böök - Türkisch Englisch Wörterbuch

böök

Bedeutungen von dem Begriff "böök" im Türkisch Englisch Wörterbuch : 117 Ergebniss(e)

Englisch Türkisch
Common Usage
book n. kitap
The Book of Genesis tells the believers the story of creation.
Yaratılış Kitabı inananlara yaratılışın hikayesini anlatır.

More Sentences
book v. ayırtmak
I've booked a table for two in the most expensive restaurant in town.
Şehirdeki en pahalı restoranda iki kişilik bir masa ayırttım.

More Sentences
General
book n. defter
The budget books for 2001 did indeed reveal a surplus of EUR 15 billion at year-end.
2001 yılı bütçe defterleri gerçekten de yıl sonunda 15 milyar Euro'luk bir fazla ortaya koymuştur.

More Sentences
book n. kitap
My favourite book is the Russian novel Oblomov.
En sevdiğim kitap Rus romanı Oblomov.

More Sentences
book v. rezervasyon yaptırmak
I had to book a flight for them.
Onlar için uçak bileti rezervasyonu yapmak zorundaydım.

More Sentences
book v. tutmak
I will book Adele for my wedding party!
Düğün partim için Adele'i tutacağım!

More Sentences
book v. polis sanığını kayda geçirmek
Pablo Escobar was booked in Colombian police records at the beginning of his criminal career.
Pablo Escobar, suç kariyerinin başında Kolombiya polis kayıtlarına geçirilmişti.

More Sentences
book v. rezervasyon yapmak
I booked us a hotel in Galway tonight.
Bu gece Galway'de bizim için otelde rezervasyon yaptırdım.

More Sentences
book v. rezerve etmek
Information should be available when you book your ticket.
Bilgi, biletinizi rezerve ettiğinizde mevcut olmalıdır.

More Sentences
book v. ayırmak
Please book a room for her.
Lütfen onun için bir oda ayır.

More Sentences
book v. yer ayırtmak
I booked us a hotel in Galway tonight.
Bu gece Galway'de bir otelde yer ayırttım.

More Sentences
book v. (bir şey için) ayarlanmak
My trip to Australia is officially booked.
Avustralya seyahatim resmen ayarlandı.

More Sentences
book v. (bir şey için) ulaşım aracı ayarlamak
She booked me a flight to Boston.
Bana Boston'a bir uçuş ayarladı.

More Sentences
Trade/Economic
book n. defter
That is not his job, nor should it be; on the contrary, it is for him to keep the books properly.
Bu onun işi değildir, olmamalıdır da; tam tersine, onun görevi defterleri düzgün tutmaktır.

More Sentences
book yer ayırtmak
Have you already booked our seats on a plane?
Uçakta önceden yerlerinizi ayırttınız mı?

More Sentences
Tourism
book yer ayırtmak
We booked seats for the play.
Oyun için yer ayırttık.

More Sentences
Technical
book kitap
But, in my book, the Commission report is a real step backwards.
Ancak, benim kitabıma göre, Komisyon raporu gerçek bir geri adımdır.

More Sentences
Football
book v. (disiplin cezası için) oyuncunun yaptığı faulleri kaydetmek
After the fight, the referee booked our goalkeeper for no reason!
Maçtan sonra hakem kalecimize sebepsiz yere faul yazdı!

More Sentences
General
book n. senaryo
book n. cilt
book n. liste
book n. bap
book n. libretto
book n. opera metni
book n. betik
book n. fasıl
book n. kayıt
book n. deste
book n. telefon rehberi
book n. kayıt defteri
book n. paket
book n. elektronik kitap
book n. kitap şeklinde elektronik alet
book n. kurallar
book n. işin kitabı
book n. benzer ögelerden oluşan paket
book n. kenarlarından birbirine iliştirilmiş kağıt destesi
book n. gerçeklerin kaydı görevi gören şey
book n. olay kaydı görevi gören şey
book n. sicil
book n. akordeon gibi katlanmış parşömen şeridi
book n. kitaptaki boş sayfalar
book n. basılmış ancak kesilip katlanmamış kitap sayfaları
book n. uzun ve sistematik edebi kompozisyon
book n. birlik üyelik kaydı
book v. yer ayırmak
book v. deftere işlemek
book v. polis sanığını cezaya çarptırılan birini kayda geçirmek
book v. sanığı kayda geçirmek
book v. peylemek
book v. yer tutmak
book v. kaydetmek
book v. deftere geçirmek
book v. kaydettirmek
book v. (yer) ayırtmak
book v. kiralamak
book v. rezervasyonları kaydetmek
book v. rezervasyonları listelemek
book v. (bir şey için) zaman ayarlamak
book v. (bir şey için) zaman belirlemek
book v. (bir şey için) kiralanmak
book adj. gerçek hayattan değil kitaplardan öğrenilen bilgiye ait
book adj. gerçek hayattan değil kitaplardan öğrenilen bilgiyle ilgili
book adj. şirketin mali kayıtlarında görünen
book adj. yazılı
book adj. resmi
book adj. kitaplarla ilgili
book adj. kitaptaki bir konudan türetilmiş
book adj. kitaptaki bir konuya dayanan
book adj. güvenilir kabul edilen bir kitaba göre doğru veya tavsiye edilebilir
book adj. muhasebe sistemiyle gösterilen
Colloquial
book n. gizli gerçekler
book n. gerçekler
book v. hızla hareket etmek
book v. hızla seyahat etmek
Trade/Economic
book n. aracı kurumda kayıtlı her bir temsilcinin hizmet verdiği müşteriler
book n. defter değeri
book v. bilet almak
book v. deftere kaydetmek
book muhasebe defteri
book muhasebe kayıtları
book kayıtlar
Law
book muvazene defteri
Architecture
book n. sahnenin menteşelerle birleştirilen düz bölümleri
Mining
book n. kalın mika agregası
Zoology
book n. kırkbayır
Tobacco
book n. yaprak yığını
book n. yaprak paketi
Religious
book n. kuran
book n. büyük bir metnin ana bölümü
book n. incil
Sport
book n. (özellikle beyzbolda) rakibin oyun şekli hakkında bir araya getirilen bilgiler
Card
book n. briçte puan değerine sahip olabilme için gereken kart sayısı
book n. kart oyununun kurallarını karşılayan oyun kartları koleksiyonu
Wagering
book n. bahisçi
book n. bahisçilik
book n. bahis yeri
book n. bahis
book n. (kumarda) kağıt dağıtıcı
book n. bahis havuzu
Music
book n. repertuar
book n. (caz) bir müzik grubunun toplam repertuarı
Librarianship
book n. eserin ana bölümü
book n. ansiklopedi yazısı
book n. dergi
book n. dergi formatındaki yayım
Archaic
book n. kart destesi
book v. deftere kaydetmek
Slang
book n. kitapçı
book v. ineklemek
book v. naşlamak
book v. uzamak
book v. ikilemek
book v. gazlamak
British Slang
book harika
book mükemmel
book güzel