bağlanan - Türkisch Englisch Wörterbuch
Verlauf

bağlanan



Bedeutungen von dem Begriff "bağlanan" im Englisch Türkisch Wörterbuch : 6 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
General
bağlanan corded adj.
bağlanan fettered adj.
bağlanan snap adj.
Technical
bağlanan adherent adj.
Computer
bağlanan linked adj.
Biology
bağlanan osculant adj.

Bedeutungen, die der Begriff "bağlanan" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 184 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
General
ortak bir amaç veya çıkarla bağlanan bir grup insan affinity group n.
bağlanan gelir settlement n.
atın sırtından arabaya bağlanan deri kayış backband n.
yay kirişinin takılı olduğu kertiğe bağlanan ucu noose n.
çenenin altından bağlanan uzun başlık ipleri kissing strings n.
çapı eşit tekerleklerden oluşan, çoğaltıcı vitesle arkaya bağlanan pedallarla sürülen bir bisiklet safety bicycle n.
çapı eşit tekerleklerden oluşan, çoğaltıcı vitesle arkaya bağlanan pedallarla sürülen bir bisiklet safety bike n.
on yedinci yüzyılda çocuklara takılan, çene altından bağlanan bir başlık biggon n.
asılı bir ağın üzerinden veya altından bağlanan güçlendirici şerit meter [us] n.
at koşum takımında baş üstünden geçip yanlara bağlanan şerit headpiece n.
başın üstünü, arkasını ve yanlarını örtüp çene altından bağlanan sıkı başlık helmet n.
uçurtmanın ipine bağlanan kordon sistemi bridle n.
araba çeken atı tutmak için dizginlere bağlanan iki halkadan her biri holder n.
keten iple birbirine bağlanan kuru çiçek saplarından yapılan maori salı mokihi n.
ipe bağlanan fındıklarla oynanan bir oyun cobnut n.
araba veya motorbot arkasına bağlanan paraşüt parasail n.
koparak ters şekilde yeniden bağlanan kromozom bölümü inversion n.
at arabasına bağlanan beşli çubuk five-abreast n.
at arabasına bağlanan beşli çubuk five-horse string out n.
bağlanan halatı açmak unlash v.
birbirine bağlanan interconnected adj.
omuzdan bağlanan shoulder piece adj.
ağ ile bağlanan webbed adj.
boyuna bağlanan choker adj.
kendi isteği ile bağlanan self-devoted adj.
kolayca bağlanan snap-in adj.
kemer ile bağlanan surcingled adj.
kuşak ile bağlanan surcingled adj.
kolan ile bağlanan surcingled adj.
Colloquial
bir gemiye kargo indirip bindirirken yanına bağlanan kızak the skids n.
imkansız veya mantıksız görünmesine rağmen bel bağlanan şey skyhook n.
Idioms
(deniz topuna ya da benzeri bir silaha bağlanan bir denizci için) kırbaç cezasına çarptırılmak kiss the gunner's daughter [obsolete] v.
(deniz topuna ya da benzeri bir silaha bağlanan bir denizci için) kırbaç cezasına çarptırılmak marry the gunner's daughter [obsolete] v.
Trade/Economic
kadına kocasının ölümünden sonra bağlanan sürekli gelir jointure n.
Law
bir şahsın ölümünden sonra bağlanan maaş survivorship annuity n.
bir şahsın ölümünden sonra bağlanan maaş reversionary annuity n.
borçlunun ipotekle bağlanan gayrimenkul üzerinde sahip olduğu hakkın kaldırılmasına dair dava foreclosure suit n.
iki şahıstan sağ kalana bağlanan maaş reversionary annuity n.
iki şahıstan sağ kalana bağlanan maaş survivorship annuity n.
(boşanma sonrası kadına bağlanan) daimi nafaka permanent alimony n.
kadına kocasının ölümünden sonra bağlanan sürekli gelir legal jointure n.
ölümden sonra bağlanan maaş reversion n.
Politics
geliri olmayan annelere hükümet tarafından bağlanan maaş mother's pension n.
Technical
araba falakası ile bağlanan iki veya daha fazla koşum hayvanına bağlanan uzun ve sağlam zincir trace chain n.
at arabasına bağlanan üç atı eşit aralıklı hale getiren araç triple-tree n.
at arabasına bağlanan üç atı eşit aralıklı hale getiren araç evener n.
çabuk bağlanan uçlar quick-connect terminals n.
düz çabuk bağlanan bağlantı uçları flat quick-connect terminations n.
haberleşme ağlarına bağlanan ekipman equipment to be connected to telecommunication networks n.
motora bağlanan yakıt engine-mounted fuel n.
şebekeye bağlanan rüzgar türbini grid-connected wind turbine n.
tabana bağlanan hava kompresörü base-mounted air compressors n.
hareketi kısıtlaması için bacağa bağlanan ağır yük log n.
kamyonetin arkasına bağlanan ön kısmı çıkıntılı römork goose neck n.
iki eş paralel bağlantı ile bağlanan cetvel çifti parallel ruler n.
iki eş paralel bağlantı ile bağlanan cetvel çifti parallel rule n.
paletli traktörün çekiş kayışı halkasına bağlanan veya bu halkayı oluşturan taban levhası shoe n.
besleme şebekesine bağlanan connected to the supply network adj.
su kaynağına sürekli bağlanan permanently connected to a water supply adj.
Computer
bilgisayarın anakartına bağlanan baskılı devre kartı card n.
bağlanan yüz mounted side n.
bir bilgisayar portuna bağlanan ve kullanılan yazılımın illegal bir kopya olmadığını belirten cihaz dongle n.
internet protokollerini kullanarak şirket dışındaki bayiler, müşteriler gibi belirli noktalara da bağlanan iç iletişim ağı extranet n.
seri bağlanan sürücü serial driver n.
taşıta bağlanan fare bus mouse n.
usb'ye bağlanan flash sürücü thumb drive n.
çerçeve arabelleği olarak x ana sunucusuna bağlanan kdrive tabanlı x sunucusu zephyr n.
metin dizilerinin rastgele bir şekilde birbirine bağlanan karmaşık bir ağ olarak işlenmesine izin veren bir veritabanı yönetim sistemi hypertext system n.
telekomünikasyon aracılığıyla bağlanan birden fazla bilgisayar distributed systems n.
bilgisayarın işlemcisine kabloyla bağlanan elektronik donanım computer peripheral n.
bağlanan dosya attached file expr.
Telecom
telgrafa bağlanan ve daktilo gibi çalışan yazıcısı teleprinter n.
bağlanan hattın numarasının gösterimi connected line identification presentation n.
bağlanan hat connected line n.
aynı ev hattına bağlanan ek telefon local [canada] n.
Electric
yüksek akım sağlamak için bağlanan transistör çifti darlington n.
bir faz ile nötr arasına bağlanan connected between one phase and neutral adj.
Textile
askıyla arkadan bağlanan perde çifti tiebacks n.
kravat gibi bağlanan, uçları geniş kare biçimli boyun atkısı ascot n.
japonya'da kimono üzerinden bele dolanıp arkadan bağlanan geniş bir kuşak obeah n.
bel ve kalça etrafına örtülerek bağlanan bir kumaş giysi pareo n.
bel ve kalça etrafına örtülerek bağlanan bir kumaş giysi pareu n.
Architecture
panjur sırtlarına çıtaları desteklemek için bağlanan bir dizi çapraz kayış ladder n.
Construction
hava gemisinin alt bölümüne bağlanan uzun vagon gondola n.
Automotive
şasiye bağlanan batarya ucu ground n.
kamyonetin arkasına bağlanan ön kısmı çıkıntılı römork gooseneck n.
Transportation
gemiye bağlanan filika pickup n.
traktöre bağlanan römork pickup n.
Traffic
ekspres otoyol veya paralı yola bağlanan rampa turnoff n.
erişimi kontrol edilen, önemli kavşaklarda diğer yollara bağlanan ve yüksek hız yapılan bölünmüş karayolu limited access highway n.
başka otoyola bağlanan otoyol connector n.
başka çevre yoluna bağlanan çevre yolu connector n.
Railway
tek vagona bağlanan bir dizi frenin tek noktadan tüm vagonları durduracak şekilde tasarlandığı sistem continuous brake n.
Marine
çekme halatına bağlanan zıpkın tow iron n.
bir ucu gemi direğine diğer ucu serene bağlanan zincir veya halat tye n.
avara demirlerine bağlanan bot outrigger n.
çoklu bağlanan şamandıra multiple moored buoy n.
dalgıcın orada olduğunu belirtmek üzere suyun üstüne bırakılan ve halatla bir yere bağlanan küçük şa surface marker buoy n.
gemi armasını yukarı çekmek için gemi direğine bağlanan halat girtline n.
gemi armasını yukarı çekmek için gemi direğine bağlanan halat gantline n.
tombolo ile karaya bağlanan ada land tide island n.
yelkenli geminin mayıstra serenine bağlanan prasya mainbrace n.
kare yelkeni sarmak için yere yaklaştırmada kullanılan, yelkenin yakasına bağlanan bir sicim martinet n.
direk veya serenin etrafına bağlanan halatı sıkmak için kullanılan sopa woolder n.
güverte kemeresini desteklemek için kaburgalara bağlanan yatay kemere clamp n.
flok ayağına bağlanan bumba club n.
flok ayağına bağlanan bumba club foot n.
flok ayağına bağlanan bumba clubfoot n.
çapanın zemine bağlanan kısmı fluke n.
geminin parakete salvosuna bağlanan bez parçası forerunner n.
boğataların hemen üzerindeki iskalaryaya paralel çarmıklara bağlanan demir çubuk sheer batten n.
yalnızca köşelerden bağlanan (yelken) flying adj.
Medical
vücuda bağlanan torbalar body worn bags n.
vücuda bağlanan sıvı borusu cannula n.
merkezi sinir sistemindeki morfin reseptörlerine bağlanan ve kısa süreli opioid özellikleri olan iki polipeptit türünden biri enkephalin n.
merkezi sinir sistemindeki morfin reseptörlerine bağlanan ve kısa süreli opioid özellikleri olan iki polipeptit türünden biri enkephaline n.
merkezi sinir sistemindeki morfin reseptörlerine bağlanan ve kısa süreli opioid özellikleri olan iki polipeptit türünden biri encephalin n.
merkezi sinir sistemindeki morfin reseptörlerine bağlanan ve kısa süreli opioid özellikleri olan iki polipeptit türünden biri encephaline n.
uzuvdan yukarı veya aşağı doğru eğik bağlanan bir bandaj oblique bandage n.
koledok bağlanan common bile duct-ligated adj.
uyuşturucu ilaca bağlanan opiate adj.
hücrelere bağlanan cytophilic adj.
Anatomy
solucan gibi uzun gövdeli, omurgasız hayvanlarda bulunan, sinirleri her bir vücut bölümündeki bir çift sinir düğümü ile bağlanan sinir lifi nerve cord n.
doğrudan ekleme bağlanan kas articular muscle n.
ulnar atardamarına bağlanan ön kolda bulunan toplardamarlara verilen ad ulnar vein n.
ulnar atardamarına bağlanan ön kolda bulunan toplardamarlara verilen ad vena ulnaris n.
Physiology
alerjene karşı oluşturulan ve doku hücrelerine bağlanan antikor türü reagin n.
Pathology
kendini çoğaltmak için hepatit b virüsüne bağlanan bir delta virüsünün neden olduğu şiddetli bir hepatit türü hepatitis delta n.
Logic
veya anlamını veren mantıksal işleç ile birbirine bağlanan iki cümle arasındaki bağıntı disjunction n.
Statistics
bağlanan değişken regressand n.
Chemistry
şelat oluşturmak için bir metal ile bağlanan kimyasal bileşik chelating agent n.
oksijen atomuna bağlanan alkil grubu alkoxy n.
antikorlara bağlanan bir florofor fluorescein isocyanate n.
antikorlara bağlanan bir florofor fluorescein isothiocyanate n.
protein gibi makromoleküllere bağlanan florofor fluorophore n.
Biology
kanda tiroid hormonuna bağlanan bir glikoprotein thyroid-binding globulin n.
kanda tiroid hormonuna bağlanan bir glikoprotein thyroxine-binding globulin n.
başka bir antikoru tanıyarak ona bağlanan antikor anti-antibody n.
pedinkül ile bağlanan pedunculate adj.
sap ile bağlanan pedunculate adj.
pedinkül ile bağlanan pedunculated adj.
sap ile bağlanan pedunculated adj.
Biochemistry
dna'ya bağlanan ve transkripsiyonu teşvik ederek gen ifadesinin düzenlenmesinde rol oynayan çeşitli proteinlerden herhangi biri transcription factor n.
kararlı bileşik oluşturmak için birbirine bağlanan bir molekülün diğerine olan yönelimini tahmin eden bir yöntem docking n.
Zoology
yarım halkalara bağlanan bir ses borusuna sahip mesomyodous adj.
Botanic
sarmal farazi bir hat ile bağlanan yaprak düzeni parastichy n.
varsayımsal çizgiyle birbirine bağlanan yaprakların düzeni orthostichy n.
Breeding
atın ön toynağına bağlanan küçük metal ağırlık toe weight n.
atlara bağlanan yaklaşık bir metre uzunluğunda ahşap kiriş traces n.
atlara bağlanan yaklaşık bir metre uzunluğunda ahşap kiriş singletree [us/australia] n.
atlara bağlanan yaklaşık bir metre uzunluğunda ahşap kiriş swingletree n.
atların arkasına bağlanan v şeklindeki araç ile yük çekmek travoy n.
atların arkasına bağlanan v şeklindeki araç ile kütük veya kereste taşımak travoy n.
atın alt çenesinden yularına bağlanan deri siper bib n.
(bağlanan hayvanı) çözmek untether v.
Fishery
teknenin altından oltaya bağlanan ağır bir kablo içeren bir olta ekipmanı downrigger n.
Literature
birbirine bağlanan parçalar rhapsody n.
Linguistics
(diğer cümleye, ifadeye veya sözcüğe) bağlanan dependant adj.
(diğer cümleye, ifadeye veya sözcüğe) bağlanan dependent adj.
Religious
yahudilerin ibadet ederken boyunlarına taktıkları atkıya bağlanan püsküller tsitsith n.
yahudilerin ibadet ederken boyunlarına taktıkları atkıya bağlanan püsküller zizith n.
yahudilerin ibadet ederken boyunlarına taktıkları atkıya bağlanan püsküller zizit n.
yahudilerin ibadet ederken boyunlarına taktıkları atkıya bağlanan püsküller tzitzith n.
yahudilerin ibadet ederken boyunlarına taktıkları atkıya bağlanan püsküller sisith n.
yahudilerin ibadet ederken boyunlarına taktıkları atkıya bağlanan püsküller tzitzis n.
umut bağlanan daha iyi ülke land of promise n.
Geography
kuzey amerika'da yer alan büyük göller'den dördüncü en büyüğü olan, erie kanalı ile hudson nehri'ne bağlanan göl lake erie n.
polonya'nın kuzeybatısında, batıya doğru akan vistula nehri'ne kanalla bağlanan nehir notec n.
güneydoğu isviçre'de yer alan, stockholm'den geçen bir kanal ile baltık denizi'ne bağlanan bir göl malar n.
güneydoğu isviçre'de yer alan, stockholm'den geçen bir kanal ile baltık denizi'ne bağlanan bir göl mälaren n.
kızıl deniz'in süveyş kanalı'na bağlanan kuzeybatı kolu gulf of suez n.
Military
rasyona bağlanan madde rationed item n.
Hunting
köpeğe bağlanan tasma trash n.
dürbün takılabilmesi için silaha bağlanan ayaklar scope bases n.
Sport
yüzeyde kaymaması için botlara bağlanan metal çivili çerçeve crampon n.
güvenlik için aralıklı bir şekilde tek bir ipe bağlanan birkaç dağcı rope n.
Music
piyanoya bağlanan ve ses düzeyini artıran bir tür cihaz aeolian attachment n.
yaylı çalgının üst tellerini akort etmek için kuyruk parçasına bağlanan bir cihaz tuner n.
ses kaydırma imi ile birbirine bağlanan nota grubu ligature n.
aynı kuyruğa bağlanan nota sayısı group n.
Printery
elektrik ile çalışan baskı makinesine bağlanan ve bu makine ile aynı işi yapan titreşimli ve çıkıntılı çerçeve fly n.
Archaic
iple bağlanan şey roper n.
Entomology
böceklerde beynin sinir sistemi kabuk açıklığının dış kenarına bağlanan üçüncü bölümü tritocerebrum n.
böceklerde beynin sinir sistemi kabuk açıklığının dış kenarına bağlanan üçüncü bölümü tritencephalon n.