eşlik - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

eşlik



"eşlik" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 20 sonuç

Türkçe İngilizce
Common Usage
eşlik accompaniment i.
General
eşlik company i.
eşlik escort i.
eşlik waiting i.
eşlik companionship i.
eşlik attendance i.
eşlik equality i.
eşlik convoy i.
eşlik chaperonage i.
eşlik equipollence i.
eşlik equipollency i.
eşlik many [obsolete] i.
eşlik wivehood i.
eşlik comp i.
eşlik corollary i.
eşlik ship [uk] i.
Computer
eşlik parity i.
Statistics
eşlik concomitance i.
Music
eşlik accompaniment i.
eşlik acompaniment i.

"eşlik" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 500 sonuç

Türkçe İngilizce
Common Usage
eşlik çevirmenliği liaison interpreting i.
eşlik etmek accompany f.
General
sesi kaydedilen bir şarkıcıya eşlik eden kayıt stüdyosunda görevli çalgıcı session man i.
genç kıza eşlik eden yaşlı kadın chaperon i.
basit ve notasız eşlik vamp i.
eşlik edenler escort i.
indirimli fiyattan eşlik eden kişiye çıkarılan özel tarife partner fare i.
eşlik edenler retinue i.
boylamasına eşlik longitudinal parity i.
eşlik etme escorting i.
eşlik eden kimse attendant i.
eşlik etme concomitance i.
eşlik etme escort i.
eşlik eden (koruma/gözetim için) escort i.
bir olaya eşlik eden başka olaylar concomitant i.
eşlik eden kimse attender i.
eşlik eden accompanier i.
eşlik eden şey accompaniment i.
eşlik denetimi parity check i.
eşlik ayarı parity setting i.
geline eşlik eden kız bridesmaid i.
eşlik eden kimse accompanist i.
genç kıza eşlik eden kadın duenna i.
gerginliğin eşlik ettiği enerjik olma hali nervous energy i.
eşlik tercümanlığı escort interpreting i.
eşlik çevirmenliği elbow interpreting i.
eşlik çevirmenliği escort interpreting i.
eşlik tercümanlığı elbow interpreting i.
eşlik etme accompaniment i.
eşlik etme chaperon i.
eşlik etme chaperone i.
bir kişinin doğumu veya buna eşlik eden koşullar natals i.
bant kaydına eşlik eden tamamlayıcı/açıklayıcı metin liner i.
eşlik eden durum attendant i.
para karşılığı müşterilere etkinliklerde partneri gibi eşlik eden kimse escort i.
eşlik etme escortage i.
eşlik etme usherance i.
eşlik eden uygun şey besort [obsolete] i.
eşlik eden uygun kimse besort [obsolete] i.
kraliçe veya prensese eşlik eden evlenmemiş kadın maid in waiting i.
kraliçe veya prensese eşlik eden evlenmemiş kadın maid-in-waiting i.
wicca inancına ait tasvirlerde yaşlı kadın ve anne figürlerine eşlik eden, kız veya genç kadını simgeleyen tanrıça maiden i.
eşlik eden kimse make [dialect] [uk] i.
mambo dansına eşlik eden müzik mambo i.
düğünde geline esas olarak eşlik eden evli veya dul kadın matron-of-honour i.
eşlik edenler many [obsolete] i.
kraliçeye veya prensese eşlik eden evlenmemiş asil kadın marie [scotland] i.
bir takıma müsabakalarda eşlik etmek için seçilmiş, su getirme ve ekipmana bakım yapma gibi görevleri olan küçük erkek çocuğu mascot i.
two step dansına benzer brezilya menşeli bir salon dansına eşlik eden müzik maxixe i.
eşlik edenler meiny i.
eşlik edenler meinie i.
eskiden londra belediye başkanına eşlik eden uzun kıyafetli bir grup erkekten biri budge bachelor i.
doğum sonrası kadınlara eşlik eden hemşire monthly nurse i.
eşlik eden şey obligato i.
eşlik eden ses obligato i.
kraliçe veya prensese eşlik eden evlenmemiş kadın damsel [obsolete] i.
one-step dansına eşlik eden müzik one-step i.
fahişeleri koruyup onlara eşlik eden kimse ruffian [obsolete] i.
eşlik eden durum incident i.
sanat eserine eşlik eden açıklayıcı materyal didactics i.
akıl ve maddenin birbirine eşlik etmesine karşın birbiri ile ilişkili olmadığını öne süren felsefi teori parallelism i.
geline eşlik eden kadın paranymph i.
şişkinliğin eşlik ettiği rahatsızlık pooch i.
eşlik eden şey corollary i.
eşlik etme corollary i.
at arabasına eşlik eden atlı görevli outrider i.
yarış atlarına başlangıç çizgisine kadar eşlik eden atlı görevli outrider i.
şövalyeye savaş alanında eşlik eden yaver sergeant [obsolete] i.
büyük bir olaya eşlik eden yan içerik sideband i.
eşlik eden olaylar dizisi point i.
eşlik eden müzik support i.
müziğe eşlik etmek vamp f.
eşlik etmek go with f.
genç kıza eşlik etmek chaperon f.
eşlik etmek consort f.
eşlik etmek go along f.
eşlik etmek (korumak/gözetmek amacıyla) escort f.
eşlik etmek herd f.
eşlik etmek walk f.
eşlik etmek come along f.
eşlik etmek wait on f.
eşlik etmek companion f.
eşlik etmek attend f.
eşlik etmek convoy f.
eşlik etmek escort f.
eşlik etmek keep company f.
eşlik etmek keep somebody company f.
eşlik etmek take out f.
eşlik edilmek be accompanied f.
eşlik etmek wait upon f.
birine eşlik etmek escort someone f.
birine eşlik etmek accompany someone f.
eşlik etmek accompany f.
eşlik etmek usher f.
evine kadar eşlik etmek accompany someone to his/her house f.
eşlik etmek see f.
her iki yanında olacak şekilde iki koldan eşlik etmek flank f.
şarkıcıya gitarla eşlik etmek accompany the singer on the guitar f.
şarkıcıya piyanosuyla eşlik etmek accompany the singer on the piano f.
şarkıcıya gitarıyla eşlik etmek accompany the singer on the guitar f.
şarkıcıya piyanoyla eşlik etmek accompany the singer on the piano f.
birine evine kadar eşlik etmek accompany someone home f.
birine evine kadar eşlik etmek see someone home f.
birbirine eşlik etmek accompany each other f.
eşlik etmek chaperone f.
eşlik etmek chaperon f.
eşlik/refakat etmek (müzisyene) back f.
eşlik etmek carry f.
eşlik etmek bring one on one's way f.
eşlik etmeyi engellemek unfellow f.
eşlik etmek mate f.
denetlemek veya eşlik etmek matronize f.
denetlemek veya eşlik etmek matronise f.
(birine) eşlik etmek accompany (one) f.
(birine) bir müzik enstrümanıyla eşlik etmek accompany (one) f.
bir kadına eşlik etmek woman f.
eşlik eden olaylarla ilgili olmak have f.
saygıyla eşlik etmek bow f.
eşlik etmek bring [dialect] f.
eşlik etmek huisher f.
askeri bir operasyonda güvenliği sağlamak için eşlik etmek mother f.
(bir kadına) eşlik etmek gallant f.
dansla eşlik etmek dance f.
eşlik etmek run f.
eşlik etmek chum [scotland] f.
eşlik etmek company f.
birine eşlik etmek company f.
birine eşlik etmek bear company f.
(birine) eşlik etmek drag f.
kaval sesini (savaşa) eşlik ettirmek pipe f.
eşlik etmek convey [obsolete] f.
eşlik etmek follow f.
birbirine eşlik etmeyi bırakmak part f.
eşlik etmek show f.
yavaş alkışlarla eşlik etmek slow-handclap f.
centilmence eşlik etmek beau f.
(yardım amacıyla) bir kimseye eşlik etmek support f.
müzik ile eşlik etmek support f.
(bir durum diğerine) eşlik etmek accompany f.
(konvoy halinde) eşlik etmek convoy f.
eşlik eden in waiting s.
eşlik eden accompanying s.
eşlik eden attendant s.
eşlik eden concomitant s.
eşlik edilmeyen unaccompanied s.
eşlik edilmemiş unchaperoned s.
eşlik edilen accompanied s.
eşlik eden backup s.
eşlik edilmeyen unconvoyed s.
eşlik edeni olmayan unfellowed s.
eşlik edecek birini aramayan ungregarious s.
eşlik edilmemiş unushered s.
koku ile eşlik edilen overscented s.
konuşma veya sesin eşlik etmediği dumb s.
eşlik eden parallel s.
eşlik eden fellow s.
eşlik eden satellite s.
eşlik eden satellitic s.
miskinliğin eşlik ettiği slumberous s.
miskinliğin eşlik ettiği slumbrous s.
(genellikle tasma ile) eşlik eden in hand zf.
eşlik ederek to ed.
Phrasals
eşlik etmek meet with f.
benzer bir davranışla eşlik etmek follow up f.
dışarıya kadar eşlik etmek conduct someone out of something f.
alkışla eşlik etmek clap along f.
alkışlayarak eşlik etmek clap along f.
birine bir yere kadar eşlik etmek see someone into something f.
birine (bir yerden çıkarken) eşlik etmek usher someone or something out f.
biri şarkı söylerken (ona) enstrüman vb ile eşlik etmek sing along with someone f.
birine bir yere kadar eşlik etmek usher someone into some place f.
bir kimseye bir yere/bir kimsenin yanına kadar eşlik etmek walk someone over to someone or something f.
birine bir yere kadar eşlik etmek usher someone or something in f.
birine bir yere kadar eşlik etmek carry someone somewhere f.
birine aşağıya kadar eşlik etmek see someone down to something f.
birine (bir yerden çıkarken) eşlik etmek usher someone or something out of some place f.
birine bir yere kadar eşlik etmek see someone in f.
birine dışarıya kadar eşlik etmek walk someone out f.
eşlik etmek take about f.
eşlik etmek guide away from f.
eşlik etmek guide someone away f.
eşlik etmek guide someone away from something f.
eşlik etmek play along f.
eşlik ederek dışarı çıkarmak bustle someone off f.
içeriye kadar eşlik etmek show someone in f.
içeriye kadar eşlik etmek accompany someone in f.
içeriye kadar eşlik etmek show someone into somewhere f.
şarkısında eşlik etmek sing along with someone f.
(şarkıyı söylerken) eşlik etmek sing along f.
(bir müzik aletiyle) birine eşlik etmek play along with someone f.
aşağıya kadar eşlik etmek see (one) down (to something or some place) f.
(birine bir yerden) çıkarken eşlik etmek escort (one) from (something) f.
(birine) çıkışa kadar eşlik etmek escort (one) from (something) f.
birine/bir şeye bir yerden çıkarken eşlik etmek escort someone or something from something f.
birine/bir şeye çıkışa kadar eşlik etmek escort someone or something from something f.
birini bir şeye/birine eşlik etmesi için görevlendirmek get someone on(to) someone or something f.
birinin/bir şeyin etkinliğine eşlik etmek/katılmak run with f.
(bir şeye, müziğe) eşlik etmek rock to (something) f.
(bir şeye, müziğe) sallanarak eşlik etmek rock to (something) f.
(birine bir şeye/yere) kadar eşlik etmek show (one) to (something or some place) f.
(bir şeye/ritme) hareketle eşlik etmek sway to (something) f.
(bir şeye/ritme) salınarak eşlik etmek sway to (something) f.
(birine bir şeyde/yerde) eşlik etmek take (one) through (something or some place) f.
birine (bir şeyde) eşlik etmek take someone through (something) f.
(birine/bir şeye) bir şeyde eşlik etmek take (someone or something) for f.
birine bir şeyde eşlik etmek take someone for something f.
birine yukarıdaki (birine/bir şeye/bir yere) kadar eşlik etmek take up to (someone, something, or some place) f.
bir yere vurarak ritmine eşlik etmek tap something out f.
-e eşlik etmek see in f.
içeri kadar eşlik etmek see in f.
(birine bir müzik aletiyle/enstrümanla) eşlik etmek accompany (one) with (some instrument) f.
içeri kadar eşlik etmek see into f.
(birine bir yerden bir yere) geçerken eşlik etmek see (one) across (something or some place) f.
birine tehlikeli bir yerden geçerken eşlik etmek see someone across something f.
birine bir şeyle eşlik etmek accompany someone with something f.
birine bir müzik enstrümanıyla eşlik etmek accompany someone with something f.
işe eşlik etmek accompany with f.
ahenkle katılmak/eşlik etmek chime in f.
uyumlu bir şekilde katılmak/eşlik etmek chime in f.
saygıyla eşlik etmek bow (in) f.
saygıyla eşlik etmek bow (out) f.
saygıyla eşlik etmek bow (to) f.
alkışla eşlik etmek clap out f.
'-e eşlik etmek come with f.
eşlik etmek come with f.
(birine) eşlik etmek come with (someone) f.
birine/bir şeye bir şeye kadar eşlik etmek escort someone or something to something f.
(birine bir şeye) kadar eşlik etmek escort (one) to (something) f.
-den çıkarken eşlik etmek escort from f.
-e kadar eşlik etmek escort to f.
(birine/bir şeye) eşlik etmek go along with (someone or something) f.
birine birinden/bir şeyden uzağa doğru eşlik etmek guide someone away from someone or something f.
birine/bir şeye (bir şey/yer) boyunca eşlik etmek guide someone or something across (something) f.
birine/bir şeye (bir şeyden) geçene kadar eşlik etmek/yol göstermek guide someone or something across (something) f.
birine/bir şeye (bir şeyden) karşıya kadar eşlik etmek guide someone or something across (something) f.
birine/bir şeye (bir şeyin) karşısına kadar eşlik etmek guide someone or something across (something) f.
(birine/bir şeye) (bir şeyden) geçene kadar eşlik etmek/yol göstermek guide (someone or something) across f.
(birine/bir şeye) (bir şeyden) karşıya kadar eşlik etmek guide (someone or something) across f.
(birine/bir şeye) (bir şeyin) karşısına kadar eşlik etmek guide (someone or something) across f.
eşlik etmek guide away f.
hareketli bir şarkıya/rock and roll müziğine eşlik edip dans etmek rock along f.
müziğe eşlik etmek rock out f.
-e eşlik etmek rock to f.
-e sallanarak eşlik etmek rock to f.
(birine bir şeye/bir yere) dönerken eşlik etmek see (one) back (to something or some place) f.
(birine bir yere) kadar eşlik/refakat etmek see (one) to (some place) f.
(birine bir şeye) kadar eşlik/refakat etmek see (one) to (something) f.
tehlikeli bir yerden geçerken eşlik etmek see across f.
bir yerden bir yere) geçerken eşlik etmek see across f.
aşağıya kadar eşlik etmek see down to f.
çıkışa kadar eşlik etmek see out f.
kapıya kadar geçirmek/eşlik etmek see out f.
yukarıya kadar eşlik etmek see up to f.
içeriye kadar eşlik etmek show into f.
bir yerin içerisine kadar eşlik/refakat etmek show into somewhere f.
(birine/bir şeye bir şeyden/bir yerden) dışarı eşlik etmek usher (someone or something) from (something or some place) f.
(birine/bir şeye bir şeyden/bir yerden) içeri eşlik etmek usher (someone or something) into (something or some place) f.
(birine/bir şeye bir şeyden/bir yerden) dışarı eşlik etmek usher (someone or something) out of (something or some place) f.
(birine/bir şeye bir şeye/bir yere) doğru eşlik etmek usher (someone or something) to (something or some place) f.
bir yere kadar eşlik etmek usher into some place f.
bir yerden içeri eşlik etmek usher into some place f.
bir yerden dışarı eşlik etmek usher out of some place f.
bir yere doğru eşlik etmek usher to f.
(birine) dışarı kadar eşlik ettirmek walk out with (someone) f.
(birine/bir şeye) kadar eşlik etmek walk over to (someone or something) f.
Colloquial
dam (bir randevuda/dansta erkeğe eşlik eden kadın) drag [dated] i.
odasına kadar eşlik etmek escort someone to his room f.
bir yere kadar eşlik etmek carry somewhere f.
-e kadar eşlik etmek see to some place f.
eşlik edilmeyen uncompanioned s.
Idioms
birisine bir müzik aletiyle eşlik etmek accompany someone on a musical instrument f.
birine kapıya kadar eşlik etmek show someone to the door f.
birine kapıya kadar eşlik etmek see someone to the door f.
birine eşlik etmek keep someone company f.
geline damadın yanına kadar eşlik etmek give the bride away f.
kapıya kadar eşlik etmek see someone to the door f.
kapıya kadar eşlik etmek see someone out f.
seyahatte eşlik etmek accompany someone on a journey f.
biri/bir şey tarafından eşlik edilmek have someone or something in tow f.
yalnız kalmaları uygunsuz olarak görülen genç çifte eşlik eden üçüncü kişi olmak pick gooseberry [obsolete] f.
seyahatte eşlik etmek accompany (one) on a journey f.
seyahatte eşlik etmek accompany (one) on one's journey f.
eşlik etmek accompany on a journey f.
bir müzik aletiyle eşlik etmek accompany on a musical instrument f.
bir enstrümanla eşlik etmek accompany on a musical instrument f.
sadece yola/yolda eşlik etmek go along for the ride f.
sadece yola/yolda eşlik etmek come along for the ride f.
sadece yola/yolda eşlik etmek go along for the ride f.
sadece yola/yolda eşlik etmek come along for the ride f.
sadece yola/yolda eşlik etmek be along for the ride f.
sadece yola/yolda eşlik etmek go along for the ride f.
(birine bir yere) kadar eşlik etmek carry (one) (somewhere) f.
evine kadar eşlik etmek see home f.
(birine bir yerin) içerisine kadar eşlik etmek show (one) into (some place) f.
yola/yolda eşlik etme along for the ride expr.
sadece yola/yolda eşlik etme (just) along for the ride expr.
yola/yolda eşlik etme along for the ride expr.
sadece yola/yolda eşlik etme (just) along for the ride expr.
Speaking
sana/size eşlik edebilir miyim? can I join you? expr.
size eşlik edebilir miyim? could I join you? expr.
Trade/Economic
yük sevkiyatında üst düzey güvenlik gerektiren malzemelere eşlik etmek üzere teknik olarak uygun şekilde donatılmış kimse technical escort i.
Law
eşlik eden koşulların varlığından ötürü doğru olduğu varsayılan durum violent presumption i.
şahitlik için (birine) mahkemede eşlik etmek sue f.
Politics
ingiliz kraliyet ailesinin hizmetinde kraliçenin kıyafetlerinin bakımından sorumlu olan ve tüm devlet törenlerinde kraliçeye eşlik etmekle görevli düşes mistress of the robes i.
Tourism
seyahat boyunca yolcu grubuna eşlik eden eskort courier i.
Technical
bellek eşlik tarayıcısı memory parity scanner i.
dikey eşlik denetimi transverse parity check i.
dikey eşlik denetimi vertical parity check i.
eşlik şeritleri parity stripes i.
eşlik yanılgısı parity error i.
eşlik kesilmesi parity interrupt i.
eşlik karakteri parity character i.
satır boyu eşlik denetimi row parity check i.
sütun eşlik denetimi column check i.
tek-çift eşlik denetimi odd-even check i.
yatay eşlik denetimi horizontal parity check i.
eşlik ve benzerlik congruence and similarity i.
Computer
ayarlanabilir eşlik settable parity i.
bellek eşlik tarayıcısı memory parity scanner i.
boylamasına eşlik denetimi longitudinal parity check i.
boylamasına eşlik longitudinal parity i.
çift eşlik denetimi even parity check i.
çift eşlik even parity i.
dikey eşlik denetimi column check i.
dikey eşlik vertical parity i.
eşlik ayarı parity setting i.
eşlik ikili parity bit i.
eşlik yanılgısı parity error i.
eşlik sağlaması parity check i.
eşlik biti parity bit i.
eşlik kesilmesi parity interrupt i.
eşlik denetimi parity checking i.
eşlik hatası parity error i.
eşlik eden ileti accompanying message i.
eşlik kontrolü parity checking i.
eşlik hataları parity errors i.
eşlik karakteri parity character i.
tek eşlik denetimi odd parity check i.
tek eşlik odd parity i.
yatay eşlik denetimi longitudinal parity check i.
yatay eşlik denetimi horizontal parity check i.
bellek eşlik hatası algılandı memory parity error detected expr.
eşlik yok no parity expr.
Informatics
boylamasına eşlik denetimi longitudinal parity check i.
çift eşlik denetimi even parity check i.
dikey eşlik vertical parity i.
dikey eşlik denetimi transversal parity check i.
eşlik damgası parity character i.
eşlik hatası parity error i.
eşlik ayarı parity setting i.
eşlik uyuşmazlığı parity error i.
eşlik teoremi parity theorem i.
eşlik denetimi parity check i.
eşlik biti parity bit i.
tek eşlik odd parity i.
tek eşlik denetimi odd parity check i.
yatay eşlik denetimi horizontal parity check i.
Telecom
arama eşlik biti dialing parity i.
blok eşlik biti block parity i.
çapraz eşlik denetimi transverse parity check i.
çift eşlik even parity i.
Aeronautic
uçuş sırasında gözlem yapmak için pilota eşlik eden kimse observer i.
Marine
nakliye veya yolcu gemisine eşlik eden bir savaş gemisi wafter i.
donanma gemisinin kalkışına kumanda düdüğüyle eşlik etmek pipe f.
Medical
ailevi akdeniz ateşine eşlik eden ankilozan spondilit familial mediterranean fever accompanied by ankylosing spondylitis i.
aminoasidürinin eşlik ettiği netherton sendromu netherton syndrome associated with aminoaciduria i.
arter ya da sinirin yanında seyreden ven, özellikle arter’e eşlik eden ven accompanying vein i.
bronşiyal astıma eşlik eden nazal polip nasal polyposis accompanying bronchial asthma i.
dermatofibroma eşlik eden perforan dermatoz dermatofibroma accompanied by perforating dermatosis i.
eşlik eden sistemik hastalıklar accompanying systemic diseases i.
eozinofili ve sistemik semptomların eşlik ettiği ilaç reaksiyonu drug reaction with eosinophilia and systemic symptoms (dress) i.
eşlik eden hastalıklar co-morbid illnesses i.
eşlik eden hastalık accompanying disease i.
eşlik eden hastalık coexisting disease i.
eşlik eden hastalıklar coexisting diseases i.
eşlik eden riskler attendant risks i.
eşlik eden materyal accompanying material i.
eşlik eden hastalık coexistent disease i.
eşlik eden tıbbi rahatsızlıklar coexisting medical conditions i.
eşlik eden enerji alımı concomitant energy intake i.
eşlik etme comorbidity i.
eşlik eden psikiyatrik rahatsızlıklar co-existing psychiatric disorders i.
eşlik eden hastalık comorbid disease i.
eşlik eden riskler accompanying risks i.
eşlik eden bakteriyel sepsis concomitant bacterial sepsis i.
hipertiroidiye eşlik eden tiroid kanseri thyroid cancer accompanying hyperthyroidism i.
interstisyel akciğer hastalığına eşlik eden respiratuar bronşiyolit respiratory bronchiolitis-associated interstitial lung disease i.
multipl myelomaya eşlik eden adenokarsinom adenocarcinoma coexisting with multiple myeloma i.
nevus pilozis ve kapiller hemanjiomun eşlik ettiği spinal disrafizm spinal dysraphism associated with nevus pilosisand capillary hemangioma i.
pnömoni veya sepsisin eşlik ettiği kalp yetmezliği heart failure with accompanying pneumonia or sepsis i.
pilorik atreziye eşlik eden epidermolisis büllosa pyloric atresia with epidermolysis bullosa i.
romatioid artritin eşlik ettiği piyoderma ganfrenozum pyoderma gangrenosum associated with rheumatoid arthritis i.
reflünün eşlik ettiği respiratuar semptomlar reflux-associated respiratory symptoms i.
uterin anomalinin eşlik ettiği primer infertilite primary infertility with uterine anomaly i.
meninjiyal arterlere eşlik eden toplardamarlar venae meningeae i.
meninjiyal arterlere eşlik eden toplardamarlar meningeal veins i.
sendelemeye eşlik eden baş dönmesi blind staggers i.
çeşitli anomalilerin eşlik ettiği bir tür ani bilinç kaybı complex absence i.
eşlik eden başka patolojileri bulunmak have coexisting diseases f.
eşlik eden concomitant s.
ayrışmanın eşlik ettiği pythocenic [obsolete] s.
Anatomy
delici arterlere eşlik eden toplardamarlar perforating vein i.
delici arterlere eşlik eden toplardamarlar vena perforantis i.
artere eşlik eden otonom sinir ağı periarterial plexus i.
artere eşlik eden otonom sinir ağı plexus periarterialis i.
internal karotid artere eşlik eden bir damar vena cerebri anterior i.
yükselen boyun arterine eşlik eden ve omurga venine açılan bir damar anterior vertebral vein i.
yükselen boyun arterine eşlik eden ve omurga venine açılan bir damar vena vertebralis anterior i.
her iki kolda da brakiyal artere eşlik eden ve aksiller toplardamara boşalan iki toplardamar vena brachialis i.
her iki kolda da brakiyal artere eşlik eden ve aksiller toplardamara boşalan iki toplardamar brachial vein i.
aynı adı taşıyan artere eşlik eden bir toplardamar vena cervicalis profunda i.
aynı adı taşıyan artere eşlik eden bir toplardamar deep cervical vein i.
aynı adı taşıyan arterlere eşlik eden birçok kıvrık paralel toplardamardan biri vena circumflexa i.
aynı adı taşıyan arterlere eşlik eden birçok kıvrık paralel toplardamardan biri circumflex vein i.
aynı adı taşıyan artere eşlik eden bir damar vena circumflexa ilium i.
aynı adı taşıyan artere eşlik eden bir damar circumflex iliac vein i.
kalça ve uyluğa kan taşıyan aynı isimdeki arterlere eşlik eden iki damardan her biri vena circumflexus femoris i.
kalça ve uyluğa kan taşıyan aynı isimdeki arterlere eşlik eden iki damardan her biri circumflex femoral vein i.
mesane ven ağına eşlik eden damar vena dorsalis clitoridis profunda i.
femoral artere eşlik eden bir toplardamar vena femoralis i.
femoral artere eşlik eden bir toplardamar femoral vein i.
omurilik sinirlerine eşlik eden toplardamarlardan her biri vena intervertebralis i.
omurilik sinirlerine eşlik eden toplardamarlardan her biri intervertebral vein i.
peroneal arterlere eşlik eden topuktan çıkan ve bacağın arkasına doğru devam eden bir damar vena peroneus i.
peroneal arterlere eşlik eden topuktan çıkan ve bacağın arkasına doğru devam eden bir damar fibular vein i.
peroneal arterlere eşlik eden topuktan çıkan ve bacağın arkasına doğru devam eden bir damar peroneal vein i.
böbrek arterlerine eşlik eden toplardamarlar vena renalis i.
vertebral toplardamara eşlik edip yedinci bel omurunun forameninden geçerek brakiyosefalik toplardamara boşalan bir toplardamar vena vertebralis accessoria i.
yüzeysel epigastrik artere eşlik eden toplardamarlar venae epigastricae superiores i.
yüzeysel epigastrik artere eşlik eden toplardamarlar superior epigastric veins i.
artere eşlik eden toplardamar comes i.
artere eşlik eden damar vena comes i.
Psychology
belirlenemeyen hastalık semptomlarının eşlik ettiği depresyon ve hayali hastalık evhamı ile karakterize bir rahatsızlık hypochondriacism i.
işitsel uyaranlara renklerin eşlik ettiği bir kromestezi colored audition i.
işitsel uyaranlara renklerin eşlik ettiği bir kromestezi türü coloured audition i.
işitsel uyaranlara renklerin eşlik ettiği bir kromestezi colored hearing i.
işitsel uyaranlara renklerin eşlik ettiği bir kromestezi türü coloured hearing i.
Physiology
bilinçli yapılan hareketlere eşlik eden bilinçsiz hareketler associated movements i.
meninin atılmasının eşlik ettiği orgazm male orgasm i.
Pathology
tifüs veya tifo ateşine eşlik eden sayıklama typhomania i.
anormal bacak hareketlerinin eşlik ettiği bir abazi choreic abasia i.
kusmanı. eşlik ettiği şiddetli kalın bağırsak sancısı ileac passion i.
kusmanın eşlik ettiği şiddetli kalın bağırsak sancısı iliac passion i.
pis kokulu burun akıntısının eşlik ettiği kronik bir hastalık ozaena i.
pis kokulu burun akıntısının eşlik ettiği kronik bir hastalık ozoena i.
kırmızı kan hücrelerinin normalden daha küçük ve küresel formda olduğu ve genellikle konjenital hemolitik sarılığa eşlik eden ırsi bir anemi spherocytosis i.
nabızda yavaşlamanın eşlik ettiği bilinç kaybına yol açan bir bozukluk stokes-adams syndrome i.
paralizinin eşlik ettiği paralytical s.
Veterinary
evcil hayvanlarda görülen, ateş ve solunum semptomlarının eşlik ettiği viral bir hastalık influenza i.
Printing
illüstrasyona eşlik eden yazı cutline [canada/us] i.
Statistics
eşlik değişkeni concomitant variable i.
Physics
(dalda mekaniği teorisinde) hareket eden elektron ve proton gibi bir temel parçacığa eşlik eden ve ona dalga özelliği kazandıran varsayımsal dalgalar dizisi matter waves i.
Chemistry
çeşitli karacaotu türlerinde hellborine eşlik eden acı tatlı beyaz kristalli bir madde olarak çıkarılan zehirli bir glikozit helleborein i.
çeşitli karacaotu türlerinde hellborine eşlik eden acı tatlı beyaz kristalli bir madde olarak çıkarılan zehirli bir glikozit helleborin i.
Marine Biology
genellikle köpek balıklarına veya tropik balıklara eşlik eden, sıcak denizlerde yaşayan bir balık pilotfish (naucrates ductor) i.
genellikle köpek balıklarına veya tropik balıklara eşlik eden ve sıcak denizlerde yaşayan bir balık rudder fish i.
genellikle köpek balıklarına veya tropik balıklara eşlik eden ve sıcak denizlerde yaşayan bir balık rudderfish i.
Zoology
eşlik edenler court i.
Education
(eskiden) bir asilzadenin oğluna eşlik eden, sosyal statü bakımından bir altta olan üniversite öğrencisi seconder i.
(eskiden) bir asilzadenin oğluna eşlik eden, sosyal statü bakımından bir altta olan üniversite öğrencisi secondar i.
Linguistics
eşlik durumu comitative i.
(fince gibi dillerde) eşlik etme bildiren comitative s.
History
(1950'lerde ingiltere'de) VII. edward dönemi kıyafetleriyle dolaşan külhanbeyine eşlik eden kız teddy girl i.
eşlerin erkeğe halk etkinliklerinde eşlik etmesini yasaklayan antik yunan geleneği hetaerism i.
(eski roma'da) özel baltasıyla konsüle veya yüksek rütbeli görevlilere eşlik eden, suçluları cezalandırmakla görevli kimse lictor i.
(eski roma'da) özel baltasıyla konsüle veya yüksek rütbeli görevlilere eşlik eden, suçluları cezalandırmakla görevli kimseye ait veya ilişkin lictorian s.
Religious
papaz ve koronun tören sonunda çekilmesine eşlik eden ilahi recessional i.
papaz ve koronun dini tören sonunda çekilmesine eşlik eden ilahi recessional hymn i.
(yahudilikte) kefaret günü arifesinde okunan açılış duasına eşlik eden melodi kol nidre i.
katolik kilisesi'nin merkezi ayininin başında okunan duaya eşlik eden müzik kyrie i.
katolik kilisesi'nin merkezi ayini başta olmak üzere bazı kilise ayinlerinde okunan duaya eşlik eden müzik kyrie eleison i.
kutsal metinlere giriş niteliğinde bir pasajın eşlik ettiği bir duayı içeren dini metin devotion i.
Philosophy
vücudu fonksiyonlarına bilincin eşlik ettiği ancak bilinç tarafından kontrol edilmeyen bir makine olarak ele alan bir teori automatism i.
Meteorology
gökkuşağına eşlik eden silik ikincil gökkuşağı water gall i.
dağın tepesinde kümelenmiş yoğun buluta eşlik eden rüzgar helm [dialect] [uk] i.
orajlara eşlik eden kırmızı parlak ışık sprite i.
Military
uçak gemisine eşlik eden gemi ve denizaltıların oluşturduğu savaş görev grubu carrier battle group i.
uçak gemileri ve onlara eşlik eden savaş gemilerinden oluşan deniz gücü carrier striking force i.
ziyaretçilere eşlik escort of visitors i.
prense veya üst kademedeki görevliye eşlik eden seçilmiş tabur life guard i.
devlet seremonilerinde ingiliz kraliyetine eşlik eden kırk erkekten oluşan askeri birlik gentleman-pensioner i.
filoya eşlik etmek için tasarlanmış, muhripten daha küçük olan hafif zırhlı savaş gemisi destroyer escort i.
konvoya eşlik edip onun korunmasından sorumlu askeri gemi veya uçak convoy escort i.
Hunting
balina avına eşlik eden yakalayıcı bot catcher i.
Sport
(yarışta) kural ihlaline karşı üstü açık bir arabada bisikletçilere eşlik eden hakem commissaire i.
Football
top sürene eşlik eden birkaç hücum oyuncusunun da yer aldığı güçlü atak power play i.
Art
guaracha dansına eşlik eden müzik guaracha i.
Music
eşlik eden kimse accompanyist i.
(genelde) piyano ile eşlik eden kişi accompanyist i.
eşlik eden kişi accompanyist i.
bir caz yapıtında eşlik background i.
eşlik eden kişi accompanist i.
eşlik çalma accompaniment playing i.
eşlik edilmeyen unaccompanied i.
eşlik ezgisi counterpart i.
eşlik eden accompanist i.
eşlik eden kimse accompanist i.
(operada) enstrümanın eşlik ettiği tek kişilik vokal parça aria i.
(operada) enstrümanın eşlik ettiği tek kişilik kısa vokal parça arietta i.
(operada) enstrümanın eşlik ettiği tek kişilik kısa vokal parça ariette i.