(birini/bir şeyi) - Türkisch Englisch Wörterbuch

(birini/bir şeyi)

Bedeutungen von dem Begriff "(birini/bir şeyi)" im Englisch Türkisch Wörterbuch : 2 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
Phrasals
(birini/bir şeyi) war against (someone or something) v.
(birini/bir şeyi) war on (someone or something) v.

Bedeutungen, die der Begriff "(birini/bir şeyi)" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 500 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
General
kontrolden geçirmek (birini/bir şeyi) check v.
When was the last time you checked?
En son ne zaman kontrolden geçtin?

More Sentences
kaçırmak (birini/bir şeyi bir ülkeye veya yurtdışına) smuggle v.
Traffickers demand astronomical amounts to smuggle their customers to the West.
İnsan tacirleri müşterilerini Batı'ya kaçırmak için astronomik meblağlar talep etmektedir.

More Sentences
Phrasals
(birini/bir şeyi bir şeyden) çıkarmak eliminate (someone or something) from (something) v.
What are the habits we need to eliminate from our lives?
Hayatımızdan çıkarmamız gereken alışkanlıklar nelerdir?

More Sentences
(birini/bir şeyi bir şeyden) serbest bırakmak release (someone or something) from (something) v.
We must do all we can to release from detention this brave and honourable woman.
Bu cesur ve onurlu kadının gözaltından serbest bırakılması için elimizden geleni yapmalıyız.

More Sentences
(birini/bir şeyi bir şeyden) taburcu etmek discharge (someone or something) from (something) v.
A few days later, he is discharged from the hospital and returns to school.
Birkaç gün sonra hastaneden taburcu edilir ve okula döner.

More Sentences
(birini/bir şeyi belli bir forma, şekle) sokmak get into (someone or something) v.
He needs to get into shape.
Vücudunu forma sokması gerekiyor.

More Sentences
(birini/bir şeyi) merak etmek interest in (someone or something) v.
Interested in what, and why, I wonder?
Neyle ve neden ilgilendiğinizi merak ediyorum?

More Sentences
(birini/bir şeyi bir şey) olarak tasvir etmek portray (someone or something) as (something) v.
Furthermore, the report compares an undemocratic Belarus with a Russia that is portrayed as democratic.
Ayrıca rapor, demokratik olmayan bir Belarus ile demokratik olarak tasvir edilen bir Rusya'yı karşılaştırmaktadır.

More Sentences
General
birini/bir şeyi olmayacak bir yerden kurtarması beklenen hayali vinç kancası skyhook n.
(birini/bir şeyi) kötü olduğu gerekçesiyle eleştirme denunciation n.
birini bir şeyi yapmaya ikna etmek talk someone into something v.
(aranan birini/bir şeyi) görmek sight v.
götürmek (birini/bir şeyi başka bir yere) take away v.
takip etmek (hareket eden birini/bir şeyi) track v.
kaldırmak (daha aşağı bir yerde duran birini/bir şeyi) pick up v.
daha önemli saymak (birini/bir şeyi başkasından) subordinate to v.
birini bir şeyi yapmaktan muaf tutmak excuse from v.
kürekleyerek çıkarmak (gömülmüş birini/bir şeyi) dig out v.
birini bir şeyi yapamayacak duruma getirmek render v.
devirmek (birini/bir şeyi) knock over v.
(birini/bir şeyi) yerine döndürmek get back v.
birini/bir şeyi gemiye almak/yüklemek take someone or something aboard v.
birini/bir şeyi dert ederek kendini üzmek trouble oneself about someone or something v.
(birini, bir şeyi) sohbete konu etmek reap [dialect] v.
(birini/bir şeyi) sevmeye başlamak become a fan of (someone or something) v.
(birini/bir şeyi) takdir etmeye başlamak become a fan of (someone or something) v.
(birini/bir şeyi) tutmaya/desteklemeye başlamak become a fan of (someone or something) v.
(birini, bir şeyi) bir tarafa savurur gibi hareket ettirmek plunk v.
Phrasals
birini bir şeyi yapması için kışkırtmak instigate someone to do something v.
birini bir şeyi ile dürtmek jab someone with something v.
birini bir şeyi ile dürtmek jab something at someone v.
birini bir şeyi ile dürtmek poke someone with something v.
(hile/kandırarak) birini bir şeyi yapmaktan caydırmak maneuver someone out of something v.
birini/bir şeyi bulmak scrounge someone or something up v.
birini bir şeyi baştan sona incelemek/muayene etmek work someone or something over v.
birini bir şeyi yapmakla suçlamak accuse somebody of doing something v.
(birini/bir şeyi) harekete geçiren/teşvik eden etken/güç olmak serve as the driving force (behind someone or something) v.
(birini/bir şeyi sıralamada başka birinden/bir şeyden) arkasında/gerisinde bitireceğini tahmin etmek place someone or something behind someone or something v.
(birini/bir şeyi) harekete geçiren/teşvik eden etken/güç olmak serve as the driving force v.
(birini/bir şeyi sıralamada başka birinden/bir şeyden) daha alt sıraya koymak/yerleştirmek place someone or something behind someone or something v.
(birini/bir şeyi) zihninde büyütmek brood on someone or something v.
(birini/bir şeyi) merak etmek brood on someone or something v.
(birini/bir şeyi) kurup durmak brood about someone or something v.
(birini/bir şeyi) zihninde büyütmek brood about someone or something v.
(birini/bir şeyi) kurup durmak brood about (someone or something) v.
(birini/bir şeyi) kurup durmak brood over someone or something v.
(birini/bir şeyi) merak etmek brood about someone or something v.
(birini/bir şeyi) zihninde büyütmek brood about (someone or something) v.
(birini/bir şeyi) kurup durmak brood on someone or something v.
(birini/bir şeyi) merak etmek brood over someone or something v.
(birini/bir şeyi) merak etmek brood about (someone or something) v.
(birini/bir şeyi) zihninde büyütmek brood over someone or something v.
(birini/bir şeyi/bir hayvanı) bir yerinden tutarak/çekerek yönlendirmek lead by v.
(birini/bir şeyi) ölçüsünde geçmek/aşmak exceed someone or something by something v.
(birini/bir şeyi/bir hayvanı) bir yerinden tutarak/çekerek idare etmek lead by v.
(birini/bir şeyi) ölçüsünde geçmek/aşmak exceed (someone or something) by (something) v.
(birini/bir şeyi) hızla sollamak/geçmek speed by v.
(bir şeyi/birini bir yere) koymak put down v.
(bir şeyi/birini bir yere) koymak set down v.
(bir şeyi/birini bir yere) koymak set down v.
birini/bir şeyi çekmek draw someone or something toward someone or something v.
birini/bir şeyi yaklaştırmak draw someone or something to someone or something v.
birini/bir şeyi yanaştırmak draw someone or something toward someone or something v.
birini/bir şeyi yaklaştırmak draw someone or something toward someone or something v.
birini/bir şeyi çekmek draw someone or something to someone or something v.
birini/bir şeyi yanaştırmak draw someone or something to someone or something v.
(birini/bir şeyi bir şeyle) örtmek/kaplamak/sarmak drape (someone or something) with (something) v.
birini/bir şeyi sudan kepçeyle çıkartmak dredge someone or something v.
birini/bir şeyi suyun dibinden çıkarmak dredge someone or something v.
(birini bir şeyi/kaynağı) kullanmak zorunda bırakmak drive (one) back on (something) v.
(birini bir şeyi/kaynağı) kullanmaya itmek drive (one) back on (something) v.
birini/bir şeyi tamamen ıslatmak/sırılsıklam etmek drench someone or something in something v.
birini/bir şeyi giydirmek dress (up) as (someone or something) v.
birini/bir şeyi bir sıvıya batırmak/daldırmak drench someone or something with something v.
birini/ bir şeyi çok beğenip istemek drool (all) over someone/something v.
birini/bir şeyi tamamen ıslatmak/sırılsıklam etmek drench someone or something with something v.
birini/bir şeyi çok beğenip istemek drool (all) over someone or something v.
birini/bir şeyi bir sıvıya batırmak/daldırmak drench someone or something in something v.
birini/bir şeyi başka bir kılığa sokmak dress (up) as (someone or something) v.
birini/bir şeyi başka birinin/bir şeyin kılığına sokmak dress (up) as (someone or something) v.
birini/bir şeyi çok beğenip istemek drool over someone/something v.
(birini/bir şeyi) bir yerden atmak drop (someone or something) out of v.
(birini/bir şeyi) dışarı atmak drop (someone or something) out of v.
birini/bir şeyi dışarı atmak drop out of (something) v.
birini/bir şeyi başka birinin/bir şeyin üstüne düşürmek drop someone or something on someone or something v.
birini/bir şeyi yüksek bir yerden bırakmak/aşağı atmak drop someone or something from something v.
birini/bir şeyi bir yerden atmak drop out of (something) v.
(birini/bir şeyi) terk etmek dump on (someone or something) v.
(birini/bir şeyi, başka biri/bir şey) olarak düşünmek treat (someone or something) as (someone or something else) v.
birini/bir şeyi olduğundan faklı hayal etmek envisage (someone or something) as (something) v.
birini/bir şeyi başka biri veya bir şey olarak hayal etmek envisage someone or something as someone or something v.
(birini/bir şeyi, başka biri/bir şey) olarak görmek treat (someone or something) as (someone or something else) v.
(birini/bir şeyi başka biri/bir şey) olarak ele almak treat (someone or something) as (someone or something else) v.
(birini/bir şeyi, başka biri/bir şey) saymak treat (someone or something) as (someone or something else) v.
birini/bir şeyi olduğundan faklı görmek envisage (someone or something) as (something) v.
birini/bir şeyi bir şeyden elemek eliminate someone or something from something v.
birini/bir şeyi bir şeyden çıkarmak eliminate someone or something from something v.
birini/bir şeyi, başka bir şey saymak treat someone or something as something v.
birini/bir şeyi bir şeyden saf dışı bırakmak eliminate someone or something from something v.
birini/bir şeyi daha iyi bir pozisyona terfi ettirmek elevate someone or something to something v.
(birini/bir şeyi bir şeyden) saf dışı bırakmak eliminate (someone or something) from (something) v.
birini/bir şeyi bir şeyden uzaklaştırmak eliminate someone or something from something v.
birini/bir şeyi, başka bir şey gibi değerlendirmek/düşünmek treat someone or something as something v.
birini/bir şeyi gözünde başka biri veya bir şey olarak canlandırmak envisage someone or something as someone or something v.
(birini/bir şeyi bir özelliğinden dolayı) çok değerli/kıymetli saymak trim (something) from (something else) v.
birini/bir şeyi olduğundan faklı düşünmek envisage (someone or something) as (something) v.
(birini/bir şeyi, başka biri/bir şey) gibi/olarak kabul etmek treat (someone or something) as (someone or something else) v.
(birini/bir şeyi başka bir şeyin) yerine koymak sub for (someone or something) v.
birini/bir şeyi gözünde olduğundan farklı canlandırmak envisage (someone or something) as (something) v.
(birini/bir şeyi bir şeyden) elemek eliminate (someone or something) from (something) v.
(birini/bir şeyi bir şeyden) ekarte etmek eliminate (someone or something) from (something) v.
(birini/bir şeyi başka bir şeyin) yerine görevlendirmek sub for (someone or something) v.
(birini/bir şeyi, başka biri/bir şey) gibi düşünmek treat (someone or something) as (someone or something else) v.
(birini/bir şeyi başka bir şeyle) değiştirmek sub for (someone or something) v.
birini/bir şeyi bir özelliğinden dolayı beğenmek value someone or something for something v.
birini/bir şeyi başka biri veya bir şey olarak düşünmek envisage someone or something as someone or something v.
(birini/bir şeyi, başka bir şey/biri) gibi değerlendirmek/düşünmek treat (someone or something) as (someone or something else) v.
(birini/bir şeyi başka bir şeyin) yerine kullanmak sub for (someone or something) v.
birini/bir şeyi başka bir şey olarak ele almak treat someone or something as something v.
birini/bir şeyi bir şeyden ekarte etmek eliminate someone or something from something v.
(birini/bir şeyi bir şeyden) uzaklaştırmak eliminate (someone or something) from (something) v.
birini/bir şeyi bir şeyin içine koymak enclose someone or something (with)in something v.
birini/bir şeyi çevrelemek enclose someone or something (with)in something v.
birini/bir şeyi kaplamak encase someone or something in something v.
birini/bir şeyi bir yere hapsetmek enclose someone or something (with)in something v.
birini/bir şeyi bir yerin içine koymak enclose someone or something (with)in something v.
birini/bir şeyi bir yere kapatmak enclose someone or something (with)in something v.
birini/bir şeyi sarmak encase someone or something in something v.
(birini bir şeyi kullanarak/bir yöntemle bir şeye) mecbur etmek entrap (someone) into (something) with (something) v.
(birini bir şeyi kullanarak/bir yöntemle) tuzağa düşürmek/tuzağa çekmek entrap (someone) into (something) with (something) v.
birini/bir şeyi birine emanet etmek entrust someone with someone or something v.
(birini bir şeyi kullanarak/bir yöntemle) kandırarak (bir şeyin) içine çekmek entrap (someone) into (something) with (something) v.
birini/bir şeyi bir şeye sarmak envelop someone or something in someone or something v.
(birini bir şeyi kullanarak/bir yöntemle) kandırarak (bir şeyin) içine çekmek entrap (someone) in (something) with (something) v.
birini/bir şeyi çıkışa kadar geçirmek escort someone or something from something v.
(birini bir şeyi kullanarak/bir yöntemle bir şeye) zorlamak entrap (someone) in (something) with (something) v.
birini/bir şeyi bir şeye sarmalamak envelop someone or something in someone or something v.
birini/bir şeyi bir şeyin içinde bırakmak envelop someone or something in someone or something v.
(birini bir şeyi kullanarak/bir yöntemle bir şeye) mecbur etmek entrap (someone) in (something) with (something) v.
birini/bir şeyi birinin gözetimine bırakmak entrust someone with someone or something v.
birini/bir şeyi bir yerden çıkartmak escort someone or something from something v.
(birini bir şeyi kullanarak/bir yöntemle) tuzağa düşürmek/tuzağa çekmek entrap (someone) in (something) with (something) v.
(kendini/birini/bir şeyi) bir şeyle örtmek/kaplamak envelop (oneself, someone, or something) in (something) v.
birini/bir şeyi bir şeyle kaplamak envelop someone or something in someone or something v.
birini/bir şeyi bir yerden atmak escort someone or something from something v.
(kendini/birini/bir şeyi) bir şeye sarmak/sarmalamak envelop (oneself, someone, or something) in (something) v.
birini/bir şeyi bir şeyle örtmek envelop someone or something in someone or something v.
(birini bir şeyi kullanarak/bir yöntemle bir şeye) zorlamak entrap (someone) into (something) with (something) v.
birini/bir şeyi kapıya kadar geçirmek escort someone or something from something v.
birini/bir şeyi bir şeyle çevrelemek envelop someone or something in someone or something v.
birini/bir şeyi bir konuda gölgede bırakmak exceed someone or something in something v.
birini/bir şeyi bir konuda geçmek exceed someone or something in something v.
birini/bir şeyi belli bir oranda gölgede bırakmak exceed someone or something by something v.
(birini/bir şeyi/kendini birinden veya bir şeyden) ayırmak extricate (someone, something, or oneself) from (someone or something) v.
birini/bir şeyi bir şey olarak göklere çıkarmak extol someone or something as something v.
birini/bir şeyi bir şey olarak yere göğe sığdıramamak extol someone or something as something v.
(birini/bir şeyi/kendini) zor durumdan kurtarmak extricate (someone, something, or oneself) from (someone or something) v.
birini/bir şeyi bir şey olarak övmek extol someone or something as something v.
birini/bir şeyi bir şey olarak methetmek extol someone or something as something v.
birini/bir şeyi bir şeye beklemek expect someone or something for something v.
(birini/bir şeyi/kendini) sıkıştığı yerden çıkarmak/kurtarmak extricate (someone, something, or oneself) from (someone or something) v.
(birini/bir şeyi/kendini birinden veya bir şeyden) kurtarmak extricate (someone, something, or oneself) from (someone or something) v.
birini/bir şeyi bir şey olarak yüceltmek extol someone or something as something v.
birini/bir şeyi bir şey için beklemek expect someone or something for something v.
(birini/bir şeyi/kendini) zor durumdan çıkarmak extricate (someone, something, or oneself) from (someone or something) v.
birini/bir şeyi öne (arkaya, sağa, sola) çevirmek face someone or something forward v.
birini/bir şeyi düz (ters, yan) çevirmek face someone or something forward v.
(birini/bir şeyi) bir şeye bakacak şekilde döndürmek face (someone or something) into something v.
birini/bir şeyi (bir şeye) bakacak şekilde döndürmek face into (something) v.
(birini/bir şeyi) acı çekecek kadar çok istemek weep for (someone or something) v.
(birini/bir şeyi) acı çekecek kadar çok arzulamak weep for (someone or something) v.
(birini/bir şeyi) kendi yararına kullanmak feed off (of) (someone or something) v.
(birini/bir şeyi) sömürmek feed off (of) (someone or something) v.
(birini/bir şeyi) yiyerek/tüketerek beslenmek feed upon (someone or something) v.
birini/bir şeyi yiyerek beslenmek feed on someone or something v.
(birini/bir şeyi) yiyerek/tüketerek beslenmek feed on (someone or something) v.
(birini/bir şeyi) yiyerek beslenmek feed off (of) (someone or something) v.
birini/bir şeyi yiyerek beslenmek feed upon someone or something v.
(birini/bir şeyi bir şeye) karşı çitle çevirmek fence (someone or something) off from (something) v.
(birini/bir şeyi) uzak tutmak için (bir şeyi) çitle çevirmek fence (someone or something) off from (something) v.
ölmek üzere olan birini/bir şeyi öldürmek finish off v.
birini/bir şeyi bir yerden uzaklaştırmak force back v.
birini/bir şeyi bir gruptan, komiteden ayrılmaya zorlamak force someone or something off (of) something v.
(birini/bir şeyi başka birinin) üstüne yıkmak and force someone or something off v.
birini/bir şeyi bir şekle sokmak form someone or something into something v.
(birini/bir şeyi başka birinin) sırtına yüklemek and force someone or something off v.
(birini/bir şeyi başka birinin) üstüne atmak force someone or something off (of) something v.
(birini/bir şeyi) bir şey yapmak zorunda bırakmak force on (someone or something) v.
birini/bir şeyi bir yerden zorla kaldırmak force someone or something off (of) something v.
birini/bir şeyi bir gruptan, komiteden ayrılmaya razı etmek and force someone or something off v.
birini/bir şeyi bir yerden kalkmaya/çıkmaya ikna etmek force someone or something off (of) something v.
(birini/bir şeyi) bir yere tıkmak force (someone or something) in v.
(birini/bir şeyi başka birinin) sırtına yüklemek force someone or something off (of) something v.
(birini/bir şeyi) bir yerden zorla ayırmak force (someone or something) off (of) (something) v.
(birini/bir şeyi) bir gruptan ayrılmaya razı etmek force off v.
birini/bir şeyi bir yerden geri çekmek force back v.
birini/bir şeyi bir yerden, komiteden el çekmeye zorlamak and force someone or something off v.
(birini/bir şeyi) zorla bir yere sokmak force (someone or something) in v.
birini/bir şeyi bir yerden zorla ayırmak force someone or something off (of) something v.
birini/bir şeyi bir şekilde dizmek form someone or something into something v.
(birini/bir şeyi) bir gruptan vazgeçmeye zorlamak force (someone or something) off (of) (something) v.
(birini/bir şeyi) bir yere sokuşturmak force (someone or something) in v.
birini/bir şeyi bir gruptan, komiteden ayrılmaya zorlamak and force someone or something off v.
(birini/bir şeyi) uzaklaştırmak push (someone or something) off v.
(birini/bir şeyi) gerekli parça, ekipman, kıyafet, alet ile donatmak/teçhiz etmek fit (someone or something) up with (something) v.
(birini/bir şeyi) bir yerden kalkmaya/çıkmaya ikna etmek force (someone or something) off (of) (something) v.
(birini/bir şeyi) bir yerden el çekmeye zorlamak force off v.
birini/bir şeyi bir gruptan, komiteden vazgeçmeye zorlamak force someone or something off (of) something v.
(birini/bir şeyi) bir yere dürtmek force (someone or something) in v.
(birini/bir şeyi başka birine) emanet etmek and force someone or something off v.
(birini/bir şeyi) bir yerden zorla çıkarmak force (someone or something) off (of) (something) v.
(birini/bir şeyi başka birinin) üstüne yıkmak force someone or something off (of) something v.
(birini/bir şeyi) bir gruptan ayrılmaya zorlamak force off v.
(birini/bir şeyi) bir şekil halinde düzenlemek form into (something) v.
birini/bir şeyi bir yerden, komiteden el çekmeye zorlamak force someone or something off (of) something v.
(birini/bir şeyi) devam etmeye zorlamak force on (someone or something) v.
birini/bir şeyi bir yerden zorla ayırmak and force someone or something off v.
(birini/bir şeyi başka birine) emanet etmek force someone or something off (of) something v.
(birini/bir şeyi) zorlamak force on (someone or something) v.
(birini/bir şeyi) bir gruptan vazgeçmeye zorlamak force off v.
(birini/bir şeyi başka birinin) sorumluluğuna vermek force someone or something off (of) something v.
birini/bir şeyi bir yerden zorla kaldırmak and force someone or something off v.
birini/bir şeyi bir şekilde düzenlemek form someone or something into something v.
(birini/bir şeyi) üstelemek force on (someone or something) v.
(birini/bir şeyi) bir yerden zorla ayırmak force off v.
(birini/bir şeyi) bir şekil haline getirmek form into (something) v.
(birini/bir şeyi) bir yerden zorla kaldırmak force off v.
birini/bir şeyi geri çekmek force back v.
birini/bir şeyi geri döndürmek force back v.
birini/bir şeyi bir yerden zorla çıkarmak and force someone or something off v.
(birini/bir şeyi) bir yerden kalkmaya/çıkmaya ikna etmek force off v.
birini/bir şeyi bir yerden zorla çıkarmak force someone or something off (of) something v.
(birini/bir şeyi başka birinin) sorumluluğuna vermek and force someone or something off v.
birini/bir şeyi bir gruptan, komiteden vazgeçmeye zorlamak and force someone or something off v.
birini/bir şeyi bir yerden uzak tutmak force back v.
(birini/bir şeyi) bir yerden zorla çıkarmak force off v.
birini/bir şeyi bir gruptan, komiteden ayrılmaya razı etmek force someone or something off (of) something v.
(birini/bir şeyi) bir yerden el çekmeye zorlamak force (someone or something) off (of) (something) v.
(birini/bir şeyi) bir yere girmeye zorlamak force (someone or something) in v.
(birini/bir şeyi) bir şekle sokmak form into (something) v.
(birini/bir şeyi) bir yerden zorla kaldırmak force (someone or something) off (of) (something) v.
birini/bir şeyi bir yerden zorla koparmak and force someone or something off v.
(birini/bir şeyi) ezerek sokmak force (someone or something) in v.
(birini/bir şeyi) bir gruptan ayrılmaya zorlamak force (someone or something) off (of) (something) v.
(birini/bir şeyi) bir gruptan ayrılmaya razı etmek force (someone or something) off (of) (something) v.
(birini/bir şeyi başka birinin) üstüne atmak and force someone or something off v.
birini/bir şeyi bir yerden kalkmaya/çıkmaya ikna etmek and force someone or something off v.
(birini/bir şeyi) itmek push (someone or something) off v.
(birini/bir şeyi) bir yerden zorla koparmak force (someone or something) off (of) (something) v.
birini/bir şeyi bir yerden zorla koparmak force someone or something off (of) something v.
birini/bir şeyi bir yere geri döndürmek force back v.
(birini/bir şeyi) bir yerden zorla koparmak force off v.
(bir şeyi/birini bir şeyle) güçlendirmek/kuvvetlendirmek fortify (someone or something) with (something) v.
(bir şeyi/birini bir şeyle) desteklemek fortify (someone or something) with (something) v.
(bir şeyi/birini bir şeyle) takviye etmek fortify (someone or something) with (something) v.
birini/bir şeyi özgürleştirmek free up v.
birini/bir şeyi özgür bırakmak free up v.
birini/bir şeyi boşa çıkarmak free up v.
birini/bir şeyi belli bir zorunluluktan kurtarmak free up v.
birini/bir şeyi müsait hale getirmek free up v.
bir şeyi/birini bir şeyden özgür bırakmak release someone or something from something v.
(birini/bir şeyi, bir şeyden/birinden) uzaklaştırmak pull away from (someone or something) v.
(birini/bir şeyi) geri göndermek repulse from (someone or something) v.
(birini/bir şeyi) belli bir dönemden itibaren büyütmek raise (someone or an animal) from something v.
(birini bir şeyi birinden/bir şeyden) tamamen izole etmek seal (someone or something) off from (someone or something) v.
(birini/bir şeyi) alıp yetiştirmek/büyütmek raise (someone or something) from (some state) v.
birini/bir şeyi bir şeyden serbest bırakmak release someone or something from something v.
(birini/bir şeyi birinden/bir şeyden) tamamen tecrit etmek seal (someone or something) off from (someone or something) v.
(bir şeyi/birini bir şeyden) özgür bırakmak release (someone or something) from (something) v.
(birini/bir şeyi birinden/bir şeyden) tamamen yalıtmak seal (someone or something) off from (someone or something) v.
(birini/bir şeyi, bir şeyden/birinden) geri çekmek pull away from (someone or something) v.
(birini/bir şeyi) birinin sorumluluğundan/korumasından almak remove from (someone or something) v.
bir şeyi/birini bir durumdan iyileştirmek resurrect someone or something from something v.
(birini/bir şeyi) belli bir dönemden itibaren yetiştirmek raise (someone or an animal) from something v.
(birini/bir şeyi bir şeyden/yerden) men etmek seal (someone or something) off from (someone or something) v.
(birini/bir şeyi) geri püskürtmek repulse from (someone or something) v.
(birini/bir şeyi bir şeye/yere) sokmamak seal (someone or something) off from (someone or something) v.
birini/bir şeyi benzer şeyler arasından ayırt etmek pick from v.
birini/bir şeyi bir durumdan eski haline getirmek resurrect someone or something from something v.
(birini/bir şeyi) belli bir yaştan/dönemden itibaren yetiştirmek raise (someone or something) from (some state) v.
(birini/bir şeyi) belli bir yaştan/dönemden itibaren büyütmek raise (someone or something) from (some state) v.
(birini/bir şeyi) bir şeyden veya bir yerden çıkarmak remove from (someone or something) v.
(birini/bir şeyi) iterek uzaklaştırmak thrust away from (someone or something) v.
(birini/bir şeyi) bir mücadeleyle elde etmek wrestle (someone or something) (away) from (someone or something) v.
(birini/bir şeyi) teğet geçmek veer away from (someone or something) v.
(birini/bir şeyi) bir çekişmeyle (birinden/bir şeyden) ayırmak wrestle (someone or something) (away) from (someone or something) v.
(birini/bir şeyi) şiddet uygulayarak (birinin) elinden almak wrestle (someone or something) (away) from (someone or something) v.
(birini/bir şeyi) zor kullanarak (birinin) elinden almak wrestle (someone or something) (away) from (someone or something) v.
(birini/bir şeyi bir şeyle) sallandırmak/sarkıtmak suspend (someone or something) by (something) v.
(birini/bir şeyi) zar zor (birinden/bir şeyden) ayırmak wrestle (someone or something) (away) from (someone or something) v.
(birini/bir şeyi) savaşarak (birinin) elinden almak wrestle (someone or something) (away) from (someone or something) v.
(birini/bir şeyi) soymak tear from (someone or something) v.
(birini/bir şeyi) zor kullanarak (birinden/bir şeyden) almak wrestle (someone or something) (away) from (someone or something) v.
(birini/bir şeyi) ite kaka uzaklaştırmak thrust away from (someone or something) v.
birini, bir şeyi veya bir sayıyı bir gruptan veya daha büyük bir şeyden çıkarmak subtract from (something) v.
(birini/bir şeyi) bir mücadeleyle (birinden/bir şeyden) almak wrestle (someone or something) (away) from (someone or something) v.
(birini/bir şeyi bir şey) için rahatsız etmek devil (someone or something) for (something) v.
birini/bir şeyi birinden/bir şeyden koparmak detach someone or something from someone or something v.
birini/bir şeyi birinden/bir şeyden ayırmak detach someone or something from someone or something v.
birini/bir şeyi bir yerinden ittirmek dig someone or something in something v.
birini/bir şeyi bir yerinden dürtmek dig someone or something in something v.
(birini/bir şeyi birinden/bir şeyden) farklılaştırmak differentiate (someone or something) from (someone or something) v.
(birini/bir şeyi birinden/bir şeyden) ayırt etmek differentiate (someone or something) from (someone or something) v.
(birini/bir şeyi birinden/bir şeyden) ayırmak differentiate (someone or something) from (someone or something) v.
(birini/bir şeyi bir şeyden) serbest bırakmak discharge (someone or something) from (something) v.
(birini/bir şeyi) ekarte etmek dispose of (someone or something) v.
birini/bir şeyi bir şeyden diskalifiye etmek/men etmek disqualify someone or something for something v.
bir şeyi/birini bir şeyden çıkarmak dislodge someone or something from someone or something v.
bir şeyi/birini bir şeyden söküp çıkarmak dislodge someone or something from someone or something v.
(birini/bir şeyi birinden/bir şeyden) ayırt etmek discern (someone or something) from (someone or something) v.
(birini/bir şeyi) aradan kaldırmak dispose of (someone or something) v.
birini/bir şeyi (bir yerden) göndermek dispatch someone from (some place) v.
(birini/bir şeyi) elimine etmek dispose of (someone or something) v.
(birini/bir şeyi bir şeyden) azat etmek discharge (someone or something) from (something) v.
(birini/bir şeyi) bertaraf etmek dispose of (someone or something) v.
(birini/bir şeyi birinden/bir şeyden) ayırmak discern (someone or something) from (someone or something) v.
birini/bir şeyi bir şeyden diskalifiye etmek/men etmek disqualify someone or something from something v.
birini/bir şeyi bir yerden bir yere göndermek dispatch someone from (some place) v.
(birini/bir şeyi) saf dışı etmek dispose of (someone or something) v.
birini/bir şeyi geri almak get someone or something back v.
birini/bir şeyi geri kurtarmak get someone or something back v.
(birini/bir şeyi belli bir durumun) içine sokmak get into (someone or something) v.
birini/bir şeyi konu dışında tutmak get around someone or something v.
(birini/bir şeyi bir şeye) sığdırmak get into (someone or something) v.
birini/bir şeyi geçmek get around someone or something v.
(birini/bir şeyi belli bir duruma) getirmek get into (someone or something) v.
(birini/bir şeyi bir yere/bir şeye) sokmak get into (someone or something) v.
(birini/bir şeyi) içeri almak get into (someone or something) v.
birini/bir şeyi atlatmak get around someone or something v.
(birini/bir şeyi belli bir hale) getirmek get into (someone or something) v.
birini/bir şeyi saf dışı etmek get around someone or something v.
birini/bir şeyi ekarte etmek get around someone or something v.
(birini/bir şeyi) içeri sokmak get into (someone or something) v.
(birini/bir şeyi) el üstünde tutmak handle (someone or something) with gloves v.
(birini/bir şeyi) şımartmak handle (someone or something) with gloves v.
(birini/bir şeyi) nazlı alıştırmak handle (someone or something) with gloves v.
(birini/bir şeyi) göz gibi sakınmak handle (someone or something) with gloves v.
(birini/bir şeyi) pamuklara sararak sakınmak handle (someone or something) with gloves v.
birini/bir şeyi geri getirmek için dışarı çıkmak go out for someone or something v.
birini/bir şeyi alıp getirmek için dışarı çıkmak go out for someone or something v.
birini/bir şeyi ziyaret etmek go to someone or something v.
birini/bir şeyi ziyarete gitmek go to someone or something v.
(birini) bir şeyi silahla takip etmek gun for (someone or something) v.
silahla (birini/bir şeyi) kovalamak gun for (someone or something) v.
(birini/bir şeyi) kovalamak gun for (someone or something) v.
(birini/bir şeyi) aramak gun for (someone or something) v.
(birini/bir şeyi) desteklemek gun for (someone or something) v.
(birini/bir şeyi yaptığı bir şeyden dolayı) azarlamak/kınamak reprove (someone or something) for (doing) (something) v.
(birini/bir şeyi yaptığı bir şeyden dolayı) azarlamak/kınamak reproach (someone or something) for (doing) (something) v.
(birini/bir şeyi yaptığı bir şeyden dolayı) eleştirmek reprove (someone or something) for (doing) (something) v.
(birini/bir şeyi yaptığı bir şeyden dolayı) eleştirmek reproach (someone or something) for (doing) (something) v.
(birini/bir şeyi) korkutup bir yere veya bir şeyin içine sokmak frighten (one) into (something) v.
(birini/bir şeyi bir şey yapmaya) teşvik etmek stimulate (someone or something) into (doing) (something) v.
(birini/bir şeyi bir şey yapmaya) güdülemek stimulate (someone or something) into (doing) (something) v.
(birini/bir şeyi bir şey yapması) için heyecanlandırmak stimulate (someone or something) into (doing) (something) v.
(birini/bir şeyi bir şey yapması) için harekete geçirmek stimulate (someone or something) into (doing) (something) v.
(birini/bir şeyi bir şey yapması) için kışkırtmak stimulate (someone or something) into (doing) (something) v.
(birini/bir şeyi bir şey yapması) için canlandırmak stimulate (someone or something) into (doing) (something) v.
(birini/bir şeyi bir şey yapması) için kızıştırmak stimulate (someone or something) into (doing) (something) v.
birini/bir şeyi bir yere çekmek haul someone or something over to something v.
birini/bir şeyi bir şeye doğru çekmek haul someone or something over to something v.
birini/bir şeyi/bir şeye doğru yaklaştırmak haul someone or something over to something v.
birini/bir şeyi sevmemek için bir nedeni olmak have something against someone or something v.
birini/bir şeyi keşfetmek hit on someone or something v.
birini/bir şeyi keşfetmek hit upon someone or something v.
(birini/bir şeyi bir şeyden) korumak hold (someone or something) out of (something) v.
(birini/bir şeyi bir şeyden) uzak tutmak hold (someone or something) out of (something) v.
(birini/bir şeyi bir şeyin) dışında tutmak hold (someone or something) out of (something) v.
birini/bir şeyi devirmek blow someone or something over v.
birini/bir şeyi bir şeyle lanetlemek curse someone or something with something v.
birini/bir şeyi gömmek bury someone or something in something v.
(birini/bir şeyi) şiddetle desteklemek campaign for (someone or something) v.
birini/bir şeyi alabora etmek blow someone or something over v.
birini/bir şeyi bir yere saklamak bury someone or something in something v.
birini/bir şeyi altüst etmek blow someone or something over v.
(birini/bir şeyi birine/bir şeye) yaklaştırmak draw (someone or something) toward (someone or something) v.
(birini/bir şeyi) hızla çökertmek cut to (someone or something) v.
birini/bir şeyi çiçeklerle süslemek festoon someone or something with something v.
birini/bir şeyi bir şeyle bezemek festoon someone or something with something v.
(kendini/birini/bir şeyi birine veya bir şeye) maruz bırakmak expose (someone, something, or oneself) to (someone or something) v.
(birini/bir şeyi birine/bir şeye) çekmek draw (someone or something) toward (someone or something) v.
birini/bir şeyi bir şeyle süslemek festoon someone or something with something v.
birini/bir şeyi doğramak cut someone or something to something v.
birini/bir şeyi birine veya bir şeye göstermek expose someone or something to someone or something v.
(birini/bir şeyi birine/bir şeye) doğru çekmek draw (someone or something) toward (someone or something) v.
birini/bir şeyi parçalara ayırmak cut someone or something to something v.
(birini/bir şeyi birine/bir şeye) doğru yaklaştırmak draw (someone or something) toward (someone or something) v.
birini/bir şeyi etkilemek impinge upon someone or something v.
birini/bir şeyi engellemek impinge on someone or something v.
birini/bir şeyi bir sıvıya daldırmak immerse someone or something in something v.
birini/bir şeyi bir sıvıya batırmak immerse someone or something in something v.
birini/bir şeyi bir sıvıya sokmak immerse someone or something in something v.
birini/bir şeyi engellemek impinge upon someone or something v.
birini/bir şeyi etkilemek impinge on someone or something v.
birini/bir şeyi bir sıvının içine batırmak immerse someone or something in something v.
(kendini/birini/bir şeyi bir şeye) kaptırmak immerse (oneself, someone, or something) in (something) v.
birini/bir şeyi düşünmeden kovmak kiss someone or something off v.
(birini/bir şeyi biriyle veya bir şeyle) aynı grupta/türde sınıflandırmak lump (someone or something) (in) with (someone or something) v.
(birini/bir şeyi biriyle veya bir şeyle) aynı tutmak lump (someone or something) (in) with (someone or something) v.
birini/bir şeyi bir şeyle hizalamak line someone or something up with something v.
(birini/bir şeyi) yağlamak lube (someone or something) up v.
(birini/bir şeyi biriyle veya bir şeyle) aynı gruba koymak lump (someone or something) (in) with (someone or something) v.
(birini /bir şeyi biriyle veya bir şeyle) aynı kefeye koymak lump (someone or something) (in) with (someone or something) v.
(birini/bir şeyi) bir listedeki (kişiler/şeyler) arasında saymak list (someone or something) as one of (someone or something) v.
(birini/bir şeyi biriyle veya bir şeyle) aynı sınıfta değerlendirmek lump (someone or something) (in) with (someone or something) v.
(birini/bir şeyi) sürtünmeyi engellemek için yağlamak lube (someone or something) up v.
(birini/bir şeyi) bir listedeki (kişiler/şeyler) arasına eklemek list (someone or something) as one of (someone or something) v.
birini/bir şeyi bir şeye göre sıralamak line someone or something up with something v.
birini/bir şeyi (birine/bir şeye) bağlamak link up with (someone or something) v.
(birini/bir şeyi) bir listedeki (kişiler/şeyler) arasına dahil etmek list (someone or something) as one of (someone or something) v.
(birini/bir şeyi) bir listedeki (kişiler/şeyler) arasına katmak list (someone or something) as one of (someone or something) v.
birini/bir şeyi bir şeyle aynı hizaya sokmak line someone or something up with something v.
birini/bir şeyi bir şeye göre hizalamak line someone or something up with something v.
birini/bir şeyi biriyle veya bir şeyle sıraya sokmak line someone or something up with someone or something v.
(birini/bir şeyi biriyle veya bir şeyle) bir tutmak/değerlendirmek lump (someone or something) (in) with (someone or something) v.
birini/bir şeyi listede bir şeyin göstergesi olarak işaretlemek mark someone or something out v.
birini/bir şeyi listeden çıkarmak mark someone or something off v.
birini/bir şeyi işaretlemek mark someone or something off v.
birini/bir şeyi listeden silmek mark someone or something out v.
birini/bir şeyi listede bir şeyin göstergesi olarak işaretlemek mark someone or something off v.
birini/bir şeyi listeden silmek mark someone or something off v.
birini/bir şeyi listeden kaldırmak mark someone or something off v.
birini/bir şeyi listeden çıkarmak mark someone or something out v.
(birini/bir şeyi) sömürmek mooch off (of) (someone or something) v.
birini/bir şeyi listeden kaldırmak mark someone or something out v.
birini/bir şeyi işaretlemek mark someone or something out v.
birini/bir şeyi biri/bir şey olarak isimlendirmek name someone or something for someone or something v.
birini/bir şeyi biri olarak şekillendirmek portray someone or something as someone v.
(birini/bir şeyi bir şey) olarak tanımlamak portray (someone or something) as (something) v.
birini/bir şeyi birinin/bir şeyin altında kapana kıstırmak pin someone or something under someone or something v.
birini/bir şeyi biri olarak yansıtmak portray someone or something as someone v.
(birini/bir şeyi bir şey) olarak yansıtmak portray (someone or something) as (something) v.
(birini/bir şeyi bir şey) olarak sunmak portray (someone or something) as (something) v.
birini/bir şeyi biri olarak resmetmek portray someone or something as someone v.
(birini/bir şeyi birinin/bir şeyin) altında hareketsiz bırakmak pin (someone or something) underneath (someone or something) v.
(birini/bir şeyi bir şey) olarak betimlemek portray (someone or something) as (something) v.
birini/bir şeyi biri olarak tasvir etmek portray someone or something as someone v.
birini/bir şeyi bir şeyin üstüne koymak perch someone or something on something v.
birini/bir şeyi birinin/bir şeyin altında bırakmak pin someone or something under someone or something v.
(birini/bir şeyi/kendini) fırlatmak plunk (someone, something, or oneself) down v.
(birini/bir şeyi bir şey) olarak sergilemek portray (someone or something) as (something) v.
(birini/bir şeyi bir şey) olarak göstermek portray (someone or something) as (something) v.
birini/bir şeyi biri olarak betimlemek portray someone or something as someone v.
(birini/bir şeyi birinin/bir şeyin) altına hapsetmek pin (someone or something) underneath (someone or something) v.
birini/bir şeyi biri olarak sunmak portray someone or something as someone v.
birini/bir şeyi birinin/bir şeyin altına sıkıştırmak pin someone or something under someone or something v.
(birini/bir şeyi/kendini) hantal bir şekilde atmak plunk (someone, something, or oneself) down v.
(birini/bir şeyi bir şey) olarak tarif etmek portray (someone or something) as (something) v.
birini/bir şeyi birinin/bir şeyin altında hareketsiz bırakmak pin someone or something under someone or something v.
(birini/bir şeyi birinin/bir şeyin) altına sıkıştırmak pin (someone or something) underneath (someone or something) v.
(birini/bir şeyi/kendini) güm diye atmak plunk (someone, something, or oneself) down v.
birini/bir şeyi birinin/bir şeyin altına hapsetmek pin someone or something under someone or something v.
birini/bir şeyi bir yere koymak perch someone or something on something v.
(birini/bir şeyi bir şey) olarak resmetmek portray (someone or something) as (something) v.
(birini/bir şeyi birinin/bir şeyin) altında bırakmak pin (someone or something) underneath (someone or something) v.
(birini/bir şeyi birinin/bir şeyin) altında kapana kıstırmak pin (someone or something) underneath (someone or something) v.
birini/bir şeyi biri olarak tanımlamak portray someone or something as someone v.
(birini/bir şeyi) dürtmek prod into (someone or something) v.
(birini/bir şeyi) mecbur etmek prod into (someone or something) v.
(birini/bir şeyi birine veya bir şeye) sıkıştırmak press against (someone or something) v.
birini/bir şeyi ittirmek press against someone or something v.
birini/bir şeyi bir şeye bastırmak push up against v.
(birini/bir şeyi bir şeye veya yere) itmek prod into (someone or something) v.
birini/bir şeyi sıkıştırmak press against someone or something v.
(birini/bir şeyi) zorlamak prod into (someone or something) v.
(birini/bir şeyi) kaldıraçla/manivelayla (bir yerden) kaldırmak pry (someone or something) off of (someone or something) v.
(birini/bir şeyi) itmek prod into (someone or something) v.
birini/bir şeyi bir şeyin altına sokmak pull someone or something under v.
birini/bir şeyi başarısızlığa uğratmak pull someone or something under v.
(birini/bir şeyi bir şeye veya yere) sokmak prod into (someone or something) v.
(birini/bir şeyi) kışkırtmak prod into (someone or something) v.
birini/bir şeyi aşağı çekmek pull someone or something under v.
birini/bir şeyi bir şeye dayamak push up against v.
birini/bir şeyi bir şeyin altına çekmek/sürüklemek pull someone or something under v.
(birini/bir şeyi birine veya bir şeye) bastırmak press against (someone or something) v.
birini/bir şeyi geriletmek pull someone or something under v.
birini/bir şeyi bir şeye yapıştırmak push up against v.
(birini/bir şeyi) teşvik etmek prod into (someone or something) v.
(birini/bir şeyi) mecbur bırakmak prod into (someone or something) v.
(birini/bir şeyi) kaldıraçla/levyeyle (bir yerden) çekmek pry (someone or something) off of (someone or something) v.
birini/bir şeyi bir şeye doğru kaldırmak raise someone or something to something v.
(birini/bir şeyi biri/bir şey) olarak tanımak recognize (someone or something) as (someone or something) v.
birini/bir şeyi bir şey olarak görmek rate someone or something as something v.
(birini/bir şeyi/kendini bir şeyle) daha ilgi çekici bir hale getirmek refresh (someone, something, or oneself) with (something) v.
(birini/bir şeyi/kendini bir şeyle) canlandırmak refresh (someone, something, or oneself) with (something) v.
birini/bir şeyi bir şey için övmek recognize someone or something for something v.
birini/bir şeyi bir şey saymak rate someone or something as something v.
birini/bir şeyi bir sıralamada derecelendirmek rate someone or something as something v.
(birini/bir şeyi biri/bir şey) olarak kabul etmek recognize (someone or something) as (someone or something) v.
birini/bir şeyi bir şey için onurlandırmak recognize someone or something for something v.
birini/bir şeyi bir şey için takdir etmek recognize someone or something for something v.
(birini/bir şeyi/kendini bir şeyle) yenilemek refresh (someone, something, or oneself) with (something) v.
birini/bir şeyi bir şey olarak değerlendirmek rate someone or something as something v.
birini/bir şeyi bir şey seviyesine yükseltmek raise someone or something to something v.
(birini/bir şeyi biri/bir şey) olarak hatırlamak recognize (someone or something) as (someone or something) v.
(birini/bir şeyi yeni bir şeye/yere) yerleştirmek relocate (someone or something) in (something or some place) v.
birini/bir şeyi birine açık etmek reveal someone or something to someone v.
(birini/bir şeyi bir şeyle) tazelemek replenish (someone or something) with (something) v.
(birini/bir şeyi/kendini bir şeyle) diriltmek refresh (someone, something, or oneself) with (something) v.
(birini/bir şeyi birine) sunmak release (someone or something) to (one) v.