flash® - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

flash®



"flash®" teriminin Türkçe İngilizce Sözlükte anlamları : 1 sonuç

İngilizce Türkçe
Computer
flash® i. internette genelde animasyon yayınlamak için kullanılan, grafik, ses ve video bilgisi içeren bir dosya formatı markası

"flash®" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 500 sonuç

İngilizce Türkçe
Common Usage
flash i. ani ışık
flash i. ışıltı
flash i. parlama
flash i. flaş
flash f. ışık tutmak
General
flash lamp i. cep feneri
flash point i. yanma noktası
flash message i. önemli mesaj
flash flood i. su baskını
flash i. an
flash bulb i. flaş ampulü
flash i. şimşek
flash heater i. otomat
flash in the pan i. saman alevi gibi bir şey
lightning flash i. şimşek
flash i. teşhir
flash flood i. aniden gelen sel
flash i. kısa fakat önemli bir haber
flash i. yıldırım
flash metre i. flaşmetre
flash i. şule
flash i. ani bir parıldama
flash i. çarpıcı çekim
flash point i. alevlenme noktası
flash bulb i. flaş lambası
flash i. yıldırım haber
flash i. cep feneri
flash i. ışıldama
flash i. parıltı
news flash i. flaş haber
flash in the pan i. bir atımlık barut
flash in the pan i. arkası gelmeyen başarı
flash in the pan i. saman alevi
flash in the pan i. sonuçsuz kalan hamle
news flash i. sıcak gelişme
flash set i. çabuk donma
flash lamp i. el feneri
flash set i. çabuk priz
flash i. çakış
flash set i. hızlandırılmış priz
photo-flash i. flaş
flash i. ani alev
a flash news i. bir son dakika gelişmesi
flash pellets i. parıldayan saçma taneleri
flash interview i. sıcağı sıcağına röportaj
flash fire i. ani yangın
flash-steamer i. bir tür oyuncak tekne
flash-steamer i. pop pop tekne
flash i. (uyuşturucu etkisi ile) mest olma
flash i. (uyuşturucu etkisi ile) kendinden geçme
flash i. kör atmak (oyun)
a blinding flash i. kör edici bir parıltı
a blinding flash i. kör edici bir flaş
flash i. bayrakla yapılan işaret verme hareketi
flash i. (zeka) ani patlama
flash i. anlık ve ani görüntü
flash i. gösteri
flash i. ilgiyi üstüne çeken şey
flash i. fark edilen kimse
flash i. üstün sporcu
flash [obsolete] i. gösteriş meraklısı kimse
flash [obsolete] i. züppe
flash [obsolete] i. gösterişli konuşma
flash [obsolete] i. ağdalı laf
flash [obsolete] i. su sıçraması
flash [obsolete] i. su dalgası
flash [obsolete] i. ok demeti
flash [uk] i. kriminal argosu
flash [uk] i. yeraltı dünyasının jargonu
flash house i. hırsız ve fahişelerin uğrak yeri olan ev
flash house i. genelev
flash mob i. bir eylemi gerçekleştirmek üzere belirlenen yere çağrılan insan grubu
flash point i. patlak verme noktası
prank flash i. internetteki hassas kesimi hedef alan kısa animasyon
flash f. çakmak
flash through one's mind f. birden aklından geçmek
flash f. frikik vermek
flash f. balkımak
flash f. çakmak (şimşek)
flash f. bir an için göstermek
flash f. ışıldamak
flash on f. ışık tutmak
flash f. büyük bir hızla geçmek
flash a glance f. göz atmak
flash out f. öfkelenmek
flash f. böbürlenmek
flash f. yakıp söndürmek (işaret vermek için ışıkları)
flash one's panties f. frikik vermek
flash back f. canlandırmak
flash f. parlamak
flash f. görünüp hızla kaybolmak
flash f. yakmak
flash f. teşhircilik yapmak
flash f. aydınlatmak
flash out f. küplere binmek
flash f. parıldamak
flash f. (bakış) atmak
flash f. akla gelmek
flash on f. aydınlatmak
flash f. şimşek çakmak
flash f. yıldızı parlamak
flash f. yanıp sönmek
(one's life) flash before one's eyes f. hayatı gözünün önünden geçmek
(a bulb) flash on and off f. yanıp sönmek (lamba)
flash f. çok hızlı hareket etmek
flash f. göndermek
flash f. şimşek gibi çakmak
flash f. (telgraf/radyo mesajı) yollamak
flash f. birden parlamak
flash f. sürekli yanmak (ışık)
flash a smile at someone f. birisine gülümsemek
flash a smile at someone f. gülücük atmak
flash out f. (ışık) aydınlatmak
flash something around f. göstermek
flash the headlights f. selektör yapmak
lightning flash f. şimşek çakmak
flash-freeze f. şoklamak
flash-freeze f. ani olarak dondurmak
flash her underwear f. frikik vermek
get caught in a flash flood f. sele yakalanmak
flash the brights f. uzunları yakıp söndürmek
flash the brights f. uzun farları yakıp söndürmek
flash the brights f. selektör yapmak
have a flash of insight f. aydınlanma yaşamak
patter flash f. hırsız jargonuyla konuşmak
flash f. (akış veya gelgit suyu) hızla akmak
flash f. (akış veya gelgit suyu) şakırdamak
flash f. (top) ateşleme sırasında alev çıkarmak
flash f. aniden başka bir moda girmek
flash f. parlak şekilde veya aralıklı olarak ışık yansıtmak
flash f. (gözler) tutku ve canlılıkla parlamak
flash f. (gözler) ışık saçmak
flash f. (suyu) sıçratmak
flash f. ani su akışı ile kanalı doldurmak
flash f. ani su akışı ile tekneyi engelin üzerinden aşırmak
flash f. gösteriş yapmak
flash f. göze batacak şekilde sergilemek
flash f. (kelime veya ifadeyi) harfleri birbirine yapışık olduğu için tek bir birim halinde yazmak
flash-fry f. tavaya koyup yüksek ateşte hızlıca kızartmak
flash s. şık
flash s. ani
flash s. havalı
flash s. şiddetli
flash s. gösterişli
flash s. flaşlı
flash s. gösterişli fakat sahte
flash s. ucuz, iddialı ve zevksiz
flash s. zevksiz şekilde gösterişçi (kimse)
flash s. gösterişe meraklı
flash s. spor setine ait
flash s. sportif
flash s. hızlı
flash s. suç dünyasından olan
flash s. serseri olan
flash s. gösterişli şeylere ait veya ilişkili
flash s. gösterişli şeylere özgü
flash s. gösterişçi insanlara ait veya ilişkili
flash s. gösterişçi insanlara özgü
in a flash zf. çarçabuk
in a flash zf. çabucak
like a flash zf. çarçabuk
in a flash zf. birden
in a flash zf. birdenbire
in a flash zf. hemencecik
in a flash zf. şipşak
in a flash zf. aniden
in a flash zf. kaşla göz arasında
in a flash zf. süratle
in a flash zf. hızla
like a flash zf. hızla
like a flash zf. süratle
like a flash zf. bir koşu
in a flash zf. bir koşu
in/like a flash zf. dakikasında
Phrasals
flash back f. (romanda, filmde) geçmişe hızlı bir geçiş yapmak
flash back f. (romanda, filmde) maziye dönmek
flash back f. (romanda, filmde) geçmişe ait bir sahne vermek
flash back f. geçmişte belli bir zamanı anımsamak
flash back f. mazide belli bir zamana gitmek
flash across (something) f. hızla geçmek
flash across (something) f. aniden belirmek
flash across (something) f. hızla hareket etmek
flash across (something) f. aniden aklında belirmek
flash across (something) f. birden aklına gelmek
flash across something f. hızla geçmek
flash across something f. aniden belirmek
flash across something f. hızla hareket etmek
flash across something f. aniden aklında belirmek
flash across something f. birden aklına gelmek
flash (something) at (someone or something) f. (birini/bir şeyi bir şeyle) aydınlatmak
flash (something) at (someone or something) f. (birine/bir şeye bir şeyle) ışık tutmak
flash (something) at (someone or something) f. (birine/bir şeye) hızlıca (bir şey) göstermek
flash (something) at (someone or something) f. (birine/bir şeye) bir an için (bir şey) göstermek
flash around f. göstermek
flash around f. hızlıca göstermek
flash around f. anlık olarak göstermek
flash around f. ara ara gösterip durmak
flash back (to someone or something) f. (geçmişten birine/bir şeye) dönmek/gitmek
flash back (to someone or something) f. (geçmişten birini/bir şeyi) hatırlamak/anımsamak
flash forward f. ileride/gelecekte olacakları göstermek (kitap, tv programı, film)
flash forward f. zamanda ileriye/geleceğe doğru gitmek/yolculuk yapmak (kitap, tv programı, film)
flash off f. birden/bir anda sönmek (ışık)
flash off f. aniden sönmek (ışık)
flash off f. sönüvermek (ışık)
flash on someone or something f. birini/bir şeyi aydınlatmak
flash on someone or something f. birine/bir şeye ışık tutmak
flash on someone or something f. birinin/bir şeyin üstüne yanmak (ışık)
flash on someone f. birine kızmak
flash on someone f. birine parlamak
flash out f. parlamak
flash out f. ışıldamak
flash out f. dışarı ışık vermek
flash out f. parıldamak
flash out f. ışımak
flash up f. bir anda çakmak
flash up f. bir anda parlamak
flash up f. bir anda aydınlatmak
flash up f. aniden yanmak (ışık)
flash up f. (bilgisayar ekranında) aniden (bir mesaj/uyarı) çıkmak/belirmek
flash up f. pat diye belirmek/ortaya çıkmak
flash back f. bir şeyi anımsamak
flash back f. geçmişe ait bir anıyı hatırlamak
Colloquial
flash i. çatalaltı
flash-case [obsolete] i. hırsız yuvası
flash-case [obsolete] i. hırsızlara kalacak yer sağlayan pansiyon
flash-ken [obsolete] i. hırsız yuvası
flash-ken [obsolete] i. hırsızlara kalacak yer sağlayan pansiyon
flash on f. akıl etmek
flash on f. düşünmek
flash on f. hatırlamak
flash on f. bulmak
flash on f. bir anda yanmak (ışık)
flash on f. bir anda çakmak (ışık)
flash on something f. bir anda hatırlamak
flash on something f. aklına getirmek
flash on something f. şıp diye hatırlamak
Idioms
a flash in the pan i. bir kez parlayıp sönen
a flash mob i. birden kalabalıklaşan insan grubu
a flash mob i. birden oluşan/ortaya çıkan güruh
flash mob i. birden oluşan/ortaya çıkan güruh
flash mob i. birden kalabalıklaşan insan grubu
a flash of inspiration i. kafasında şimşek çakması
a flash in the pan i. saman alevi gibi yanıp sönen
flash in the pan i. saman alevi
a flash in the pan i. anlık/geçici bir başarı
a flash in the pan i. arkası gelmeyen başarı
a flash in the pan i. tek seferlik başarı
a flash in the pan i. bir atımlık barut
a flash in the pan i. saman alevi
flash in the pan i. yıldızı kısa süreliğine parlayan kimse
flash in the pan i. kısa süreliğine revaçta olan şey
flash in the pan i. erkenden başarılı olup önemli bir sonuç getirmeyen kariyer
flash into one's mind f. aklına esmek
flash through one's mind f. aklına gelmek
flash into one's mind f. aklına gelmek
flash at f. atmak
flash at f. bakış fırlatmak
flash something up (some place) f. bir yöne doğru ışık/fener tutmak
flash something at someone f. bir gruba hızla rozet vb göstermek
flash into view f. bir anda belirmek/görünmek
flash with f. gözleri parlamak
flash at f. şöyle bir süzmek
flash something at someone f. üzerine ışık tutmak
flash with (an emotion) f. gözleri (bir hisle) parlamak
flash with (an emotion) f. gözünden ateş çıkmak
flash with (an emotion) f. gözünden okunmak
flash with anger f. siniri gözlerinden okunmak
flash with anger f. gözleri sinirle parlamak
flash with recognition f. tanıdığı gözlerinden okunmak
flash with eagerness f. gözleri şevkle parlamak
flash (one) a look f. (birine) bakış atmak
flash (one) a look f. (birine) hızlıca bakmak
flash (one) a look f. (birine) ani/saniyelik bir bakış atmak
flash somebody a smile f. birine gülücük atmak
flash somebody a smile f. birine gülümsemek
flash somebody a smile f. birine bir an gülümsemek
flash somebody a look f. birine bakış atmak
flash somebody a look f. birine anlık bir bakış atmak
flash (one) a smile f. (birine) gülücük atmak
flash (one) a smile f. (birine) beklenmedik bir anda gülümsemek
flash (one) a smile f. (birine) ani/saniyelik olarak gülümsemek
flash a smile f. gülümsemek
flash a smile f. gülücük atmak
flash across f. hızla geçmek
flash across f. aniden belirmek
flash across f. hızla hareket etmek
flash across f. aniden aklında belirmek
flash across f. birden aklına gelmek
flash into mind f. akla esmek
flash into mind f. akla gelmek
flash somebody a smile f. birine gülümsemek
flash somebody a smile f. birine gülücük atmak
flash somebody a look f. birine bakıvermek.
flash somebody a look f. birine bakış atmak
flash through mind f. birden akıldan geçmek
flash through mind f. akla gelmek
in a flash expr. aniden
in a flash expr. ansızın
in a flash expr. birdenbire
as quick as a flash expr. bir çırpıda
quick as a flash expr. bir çırpıda
in a flash expr. bir çırpıda
as quick as a flash expr. çabucak
quick as a flash expr. çabucak
in a flash expr. çarçabuk
in a flash expr. kaşla göz arasında
quick as a flash expr. şipşak
as quick as a flash expr. şipşak
like a flash-in-the-pan expr. saman alevi gibi
in a flash expr. yıldırım hızıyla
in the flash of an/the eye expr. çabucak
in the flash of an/the eye expr. göz açıp kapayıncaya kadar
in the flash of an/the eye expr. göz açıp kapayana kadar
in the flash of an/the eye expr. kaşla göz arasında
in a flash of an/the eye expr. çabucak
in a flash of an/the eye expr. göz açıp kapayıncaya kadar
in a flash of an/the eye expr. göz açıp kapayana kadar
in a flash of an/the eye expr. kaşla göz arasında
in a flash of an eye expr. göz açıp kapayıncaya kadar
in a flash of an eye expr. bir anda
in a flash of an eye expr. göz açıp kapayana kadar
in a flash of an eye expr. çabucak
in a flash of the eye expr. göz açıp kapayıncaya kadar
in a flash of the eye expr. bir anda
in a flash of the eye expr. göz açıp kapayana kadar
in a flash of the eye expr. çabucak
in the flash of the eye expr. göz açıp kapayıncaya kadar
in the flash of the eye expr. bir anda
in the flash of the eye expr. göz açıp kapayana kadar
in the flash of the eye expr. çabucak
in the flash of an eye expr. göz açıp kapayıncaya kadar
in the flash of an eye expr. bir anda
in the flash of an eye expr. göz açıp kapayana kadar
in the flash of an eye expr. çabucak
Trade/Economic
flash point i. alev alma noktası
flash report i. geçici rapor hesabı
flash report i. geçici mali durum raporu
flash sale i. kısa süreli indirim
flash crash i. kısa zaman içinde yüksek volatilite ile birlikte fiyatlamanın çok kısa bir sürede dip seviyeye gelmesi
flash strike i. sendikanın iznini almadan yapılan geçici işi bırakma
flash sale i. sınırlı süreli indirim
Technical
abel flash point i. abel alevlenme noktası
flash point i. alev alma noktası
arc flash i. ark parlaması
flash wall i. alev duvarı
muzzle flash i. ağız alevi
flash-over voltage i. atlama voltajı
flash point i. alevlenme noktası
flash arrestor i. alev geri tepme tutucu
flash gas i. ani basınç düşümüyle oluşan gaz
flash intercooler i. ani basınç düşümüyle oluşan gaz soğutucusu
flash vaporization i. ani buharlaşma
flash evaporator i. ani buharlaştırıcı
flash i. ani çakma
flash flood i. ani feyezan
flash-dried pulp i. ani kurutulmuş kağıt hamuru
flash i. ani ve kısa bir ışık
positive flash mould i. aralıklı plastik kalıbı
arc flash i. ark flaş
flash white i. beyaz ışık
flash flood i. birden taşkın
flash flood i. birden kargın
flash burner i. çatlak kapama beki
flash i. çapak (döküm)
zinc flash i. çinkolu tuğla yüzeyi
flash piercing i. çapak alma
flash line i. çapak hattı
flash land i. çapaklanma boşluğu
flash plate i. çok ince kaplama ince bırakıntı
flash extension i. çapak artığı
flash piercing i. çapak kesme
flash land i. çapak bölgesi
flash steam i. çürük buhar
flash tank i. çürük buhar tankı
flash-over i. elektrik atlaması
electronic flash lamp i. elektronik flaş lambası
electronic flash i. elektronik flaş
electric flash welding process i. elektrikli yakma alın kaynaklama süreci
electric flash welding i. elektrikli yakma alın kaynağı
flash lamp i. flaş lambası
flash steam i. flaş buhar
flash memory i. flaşlı hafıza
flash radiography i. flaş radyografi
flash evaporator i. flaş evaporatörü
flash gun i. flaş tabancası
flash vaporization i. flaş buharlaşması
flash gun i. flaş lambası
flash bulb i. flaş ampülü
flash vessel i. genleşme odası
flash chamber i. genleşme odası
flash drying i. hızlı kurutma
flash mixer i. hızlı mikser
flash drier i. hızlı kurutucu
flash bangers and flash banger batteries i. hızlı fırlatıcılar ve hızlı fırlatıcı pilleri (havai fişek terminolojisi)
flash blindness i. ışık körlüğü
flash roaster i. ışıltılı kavurucu
flash roasting i. ışıltılı kavurma
flash butt welding i. ışıltılı alın kaynağı
flash ranging i. ışık ölçmesi
flash smelting i. ışıltılı izabe
flash welding i. ışıltılı alın kaynağı
flash reconnaissance i. ışık gözetlemesi
flash lamp i. ışıkçakar ampülü
flash i. ışıltı
flash memory i. kalıcı bellek
welding flash i. kaynak yanığı
compact flash i. kompakt flaş
the indicator lamp flash i. kontrol lambası
laser flash method i. lazer parlama yöntemi
flash-blue i. mavi ışık
determination of thermal diffusivity by the laser flash method i. lazer çakma yöntemiyle termal yayınırlığın belirlenmesi
oxygen flash smelting process i. oksijen parlamalı izabe süreci
determination of flash and fire points i. parlama ve yanma noktalarının tayini
flash point i. parlama noktası
flash point i. parlama sıcaklığı
pensky-martens closed cup flash test i. pensky-martens kapalı kap parlama deneyi
flash shield i. parlama kalkanı
determination of flash point i. parlama noktası tayini
flash ruby i. renkli çubuk
flash ruby i. rubi
sound and flash battalion i. ses ve ışık ölçme taburu
sound and flash i. ses ve ışık
flash drying i. şok kurutma
flash drier i. şok kurutucu
flash ageing i. şok buharlama
flash i. sürekli yanmak (ışık)
flash point i. tutuşma derecesi
flash point i. tutuşma noktası
flash weld i. yakma alın kaynağı
flash welding i. yakma alın kaynağı yapma
flash dewaxing i. yalazlı mum giderme
flash-over i. yangının harlaması
flash roaster i. yanıp sönmeli kavurucu
flash wall i. yalaz duvarı
flash smelting i. yanıp sönmeli izabe
flash butt welding i. yakma alın kaynağı
flash welding i. yakma alın kaynaklaması
flash code functions i. yanıp sönen kod işlevi
flash codes i. yanıp sönen kodlar
start-up flash tank i. yol verme genleşme tankı
flash ageing i. yıldırım buharlama
high flash-point fluid i. zor tutuşabilen sıvı yakıt
high flash point i. yüksek yanma derecesi
heat flash i. ani ısı parlaması
flash i. döküm kalıbında çapakların yerleştiği girintiler
flash i. ince tabaka
flash i. ışık tutulan cam tabakası
flash i. çok ince elektrolitik kaplama
flash i. metalik oksitlerin faaliyetleri, ateşin yönlendirilmesi veya yanlışlık sonucu tuğla veya çömlek yüzeyinde meydana gelen renklenme
flash boiler i. küçük miktarlarda gelen suyun buhara dönüşmesi için sürekli kızgın halde tutulan dayanıklı tüpleri bulunan buhar kazanı
flash burner i. elektrik kıvılcımı ile yanan bir cihazı bulunan gaz yakıcı
flash butt welding i. metallere uç uca kaynak yapmaya yarayan bir yöntem
flash tube i. genelde ksenonla dolu olup yüksek voltajlı elektrik sinyali ile ateşlendiğinde kısa ve kuvvetli ışık parlaması oluşturan boşalım borusu
flash unit i. tek bir kompakt birim içerisinde hem güç kaynağı hem de elektronik flaş lambası içeren elektronik flaş sistemi
flash welding i. metallere uç uca kaynak yapmaya yarayan bir yöntem
flash f. flaş etmek
flash f. (üflenen cam) ince bir levha halinde genişlemek
flash f. ince tabaka ile kaplamak
flash f. ince tabaka haline getirmek
flash f. (çatının çeşitli bölümlerini) sac levha gibi malzemelerle kaplayarak yağmura karşı korumak
flash f. (sade camı) ince bir cam veya metal tabakası ile kaplamak
flash f. renkli cam tabakası kaplaması uygulamak
flash f. hava kabarcıklarını gidermek için (elektrotip kılıfının) erimiş parafin yüzeyinden pürmüz alevi geçirmek
flash f. (camı) renkli ve renksiz bölgeleri karışıp iç içe dağılacak şekilde ısıtmak
flash f. (camın) rengini yoğunlaştırmak için yeniden ısıtmak
flash vented s. delikli
Computer
flash memory i. anlık bellek
flash drive i. anlık bellek sürücüsü
flash drive i. bellek aygıtı
flash once i. bir kez yanıp sön
flash memory i. çakarbellek
flash mode i. flaş modu
flash energy i. flaş gücü
flash drive i. flaş bellek
flash disk cache utility i. flash disk önbellek yardımcı programı
flash disk cache utility i. flash disk önbellekleme programı
flash disk i. flaş disk
flash disk i. flash bellek
flash memory i. flaş bellek
flash memory i. flash bellek
flash mode i. flaş kipi
flash drive i. hafıza aygıtı
indicator flash i. gösterge yanıp/sönme
flash memory card i. hafıza kartı
flash disk i. hafıza kartı
busy-flash signal i. meşgul ışığı
usb flash drive i. usb bellek
usb flash drive i. usb hafıza çubuğu
flash i. yanıp sönme
flash i. yanıp sönme ışıldama
flash on time i. zamanında yanıp sönme
flash card i. flaş bellek kullanan hafıza kartı
flash disk i. usb sürücüsü
flash drive i. usb bellek
flash drive i. usb hafıza çubuğu
flash memory i. elektriksel olarak silinebilen ve tekrar programlanabilen kalıcı bellek
flash drive i. flaş sürücü
flash drive i. flash sürücü
no flash s. flaşsız
flash s. güç kaynağına bağlı olmaksızın depolanan veriyi tutabilen ve katı hal veri depolama teknolojisi kullanan