with-it - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

with-it

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


"with-it" teriminin Türkçe İngilizce Sözlükte anlamları : 9 sonuç

İngilizce Türkçe
General
with-it s. şehir standartlarında yaşayabilen
Colloquial
with-it s. son moda
with-it s. güncel
with-it s. şehirli ve bilgili
with-it s. deneyimli
with-it s. akli dengesi yerinde
Slang
with-it s. güncel trendlerden ve modadan haberdar olan
with-it s. özenli
with-it s. dikkatli

"with-it" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 136 sonuç

İngilizce Türkçe
General
with-it-ness i. öğretmen farkındalığı
carry with it f. beraberinde getirmek
get away with it f. ettiği yanına kar kalmak
carry with it f. yol açmak
bring with it f. yol açmak
bring with it f. beraberinde getirmek
hell with it ünl. boş ver
Phrasals
get with it f. günümüz modasını veya teknolojisini bilmek
get with it f. yapması gereken işi yapmaya başlamak
get on with it f. bir şeye devam etmek
get on with it f. bir şeye kaldığı yerden devam etmek
get on with it f. bir şeyde ilerlemek
get on with it f. bir konuyu ilerletmek
get on with it f. bir şeyi sürdürmek/devam ettirmek
get on with it f. aksiyon almak
get on with it f. harekete geçmek
Phrases
good luck with it i. hayırlısı
good luck with it expr. hayırlısı olsun
good luck with it expr. hayırlı olsun
good luck with it expr. iyi günlerde kullan
and be done with it expr. ve bitir şunu/bunu
and be done with it expr. ve şunu/bunu bitir artık
and be done with it expr. ve bu/şu tartışmayı kes
and be done with it expr. ve bu/şu tartışmaya bir son ver
and be done with it expr. ve bu/şu tartışmayı bitir artık
and be done with it expr. ve şunu/bunu ertelemeyi bırak
and be done with it expr. ve şunu/bunu artık erteleme
and be done with it expr. ve şunu/bunu düşünme artık
and be done with it expr. ve buna/şuna bir son ver
and be done with it expr. ve bu/şu konuyu kapat
Proverb
while two dogs are fighting for bone, a third one runs away with it iki kişi bir şey için kavga ederken/çekişirken üçüncü kişi o şeyi alır gider
Colloquial
get away with it f. yakayı ele vermeden kaçmak
run with it f. bir şeyi bağımsız olarak yapma inisiyatifini almak
run with it f. bir şeyin inisiyatifini almak
run with it f. bir şeyle yoluna devam etmek
run with it f. bir şeyi benimseyip onunla ilerlemek
run with it f. bir şeyi alıp ilerletmek
run with it f. bir şeyi alıp onun üzerinden ilerlemek
stick with it f. devam etmek
stick with it f. bırakmamak
good luck with it expr. hayırlı uğurlu olsun
out with it expr. öt bakalım
out with it expr. ne dersen de
out with it expr. kafandakini söyle
out with it expr. ne demek istiyorsan söyle
out with it expr. kafanda ne varsa söyle
you deal with it expr. sen uğraş
you deal with it expr. al kendin uğraş
you deal with it expr. sen hallet
get out with it expr. ne demek istiyorsan söyle
get out with it expr. aklından ne geçiyorsa söyle
get out with it expr. kafandakini söyle
get out with it expr. aklındakini söyle
get out with it expr. öt bakalım
get out with it expr. söyle bakalım
get out with it expr. dökül bakalım
get out with it expr. anlat bakalım
get out with it expr. içini dök
get out with it expr. haydi söyle
get out with it expr. haydi açıkla
you won't get away with it [cliché] expr. paçayı kurtaramayacaksın
you won't get away with it [cliché] expr. yakayı sıyıramayacaksın
you won't get away with it [cliché] expr. bu yanına kar kalmaz
you won't get away with it [cliché] expr. kaçışın/kurtuluşun yok
you'll never get away with it [cliché] expr. kaçışın/kurtuluşun yok
you'll never get away with it [cliché] expr. paçayı kurtaramayacaksın
you'll never get away with it [cliché] expr. yakayı sıyıramayacaksın
you'll never get away with it [cliché] expr. yaptığın cezasız kalmayacak
you'll never get away with it [cliché] expr. yaptığın yanına kar kalmayacak
out with it expr. ne istersen söyle
Idioms
not with it f. kafası yerinde/burada olmamak
not with it f. ilgilenmemek
not with it f. kafası başka yerde olmak
get on with it f. (iptal, erteleme sonrası) (etkinliğe, programa) dönmek
go with it f. akıntıya uyum sağlamak
take the ball and run with it f. bir fikri veya planı alıp geliştirmek
pick up the ball and run with it f. bir fikri veya planı alıp geliştirmek
be with it f. işini iyi bilmek
be with it f. olup bitenleri bilmek
roll with it f. katlanmak
be with it f. neyin ne olduğunu bilmek
go with it f. suyun akarına gitmek
be with it f. uyanık olmak
go with it f. (kendini veya bir şeyi) olayların akışına bırakmak
with it expr. canlı
hell with it expr. canı cehenneme
with it expr. moda
with it expr. uyanık
with it expr. zamane
with it expr. güncel trendlerden haberdar olan
with it expr. güncel gelişmeleri bilen
with it expr. akli dengesi yerinde
with it expr. modaya uygun
with it expr. şık
Speaking
one's parents be cool with it f. ailesi bir şey dememek
be cool with it f. hoş karşılamak
do with it for now expr. bununla idare ediver işte
do with it for now expr. bununla idare ediver şimdilik
how did you come up with it? expr. bunu da nereden çıkardın?
stick with it expr. bırakma
you'll have to live with it expr. bununla yaşamak zorundasın
I'm cool with it expr. bana uyar
we'll have to live with it expr. bununla yaşamak zorundayız
you'll never get away with it expr. bu yanına kar kalmaz
I don't want to deal with it expr. bununla uğraşmak istemiyorum
I'm fine with it expr. buna itirazım yok
you'll have to live with it expr. bununla yaşamak zorundasınız
I'm cool with it expr. benim için hava hoş
learn to live with it expr. bununla yaşamayı öğren
I can't let you get away with it expr. bunun yanına kalmasına izin veremem
get over with it expr. geç bunları
that wouldn't have anything to do with it expr. onunla bir alakası yoktur
what's wrong with it? expr. nesi yanlış?
you'll never get away with it expr. kaçışın/kurtuluşun yok
what's it got to do with it? expr. ne alakası var
what are you going to do with it? expr. ne yapacaksın bununla?
stay with it expr. kafan karışmasın
stay with it expr. sakin kal
you'll never get away with it expr. paçayı kurtaramayacaksın
stick with it expr. pes etme
stay with it expr. telaşlanma
be cool with it expr. tepki göstermemek
you'll never get away with it expr. yaptığın cezasız kalmayacak
you'll never get away with it expr. yakayı sıyıramayacaksın
you'll never get away with it expr. yaptığın yanına kar kalmayacak
I can deal with it expr. üstesinden gelebilirim
stick with it expr. vazgeçme
I can go pro if I stick with it expr. üstüne düşersem profesyonel olabilirim
he didn’t get away with it expr. yaptıkları yanına kalmadı
Slang
to hell with it expr. boş ver gitsin
with it expr. özenli
with it expr. dikkatli
Modern Slang
all day with it expr. tüm gününü alma
all day with it expr. tüm gün uğraşma
all day with it expr. çok uzun zamanını alma
all day with it expr. sabahtan akşama kadar uğraşma