Türkçe - İngilizce
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Eşanlam
Hakkımızda
Araçlar
Kaynaklar
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
Işıkları Söndür
English
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Eşanlam
Araçlar
Hakkımızda
Kaynaklar
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
EN-TR
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Türkçe - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Almanca - İngilizce
Geçmiş
immediate
Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau
"immediate"
teriminin Türkçe İngilizce Sözlükte anlamları : 46 sonuç
Kategori
İngilizce
Türkçe
Common Usage
1
Yaygın Kullanım
immediate
s.
acil
General
2
Genel
immediate
s.
hemen ardından gelen
3
Genel
immediate
s.
hazır
4
Genel
immediate
s.
derhal olan
5
Genel
immediate
s.
yakın
6
Genel
immediate
s.
araçsız
7
Genel
immediate
s.
doğrudan
8
Genel
immediate
s.
anında
9
Genel
immediate
s.
vasıtasız
10
Genel
immediate
s.
doğrudan doğruya
11
Genel
immediate
s.
dolaysız
12
Genel
immediate
s.
şimdiki
13
Genel
immediate
s.
mübrem
14
Genel
immediate
s.
anlık
15
Genel
immediate
s.
hemen
16
Genel
immediate
s.
acele
17
Genel
immediate
s.
çabuk
18
Genel
immediate
s.
sezgisel
19
Genel
immediate
s.
doğrudan vasal veya lord olan
20
Genel
immediate
s.
(zaman) şimdiye yakın
21
Genel
immediate
s.
(zaman) şimdiyle ilgili
22
Genel
immediate
s.
dip dibe
23
Genel
immediate
s.
bitişik
24
Genel
immediate
s.
yakın
25
Genel
immediate
s.
sıradaki
26
Genel
immediate
s.
bir sonraki
27
Genel
immediate
s.
aşikar
28
Genel
immediate
s.
bariz
29
Genel
immediate
s.
(akraba) yakın
30
Genel
immediate
s.
(akraba) birinci dereceden
31
Genel
immediate
s.
birinci
32
Genel
immediate
s.
ilk olan
33
Genel
immediate
s.
ilk
34
Genel
immediate
s.
aciliyet arz eden
35
Genel
immediate
s.
civarda olan
36
Genel
immediate
s.
yakında
37
Genel
immediate
s.
yakınlarda
Technical
38
Teknik
immediate
s.
ani
39
Teknik
immediate
s.
ansızın
40
Teknik
immediate
s.
birden
41
Teknik
immediate
s.
birden bire
42
Teknik
immediate
s.
gecikmesiz
Medical
43
Medikal
immediate
i.
immediyat
Logic
44
Mantık
immediate
s.
doğrudan olan (çıkarım)
Linguistics
45
Dilbilim
immediate
s.
birincil
Ottoman Turkish
46
Osmanlıca
immediate
s.
müstacel
"immediate"
teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 208 sonuç
Kategori
İngilizce
Türkçe
General
1
Genel
immediate family
i.
birinci dereceden akrabalar
2
Genel
immediate family
i.
birinci dereceden yakınlar
3
Genel
immediate family
i.
en yakın aile bireyleri
4
Genel
immediate mission
i.
ivedi görev
5
Genel
immediate surroundings
i.
yakın çevre
6
Genel
immediate cause
i.
bir şeye doğrudan yol açan neden
7
Genel
immediate settlement
i.
hemen yerleşim
8
Genel
immediate support
i.
acil destek
9
Genel
immediate medical response
i.
acil tıbbi müdahale
10
Genel
immediate cash
i.
acil nakit
11
Genel
immediate payment
i.
acil ödeme
12
Genel
immediate delivery
i.
hızlı teslim
13
Genel
immediate support services
i.
acil yardım hizmetleri
14
Genel
immediate viewing
i.
anlık görüntüleme
15
Genel
immediate threat
i.
mevcut tehdit
16
Genel
immediate threat
i.
mevcut tehlike
17
Genel
immediate threat
i.
bir anda ortaya çıkan tehdit
18
Genel
immediate settlement
i.
anında oturma
19
Genel
immediate instruction
i.
mutlak komut
20
Genel
immediate addressing
i.
yerinde adresleme
21
Genel
immediate response
i.
ani karşılık verme
22
Genel
immediate response
i.
acil yanıt
23
Genel
immediate response
i.
ani tepki
24
Genel
immediate care
i.
acil bakım
25
Genel
immediate family
i.
birinci derece akraba
26
Genel
immediate warning
i.
acil ikaz
27
Genel
immediate warning
i.
acil uyarı
28
Genel
immediate operation
i.
acil operasyon
29
Genel
immediate aid
i.
acil yardım
30
Genel
immediate solution
i.
acil çözüm
31
Genel
immediate occupancy
i.
yerleşime hazır
32
Genel
immediate occupancy
i.
taşınılmaya hazır
33
Genel
immediate interest
i.
doğrudan çıkar
34
Genel
immediate suburbs
i.
kentin hemen dışındaki banliyöler
35
Genel
immediate suburbs
i.
en yakındaki banliyöler
36
Genel
immediate vicinity
i.
yakın çevre
37
Genel
immediate concerns
i.
acil halledilmesi gereken işler/sorunlar
38
Genel
immediate concerns
i.
(çözülmesi gereken) acil sorunlar
39
Genel
immediate relatives
i.
birinci derece akrabalar
40
Genel
immediate environment
i.
yakın çevre
41
Genel
immediate influence
i.
doğrudan etki
42
Genel
immediate measures
i.
acil önlemler
43
Genel
immediate family
i.
ebeveyn, kardeş, çocuk, eş veya nişanlı
44
Genel
immediate circle
i.
yakın çevre
45
Genel
immediate circle
i.
(birinin) yakın çevresi
46
Genel
immediate neighbour
i.
yakın komşu
47
Genel
immediate neighbor
i.
yakın komşu
48
Genel
be in an immediate danger
f.
ateş hattında olmak
49
Genel
be in an immediate danger
f.
topun ağzında olmak
50
Genel
ready for immediate use
s.
hemen kullanıma uygun
51
Genel
in the immediate future
zf.
yakın gelecekte
52
Genel
as immediate as possible
zf.
mümkün olduğunca erken
53
Genel
as immediate as possible
zf.
en kısa zamanda
54
Genel
as immediate as possible
zf.
derhal
55
Genel
as immediate as possible
zf.
hemen
56
Genel
as immediate as possible
zf.
bir an önce
Phrases
57
İfadeler
your immediate attention to this matter is appreciated
expr.
gereğinin yapılmasını arz ederim
58
İfadeler
your immediate attention to this matter is appreciated
expr.
gereğinin yapılmasını saygılarımla arz ederim
Colloquial
59
Konuşma Dili
take an immediate liking to someone
f.
birinden hemen hoşlanmak
Speaking
60
Konuşma
we are awaiting your immediate reply
expr.
acil cevap bekliyoruz
Trade/Economic
61
Ticaret/Ekonomi
immediate payment
i.
acil ödeme
62
Ticaret/Ekonomi
immediate cash need
i.
acil nakit ihtiyacı
63
Ticaret/Ekonomi
immediate delivery
i.
acele teslim
64
Ticaret/Ekonomi
immediate cash need
i.
acil nakit gereksinimi
65
Ticaret/Ekonomi
immediate delivery
i.
acil teslim
66
Ticaret/Ekonomi
immediate discount
i.
anında indirim
67
Ticaret/Ekonomi
immediate purchase
i.
anında satınalma
68
Ticaret/Ekonomi
immediate delivery
i.
anında teslim
69
Ticaret/Ekonomi
immediate incorporation
i.
ani kuruluş
70
Ticaret/Ekonomi
immediate purchase
i.
anlık satınalma
71
Ticaret/Ekonomi
coefficient of immediate liquidity
i.
birinci derecede likidite katsayısı
72
Ticaret/Ekonomi
immediate order
i.
borsada derhal al-sat emri
73
Ticaret/Ekonomi
immediate run
i.
çok kısa dönem
74
Ticaret/Ekonomi
immediate dismissal
i.
derhal işten çıkarma
75
Ticaret/Ekonomi
immediate delivery
i.
derhal teslim
76
Ticaret/Ekonomi
immediate supervisor
i.
en yakın amir
77
Ticaret/Ekonomi
immediate annuity
i.
hemen ödemeli yaşam boyu gelir
78
Ticaret/Ekonomi
immediate order
i.
hemen emri
79
Ticaret/Ekonomi
immediate use
i.
hemen kullanım
80
Ticaret/Ekonomi
immediate manager
i.
ilk amir
81
Ticaret/Ekonomi
immediate chief
i.
ilk amir
82
Ticaret/Ekonomi
immediate endorser
i.
ilk ciranta
83
Ticaret/Ekonomi
immediate supervisor
i.
ilk amir
84
Ticaret/Ekonomi
coefficient of immediate liquidity
i.
mütedavil kıymetlerin derhal paraya çevrilme oranı
85
Ticaret/Ekonomi
immediate payment
i.
peşin ödeme
86
Ticaret/Ekonomi
ready for immediate use
s.
hemen kullanıma/tüketime uygun
87
Ticaret/Ekonomi
with immediate effect
expr.
derhal geçerli olmak üzere
88
Ticaret/Ekonomi
with immediate effect
expr.
derhal yürürlüğe girmek üzere
Law
89
Hukuk
immediate interest
i.
acil alaka
90
Hukuk
immediate family
i.
birinci dereceden akrabalık
91
Hukuk
immediate family
i.
birinci dereceden akraba
92
Hukuk
immediate notice
i.
derhal yapılması gereken ihbar
93
Hukuk
immediate possession
i.
derhal zilyetlik
94
Hukuk
immediate termination
i.
derhal fesih
95
Hukuk
immediate performance
i.
derhal ifa
96
Hukuk
immediate cancellation
i.
derhal fesih
97
Hukuk
principle of immediate application
i.
derhal uygulanırlık ilkesi
98
Hukuk
immediate possession
i.
doğrudan zilyetlik
99
Hukuk
immediate indorsee
i.
ilk ciranta
100
Hukuk
immediate reversion
i.
kira sözleşmesinin sona ermesini takiben kiralanan mülkün mülk sahibine derhal iade edilmesi
101
Hukuk
immediate descent
i.
mirasın birinci derecede evlatlara intikali
102
Hukuk
immediate cause
i.
sonuçla doğrudan ilişkisi olan sebep
103
Hukuk
mediate or immediate
s.
dolaylı ya da dolaysız
Politics
104
Siyasal
immediate action plan
i.
acil eylem planı
105
Siyasal
immediate action
i.
acil eylem
106
Siyasal
immediate prevention
i.
acil önlem
107
Siyasal
cases that require immediate action
i.
acil önlem gerektiren durum
108
Siyasal
immediate effect
i.
ani etki
109
Siyasal
immediate election
i.
erken seçim
110
Siyasal
immediate past president
i.
geçen dönem başkanı
111
Siyasal
for immediate release
expr.
derhal basına sunulacaktır
Insurance
112
Sigortacılık
immediate annuity
i.
devre sonunda yürürlüğe giren irat
Technical
113
Teknik
immediate-access store
i.
anında erişim belleği
114
Teknik
immediate addressing
i.
anında adresleme
115
Teknik
immediate access
i.
anında erişim
116
Teknik
immediate processing
i.
anında işlem
117
Teknik
immediate address
i.
anlık adres
118
Teknik
immediate address
i.
çabuk adres
119
Teknik
immediate access
i.
çabuk erişim
120
Teknik
immediate addressing
i.
çabuk adresleme
121
Teknik
immediate address
i.
hazır adres
122
Teknik
immediate instruction
i.
hazır bilgi komutu
123
Teknik
immediate crease recovery angle
i.
sıçrayış açısı
Computer
124
Bilgisayar
immediate pane
i.
anlık bölmesi
125
Bilgisayar
immediate addressing
i.
anında adresleme
126
Bilgisayar
immediate data
i.
anlık veri
127
Bilgisayar
immediate access
i.
anında erişim
128
Bilgisayar
immediate processing
i.
anında işlem
129
Bilgisayar
immediate address
i.
anlık adres
130
Bilgisayar
immediate address
i.
çabuk adres
131
Bilgisayar
immediate access
i.
çabuk erişim
132
Bilgisayar
immediate addressing
i.
çabuk adresleme
133
Bilgisayar
immediate data
i.
dolaysız veri
134
Bilgisayar
immediate instruction
i.
doğrudan komut
135
Bilgisayar
immediate address
i.
dolaysız adres
136
Bilgisayar
immediate address
i.
hazır adres
137
Bilgisayar
immediate start
i.
hemen başlangıç
138
Bilgisayar
immediate instruction
i.
mutlak komut
139
Bilgisayar
immediate pane
i.
yandaki bölme
Informatics
140
Bilişim
immediate data
i.
anlık veri
141
Bilişim
immediate notification
i.
anında bilgilendirilme
142
Bilişim
immediate access
i.
anlık erişim
143
Bilişim
immediate predecessor
i.
bitişik öncül
144
Bilişim
immediate successor
i.
bitişik ardıl
145
Bilişim
immediate address
i.
dolaysız adres
146
Bilişim
immediate data
i.
dolaysız veri
147
Bilişim
immediate instruction
i.
dolaysız veri komutu
148
Bilişim
immediate data
i.
mutlak veri
149
Bilişim
immediate address
i.
mutlak adres
Telecom
150
Telekom
immediate data
i.
anlık veri
151
Telekom
immediate address
i.
anlık adres
152
Telekom
immediate instruction
i.
dolaysız veri komutu
153
Telekom
immediate address
i.
mutlak adres
Electric
154
Elektrik
immediate address
i.
ani adres
155
Elektrik
immediate access
i.
ani erişme
Textile
156
Tekstil
immediate crease recovery angle
i.
sıçrayış açısı
Construction
157
İnşaat
immediate occupancy
i.
hemen kullanım
Aeronautic
158
Havacılık
immediate air support
i.
ani hava desteği
Medical
159
Medikal
immediate medical care
i.
acil tıbbi müdahale
160
Medikal
immediate treatment
i.
acil tedavi
161
Medikal
immediate treatment
i.
acil müdahale
162
Medikal
immediate surgical treatment
i.
acil cerrahi tedavi
163
Medikal
immediate packaging
i.
birincil ambalaj
164
Medikal
immediate release tablet
i.
çabuk salımlı tablet
165
Medikal
immediate release product
i.
çabuk salımlı ürün
166
Medikal
immediate versus delayed toxicity
i.
hızlı tip ya da gecikmiş toksisite
Psychology
167
Psikoloji
immediate memory
i.
anlık bellek
168
Psikoloji
immediate memory span
i.
anlık bellek boyutu
Dentistry
169
Diş Hekimliği
immediate denture
i.
geçici protez
Pathology
170
Patoloji
immediate allergy
i.
bir şeye karşı hassas olan kimsede teması takiben dakikalar içinde ortaya çıkan alerjik reaksiyon
171
Patoloji
immediate postpartum haemorrhage
i.
erken postpartum hemoraji
Pharmaceutics
172
Eczacılık
immediate release tablet
i.
hemen salım sağlayan tablet
Social Sciences
173
Sosyal Bilimler
immediate dependents
i.
bakmakla yükümlü olunan yakın aile üyeleri
174
Sosyal Bilimler
immediate dependents
i.
eş ve hane halkının bir parçasını oluşturan yirmi bir yaşın altındaki bakmakla yükümlü olunan çocuklar
Linguistics
175
Dilbilim
immediate constituent
i.
birincil kurucu
176
Dilbilim
immediate constituent
i.
dolaysız kurucu
177
Dilbilim
immediate speech
i.
zamandaş konuşma
Environment
178
Çevre
immediate decontamination
i.
ivedi arındırma
Geography
179
Coğrafya
immediate foreshore
i.
ön kıyı bandı
Geology
180
Jeoloji
immediate settlement
i.
ani oturma
Military
181
Askeri
immediate air mission
i.
ani hava görevi
182
Askeri
immediate decontamination
i.
acilen bulaşıcı maddelerden temizleme
183
Askeri
immediate visual assessment sentry
i.
ani durum gözetleme elemanı
184
Askeri
immediate reaction force
i.
ani müdahale kuvveti
185
Askeri
immediate air support
i.
ani hava desteği
186
Askeri
immediate reaction force
i.
ani reaksiyon kuvveti
187
Askeri
immediate message
i.
acele mesaj
188
Askeri
immediate nuclear support
i.
acele nükleer destek
189
Askeri
immediate back-up
i.
acil destek
190
Askeri
priority of immediate mission requests
i.
acil görev taleplerinin önceliği
191
Askeri
immediate visual assessment
i.
ani görsel değerlendirme
192
Askeri
immediate visual assessment sentry
i.
ani görsel değerlendirme nöbetçisi
193
Askeri
immediate operational readiness
i.
ani harekata hazırlık durumu
194
Askeri
immediate commander
i.
bir üst komutan
195
Askeri
immediate take-off
i.
çabuk kalkış
196
Askeri
immediate reenlistment
i.
gönüllü hizmete çabuk dönüş
197
Askeri
immediate message
i.
harekat acele mesajı
198
Askeri
operational immediate
i.
harekat çok ivedi
199
Askeri
domestic intelligence immediate situation report
i.
iç istihbarat ani durum raporu
200
Askeri
immediate destination
i.
ilk liman
201
Askeri
violation immediate report
i.
ihlal ön raporu
202
Askeri
immediate commander
i.
ilk amir
203
Askeri
immediate destination
i.
uğranılacak ilk liman
204
Askeri
unanticipated immediate targets
i.
beklenmedik acil hedefler
205
Askeri
unplanned immediate targets
i.
plansız acil hedefler
206
Askeri
unplanned immediate targets
i.
harekat alanında olduğu bilindiği halde yeterli süre içinde yeri belirlenemeyen acil hedefler
Hunting
207
Silah/Atıcılık
immediate assault
i.
ani baskın
Engineering
208
Engineering
immediate engineering
i.
anında mühendislik
×
Pronunciation in context (
out of
)
Pronunciation of immediate
×
Terim Seçenekleri
Çeviri Öner / Düzelt
Fransızca İngilizce Sözlük
İspanyolca İngilizce Sözlük
Almanca İngilizce Sözlük
İngilizce Eşanlam Sözlük
Google Images
Merriam Webster
Dictionary.com
The Free Dictionary
Abbreviations
Wikipedia in English
Wikipedia in Turkish
Urban Dictionary
German, LEO
Chinese, Dict.Cn
Spanish, SpanishDict
Russian, Multitran.ru
Medical, MedicineNet
İşaret Dili, Signing Savvy