|
Kategorie |
Türkisch |
Englisch |
|
General |
|
1 |
General |
ortak bir amaç veya çıkarla bağlanan bir grup insan |
affinity group n.
|
|
2 |
General |
bağlanan gelir |
settlement n.
|
|
3 |
General |
atın sırtından arabaya bağlanan deri kayış |
backband n.
|
|
4 |
General |
yay kirişinin takılı olduğu kertiğe bağlanan ucu |
noose n.
|
|
5 |
General |
çenenin altından bağlanan uzun başlık ipleri |
kissing strings n.
|
|
6 |
General |
çapı eşit tekerleklerden oluşan, çoğaltıcı vitesle arkaya bağlanan pedallarla sürülen bir bisiklet |
safety bicycle n.
|
|
7 |
General |
çapı eşit tekerleklerden oluşan, çoğaltıcı vitesle arkaya bağlanan pedallarla sürülen bir bisiklet |
safety bike n.
|
|
8 |
General |
on yedinci yüzyılda çocuklara takılan, çene altından bağlanan bir başlık |
biggon n.
|
|
9 |
General |
asılı bir ağın üzerinden veya altından bağlanan güçlendirici şerit |
meter [us] n.
|
|
10 |
General |
at koşum takımında baş üstünden geçip yanlara bağlanan şerit |
headpiece n.
|
|
11 |
General |
başın üstünü, arkasını ve yanlarını örtüp çene altından bağlanan sıkı başlık |
helmet n.
|
|
12 |
General |
uçurtmanın ipine bağlanan kordon sistemi |
bridle n.
|
|
13 |
General |
araba çeken atı tutmak için dizginlere bağlanan iki halkadan her biri |
holder n.
|
|
14 |
General |
keten iple birbirine bağlanan kuru çiçek saplarından yapılan maori salı |
mokihi n.
|
|
|
15 |
General |
ipe bağlanan fındıklarla oynanan bir oyun |
cobnut n.
|
|
16 |
General |
araba veya motorbot arkasına bağlanan paraşüt |
parasail n.
|
|
17 |
General |
koparak ters şekilde yeniden bağlanan kromozom bölümü |
inversion n.
|
|
18 |
General |
at arabasına bağlanan beşli çubuk |
five-abreast n.
|
|
19 |
General |
at arabasına bağlanan beşli çubuk |
five-horse string out n.
|
|
20 |
General |
bağlanan halatı açmak |
unlash v.
|
|
21 |
General |
birbirine bağlanan |
interconnected adj.
|
|
22 |
General |
omuzdan bağlanan |
shoulder piece adj.
|
|
23 |
General |
ağ ile bağlanan |
webbed adj.
|
|
24 |
General |
boyuna bağlanan |
choker adj.
|
|
25 |
General |
kendi isteği ile bağlanan |
self-devoted adj.
|
|
26 |
General |
kolayca bağlanan |
snap-in adj.
|
|
27 |
General |
kemer ile bağlanan |
surcingled adj.
|
|
28 |
General |
kuşak ile bağlanan |
surcingled adj.
|
|
29 |
General |
kolan ile bağlanan |
surcingled adj.
|
|
Colloquial |
|
30 |
Colloquial |
bir gemiye kargo indirip bindirirken yanına bağlanan kızak |
the skids n.
|
|
31 |
Colloquial |
imkansız veya mantıksız görünmesine rağmen bel bağlanan şey |
skyhook n.
|
|
Idioms |
|
32 |
Idioms |
(deniz topuna ya da benzeri bir silaha bağlanan bir denizci için) kırbaç cezasına çarptırılmak |
kiss the gunner's daughter [obsolete] v.
|
|
33 |
Idioms |
(deniz topuna ya da benzeri bir silaha bağlanan bir denizci için) kırbaç cezasına çarptırılmak |
marry the gunner's daughter [obsolete] v.
|
|
Trade/Economic |
|
34 |
Trade/Economic |
kadına kocasının ölümünden sonra bağlanan sürekli gelir |
jointure n.
|
|
|
Law |
|
35 |
Law |
bir şahsın ölümünden sonra bağlanan maaş |
survivorship annuity n.
|
|
36 |
Law |
bir şahsın ölümünden sonra bağlanan maaş |
reversionary annuity n.
|
|
37 |
Law |
borçlunun ipotekle bağlanan gayrimenkul üzerinde sahip olduğu hakkın kaldırılmasına dair dava |
foreclosure suit n.
|
|
38 |
Law |
iki şahıstan sağ kalana bağlanan maaş |
reversionary annuity n.
|
|
39 |
Law |
iki şahıstan sağ kalana bağlanan maaş |
survivorship annuity n.
|
|
40 |
Law |
(boşanma sonrası kadına bağlanan) daimi nafaka |
permanent alimony n.
|
|
41 |
Law |
kadına kocasının ölümünden sonra bağlanan sürekli gelir |
legal jointure n.
|
|
42 |
Law |
ölümden sonra bağlanan maaş |
reversion n.
|
|
Politics |
|
43 |
Politics |
geliri olmayan annelere hükümet tarafından bağlanan maaş |
mother's pension n.
|
|
Technical |
|
44 |
Technical |
araba falakası ile bağlanan iki veya daha fazla koşum hayvanına bağlanan uzun ve sağlam zincir |
trace chain n.
|
|
45 |
Technical |
at arabasına bağlanan üç atı eşit aralıklı hale getiren araç |
triple-tree n.
|
|
46 |
Technical |
at arabasına bağlanan üç atı eşit aralıklı hale getiren araç |
evener n.
|
|
47 |
Technical |
çabuk bağlanan uçlar |
quick-connect terminals n.
|
|
48 |
Technical |
düz çabuk bağlanan bağlantı uçları |
flat quick-connect terminations n.
|
|
49 |
Technical |
haberleşme ağlarına bağlanan ekipman |
equipment to be connected to telecommunication networks n.
|
|
50 |
Technical |
motora bağlanan yakıt |
engine-mounted fuel n.
|
|
51 |
Technical |
şebekeye bağlanan rüzgar türbini |
grid-connected wind turbine n.
|
|
52 |
Technical |
tabana bağlanan hava kompresörü |
base-mounted air compressors n.
|
|
53 |
Technical |
hareketi kısıtlaması için bacağa bağlanan ağır yük |
log n.
|
|
54 |
Technical |
kamyonetin arkasına bağlanan ön kısmı çıkıntılı römork |
goose neck n.
|
|
55 |
Technical |
iki eş paralel bağlantı ile bağlanan cetvel çifti |
parallel ruler n.
|
|
56 |
Technical |
iki eş paralel bağlantı ile bağlanan cetvel çifti |
parallel rule n.
|
|
57 |
Technical |
paletli traktörün çekiş kayışı halkasına bağlanan veya bu halkayı oluşturan taban levhası |
shoe n.
|
|
58 |
Technical |
besleme şebekesine bağlanan |
connected to the supply network adj.
|
|
59 |
Technical |
su kaynağına sürekli bağlanan |
permanently connected to a water supply adj.
|
|
Computer |
|
60 |
Computer |
bilgisayarın anakartına bağlanan baskılı devre kartı |
card n.
|
|
61 |
Computer |
bağlanan yüz |
mounted side n.
|
|
62 |
Computer |
bir bilgisayar portuna bağlanan ve kullanılan yazılımın illegal bir kopya olmadığını belirten cihaz |
dongle n.
|
|
63 |
Computer |
internet protokollerini kullanarak şirket dışındaki bayiler, müşteriler gibi belirli noktalara da bağlanan iç iletişim ağı |
extranet n.
|
|
64 |
Computer |
seri bağlanan sürücü |
serial driver n.
|
|
65 |
Computer |
taşıta bağlanan fare |
bus mouse n.
|
|
66 |
Computer |
usb'ye bağlanan flash sürücü |
thumb drive n.
|
|
67 |
Computer |
çerçeve arabelleği olarak x ana sunucusuna bağlanan kdrive tabanlı x sunucusu |
zephyr n.
|
|
68 |
Computer |
metin dizilerinin rastgele bir şekilde birbirine bağlanan karmaşık bir ağ olarak işlenmesine izin veren bir veritabanı yönetim sistemi |
hypertext system n.
|
|
69 |
Computer |
telekomünikasyon aracılığıyla bağlanan birden fazla bilgisayar |
distributed systems n.
|
|
70 |
Computer |
bilgisayarın işlemcisine kabloyla bağlanan elektronik donanım |
computer peripheral n.
|
|
71 |
Computer |
bağlanan dosya |
attached file expr.
|
|
Telecom |
|
72 |
Telecom |
telgrafa bağlanan ve daktilo gibi çalışan yazıcısı |
teleprinter n.
|
|
73 |
Telecom |
bağlanan hattın numarasının gösterimi |
connected line identification presentation n.
|
|
74 |
Telecom |
bağlanan hat |
connected line n.
|
|
|
75 |
Telecom |
aynı ev hattına bağlanan ek telefon |
local [canada] n.
|
|
Electric |
|
76 |
Electric |
yüksek akım sağlamak için bağlanan transistör çifti |
darlington n.
|
|
77 |
Electric |
bir faz ile nötr arasına bağlanan |
connected between one phase and neutral adj.
|
|
Textile |
|
78 |
Textile |
askıyla arkadan bağlanan perde çifti |
tiebacks n.
|
|
79 |
Textile |
kravat gibi bağlanan, uçları geniş kare biçimli boyun atkısı |
ascot n.
|
|
80 |
Textile |
japonya'da kimono üzerinden bele dolanıp arkadan bağlanan geniş bir kuşak |
obeah n.
|
|
81 |
Textile |
bel ve kalça etrafına örtülerek bağlanan bir kumaş giysi |
pareo n.
|
|
82 |
Textile |
bel ve kalça etrafına örtülerek bağlanan bir kumaş giysi |
pareu n.
|
|
Architecture |
|
83 |
Architecture |
panjur sırtlarına çıtaları desteklemek için bağlanan bir dizi çapraz kayış |
ladder n.
|
|
Construction |
|
84 |
Construction |
hava gemisinin alt bölümüne bağlanan uzun vagon |
gondola n.
|
|
Automotive |
|
85 |
Automotive |
şasiye bağlanan batarya ucu |
ground n.
|
|
86 |
Automotive |
kamyonetin arkasına bağlanan ön kısmı çıkıntılı römork |
gooseneck n.
|
|
Transportation |
|
87 |
Transportation |
gemiye bağlanan filika |
pickup n.
|
|
88 |
Transportation |
traktöre bağlanan römork |
pickup n.
|
|
Traffic |
|
89 |
Traffic |
ekspres otoyol veya paralı yola bağlanan rampa |
turnoff n.
|
|
90 |
Traffic |
erişimi kontrol edilen, önemli kavşaklarda diğer yollara bağlanan ve yüksek hız yapılan bölünmüş karayolu |
limited access highway n.
|
|
91 |
Traffic |
başka otoyola bağlanan otoyol |
connector n.
|
|
92 |
Traffic |
başka çevre yoluna bağlanan çevre yolu |
connector n.
|
|
Railway |
|
93 |
Railway |
tek vagona bağlanan bir dizi frenin tek noktadan tüm vagonları durduracak şekilde tasarlandığı sistem |
continuous brake n.
|
|
Marine |
|
94 |
Marine |
çekme halatına bağlanan zıpkın |
tow iron n.
|
|
95 |
Marine |
bir ucu gemi direğine diğer ucu serene bağlanan zincir veya halat |
tye n.
|
|
96 |
Marine |
avara demirlerine bağlanan bot |
outrigger n.
|
|
97 |
Marine |
çoklu bağlanan şamandıra |
multiple moored buoy n.
|
|
98 |
Marine |
dalgıcın orada olduğunu belirtmek üzere suyun üstüne bırakılan ve halatla bir yere bağlanan küçük şa |
surface marker buoy n.
|
|
99 |
Marine |
gemi armasını yukarı çekmek için gemi direğine bağlanan halat |
girtline n.
|
|
100 |
Marine |
gemi armasını yukarı çekmek için gemi direğine bağlanan halat |
gantline n.
|
|
101 |
Marine |
tombolo ile karaya bağlanan ada |
land tide island n.
|
|
102 |
Marine |
yelkenli geminin mayıstra serenine bağlanan prasya |
mainbrace n.
|
|
103 |
Marine |
kare yelkeni sarmak için yere yaklaştırmada kullanılan, yelkenin yakasına bağlanan bir sicim |
martinet n.
|
|
104 |
Marine |
direk veya serenin etrafına bağlanan halatı sıkmak için kullanılan sopa |
woolder n.
|
|
105 |
Marine |
güverte kemeresini desteklemek için kaburgalara bağlanan yatay kemere |
clamp n.
|
|
106 |
Marine |
flok ayağına bağlanan bumba |
club n.
|
|
107 |
Marine |
flok ayağına bağlanan bumba |
club foot n.
|
|
108 |
Marine |
flok ayağına bağlanan bumba |
clubfoot n.
|
|
109 |
Marine |
çapanın zemine bağlanan kısmı |
fluke n.
|
|
110 |
Marine |
geminin parakete salvosuna bağlanan bez parçası |
forerunner n.
|
|
111 |
Marine |
boğataların hemen üzerindeki iskalaryaya paralel çarmıklara bağlanan demir çubuk |
sheer batten n.
|
|
112 |
Marine |
yalnızca köşelerden bağlanan (yelken) |
flying adj.
|
|
Medical |
|
113 |
Medical |
vücuda bağlanan torbalar |
body worn bags n.
|
|
114 |
Medical |
vücuda bağlanan sıvı borusu |
cannula n.
|
|
115 |
Medical |
merkezi sinir sistemindeki morfin reseptörlerine bağlanan ve kısa süreli opioid özellikleri olan iki polipeptit türünden biri |
enkephalin n.
|
|
116 |
Medical |
merkezi sinir sistemindeki morfin reseptörlerine bağlanan ve kısa süreli opioid özellikleri olan iki polipeptit türünden biri |
enkephaline n.
|
|
117 |
Medical |
merkezi sinir sistemindeki morfin reseptörlerine bağlanan ve kısa süreli opioid özellikleri olan iki polipeptit türünden biri |
encephalin n.
|
|
118 |
Medical |
merkezi sinir sistemindeki morfin reseptörlerine bağlanan ve kısa süreli opioid özellikleri olan iki polipeptit türünden biri |
encephaline n.
|
|
119 |
Medical |
uzuvdan yukarı veya aşağı doğru eğik bağlanan bir bandaj |
oblique bandage n.
|
|
120 |
Medical |
koledok bağlanan |
common bile duct-ligated adj.
|
|
121 |
Medical |
uyuşturucu ilaca bağlanan |
opiate adj.
|
|
122 |
Medical |
hücrelere bağlanan |
cytophilic adj.
|
|
Anatomy |
|
123 |
Anatomy |
solucan gibi uzun gövdeli, omurgasız hayvanlarda bulunan, sinirleri her bir vücut bölümündeki bir çift sinir düğümü ile bağlanan sinir lifi |
nerve cord n.
|
|
124 |
Anatomy |
doğrudan ekleme bağlanan kas |
articular muscle n.
|
|
125 |
Anatomy |
ulnar atardamarına bağlanan ön kolda bulunan toplardamarlara verilen ad |
ulnar vein n.
|
|
126 |
Anatomy |
ulnar atardamarına bağlanan ön kolda bulunan toplardamarlara verilen ad |
vena ulnaris n.
|
|
Physiology |
|
127 |
Physiology |
alerjene karşı oluşturulan ve doku hücrelerine bağlanan antikor türü |
reagin n.
|
|
Pathology |
|
128 |
Pathology |
kendini çoğaltmak için hepatit b virüsüne bağlanan bir delta virüsünün neden olduğu şiddetli bir hepatit türü |
hepatitis delta n.
|
|
Logic |
|
129 |
Logic |
veya anlamını veren mantıksal işleç ile birbirine bağlanan iki cümle arasındaki bağıntı |
disjunction n.
|
|
Statistics |
|
130 |
Statistics |
bağlanan değişken |
regressand n.
|
|
Chemistry |
|
131 |
Chemistry |
şelat oluşturmak için bir metal ile bağlanan kimyasal bileşik |
chelating agent n.
|
|
132 |
Chemistry |
oksijen atomuna bağlanan alkil grubu |
alkoxy n.
|
|
133 |
Chemistry |
antikorlara bağlanan bir florofor |
fluorescein isocyanate n.
|
|
134 |
Chemistry |
antikorlara bağlanan bir florofor |
fluorescein isothiocyanate n.
|
|
135 |
Chemistry |
protein gibi makromoleküllere bağlanan florofor |
fluorophore n.
|
|
Biology |
|
136 |
Biology |
kanda tiroid hormonuna bağlanan bir glikoprotein |
thyroid-binding globulin n.
|
|
137 |
Biology |
kanda tiroid hormonuna bağlanan bir glikoprotein |
thyroxine-binding globulin n.
|
|
138 |
Biology |
başka bir antikoru tanıyarak ona bağlanan antikor |
anti-antibody n.
|
|
139 |
Biology |
pedinkül ile bağlanan |
pedunculate adj.
|
|
140 |
Biology |
sap ile bağlanan |
pedunculate adj.
|
|
141 |
Biology |
pedinkül ile bağlanan |
pedunculated adj.
|
|
142 |
Biology |
sap ile bağlanan |
pedunculated adj.
|
|
Biochemistry |
|
143 |
Biochemistry |
dna'ya bağlanan ve transkripsiyonu teşvik ederek gen ifadesinin düzenlenmesinde rol oynayan çeşitli proteinlerden herhangi biri |
transcription factor n.
|
|
144 |
Biochemistry |
kararlı bileşik oluşturmak için birbirine bağlanan bir molekülün diğerine olan yönelimini tahmin eden bir yöntem |
docking n.
|
|
Zoology |
|
145 |
Zoology |
yarım halkalara bağlanan bir ses borusuna sahip |
mesomyodous adj.
|
|
Botanic |
|
146 |
Botanic |
sarmal farazi bir hat ile bağlanan yaprak düzeni |
parastichy n.
|
|
147 |
Botanic |
varsayımsal çizgiyle birbirine bağlanan yaprakların düzeni |
orthostichy n.
|
|
Breeding |
|
148 |
Breeding |
atın ön toynağına bağlanan küçük metal ağırlık |
toe weight n.
|
|
149 |
Breeding |
atlara bağlanan yaklaşık bir metre uzunluğunda ahşap kiriş |
traces n.
|
|
150 |
Breeding |
atlara bağlanan yaklaşık bir metre uzunluğunda ahşap kiriş |
singletree [us/australia] n.
|
|
151 |
Breeding |
atlara bağlanan yaklaşık bir metre uzunluğunda ahşap kiriş |
swingletree n.
|
|
152 |
Breeding |
atların arkasına bağlanan v şeklindeki araç ile yük çekmek |
travoy n.
|
|
153 |
Breeding |
atların arkasına bağlanan v şeklindeki araç ile kütük veya kereste taşımak |
travoy n.
|
|
154 |
Breeding |
atın alt çenesinden yularına bağlanan deri siper |
bib n.
|
|
155 |
Breeding |
(bağlanan hayvanı) çözmek |
untether v.
|
|
Fishery |
|
156 |
Fishery |
teknenin altından oltaya bağlanan ağır bir kablo içeren bir olta ekipmanı |
downrigger n.
|
|
Literature |
|
157 |
Literature |
birbirine bağlanan parçalar |
rhapsody n.
|
|
Linguistics |
|
158 |
Linguistics |
(diğer cümleye, ifadeye veya sözcüğe) bağlanan |
dependant adj.
|
|
159 |
Linguistics |
(diğer cümleye, ifadeye veya sözcüğe) bağlanan |
dependent adj.
|
|
Religious |
|
160 |
Religious |
yahudilerin ibadet ederken boyunlarına taktıkları atkıya bağlanan püsküller |
tsitsith n.
|
|
161 |
Religious |
yahudilerin ibadet ederken boyunlarına taktıkları atkıya bağlanan püsküller |
zizith n.
|
|
162 |
Religious |
yahudilerin ibadet ederken boyunlarına taktıkları atkıya bağlanan püsküller |
zizit n.
|
|
163 |
Religious |
yahudilerin ibadet ederken boyunlarına taktıkları atkıya bağlanan püsküller |
tzitzith n.
|
|
164 |
Religious |
yahudilerin ibadet ederken boyunlarına taktıkları atkıya bağlanan püsküller |
sisith n.
|
|
165 |
Religious |
yahudilerin ibadet ederken boyunlarına taktıkları atkıya bağlanan püsküller |
tzitzis n.
|
|
166 |
Religious |
umut bağlanan daha iyi ülke |
land of promise n.
|
|
Geography |
|
167 |
Geography |
kuzey amerika'da yer alan büyük göller'den dördüncü en büyüğü olan, erie kanalı ile hudson nehri'ne bağlanan göl |
lake erie n.
|
|
168 |
Geography |
polonya'nın kuzeybatısında, batıya doğru akan vistula nehri'ne kanalla bağlanan nehir |
notec n.
|
|
169 |
Geography |
güneydoğu isviçre'de yer alan, stockholm'den geçen bir kanal ile baltık denizi'ne bağlanan bir göl |
malar n.
|
|
170 |
Geography |
güneydoğu isviçre'de yer alan, stockholm'den geçen bir kanal ile baltık denizi'ne bağlanan bir göl |
mälaren n.
|
|
171 |
Geography |
kızıl deniz'in süveyş kanalı'na bağlanan kuzeybatı kolu |
gulf of suez n.
|
|
Military |
|
172 |
Military |
rasyona bağlanan madde |
rationed item n.
|
|
Hunting |
|
173 |
Hunting |
köpeğe bağlanan tasma |
trash n.
|
|
174 |
Hunting |
dürbün takılabilmesi için silaha bağlanan ayaklar |
scope bases n.
|
|
Sport |
|
175 |
Sport |
yüzeyde kaymaması için botlara bağlanan metal çivili çerçeve |
crampon n.
|
|
176 |
Sport |
güvenlik için aralıklı bir şekilde tek bir ipe bağlanan birkaç dağcı |
rope n.
|
|
Music |
|
177 |
Music |
piyanoya bağlanan ve ses düzeyini artıran bir tür cihaz |
aeolian attachment n.
|
|
178 |
Music |
yaylı çalgının üst tellerini akort etmek için kuyruk parçasına bağlanan bir cihaz |
tuner n.
|
|
179 |
Music |
ses kaydırma imi ile birbirine bağlanan nota grubu |
ligature n.
|
|
180 |
Music |
aynı kuyruğa bağlanan nota sayısı |
group n.
|
|
Printery |
|
181 |
Printery |
elektrik ile çalışan baskı makinesine bağlanan ve bu makine ile aynı işi yapan titreşimli ve çıkıntılı çerçeve |
fly n.
|
|
Archaic |
|
182 |
Archaic |
iple bağlanan şey |
roper n.
|
|
Entomology |
|
183 |
Entomology |
böceklerde beynin sinir sistemi kabuk açıklığının dış kenarına bağlanan üçüncü bölümü |
tritocerebrum n.
|
|
184 |
Entomology |
böceklerde beynin sinir sistemi kabuk açıklığının dış kenarına bağlanan üçüncü bölümü |
tritencephalon n.
|
|