pyloric atresia with epidermolysis bullosa i.
|
|
392 |
Medikal |
romatioid artritin eşlik ettiği piyoderma ganfrenozum |
pyoderma gangrenosum associated with rheumatoid arthritis i.
|
|
393 |
Medikal |
reflünün eşlik ettiği respiratuar semptomlar |
reflux-associated respiratory symptoms i.
|
|
394 |
Medikal |
uterin anomalinin eşlik ettiği primer infertilite |
primary infertility with uterine anomaly i.
|
|
395 |
Medikal |
meninjiyal arterlere eşlik eden toplardamarlar |
venae meningeae i.
|
|
396 |
Medikal |
meninjiyal arterlere eşlik eden toplardamarlar |
meningeal veins i.
|
|
397 |
Medikal |
sendelemeye eşlik eden baş dönmesi |
blind staggers i.
|
|
398 |
Medikal |
çeşitli anomalilerin eşlik ettiği bir tür ani bilinç kaybı |
complex absence i.
|
|
399 |
Medikal |
eşlik eden başka patolojileri bulunmak |
have coexisting diseases f.
|
|
400 |
Medikal |
eşlik eden |
concomitant s.
|
|
401 |
Medikal |
ayrışmanın eşlik ettiği |
pythocenic [obsolete] s.
|
|
Anatomy |
|
402 |
Anatomi |
delici arterlere eşlik eden toplardamarlar |
perforating vein i.
|
|
403 |
Anatomi |
delici arterlere eşlik eden toplardamarlar |
vena perforantis i.
|
|
404 |
Anatomi |
artere eşlik eden otonom sinir ağı |
periarterial plexus i.
|
|
405 |
Anatomi |
artere eşlik eden otonom sinir ağı |
plexus periarterialis i.
|
|
406 |
Anatomi |
internal karotid artere eşlik eden bir damar |
vena cerebri anterior i.
|
|
407 |
Anatomi |
yükselen boyun arterine eşlik eden ve omurga venine açılan bir damar |
anterior vertebral vein i.
|
|
408 |
Anatomi |
yükselen boyun arterine eşlik eden ve omurga venine açılan bir damar |
vena vertebralis anterior i.
|
|
409 |
Anatomi |
her iki kolda da brakiyal artere eşlik eden ve aksiller toplardamara boşalan iki toplardamar |
vena brachialis i.
|
|
410 |
Anatomi |
her iki kolda da brakiyal artere eşlik eden ve aksiller toplardamara boşalan iki toplardamar |
brachial vein i.
|
|
411 |
Anatomi |
aynı adı taşıyan artere eşlik eden bir toplardamar |
vena cervicalis profunda i.
|
|
412 |
Anatomi |
aynı adı taşıyan artere eşlik eden bir toplardamar |
deep cervical vein i.
|
|
413 |
Anatomi |
aynı adı taşıyan arterlere eşlik eden birçok kıvrık paralel toplardamardan biri |
vena circumflexa i.
|
|
414 |
Anatomi |
aynı adı taşıyan arterlere eşlik eden birçok kıvrık paralel toplardamardan biri |
circumflex vein i.
|
|
415 |
Anatomi |
aynı adı taşıyan artere eşlik eden bir damar |
vena circumflexa ilium i.
|
|
416 |
Anatomi |
aynı adı taşıyan artere eşlik eden bir damar |
circumflex iliac vein i.
|
|
417 |
Anatomi |
kalça ve uyluğa kan taşıyan aynı isimdeki arterlere eşlik eden iki damardan her biri |
vena circumflexus femoris i.
|
|
418 |
Anatomi |
kalça ve uyluğa kan taşıyan aynı isimdeki arterlere eşlik eden iki damardan her biri |
circumflex femoral vein i.
|
|
419 |
Anatomi |
mesane ven ağına eşlik eden damar |
vena dorsalis clitoridis profunda i.
|
|
420 |
Anatomi |
femoral artere eşlik eden bir toplardamar |
vena femoralis i.
|
|
421 |
Anatomi |
femoral artere eşlik eden bir toplardamar |
femoral vein i.
|
|
422 |
Anatomi |
omurilik sinirlerine eşlik eden toplardamarlardan her biri |
vena intervertebralis i.
|
|
423 |
Anatomi |
omurilik sinirlerine eşlik eden toplardamarlardan her biri |
intervertebral vein i.
|
|
424 |
Anatomi |
peroneal arterlere eşlik eden topuktan çıkan ve bacağın arkasına doğru devam eden bir damar |
vena peroneus i.
|
|
425 |
Anatomi |
peroneal arterlere eşlik eden topuktan çıkan ve bacağın arkasına doğru devam eden bir damar |
fibular vein i.
|
|
426 |
Anatomi |
peroneal arterlere eşlik eden topuktan çıkan ve bacağın arkasına doğru devam eden bir damar |
peroneal vein i.
|
|
427 |
Anatomi |
böbrek arterlerine eşlik eden toplardamarlar |
vena renalis i.
|
|
428 |
Anatomi |
vertebral toplardamara eşlik edip yedinci bel omurunun forameninden geçerek brakiyosefalik toplardamara boşalan bir toplardamar |
vena vertebralis accessoria i.
|
|
429 |
Anatomi |
yüzeysel epigastrik artere eşlik eden toplardamarlar |
venae epigastricae superiores i.
|
|
430 |
Anatomi |
yüzeysel epigastrik artere eşlik eden toplardamarlar |
superior epigastric veins i.
|
|
431 |
Anatomi |
artere eşlik eden toplardamar |
comes i.
|
|
432 |
Anatomi |
artere eşlik eden damar |
vena comes i.
|
|
Psychology |
|
433 |
Psikoloji |
belirlenemeyen hastalık semptomlarının eşlik ettiği depresyon ve hayali hastalık evhamı ile karakterize bir rahatsızlık |
hypochondriacism i.
|
|
434 |
Psikoloji |
işitsel uyaranlara renklerin eşlik ettiği bir kromestezi |
colored audition i.
|
|
435 |
Psikoloji |
işitsel uyaranlara renklerin eşlik ettiği bir kromestezi türü |
coloured audition i.
|
|
436 |
Psikoloji |
işitsel uyaranlara renklerin eşlik ettiği bir kromestezi |
colored hearing i.
|
|
437 |
Psikoloji |
işitsel uyaranlara renklerin eşlik ettiği bir kromestezi türü |
coloured hearing i.
|
|
Physiology |
|
438 |
Fizyoloji |
bilinçli yapılan hareketlere eşlik eden bilinçsiz hareketler |
associated movements i.
|
|
439 |
Fizyoloji |
meninin atılmasının eşlik ettiği orgazm |
male orgasm i.
|
|
Pathology |
|
440 |
Patoloji |
tifüs veya tifo ateşine eşlik eden sayıklama |
typhomania i.
|
|
441 |
Patoloji |
anormal bacak hareketlerinin eşlik ettiği bir abazi |
choreic abasia i.
|
|
442 |
Patoloji |
kusmanı. eşlik ettiği şiddetli kalın bağırsak sancısı |
ileac passion i.
|
|
443 |
Patoloji |
kusmanın eşlik ettiği şiddetli kalın bağırsak sancısı |
iliac passion i.
|
|
444 |
Patoloji |
pis kokulu burun akıntısının eşlik ettiği kronik bir hastalık |
ozaena i.
|
|
445 |
Patoloji |
pis kokulu burun akıntısının eşlik ettiği kronik bir hastalık |
ozoena i.
|
|
446 |
Patoloji |
kırmızı kan hücrelerinin normalden daha küçük ve küresel formda olduğu ve genellikle konjenital hemolitik sarılığa eşlik eden ırsi bir anemi |
spherocytosis i.
|
|
447 |
Patoloji |
nabızda yavaşlamanın eşlik ettiği bilinç kaybına yol açan bir bozukluk |
stokes-adams syndrome i.
|
|
448 |
Patoloji |
paralizinin eşlik ettiği |
paralytical s.
|
|
Veterinary |
|
449 |
Veterinerlik |
evcil hayvanlarda görülen, ateş ve solunum semptomlarının eşlik ettiği viral bir hastalık |
influenza i.
|
|
Printing |
|
450 |
Baskı Teknikleri |
illüstrasyona eşlik eden yazı |
cutline [canada/us] i.
|
|
Statistics |
|
451 |
İstatistik |
eşlik değişkeni |
concomitant variable i.
|
|
Physics |
|
452 |
Fizik |
(dalda mekaniği teorisinde) hareket eden elektron ve proton gibi bir temel parçacığa eşlik eden ve ona dalga özelliği kazandıran varsayımsal dalgalar dizisi |
matter waves i.
|
|
Chemistry |
|
453 |
Kimya |
çeşitli karacaotu türlerinde hellborine eşlik eden acı tatlı beyaz kristalli bir madde olarak çıkarılan zehirli bir glikozit |
helleborein i.
|
|
454 |
Kimya |
çeşitli karacaotu türlerinde hellborine eşlik eden acı tatlı beyaz kristalli bir madde olarak çıkarılan zehirli bir glikozit |
helleborin i.
|
|
Marine Biology |
|
455 |
Deniz Biyolojisi |
genellikle köpek balıklarına veya tropik balıklara eşlik eden, sıcak denizlerde yaşayan bir balık |
pilotfish (naucrates ductor) i.
|
|
456 |
Deniz Biyolojisi |
genellikle köpek balıklarına veya tropik balıklara eşlik eden ve sıcak denizlerde yaşayan bir balık |
rudder fish i.
|
|
457 |
Deniz Biyolojisi |
genellikle köpek balıklarına veya tropik balıklara eşlik eden ve sıcak denizlerde yaşayan bir balık |
rudderfish i.
|
|
Zoology |
|
458 |
Zooloji |
eşlik edenler |
court i.
|
|
Education |
|
459 |
Eğitim |
(eskiden) bir asilzadenin oğluna eşlik eden, sosyal statü bakımından bir altta olan üniversite öğrencisi |
seconder i.
|
|
460 |
Eğitim |
(eskiden) bir asilzadenin oğluna eşlik eden, sosyal statü bakımından bir altta olan üniversite öğrencisi |
secondar i.
|
|
Linguistics |
|
461 |
Dilbilim |
eşlik durumu |
comitative i.
|
|
462 |
Dilbilim |
(fince gibi dillerde) eşlik etme bildiren |
comitative s.
|
|
History |
|
463 |
Tarih |
(1950'lerde ingiltere'de) VII. edward dönemi kıyafetleriyle dolaşan külhanbeyine eşlik eden kız |
teddy girl i.
|
|
464 |
Tarih |
eşlerin erkeğe halk etkinliklerinde eşlik etmesini yasaklayan antik yunan geleneği |
hetaerism i.
|
|
465 |
Tarih |
(eski roma'da) özel baltasıyla konsüle veya yüksek rütbeli görevlilere eşlik eden, suçluları cezalandırmakla görevli kimse |
lictor i.
|
|
466 |
Tarih |
(eski roma'da) özel baltasıyla konsüle veya yüksek rütbeli görevlilere eşlik eden, suçluları cezalandırmakla görevli kimseye ait veya ilişkin |
lictorian s.
|
|
Religious |
|
467 |
Dini |
papaz ve koronun tören sonunda çekilmesine eşlik eden ilahi |
recessional i.
|
|
468 |
Dini |
papaz ve koronun dini tören sonunda çekilmesine eşlik eden ilahi |
recessional hymn i.
|
|
469 |
Dini |
(yahudilikte) kefaret günü arifesinde okunan açılış duasına eşlik eden melodi |
kol nidre i.
|
|
470 |
Dini |
katolik kilisesi'nin merkezi ayininin başında okunan duaya eşlik eden müzik |
kyrie i.
|
|
471 |
Dini |
katolik kilisesi'nin merkezi ayini başta olmak üzere bazı kilise ayinlerinde okunan duaya eşlik eden müzik |
kyrie eleison i.
|
|
472 |
Dini |
kutsal metinlere giriş niteliğinde bir pasajın eşlik ettiği bir duayı içeren dini metin |
devotion i.
|
|
Philosophy |
|
473 |
Felsefe |
vücudu fonksiyonlarına bilincin eşlik ettiği ancak bilinç tarafından kontrol edilmeyen bir makine olarak ele alan bir teori |
automatism i.
|
|
Meteorology |
|
474 |
Meteoroloji |
gökkuşağına eşlik eden silik ikincil gökkuşağı |
water gall i.
|
|
475 |
Meteoroloji |
dağın tepesinde kümelenmiş yoğun buluta eşlik eden rüzgar |
helm [dialect] [uk] i.
|
|
476 |
Meteoroloji |
orajlara eşlik eden kırmızı parlak ışık |
sprite i.
|
|
Military |
|
477 |
Askeri |
uçak gemisine eşlik eden gemi ve denizaltıların oluşturduğu savaş görev grubu |
carrier battle group i.
|
|
478 |
Askeri |
uçak gemileri ve onlara eşlik eden savaş gemilerinden oluşan deniz gücü |
carrier striking force i.
|
|
479 |
Askeri |
ziyaretçilere eşlik |
escort of visitors i.
|
|
480 |
Askeri |
prense veya üst kademedeki görevliye eşlik eden seçilmiş tabur |
life guard i.
|
|
481 |
Askeri |
devlet seremonilerinde ingiliz kraliyetine eşlik eden kırk erkekten oluşan askeri birlik |
gentleman-pensioner i.
|
|
482 |
Askeri |
filoya eşlik etmek için tasarlanmış, muhripten daha küçük olan hafif zırhlı savaş gemisi |
destroyer escort i.
|
|
483 |
Askeri |
konvoya eşlik edip onun korunmasından sorumlu askeri gemi veya uçak |
convoy escort i.
|
|
Hunting |
|
484 |
Silah/Atıcılık |
balina avına eşlik eden yakalayıcı bot |
catcher i.
|
|
Sport |
|
485 |
Spor |
(yarışta) kural ihlaline karşı üstü açık bir arabada bisikletçilere eşlik eden hakem |
commissaire i.
|
|
Football |
|
486 |
Futbol |
top sürene eşlik eden birkaç hücum oyuncusunun da yer aldığı güçlü atak |
power play i.
|
|
Art |
|
487 |
Sanat |
guaracha dansına eşlik eden müzik |
guaracha i.
|
|
Music |
|
488 |
Müzik |
eşlik eden kimse |
accompanyist i.
|
|
489 |
Müzik |
(genelde) piyano ile eşlik eden kişi |
accompanyist i.
|
|
490 |
Müzik |
eşlik eden kişi |
accompanyist i.
|
|
491 |
Müzik |
bir caz yapıtında eşlik |
background i.
|
|
492 |
Müzik |
eşlik eden kişi |
accompanist i.
|
|
493 |
Müzik |
eşlik çalma |
accompaniment playing i.
|
|
494 |
Müzik |
eşlik edilmeyen |
unaccompanied i.
|
|
495 |
Müzik |
eşlik ezgisi |
counterpart i.
|
|
496 |
Müzik |
eşlik eden |
accompanist i.
|
|
497 |
Müzik |
eşlik eden kimse |
accompanist i.
|
|
498 |
Müzik |
(operada) enstrümanın eşlik ettiği tek kişilik vokal parça |
aria i.
|
|
499 |
Müzik |
(operada) enstrümanın eşlik ettiği tek kişilik kısa vokal parça |
arietta i.
|
|
500 |
Müzik |
(operada) enstrümanın eşlik ettiği tek kişilik kısa vokal parça |
ariette i.
|
|