İngilizce | Türkçe | |||
---|---|---|---|---|
Common Usage | ||||
Yaygın Kullanım | lower f. | düşürmek | ||
However, at the same time he has been obliged to lower the growth forecasts. Bununla birlikte aynı zamanda büyüme tahminlerini düşürmek zorunda kalmıştır. More Sentences |
||||
Yaygın Kullanım | lower f. | alçaltmak | ||
We should lower our voices. Sesimizi alçaltmalıyız. More Sentences |
||||
Yaygın Kullanım | lower f. | indirmek | ||
The threshold has been lowered to 0.5% which is very good. Eşiği %0,5'e indirmek çok iyi bir gelişmedir. More Sentences |
||||
Yaygın Kullanım | lower s. | alt | ||
This is only the lower level. Bu sadece alt seviye. More Sentences |
||||
General | ||||
Genel | lower i. | daha aşağı | ||
We cannot drop any lower and have reliable policies. Daha aşağıya inemeyiz ve güvenilir politikalara sahip olamayız. More Sentences |
||||
Genel | lower f. | alçaltmak | ||
Excuse me, can you lower your voice a little bit? Affedersiniz, sesinizi biraz alçaltabilir misiniz? More Sentences |
||||
Genel | lower f. | inmek | ||
We're lowering ourselves to his level. Bizler onun seviyesine iniyoruz. More Sentences |
||||
Genel | lower f. | azaltmak | ||
This confidence led to lower interest rates, and that took a great deal of pressure off your budget. Bu güven faiz oranlarının düşmesine yol açtı ve bu da bütçeniz üzerindeki baskıyı büyük ölçüde azalttı. More Sentences |
||||
Genel | lower f. | indirmek | ||
The call to lower the age of animals to be tested from thirty months to twenty-four months is hardly relevant. Test edilecek hayvanların yaşının otuz aydan yirmi dört aya indirilmesi çağrısının konuyla pek ilgisi yok. More Sentences |
||||
Genel | lower f. | kısmak | ||
Could you lower the volume of the television? Televizyonun sesini kısabilir misin? More Sentences |
||||
Genel | lower s. | daha alçak | ||
If you want to go on with the conversation, you'd better speak a bit lower. Sohbete devam etmek istiyorsan, biraz daha alçak sesle konuşsan iyi olur. More Sentences |
||||
Genel | lower s. | daha düşük | ||
Will we receive more service and lower prices, in particular? Özellikle daha fazla hizmet ve daha düşük fiyatlar alacak mıyız? More Sentences |
||||
Genel | lower zf. | alt | ||
Lower authorities should be able to acquire sustainable products and services. Alt makamlar sürdürülebilir ürün ve hizmetler elde edebilmelidir. More Sentences |
||||
Trade/Economic | ||||
Ticaret/Ekonomi | lower f. | alçaltmak | ||
Tom asked Mary to lower her voice. Tom, Mary'den sesini alçaltmasını istedi. More Sentences |
||||
Ticaret/Ekonomi | lower s. | alt | ||
The lower and middle sections of the river Júcar are of major environmental interest. Júcar nehrinin alt ve orta kısımları çevre açısından büyük önem taşımaktadır. More Sentences |
||||
Ticaret/Ekonomi | lower s. | düşük | ||
The Commission is aware that consumers benefit from lower prices. Komisyon, tüketicilerin düşük fiyatlardan fayda sağladığının farkındadır. More Sentences |
||||
Technical | ||||
Teknik | lower f. | indirmek | ||
If I had been the president, I would have lowered taxes. Eğer cumhurbaşkanı ben olsaydım vergileri indirirdim. More Sentences |
||||
Teknik | lower s. | alt | ||
Lower authorities should be able to acquire sustainable products and services. Alt makamlar sürdürülebilir ürün ve hizmetler satın alabilmelidir. More Sentences |
||||
General | ||||
Genel | lower i. | somurtma | ||
Genel | lower i. | surat asma | ||
Genel | lower i. | dünya | ||
Genel | lower i. | it | ||
Genel | lower f. | batmak (güneş) | ||
Genel | lower f. | kırmak (gurur) | ||
Genel | lower f. | karartmak | ||
Genel | lower f. | surat asmak | ||
Genel | lower f. | küçültmek | ||
Genel | lower f. | eksilmek | ||
Genel | lower f. | aşağılamak | ||
Genel | lower f. | zayıflatmak | ||
Genel | lower f. | azalmak | ||
Genel | lower f. | mayna etmek | ||
Genel | lower f. | eksiltmek | ||
Genel | lower f. | somurtmak | ||
Genel | lower f. | alçalmak | ||
Genel | lower f. | küçük düşürmek | ||
Genel | lower f. | tehditkar davranmak | ||
Genel | lower f. | göz dağı vermek | ||
Genel | lower s. | aşağıdaki | ||
Genel | lower s. | aşağı | ||
Genel | lower s. | abaşo | ||
Genel | lower s. | ikinci derecede | ||
Genel | lower s. | daha önce | ||
Genel | lower s. | eski | ||
Genel | lower s. | eskiden olan | ||
Genel | lower s. | daha önceki | ||
Genel | lower s. | alçakta yaşayan | ||
Genel | lower s. | altta kalan | ||
Genel | lower s. | aşağı bölümde yaşayan | ||
Genel | lower s. | daha yeni | ||
Genel | lower s. | daha güncel | ||
Genel | lower s. | yakın geçmişte olan | ||
Trade/Economic | ||||
Ticaret/Ekonomi | lower s. | ikinci derece | ||
Law | ||||
Hukuk | lower s. | alt meclis ile ilgili | ||
Hukuk | lower s. | (çift meclisli parlamentoda) alt meclisi ifade eden | ||
Technical | ||||
Teknik | lower i. | alt segman | ||
Teknik | lower f. | iniş takımlarını açmak | ||
Computer | ||||
Bilgisayar | lower i. | küçükharf | ||
Aeronautic | ||||
Havacılık | lower s. | aşağı alt | ||
Marine | ||||
Denizcilik | lower i. | alt ranza | ||
Denizcilik | lower f. | yelken indirmek | ||
Denizcilik | lower f. | gemi indirmek | ||
Anatomy | ||||
Anatomi | lower f. | (dili) indirmek | ||
Anatomi | lower f. | (dili) damaktan uzaklaştırmak | ||
Anatomi | lower f. | (dili) aşağı doğru hareket ettirmek | ||
Dentistry | ||||
Diş Hekimliği | lower i. | alt çene protezi | ||
Math | ||||
Matematik | lower s. | alt sınırda | ||
Matematik | lower s. | tek değişkenli | ||
Matematik | lower s. | tek sayıda | ||
Matematik | lower s. | çok değişkenli | ||
Biology | ||||
Biyoloji | lower s. | basit yapılı | ||
Biyoloji | lower s. | ilkel yapıda | ||
Biyoloji | lower s. | çağdaşları kadar gelişmemiş | ||
Linguistics | ||||
Dilbilim | lower f. | dili alçaltarak ses çıkarmak | ||
Dilbilim | lower f. | ünlü harf artiküle etmek | ||
Archaeology | ||||
Arkeoloji | lower s. | ilk çağlara ait | ||
Arkeoloji | lower s. | eski dönemler ile ilgili | ||
Arkeoloji | lower s. | eski döneme ait | ||
Arkeoloji | lower s. | önceki döneme ait | ||
Arkeoloji | lower s. | önceki çağ ile ilgili | ||
Geography | ||||
Coğrafya | lower i. | new jersey eyaletinde yerleşim yeri | ||
Coğrafya | lower s. | aşağı çığır ile ilgili | ||
Coğrafya | lower s. | aşağı çığıra ait | ||
Coğrafya | lower s. | güneyde olan | ||
Coğrafya | lower s. | (bölgenin) güneyinde olan | ||
Meteorology | ||||
Meteoroloji | lower i. | kasvetli gökyüzü | ||
Meteoroloji | lower i. | kapalı gökyüzü | ||
Meteoroloji | lower i. | rüzgarlı gökyüzü | ||
Meteoroloji | lower i. | bulanık gökyüzü | ||
Meteoroloji | lower f. | (gökyüzü) kapalı olmak | ||
Meteoroloji | lower f. | (gökyüzü) rüzgarlı olmak | ||
Meteoroloji | lower f. | (gökyüzü) kasvetli görünmek | ||
Meteoroloji | lower f. | (gökyüzü) bulanık görünmek | ||
Music | ||||
Müzik | lower f. | kalınlaştırmak | ||
Archaic | ||||
Eski Kullanım | lower f. | pusu kurmak | ||
Eski Kullanım | lower f. | pusuya yatmak |