having - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

having

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


"having" teriminin Türkçe İngilizce Sözlükte anlamları : 8 sonuç

İngilizce Türkçe
General
having i. sahip olma
having i. mülk
having i. eşya
having i. varlık
having s. sahip olan
having s. -li
having s. aç gözlü
having s. paragöz

"having" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 385 sonuç

İngilizce Türkçe
General
having a profession i. meslek sahibi
having position i. pozisyon alma
having troubles i. dert sahibi
having a family i. çoluk çocuk sahibi
having bad health i. dert sahibi
persons having impaired hearing i. işitme engelli kimseler
persons having impaired hearing i. işitme özürlü kimseler
having a good command of subject i. konuya hakim olma
having a child i. çocuk sahibi olma
having no solution i. çözümsüzlük
stop having anything to do with somebody f. alışverişi kesmek
suffer so much after having something good f. burnundan gelmek
be having a hell of a good time f. gününü gün etmek
be having a secret love affair f. gizli bir beraberlik (aşk ilişkisi) yaşamak
deny having had sexual intercourse with someone f. birisiyle cinsel ilişkiye girdiğini inkar etmek
deny having had sexual intercourse with someone f. cinsel ilişkiye girdiğini inkar etmek
regret having come (at all/in the first place) f. geldiğine geleceğine pişman olmak
end up having a nervous breakdown f. sonunda sinir krizi geçirmek
die or leave having left something undone or a desire unaccomplished f. gözü arkada kalmak
having an answer s. cevaplı
having a disk crusher s. ağırşaklı
having an inside part s. içli
having a wedge s. kamalı
having a bay window s. cumbalı
having rods s. çubuklu
having a roman nose s. kargaburun
having large grains s. devedişi
having an elbow s. dirsekli
having a handle s. kulplu
having a hangover s. mahmur
having an evil intention s. niyeti bozuk
having a suspender s. askılı
having a bracelet s. bilezikli
having a clay tile s. künklü
having a strong personality s. şahsiyetli
having a screw loose s. tahtası eksik
having a mirror s. aynalı
having a fine view s. manzaralı
having a needle s. iğneli
having a ladle s. kepçeli
having no alternative s. alternatifsiz
having a stalk s. saplı
having a whip s. kamçılı
having a wick s. fitilli
having blisters s. kabarcıklı
having dandruff s. kepekli
having no fixed term s. vadesiz
having knowledge about s. haberli
having a roof ridge s. mahyalı
having a metal ring s. bilezikli
having a small swelling s. bombeli
having a rabbet s. faturalı
having the quality s. nitelikli
having seeds s. tohumlu
having skin s. kabuklu
having a coin box s. ankesörlü
having a pendulum s. sarkaçlı
having hard time s. sıkışma
having studs s. kramponlu
having a garden s. bahçeli
having holes s. delikli
having nails s. tırnaklı
having a memory s. bellekli
having a neck s. boyunlu
having apples s. elmalı
having bones s. kemikli
having a bell s. zilli
having an eye s. gözlü
having a purse s. keseli
having roads s. yollu
having a screen s. ekranlı
having a purpose s. amaçlı
having a hangover s. akşamdan kalma
having a trace s. izli
having a band s. bantlı
having ten parts s. onlu
having a smell s. kokulu
having a bell s. kampanalı
having a diaphragm s. diyaframlı
having a suppository s. fitilli
having a tape s. bantlı
having nuts s. somunlu
having a socket s. prizli
having young shoots s. filizli
having a round head s. toplu
having a big and long nose s. burnaz
having flames s. alazlı
having eight s. sekizli
having a strong body s. yapılı
having roots s. köklü
having a magnet s. mıknatıslı
married and having a family s. evli barklı
having a pair of scissors s. makaslı
having a fuse s. fitilli
having a filter s. filtreli
having a pin s. iğneli
having a bowl s. çanaklı
having many folds s. katmerli
having a disk s. diskli
having a mother s. analı
having a bayonet s. süngülü
having a shovel s. kürekli
having seeds s. çekirdekli
having a comb s. taraklı
having a cable s. kablolu
having a lock s. kilitli
having a bucket s. kovalı
having a lisp s. peltek
having a rope s. halatlı
having an arm s. kollu
having a back s. arkalıklı
having a bridge s. köprülü
having a spring clip s. klipsli
having a butterfly valve s. kelebekli
having bubbles s. kabarcıklı
having a bushy moustache s. posbıyık
having bark s. kabuklu
having a dagger s. kamalı
having a problem s. problemli
having many bright colours s. alacalı bulacalı
having a handle s. saplı
having a small income s. dar gelirli
having to repeat an examination s. ikmalci
having a crown s. kronlu
having a thorn s. iğneli
having a propeller s. pervaneli
having a fixed term s. vadeli
having a trouble s. dertli
having a current s. akıntılı
having claws s. tırnaklı
having buttons s. düğmeli
having an inner tube s. şambriyelli
having a machine s. makineli
having a vibrator s. vibratörlü
having a jaw s. çeneli
having slices s. dilimli
having a beauty spot s. benli
having a propeller s. uskurlu
having an eagle s. kartallı
having many problems s. problemli
having a piston s. pistonlu
having a carburettor s. karbüratörlü
having a nut s. somunlu
having a bell s. çanlı
having a ratchet s. cırcırlı
having a switch s. düğmeli
having a shell s. kabuklu
having common sense s. sağduyulu
having a flaw s. defolu
having a brush s. fırçalı
having two parts s. ikili
having a weighbridge s. basküllü
having an excuse s. mazeretli
having low resistance s. dirençsiz
having a crucible s. potalı
having a throat s. boğazlı
having a buffer s. tamponlu
having a hammer s. çekiçli
having a swimming pool s. havuzlu
having a tail s. kuyruklu
having a flag s. bandıralı
having the value (of) s. bedelli
having a reason s. nedenli
having a neck s. boğazlı
having influential friends s. arkalı
having no boundaries s. sınır tanımayan
having competence s. yetkinliğe haiz
having the aim of s. amacını taşıyan
having two-components s. ikibileşenli
having the authority to sign s. imza yetkisine haiz
of/having limited means s. maddi olanağı kısıtlı
having a bad reputation s. kötü tanınmış
having a bad reputation s. kötü şöhretli
not having a firm basis or foundation s. sağlam temellere dayanmayan
having no license plate s. plakasız
having three units or parts s. üç parçadan oluşan
having three units or parts s. üç kısımdan oluşan
having just arrived zf. ayağının tozu ile
having said that zf. unutmamamız gerekir ki
having said that zf. bununla birlikte
having said that zf. bunların ışığında
having said that zf. bununla beraber
having a period zf. regl döneminde
having regard to ed. gözönüne alarak
Phrasals
adore someone for having something f. (birinin bir şeyine) hayran olmak
adore someone for having something f. (birinin bir şeyine) tapmak
adore someone for having something f. (birinin bir şeyine) bayılmak
adore someone for having something f. çok beğenmek/çok sevmek
adore for having f. bir şeyine hayran olmak
adore for having f. bir şeyini çok beğenmek
adore for having f. bir şeyini çok sevmek
adore for having f. bir şeyine bayılmak
adore for having f. bir şeyine hayran olmak
adore for having f. bir şeyini çok beğenmek
adore for having f. bir şeyini çok sevmek
adore for having f. bir şeyine bayılmak
Phrases
having said that expr. bunu söyledikten sonra
let's be having you expr. buraya gel. alalım seni artık. görelim seni artık
let's be having you expr. çabuk buraya gel
having regard to the fact expr. gerçeğini dikkate alarak
in the manner of having preconceived opinions expr. önyargılı olarak
in the manner of having preconceived opinions expr. önyargılı bir şekilde
having all these in mind expr. tüm bunlar göz önüne alındığında
having competence expr. yetkinliği haiz
having looked at expr. ....bakıldığında
having said that expr. unutmamak gerekir ki
having looked at expr. ...bakılırsa
having said that expr. gelgelelim
Colloquial
not having any f. hiç kabul etmemek
not having any f. hiç kabullenmemek
not having any f. hiç yanaşmamak
not having any f. hiç oralı olmamak
not having any f. hiç umursamamak
not having any f. hiç aldırmamak
not having any f. hiç tolerans göstermemek
not having any f. kesinlikle reddetmek
not having any f. kesinlikle kabul etmemek
not having any f. duymak bile istememek
not having any f. hiç istememek
are we having fun yet? expr. ne eğleniyoruz ama!
are you having a laugh? expr. ciddi misin?
are we having fun yet? expr. hiç de eğlenceli değil!
are you having a laugh? expr. şaka mı yapıyorsun?
are you having a laugh? expr. dalga mı geçiyorsun?
having a bad case of déjà vu... expr. déjà vu yaşıyor gibiyim…
without having to expr. gerek kalmadan
having (thousands/hordes/a string of) men/women at her/his beck and call expr. elini sallasa ellisi (başını sallasa tellisi)
most things worth having never come easy expr. elde etmeye değer çoğu şey hiç de öyle kolay elde edilmiyor
like most guests having a good time expr. iyi vakit geçiren çoğu misafir gibi
having a bad case of déjà vu... expr. kötü anılarım canlanıyor…
without having a problem expr. sorun yaşamadan
in a restaurant having lunch expr. restoranda öğle yemeği yerken
they're having a party expr. parti veriyorlarmış
without having to expr. zorunda olmadan
awhfy (are we having fun yet?) expr. (alay yollu) ne eğlenceli ama değil mi?
awhfy (are we having fun yet?) expr. (alay yollu) ne eğleniyoruz ama değil mi?
are we having fun yet? expr. (alay yollu) ne eğlenceli ama değil mi?
are we having fun yet? expr. (alay yollu) ne eğleniyoruz ama değil mi?
he, she, isn’t having any (of it) expr. duymak bile istemiyor
he, she, isn’t having any (of it) expr. dinlemek bile istemiyor
he, she, isn’t having any (of it) expr. kabullenmeye bile yanaşmadı
he, she, isn’t having any (of it) expr. hiç istemedi
he, she, isn’t having any (of it) expr. kesin bir dille reddetti
are we having fun yet expr. ne eğleniyoruz ama
are we having fun yet expr. hiç de eğlenceli değil
are we having fun yet expr. ne eğlence ama
are we having fun yet expr. aman ne eğleniyoruz
having a wonderful time, wish you were here expr. harika zaman geçiriyorum, keşke burada olsan
having the time of my life expr. hayatımın en güzel dönemini geçiriyorum
having the time of my life expr. hayatımın en güzel zamanlarını/anlarını yaşıyorum
he/she isn't having any expr. ikna olmuyor
he/she isn't having any expr. kabul etmiyor
he/she isn't having any expr. hiç yanaşmıyor
he/she isn't having any expr. hiç dinlemiyor
he/she isn't having any (of it) expr. ikna olmuyor
he/she isn't having any (of it) expr. kabul etmiyor
he/she isn't having any (of it) expr. hiç yanaşmıyor
he/she isn't having any (of it) expr. hiç dinlemiyor
thank you for having me expr. beni davet ettiğiniz/ettiğin için teşekkür ederim
thank you for having me expr. beni ağırladığınız/ağırladığın için teşekkür ederim
that having been said expr. yine de
that having been said expr. böyle olsa bile
that having been said expr. öyle olmasına rağmen
that having been said expr. bütün bunlara rağmen
that having been said expr. olsa dahi
that having been said expr. buna rağmen
that having been said expr. yine de
that having been said expr. buna karşın
Idioms
be not having any (of it) f. hiç yanaşmamak
be not having any (of it) f. (bir şeyde) yer almayı hiç istememek
be not having any (of it) f. (bir şeye) katılmayı hiç istememek
be not having any (of it) f. (bir yere) gelmeyi/gitmeyi hiç istememek
be not having any (of it) f. sağ ol ben almayayım
be not having any (of it) f. hiç bana göre değil
be not having any (of it) f. aynı fikirde olmamak
be not having any (of it) f. tamamen aksi fikirde olmak
be not having any (of it) f. bir fikre hiç katılmamak
be not having any (of it) f. hiç inanmamak/kanmamak/yememek
be not having any (of it) f. nuh deyip peygamber dememek
be not having any (of it) f. fikrini değiştirmemek
not be having any of it f. hiç yanaşmamak
not be having any of it f. (bir şeyde) yer almayı hiç istememek
not be having any of it f. (bir şeye) katılmayı hiç istememek
not be having any of it f. (bir yere) gelmeyi/gitmeyi hiç istememek
not be having any of it f. sağ ol ben almayayım
not be having any of it f. hiç bana göre değil
not having a pot to piss in nor a window to throw it out of f. çok fakir olmak
be having none of (something) f. (bir şeye) izin vermemek
be having none of (something) f. (bir şeyi) kabul etmemek
be having none of (something) f. (bir şeyi) reddetmek
be having none of (something) f. (bir şeye) müsamaha göstermemek
be having none of (something) f. (bir şeye) razı olmamak
be having none of (something) f. (bir şeye) katılmamak
having groundless preconceptions about people f. insanlara yersiz ön yargı ile bakmak
nice weather we're having expr. havalar iyi gidiyor
Speaking
are you having fun? i. eğleniyor musunuz?
are you having fun? i. eğleniyor musun?
we are having dinner expr. akşam yemeği yiyiyoruz
we are having dinner expr. akşam yemeğimizi yiyoruz
thank you for having me in your album expr. albümünde bana yer verdiğin için teşekkür ederim
thank you for having me in your album expr. albümünüzde bana yer verdiğiniz için teşekkür ederim
are you having a good time in ankara? expr. ankara'da iyi vakit geçiyor musun?
are you having a good time in ankara? expr. ankara'da iyi vakit geçiyor musunuz?
thanks for having me expr. beni ağırladığınız için teşekkür ederim
you aren't having me on are you? expr. beni işletmiyorsun değil mi?
why are we having this conversation? expr. bu konuşmayı niye yapıyoruz?
I really feel like eating or having expr. canım çekti
I'm having a rest expr. dinleniyorum
do you plan on having any children? expr. çocuk sahibi olmayı düşünüyor musunuz?
we are having a rest expr. dinleniyoruz
I'm having a wonderful time; wish you were here expr. harika zaman geçiriyorum keşke burada olsan
I'm having quite a time expr. harika zaman geçiriyorum
I'm having the time of my life expr. hayatımın en güzel dönemini geçiriyorum
I'm having a hell of a time expr. harika zaman geçiriyorum
they seemed to be having a pretty good time expr. güzel vakit geçiriyor gibiydiler
I'm sorry you're having problems at home expr. evde sorunların olduğu için üzgünüm
it's great having him home expr. evde olması harika
I'm having a really bad day expr. gerçekten çok kötü bir gün geçiriyorum
I'm having hallucinations expr. halüsinasyonlar görüyorum
I'm having a party next weekend expr. gelecek hafta sonu bir parti veriyorum
is everyone having a good time? expr. herkes iyi vakit geçiriyor mu?
time flies when you're having fun expr. eğlenirken / keyifliyken zamanın nasıl geçtiğini farketmezsin
I'm having the time of my life expr. hayatımın en güzel zamanlarını/ anlarını geçiriyorum/yaşıyorum
are you having a good time? expr. iyi zaman geçiriyor musun?
are you having a good time? expr. iyi vakit geçiriyor musun?
I was having a bad day expr. kötü bir günümdeydim
is she having a seizure? expr. nöbet mi geçiriyor?
I am having a bad day expr. kötü bir günümdeyim
I'm having nightmares expr. kabuslar görüyorum
is he having a seizure? expr. nöbet mi geçiriyor?
I was having a bad day expr. kötü bir gün geçiriyordum
what are you having? expr. ne alırdınız?
I am having a bad day expr. kötü bir gün geçiriyorum
what are you having? expr. ne alırsınız?
I'm having a party next weekend expr. önümüzdeki hafta sonu bir parti veriyorum
I'm planning on having a natural birth expr. normal doğum yapmayı düşünüyorum
I think I'm having a midlife crisis expr. sanırım orta yaş krizi geçiriyorum
having his phone in his hand expr. telefon elde
I am having a holiday expr. tatildeyim
I am having a holiday expr. tatil yapıyorum
I'm having quite a time expr. zor günler yaşıyorum
I'm having trouble sleeping expr. uyku problemi yaşıyorum
we are having dinner expr. yemek yiyoruz
they are having a lot of fun expr. çok eğleniyorlar
they are having so much fun expr. çok eğleniyorlar
I'm having a birthday party expr. benim doğum günü partim var
Trade/Economic
charges having an effect equivalent to customs duties i. eş etkili vergiler
charges having equivalent effect i. eş etkili vergi
charges having an effect equivalent to customs duties i. eş değerli vergi
elimination of a charge having effect equivalent to customs duty i. eş değerli vergi veya resimlerin kaldırılması
whether or not having the force of law i. kanun hükmünde olsun olmasın
Law
decree having force of law i. kanun hükmünde kararname
decrees having the force of law i. kanun hükmünde kararnameler
emergency decree having the force of law i. sıkıyönetim ve olağanüstü hal kanun hükmünde kararname
highest court having jurisdiction i. yüksek görevli mahkeme
authority having jurisdiction i. yetkili makam
having a property whose ownership cannot be proved in one's possession f. kendinin olduğu ispat olunamayan eşyayı taşımak
having no criminal record s. sabıkası olmayan
having no criminal record s. sabıkasız
no crime (can be committed), no punishment (can be imposed) without (having been prescribed by) a previous penal law expr. ceza muhakkak kanuna dayanmalıdır
having regard to expr. göz önüne alarak
no crime (can be committed), no punishment (can be imposed) without (having been prescribed by) a previous penal law expr. kanunsuz suç ve ceza olamaz
Politics
arrangements having similar effect i. eş etkili düzenlemeler
having noted i. kaydederek
having regard to expr. göz önünde tutarak
Technical
surfaces having stratified functional properties i. tabakalı fonksiyonel özelliklere sahip yüzeyler
thermoplastics pipes having a circular cross-section i. yuvarlak kesitli termoplastik borular
having a supplement s. ilaveli
Textile
textile floor coverings having a pile of cut or looped yarn i. kesik veya ilmek iplikli hava sahip tekstil yer döşemeleri
Pathology
having diabetes s. şekerli
Botanic
having no seed s. çekirdeksiz
Football
the last moment of the ball having played i. topun son oynandığı an
Music
having a false note s. falsolu
Slang
not having it f. ikna olmamak
not having it f. kabullenmemek
be having the balls to do something f. taşaklı olmak
not having it f. yalana kanmamak
I'm having a brain fart expr. beynim durdu
I'm having a brain cramp expr. beynim durdu
are you having a brain fart? expr. beynin mi durdu?
I'm having a hell of a time expr. harika zaman geçiriyorum
are you having a brain fart? expr. mala mı bağladın?
not having it expr. yememek (yemezler!)
British Slang
be having a jimmy f. işemek
you're having a laugh! expr. ciddi olamazsın!