Türkçe - İngilizce
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Eşanlam
Hakkımızda
Araçlar
Kaynaklar
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
Işıkları Söndür
English
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Eşanlam
Araçlar
Hakkımızda
Kaynaklar
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
EN-TR
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Türkçe - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Geçmiş
put-out
Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau
"put-out"
teriminin Türkçe İngilizce Sözlükte anlamları : 3 sonuç
Kategori
İngilizce
Türkçe
Baseball
1
Beysbol
put-out
i.
savunma oyuncusunun kale koşucusu veya vurucuyu oyun dışı bırakması
2
Beysbol
put-out
i.
oyundan çıkartma
3
Beysbol
put-out
i.
beyzbolcunun oyundan çıkartma istatistiği
"put-out"
teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 235 sonuç
Kategori
İngilizce
Türkçe
Common Usage
1
Yaygın Kullanım
put out
f.
söndürmek
General
2
Genel
put out of sight
f.
ortadan kaldırmak
3
Genel
put out
f.
itfa etmek
4
Genel
put out
f.
rahatsızlık vermek
5
Genel
put out a feeler
f.
nabzını yoklamak
6
Genel
put out to sea
f.
denize açılmak
7
Genel
put out to nurse
f.
bakmak
8
Genel
put out of commission
f.
yıkmak
9
Genel
put out the fire
f.
yangını söndürmek
10
Genel
be put out
f.
gönüllenmek
11
Genel
put out
f.
bozmak
12
Genel
put out
f.
kızdırmak
13
Genel
put out
f.
yaymak
14
Genel
put out of commission
f.
mahvetmek
15
Genel
put out
f.
üretmek
16
Genel
put out to sea
f.
alarga etmek
17
Genel
put out to grass
f.
emekli etmek
18
Genel
put out at interest
f.
faize yatırmak
19
Genel
put out to grass
f.
çayıra salmak
20
Genel
put out
f.
ateş söndürmek
21
Genel
put out
f.
çıkarmak
22
Genel
put out
f.
vermek (ısı)
23
Genel
put out
f.
dışarı atmak
24
Genel
put out
f.
üzmek
25
Genel
put out
f.
zahmet vermek
26
Genel
put out of action
f.
bozmak
27
Genel
put out
f.
darıltmak
28
Genel
put out one's tongue
f.
dilini çıkarmak
29
Genel
put out to grass
f.
otlatmak
30
Genel
put out of mind
f.
aklından çıkarmak
31
Genel
put out to nurse
f.
emzirmek
32
Genel
put out of sight
f.
saklamak
33
Genel
put out to loan
f.
ödünç vermek
34
Genel
put out a feeler
f.
ağız aramak
35
Genel
put out of commission
f.
işlemez hale getirmek
36
Genel
put out
f.
bir uzvun yerinden çıkması
37
Genel
put out
f.
kapamak (ışığı)
38
Genel
be put out with someone
f.
dargın olmak
39
Genel
put out of
f.
hariç bırakmak
40
Genel
put out of
f.
hariç tutmak
41
Genel
put out of action
f.
saf dışı etmek
42
Genel
put out of action
f.
saf dışı bırakmak
43
Genel
put out the bait
f.
yem takmak
44
Genel
put out of action
f.
pasif kılmak
45
Genel
put out album
f.
albüm çıkarmak
46
Genel
put out cigarette
f.
sigara söndürmek
47
Genel
put out one's cigarette
f.
sigarasını söndürmek
48
Genel
be put out to tender
f.
ihale edilmek
49
Genel
put out a cigarette
f.
sigara söndürmek
50
Genel
put out a cigarette on somebody's flesh
f.
üzerinde sigara söndürmek
51
Genel
put out
f.
canını sıkmak
52
Genel
put out
f.
şaşırtmak
53
Genel
put out an mpr on someone
f.
birisi için kayıp ilanı vermek
54
Genel
put out a hand
f.
elini uzatmak
55
Genel
put out of one's way
f.
huzurunu kaçırmak
56
Genel
put out of the way
f.
birini mahvetmek
57
Genel
put out of one's way
f.
başını belaya sokmak
58
Genel
put out of the way
f.
huzurunu kaçırmak
59
Genel
put out of the way
f.
başını belaya sokmak
60
Genel
put out a fire
f.
ateşi söndürmek
61
Genel
put out a fire
f.
yangını söndürmek
62
Genel
put out the fire
f.
ateşi söndürmek
63
Genel
put out the fire
f.
yangını söndürmek
64
Genel
put out
s.
sönmüş
Phrasals
65
Öbek Fiiller
put out
f.
anestezi yapmak
66
Öbek Fiiller
put out
f.
bozmak
67
Öbek Fiiller
put out
f.
bayıltmak
68
Öbek Fiiller
put out
f.
bir çuval inciri berbat etmek
69
Öbek Fiiller
put out
f.
bildirmek
70
Öbek Fiiller
put out
f.
dağıtmak
71
Öbek Fiiller
put out
f.
işlerini karıştırmak
72
Öbek Fiiller
put out
f.
keyfini bozmak
73
Öbek Fiiller
put out
f.
rahatsız etmek
74
Öbek Fiiller
put out
f.
söndürmek
75
Öbek Fiiller
put out
f.
uyuşturmak
76
Öbek Fiiller
put out
f.
uzatmak (bir yöne doğru)
77
Öbek Fiiller
put out
f.
(kemik) çıkmak
Colloquial
78
Konuşma Dili
put out the flags [uk]
expr.
as bayrakları
79
Konuşma Dili
put out the flags [uk]
expr.
asın bayrakları
Idioms
80
Deyim
be put out of business
f.
işleri durmak/azalmak
81
Deyim
be put out of business
f.
işleri kesat gitmek
82
Deyim
be put out of business
f.
satışları azalmak/durmak
83
Deyim
be put out of business
f.
satışların/işin önü kesilmek
84
Deyim
be put out of business
f.
(şirket için) bir projeden/ihaleden çekilmek zorunda kalmak
85
Deyim
be put out of business
f.
(şirket için) kapanmak/işi bırakmak
86
Deyim
be put out of business
f.
(şirket için) işi bırakmak zorunda kalmak
87
Deyim
put (out) on the street
f.
sokağa/dışarı çıkarmak/atmak
88
Deyim
put (out) on the street
f.
kaldırıma koymak
89
Deyim
put (out) on the street
f.
evsiz bırakmak
90
Deyim
put (out) on the street
f.
evsiz kalmasına neden olmak
91
Deyim
put (out) on the street
f.
sokağa atmak
92
Deyim
put (out) on the street
f.
sokakta kalmasına neden olmak
93
Deyim
put (out) on the street
f.
herkese söylemek/duyurmak
94
Deyim
put (out) on the street
f.
bir haberi açıklamak
95
Deyim
put (out) on the street
f.
ifşa etmek
96
Deyim
put out of the way
f.
ortalıktan/ortadan/kenara kaldırmak
97
Deyim
put out of the way
f.
ortalıktan/ortadan çekmek
98
Deyim
put out of the way
f.
hapse atmak
99
Deyim
put out of the way
f.
hapsetmek
100
Deyim
put out of the way
f.
deliğe atmak/tıkmak
101
Deyim
put out of the way
f.
öldürmek
102
Deyim
put out of the way
f.
ortadan kaldırmak
103
Deyim
put out the red carpet (for someone)
f.
kırmızı halılar sermek
104
Deyim
put out the red carpet (for someone)
f.
ayağının altına kırmızı halı sermek
105
Deyim
put out the red carpet (for someone)
f.
yoluna kırmızı halılar sermek
106
Deyim
put out the red carpet (for someone)
f.
krallar gibi karşılamak
107
Deyim
put out the red carpet (for someone)
f.
krallar gibi ağırlamak
108
Deyim
put out the red carpet (for someone)
f.
coşkuyla karşılamak
109
Deyim
put out the red carpet (for someone)
f.
dört başı mamur bir şekilde ağırlamak
110
Deyim
put out the red carpet (for someone)
f.
birini ağırlamak için çok hazırlanmak
111
Deyim
put out of one's misery
f.
acısına son vermek
112
Deyim
put out feelers
f.
ağız aramak
113
Deyim
put out feelers
f.
ağzından laf almaya çalışmak
114
Deyim
put out feelers
f.
ağzını aramak
115
Deyim
put out feelers
f.
ağzını yoklamak
116
Deyim
put out of service
f.
battal etmek
117
Deyim
put out a contract on somebody
f.
birini öldürmek için kiralık katil tutmak
118
Deyim
put out to pasture
f.
emekli olmaya zorlamak
119
Deyim
put out to pasture
f.
emekliye ayırmak
120
Deyim
put out the word
f.
haberi/bilgiyi yaymak/iletmek
121
Deyim
put out feelers
f.
nabız yoklamak
122
Deyim
put out of countenance
f.
rahatını bozmak
123
Deyim
put out a warrant (on someone)
f.
tutuklama emri çıkartmak
124
Deyim
put out a warrant (on someone)
f.
yakalama emri çıkartmak
125
Deyim
put out of countenance
f.
utandırmak
126
Deyim
put out
f.
(bildiri vb) yayınlamak
127
Deyim
put out of countenance
f.
(birini) suçlu duruma düşürmek
128
Deyim
put out the welcome mat (for somebody)
f.
sıcak karşılamak
129
Deyim
put out the welcome mat (for somebody)
f.
özenle ağırlamak
130
Deyim
put out the welcome mat (for somebody)
f.
özenli bir karşılama yapmak
131
Deyim
put out the welcome mat (for somebody)
f.
ziyaretçileri/misafirleri memnun etmeye çalışmak
132
Deyim
put out the welcome mat (for somebody)
f.
ziyaretçilerin/misafirlerin kendilerini rahat hissetmesi için uğraşmak
133
Deyim
put out the feelers
f.
(birinin) ağzını aramak
134
Deyim
put out the feelers
f.
(birinin) ağzından laf almaya çalışmak
135
Deyim
put out the feelers
f.
(birinin) ağzını yoklamak
136
Deyim
put out the feelers
f.
(birinin) nabzını yoklamak
137
Deyim
put out the feelers
f.
antenleri açık tutmak
138
Deyim
put out the feelers
f.
ortamın havasını koklamak
139
Deyim
put out the feelers
f.
radarları açık olmak
140
Deyim
put out the feelers
f.
gözünü dört açmak
141
Deyim
put out one's feelers
f.
(birinin) ağzını aramak
142
Deyim
put out one's feelers
f.
(birinin) ağzından laf almaya çalışmak
143
Deyim
put out one's feelers
f.
(birinin) ağzını yoklamak
144
Deyim
put out one's feelers
f.
(birinin) nabzını yoklamak
145
Deyim
put out one's feelers
f.
antenleri açık tutmak
146
Deyim
put out one's feelers
f.
ortamın havasını koklamak
147
Deyim
put out one's feelers
f.
radarları açık olmak
148
Deyim
put out one's feelers
f.
gözünü dört açmak
149
Deyim
put out feelers
f.
ağız aramak
150
Deyim
put out feelers
f.
ağzından laf almaya çalışmak
151
Deyim
put out feelers
f.
ağız yoklamak
152
Deyim
put out feelers
f.
nabız yoklamak
153
Deyim
put out feelers
f.
nabız yoklaması yapmak
154
Deyim
put out feelers
f.
antenleri açık tutmak
155
Deyim
put out feelers
f.
ortamın havasını koklamak
156
Deyim
put out feelers
f.
radarları açık olmak
157
Deyim
put out feelers
f.
gözünü dört açmak
158
Deyim
put out a fire
f.
acil durumlarla uğraşmak
159
Deyim
put out a fire
f.
günlük işler dışında acil durumlara koşturmak
160
Deyim
put out a fire
f.
acil konularla boğuşmak
161
Deyim
put out a fire
f.
aciliyeti olan işleri halletmek krizlerle uğraşmak
162
Deyim
put out a fire
f.
kriz çözmek
163
Deyim
put out the fire
f.
acil durumlarla uğraşmak
164
Deyim
put out the fire
f.
günlük işler dışında acil durumlara koşturmak
165
Deyim
put out the fire
f.
acil konularla boğuşmak
166
Deyim
put out the fire
f.
aciliyeti olan işleri halletmek krizlerle uğraşmak
167
Deyim
put out the fire
f.
kriz çözmek
168
Deyim
be put out of humour [uk]
f.
canı sıkılmak
169
Deyim
be put out of humour [uk]
f.
sinirlendirilmek
170
Deyim
be put out of humour [uk]
f.
keyfi kaçmak
171
Deyim
be put out of humour [uk]
f.
neşesi kaçmak
172
Deyim
be put out of humour [uk]
f.
morali bozulmak
173
Deyim
be put out of sorts [old fashioned]
f.
canı sıkılmak
174
Deyim
be put out of sorts [old fashioned]
f.
sinirlendirilmek
175
Deyim
be put out of sorts [old fashioned]
f.
keyfi kaçmak
176
Deyim
be put out of sorts [old fashioned]
f.
neşesi kaçmak
177
Deyim
be put out of sorts [old fashioned]
f.
morali bozulmak
178
Deyim
put out a call for (someone or something)
f.
(biri/bir şey) aradığını ilan etmek
179
Deyim
put out a call for (someone or something)
f.
(biri/bir şey) arandığına dair bir ilan/duyuru yayınlamak
180
Deyim
put out a call for (someone or something)
f.
(biri/bir şey) arandığına dair bir ilan/duyuru çıkartmak
181
Deyim
put out a call for (someone or something)
f.
(biri/bir şey) arandığına dair bir ilan vermek
182
Deyim
put out a call for (someone or something)
f.
(biri/bir şey) aradığını duyurmak
183
Deyim
put out a call for (someone or something)
f.
(birine/bir şeye) ihtiyacı olduğunu duyurmak
184
Deyim
put (out) on the street
f.
(biri alsın diye) sokağa koymak
185
Deyim
put (out) on the street
f.
evden atmak
186
Deyim
put (out) on the street
f.
evinden barkından etmek
187
Deyim
put (out) on the street
f.
sokakta bırakmak
188
Deyim
put out of the way
f.
yoldan çekmek
189
Deyim
put out of the way
f.
ayak altından çekmek/kaldırmak
190
Deyim
put out of the way
f.
yolu kapatmayacak/tıkamayacak bir yere çekmek/koymak
191
Deyim
put out of the way
f.
kenara çekmek/koymak
192
Deyim
be put out to grass
f.
emekli edilmek
193
Deyim
be put out to grass
f.
emekli olmaya zorlanmak
194
Deyim
be put out to grass
f.
emekliye ayrılmak zorunda bırakılmak
195
Deyim
put out (some) feelers (on someone or something)
f.
(birini/bir şeyi) dolaylı yoldan izlemek/takip etmek
196
Deyim
put out (some) feelers (on someone or something)
f.
(birine/bir şeye) karşı antenlerini açık tutmak
197
Deyim
put out the welcome mat (for somebody) [us]
f.
(birini) ağırlamak
198
Deyim
put out the welcome mat (for somebody) [us]
f.
(ziyaretçileri/misafirleri) memnun etmeye çalışmak
199
Deyim
put out the welcome mat (for somebody) [us]
f.
(ziyaretçilerin/misafirlerin) kendilerini rahat hissetmesi için uğraşmak
200
Deyim
put out the welcome mat (for somebody) [us]
f.
(birine) özenli bir karşılama yapmak
201
Deyim
put out the welcome mat (for somebody) [us]
f.
(birini) sıcak karşılamak
202
Deyim
put out the welcome mat (for somebody) [us]
f.
(birini) özenle ağırlamak
203
Deyim
put out a warrant
f.
tutuklama emri çıkartmak
204
Deyim
put out a warrant
f.
yakalama emri çıkartmak
205
Deyim
put out a warrant for (someone or something)
f.
tutuklama emri çıkartmak
206
Deyim
put out a warrant for (someone or something)
f.
yakalama emri çıkartmak
207
Deyim
put out a warrant for (someone or something)
f.
yasal işlem başlatmak
208
Deyim
put out a warrant on (one)
f.
(biri) için tutuklama emri çıkartmak
209
Deyim
put out a warrant on (one)
f.
(biri) için yakalama emri çıkartmak
210
Deyim
put out fires
f.
acil durumlarla uğraşmak
211
Deyim
put out fires
f.
aciliyeti olan işleri halletmek
212
Deyim
put out fires
f.
krizlerle uğraşmak
213
Deyim
put out fires
f.
acil konularla boğuşmak
214
Deyim
put out fires
f.
krizleri çözmek
215
Deyim
put out fires
f.
acil konularla boğuşmak
216
Deyim
put out of misery
f.
(öldürerek/uyutarak) acısına son vermek
217
Deyim
put out of misery
f.
öldürerek acı çekmekten kurtarmak
218
Deyim
put out of misery
f.
öldürerek ıstırabına son vermek
219
Deyim
put out of misery
f.
merakını bastırmak
220
Deyim
put out of misery
f.
merakını yatıştırmak
221
Deyim
put out of misery
f.
merakını gidermek
222
Deyim
put out of one's mind
f.
aklından çıkarmak
223
Deyim
put out of one's mind
f.
unutmak
Trade/Economic
224
Ticaret/Ekonomi
put out of circulation
f.
tedavülden çekmek
225
Ticaret/Ekonomi
put out circulation
f.
tedavülden çekmek
Law
226
Hukuk
put out of court
f.
adli duruşmayı reddetmek
Medical
227
Medikal
put out
f.
anestezi yapmak
228
Medikal
put out
f.
narkoz vermek
229
Medikal
put out
f.
uyuşturmak
230
Medikal
put out
f.
uyutmak
Photography
231
Fotoğrafçılık
put out of center
f.
merkezi kaydırmak
Slang
232
Argo
put out feelers
f.
ağzını aramak
233
Argo
put out
f.
birisiyle yatmayı kabul etmek
234
Argo
put out feelers
f.
nabzını ölçmek
235
Argo
put out feelers
f.
nabız yoklamak
×
Pronunciation in context (
out of
)
Pronunciation of put-out
×
Terim Seçenekleri
Çeviri Öner / Düzelt
Fransızca İngilizce Sözlük
İspanyolca İngilizce Sözlük
Almanca İngilizce Sözlük
İngilizce Eşanlam Sözlük
Google Images
Merriam Webster
Dictionary.com
The Free Dictionary
Abbreviations
Wikipedia in English
Wikipedia in Turkish
Urban Dictionary
German, LEO
Chinese, Dict.Cn
Spanish, SpanishDict
Russian, Multitran.ru
Medical, MedicineNet
İşaret Dili, Signing Savvy