Türkisch - Englisch
Türkisch - Englisch
Deutsch - Englisch
Französisch - Englisch
Spanisch - Englisch
Englisch Synonyme
Türkisch - Englisch Sätze
Übersetzung
Synonyme
Sätze
Werkzeuge
Über uns
Kontakt
Einloggen / Registrieren
Licht Ausschalten
English
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Übersetzung
Synonyme
Sätze
Werkzeuge
Quellen
Über uns
Kontakt
Einloggen / Registrieren
EN-TR
Türkisch - Englisch
Deutsch - Englisch
Spanisch - Englisch
Französisch - Englisch
Englisch Synonyme
Türkisch - Englisch Sätze
Türkisch - Englisch
Spanisch - Englisch
Deutsch - Englisch
Verlauf Ausblenden
Velaufsdetails
Verlauf Löschen
Verlauf :
retort for reducing mercury ore
string harmonics
provision for severance pay
institute of science and technology studies
extraction instruction
financièrement en mesure
ground forward air controller (gfac)
instantaneous reading indicator
function selector
right to the integrity
modulation transfer function
tip-in
handling cart
closing range
plain bullets
anode feed
front panel control
assembly of friars
program a computer
under-promise
engine cooling system
model for quality assurance in design, development, production, installation, and servicing
answerable to someone (for something)
call the wrong number
net importing country
... halinde
Verlauf
Sätze
Bedeutungen von dem Begriff
"... halinde"
im Englisch Türkisch Wörterbuch : 2 Ergebniss(e)
Kategorie
Türkisch
Englisch
General
1
General
... halinde
in a state of
adv.
2
General
... halinde
in a condition of
adv.
Bedeutungen, die der Begriff
"... halinde"
mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 500 Ergebniss(e)
Kategorie
Türkisch
Englisch
Common Usage
1
Common Usage
kızarmış ekmek (dilim halinde)
toast
n.
Would you like to have a slice of
toast
for breakfast?
Kahvaltıda bir dilim
kızarmış ekmek
ister misin?
More Sentences
2
Common Usage
uyku halinde
dormant
adj.
3
Common Usage
çatışma halinde olmak
be in conflict
v.
General
4
General
kıvrımlar halinde duran kumaş
drapery
n.
The style is known for its flowery
drapery.
Bu tarz,
kıvrımlar halinde duran
çiçekli
kumaşlarıyla
bilinir.
More Sentences
5
General
toplantı halinde olmak (resmi bir meclis/kurul vb)
sit
v.
NATO will
sit
to discuss the region's future.
NATO bölgenin geleceğini görüşmek üzere
toplantı halinde olacak.
More Sentences
6
General
inşaat halinde olmak
be under construction
v.
I wish the tower hadn't
been under construction
when we visited it.
Keşke biz onu ziyaret ettiğimizde kule
inşaat halinde olmasaydı.
More Sentences
7
General
yapraklarından buhar halinde nem vermek (bitki)
transpire
v.
It can take some time to plant to
transpire.
Bitkinin
yapraklarından buhar halinde nem vermesi
biraz zaman alabilir.
More Sentences
8
General
irtibat halinde olmak
keep in touch
v.
You should
keep in touch
with Mr Smith.
Bay Smith ile
irtibat halinde olmalısınız.
More Sentences
9
General
temas halinde olmak
keep in touch
v.
Keep in touch
with friends on the web at an Internet café.
Bir internet kafede web üzerinde arkadaşlarınızla
temas halinde olun.
More Sentences
10
General
temas halinde olmak
be in touch
v.
He confessed in court that he
was in touch
with racist groups.
Mahkemede ırkçı gruplarla
temas halinde olduğunu
itiraf etti.
More Sentences
11
General
temas halinde olmak
keep in touch
v.
Tom and Mary agreed to
keep in touch.
Tom ve Mary
temas halinde olmayı
kabul etti.
More Sentences
12
General
(konvoy halinde) eşlik etmek
convoy
v.
The armoured trucks
convoyed
the cargo across the country.
Zırhlı kamyonlar, ülke boyunca kargoya
eşlik etti.
More Sentences
13
General
maddeler halinde belirtmek
itemize
v.
The accountant will
itemize
all the expenses in the financial report.
Muhasebeci, tüm harcamaları mali raporda
maddeler halinde belirtecek.
More Sentences
14
General
yarış halinde olmak
race
v.
Tech-savvy teens are
racing
to get the new smartphone.
Teknoloji meraklısı gençler yeni akıllı telefonu almak için
yarış halindeler.
More Sentences
15
General
koro halinde söylemek
chorus
v.
"Here she comes" the students
chorused.
Öğrenciler
koro halinde
"İşte geliyor"
dediler.
More Sentences
16
General
dalgalar halinde dökülmek
tumble
v.
My hair
tumbled
over my back when I was young.
Küçükken saçlarım sırtıma
dalgalar halinde dökülürdü.
More Sentences
17
General
sürü halinde yaşamayı seven
gregarious
adj.
Dogs are
gregarious
animals.
Köpekler
sürü halinde yaşamayı seven
hayvanlardır.
More Sentences
18
General
ince dilimler halinde
flaky
adj.
The plate was made from thin
flaky
glass.
Tabak
ince dilimler halinde
kırılgan camdan yapılmıştı.
More Sentences
19
General
kendi halinde
quiet
adj.
They lead a
quiet
life on a small island.
Küçük bir adada
kendi halinde
bir yaşam sürüyorlar.
More Sentences
20
General
özet halinde olan
summary
adj.
Prepare a
summary
report, I don't have time to read a detailed one.
Özet halinde
bir rapor hazırlayın, ayrıntılı bir tanesini okumaya vaktim yok.
More Sentences
21
General
tablo halinde
tabular
adj.
The results are given below in
tabular
form.
Sonuçlar aşağıda
tablo halinde
verilmiştir.
More Sentences
22
General
bir bütün halinde toplama
embodying
n.
23
General
bir bütün halinde toplayan
embodier
n.
24
General
ekip halinde çalışma ruhu
team spirit
n.
25
General
tabakalar halinde dizilim
delamination
n.
26
General
küçük lokmalar halinde yeme
nibbling
n.
27
General
tek sıra halinde yürüme
defiling
n.
28
General
büyük kütleler halinde yüzen esmer yosun
sargassum
n.
29
General
ince bir tabaka halinde olan parça
flake
n.
30
General
takım halinde olma
teaming
n.
31
General
sıvı halinde atık
effluent
n.
32
General
taş yığını halinde anıt
cairn
n.
33
General
beş dizelik bölümler halinde yazılmış eser
pentastich
n.
34
General
kabuğu ince pullar halinde dökülme (ağaç)
exfoliating
n.
35
General
taş yığını halinde mezar
cairn
n.
36
General
alan (şerit halinde uzanan)
swath
n.
37
General
dizi halinde yayınlanan karikatür
cartoon
n.
38
General
gaz halinde olma durumu
gaseousness
n.
39
General
parça halinde olma özelliği
fragmentariness
n.
40
General
grup halinde sözde ciddi bir maksatla seyahat etme
junketing
n.
41
General
sekiz yaprak halinde katlanmış kağıt tabakası
eightvo
n.
42
General
sıcak yemeklerin paket halinde satıldığı (yer)
takeaway
n.
43
General
toz halinde olma
powderiness
n.
44
General
akın halinde gitme
surge
n.
45
General
sos tehlike halinde verilen imdat sinyali
sos
n.
46
General
beraberlik halinde oynanan el
rubber
n.
47
General
paket halinde atık
package waste
n.
48
General
zamanı çok hassas dilimler halinde ölçen alet
chronometer
n.
49
General
dalgalar halinde yayılma
surge
n.
50
General
tabaka halinde pamuk
batting
n.
51
General
kanun halinde toplama
codification
n.
52
General
i halinde isim fiil
supine
n.
53
General
bir sıvının sprey halinde dağıtılmasını sağlayan aygıt
nebuliser
n.
54
General
bir sıvının sprey halinde dağıtılmasını sağlayan aygıt
nebulizer
n.
55
General
hükümet halinde olmayan
nongovernment
n.
56
General
yapım halinde yol
road under construction
n.
57
General
toz halinde madde
dust
n.
58
General
pul halinde ayrılıp düşen
flaking
n.
59
General
alabora olması halinde otomatik olarak düzgün duruma gelen küçük bot
self-righting
n.
60
General
sıcak yemeklerin paket halinde satıldığı (dükkan)
take-out
n.
61
General
kendi halinde insan
an honest joe
n.
62
General
saplantı halinde japon anime/manga tutkunu insan
otaku
n.
63
General
denizde kendi halinde yüzen şeyler
drift stuff
n.
64
General
ancak bir kişinin sığabileceği çekmece benzeri kompartmanlar halinde uyunacak yer
capsule hotel
n.
65
General
yüklü/yığın halinde aktarım
bulk transfer
n.
66
General
koro halinde/hep birlikte şarkı/marş söyleme
sing-along
n.
67
General
taslak halinde olma
sketchiness
n.
68
General
kilise apsisinde yükselen sıralar halinde yer alan din görevlilerinin oturma yeri
synthronon
n.
69
General
küçük parçalar halinde kırılmış buz
ice chips
n.
70
General
ruh halinde ani değişimler
mood changes
n.
71
General
ruh halinde ani değişimler
mood swings
n.
72
General
ishal halinde gelen dışkı
squit
n.
73
General
kümeler halinde büyüyen bir çimen türü
bunch grass
n.
74
General
kişinin tek paragraf halinde kısa özgeçmişi
bio statement
n.
75
General
kişinin tek paragraf halinde kısa özgeçmişi
biographical statement
n.
76
General
satırlar ve sütunlar halinde düzenlenmiş veri seti
tabular array
n.
77
General
belirli bir uzunlukta kütükler halinde kesilmiş yakacak odun
tallwood
n.
78
General
panik halinde olma
affrightment [obsolete]
n.
79
General
taş yığını halinde mezar
carn
n.
80
General
yüzlükler halinde ayırma
centuriation
n.
81
General
nesnelerin düz bir çizgi halinde hizalanması
alineation
n.
82
General
nesneleri düz bir çizgi halinde hizalayan kimse
aliner
n.
83
General
nesnelerin düz bir çizgi halinde hizalanması
allineation
n.
84
General
(çin'de) kırsal alanlardan kitleler halinde şehre göç etmiş genç nesil
ant tribe
n.
85
General
birimleri partiler halinde düzenleyen kimse
unitizer
n.
86
General
birimleri partiler halinde düzenleyen şey
unitizer
n.
87
General
bir birim halinde elleçlenebilen paketlenmiş öğeler
unitized load
n.
88
General
derileri tuzlayıp yataklar halinde katlayan deri işçisi
bedder
n.
89
General
tabletler halinde satılan katışıksız bir beyaz kurşun çeşidi
krems lead
n.
90
General
balkanlar'da dağınık topluluklar halinde yaşayan bir halkın konuştuğu rumence lehçesi
vlach
n.
91
General
balkanlar'da dağınık topluluklar halinde yaşayan bir halkın konuştuğu rumence lehçesi
walach
n.
92
General
balkanlar'da dağınık topluluklar halinde yaşayan bir halk
vlach
n.
93
General
balkanlar'da dağınık topluluklar halinde yaşayan bir halk
walach
n.
94
General
ambalajlamak için ayakkabıları veya çorapları çift halinde düzenleyen işçi
mater
n.
95
General
sıralar halinde ekim yapabilmek için toprağı işaretlemek üzere kullanılan alet veya parça
marker
n.
96
General
küçük fırfırlar halinde plilenmiş malzeme şeridi
quilling
n.
97
General
kamu kaynaklarına erişimi olanların yetkili konumda bulunanlarla anlaşma halinde yaptığı bir dolandırıcılık
bobol
n.
98
General
küçük ve yuvarlak porsiyonlar halinde servis edilen balık, et veya etli börek
medallions
n.
99
General
stadyumdaki izleyicilerin birbirine izleyen bölümler halinde ayağa kalkarak kollarını kaldırıp sonra da oturarak yarattıkları dalgalanma efekti
mexican wave
n.
100
General
yalnızca birkaç yüz mikrometrelik çapı bulunan ve kan gibi sıvılarda süspansiyon halinde tutulabilen çok küçük kabarcık
microbubble
n.
101
General
(insanları, hayvanları) grup halinde bir araya getirmek
herd together
n.
102
General
özellikle kale duvarının tepesine inşa edilen sıra halinde ahşaptan geçici barınaklar
bratticings [obsolete]
n.
103
General
(araçtaki mekanizmalar) birbiriyle etkileşim halinde olan parçaların düzeni
hookup
n.
104
General
ekipler halinde çalışan yankesici
mobsman [obsolete]
n.
105
General
gruplar halinde çalışan yankesici
mobsman [obsolete]
n.
106
General
küçük porsiyonlar halinde dağıtma
morselling
n.
107
General
lokmalar halinde dağıtma
morselling
n.
108
General
sürü halinde yaşama
gregariousness
n.
109
General
sürü halinde yaşama
gregarianism
n.
110
General
dizi halinde yayınlanmayan televizyon programı
one shot
n.
111
General
dizi halinde yayınlanmayan televizyon programı
one-shot
n.
112
General
tomar halinde yuvarlanmış kağıt para
roll
n.
113
General
tekrarlanması halinde büyük zararlar verebilecek olay
russian roulette
n.
114
General
küçük hayvanların damlalar halinde su içebildiği bir su kabı
dewdrop
n.
115
General
teşkilat halinde olmama
disorganisation
n.
116
General
teşkilat halinde olmama
disorganization
n.
117
General
sıra halinde düzenlenmiş bir insan grubu
column
n.
118
General
sıra halinde düzenlenmiş şeyler
column
n.
119
General
(armacılıkta) çift halinde bulunan dar şerit
cotise
n.
120
General
(armacılıkta) çift halinde bulunan dar şerit
cost
n.
121
General
(armacılıkta) çift halinde bulunan dar şerit
cottise
n.
122
General
(armacılıkta) çift halinde bulunan dar şerit
cotice
n.
123
General
farklı uzunluklarda iki çift halinde olma (erkek organı)
didynamy
n.
124
General
alışkanlık halinde yapılan aktiviteler
diet
n.
125
General
damlalar halinde düşme
dribble
n.
126
General
paket halinde terapötik uygulama
packing
n.
127
General
uzun çubuklar halinde kurutulan balık tutkalı
pipe
n.
128
General
tamamı rulo halinde toplanmış saç
pompadour
n.
129
General
birbirinin devamı olan parçalar halinde çıkarılan yayın
continuation
n.
130
General
uzun sıra halinde ilerleyen bir dizi insan
crocodile
n.
131
General
kendi halinde kimse
fat-cat
n.
132
General
nöbetler halinde görülme
intermittence
n.
133
General
rulo şerit halinde basılmış damga pulu
coil
n.
134
General
mücadele verilmesi halinde mevcut olan kazanma ihtimali
fighting chance
n.
135
General
birada asıltı halinde bulunan katkı maddesi parçacıkları
flyer
n.
136
General
sayfa benzeri bir dizi bölüm halinde katlanmış olan basılı kağıt
folder
n.
137
General
sıra, dizi veya topluluk halinde bulunup zorlu bir sınav teşkil eden şey
gauntlet
n.
138
General
ihtilaf halinde federal kanunun eyalet kanunu yerine geçmesine ilişkin doktrin
preemption
n.
139
General
dört kişilik takımlar halinde oynanan atış poligonunda havaya fırlatılan hedefleri vurma oyunu
scoot
n.
140
General
uyku halinde olma
slumber
n.
141
General
kendi halinde olma
prudence
n.
142
General
çürüme halinde olma
putridness
n.
143
General
ince tabakalar halinde satılan sabun
soap flakes
n.
144
General
asıl mirasçının erginlik çağına girmemiş olması halinde yedek varis atama
substitution
n.
145
General
boş bardağı çevirdiğinde bardağın dibindeki damlaların tırnaktan akması halinde oyuncunun daha fazla içki içtiği bir oyun
supernaculum [obsolete]
n.
146
General
(tereyağı) küçük kare porsiyonlar halinde sunulan şey
pat
n.
147
General
borcun ödenmemesi halinde alacaklıya haciz yetkisi veren belediye başkanı onaylı senet
statute [obsolete]
n.
148
General
çiftler halinde oynanan turnuva
pair
n.
149
General
çiftler halinde oynanan yarışma
pair
n.
150
General
çiftler halinde oynanan oyun
pair
n.
151
General
demetçikler halinde sıralanma
fasciculation
n.
152
General
iletişim halinde bulunmak
stay in touch with
v.
153
General
dolu halinde yağmak
hail
v.
154
General
tabaka halinde dökülmek
flake off
v.
155
General
savaş halinde olmak
war
v.
156
General
ışın halinde yayılmak
radiate
v.
157
General
taslak halinde çizmek
sketch
v.
158
General
panik halinde kaçmak
stampede
v.
159
General
dalgalar halinde yükselmek
billow
v.
160
General
tabaka halinde dökülmek
flake away
v.
161
General
biçimsiz parçalar halinde bir araya getirmek
lump
v.
162
General
en güzel halinde olmak
be in the pink
v.
163
General
sürü halinde hareket etmek
flock
v.
164
General
sürü halinde toplanmak
flock
v.
165
General
iletişim halinde bulunmak
keep in touch
v.
166
General
önemli haberleri özet halinde vermek
give a roundup of the news
v.
167
General
doğurma halinde olmak
labor
v.
168
General
savaş halinde olmak
be at war
v.
169
General
sıra halinde gitmek
string
v.
170
General
toplantı halinde olmak
be in session
v.
171
General
tabakalar halinde dizmek
delaminate
v.
172
General
ana hatlarını şema halinde göstermek
outline of
v.
173
General
akın halinde gitmek
stream
v.
174
General
gruplar halinde düzenlemek
arrange into groups
v.
175
General
akın halinde gitmek
swarm
v.
176
General
bir bütün halinde toplamak
embody
v.
177
General
bir şeyi ince bir tabaka halinde sürmek
spread something thin
v.
178
General
tefrika halinde yayımlamak
serialize
v.
179
General
buhar halinde çıkmak (bir şeyden)
steam
v.
180
General
sıra halinde olmak
range
v.
181
General
ince tabakalar halinde dökülmek
flake off
v.
182
General
temas halinde bulunmak
keep in touch
v.
183
General
maddeler halinde sıralamak
specify
v.
184
General
(arılar) oğul halinde kovandan ayrılmak
swarm
v.
185
General
dalgalar halinde yayılmak
surge
v.
186
General
tek sıra halinde çıkmak
file out
v.
187
General
belirli bir sıra halinde geçmek
parade
v.
188
General
sürü halinde yüzmek (balık)
school
v.
189
General
sürü halinde gitmek
herd
v.
190
General
sürü halinde gitmek
run
v.
191
General
takım halinde yapmak
team
v.
192
General
kanun halinde toplamak
codify
v.
193
General
met halinde olmak
flow
v.
194
General
kendi halinde olmak
keep to oneself
v.
195
General
irtibat halinde olmak
be in contact with
v.
196
General
irtibat halinde olmak
be in touch with
v.
197
General
maddeler halinde düzenlemek
itemise
v.
198
General
maddeler halinde düzenlemek
itemize
v.
199
General
ayrı ayrı katmanlar halinde düzenlemek
stratify
v.
200
General
toz halinde bir maddeyle kaplamak
dust
v.
201
General
federasyon halinde birleştirmek
federate
v.
202
General
formül halinde ifade etmek
formulate
v.
203
General
ihtiyaç halinde kullanmak için hazırda tutmak
put somebody on stand-by
v.
204
General
evreler halinde hazırlamak
phase
v.
205
General
evreler halinde sunmak
phase
v.
206
General
görüşme halinde olmak
be in contact with
v.
207
General
görüşme halinde olmak
be in negotiation with
v.
208
General
kalabalık halinde gitmek
throng
v.
209
General
iletişim halinde olmak
be in communication with
v.
210
General
iletişim halinde olmak
be in touch with
v.
211
General
trans halinde olmak
be in trance
v.
212
General
hareket halinde olmak
be on the move
v.
213
General
minyatür halinde yapmak
miniaturize
v.
214
General
temas halinde olmak
keep in contact
v.
215
General
görüşme halinde olmak
be engaged in talks
v.
216
General
sıra halinde girmek
file into something
v.
217
General
temas halinde olmak
stay in touch with
v.
218
General
bağlantı halinde olmak/bulunmak
stay in touch with
v.
219
General
çiftler halinde gitmek
go in pairs
v.
220
General
görüşme halinde olmak
be already engaged in talks with
v.
221
General
temas halinde kalmak
stay in contact
v.
222
General
temas halinde olmaktan kaçınmak
avoid contact with
v.
223
General
ikili takımlar halinde çalışmak
work in two-man teams
v.
224
General
minyatür halinde yapmak
miniaturise
v.
225
General
tefrika halinde yayımlamak
serialise
v.
226
General
doğurma halinde olmak
labour
v.
227
General
takım/ekip halinde çalışmak
work as a team
v.
228
General
kalabalıklar halinde toplaşmak
gather together
v.
229
General
kalabalıklar halinde toplaşmak
crowd together
v.
230
General
kalabalıklar halinde toplaşmak
gather together in large numbers
v.
231
General
sıra halinde yürümek
defile
v.
232
General
biriyle iletişim halinde olmak
keep in touch
v.
233
General
ışın halinde yayılmak
radiate
v.
234
General
liste halinde sıralamak
tabularise
v.
235
General
takım halinde yapmak
team
v.
236
General
sıra halinde art arda gelmek
cavalcade
v.
237
General
yüzlükler halinde ayırmak
centuriate [obsolete]
v.
238
General
bölümler halinde düzenlemek
chapter
v.
239
General
basamaklar halinde yükselmek
tier
v.
240
General
kombinasyon halinde göstermek
unite
v.
241
General
dökme malzemeyi bölerek birimler halinde işlemek
unitise
v.
242
General
parti halinde karıştırmak
batch
v.
243
General
parti halinde işlemek
batch
v.
244
General
parti halinde bir araya getirmek
batch
v.
245
General
ufak dalgalar halinde çarpmak
lap
v.
246
General
ufak dalgalar halinde akmak
lap
v.
247
General
sürerek ince ve düz bir tabaka halinde yaymak
wipe
v.
248
General
tutamlar halinde bükmek
wisp
v.
249
General
tutam halinde bükmek
wisp
v.
250
General
ince tabakalar halinde metal
leaf
v.
251
General
çete halinde dolaşmak
wild
v.
252
General
(et) blok halinde kesmek
block
v.
253
General
kabarcıklar halinde patlamak
blister
v.
254
General
gevşek kıvrımlar halinde dizilmek
blouse
v.
255
General
(kamu kaynaklarına erişimi olanlar ve yetkili konumda bulunanlar anlaşma halinde) dolandırıcılık yapmak
bobol
v.
256
General
özenli bir tefekkür halinde bulunmak
meditate
v.
257
General
zihni derin düşünce halinde tutmak
meditate
v.
258
General
(gruplar halinde) bir yere yavaş yavaş hareket etmek
migrate
v.
259
General
büyük bir grup halinde ilerletmek
herd
v.
260
General
(dalga) köpükler halinde çatlamak
break
v.
261
General
hareket halinde olmak
bristle
v.
262
General
uyku halinde olmak
hibernate
v.
263
General
(tütün yapraklarını) bağlayıcı olarak kullanmak için hamur halinde öğütüp tabaka halinde sıkıştırmak
homogenise
v.
264
General
(tütün yapraklarını) bağlayıcı olarak kullanmak için hamur halinde öğütüp tabaka halinde sıkıştırmak
homogenize
v.
265
General
çok küçük damlalar halinde yağmak
mistle
v.
266
General
küçük parçalar halinde paylaştırmak
morsel
v.
267
General
küçük parçalar halinde bölüştürmek
morsel
v.
268
General
hareket halinde olmak
move
v.
269
General
uyku halinde olmak
hybernacle
v.
270
General
kitle halinde bir araya getirmek
bulk
v.
271
General
çete halinde saldırmak
gang
v.
272
General
basılan sayfaları grup halinde üretmek
gang (up)
v.
273
General
büyük dalgalar halinde akmak
riffle
v.
274
General
lokma halinde yutmak
gobbet [obsolete]
v.
275
General
tabakalar halinde yerleştirmek
dess [dialect] [uk]
v.
276
General
katmanlar halinde yığmak
dess [dialect] [uk]
v.
277
General
tabakalar halinde yerleştirmek
dass [dialect] [uk]
v.
278
General
katmanlar halinde yığmak
dass [dialect] [uk]
v.
279
General
tabakalar halinde biriktirmek
dess [dialect] [uk]
v.
280
General
tabakalar halinde biriktirmek
dass [dialect] [uk]
v.
281
General
rüzgar halinde esmek
gust
v.
282
General
kalabalıklar halinde akıp gitmek
overflow
v.
283
General
yüksek duyarlılık ve kavrayış halinde olmak
commune
v.
284
General
ince tabaka halinde sıvamak
infilm
v.
285
General
art arda katmanlar halinde düzenlemek
interleave
v.
286
General
çiftler halinde buluşmak
double-date
v.
287
General
çiftler halinde randevuya çıkmak
double-date
v.
288
General
(armacılıkta) kenarlara çift halinde dar şerit eklemek
cotise
v.
289
General
eşit parçalar halinde vermek
dole
v.
290
General
küçük parçalar halinde vermek
dole
v.
291
General
düzineler halinde ayırmak
dozen
v.
292
General
formül halinde ifade etmek
draw
v.
293
General
rüzgarla savrulup yığınlar halinde birikmek
drift
v.
294
General
(latince isim veya sıfat) hecesi yalın halden çok -in halinde olan
increase
v.
295
General
(belgeyi) birden fazla orijinal nüsha halinde düzenlemek
indent
v.
296
General
grup halinde haldır huldur ilerlemek
pile
v.
297
General
çapraz kesit halinde göstermek
cross-section
v.
298
General
dalgalar halinde yükselmek
curl
v.
299
General
tanecikler halinde saçmak
pepper
v.
300
General
çıkıntı yapmadan düz çizgi halinde uzanmak
plane
v.
301
General
tek sıra halinde yürümek
file
v.
302
General
belirli bir sürede küçük birimler halinde ilerlemek
filter
v.
303
General
(kelime veya ifadeyi) harfleri birbirine yapışık olduğu için tek bir birim halinde yazmak
flash
v.
304
General
kalabalıklar halinde akın etmek
flush [obsolete]
v.
305
General
sert bir dalga halinde hareket etmek
fly
v.
306
General
sprey halinde uygulamak
fog
v.
307
General
grup halinde toplanmak
gather together
v.
308
General
(formaları) ciltlemek için dizi halinde toplamak
gather
v.
309
General
(tahıl veya saman) demetler halinde toplamak
gavel
v.
310
General
(tahıl veya saman) demetler halinde tırmıklamak
gavel
v.
311
General
eski halinde olmak
preexist
v.
312
General
eski halinde olmak
pre-exist
v.
313
General
kopup ince tabakalar halinde dökülmek
scale (off)
v.
314
General
kesitler halinde ayırmak
sectionize
v.
315
General
bölümler halinde ayırmak
sectionise
v.
316
General
bölümler halinde ayırmak
sectionize
v.
317
General
kesitler halinde ayırmak
sectionise
v.
318
General
seriler halinde dizmek
seriate
v.
319
General
seriler halinde düzenlemek
seriate
v.
320
General
parçalar halinde kabuk dökmek
shard
v.
321
General
gerçekleri sıralayıp cevap halinde sunmak
shape
v.
322
General
toplayıp deste halinde bağlamak
sheaf
v.
323
General
biraz soğutulduktan sonra kısmen katılaşıp tabaka halinde kaşıktan kaymak
sheet
v.
324
General
tabakalar halinde düşmek
sheet
v.
325
General
ince parçalar halinde kopmak
shell
v.
326
General
merkezden yayılan ince çizgilerden oluşan bir desen halinde çatlamak veya parçalanmak
spider
v.
327
General
noktalar halinde oluşturmak
spot
v.
328
General
panik halinde olmak
flap
v.
329
General
(hayvan vb.) sürüler halinde yaşamak
colonize
v.
330
General
sürüler halinde üremek
swarm
v.
331
General
kalabalık halinde toplanmak
swarm
v.
332
General
havadan küçük damlalar halinde nem toplamak
sweat
v.
333
General
oluklar halinde şekillendirmek
furrow
v.
334
General
sürüler halinde doluşmak
swarm
v.
335
General
yığın halinde toplamak
sweep
v.
336
General
toz halinde
powdery
adj.
337
General
hareket halinde
astir
adj.
338
General
konserve halinde saklanmış
canned
adj.
339
General
lamel şeklinde ince tabaka halinde
lamellose
adj.
340
General
moda halinde
in vogue
adj.
341
General
tohum halinde
germinal
adj.
342
General
demet halinde
bunchy
adj.
343
General
bantlar halinde
zosteriform
adj.
344
General
parçalar halinde
pieced
adj.
345
General
tefrika halinde yayımlanan
serial
adj.
346
General
iki parça halinde
bicuspid
adj.
347
General
salkımlar halinde yetişen
bunchy
adj.
348
General
çizelge/tablo/liste halinde olan
tabular
adj.
349
General
tabakalar halinde dizilmiş
delaminated
adj.
350
General
toz halinde
pulverous
adj.
351
General
parçalar halinde
fragmentary
adj.
352
General
yaprak halinde
laminate
adj.
353
General
çiftler halinde
geminate
adj.
354
General
sürü halinde yaşayan
gregarious
adj.
355
General
alay halinde yapılan
processional
adj.
356
General
kendi halinde
placid
adj.
357
General
ihtilaf halinde
in dispute
adj.
358
General
kendi halinde
harmless
adj.
359
General
kabuğu ince pullar halinde dökülmüş (ağaç)
exfoliated
adj.
360
General
diyagram halinde
diag
adj.
361
General
ölüm halinde
moribund
adj.
362
General
eylem halinde
in action
adj.
363
General
uyku halinde
lethargic
adj.
364
General
parçalar halinde
fragmental
adj.
365
General
tasavvur halinde
notional
adj.
366
General
tek parça halinde
massy
adj.
367
General
diyagram halinde
diagraming
adj.
368
General
grup halinde yaşama eğilimi gösteren
gregarious
adj.
369
General
tabakalar halinde hazırlanmış
laminary
adj.
370
General
cürmü meşhut halinde yakalanmış
caught in the act
adj.
371
General
6 sıra halinde
drawn up six deep
adj.
372
General
parça halinde
fragmentary
adj.
373
General
çalışma halinde
underway
adj.
374
General
topluluk halinde
gregarious
adj.
375
General
minyatür halinde
in little
adj.
376
General
desteler halinde paketlenmiş
packaged in bundles
adj.
377
General
ham halinde boyanmış
ingrain
adj.
378
General
kendi halinde
unobtrusive
adj.
379
General
kendi halinde
composed
adj.
380
General
cetvel halinde düzenlenmiş
tabular
adj.
381
General
topluluk halinde yaşayan
gregarious
adj.
382
General
inşa halinde
in process of construction
adj.
383
General
toz halinde
pulverulent
adj.
384
General
taslak halinde olan
rough
adj.
385
General
gaz halinde
aeriform
adj.
386
General
daha yaprak halinde
leafier
adj.
387
General
koma halinde
comatose
adj.
388
General
en yaprak halinde
leafiest
adj.
389
General
kendi halinde
inoffensive
adj.
390
General
salkım halinde yetişen
gregarious
adj.
391
General
toz halinde
dusted
adj.
392
General
buhar halinde
vaporish
adj.
393
General
sıfat halinde
adjectively
adj.
394
General
toz halinde
dustlike
adj.
395
General
kendi halinde
simple
adj.
396
General
hareket halinde
under weigh
adj.
397
General
kök halinde olan
radical
adj.
398
General
sürü halinde
gregarious
adj.
399
General
seri halinde olan
serial
adj.
400
General
iki sıra halinde düzenlenmiş
distichous
adj.
401
General
çizelge halinde
tabular
adj.
402
General
liste halinde
tabular
adj.
403
General
kendi halinde
innocuous (person)
adj.
404
General
tabakalar halinde bulunan
stratiform
adj.
405
General
rekabet halinde olmayan
noncompeting
adj.
406
General
gruplar halinde olmayan
nongregarious
adj.
407
General
gruplar halinde olmayan
nonsocial
adj.
408
General
cam halinde
vitreous
adj.
409
General
ışınlar halinde gönderilmiş
radiated
adj.
410
General
kangal halinde
coiled
adj.
411
General
tabakalar halinde
stratified
adj.
412
General
yığın halinde
glomerate
adj.
413
General
akkor halinde
glowing
adj.
414
General
ismin -e halinde olan
datival
adj.
415
General
kendi halinde
simple-hearted
adj.
416
General
savaş halinde
belligerent
adj.
417
General
kollektif birlik halinde
corporate
adj.
418
General
yapraklar halinde
laminar
adj.
419
General
ince levha halinde
laminar
adj.
420
General
ince tabaka halinde
laminar
adj.
421
General
ince yaprak halinde
laminar
adj.
422
General
toz halinde
pulverized
adj.
423
General
hareket halinde
travelling
adj.
424
General
yolculuk halinde
travelling
adj.
425
General
tefrika halinde yayımlanan
published serially
adj.
426
General
hareket halinde
on-the-go
adj.
427
General
damlalar halinde dağıtılmış
sprinkled
adj.
428
General
kor halinde
baking
adj.
429
General
külçe halinde
chunky
adj.
430
General
özet halinde
compendious
adj.
431
General
ismin e halinde olan
dative
adj.
432
General
eğri halinde
curvilinear
adj.
433
General
sıralar halinde düzenlenmiş olan
tiered
adj.
434
General
kendi halinde
aloof
adj.
435
General
yolculuk halinde
traveling
adj.
436
General
hareket halinde
traveling
adj.
437
General
diyagram halinde
diagramming
adj.
438
General
buhar halinde
vapourish
adj.
439
General
gruplar halinde olmayan
non-social
adj.
440
General
toz halinde
pulverised
adj.
441
General
teyakkuz halinde
hypervigilant
adj.
442
General
patlama halinde
aburst
adj.
443
General
hareket halinde
abroach [obsolete]
adj.
444
General
taş yığını halinde
cained
adj.
445
General
faaliyet halinde
activate
adj.
446
General
gaz halinde
airlike
adj.
447
General
birçok tabakadan oluşan bir yığın halinde yayılmış (bez, kumaş)
laid up
adj.
448
General
tabakalar halinde
lamellose
adj.
449
General
tabakalar halinde
lamellated
adj.
450
General
tabakalar halinde
lamellary
adj.
451
General
tabakalar halinde
lamellate
adj.
452
General
gelişme halinde
nascent
adj.
453
General
sürekli tüketim halinde olan
non-durable
adj.
454
General
külçe halinde
nuggety
adj.
455
General
üç eş parça halinde olan
tergeminous
adj.
456
General
sıra halinde dizili olmayan
astichous
adj.
457
General
topak halinde
floccular
adj.
458
General
yumak halinde
floccular
adj.
459
General
kendi halinde
unoffensive [obsolete]
adj.
460
General
katmanlar halinde düzenlenmiş
banked
adj.
461
General
yığın veya parti halinde kullanıma ait
batch
adj.
462
General
yığın halinde
batch
adj.
463
General
parti halinde
batch
adj.
464
General
yığın veya parti halinde kullanıma yönelik
batch
adj.
465
General
yığın veya parti halinde kullanıma dair
batch
adj.
466
General
göreceli olarak büyük bir küme halinde olan
macroaggregated
adj.
467
General
kendi halinde
visceral
adj.
468
General
kor halinde
living
adj.
469
General
çift halinde görülen
bigeminal
adj.
470
General
birlikler halinde sıralanmış
legioned
adj.
471
General
şeritler halinde yağı olan
marbled
adj.
472
General
blok halinde
block
adj.
473
General
küçük damlalar halinde yağan
meazling [obsolete]
adj.
474
General
tek ve kesintisiz bir parça halinde saran
wrapround
adj.
475
General
kendi halinde mükemmel olan
holy
adj.
476
General
kendi halinde değerli olana yaraşan
holy
adj.
477
General
uyku halinde olan
moribund
adj.
478
General
topak halinde
glomerous [obsolete]
adj.
479
General
tek parça halinde
globular
adj.
480
General
diziler halinde düzenlenmiş
multiserial
adj.
481
General
sıralar halinde düzenlenmiş
multiserial
adj.
482
General
sekizli gruplar halinde
octuple
adj.
483
General
en iyi halinde olmayan
off
adj.
484
General
ilerleme halinde olan
on-line
adj.
485
General
topak halinde
rolled
adj.
486
General
yumak halinde
rolled
adj.
487
General
tomar halinde
rolled
adj.
488
General
harabe halinde olan
ruinous
adj.
489
General
özet halinde
compendiarious
adj.
490
General
savaş halinde olan
batailled
adj.
491
General
iki sıra halinde düzenlenmiş
distich
adj.
492
General
kümeler halinde büyüyen
clustery
adj.
493
General
sütunlar halinde düzenlenmiş
columniated
adj.
494
General
sıralar halinde dizilmiş
coursed
adj.
495
General
yığın halinde
piled
adj.
496
General
temas halinde olan
contingent [obsolete]
adj.
497
General
sık kümeler halinde olan
fasciculate
adj.
498
General
yoğun kümeler halinde çiçeklenen
fascicular
adj.
499
General
sık kümeler halinde büyüyen
fascicled
adj.
500
General
beşli gruplar halinde düzenlenmiş
pentomic
adj.
×
Pronunciation in context (
out of
)
Pronunciation of ... halinde
×
Term Options
Übersetzung Vorschlagen / Korrigieren
Französisch Englisch Wörterbuch
Spanisch Englisch Wörterbuch
Deutsch Englisch Wörterbuch
Englisch Synonyme Wörterbuch
Google Images
Merriam Webster
Dictionary.com
The Free Dictionary
Abbreviations
Wikipedia in English
Wikipedia in Turkish
Urban Dictionary
German, LEO
Chinese, Dict.Cn
Spanish, SpanishDict
Russian, Multitran.ru
Medical, MedicineNet
İşaret Dili, Signing Savvy