|
Kategori |
Türkçe |
İngilizce |
|
General |
|
1 |
Genel |
kamuya yönelik konuşma |
public speaking i.
|
|
2 |
Genel |
bir konuya yönelik dersler ve çok yönlü eğitim |
one point lessons and swiss army instruction i.
|
|
3 |
Genel |
yolcuların veya malların taşınmasına yönelik tasarlanmış her türlü araç |
vehicle i.
|
|
4 |
Genel |
yönelik yaklaşım |
approach to i.
|
|
5 |
Genel |
otobüs gibi kamunun ihtiyaçlarına yönelik işletilen araç |
public service vehicle i.
|
|
6 |
Genel |
kentsel alanlarda yolcuların yüksek hızla taşınmasına yönelik sistem veya taşıt |
rapid transit i.
|
|
7 |
Genel |
eğilim (belirli bir işe yönelik) |
vocation i.
|
|
8 |
Genel |
eşit ekonomik fırsatlara yönelik programlar |
affirmative action programs i.
|
|
9 |
Genel |
korkulan durumlarda belirli hareketler yaparak kendini korumaya yönelik davranışlar |
warding i.
|
|
|
10 |
Genel |
ürünün satış noktasındaki bulunurluğunu ve görünürlüğünü sağlamaya yönelik pazarlama çabalarının tümü |
merchandising i.
|
|
11 |
Genel |
kamuoyunu yanıltmaya yönelik haber |
newspeak i.
|
|
12 |
Genel |
uygulamaya yönelik bilgi |
applicable information i.
|
|
13 |
Genel |
işe yönelik dil |
business oriented language i.
|
|
14 |
Genel |
uygulamaya yönelik bilgi |
application-oriented information i.
|
|
15 |
Genel |
amaca yönelik işlemler |
goal-directed processes i.
|
|
16 |
Genel |
fona yönelik proje |
fund-specific project i.
|
|
17 |
Genel |
hedefe yönelik davranış |
means to an end i.
|
|
18 |
Genel |
ihtiyaç gidermeye yönelik ürünler |
need satisfying products i.
|
|
19 |
Genel |
anlatılan konuyu dinleyicilerin daha iyi anlamasına yardımcı olmaya yönelik işaretlerin kullanıldığı bir teknik |
signposting i.
|
|
20 |
Genel |
kendine dönük/yönelik |
involutory i.
|
|
21 |
Genel |
ürünün satış noktasındaki bulunurluğunu ve görünürlüğünü sağlamaya yönelik pazarlama çabalarının tümü |
merchandizing i.
|
|
22 |
Genel |
kadınlara yönelik şiddetin artması |
increase of violence against women i.
|
|
23 |
Genel |
belli günlerde ve saatler arasında (müşterilere yönelik) ucuz/indirimli akşam yemeği |
early bird dinner i.
|
|
24 |
Genel |
kung-fu'nun meditasyona yönelik olan biçimi |
tai chi i.
|
|
25 |
Genel |
kung-fu'nun meditasyona yönelik olan biçimi |
t'ai chi chuan i.
|
|
26 |
Genel |
kung-fu'nun meditasyona yönelik olan biçimi |
tai chi chuan i.
|
|
27 |
Genel |
kung-fu'nun meditasyona yönelik olan biçimi |
t'ai chi i.
|
|
28 |
Genel |
uygulamaya yönelik işbirliği |
practical cooperation i.
|
|
29 |
Genel |
amaca yönelik davranış |
goal-directed behaviour i.
|
|
|
30 |
Genel |
amaca yönelik davranış |
goal-directed behavior i.
|
|
31 |
Genel |
amaca yönelik davranış |
goal-oriented behaviour i.
|
|
32 |
Genel |
amaca yönelik davranış |
goal-oriented behavior i.
|
|
33 |
Genel |
kendine yönelik şefkat |
self-compassion i.
|
|
34 |
Genel |
meditasyona yönelik hafif egzersizler |
taichi i.
|
|
35 |
Genel |
kung-fu'nun meditasyona yönelik olan biçimi |
taichichuan i.
|
|
36 |
Genel |
çocuğun anlamasına yönelik basit ve melodik dil |
caregiver speech i.
|
|
37 |
Genel |
rakibi şaşırtmaya yönelik hareket |
razzle i.
|
|
38 |
Genel |
belirli bir nesneye, hedefe veya amaca yönelik arzu |
appetition i.
|
|
39 |
Genel |
bir soruna yönelik sert hamle |
meat–ax i.
|
|
40 |
Genel |
dikkat çekmeye yönelik gösteri veya konuşma |
bally i.
|
|
41 |
Genel |
sert, aşağılayıcı ve kusur bulmaya yönelik eleştiriler yapma |
zoilism i.
|
|
42 |
Genel |
belirli bir amaca yönelik yazılmış metin |
material i.
|
|
43 |
Genel |
bir eylemi engellemeye veya bir iddiayı geçersiz kılmaya yönelik çaba |
why-not [obsolete] i.
|
|
44 |
Genel |
küçük kızlara yönelik bir kamp olan blue birds üyesi |
blue bird i.
|
|
45 |
Genel |
çocuklara yönelik mekanik modellerin yapıldığı bir yapı seti |
meccano set i.
|
|
46 |
Genel |
vücuttaki fiziksel ve duygusal travma birikimini gidermeye yönelik bir tür derin doku masajı |
hellerwork i.
|
|
47 |
Genel |
bir konunun üzerini örtmeye yönelik konuşma veya yazı |
hoopla i.
|
|
48 |
Genel |
kafa karıştırmaya yönelik belirsiz ifade |
obscurantism i.
|
|
49 |
Genel |
(hedefe yönelik) zekice ve dolaylı eylem |
by-stroke i.
|
|
50 |
Genel |
belirli bir duruma yönelik olma |
occasionality i.
|
|
51 |
Genel |
belirli bir duruma yönelik şey |
occasionality i.
|
|
52 |
Genel |
bir duruma yönelik uzun vadeli yaklaşım |
long view i.
|
|
53 |
Genel |
sigortaya konu olan duruma yönelik risk faktörü |
risk i.
|
|
54 |
Genel |
bir grubun belirli bir şeye veya kimseye yönelik ortak görüşü |
image i.
|
|
55 |
Genel |
belirli bir çıkara yönelik yönetim |
policy i.
|
|
56 |
Genel |
amaca yönelik karar |
policy i.
|
|
57 |
Genel |
hedefe yönelik uygulama kararları |
policy i.
|
|
58 |
Genel |
belirli bir amacın uygulanmasına yönelik program |
policy i.
|
|
59 |
Genel |
halka yönelik şey |
popularization [us] i.
|
|
60 |
Genel |
halka yönelik basım |
popularization [us] i.
|
|
61 |
Genel |
halka yönelik şey |
popularisation [uk] i.
|
|
62 |
Genel |
halka yönelik basım |
popularisation [uk] i.
|
|
63 |
Genel |
eylemi tamamlamaya yönelik araç |
mean i.
|
|
64 |
Genel |
ilkel güdülerin tatminine yönelik davranış |
consummatory behaviour i.
|
|
65 |
Genel |
özellikle borçlulara yönelik, şehir mahkemesine bağlı hapishane |
counter [obsolete] i.
|
|
66 |
Genel |
kutsal kitaptaki metinsel sorunlara yönelik edebi ve tarihi eleştirilerle ilgili incil inceleme dalı |
introduction [obsolete] i.
|
|
67 |
Genel |
amaca yönelik kararlı ve gayretli çaba |
dead set i.
|
|
68 |
Genel |
çocuklara yönelik süs |
gay [dialect] [uk] i.
|
|
69 |
Genel |
lgbtq bireylere yönelik aktivite |
pride i.
|
|
|
70 |
Genel |
kamu yerine belirli kişi veya kişilere yönelik bir tür arazi geçiş hakkı |
private way i.
|
|
71 |
Genel |
belirli amaca yönelik karışım |
preparation i.
|
|
72 |
Genel |
ünlüler ve gazetecilere yönelik ön gösterim |
prevue i.
|
|
73 |
Genel |
katı cisimlere yönelik bir hacim ölçüm birimi |
strike [dialect] i.
|
|
74 |
Genel |
kız çocuklarına yönelik kurtuluş örgütü mensubu |
sunbeam i.
|
|
75 |
Genel |
çocuk veya genç bireyin korunmasına yönelik mahkeme emri |
supervision order i.
|
|
76 |
Genel |
bir amaca yönelik sınava girmek |
sit for f.
|
|
77 |
Genel |
yönelik olmak |
be for (something/someone) f.
|
|
78 |
Genel |
geleceğe yönelik alış yapmak |
buy forward f.
|
|
79 |
Genel |
belirli bir amaca yönelik yoğun çaba göstermek |
aim for f.
|
|
80 |
Genel |
doktorlara yönelik düşüncesini/tavrını vs değiştirmek |
make a difference in one's attitude toward doctors f.
|
|
81 |
Genel |
beyaz yakalılara yönelik tasarlamak |
yuppify f.
|
|
82 |
Genel |
bir kusuru düzeltmeye yönelik davranmak |
make up f.
|
|
83 |
Genel |
devlet desteği için başvuran kişinin mali durumuna yönelik araştırma yapmak |
means-test f.
|
|
84 |
Genel |
devlet desteği için başvuran kişinin mali durumuna yönelik araştırma gerektirmek |
means-test f.
|
|
85 |
Genel |
devlet desteği başvurusunda mali duruma yönelik teste tabi olmak |
means-test f.
|
|
86 |
Genel |
(birine yönelik) monolog yapmak |
monolog f.
|
|
87 |
Genel |
(birine yönelik) monolog yapmak |
monologue f.
|
|
88 |
Genel |
bir şeye yönelik ilgi uyandırmak |
incline f.
|
|
89 |
Genel |
eş bulmaya yönelik sosyal aktivitelere katılmak |
court f.
|
|
90 |
Genel |
(bir konuya yönelik) tutum sergilemek |
posture f.
|
|
91 |
Genel |
(bir konuya yönelik) resmi pozisyon almak |
posture f.
|
|
92 |
Genel |
(bir konuya yönelik) tavır takınmak |
posture f.
|
|
93 |
Genel |
hedefe yönelik hareket etmemek |
shadowbox f.
|
|
94 |
Genel |
hedefe yönelik hareket ettirmek |
slate f.
|
|
95 |
Genel |
ileriye yönelik |
rewarding s.
|
|
96 |
Genel |
ileriye yönelik |
anticipatory s.
|
|
97 |
Genel |
geriye yönelik |
regressive s.
|
|
98 |
Genel |
özü bulmaya yönelik |
eidetic s.
|
|
99 |
Genel |
ileriye yönelik |
forward s.
|
|
100 |
Genel |
kişiye yönelik |
personal s.
|
|
101 |
Genel |
amaca yönelik |
purposive s.
|
|
102 |
Genel |
çare bulmaya yönelik |
remedial s.
|
|
103 |
Genel |
tabloya yönelik |
table oriented s.
|
|
104 |
Genel |
geriye yönelik |
retroactive s.
|
|
105 |
Genel |
açıklamaya yönelik |
epideictic s.
|
|
106 |
Genel |
geriye yönelik |
reactionary s.
|
|
107 |
Genel |
geçmişe yönelik |
retrospective s.
|
|
108 |
Genel |
yaymaya yönelik |
evangelistic s.
|
|
109 |
Genel |
incil'i öğretmeye yönelik |
evangelistic s.
|
|
110 |
Genel |
ileriye yönelik |
prospective s.
|
|
111 |
Genel |
amaca yönelik |
goal directed s.
|
|
112 |
Genel |
hristiyanlığa döndürmeye yönelik |
evangelistic s.
|
|
113 |
Genel |
gelişmeye yönelik |
developmental s.
|
|
114 |
Genel |
ileriye yönelik |
frontward s.
|
|
115 |
Genel |
yönelik olarak |
intended for s.
|
|
116 |
Genel |
gelişmeye yönelik |
progressional s.
|
|
117 |
Genel |
geleceğe yönelik |
prudential s.
|
|
118 |
Genel |
davranışa yönelik |
behavior oriented s.
|
|
119 |
Genel |
amaca yönelik |
goal-oriented s.
|
|
120 |
Genel |
içe yönelik |
inward-oriented s.
|
|
121 |
Genel |
sektöre yönelik |
sector-specific s.
|
|
122 |
Genel |
bir amaca yönelik |
purposeful s.
|
|
123 |
Genel |
topluma yönelik |
community oriented s.
|
|
124 |
Genel |
meditasyona yönelik |
meditative s.
|
|
125 |
Genel |
kariyere yönelik |
career-wise s.
|
|
126 |
Genel |
hedefe yönelik |
target-driven s.
|
|
127 |
Genel |
kendi kendisini kandırmaya yönelik |
self-deluding s.
|
|
128 |
Genel |
emmeye yönelik |
suctorial s.
|
|
129 |
Genel |
şaşırtmaya yönelik |
diversionary s.
|
|
130 |
Genel |
insan öldürmeye yönelik |
anti-personnel s.
|
|
131 |
Genel |
sonuca yönelik |
result oriented s.
|
|
132 |
Genel |
banka geneline yönelik |
bankwise s.
|
|
133 |
Genel |
çözüme yönelik |
solution-oriented s.
|
|
134 |
Genel |
değiştirmeye yönelik |
modificatory s.
|
|
135 |
Genel |
değiştirmeye yönelik |
modificative s.
|
|
136 |
Genel |
hedefe yönelik |
target-specific s.
|
|
137 |
Genel |
ortadan kaldırmaya yönelik |
abolitional s.
|
|
138 |
Genel |
feshetmeye yönelik, fesheden |
abolitional s.
|
|
139 |
Genel |
albüme yönelik |
album-oriented s.
|
|
140 |
Genel |
amaca yönelik olmayan |
nonpurposive s.
|
|
141 |
Genel |
tek bir amaca yönelik |
total s.
|
|
142 |
Genel |
herkese yönelik |
general s.
|
|
143 |
Genel |
hırsızlığı önlemeye yönelik |
antiburglar s.
|
|
144 |
Genel |
hırsızlığı önlemeye yönelik |
antiburglary s.
|
|
145 |
Genel |
intiharı önlemeye yönelik |
antisuicide s.
|
|
146 |
Genel |
zevke yönelik |
apolaustic s.
|
|
147 |
Genel |
yönelik olmayan |
unoriented s.
|
|
148 |
Genel |
yığın veya parti halinde kullanıma yönelik |
batch s.
|
|
149 |
Genel |
çocuksu yetişkinlere yönelik olan |
kidult s.
|
|
150 |
Genel |
hem çocuk hem yetişkinlere yönelik olan |
kidult s.
|
|
151 |
Genel |
körlere yönelik |
blind s.
|
|
152 |
Genel |
yaşlı kadınlara yönelik |
blue-rinse s.
|
|
153 |
Genel |
yaşlı kadınlara yönelik |
blue-rinsed s.
|
|
154 |
Genel |
ikna etmeye veya talimat vermeye yönelik (yazı vb.) |
protreptic s.
|
|
155 |
Genel |
yeni evli çiftlere yönelik |
bridally s.
|
|
156 |
Genel |
eve yönelik |
homeward-bound s.
|
|
157 |
Genel |
sıradan halkın en düşük entelektüel seviyesine yönelik |
mob s.
|
|
158 |
Genel |
motorlu taşıt sürücülerine yönelik |
motor s.
|
|
159 |
Genel |
geçmişe yönelik |
retrospect s.
|
|
160 |
Genel |
şahsi çıkara yönelik |
giveaway s.
|
|
161 |
Genel |
halkı aldatmaya yönelik |
demagogic s.
|
|
162 |
Genel |
halkı aldatmaya yönelik |
demagogical s.
|
|
163 |
Genel |
kanıtlamaya yönelik |
demonstrative of s.
|
|
164 |
Genel |
göstermeye yönelik |
demonstrative of s.
|
|
165 |
Genel |
tahrip etmeye yönelik |
destruct s.
|
|
166 |
Genel |
yetişkinlere yönelik |
grown-up s.
|
|
167 |
Genel |
cennete yönelik |
heavenward s.
|
|
168 |
Genel |
tek bir unsura yönelik |
one-note s.
|
|
169 |
Genel |
sivillere yönelik |
civilian s.
|
|
170 |
Genel |
sivil kullanıma yönelik |
civilian s.
|
|
171 |
Genel |
zanaate yönelik |
craft s.
|
|
172 |
Genel |
dizginlemeye yönelik |
continent [obsolete] s.
|
|
173 |
Genel |
hızlı servis edilen yiyeceklere yönelik |
fast-food s.
|
|
174 |
Genel |
hazır yiyeceklere yönelik |
fast-food s.
|
|
175 |
Genel |
malullere yönelik |
invalid s.
|
|
176 |
Genel |
(giysi, eşya) ekim dikim yaparken kullanıma yönelik |
plantation s.
|
|
177 |
Genel |
bitki dikimine yönelik |
planting s.
|
|
178 |
Genel |
barışa yönelik |
pacificatory s.
|
|
179 |
Genel |
nihai amaca yönelik |
final s.
|
|
180 |
Genel |
yıkanmaya yönelik olan |
flushable s.
|
|
181 |
Genel |
odaklanmaya yönelik |
focusing s.
|
|
182 |
Genel |
odaklamaya yönelik |
focusing s.
|
|
183 |
Genel |
odaklanmaya yönelik |
focussing s.
|
|
184 |
Genel |
odaklamaya yönelik |
focussing s.
|
|
185 |
Genel |
halka yönelik |
public s.
|
|
186 |
Genel |
toplumsal ilgiye yönelik |
publicity-seeking s.
|
|
187 |
Genel |
bilgi vermeye yönelik |
scientifical [obsolete] s.
|
|
188 |
Genel |
kendine yönelik |
selfward s.
|
|
189 |
Genel |
duyulara yönelik |
sensible s.
|
|
190 |
Genel |
geleceğe yönelik |
forward s.
|
|
191 |
Genel |
amaç veya perspektife yönelik |
well-framed s.
|
|
192 |
Genel |
kozmetik kullanıma yönelik |
beauty s.
|
|
193 |
Genel |
değerli kaynakları bulmaya yönelik |
prospecting s.
|
|
194 |
Genel |
(orduda) genel kullanıma yönelik |
provant [obsolete] s.
|
|
195 |
Genel |
ıslaha yönelik |
correctional s.
|
|
196 |
Genel |
bakım ve güzelliğe yönelik |
cosmetic s.
|
|
197 |
Genel |
coğrafyaya yönelik |
geographical s.
|
|
198 |
Genel |
hipnoza yönelik |
hypnotic s.
|
|
199 |
Genel |
ileriye yönelik olarak |
rewardingly zf.
|
|
200 |
Genel |
ileriye yönelik olarak |
anticipatorily zf.
|
|
201 |
Genel |
ileriye yönelik |
forwards zf.
|
|
202 |
Genel |
-e yönelik |
towards zf.
|
|
203 |
Genel |
belirli bir duruma veya hale yönelik veya doğru |
near zf.
|
|
204 |
Genel |
iç dünyaya yönelik |
inward zf.
|
|
205 |
Genel |
yönelik olarak |
for ed.
|
|
206 |
Genel |
bir amaca yönelik |
till [scottish] ed.
|
|
207 |
Genel |
'-e yönelik |
of ed.
|
|
208 |
Genel |
-e yönelik |
toward ed.
|
|
209 |
Genel |
-e yönelik anlamına gelen son ek |
-ways snk.
|
|
210 |
Genel |
kalıcı veya sürekli gerçekleştirmeye yönelik anlamı veren son ek |
-ive snk.
|
|
211 |
Genel |
ingiltere'de dük, düşes gibi soylulara yönelik bir hitap kelimesi |
your grace expr.
|
|
Phrasals |
|
212 |
Öbek Fiiller |
belli bir gruba yönelik reklam yapmak |
pitch (something) at f.
|
|
213 |
Öbek Fiiller |
(birinin) ihtiyacına yönelik (bir şey) sağlamak/tahsis etmek |
accommodate (one) with (something) f.
|
|
214 |
Öbek Fiiller |
birinin ihtiyacına yönelik bir şey sağlamak/tahsis etmek |
accommodate someone with something f.
|
|
215 |
Öbek Fiiller |
(bir şeye) yönelik eğitmek |
educate for (something) f.
|
|
216 |
Öbek Fiiller |
(bir şeye) yönelik olarak (bir miktar) para ödemek |
pay (something) toward (something else) f.
|
|
217 |
Öbek Fiiller |
-e yönelik reklam yapmak |
pitch at f.
|
|
218 |
Öbek Fiiller |
(birine/bir kitleye) yönelik yazmak |
write for (someone or something) f.
|
|
Colloquial |
|
219 |
Konuşma Dili |
amaca yönelik |
to the purpose i.
|
|
220 |
Konuşma Dili |
bir etnik gruba yönelik kötü niyetli saldırılarda bulunma |
race-baiting i.
|
|
221 |
Konuşma Dili |
özellikle afrikalı amerikalılara yönelik bir gösteri turnesi |
chitlin circuit i.
|
|
222 |
Konuşma Dili |
izleyiciyi duygulandırmaya yönelik yapım |
sudser i.
|
|
223 |
Konuşma Dili |
bir şey özellikle birine yönelik olmak |
with your name on it f.
|
|
224 |
Konuşma Dili |
karnı yok etmeye yönelik |
gut-busting s.
|
|
225 |
Konuşma Dili |
göbek eritmeye yönelik |
gut-busting s.
|
|
226 |
Konuşma Dili |
karın bölgesine yönelik |
gut-busting s.
|
|
227 |
Konuşma Dili |
dar gelire yönelik |
low-end s.
|
|
228 |
Konuşma Dili |
(bir şey kategorisine) yönelik |
in the way of (something) expr.
|
|
Idioms |
|
229 |
Deyim |
ingilizlerin yeterince üretken/verimli olamamalarına yönelik bir ifade |
the british disease i.
|
|
230 |
Deyim |
özellikle baştan çıkarmaya yönelik cezbedici yalvarış |
siren call i.
|
|
231 |
Deyim |
özellikle baştan çıkarmaya yönelik cezbedici yalvarış |
siren song i.
|
|
232 |
Deyim |
özellikle kandırmaya veya baştan çıkarmaya yönelik cezbedici bir yalvarış veya çağrı |
siren song i.
|
|
233 |
Deyim |
istenen cevabı almaya yönelik bir soru |
a leading question i.
|
|
234 |
Deyim |
belirli bir ticari amaca yönelik olmayan araştırma |
blue-sky research i.
|
|
235 |
Deyim |
sorunu çözmeye yönelik yeni bir bilgi bulmak |
catch a break f.
|
|
236 |
Deyim |
sorunu çözmeye yönelik yeni bir bilgi bulmak |
get a break f.
|
|
237 |
Deyim |
amacına yönelik olmak |
answer someone's purpose f.
|
|
238 |
Deyim |
amacına yönelik olmak |
serve someone's purpose f.
|
|
239 |
Deyim |
müşteriyi iknaya yönelik bir konuşma meydana getirmek |
put together a pitch f.
|
|
240 |
Deyim |
ortak bir amaç doğrultusunda/müşterek bir hedefe yönelik olarak birisiyle işbirliği yapmak |
make common cause with someone f.
|
|
241 |
Deyim |
bir amaca yönelik maddi katkı sağlamak |
kick the tin [australia] f.
|
|
242 |
Deyim |
bir hedef belirleyip ona yönelik hareket etmek |
hunt where the ducks are f.
|
|
243 |
Deyim |
(birine/bir şeye) yönelik konuşmak |
address (oneself) to (someone or something) f.
|
|
244 |
Deyim |
birine yönelik olmak |
have somebody's name on it f.
|
|
245 |
Deyim |
siyahi kadınlara yönelik şiddet ve aşağılamaya karşı farkındalık uyandırmak için yapılan eylemlerde kullanılan bir slogan |
say her name expr.
|
|
Trade/Economic |
|
246 |
Ticaret/Ekonomi |
yoksullara yönelik büyüme |
pro-poor growth i.
|
|
247 |
Ticaret/Ekonomi |
döviz işlemlerinde spekülasyonu caydırmaya yönelik uygulanması önerilen bir vergi |
tobin tax i.
|
|
248 |
Ticaret/Ekonomi |
alışverişçiye yönelik pazarlama |
shopper marketing i.
|
|
249 |
Ticaret/Ekonomi |
amaca yönelik pazarlama |
cause-related marketing i.
|
|
250 |
Ticaret/Ekonomi |
abd'de 1960'larda federal reserve bank'ın uyguladığı uzun vadeli menkul değerler alıp kısa vadeli olanları satarak faizlerin zaman yapısını çevirmeye yönelik politika |
operation twist i.
|
|
251 |
Ticaret/Ekonomi |
amaca yönelik proje yönetimi |
goal directed project management i.
|
|
252 |
Ticaret/Ekonomi |
belli bir faaliyete yönelik denetim |
selective audit i.
|
|
253 |
Ticaret/Ekonomi |
beceri geliştirmeye yönelik eğitimler |
skill based training i.
|
|
254 |
Ticaret/Ekonomi |
bir kimsenin belirli türdeki bir işi yapabilme konusundaki yeteneğini belirlemeye yönelik test |
ability test i.
|
|
255 |
Ticaret/Ekonomi |
bir proje veya websitesi gibi konuların çözümüne yönelik olarak çok sayıda insanın oluşturduğu topluluğun gönüllü olarak katkıda bulunması |
crowdsourcing i.
|
|
256 |
Ticaret/Ekonomi |
bir teori veya hipotezin uygulamada geçerliliğini test etmeye yönelik araştırma |
applied research i.
|
|
257 |
Ticaret/Ekonomi |
bilgilendirmeye yönelik eğitim |
knowledge based training i.
|
|
258 |
Ticaret/Ekonomi |
bir işletmenin kendi çalışanlarına yönelik mağaza |
company store i.
|
|
259 |
Ticaret/Ekonomi |
çalışmayı artırmaya yönelik özendirme önlemleri |
employment incentives i.
|
|
260 |
Ticaret/Ekonomi |
çevrenin korunması amacına yönelik yatırım yapan yükümlülere tanınan vergi ödünleri veya çevreyi kirleten işletmelerden alınan özel vergiler |
green taxation i.
|
|
261 |
Ticaret/Ekonomi |
denetim kurumuna yönelik risk |
risks to audit office i.
|
|
262 |
Ticaret/Ekonomi |
ekonomiyi durgunluktan kurtarmak ve ekonomik faaliyetleri canlandırmak amacıyla devletin piyasaya para pompalayarak satınalma gücünü artırmaya yönelik yaptığı harcamalar |
pump priming i.
|
|
263 |
Ticaret/Ekonomi |
firma hakkında bilgi sağlama amacına yönelik olarak iki bilanço veya kar-zarar tablosunun karşılaştırılması |
financial ratio i.
|
|
264 |
Ticaret/Ekonomi |
geleceğe yönelik tahmin teknikleri |
smoothing techniques i.
|
|
265 |
Ticaret/Ekonomi |
geçmişe yönelik olmayan rüçhan hisse senedi |
noncumulative preferred stock i.
|
|
266 |
Ticaret/Ekonomi |
geleceğe yönelik tahmin |
prediction i.
|
|
267 |
Ticaret/Ekonomi |
geçici iş duraklamasından doğan zararları karşılamaya yönelik sigorta |
business interruption insurance i.
|
|
268 |
Ticaret/Ekonomi |
geleceğe yönelik satış tahmini |
sales forecast i.
|
|
269 |
Ticaret/Ekonomi |
gelir elde etmeye yönelik masraflar |
utilized costs i.
|
|
270 |
Ticaret/Ekonomi |
hükümetin toplam harcamaları kısmaya yönelik olarak izlediği mali politikalar |
contractionary fiscal policy i.
|
|
271 |
Ticaret/Ekonomi |
hedeflere yönelik yönetim |
management by objectives (mbo) i.
|
|
272 |
Ticaret/Ekonomi |
hatırlatmaya yönelik reklam |
reminder-oriented advertising i.
|
|
273 |
Ticaret/Ekonomi |
hükümetin firma davranışlarını düzenlemeye yönelik olarak koyduğu kural ve ilkeler |
regulation i.
|
|
274 |
Ticaret/Ekonomi |
işçilere yönelik politikalar |
labor policy i.
|
|
275 |
Ticaret/Ekonomi |
ihracata yönelik büyüme |
export-biased growth i.
|
|
276 |
Ticaret/Ekonomi |
ihracata yönelik büyüme |
export oriented growth i.
|
|
277 |
Ticaret/Ekonomi |
ihracata yönelik büyüme |
export led growth i.
|
|
278 |
Ticaret/Ekonomi |
istihdama yönelik yatırım |
employment intensive investment i.
|
|
279 |
Ticaret/Ekonomi |
işçilerin çalıştıkları şirketin hisse senetlerini satın almalarına yönelik bir plan |
employee stock option plan i.
|
|
280 |
Ticaret/Ekonomi |
işe yönelik dil |
business oriented language i.
|
|
281 |
Ticaret/Ekonomi |
ihtiyaçları karşılamaya yönelik satış yöntemi |
need satisfaction selling i.
|
|
282 |
Ticaret/Ekonomi |
insan ihtiyaçlarını karşılamaya yönelik faaliyetler |
business i.
|
|
283 |
Ticaret/Ekonomi |
iş ortamının basitleştirilmesine yönelik faaliyet grubu |
business environment simplification task force procedure i.
|
|
284 |
Ticaret/Ekonomi |
ihracata yönelik sanayileşme |
export-oriented industrialization i.
|
|
285 |
Ticaret/Ekonomi |
ihracata yönelik büyüme |
export oriented growth; export led growth i.
|
|
286 |
Ticaret/Ekonomi |
iç ve dış alıcılara malı tanıtmaya yönelik sergileme yöntemi |
trade show i.
|
|
287 |
Ticaret/Ekonomi |
ihracatı geliştirme amacına yönelik şirketler |
export trading company i.
|
|
288 |
Ticaret/Ekonomi |
kamuya yönelik konuşma |
public speaking i.
|
|
289 |
Ticaret/Ekonomi |
kişilerin veya grupların işlerine arkadaşlarına veya şirkete yönelik tutum, davranış ve duyguları |
morale i.
|
|
290 |
Ticaret/Ekonomi |
kendine has özellikleri olan ve belirli bir ürüne veya hizmete yönelik pazar kitlesi |
niche market i.
|
|
291 |
Ticaret/Ekonomi |
kredileri ve öteki faiz getiren varlıkları çıktı ölçüsü olarak kabul ederek bankacılık çıktısını ölçmeye yönelik yaklaşım |
asset approach i.
|
|
292 |
Ticaret/Ekonomi |
krediyi alan müşterilerin borcu ödeyememesi riskine karşı borç verenleri korumaya yönelik sigorta |
credit insurance i.
|
|
293 |
Ticaret/Ekonomi |
mali piyasalara yönelik bilgileri inanırlılık yaratacak biçimde yayma sorunu |
signaling problem i.
|
|
294 |
Ticaret/Ekonomi |
mesleğe yönelik belirli bilgi |
training i.
|
|
295 |
Ticaret/Ekonomi |
müşteriye yönelik olma |
customer service orientation i.
|
|
296 |
Ticaret/Ekonomi |
müşterilerin asgari ihtiyaçlarını karşılamaya yönelik hizmet veya ürün |
no frills i.
|
|
297 |
Ticaret/Ekonomi |
olaylar arasındaki ilişkileri araştırmaya yönelik olmayan iktisat |
descriptive economics i.
|
|
298 |
Ticaret/Ekonomi |
pazara yönelik ülkeler |
market oriented nations i.
|
|
299 |
Ticaret/Ekonomi |
pazara yönelik ekonomiler |
market oriented economies i.
|
|
300 |
Ticaret/Ekonomi |
para arzını artırmaya yönelik politikalar |
loose monetary policy i.
|
|
301 |
Ticaret/Ekonomi |
piyasa yönelik mallar |
market oriented goods i.
|
|
302 |
Ticaret/Ekonomi |
sarf malzemeleri ve yeniden satışa yönelik mallar |
consumables and goods for resale i.
|
|
303 |
Ticaret/Ekonomi |
satın alınan yeniden satışa yönelik mallar |
purchases of goods for resale i.
|
|
304 |
Ticaret/Ekonomi |
rekabete yönelik fiyatlandırma |
competitive oriented pricing i.
|
|
305 |
Ticaret/Ekonomi |
satın alınan yeniden satışa yönelik taşınmaz mallar |
purchases of immovable property for resale i.
|
|
306 |
Ticaret/Ekonomi |
sermaye malı satın almak veya sermaye malının değerini artırmaya yönelik harcamalar |
capital expenditures i.
|
|
307 |
Ticaret/Ekonomi |
şirket hisselerine yönelik borsada manipülasyon/spekülasyon yapan kimse |
stock basher i.
|
|
308 |
Ticaret/Ekonomi |
sunuma yönelik performans bütçeleme yaklaşımı |
presentational performance budgeting i.
|
|
309 |
Ticaret/Ekonomi |
tutum geliştirmeye yönelik eğitimler |
attitude based trainings i.
|
|
310 |
Ticaret/Ekonomi |
tedarikçilere yönelik davranış ve etik kodu kuralları |
the rules on the behaviours and the code of ethics regarding the procurers i.
|
|
311 |
Ticaret/Ekonomi |
taşraya yönelik hizmet |
field service i.
|
|
312 |
Ticaret/Ekonomi |
ticarete yönelik üretim etkisi |
pro-trade production effect i.
|
|
313 |
Ticaret/Ekonomi |
ticarete yönelik tüketim etkisi |
pro-trade consumption effect i.
|
|
314 |
Ticaret/Ekonomi |
vergi kaçakçılığını önlemeye yönelik önlemler |
anti-evasion measures i.
|
|
315 |
Ticaret/Ekonomi |
yeni yapılara (bina, teçhizat, donanım) veya yapıların genişletilmesine yönelik yapılan doğrudan yatırım |
greenfield investment i.
|
|
316 |
Ticaret/Ekonomi |
yeniden satışa yönelik taşınmaz mallar |
immovable property acquired for resale i.
|
|
317 |
Ticaret/Ekonomi |
yukarıya yönelik işlemler |
upstream transactions i.
|
|
318 |
Ticaret/Ekonomi |
ithal malların düşük fiyata satılmasını caydıran, iç ticareti korumaya yönelik bir yöntem |
antidumping i.
|
|
319 |
Ticaret/Ekonomi |
yabancı bir ülkedeki ticari temsilcilere yönelik birlik |
factory i.
|
|
320 |
Ticaret/Ekonomi |
elde edilen karın finansal durumun iyi olduğu yıllarda azaltılması veya saklanmasına yönelik uygulanan muhasebe yöntemi |
income smoothing i.
|
|
321 |
Ticaret/Ekonomi |
senedin mahkemeye yönelik düzenlenmiş bölümü |
direction i.
|
|
322 |
Ticaret/Ekonomi |
yaşlılara yönelik piyasa |
grey market i.
|
|
323 |
Ticaret/Ekonomi |
marka tanıtımı ve iyi algı oluşturmaya yönelik promosyon çalışması |
pr i.
|
|
324 |
Ticaret/Ekonomi |
belirli bir kesime yönelik ürün |
niche product i.
|
|
325 |
Ticaret/Ekonomi |
perakendeye yönelik bir tür kiralama-satın alma sistemi |
provident club [uk] i.
|
|
326 |
Ticaret/Ekonomi |
müşteriye yönelik |
customer-oriented s.
|
|
327 |
Ticaret/Ekonomi |
kara yönelik |
profit-oriented s.
|
|
328 |
Ticaret/Ekonomi |
pazara yönelik |
market-oriented s.
|
|
329 |
Ticaret/Ekonomi |
tüketiciye yönelik |
consumer-wise s.
|
|
330 |
Ticaret/Ekonomi |
geçmişe yönelik düzenlenmiştir |
issued retrospectively expr.
|
|
Law |
|
331 |
Hukuk |
amerika'nın düşmanlarına yönelik yaptırım yasası |
countering america's adversaries through sanctions act i.
|
|
332 |
Hukuk |
borcun istenmeyeceğine yönelik anlaşma |
pactum de non petendo i.
|
|
333 |
Hukuk |
borcun ifasını dava açarak talep etmeyeceğine yönelik alacaklı tarafından -genellikle- yazılı olmadan yapılan anlaşma |
pactum de non petendo i.
|
|
334 |
Hukuk |
cinsel temas amacıyla çocukları kandırmaya yönelik planlı eylemler |
child grooming i.
|
|
335 |
Hukuk |
geçmişe yönelik olarak telefon trafiğinin araştırılması sonrası hazırlanan rapor |
report of historical traffic search i.
|
|
336 |
Hukuk |
genel ahlaka yönelik kabahatler |
misdemeanor related with general moral principles i.
|
|
337 |
Hukuk |
ileriye yönelik alacak |
dormant claim i.
|
|
338 |
Hukuk |
kamu güvenliğine yönelik kabahatler |
misdemeanor related with public security i.
|
|
339 |
Hukuk |
kamu düzenine yönelik kabahatler |
misdemeanor related with public order i.
|
|
340 |
Hukuk |
kişisel bütünlüğe yönelik haksız fiiller |
dignitary torts i.
|
|
341 |
Hukuk |
mala yönelik zarar |
property damage i.
|
|
342 |
Hukuk |
mala yönelik suç |
serious acquisitive crime i.
|
|
343 |
Hukuk |
mala yönelik hırsızlık suçu |
serious acquisitive crime i.
|
|
344 |
Hukuk |
mülk haklarına yönelik kabahatler |
misdemeanor related with property i.
|
|
345 |
Hukuk |
suçlu çocuklar ıslah etmeye yönelik okul |
reformatory i.
|
|
346 |
Hukuk |
suçlu çocuklar ıslah etmeye yönelik okul |
training school i.
|
|
347 |
Hukuk |
suçlu çocuklar ıslah etmeye yönelik okul |
reformatory school i.
|
|
348 |
Hukuk |
suçlu çocuklar ıslah etmeye yönelik okul |
reform school i.
|
|
349 |
Hukuk |
toplum katılımını engellemeye yönelik açılmış dava |
strategic lawsuit against public participation (sapp) i.
|
|
350 |
Hukuk |
bir yasanın veya kuralın geleceğe yönelik uygulanması |
prospectivity i.
|
|
351 |
Hukuk |
kara listeden daha hafif suçlara yönelik gri liste |
greylist i.
|
|
352 |
Hukuk |
küçük borçların tahsiline yönelik bir ingiliz mahkemesi |
court of requests i.
|
|
353 |
Hukuk |
başka davadan belge veya kanıt istemeye yönelik adli çağrı |
invocation i.
|
|
354 |
Hukuk |
yangınların önlenmesine yönelik kanunlar |
fire code i.
|
|
355 |
Hukuk |
(ingiliz kilise hukuku) kadroların boşluğu süresince idare edilmesi için piskoposun kilise idarecilerine boş arpalık verilmesine yönelik aldığı karar |
sequestration i.
|
|
356 |
Hukuk |
dolandırıcılığı engellemeye yönelik koordinasyon birimi |
anti-fraud coordination unit i.
|
|
357 |
Hukuk |
kamuoyu desteğini engellemeye yönelik açılmış dava |
slapp (strategic lawsuit against public participation) i.
|
|
358 |
Hukuk |
kamuoyu desteğini engellemeye yönelik açılmış dava |
slapp i.
|
|
359 |
Hukuk |
kamuoyu desteğini engellemeye yönelik açılmış dava |
slapp suit i.
|
|
360 |
Hukuk |
ülke faaliyetlerinin veya ekonomisinin sadece belirli bir alanına yönelik yaptırım |
smart sanction i.
|
|
361 |
Hukuk |
borçlunun korunmasına yönelik mahkeme kararı |
supersedere [scotland] i.
|
|
362 |
Hukuk |
(avrupa birliği hukuku'nda) hukuk sözcüsü'nün avrupa adalet divanı'na mahkemenin yetkisi altında bulunan davalara yönelik hukuki çözümler sunduğu içtihat |
opinion f.
|
|
363 |
Hukuk |
kamuoyu desteğini engellemeye yönelik dava açmak |
slapp f.
|
|
364 |
Hukuk |
(iddia veya savunmayı desteklemeye yönelik) talep |
placitory [obsolete] s.
|
|
Politics |
|
365 |
Siyasal |
üç ülke veya bölge arasında dostane ilişkileri teşvik etmeye yönelik siyasi ve ekonomik politika |
trilateralism i.
|
|
366 |
Siyasal |
üç ülke veya bölge arasında dostane ilişkileri teşvik etmeye yönelik siyasi ve ekonomik politikayı savunan kimse |
trilateralist i.
|
|
367 |
Siyasal |
anlaşmazlığı gidermeye yönelik toplantı |
conciliatory meeting i.
|
|
368 |
Siyasal |
baskı yapmaya yönelik önlemler |
coercive measures i.
|
|
369 |
Siyasal |
bir başkasına yönelik şantaj, itibarsızlaştırma ya da manipülasyon hedefiyle elde edilmiş yüz kızartıcı/uygunsuz/suçlayıcı bilgi |
kompromat (compromising material) i.
|
|
370 |
Siyasal |
bir olay bittikten sonra da devam eden etkisi ve buna yönelik tepkiler |
backwash i.
|
|
371 |
Siyasal |
bilginin kullanımı ve dağıtımına yönelik plan |
plan for using and disseminating knowledge i.
|
|
372 |
Siyasal |
cezaevinde yatan hükümlü sayısını azaltmaya yönelik hükümet politikası |
decarceration i.
|
|
373 |
Siyasal |
dış kaynaklı rüşvetle mücadele edilmesine yönelik kılavuz ilkeler |
guiding principles on enforcement of the foreign bribery offence i.
|
|
374 |
Siyasal |
devlet desteği için başvuran kişinin mali durumunu ortaya koymaya yönelik bir araştırma |
means testing i.
|
|
375 |
Siyasal |
devlet desteği için başvuran kişinin mali durumunu ortaya koymaya yönelik bir araştırma |
means test i.
|
|
376 |
Siyasal |
geleceğe yönelik bilim ve teknolojiler |
new and emerging science and technology i.
|
|
377 |
Siyasal |
geriye yönelik olamayan harcamalar |
non-retroactivity i.
|
|
378 |
Siyasal |
irtikapla mücadeleye yönelik kılavuz ilkeler |
guiding principles to combat solicitation. i.
|
|
379 |
Siyasal |
işbirliğine yönelik avrupa araştırma programları |
european collaborative research scheme i.
|
|
380 |
Siyasal |
karaparanın aklanmasının önlenmesine yönelik mali eylem görev gücü |
financial action task force on money laundering (fatf) i.
|
|
381 |
Siyasal |
küçük işletmelere yönelik avrupa sözleşmesi |
european charter for small enterprises i.
|
|
382 |
Siyasal |
mükemmel ekiplere yönelik destekler |
grants for excellent teams i.
|
|
383 |
Siyasal |
organize suça yönelik üyelik öncesi paktı |
pre-accession pact on organised crime i.
|
|
384 |
Siyasal |
potansiyel olarak patlayıcı ortamlardaki kullanıma yönelik ekipman ve koruyucu sistemlere ilişkin üye devlet kanunlarının yakınlaştırılması daimi komitesi |
standing committee on the approximation of the laws of the member states concerning equipment and protective systems intended for use in potentially explosive atmospheres i.
|
|
385 |
Siyasal |
politika desteğine yönelik araştırma |
research for policy support i.
|
|
386 |
Siyasal |
partilere yönelik baskılar |
pressures on political parties i.
|
|
387 |
Siyasal |
sanayideki nihai kullanıcılara uygulanan elektrik ve gaz fiyatlarının şeffaflığını geliştirmeye yönelik topluluk prosedürünün teknik adaptasyonu danışma komitesi |
advisory committee for the technical adaptation of the community procedure to improve the transparency of gas and electricity prices charged to industrial end-users i.
|
|
388 |
Siyasal |
savaşın gerekçesini ve koşullarını belirlemeye yönelik kuram |
just war theory i.
|
|
389 |
Siyasal |
sivillere yönelik saldırılar |
attacks against civilians i.
|
|
390 |
Siyasal |
yakınlara yönelik tehdit |
threatening relatives of the victim i.
|
|
391 |
Siyasal |
ye yönelik gayretler |
engaged efforts i.
|
|
392 |
Siyasal |
hitler faşizmini ortadan kaldırmaya yönelik ilke ve uygulamalar |
anti-hitlerism i.
|
|
393 |
Siyasal |
güney afrika'daki siyahileri güçlendirmeye yönelik hükümet hareketi |
empowerment i.
|
|
394 |
Siyasal |
politik eleştiriciliği veya kişisel muhalefeti vatansever olmamakla veya komünizmi savunmakla suçlayarak bastırmaya yönelik her türlü girişim |
mccarthyism i.
|
|
395 |
Siyasal |
eskiden abd'de köleliğe karşı açılan davaların dikkate alınmamasına yönelik alınan kongre kararları |
gag resolution i.
|
|
396 |
Siyasal |
halka yönelik politika |
popularism i.
|
|
397 |
Siyasal |
kadının sosyal haklarını erkekle eşit kılmaya yönelik hareket |
feminism i.
|
|
398 |
Siyasal |
ingiltere ve galler'deki polis memurlarına yönelik bir yasa |
pace (police and criminal evidence act) i.
|
|
399 |
Siyasal |
(avam kamarasında) tartışılmakta olan mevcut konunun düşürülmesine yönelik olarak oylamayı önleyen önerge |
previous question i.
|
|
400 |
Siyasal |
her kesime yönelik siyasi program |
square deal i.
|
|
401 |
Siyasal |
toplu isyanları engellemeye yönelik |
antiriot s.
|
|
402 |
Siyasal |
terörle mücadeleye yönelik |
antiterrorist s.
|
|
403 |
Siyasal |
kontluğa yönelik |
county s.
|
|
404 |
Siyasal |
quebec'in bağımsızlığına yönelik desteğe ait |
sovereignist s.
|
|
Institutes |
|
405 |
Kurum/Kuruluş |
küçük işletmelere yönelik avrupa sözleşmesi |
european charter of small enterprises i.
|
|
406 |
Kurum/Kuruluş |
mdaü’lere yönelik yeniden yapılanma programı |
action for the restructuring of the economy i.
|
|
407 |
Kurum/Kuruluş |
merkezi ve doğu avrupa ülkelerinde yönetişim ve idareyi geliştirmeye yönelik destek |
support for improvement in governance and management in central and eastern european countries i.
|
|
408 |
Kurum/Kuruluş |
tarımsal ve kırsal kalkınmaya yönelik özel katılım programı |
special accession programme for agriculture and rural development i.
|
|
409 |
Kurum/Kuruluş |
uyuşturucunun önlenmesine yönelik operasyonel olmayan çalışmaları destekleyen kurumlar |
counterdrug support office i.
|
|
Industry |
|
410 |
Sanayi |
bir kuruluşun güçlü ve zayıf yönlerine yönelik sistematik değerlendirme |
position audit i.
|
|
411 |
Sanayi |
çalışanları teşvike yönelik |
incentive s.
|
|
Insurance |
|
412 |
Sigortacılık |
risk analizine yönelik hesaplama ve tahmin yöntemlerinin bütününü içeren bir bilim dalı |
actuary i.
|
|
Tourism |
|
413 |
Turizm |
dışa yönelik turizm |
outbound tourism i.
|
|
414 |
Turizm |
içe yönelik turizm |
inbound tourism i.
|
|
415 |
Turizm |
kendi özel merak veya hobilerini karşılamak isteyenlere yönelik tatil |
special-interest holiday i.
|
|
416 |
Turizm |
özel bir hobi veya merakı doyurmaya yönelik turistik atraksiyon |
special-interest attraction i.
|
|
417 |
Turizm |
kırsal bölgeleri ziyaret eden turistlere yönelik kural ve düzenlemeler |
country code [uk] i.
|
|
Media |
|
418 |
Medya |
erkeklere yönelik olup moda, alet-edevat, çekici kadınlar gibi içeriklere yer veren dergi türü |
lad mag i.
|
|
419 |
Medya |
eğlence sektöründeki kişilere yönelik yayın |
trade i.
|
|
420 |
Medya |
okul öncesi ve ilkokuldaki kız çocuklarına yönelik izci programına üye olan çocuk |
daisy i.
|
|
421 |
Medya |
yetişkinlere yönelik |
adult-oriented s.
|
|
422 |
Medya |
halka yönelik |
popularist s.
|
|
Advertising |
|
423 |
Reklam |
kalabalık kitleye yönelik olan her tür reklam |
push advertising i.
|
|
Technical |
|
424 |
Teknik |
aygıta yönelik hata |
device oriented error i.
|
|
425 |
Teknik |
bayrağa yönelik sorun |
flag oriented problem i.
|
|
426 |
Teknik |
bayta yönelik protokol |
byte-oriented protocol i.
|
|
427 |
Teknik |
emeğe yönelik |
labor oriented i.
|
|
428 |
Teknik |
işe yönelik terminal |
job oriented terminal i.
|
|
429 |
Teknik |
makineye yönelik dil |
machine oriented language i.
|
|
430 |
Teknik |
nesneye yönelik program |
object oriented programming i.
|
|
431 |
Teknik |
probleme yönelik dil |
problem-oriented language i.
|
|
432 |
Teknik |
prosedüre yönelik dil |
procedure-oriented language i.
|
|
433 |
Teknik |
soruna yönelik dil |
problem-oriented language i.
|
|
434 |
Teknik |
teknik ve öğretime yönelik kaynaklar |
technical and educational literature i.
|
|
435 |
Teknik |
uygulamaya yönelik tabaka veya rulo halindeki temel malzemeler |
base materials in sheet or roll form for application i.
|
|
436 |
Teknik |
uygulamaya yönelik dil |
application-oriented language i.
|
|
437 |
Teknik |
zamana yönelik izleme |
time oriented trace i.
|
|
438 |
Teknik |
yönelik yayın |
beam transmission i.
|
|
439 |
Teknik |
bir mineralin metal bileşenlerini belirlemeye yönelik bir test |
bead test i.
|
|
440 |
Teknik |
araç radyolarına yönelik hırsızlık karşıtı bir sistem markası |
benzi box® i.
|
|
441 |
Teknik |
kanal teknelerine yönelik bir tür taşıma sistemi |
ganz system i.
|
|
442 |
Teknik |
eksene yönelik olarak |
adaxially s.
|
|
443 |
Teknik |
bayta yönelik |
byte-oriented s.
|
|
444 |
Teknik |
eksene yönelik |
adaxial s.
|
|
445 |
Teknik |
karaktere yönelik |
character oriented s.
|
|
446 |
Teknik |
nesneye yönelik |
object-oriented s.
|
|
447 |
Teknik |
sürece yönelik |
process oriented s.
|
|
448 |
Teknik |
sözcüğe yönelik |
word oriented s.
|
|
449 |
Teknik |
moda yönelik |
modal s.
|
|
450 |
Teknik |
yarı mikro miktara yönelik anlamına gelen ön ek |
semimicro- ök.
|
|
Computer |
|
451 |
Bilgisayar |
belirli bir kitleye yönelik blog yazma tekniklerinin kullanıldığı düşük maliyetli çevrimiçi yayıncılık |
nanopublishing i.
|
|
452 |
Bilgisayar |
aygıta yönelik hata |
device oriented error i.
|
|
453 |
Bilgisayar |
araştırmaya yönelik bilgi işlem |
research computing i.
|
|
454 |
Bilgisayar |
bayrağa yönelik sorun |
flag oriented problem i.
|
|
455 |
Bilgisayar |
bite yönelik protokol |
bit-oriented protocol i.
|
|
456 |
Bilgisayar |
eğitime yönelik bilgi işlem |
instructional computing i.
|
|
457 |
Bilgisayar |
işe yönelik terminal |
job oriented terminal i.
|
|
458 |
Bilgisayar |
ikile yönelik protokol |
bit-oriented protocol i.
|
|
459 |
Bilgisayar |
makineye yönelik dil |
machine oriented language i.
|
|
460 |
Bilgisayar |
nesneye yönelik program |
object oriented programming i.
|
|
461 |
Bilgisayar |
nesneye yönelik yazılım lisanı |
object oriented language i.
|
|
462 |
Bilgisayar |
nesneye yönelik tasarım |
object-oriented design i.
|
|
463 |
Bilgisayar |
probleme yönelik dil |
problem oriented language i.
|
|
464 |
Bilgisayar |
sekizliye yönelik protokol |
byte-oriented protocol i.
|
|
465 |
Bilgisayar |
sekizliye yönelik |
byte-oriented i.
|
|
466 |
Bilgisayar |
soruna yönelik dil |
problem oriented language i.
|
|
467 |
Bilgisayar |
şablona yönelik dil |
template-oriented language i.
|
|
468 |
Bilgisayar |
sürece yönelik |
process oriented i.
|
|
469 |
Bilgisayar |
soruna yönelik dil |
pol (problem oriented language) i.
|
|
470 |
Bilgisayar |
sözcüğe yönelik |
word oriented i.
|
|
471 |
Bilgisayar |
soruna yönelik dil |
pol [problem oriented language] i.
|
|
472 |
Bilgisayar |
şablona yönelik dil |
template language i.
|
|
473 |
Bilgisayar |
tuşlara yönelik yardım |
keys help i.
|
|
474 |
Bilgisayar |
uygulamaya yönelik dil |
application oriented language i.
|
|
475 |
Bilgisayar |
yordama yönelik dil |
procedure-oriented language i.
|
|
476 |
Bilgisayar |
yordama yönelik dil |
procedure-oriented-language i.
|
|
477 |
Bilgisayar |
yetişkinlere yönelik içerik |
adult content i.
|
|
478 |
Bilgisayar |
yordama yönelik dil |
procedure oriented language i.
|
|
479 |
Bilgisayar |
yordama yönelik dil |
procedural language i.
|
|
480 |
Bilgisayar |
zamana yönelik izleme |
time oriented trace i.
|
|
481 |
Bilgisayar |
(nesneye yönelik programda) biri sınıfa veya nesneye ait alt program veya işlev |
method i.
|
|
482 |
Bilgisayar |
tümüyle nesneye-yönelik olan açık kaynaklı yüksek düzey bir programlama dili |
ruby i.
|
|
483 |
Bilgisayar |
bilgisayar sistemine zarar verme, sistemi aksatma veya depolanan bilgilerin elde edilmesine yönelik girişim |
cyberattack i.
|
|
484 |
Bilgisayar |
hayranlara yönelik internet sayfası |
fansite i.
|
|
485 |
Bilgisayar |
batı avrupa dillerine yönelik standart bir karakter dizisi |
iso-8859-1 i.
|
|
486 |
Bilgisayar |
microsoft firmasının web hizmetlerine yönelik uddi muadili hizmeti |
disco i.
|
|
487 |
Bilgisayar |
karakter zincirlerine yönelik sembolik dil |
snobol (string oriented symbolic language) i.
|
|
488 |
Bilgisayar |
(nesneye yönelik programlamada) alt sınıf oluşturan süper sınıf |
superclass i.
|
|
489 |
Bilgisayar |
(nesneye yönelik programlamada) süper sınıf yaratmak |
superclass f.
|
|
490 |
Bilgisayar |
bite yönelik |
bit-oriented s.
|
|
491 |
Bilgisayar |
ikile yönelik |
bit-oriented s.
|
|
492 |
Bilgisayar |
karaktere yönelik |
character oriented s.
|
|
493 |
Bilgisayar |
nesneye yönelik |
object oriented s.
|
|
494 |
Bilgisayar |
sosyal medyadaki takip özelliğine yönelik |
follow s.
|
|
495 |
Bilgisayar |
microsoft'a ait iş akışını düzenlemeye yönelik bir teknoloji |
wf kısalt.
|
|
Informatics |
|
496 |
Bilişim |
eve yönelik bilgi hizmetleri |
home information services i.
|
|
497 |
Bilişim |
geriye yönelik zincirleme |
backward chaining i.
|
|
498 |
Bilişim |
nesneye yönelik arayüz |
object-oriented interface i.
|
|
499 |
Bilişim |
nesneye yönelik tasarım |
object-oriented design i.
|
|
500 |
Bilişim |
nesneye yönelik veritabanı |
object-oriented database i.
|
|