Geçmiş

put (one) on

"put (one) on" teriminin Türkçe İngilizce Sözlükte anlamları : 4 sonuç

	Kategori	İngilizce	Türkçe
Phrasals
1	Öbek Fiiller	put (one) on f.	(biriyle) dalga geçmek
2	Öbek Fiiller	put (one) on f.	(biriyle) kafa bulmak
3	Öbek Fiiller	put (one) on f.	(birini) kandırmak
4	Öbek Fiiller	put (one) on f.	(birini) işletmek

"put (one) on" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 150 sonuç

	Kategori	İngilizce	Türkçe
General
1	Genel	put on one side f.	sonraya bırakmak
Phrasals
2	Öbek Fiiller	put (something) over on (one) f.	(birini bir şeyle) kandırmak
3	Öbek Fiiller	put (something) over on (one) f.	(birini) bir şakaya alet etmek
4	Öbek Fiiller	put (something) over on (one) f.	(birini) bir şakanın kurbanı yapmak
5	Öbek Fiiller	put (something) over on (one) f.	(birine) bir şakayı yedirmek
6	Öbek Fiiller	put (something) over on (one) f.	(birini bir şeyle) işletmek
7	Öbek Fiiller	put one over on f.	-i kandırmak
8	Öbek Fiiller	put one over on f.	-i işletmek
9	Öbek Fiiller	put one over on f.	-i oyuna getirmek
10	Öbek Fiiller	put one over on f.	-i kerizlemek
11	Öbek Fiiller	put one over on f.	-i şakaya alet etmek
12	Öbek Fiiller	put one over on f.	-i kafaya almak
13	Öbek Fiiller	put one over on f.	ile kafa bulmak
14	Öbek Fiiller	put one over on (one) f.	(birini) kandırmak
15	Öbek Fiiller	put one over on (one) f.	(birini) işletmek
16	Öbek Fiiller	put one over on (one) f.	(birini) oyuna getirmek
17	Öbek Fiiller	put one over on (one) f.	(birini) kerizlemek
18	Öbek Fiiller	put one over on (one) f.	(birini) bir şakaya alet etmek
19	Öbek Fiiller	put one over on (one) f.	(birini) kafaya almak
20	Öbek Fiiller	put one over on (one) f.	(biriyle) kafa bulmak
Idioms
21	Deyim	put a con on (one) i.	(birini) aldatmak
22	Deyim	put a con on (one) i.	kandırmak
23	Deyim	put a con on (one) i.	oyuna getirmek
24	Deyim	put a con on (one) i.	tezgaha getirmek
25	Deyim	put a con on (one) i.	üçkağıda getirmek
26	Deyim	put a con on (one) i.	dolandırmak
27	Deyim	put a con on (one) i.	tokatlamak (dolandırmak)
28	Deyim	put a con on (one) i.	kafeslemek (dolandırmak)
29	Deyim	put a con on (one) i.	ketenpereye getirmek
30	Deyim	put the squeeze on (one) f.	birini bir şey yapmaya zorlamak
31	Deyim	put the squeeze on (one) f.	mecbur bırakmak
32	Deyim	put the squeeze on (one) f.	birini bir şey yapması için sıkıştırmak
33	Deyim	put the squeeze on (one) f.	birine yüklenmek
34	Deyim	put the squeeze on (one) f.	birine sorun ya da engel oluşturmak
35	Deyim	put the squeeze on (one) f.	zorlamak
36	Deyim	put one on one's guard f.	alarma geçirmek
37	Deyim	put one on one's feet f.	ayakları üzerinde durmasına yardım etmek
38	Deyim	put one on one's guard f.	birini tedirgin etmek
39	Deyim	put one on one's honor f.	birinin sözüne güvenmek
40	Deyim	put one on one's honor f.	birine güvenmek
41	Deyim	put one on one's guard f.	diken üstünde olmasına neden olmak
42	Deyim	put one over on someone f.	oyuna getirmek
43	Deyim	put one on one's guard f.	teyakkuza geçirmek
44	Deyim	put one over on (someone) f.	(birini) gürültüye getirmek
45	Deyim	put one on one's feet f.	yardım etmek
46	Deyim	put one on one's feet f.	(birinin) ayağa kalkmasına yardım etmek
47	Deyim	put one on one's feet f.	(birinin) yerinden kalkmasına yardım etmek
48	Deyim	put one on one's feet f.	(birinin) ayakları üzerinde durmasına yardım etmek
49	Deyim	put one on one's feet f.	(birinin finansal, sağlık açısından, zihnen) kendini toparlamasına yardım etmek
50	Deyim	put one on one's feet f.	(birinin) normale dönmesine yardım etmek
51	Deyim	put one on one's feet f.	(birini) normale döndürmek
52	Deyim	put one on one's feet f.	(birinin) normal hayatına dönmesine yardım etmek
53	Deyim	put one on one's feet f.	(birini) normal hayatına döndürmek
54	Deyim	put one on one's feet f.	(birinin) iyileşmesine yardım etmek
55	Deyim	put one over on somebody/something f.	biri/bir şey üzerinden fayda sağlamak
56	Deyim	put one over on somebody/something f.	birinden/bir şeyden yararlanmak
57	Deyim	put one over on somebody/something f.	biri/bir şey üzerinden çıkar sağlamak
58	Deyim	put one over on somebody/something f.	biri/bir şey üzerinden çıkar elde etmek
59	Deyim	put one over on somebody/something f.	birinden/bir şeyden istifade etmek
60	Deyim	put one over on somebody/something f.	biri/bir şey üstünden menfaat elde etmek
61	Deyim	put (one) back on (one's) heels f.	(birini) çok şaşırtmak
62	Deyim	put (one) back on (one's) heels f.	(birini) beyninden vurulmuşa döndürmek
63	Deyim	put (one) back on (one's) heels f.	(birini) şoke etmek
64	Deyim	put (one) back on (one's) heels f.	(birini) şaşkına çevirmek
65	Deyim	put (one) back on (one's) heels f.	(birini) şaşkına döndürmek
66	Deyim	put (one) back on (one's) heels f.	(birinin) eli ayağı buz kesilmek
67	Deyim	put (one) on the hot seat f.	(birini) topa tutmak
68	Deyim	put (one) on the hot seat f.	(birini) eleştiri yağmuruna tutmak
69	Deyim	put (one) on the hot seat f.	(birini) sert şekilde eleştirmek
70	Deyim	put (one) on the griddle f.	(birini) topa tutmak
71	Deyim	put (one) on the griddle f.	(birini) çok sert eleştirmek
72	Deyim	put (one) on the griddle f.	(birine) veryansın etmek
73	Deyim	put (one's) trousers on one leg at a time (just like everybody else) f.	herkes gibi olmak
74	Deyim	put (one's) trousers on one leg at a time (just like everybody else) f.	normal/sıradan insan olmak
75	Deyim	put (one's) trousers on one leg at a time (just like everybody else) f.	senin benim gibi biri olmak
76	Deyim	put the whammy on (one) f.	(birini) lanetlemek
77	Deyim	put the whammy on (one) f.	(birine) beddua etmek
78	Deyim	put the whammy on (one) f.	(birine) lanet okumak
79	Deyim	put the whammy on (one) f.	(birine) sayıp sövmek
80	Deyim	put the whammy on (one) f.	(birine) bela okumak
81	Deyim	put something on one side f.	bir şeyi bir kenara bırakmak
82	Deyim	put something on one side f.	bir şeyi bir yana koymak
83	Deyim	put horns on (one) f.	(birine) boynuz takmak
84	Deyim	put horns on (one) f.	(bir kadın bir erkeği) aldatmak
85	Deyim	put horns on (one) f.	kocasını/erkek arkadaşını boynuzlamak
86	Deyim	put horns on (one) f.	(birini) boynuzlamak
87	Deyim	put horns on (one) f.	eşini/partnerini aldatmak
88	Deyim	get/put one over on somebody/something f.	biri/bir şey üzerinden fayda sağlamak
89	Deyim	get/put one over on somebody/something f.	birinden/bir şeyden yararlanmak
90	Deyim	get/put one over on somebody/something f.	biri/bir şey üzerinden çıkar sağlamak
91	Deyim	get/put one over on somebody/something f.	biri/bir şey üzerinden çıkar elde etmek
92	Deyim	get/put one over on somebody/something f.	birinden/bir şeyden istifade etmek
93	Deyim	get/put one over on somebody/something f.	biri/bir şey üstünden menfaat elde etmek
94	Deyim	put something on one side f.	bir şeyi bir kenara bırakmak
95	Deyim	put something on one side f.	bir şeyi bir yana koymak
96	Deyim	put (one) on (one's) mettle f.	(birine) azim vermek
97	Deyim	put (one) on (one's) mettle f.	(birini) hırslandırmak
98	Deyim	put (one) on (one's) mettle f.	(birinin) kendini kanıtlamasını gerektirmek
99	Deyim	put (one) on (one's) mettle f.	(birini) çabalamaya teşvik etmek
100	Deyim	put (one) on (one's) mettle f.	(birini) zorlamak
101	Deyim	put (one) on a diet f.	(birini) perhize sokmak
102	Deyim	put (one) on blast f.	(birini) linç etmek
103	Deyim	put (one) on blast f.	(birini) rezil etmek
104	Deyim	put (one) on blast f.	(birine) ağzının payını vermek
105	Deyim	put (one) on guard f.	(birini) alarma geçirmek
106	Deyim	put (one) on guard f.	(birini) birini tedirgin etmek
107	Deyim	put (one) on guard f.	(birinin) diken üstünde olmasına neden olmak
108	Deyim	put (one) on guard f.	(birini) teyakkuza geçirmek
109	Deyim	put (one) on hold f.	(birini) hatta/telefonda bekletmek
110	Deyim	put (one) on notice f.	(birini) uyarmak
111	Deyim	put (one) on notice f.	(birini) alarma geçirmek
112	Deyim	put (one) on the shelf f.	(birini) kızağa çekmek
113	Deyim	put (one) on the shelf f.	(birini) iş göremez hale getirmek
114	Deyim	put (one) on the spot f.	(birini) sıkboğaz etmek
115	Deyim	put (one) on the spot f.	(birini) güç durumda bırakmak
116	Deyim	put (one) on the spot f.	(birini) sorguya çekmek
117	Deyim	put (one's) pants on one leg at a time (just like everybody else) [australia] f.	herkes gibi olmak
118	Deyim	put (one's) pants on one leg at a time (just like everybody else) [australia] f.	sıradan insan olmak
119	Deyim	put (one's) pants on one leg at a time (just like everybody else) [australia] f.	etten kemikten insan olmak
120	Deyim	put (one's) pants on one leg at a time (just like everybody else) [australia] f.	senin benim gibi biri olmak
121	Deyim	put a warrant out on (one) f.	(biri) için yakalama emri çıkartmak
122	Deyim	put a warrant out on (one) f.	(biri) için tutuklama emri çıkartmak
123	Deyim	put one on honor f.	sözüne güvenmek
124	Deyim	put one on honor f.	birine güvenmek
125	Deyim	put out a warrant on (one) f.	(biri) için tutuklama emri çıkartmak
126	Deyim	put out a warrant on (one) f.	(biri) için yakalama emri çıkartmak
127	Deyim	put pressure on (one) f.	(birine) baskı yapmak
128	Deyim	put pressure on (one) f.	(biri) üzerinde baskı kurmak
129	Deyim	put pressure on (one) f.	(birinin) iki ayağını bir pabuca sokmak
130	Deyim	put the arm on (one) f.	(birinden) para koparmaya/sızdırmaya çalışmak
131	Deyim	put the arm on (one) f.	(birine) para/borç vermesi için baskı yapmak
132	Deyim	put the hard word on (one) f.	(birine) asılmak/sırnaşmak
133	Deyim	put the hard word on (one) f.	(birine) yazmak
134	Deyim	put the hard word on (one) [australia/canada/new zealand] f.	(birine) baskı yapmak
135	Deyim	put the hard word on (one) [australia/canada/new zealand] f.	(birini) sıkıştırmak
136	Deyim	put the heat on (one) f.	(birine) baskı yapmak
137	Deyim	put the heat on (one) f.	(birini) sıkıştırmak
138	Deyim	put the heat on (one) f.	(rakibini) zorlamak
139	Deyim	put the screws on (one) f.	(birine) baskı yapmak
140	Deyim	put the screws on (one) f.	(birini) zorlamak
141	Deyim	put the screws on (one) f.	(birini) sıkıştırmak
142	Deyim	put the screws on (one) f.	(birinin) ensesine binmek
143	Deyim	put the screws on (one) f.	(birine) karşı zor kullanmak
144	Deyim	put the touch on (one) f.	(birinden) para kopartmaya/sızdırmaya çalışmak
145	Deyim	put the touch on (one) f.	(birinden) borç istemek
Slang
146	Argo	put a contract out on (one) f.	(birinin) ölüm/suikast emrini vermek
147	Argo	put a contract out on (one) f.	(birinin) infaz emirini vermek
148	Argo	put a hit (out) on (one) f.	(birinin) ölüm/suikast emrini vermek
149	Argo	put a hit (out) on (one) f.	(birinin) infaz emirini vermek
British Slang
150	İngiliz Argosu	put one on (someone) f.	birine çarpmak