few - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

few

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


"few" teriminin Türkçe İngilizce Sözlükte anlamları : 11 sonuç

İngilizce Türkçe
Common Usage
few s. az
General
few i. tek tük olan şey
few i. az sayıda insan
few i. sınırlı sayı
few s. birkaç
few s. az miktar
few s. kıt
few s. azıcık
few zm. bazıları
Phrases
few expr. sayıca az
Military
few i. yedi veya daha az sayıda uçak gördüğünü yer önleme istasyonuna bildirmede kullandığı bir kod

"few" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 415 sonuç

İngilizce Türkçe
Common Usage
a few s. birkaç
General
a few thousand i. birkaç bin
few of i. birkaçı
a man of few wants i. pek az isteği olan bir adam
a man of a few words i. az konuşan adam
a man of few words i. az konuşan adam
the privileged few i. mutlu azınlık
a few words i. iki çift söz
a few words i. iki çift laf
a few points worth stressing i. üzerinde durulması gereken birkaç konu
few decades i. birkaç on yıl
a few bags of coffee i. birkaç paket kahve
very few people i. çok az insan
few options i. birkaç seçenek
be few and far between f. nadir rastlanmak
be few and far between f. çok seyrek olmak
escape with few scrapes f. hafif sıyrıklarla atlatmak
escape with few scrapes f. hafif sıyrıklarla kurtulmak
make a few bucks f. birkaç kuruş para kazanmak
be so few one can count them on the fingers of one hand f. parmakla gösterilmek
escape with nothing but a few scrapes f. birkaç sıyrıkla kurtulmak
escape with nothing but a few scrapes f. birkaç sıyrıkla atlatmak
be modeling a few things f. ufak tefek modellik yapmak
make a few calls f. (telefonla) birkaç yeri aramak
gain a few pounds f. birkaç kilo almak
try to work a few things out f. birkaç şeyi halletmeye çalışmak
very few s. çok az
a few s. birkaç
not a few s. birçok
quite few s. azca
quite a few s. birçok
not a few s. az değil
a good few s. birçok
rather few s. azca
too few s. çok az
precious little/few s. çok küçük/az
a few more zf. birkaç tane daha
in few zf. velhasıl
a few times zf. birkaç kez
every few days zf. birkaç günde bir
in few zf. sözün kısası
every few hours zf. birkaç saatte bir
in every few days zf. birkaç günde bir
few and far zf. nadiren
in few zf. kısaca
quite a few zf. epeyce
a few days zf. birkaç gün
a few years ago zf. birkaç yıl önce
within a few days zf. birkaç gün içinde
within a few days zf. birkaç gün içerisinde
a few days zf. birkaç gün içinde
in the past few days zf. yakın zaman önce
in a few days zf. birkaç gün içinde
a few days apart zf. (birkaç) gün ara ile
few minutes later zf. birkaç dakika sonra
a few minutes ago zf. birkaç dakika önce
in the past few days zf. geçtiğimiz günlerde
with few exception zf. az bir istisnayla
in a few words zf. kısaca
in a few words zf. birkaç kelimeyle
in a few words zf. birkaç sözcükle
a few weeks ago zf. birkaç hafta önce
a few months ago zf. birkaç ay önce
a few days ago zf. birkaç gün önce
a few hours ago zf. birkaç saat önce
for a few days zf. birkaç günlüğüne
in a few hours zf. birkaç saat içinde
on a few occasions zf. birkaç vesilede/vakada
within a few days from zf. itibaren birkaç gün içinde
within a few days from zf. itibaren birkaç gün içerisinde
a few times zf. birkaç defa
in the last few days zf. son birkaç gün içinde
a few times zf. birkaç kere
few times a week zf. haftada birkaç kez
after a few weeks zf. birkaç hafta sonra
quite a few zf. oldukça fazla
a few hours later zf. birkaç saat sonra
as few as zf. ... kadar az (sayıda)
for a few months zf. birkaç aylığına
a few of ed. birkaçı
a few of ed. -den birkaçı
a few of ed. dan bazıları
a good few zm. bir hayli kalabalık
some few zm. birkaç kişi
some few zm. bazıları
Phrases
have been around the block a few times expr. sen giderken biz geri dönüyorduk
what's a few bucks between friends? expr. aramızda üç beş kuruşun lafı mı olur?
with few exceptions expr. az bir istisnayla
never underestimate the power of a few expr. azınlığın gücünü asla yabana atma
to name a few expr. birkaç isim vermek gerekirse
to name a few expr. birkaçını saymak gerekirse
to mention but a few expr. bir kaçını belirtmemiz gerekirse
with a few exceptions expr. birkaç istisna hariç
with a few exceptions expr. birkaç istisna dışında
to mention but a few expr. bir kaçını belirtmek gerekirse
to name but a few expr. birkaçını saymak gerekirse
a few years after expr. birkaç yıl sonra
except a few issues expr. birkaç konu dışında
to name but a few expr. birkaç isim vermek gerekirse
for a few moments expr. bir süre
until a few years ago expr. birkaç yıl öncesine kadar
few if any expr. çok fazla değil
few and far between expr. çok nadir
for the next few years expr. önümüzdeki bir kaç yıl boyunca/süresince
for the next few years expr. önümüzdeki bir kaç yıl için
few and far between expr. nadir
for the next few years expr. önümüzdeki bir kaç yıla ilişkin
few and far between expr. seyrek
few and far between expr. seyrek olarak
only a few days left (for) expr. sayılı gün kaldı
just a few days left (for) expr. sayılı gün kaldı
few in number expr. sayıca az
few if any expr. pek az
few and far between expr. tek tük
as few as expr. ...kadar az
you've got to crack a few eggs to make an omelet expr. yumurtaları kırmadan omlet yapamazsın
you've got to crack a few eggs to make an omelet expr. omlet yapmak için birkaç yumurta kırman gerekir
you've got to crack a few eggs to make an omelet expr. bir şeyleri başarmak için birilerini incitmekten başka şansın yok
Proverb
he who begins many things, finishes but few çok işe başlayan az iş bitirir
you win a few, you lose a few her zaman başarılı olamazsın
many are called but few are chosen çoğu (birçok kişi) çağrılır pek azı seçilir
everyone can find fault, few can do better herkes hata bulabilir, önemli olan/zor olan yapıcı olmaktır
everyone can find fault, few can do better herkes eleştirir, önemli olan/zor olan yapıcı olmaktır
everyone can find fault, few can do better eleştirmek/hata bulmak kolaydır, önemli olan/zor olan yapıcı olmaktır
you can't make an omelet without breaking (a few) eggs (figüratif) bir şeyleri başarmak için birilerini incitmek/kırmak zorunda kalabilirsin
you can't make an omelet without breaking (a few) eggs yumurtaları kırmadan omlet yapamazsın
you can't make an omelet without breaking (a few) eggs bir şeyi başarmak için bir şeylerden vazgeçmen gerek
Colloquial
for a couple/few of days i. birkaç günden beri
put on a few pounds f. birkaç kilo almak
try to work a few things out f. birkaç şeyi çözmeye çalışmak
learn a few new tricks f. birkaç yeni numara öğrenmek
have had a few f. kafası kıyak olmak
have a few f. bir iki/birkaç kadeh içmek
have a few f. çakırkeyif olacak kadar içmek
have had a few (too many) f. içkiyi fazla kaçırmak
have had a few (too many) f. sarhoş olmak
have had a few (too many) f. çok içmek
have had a few (too many) f. kafayı bulmak
quite a few s. bir hayli çok
have had a few s. küfelik
have had a few s. sarhoş
for a few months zf. birkaç aydır
quite a few zf. oldukça çok
a few of us would like to take you to dinner expr. birkaçımız sizi yemeğe çıkarmak istiyoruz
a few years ago expr. birkaç sene önce
a few years back expr. birkaç sene önce
a few years later expr. birkaç yıl sonra
for a couple/few of days expr. birkaç günden bu yana
a few years ago expr. birkaç yıl önce
in a few months expr. birkaç ay içerisinde
a few nights ago expr. birkaç gece önce
for a few years now expr. birkaç seneden beri
a few years back expr. birkaç yıl önce
my doctor told me I could stand to lose a few pounds expr. doktorum bana birkaç kilo verirsem iyi olacağını söyledi
in the first few hours expr. ilk birkaç saat içerisinde
quite a few expr. oldukça fazla
have had a few expr. kafayı bulmuş
just a few days expr. sadece birkaç gün
over the last few hours expr. son birkaç saattir
just a few words expr. sadece birkaç söz
just a few of expr. sadece birkaç
just for a few seconds expr. sadece birkaç saniyeliğine
in the next few minutes expr. sonraki birkaç dakikada
only a few days to the end of the summer expr. yazın bitmesine sayılı günler kala
(you) win a few, (you) lose a few expr. bazen kazanır bazen kaybedersin
(you) win a few, (you) lose a few expr. kazanmak da var kaybetmek de
(you) win a few, (you) lose a few expr. başarılı olmak da var başarısız olmak da
Idioms
a chosen few i. seçilmiş birkaç kişi
a few ticks i. birazdan
a man/woman of few words i. az konuşan insan
a few ticks i. birkaç dakikaya/saniyeye
a man/woman of few words i. az ama öz konuşan insan
a few ticks i. az sonra
a man/woman of few words i. konuşkan olmayan insan
a few ticks i. biraz sonra
a few ticks i. nerede ise
a woman of few words i. az konuşan kadın
a woman of few words i. konuşkan olmayan kadın
a few bad apples i. birkaç çürük elma
a good few i. makul miktarda
the chosen few i. seçilmiş birkaç kişi
a good few i. uygun sayıda
a few bananas short of a bunch i. tahtası eksik/noksan
a few bananas short of a bunch i. aklı noksan
a few bananas short of a bunch i. kafadan kontak
a few bananas short of a bunch i. üşütük
a few bananas short of a bunch i. deli
a few bananas short of a bunch i. akılsız
a few bananas short of a bunch i. kaçık
a few bricks short of a (full) load [pejorative] i. tahtası eksik/noksan
a few bricks short of a (full) load [pejorative] i. aklı noksan
a few bricks short of a (full) load [pejorative] i. kafadan kontak
a few bricks short of a (full) load [pejorative] i. üşütük
a few bricks short of a (full) load [pejorative] i. deli
a few bricks short of a (full) load [pejorative] i. akılsız
a few bricks short of a (full) load [pejorative] i. kaçık
a few bricks shy/short of a load [pejorative] i. tahtası eksik/noksan
a few bricks shy/short of a load [pejorative] i. aklı noksan
a few bricks shy/short of a load [pejorative] i. kafadan kontak
a few bricks shy/short of a load [pejorative] i. üşütük
a few bricks shy/short of a load [pejorative] i. deli
a few bricks shy/short of a load [pejorative] i. akılsız
a few bricks shy/short of a load [pejorative] i. kaçık
a few eggs short of a dozen i. tahtası eksik/noksan
a few eggs short of a dozen i. aklı noksan
a few eggs short of a dozen i. kafadan kontak
a few eggs short of a dozen i. üşütük
a few eggs short of a dozen i. deli
a few eggs short of a dozen i. akılsız
a few eggs short of a dozen i. kaçık
a few sandwiches short of a picnic i. tahtası eksik/noksan
a few sandwiches short of a picnic i. aklı noksan
a few sandwiches short of a picnic i. kafadan kontak
a few sandwiches short of a picnic i. üşütük
a few sandwiches short of a picnic i. deli
a few sandwiches short of a picnic i. akılsız
a few sandwiches short of a picnic i. kaçık
a few ticks i. çok kısa süre
a few ticks i. az bir süre
a few ticks i. birkaç dakika
a few ticks i. birkaç saniye
a man of few words i. az konuşan kimse
a man of few words i. sessiz kimse
a man of few words i. konuşmayı sevmeyen kimse
a man of few words i. konuşkan olmayan kimse
a woman of few words i. az konuşan kimse
a woman of few words i. sessiz kimse
a woman of few words i. konuşmayı sevmeyen kimse
a woman of few words i. konuşkan olmayan kimse
ruffle a few feathers i. can sıkmak
ruffle a few feathers i. sinir bozucu olmak
ruffle a few feathers i. can sıkıcı/sinir bozucu bir şey yapmak
ruffle a few feathers i. birilerini kızdırmak/sinirlendirmek
ruffle a few feathers i. birilerinin sinirini bozmak
ruffle a few feathers i. birilerinin keyfini kaçırmak
ruffle a few feathers i. birilerini üzmek
have been around the block a few times [us] f. deneyimli/tecrübeli olmak
have been around the block a few times [us] f. güngörmüş/yaşamış/görmüş geçirmiş olmak
pull a few strings f. araya adam sokmak
drop someone a few lines f. birine iki satır yazmak
throw back a few pints f. birkaç kadeh içmek
throw back a few pints f. birkaç bira içmek
hoist a few f. birkaç kadeh içmek
pull a few strings f. birine yaranmak için nüfuzunu ve gücünü kullanmak
hang a few on f. birkaç bira içmek
hang a few on f. birkaç içki içmek
get off a few good ones f. birkaç iyi espri yapmak
raise a few eyebrows f. endişeye neden olmak
catch a few rays f. güneş banyosu yapmak
catch a few rays f. güneşlenmek
have a few too many f. içkiyi fazla kaçırmak
hoist a few f. iki tek atmak
hang a few on f. iki tek atmak
pull a few strings f. nüfuzunu kullanarak birine menfaat sağlamak
have a few irons in the fire f. kırk tarakta bezi olmak
raise a few eyebrows f. şaşırtmak
have a few too many f. sarhoş olmak
pull a few strings f. torpil yaptırmak
open a few doors for someone f. (birinin) işini kolaylaştırmak
open a few doors for someone f. (birisi için) bazı kapıları açmak
tie up (some/a few) loose ends f. bazı eksik kalmış işleri halletmek
tie up (some/a few) loose ends f. halledilmesi gereken işlere bakmak
have been around the block a few times f. feleğin çemberinden geçmiş olmak
have a few kangaroos loose in the top paddock f. birkaç tahtası eksik olmak
have a few kangaroos loose in the top paddock f. deli olmak
have a few kangaroos loose in the top paddock f. tuhaf davranmak
have a few kangaroos loose in the top paddock f. aptalca davranmak
have a few kangaroos loose in the top paddock f. saçma sapan davranmak
have a few kangaroos loose in the top paddock f. pek zeki olmamak
drop (one) a few lines f. (birine) iki satır yazmak
drop (one) a few lines f. (birine) not/mektup yazmak
drop a few lines f. not/mektup yazmak
drop a few lines f. iki satır yazmak
drop a few lines f. birkaç satır yazmak
have a few loose marbles f. aklını kaçırmak
have a few loose marbles f. kafayı yemek
open a few doors f. bazı kapıları açmak
open a few doors f. iş/kariyer fırsatı yaratmak
open a few doors f. işini kolaylaştırmak
open a few doors f. (birine) fırsat kapıları açmak
open a few doors f. (birine) fırsatlar sunmak
open a few doors for (one) f. (biri) için bazı kapıları açmak
open a few doors for (one) f. (birinin) işini kolaylaştırmak
open a few doors for (one) f. (birine) iş/kariyer fırsatı yaratmak
open a few doors for (one) f. (birine) fırsat kapıları açmak
open a few doors for (one) f. (birine) fırsatlar sunmak
pull (some/a few) wires f. araya adam sokmak
pull (some/a few) wires f. torpil yaptırmak
say a few words f. iki çift söz etmek
say a few words f. iki çift laf etmek
say a few words f. kısa bir konuşma yapmak
say a few words f. birkaç şey söylemek
say a few words f. kısaca değinmek
wash a few things out f. elde bazı kıyafetleri yıkamak
wash a few things out f. elde birkaç parça bir şey yıkamak
wash a few things out f. birkaç şeyle ilgilenmek
wash a few things out f. birkaç işi bitirmek/tamamlamak
wash a few things out f. birkaç işi çözmek
of few words s. kısa ve öz konuşan
of few words s. az ve öz konuşan
of few words s. konuşkan olmayan
of few words s. sessiz
too few and far between s. çok nadir
too few and far between s. pek görülmemiş
too few and far between s. çok az sayıda
in a few ticks zf. birazdan
in a few ticks zf. az sonra
in a few ticks zf. biraz sonra
in a few ticks zf. nerede ise
every few days zf. birkaç günde bir
few and far between expr. arada bir
few and far between expr. az
few and far between expr. arada sırada
few bricks short of a load expr. aklı noksan
few cards short of a deck expr. aklı noksan
few cards shy of a full deck expr. aklı noksan
few and far between expr. ara sıra
few and far between expr. bazı bazı
you've got to crack a few eggs to make an omelette expr. bir şeyi başarmak için bir şeylerden vazgeçmen gerek
few and far between expr. çok ender
plus a few cents expr. küsür
plus a few hundredths expr. küsür
few and far between expr. nadir
few and far between expr. seyrek
few bricks short of a load expr. tahtası eksik
few bricks short of a load expr. tahtası noksan
few and far between expr. tek tük
few cards shy of a full deck expr. tahtası noksan
few cards short of a deck expr. tahtası noksan
few cards short of a deck expr. tahtası eksik
few cards shy of a full deck expr. tahtası eksik
everyone can find fault, few can do better expr. yapılan işi herkes eleştirebilecekken; daha iyisini yapabilecek (olan kişi) pek azdır
win a few, lose a few expr. bazen kazanır bazen kaybedersin
win a few, lose a few expr. kazanmak da var kaybetmek de
win a few, lose a few expr. başarılı olmak da var başarısız olmak da
just a few plums short of a fruit pie expr. çatlak
just a few plums short of a fruit pie expr. aklını kaçırmış
just a few plums short of a fruit pie expr. kafadan kontak
Speaking
they'll be there in a few minutes i. birkaç dakikaya orada olacaklar
take a seat for a few minutes please ünl. birkaç dakika oturun lütfen
he's a man of few words expr. az konuşan biri o
I shall be in the far east for a few days expr. ben birkaç günlüğüne uzak doğuda olacağım
I've got a few meetings expr. benim birkaç toplantım var
we broke up a few months ago expr. birkaç ay önce ayrıldık
I have to wash a few things out expr. bir şeyler yıkamam lazım
you'll never guess who I ran across a few days ago expr. bil bakalım birkaç gün önce kime rastladım
he mentioned it a few years ago expr. birkaç yıl önce bahsetmişti
there are a few names expr. birkaç işim var
you'll never guess who i ran across a few days ago expr. birkaç gün önce kime rastladım tahmin bile edemezsin
I've got a few of those myself expr. benim de birkaç tane olmuştu
we tried a few times expr. birkaç kez denedik
it takes just a few minutes expr. bu sadece birkaç dakika sürer
I had an accident a few years ago expr. birkaç sene önce bir kaza geçirdim
we are a few clicks away expr. bir kaç tık ötenizdeyiz
we had a few drinks expr. bir şeyler içtik
it just takes a few minutes expr. bu sadece birkaç dakika sürer
a few days later expr. birkaç gün sonra
mine's a few years younger expr. benimki birkaç yaş küçük/genç
I had an accident a few years back expr. birkaç sene önce bir kaza geçirdim
I have to take care of a few things expr. bir iki şey halletmem gerekiyor
we have very few / little of...left expr. çok az kaldı
few times a week's a lot expr. haftada birkaç kez çoktur
give him a few minutes expr. ona birkaç dakika ver
can we have a few words in the hallway? expr. koridorda biraz konuşabilir miyiz?
give her a few minutes expr. ona birkaç dakika ver
I did a few jobs with him expr. onunla birkaç iş yapmıştım
why don't you stay with us for a few weeks? expr. neden birkaç hafta bizimle kalmıyorsun?
your table will be ready in a few minutes expr. masanız birkaç dakika içinde hazır olacak
I got a few questions for you expr. size birkaç sorum olacak
can I ask you a few questions? expr. sana birkaç soru sorabilir miyim?
for the next few weeks expr. sonraki birkaç hafta
the theory has a few holes in it expr. teoride bazı açıklar var
of course, I have a few friends here, but I don't have a true friend expr. tabi ki, burada birkaç arkadaşım var, ancak gerçek bir arkadaşım yok
I have to wash a few things out expr. yapacak bazı işlerim var (birisinden kurtulmak için söylenir)
a few times in a year expr. yılda birkaç kez
I missed it by a few minutes expr. (uçağı vb) kıl payı kaçırdım
let's not haggle over a few dollars expr. üç kuruş için pazarlık yapmayalım
there are quite a few things you need to do expr. yapman gereken birçok şey var
Chat Usage
bbiaf (be back in a few minutes) expr. birazdan dönerim
bbiaf (be back in a few minutes) expr. az sonra döneceğim
bbiaf (be back in a few minutes) expr. birazdan geri geleceğim
bbiaf (be back in a few minutes) expr. birkaç dakikaya dönerim
bbiafm (be back in a few minutes) expr. birazdan dönerim
bbiafm (be back in a few minutes) expr. az sonra döneceğim
bbiafm (be back in a few minutes) expr. birazdan geri geleceğim
bbiafm (be back in a few minutes) expr. birkaç dakikaya dönerim
Politics
vital few i. nitelikli azınlık
Computer
too few tags expr. çok az etiket
too few knots expr. çok fazla düğüm
Botanic
few-flowered leek (allium paradoxum) i. rusya ve iran'da yetişen çiçek yerine çiçek soğancığı veren bir pırasa
few-flowered garlic i. rusya ve iran'da yetişen çiçek yerine çiçek soğancığı veren bir pırasa
feather-few i. gümüşdüğme
Social Sciences
few bad apples excuse i. kurunun yanında yaşın da yanması
few bad apples excuse i. (sınıf/toplum/grup vb) içerisindeki bazı kimselerin olumsuz yönlerinin diğerlerini de etkilemesi
Slang
a few cards short of a (full) deck i. tahtası eksik/noksan
a few cards short of a (full) deck i. kafadan kontak
a few cards short of a (full) deck i. kırık
a few cards short of a (full) deck i. üşütük
a few fries short of a happy meal i. aptal
hit a few games f. birkaç el oynamak
a few fries short of a happy meal expr. bir tahtası eksik
a few of y'all expr. bazılarınız
a few fries short of a happy meal expr. mal
a few fries short of a happy meal expr. mankafa
Modern Slang
a few french fries short of a happy meal i. aptal
a few french fries short of a happy meal i. bir tahtası eksik
a few french fries short of a happy meal i. mal
a few french fries short of a happy meal i. mankafa
a few sandwiches short of a picnic expr. birkaç tahtası eksik
a few sandwiches short of a picnic expr. aklı kıt
a few sandwiches short of a picnic expr. deli
a few sandwiches short of a picnic expr. aptal
a few sandwiches short of a picnic expr. kaçık
a few sandwiches short of a picnic expr. kafadan kontak
a few sandwiches short of a picnic expr. mankafa