the more

Bedeutungen von dem Begriff "the more" im Türkisch Englisch Wörterbuch : 49 Ergebniss(e)

	Kategorie	Englisch	Türkisch
Common Usage
1	Common Usage	more adj.	daha fazla
There is a need for more than just organisation. Organizasyondan daha fazlasına ihtiyaç vardır. More Sentences
2	Common Usage	more adv.	daha
Healthcare was more expensive than I expected in the USA. ABD'de sağlık hizmetleri beklediğimden daha pahalıydı. More Sentences
General
3	General	more n.	fazla şey
There is not much more to say. Söylenecek pek fazla şey yok. More Sentences
4	General	more n.	ziyade
Nevertheless, it appears to be more of a safeguard rather than a tool of economic policy. Bununla birlikte bir ekonomi politikası aracından ziyade bir koruma önlemi gibi görünmektedir. More Sentences
5	General	more adv.	-den daha çok
He loves cars more than anything else. Arabaları her şeyden daha çok seviyor. More Sentences
6	General	more adv.	ayrıca
She is beautiful, and what is more, very graceful. O güzel ve ayrıca çok zarif. More Sentences
7	General	more adv.	dahası
Their confidence has been damaged, and more besides. Güvenleri zedelendi ve dahası zedeleniyor. More Sentences
8	General	more adv.	daha fazla
More sensitive decisions would clearly require enhanced majorities. Daha hassas kararların daha fazla çoğunluk gerektireceği açıktır. More Sentences
9	General	more pron.	daha fazla
Time constraints prevent us from mentioning more than just a few points. Zaman kısıtlamaları birkaç noktadan daha fazlasına değinmemizi engelliyor. More Sentences
10	General	more pron.	daha
When all is said and done, we could have come up with more ambitious solutions. Her şey söylendiğinde ve yapıldığında, daha iddialı çözümler üretebilirdik. More Sentences
Computer
11	Computer	more adj.	büyük
Therefore we should all be in favour of more competition in the award of such immense contracts. Bu nedenle hepimiz böylesine büyük ihalelerin daha fazla rekabet ortamında gerçekleştirilmesinden yana olmalıyız. More Sentences
12	Computer	more adv.	başka
It is not enough to condemn Palestinian terrorism while doing nothing more than deliver declarations on paper. Filistin terörizmini kınarken kağıt üzerinde beyanat vermekten başka bir şey yapmamak yeterli değildir. More Sentences
13	Computer	more expr.	devam
Indonesia is a product of more than three centuries of Dutch colonialism. Endonezya, üç yüzyılı aşkın bir süre devam eden Hollanda sömürgeciliğinin bir ürünüdür. More Sentences
14	Computer	more expr.	diğer
The more points of order we raise, the more we are preventing other Members from asking their questions. Ne kadar çok sipariş noktası gündeme getirirsek, diğer Üyelerin soru sormasını o kadar çok engellemiş oluruz. More Sentences
General
15	General	more n.	ek sayı
16	General	more n.	ek miktar
17	General	more n.	ek süre
18	General	more n.	daha ayrıntılı tartışma
19	General	more n.	üstün rütbeli olan kimse veya şey
20	General	more n.	üstün şey
21	General	more n.	ortalamanın üzerinde şey
22	General	more n.	daha önemli şey
23	General	more n.	daha anlamlı şey
24	General	more n.	ek kişiler
25	General	more n.	ek şeyler
26	General	more adj.	daha çok
27	General	more adj.	üstün kaliteli
28	General	more adj.	üstün yoğunluklu
29	General	more adj.	daha yaşlı
30	General	more adj.	yaşça üstün
31	General	more adv.	takriben
32	General	more adv.	daha (çok)
33	General	more adv.	-den daha
34	General	more adv.	yine
35	General	more adv.	tekrar
36	General	more adv.	yeniden
37	General	more adv.	daha çok
Politics
38	Politics	moré n.	mossi
Computer
39	Computer	more n.	ayrıntılar
40	Computer	more expr.	daha çok
41	Computer	more expr.	daha fazla bilgi
42	Computer	more	tüm
43	Computer	more	tümü
44	Computer	more	yardım
45	Computer	more	ek bilgi
46	Computer	more	tüm seçenekler
Botanic
47	Botanic	more n.	bitki
Linguistics
48	Linguistics	more n.	mossi halkının konuştuğu volta-kongo dili
Archaic
49	Archaic	more adj.	üstün dereceli

Bedeutungen, die der Begriff "the more" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 151 Ergebniss(e)

	Kategorie	Englisch	Türkisch
General
1	General	all the more adv.	gittikçe
I love you all the more for your faults. Hatalarına rağmen seni gittikçe daha çok seviyorum. More Sentences
2	General	be much more the case n.	durum bundan ibaret
3	General	more than meets the eye n.	göründüğünden daha fazlası
4	General	be more royalist than the king v.	kraldan çok kralcı olmak
5	General	one more beautiful than the other adj.	birbirinden güzel
6	General	all the more adv.	artan bir şekilde
7	General	all the more adv.	haydi haydi
8	General	more than meets the eye adv.	görünenden fazlası
9	General	all the more so adv.	daha da büyük bir dereceye kadar
10	General	all the more so adv.	daha da çok
11	General	the more and less adv.	fellik fellik
12	General	the more and less adv.	dört bir yanda
13	General	the more and less adv.	her yerde
14	General	the more the more conj.	daha fazla
15	General	the more the more conj.	ça/çe daha fazla
Phrases
16	Phrases	more than half of the boys n.	erkek çocuklarının yarıdan fazlası
17	Phrases	more than half of the boys n.	erkek çocuklarının yarısından fazlası
18	Phrases	so much the more expr.	bahusus ki
19	Phrases	more than half of the boys expr.	oğlanların yarısından fazlası
20	Phrases	more than half of the boys expr.	oğlanların yarıdan fazlası
21	Phrases	the more sales the more profits expr.	ne kadar satış o kadar kazanç
22	Phrases	so much the more expr.	özellikle
23	Phrases	so much the more expr.	özellikle de
24	Phrases	the more words you know the more you can say expr.	ne kadar çok kelime bilirsen o kadar çok konuşursun
25	Phrases	and more of the same expr.	ve benzeri
26	Phrases	so much the more expr.	çok daha fazlası
27	Phrases	all the more so expr.	hele ki
Proverb
28	Proverb	diseases of the soul are more dangerous than those of the body v.	ruh hastalıkları bedensel hastalıklardan daha tehlikelidir
29	Proverb	diseases of the soul are more dangerous than those of the body v.	ruhsal rahatsızlıklar bedensel rahatsızlıklardan daha acı vericidir
30	Proverb	diseases of the soul are more dangerous than those of the body v.	ruhsal rahatsızlıklar bedensel rahatsızlıklardan daha zordur
31	Proverb	diseases of the soul are more dangerous than those of the body v.	ruhsal acı bedensel acıdan daha zordur/tehlikelidir
32	Proverb	female of the species is more deadly than the male	dişiler erkeklerden daha tehlikelidir
33	Proverb	more you have, the more you want	hep daha fazlasını istersin
34	Proverb	more you get, the more you want	hep daha fazlasını istersin
35	Proverb	there are plenty more pebbles on the beach	denizde daha bir sürü balık var
36	Proverb	there are plenty more pebbles on the beach	elini sallasa ellisi
37	Proverb	there are plenty more pebbles on the beach	elini sallasa ellisi başını sallasa tellisi
38	Proverb	there are plenty more pebbles on the beach	aman sana iş mi/adam mı yok
39	Proverb	the more things change, the more they stay the same	nereye gitsen bazı şeyler hep aynı
40	Proverb	the more things change, the more they stay the same	bazı şeyler hep eski hamam eski tas
41	Proverb	the more things change, the more they stay the same	akıl değişmedikten sonra ne yaparsan yap boş
42	Proverb	gluttony kills more than the sword	oburluk/obezlik silahtan/kılıçtan daha ölümcüldür
43	Proverb	gluttony kills more than the sword	oburluk/obezlik silahtan/kılıçtan daha tehlikelidir
44	Proverb	the more one knows, the less one believes	öğrendikçe kuşku artar
45	Proverb	the more one knows, the less one believes	ne kadar çok bilirsen o kadar çok kuşku duyarsın
46	Proverb	the more one knows, the less one believes	ne kadar çok bilirsen o kadar zor inanırsın/emin olursun
Colloquial
47	Colloquial	the more fool one [brit] n.	salaklığın daniskası
48	Colloquial	all the more reason for doing something expr.	bir şeyi yapmak için (daha) iyi bir sebep
49	Colloquial	all the more reason to do something expr.	bir şeyi yapmak için (daha) iyi bir sebep
50	Colloquial	all the more reason to (do something) expr.	bundan daha iyi bir neden mi olur
51	Colloquial	all the more reason for (doing something) expr.	bundan daha iyi bir neden mi olur
52	Colloquial	all the more reason to (do something) expr.	daha iyi ya
53	Colloquial	all the more reason for (doing something) expr.	daha iyi ya
54	Colloquial	all the more amazing expr.	işin daha da şaşırtıcı yanı
55	Colloquial	all the more amazing expr.	işin ilginç yanı
56	Colloquial	all the more amazing expr.	işin daha da ilginci
57	Colloquial	more the merrier expr.	(bir şeyden) ne kadar fazla olursa o kadar iyi (olur)!
58	Colloquial	one more for the road expr.	son kadeh
59	Colloquial	one more for the road expr.	son bir kadeh
60	Colloquial	one more for the road expr.	mekandan çıkmadan önce içilen son içki
61	Colloquial	one more for the road expr.	yolluk
62	Colloquial	all the more reason for expr.	için daha iyi bir sebep
63	Colloquial	all the more reason for expr.	için daha iyi bir neden
64	Colloquial	all the more reason for expr.	daha iyi ya
65	Colloquial	all the more reason for expr.	için daha iyi bir sebep
66	Colloquial	all the more reason for expr.	için daha iyi bir neden
67	Colloquial	all the more reason for expr.	daha iyi ya
Idioms
68	Idioms	more (to something) than meets the eye n.	gözün gördüğünden fazlası
69	Idioms	more to something than meets the eye n.	gözün gördüğünden fazlası
70	Idioms	be more catholic than the pope v.	gereğinden fazla dindar olmak
71	Idioms	be more catholic than the pope v.	kraldan çok kralcı olmak
72	Idioms	be more catholic than the pope (himself) v.	imamdan daha dini bütün olmak
73	Idioms	be more catholic than the pope (himself) v.	kraldan çok kralcı olmak
74	Idioms	be more catholic than the pope (himself) v.	çok muhafazakar/tutucu olmak
75	Idioms	be more catholic than the pope (himself) v.	aşırıya kaçmak
76	Idioms	be more catholic than the pope (himself) v.	aşırı muhafazakar/tutucu olmak
77	Idioms	be more catholic than the pope (himself) v.	(birilerine) taş çıkarmak
78	Idioms	be more than the sum of its parts v.	parçalarının toplamından büyük olmak
79	Idioms	be more than the sum of its parts v.	bütün parçalarının toplamından büyük olmak
80	Idioms	be more royalist than the king v.	kraldan çok kralcı olmak
81	Idioms	be more catholic than the pope (himself) v.	aşırı dindar olmak
82	Idioms	be more catholic than the pope (himself) v.	katolikliğin kurallarına gerekenden daha fazla bağlı olmak
83	Idioms	be more catholic than the pope (himself) v.	papa'dan bile daha katolik olmak
84	Idioms	be more catholic than the pope (himself) v.	dini bütünden daha dindar olmak
85	Idioms	be more catholic than the pope (himself) v.	kraldan çok kralcı olmak
86	Idioms	be more catholic than the pope (himself) v.	kuralları normalinden daha abartılı uygulamak
87	Idioms	be more catholic than the pope (himself) v.	abartmak
88	Idioms	be more catholic than the pope (himself) v.	tereciden daha iyi tere satmak
89	Idioms	be greater/more than the sum of its parts v.	hep birlikte daha güçlü olmak
90	Idioms	be greater/more than the sum of its parts v.	birlikte güçlü olmak
91	Idioms	be greater/more than the sum of its parts v.	bir arada güçlü olmak
92	Idioms	be greater/more than the sum of its parts v.	tek vücut halinde daha güçlü olmak
93	Idioms	be more than meets the eye v.	göründüğünden daha fazlası olmak
94	Idioms	be more than meets the eye v.	görünenden fazlası olmak
95	Idioms	be more than meets the eye v.	gözün gördüğünden fazlası olmak
96	Idioms	be more to (someone or something) than meets the eye v.	göründüğünden daha fazlası olmak
97	Idioms	be more to (someone or something) than meets the eye v.	görünenden fazlası olmak
98	Idioms	be more to (someone or something) than meets the eye v.	gözün gördüğünden fazlası olmak
99	Idioms	be more/bigger/greater than the sum of its parts v.	parçalarının toplamından büyük/fazla olmak
100	Idioms	be more/bigger/greater than the sum of its parts v.	birlikte daha güçlü olmak
101	Idioms	be more/bigger/greater than the sum of its parts v.	bir arada güçlü olmak
102	Idioms	be more/bigger/greater than the sum of its parts v.	tek vücut halinde güçlü olmak
103	Idioms	all the more reason expr.	(bir şeyi yapmak için) (alın size) bir sebep
104	Idioms	there are plenty more fish in the sea expr.	denizde daha çok balık var
105	Idioms	there are plenty more fish in the sea expr.	elini sallasan ellisi
106	Idioms	more royalist than the king expr.	kraldan çok kralcı
107	Idioms	more royalist than the king expr.	kraldan daha kralcı
108	Idioms	there are plenty more fish in the sea expr.	sana göre eş mi yok
109	Idioms	the more the merrier expr.	(bir şeyden) ne kadar fazla olursa o kadar iyi (olur)!
110	Idioms	no more than ninepence in the shilling [obsolete] [uk] expr.	bir tahtası eksik
111	Idioms	no more than ninepence in the shilling [obsolete] [uk] expr.	deli
112	Idioms	no more than ninepence in the shilling [obsolete] [uk] expr.	aklı kıt
113	Idioms	no more than ninepence in the shilling [obsolete] [uk] expr.	yarım akıllı
114	Idioms	no more than ninepence in the shilling [obsolete] [uk] expr.	akılsız
115	Idioms	no more than ninepence in the shilling [obsolete] [uk] expr.	zekasız
116	Idioms	(no more than) the man in the moon expr.	hayalden başka bir şey değil
117	Idioms	(no more than) the man in the moon expr.	hayalden ötesi değil
118	Idioms	(no more than) the man in the moon expr.	yalnızca bir hayal
119	Idioms	(no more than) the man in the moon expr.	yalnızca bir hayal ürünü
120	Idioms	(no more than) the man in the moon expr.	hayalden ibaret
121	Idioms	more/bigger/greater than the sum of its parts expr.	parçalarının toplamı olmaktan daha fazlası
122	Idioms	more (to it) than meets the eye expr.	gözün gördüğünden fazlası
123	Idioms	more (to it) than meets the eye expr.	buzdağının görünen kısmı
124	Idioms	more bang for the buck expr.	parasının karşılığından fazlası
125	Idioms	more bang for the buck expr.	verdiği/verilen paranın karşılığından fazlası
126	Idioms	more to the point expr.	daha önemlisi
127	Idioms	more to the point expr.	daha da önemlisi
128	Idioms	more to the point expr.	daha da kritik olan
129	Idioms	there are plenty/lots more fish in the sea expr.	denizde daha çok balık var
130	Idioms	there are plenty/lots more fish in the sea expr.	elini sallasa ellisi
131	Idioms	there are plenty/lots more fish in the sea expr.	(birine) göre iş, eş mi yok
132	Idioms	there is more to (someone or something) than meets the eye expr.	görünenden daha fazla yeteneği/becerisi/özelliği var
133	Idioms	there is more to (someone or something) than meets the eye expr.	bu (birinin/bir şeyin) sadece gözle görünen kısmı
134	Idioms	there is more to (someone or something) than meets the eye expr.	gözle görülenden/göz önünde olandan daha fazlası var
135	Idioms	there's more than meets the eye expr.	görünenden daha fazla yeteneği/becerisi/özelliği var
136	Idioms	there's more than meets the eye expr.	bu sadece gözle görünen kısmı
137	Idioms	there's more than meets the eye expr.	gözle görülenden/göz önünde olandan daha fazlası var
Speaking
138	Speaking	the more fool you n.	aptallığın/salaklığın daniskası
139	Speaking	the more fool you! n.	aptallığın/salaklığın daniskası
140	Speaking	it's all the more reason expr.	ayrıca bir nedendir
141	Speaking	what is more to the point expr.	daha önemlisi
142	Speaking	there is more to somebody than meets the eye expr.	görünenden daha fazla yeteneği/becerisi var
143	Speaking	the more they bet the more we win expr.	ne kadar çok bahis oynarlarsa o kadar çok kazanırız
144	Speaking	the more you study the more you learn expr.	ne kadar çok çalışırsan o kadar çok şey öğrenirsin
145	Speaking	love her/him more than anything else in the world expr.	onu dünyadaki her şeyden daha çok sevmek
146	Speaking	the more you study the more you learn expr.	ne kadar çok çalışırsanız o kadar çok şey öğrenirsiniz
147	Speaking	patients with stress visit the doctor five times more often than other patients expr.	stresle ilgili hastalığı olan kişiler beş kat daha fazla doktora gidiyor
148	Speaking	patients with stress visit the doctor five times more often than other patients expr.	stresle ilgili hastalığı olan kişiler 5 kat daha fazla doktora gidiyor
Trade/Economic
149	Trade/Economic	owners or shareholders who hold more than 0% of the capital n.	işletme sahibinin veya sermayesinin %0 ve daha fazlasına sahip ortaklar
150	Trade/Economic	represents more than the greater of expr.	aşağıdaki tutarlardan daha yüksek olanını aşan
Technical
151	Technical	scrap consisting of two or more wrought alloys of the same series n.	aynı seriden iki veya daha fazla cinsten biçimlendirilebilen alaşımlı hurda