fly - Türkisch Englisch Wörterbuch

fly

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau

Bedeutungen von dem Begriff "fly" im Türkisch Englisch Wörterbuch : 155 Ergebniss(e)

Englisch Türkisch
Common Usage
fly n. sinek
The fly population in this area is high due to the swamp near it.
Yakınında bulunan bataklık nedeniyle bu bölgede sinek popülasyonu yüksektir.

More Sentences
fly v. uçmak
Some birds don't fly, like penguins and ostriches.
Bazı kuşlar uçmaz, penguenler ve devekuşları gibi.

More Sentences
General
fly n. olta sineği
The fly's bright colours look attractive to the fish.
Olta sineğinin parlak renkleri balıklara çekici görünür.

More Sentences
fly n. savurma topu (beyzbolda)
Flies led to huge run values.
Savurma topları büyük sayı değerleri elde edilmesini sağladı.

More Sentences
fly v. (bayrak) dalgalanmak
The horse's tail was flying as he ran through the field.
Atın kuyruğu tarlada koşarken dalgalanıyordu.

More Sentences
fly v. kaçmak
All the gang members flew when they heard the police sirens.
Polis sirenlerini duyan tüm çete üyeleri kaçmaya başladı.

More Sentences
fly v. uçuşmak
Bees were flying all over the garden.
Bahçenin her yerinde arılar uçuşuyordu.

More Sentences
fly v. dalgalanmak
In the street, flags are flying.
Sokakta bayraklar dalgalanıyor.

More Sentences
fly v. fırlamak
Suddenly the ball flew towards the window of the old house.
Top aniden eski evin penceresine doğru fırladı.

More Sentences
fly v. uçmak
I will fly to Japan next week.
Gelecek hafta Japonya'ya uçacağım.

More Sentences
fly v. uçurmak
It is a tradition to fly kites at Uttarayan.
Uttarayan'da uçurtma uçurmak bir gelenektir.

More Sentences
fly v. uçuş yapmak
How many airlines fly direct from Pointe-a-Pitre to Fort De France?
Aktarmasız Pointe-a-Pitre - Fort De France uçuşu yapan kaç havayolu şirketi var?

More Sentences
fly v. havada hızla gitmek
The ship was attacked when flying to Mars.
Uzay gemisi Mars'a doğru havada hızla giderken saldırıya uğradı.

More Sentences
fly v. uçarak geçmek
It used to be impossible to fly the pacific once.
Bir zamanlar Pasifik'i uçarak geçmek imkansızdı.

More Sentences
fly v. (bayrak yarıya vb.) indirmek
All the flags across the country will fly half-mast due to the tragic loss.
Yaşanan trajik kayıp nedeniyle ülke genelinde tüm bayraklar yarıya indirilecek.

More Sentences
fly v. (beyzbol topuna) sertçe vurmak
John flew the ball and started to run.
John topa sertçe vurdu ve koşmaya başladı.

More Sentences
fly adj. uyanık
You can't easily scam the old lady due to her fly character.
Uyanık kişiliği nedeniyle yaşlı kadını kolayca kandıramazsınız.

More Sentences
Colloquial
fly v. başarılı olmak
I don't think that their plan to buy a new land will fly.
Yeni bir arazi satın alma planlarının başarılı olacağını sanmıyorum.

More Sentences
Technical
fly v. uçmak
This is the first time I fly business class.
İlk kez business class uçuyorum.

More Sentences
fly v. uçurmak
Actually, you can learn how to fly a plane by taking some courses.
Esasında, bazı kurslara katılarak uçak uçurmayı öğrenebilirsiniz.

More Sentences
Textile
fly n. fermuar
I think you should check your flies.
Bence fermuarını kontrol etmelisin.

More Sentences
Aeronautic
fly v. hava yoluyla taşımak
These supplies will be flown to Africa.
Bu malzemeler Afrika'ya hava yoluyla taşınacaktır.

More Sentences
Zoology
fly n. sinek
Let me also point out that there is a fly in the ointment.
Bu arada merhemde bir sinek olduğunu da belirtmek isterim.

More Sentences
Slang
fly adj. havalı
The groom's suit was a real fly.
Damadın takım elbisesi cidden havalıydı.

More Sentences
General
fly n. uçuş
fly n. pantolonun ön yırtmacı
fly n. ayar dişlisi saat
fly n. erkek pantolonunun önündeki fermuar veya düğmelerle açılıp kapanan bölüm
fly n. uçma
fly n. kiralık araba
fly n. pantolonun fermuarlı kısmını kapatan kumaş parçası
fly n. çadır üzerindeki koruyucu kumaş
fly n. çadırın direği üzerine örtülüp çatı işlevi gören yelken bezi parçası
fly n. boş sayfa
fly n. kitabın baş ve sonundaki boş sayfa
fly n. bayrağın direkten açıktaki kenarına kadar olan uzunluğu
fly n. bayrağın dış kenarı
fly n. çark
fly n. volan
fly n. pusulada yönlerin işaretli olduğu kısım
fly n. pusula kartı
fly n. atlı yolcu arabası
fly n. nakliye arabası
fly n. bir kenarından tutturulmuş şey
fly n. uçuş rotası
fly n. bayrağın serbest kenarı
fly n. havaya fırlatılan nesnenin izlediği rota
fly n. rüzgar gülünün rüzgarın hangi yönden estiğini gösteren bölümü
fly v. atlayarak aşmak
fly v. firar etmek
fly v. zaman akıp gitmek
fly v. jet gibi gitmek
fly v. havalandırmak
fly v. akıp gitmek (zaman)
fly v. saçılmak
fly v. havalanmak
fly v. dalgalanmak (bayrak)
fly v. savrulmak
fly v. çok çabuk gitmek
fly v. uçakla gitmek
fly v. üzerinden atlamak
fly v. atılmak
fly v. öfkelenmek
fly v. hava veya uzay aracı kullanmak
fly v. havada süzülmek
fly v. havada dalgalanmak
fly v. çok sayıda kişiye iletilmek
fly v. acele etmek
fly v. adeta uçup gitmek
fly v. çarçur edilmek
fly v. ortadan kaybolmak
fly v. yok olmak
fly v. aniden duygusallaşmak
fly v. birden öfkelenmek
fly v. hızla taşınmak
fly v. birine saldırmak
fly v. uçuş sırasında geçmek
fly v. (şahin) saldırı amaçlı ava doğru uçmak
fly v. havaya kaldırmak
fly v. hızla azalıp yok olmak
fly v. aniden değişmek
fly v. sert bir dalga halinde hareket etmek
fly v. tehlikeden kaçmak
fly v. şahin ile avlanmak
fly v. uçuştaymış gibi takip etmek
fly v. uçarak saldırmak
fly v. kafası güzel olmak
fly v. paramparça etmek
fly v. tuzla buz etmek
fly v. patlatmak
fly v. havaya uçurmak
fly v. mutlu olmak
fly v. memnun olmak
fly adj. haberdar
fly adj. açıkgöz
Irregular Verb
fly v. flew - flown
Colloquial
fly v. kabul/onay görmek
fly v. kabul edilmek
fly v. uygun görülmek
fly v. inanılır olmak
fly v. uygulanabilir olmak
Politics
fly v. hatır bonosu ile para temin etmek
fly v. kamu oyu yoklaması amacıyla bilgiyi duyurmak
fly v. kamu oyu yoklamak amacıyla teşebbüste bulunmak
Industry
fly n. büküm yönlendirme cihazı
fly n. trikotaj makinesinde iğne başka bir ilmeğe batarken örülmekte olan ilmeği pozisyonlandıran mafsallı parça
fly n. atkı mekiği
fly n. imalathane odasına havayla gelen tüy birikintisi
fly n. tekstil işleminden atık olarak çıkan kısa ve hafif iplik
fly n. botun ön kısmındaki dil
fly n. ayakkabının üst kısmının birbirinin üzerine binen bölümü
Technical
fly n. uçuntu
fly n. kollu pres
fly n. vida presi
Textile
fly n. denim pantolonların fermuarlı olan kısmı
fly n. fermuarla veya düğmelerle açılıp kapanan bölüm
fly n. pat
Aeronautic
fly v. (hava veya uzay aracını) uçurmak
fly v. (bir şeyi) hava aracında yapmak
Marine
fly n. hız bilgisini dönerek gemi hızını ölçme aletine aktaran pervane benzeri bir cihaz
fly v. (belirli bir bayrağın) altında işletmek
Astronomy
fly n. sinek (takımyıldızı)
fly n. sinek takımyıldızı
Zoology
fly n. çift kanatlılar takımına mensup böcek
fly n. muscidae familyasından olan böcek
fly n. uçan böcek
Fishery
fly adj. sineklerin yem işlevi gördüğü balıkçılık türüne ait veya ilişkili
Environment
fly n. (güney afrika'da) çeçe sineği istilasına uğramış alan
Geography
fly n. yeni gine'de bir nehir
Sport
fly n. kelebekleme yüzme
fly n. göğüs çalışmak için kolları yanlara açarak yapılan bir ağırlık egzersizi
Football
fly n. alan kişinin doğrudan rakip takımın kalesine koşmasını gerektiren pas
Baseball
fly n. saha dışına düşecek şekilde yüksekten atılan top
fly v. topu saha dışına düşeceği şekilde yüksekten atmak
fly v. (topu) saha dışına düşmesine sebep olacak şekilde yüksekten atmak
Theatre
fly n. sahnenin hemen üzerinde ekipmanın bulunduğu alan
fly v. (sahne dekorunu) gerektiğinde indirmek üzere üst kısımda askıya almak
fly v. (sahne dekorunu) üst kısımdaki alana yükseltmek
Printery
fly n. basılmış kağıtları baskı makinesinden alıp istiflenen platforma aktaran cihaz
fly n. basılı materyali makineden toplayıp istifleyen kimse
fly n. dört sayfa haline gelmesi için bir kez katlanıp yalnızca ilk sayfasına baskı yapılmış kağıt
fly n. elektrik ile çalışan baskı makinesine bağlanan ve bu makine ile aynı işi yapan titreşimli ve çıkıntılı çerçeve
Archaic
fly v. atlı yolcu arabası ile ulaştırmak
fly v. atlı nakliye arabası ile götürmek
fly v. atlı yolcu arabası ile seyahat etmek
Engineering
fly n. büyük saatlerin çan sesini kontrol etmede kullanılan küçük hava freni
fly n. kollu presin yatay kaldıracı
Entomology
fly n. kanatlı böcek
fly n. çeçe sineği
fly n. sinek benzeri böcek
Slang
fly adj. çekici
fly adj. şık
fly adj. modaya uygun
fly adj. aşırı iyi
fly adj. aşırı çekici

Bedeutungen, die der Begriff "fly" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 500 Ergebniss(e)

Englisch Türkisch
General
fly swatter n. sineklik
Tom walked into the kitchen with a fly swatter in his right hand.
Tom sağ elinde bir sineklikle mutfağa girdi.

More Sentences
fly a kite v. uçurtma uçurmak
On Sunday we were on the beach flying a kite.
Pazar günü sahilde uçurtma uçuruyorduk.

More Sentences
fly low v. alçaktan uçmak
The sea gulls are flying low.
Martılar alçaktan uçuyor.

More Sentences
fly alone v. yalnız uçmak
Wolves travel in packs, but eagles fly alone.
Kurtlar sürüyle gezer ama kartallar yalnız uçar.

More Sentences
fly high v. yüksekten uçmak
Flying high up in the sky, Luo Feng took a deep breath.
Gökyüzünde yükseklerde uçan Luo Feng derin bir nefes aldı.

More Sentences
fly away v. uçup gitmek
Your budgie may not understand this movement at first and may fly away.
Muhabbet kuşunuz ilk başta bu hareketi anlamayabilir ve uçup gidebilir.

More Sentences
fly from v. kaçmak
No flying from fate.
Kaderden kaçmak yok.

More Sentences
fly about v. uçmak
They fly about 35,000 km in eight months.
Sekiz ayda yaklaşık 35,000 km uçtular.

More Sentences
fly from v. uçmak
For what I pay to fly from Graz, my home town, to Brussels, I could just as well fly to Los Angeles or Kuala Lumpur.
Memleketim Graz'dan Brüksel'e uçmak için ödediğim parayla Los Angeles ya da Kuala Lumpur'a da uçabilirim.

More Sentences
fly to paris v. paris'e uçmak
It will cost 500 dollars to fly to Paris.
Paris'e uçmak 500 dolara mal olacak.

More Sentences
fly over v. üzerinden uçmak
Air Force One, flying over Mount Rushmore.
Air Force One, Rushmore Dağı üzerinde uçuyor.

More Sentences
fly too low v. çok alçaktan uçmak
That plane is flying too low.
O uçak çok alçaktan uçuyor.

More Sentences
fly freely v. özgürce uçmak
I can fly freely between heaven and earth again.
Göklerle yer arasında yeniden özgürce uçabilirim.

More Sentences
fly a plane v. uçak kullanmak
Do you have a license to fly a plane?
Uçak kullanma ehliyetin var mı?

More Sentences
Phrasals
fly across v. uçmak
Why is the helicopter flying across the city?
Helikopter neden şehrin üzerinde uçuyor?

More Sentences
fly out v. uçup gitmek
The bee flew out of the window.
Arı camdan uçup gitti.

More Sentences
fly up to (some place) v. (daha kuzeyde bir yere) uçmak
According to the researchers, these seeds can fly up to 18 meters.
Araştırmacılara göre bu tohumlar 18 metreye kadar uçabiliyor.

More Sentences
fly in v. uçakla gelmek/gitmek
Tom is flying in tonight.
Tom bu gece uçakla geliyor.

More Sentences
General
tent fly n. çadır sineği
spanish fly n. kunduzböceği
fly sheet n. el ilanı
tsetse fly n. çöl sineği
flesh fly n. yumurtalarını ete bırakan kara sinek
warble fly n. büvelek
dung fly n. boksineği
mangold fly n. pancar sineği
fly whisk n. sineklik
hessian fly n. zararlı sinek
sand fly n. yakarca
alder fly n. kızılağaç sineği
spanish fly n. afrodizyak olarak kullanılan kurutulmuş kuduzböceği tozu
water fly n. susineği
spanish fly n. kuduzböceği
warble fly n. nokra sineği
wet fly n. su sineği
vinegar fly n. sirke sineği
blow fly n. sinek
warble fly n. büve
tsetse fly n. çeçe
vinegar fly n. sirkesineği
horse fly n. at sineği
fly ash n. uçucu kül
fly ash n. uçan kül
fly-repellent n. sinek kovucu
fly-by-nighter n. kapkaççı
fly-past n. gösteri uçuşu
fly-by-night n. vurguncu
fly-by-night company n. paravan şirket
dry-fly n. olta sineği
fly-killer n. sinek öldürücü
fly-away hair n. kontrolü zor saç
fly-away hair n. uçuşan saç
fly-away hair n. karmakarışık saç
fly-by-night n. borcunu ödemeyen kimse
fly screen n. tel sineklik
fly rod n. olta kamışı
fly bite n. sinek ısırığı
fly spray n. sinek ilacı
fly spray n. sinek spreyi
fly button n. pantolon düğmesi
fly-tipping n. yasa dışı çöp boşaltma
fly dumping n. yasa dışı çöp boşaltma
fly-past n. alçak uçuş
a kind of small fly n. mucuk
fly-tipper n. yasa dışı çöp boşaltan kimse
fly-killer n. sineklik
adder fly n. kızböceği
adder fly n. helikopter böceği
adder fly n. seyreklik
trencher fly n. asalak
trencher fly n. beleşçi
hackle fly n. suni sinek
long fly n. atlama egzersizi
long fly n. atlama beygirinden atlayarak yapılan bir jimnastik egzersizi
fly [obsolete] n. casus
fly flap n. sinek kovucu yelpaze
fly [obsolete] n. samimi arkadaş
fly spray [us] n. sinek öldürmekte kullanılan plastik nesne
fly-by-night n. iş için sürekli seyahat eden kimse
fly-by n. karadaki gözetleme ekibinin üzerinden yapılan alçak uçuş
fly cap n. 17. ve 18. yüzyıllarda giyilen ve kenarları kanadı andıran bir kadın şapkası
fly [uk] n. genellikle kiralık olan tek atlı araba
fly [obsolete] n. ajan
fly spray [us] n. sineklik
fly-by-night n. güvenilmez kimse
fly [obsolete] n. yakın dost
fly-by-night n. geceleri uçan canlı
fly sheet n. kullanım kılavuzu niteliğindeki broşür veya katalog kağıdı
fly tent n. fermuarlı girişi olan çadır
fly-by-night n. ilkesiz kimse
fly-by-night n. gece seyahat eden kimse
fly [obsolete] n. iblis ortak
fly flap n. vurarak sinek öldürmeye yarayan yelpaze biçimli alet
fly-by-night n. kaypak kimse
fly-by-night n. gece kuşu
fly [australia/new zealand] n. çaba
fly-by-night n. gecelere akmayı seven kimse
fly [australia/new zealand] n. deneme
fly sheet n. girişte bulunan ve yelken bezi parçasından oluşan çadır eteği
fly [australia/new zealand] n. kalkışma
fly-by-night n. kısa ömürlü ve güvenilmez (şirket) oluşum
fly [australia/new zealand] n. girişim
fly-by-night n. (kredi konusunda) risk taşıyan kimse
fly-posting n. yasaklı alanlara poster asma
fly-swat n. vurarak sinek öldürmeye yarayan yelpaze biçimli alet
let fly v. uçurmak
fly off v. fırlamak
fly into a temper v. kafası kızmak
fly away v. kaçmak
fly to pieces v. parça parça olmak
fly into a passion v. hiddetlenmek
fly into a rage v. köpürmek
fly into a rage v. kendini kaybetmek
fly off v. acele ile gitmek
fly blind v. kör uçmak
fly at v. saldırmak
cast a fly v. olta atmak
fly a flag v. bayrak asmak
fly at someone's throat v. birine birdenbire sözlerle saldırmak
fly off v. uçup gitmek
fly into a temper v. çabuk sinirlenmek
fly off the handle v. çok kızmak
fly into a rage v. küplere binmek
fly blind v. sadece içgüdülerine dayanarak idare etmek (tecrübesizlik veya birtakım eksiklikler yüzünden)
fly by the seat of one's pants v. tecrübesizlik veya birtakım eksiklikler yüzünden sadece içgüdülerine dayanarak idare etmek
fly at one anothers throats v. boğaz boğaza gelmek
fly about v. uçuşmak
cause to fly v. uçurmak
fly off the handle v. tepesi atmak
fly the coop v. tabanları yağlamak
fly over v. üzerinden geçmek
fly at v. birdenbire üstüne saldırmak
fly into a rage v. afyonu başına vurmak
fly into a temper v. hemen sinirlenmek
fly out v. fırlamak
fly to pieces v. dağılmak
fly to pieces v. parçalanmak
let fly v. fırlatmak
let fly v. atmak
fly off the handle v. küplere binmek
fly out v. öfkelenmek
fly into a passion v. şahlanmak
fly into a temper v. hemen öfkelenmek
let fly v. salıverip uçurmak
fly into a rage v. hiddetlenmek
fly into a temper v. çabuk öfkelenmek
let fly v. ateşlemek
fly upwards v. yukarıya doğru uçmak
fly into a tantrum v. hiddetten bağırıp çağırıp tepinmeye başlamak
fly at one another's throat v. gırtlak gırtlağa gelmek
fly into a temper v. tepesi atmak
fly a kite v. uçurtma uçurtmak
fly a kite v. zarf atmak
fly into a rage v. barut kesilmek
fly in the face of v. hiçe saymak
fly high v. gözü yükseklerde olmak
let fly v. ağzına geleni söylemek
let fly v. patlamak
make the money fly v. har vurup harman savurmak
let fly v. ateş etmek
fly into a passion v. öfkelenmek
fly into a rage v. tepesinin tası atmak
fly swatter v. sinek öldürmekte kullanılan plastik nesne
fly out at somebody v. saldırmak
fly at somebody v. saldırmak
let fly at somebody v. ateş etmek
let fly at somebody v. ağzına geleni söylemek
decide to not fly v. uçmaktan vazgeçmek
fly higher v. daha yükseğe uçmak
(the flag) to fly v. bayrak dalgalanmak
fly in the sky v. havada uçmak
fly the coop v. sıvışmak
make the fur fly v. olay çıkarmak
make the fur fly v. kavga çıkarmak
make the fur fly v. kıyameti koparmak
fly the flag at half-mast v. bayrağı yarıya indirmek
fly the flag at half-mast v. bayrakları yarıya indirmek
fly off the handle v. çılgına dönmek
fly apart v. parçalanmak
fly about v. (haber vb) yayılmak
fly off v. acele etmek
fly off v. aniden kopmak
fly high v. yüksek bir mevkiye gelmek
fly by v. zaman çabucak geçmek
fly by v. su gibi akıp gitmek
fly about v. duyulmak
fly at v. üstüne atlamak
fly apart v. bin parçaya bölünmek
fly at v. üzerine fırlamak
fly high v. çok iyi bir pozisyonda olmak
fly off v. ayrılmak
fly apart v. param parça olmak
fly by v. uçup gitmek
fly by v. rüzgar gibi geçmek
fly from v. tüymek
fly off v. aceleyle çıkmak
fly about v. ortaya çıkmak
fly at v. üzerine çullanmak
fly by v. süratle geçmek
fly off v. aceleyle gitmek
fly apart v. tuzla buz olmak
fly from v. kuş olup uçmak
fly off v. alelacele koşturmak
fly at v. üzerine atılmak
fly from v. sıvışmak
fly by v. uçarak geçmek
let fly bullets v. kurşun yağdırmak
let fly v. kurşun yağdırmak
let fly v. mermi yağdırmak
let fly bullets v. mermi yağdırmak
fly up to something v. (haritada/rakım olarak) daha yüksek bir yere uçmak
fly off with someone v. birisi ile uçmak/gitmek
fly in the wrong course v. yanlış rotada uçmak
fly in the wrong direction v. yanlış rotada uçmak
fly the flag at half-staff v. bayrakları yarıya indirmek
fly over something at high speed v. üzerinden büyük bir hızla uçmak
fly a plane v. uçak uçurmak
fly high v. yüksekte uçmak
fly a plane v. uçak uçurmak
dub a fly v. olta sineğine ip sarmak
let fly v. aniden savurmak
let fly v. oku yaydan serbest bırakmak
let fly v. (duygu, tepki) koy vermek
let fly v. söyleyivermek
fly too close to the sun v. güneşe çok yakın uçmak
fly-by v. yanından öylece geçip gitmek
fly-by v. hızla geçmek
fly-by-night adj. kapkaççı
fly-proof adj. sinek geçirmez
on the fly adj. başlatılan
on the fly adj. başlatılmış
fly-bitten adj. sinek ısırıkları bulunan
fly-blown adj. (et) sineklenmiş
fly-by-night adj. güvenilmez veya ilkesiz
fly-blown adj. kusurlu
fly-blown adj. sineklenmiş
fly-by-night adj. kısa ömürlü
fly-blown adj. bozuk
fly-by-night adj. gelip geçici
fly-blown adj. sinek bokuyla kaplanmış
fly-by-night adj. temelsiz
fly-by-night adj. (iş anlaşmalarında) kaypak
fly [uk] adj. bilgili ve gözü açık
fly [scotland] adj. sinsi
fly [uk] adj. akıllı
fly-by-night adj. geçici
fly-by-night adj. istikrarsız
fly-blown adj. lekeli
fly-bitten adj. sinek ısırmış gibi olan
fly [scotland] adj. içten pazarlıklı
on the fly adv. uçarken
on the fly adv. havada iken
on the fly adv. hamle yaparken
on the fly adv. eylem anında
on the fly adv. kalkış vaktinde
on the fly adv. sürekli faal
on the fly adv. esas görevle birlikte
on the fly adv. çok meşgul
on the fly adv. kalkış sırasında
Irregular Verb
test-fly v. test-flew - test-flown
Phrasals
fly along v. boyunca uçmak
fly out of v. -den uçmak
fly out of v. -den uçup kaçmak
fly through v. boyunca uçmak
fly off v. ayırmak
fly on v. saldırmak
fly around v. aceleyle hareket etmek
fly out v. fırlamak
fly off v. ayrıştırmak
fly off v. ayaklanmak
fly on v. üstüne çullanmak
fly off v. isyan etmek
fly around v. uçuşmak
fly around someone or something v. birinin veya bir şeyin etrafında uçmak/uçuşmak
fly around v. uçuşup durmak
fly around someone or something v. /birinin veya bir şeyin üzerinde uçmak/uçuşmak
fly around someone or something v. birinin veya bir şeyin tepesinde uçmak/uçuşmak
fly by v. yanından/teğet geçmek
fly by v. gelerek sürpriz yapmak
fly by v. hızla gelip gitmek
fly by v. hızla geçmek
fly by v. uğramak
fly by v. uçarak yanından geçmek
fly by v. zaman su gibi akıvermek/uçup gitmek
fly across (something) v. (kuş, sinek, uçak) uçup geçmek
fly across something v. uçakla geçmek
fly across (something) v. uçakla geçmek
fly across something v. (kuş, sinek, uçak) uçmak
fly across (something) v. (kuş, sinek, uçak) uçmak
fly across (something) v. bir yerden ya da bir bölgeden uçakla geçmek
fly across something v. (kuş, sinek, uçak) uçup geçmek
fly across something v. bir yerden ya da bir bölgeden uçakla geçmek
fly into (something or some place) v. uçakla (bir hava durumuna) yakalanmak/girmek
fly into (something or some place) v. uçakla (bir yere) uçmak
fly into (something or some place) v. uçakla (bir yere) göndermek
fly into (something or some place) v. (bir hava durumunun) içine doğru/içinden uçmak
fly into v. saldırmak
fly from (something) v. (bir yerden) uçmak
fly someone or something (into some place) (from some place) v. birini/bir şeyi (bir yerden bir yere) götürmek
fly off with (someone or something) v. (biriyle/bir şeyle) apar topar gitmek
fly into (something or some place) v. uçakta bir hava koşuluna/durumuna yakalanmak
fly out of (some place) v. (bir yerden) uçurmak
fly into (something or some place) v. (bir şeye/yere) uçakla getirmek
fly in v. '-e uçakla seyahat etmek
fly from (someone or something) to (some place) v. (birinden/bir şeyden yere) kaçmak
fly into something v. bir yere uçakla seyahat etmek
fly up to (some place) v. uçakla (daha kuzeyde kalan bir yere) gitmek
fly into (something or some place) v. uçakta türbülansa, sise girmek
fly across v. uçup geçmek
fly to v. -e uçmak
fly out of (some place) v. (bir yerden) uçakla götürmek
fly out of (some place) v. (bir yerden) hemen ayrılmak
fly someone or something out v. birini/bir şeyi bir şeyden/yerden uçakla götürmek
fly into (something or some place) v. (bir yere) uçakla seyahat etmek
fly off with (someone or something) v. (biriyle/bir şeyle) uçup gitmek
fly over (someone or something) v. (birinin/bir şeyin) üzerinden uçmak
fly out v. -den apar topar çıkmak
fly up to v. daha yüksek bir yere uçmak
fly out v. uçurmak
fly someone or something out v. birini/bir şeyi bir şeyden/yerden uçurmak
fly out v. uçuş planını yapmak
fly out v. -den uçmak/havalanmak
fly off with (someone or something) v. (biriyle/bir şeyle) acilen ayrılmak/yola çıkmak
fly from someone or something (to something) v. birinden/bir şeyden (güvenli bir yere) kaçmak
fly to v. '-e uçakla gitmek
fly into v. aniden/hızlıca bir duruma girmek
fly from (someone or something) v. (birinden/bir şeyden) paçayı kurtarmak
fly over (someone or something) v. (birinin/bir şeyin) üzerinden geçmek
fly at (someone or something) v. (birinin/bir şeyin) üstüne atlamak
fly into (something or some place) v. (bir yere) uçakla gelmek/gitmek
fly into v. '-e kapılmak
fly from someone or something (to something) v. birinden/bir şeyden (bir şeye/yere) kaçmak
fly someone or something in v. birini/bir şeyi (bir yerden bir yere) taşımak
fly someone or something out of something v. birini/bir şeyi bir şeyden/yerden uçakla götürmek
fly into v. üzerine atılmak
fly to (someone or something) v. (birine/bir şeye) koşmak/koşturmak
fly from (something) v. (bir yerden uçakla) gitmek/ayrılmak
fly at (someone or something) v. (birinin/bir şeyin) üzerine atılmak
fly to (someone or something) v. (birine/bir şeye) hemen gitmek
fly from (someone or something) to (some place) v. (birinden/bir şeyden güvenli bir yere) kaçmak
fly to (someone or something) v. (birine/bir şeye) uçakla gitmek
fly into something v. uçarak bir şeye çarpmak
fly out v. uçarak gitmek
fly someone or something (into some place) (from some place) v. birini/bir şeyi (bir yerden bir yere) taşımak
fly to something v. bir şeye/yere uçmak
fly out v. '-den hemen ayrılmak
fly over (someone or something) v. (birinin/bir şeyin) tepesinden uçmak/geçmek
fly at (someone or something) v. (birinin/bir şeyin) üzerine çullanmak
fly into something v. bir yere uçakla gelmek/gitmek
fly from (someone or something) v. (birinden/bir şeyden) kaçmak
fly at (someone or something) v. (birinin/bir şeyin) birdenbire üstüne saldırmak
fly out v. (beyzbolda) vurulan topun rakip oyuncu tarafından yakalanması sonucu topu dışarı atmış sayılmak
fly into v. hücum etmek
fly out v. uçuşunu ayarlamak
fly to something v. bir şeye/yere uçakla gitmek
fly out v. '-i acilen terk etmek
fly out of (some place) v. (bir yeri) acilen terk etmek
fly out v. uçakla gitmek
fly someone or something in v. birini/bir şeyi (bir yerden bir yere) götürmek
fly into something v. bir yere uçmak
fly into something v. uçakta bir hava koşuluna/durumuna yakalanmak
fly in v. uçakla getirmek
fly across v. uçakla geçmek
fly into something v. uçakta türbülansa, sise girmek
fly to v. aceleyle/apar topar (bir yere/şeye) gitmek
fly at (someone or something) v. (birinin/bir şeyin) üstüne uçmak
fly someone or something (into some place) (from some place) v. birini/bir şeyi (bir yerden bir yere) nakletmek
fly from something (to something) v. (bir yerden bir yere) uçmak
fly someone or something out of something v. birini/bir şeyi bir şeyden/yerden uçurmak
fly into (something or some place) v. (bir şeye/yere) uçakla gelmesini sağlamak/ayarlamak
fly out of (some place) v. (bir yerden) uçmak/havalanmak
fly out of (some place) v. (bir yerden) apar topar çıkmak
fly into (something or some place) v. (bir yere) uçmak
fly to (someone or something) v. (birine/bir şeye) damlamak
fly in v. -e uçmak
fly in v. uçakla gelmesini sağlamak/ayarlamak
fly to (someone or something) v. (birine/bir şeye) uçarak gitmek
fly off with v. ile uçmak/gitmek
fly someone or something in v. birini/bir şeyi (bir yerden bir yere) nakletmek
fly into something v. uçarken bir şeye çarpmak
fly on v. uçmayı sürdürmek
fly on v. uçmaya devam etmek
Phrases
fly high to glory expr. zafere yüksekten uç
let your freak flag fly! expr. özgünlüğünü göster!
let your freak flag fly! expr. kendin gibi ol!
birds fly not into our mouth ready roasted expr. armut piş ağzıma düş
ladybug, ladybug, fly away home expr. uç uç böceği annen sana terlik pabuç alacak
ladybug, ladybug, fly away home expr. uğurböceğinin/uçuç böceğinin ya da gelin böceğinin uçup gitmesi için söylenen ezgi
ladybug, ladybug, fly away home expr. , annem sana terlik pabuç alacak
ladybug, ladybug, fly away home expr. uç, uç böceğim
ladybug, ladybug, fly away home expr. uç, uç böceğim, yarın düğün olacak, annem sana terlik pabuç alacak
monkeys might fly out of my butt expr. belki çıkmaz ayın son çarşambasında
Proverb
pigs could fly if they had wings itin duası kabul olsaydı gökten kemik yağardı
pigs might fly if they had wings itin duası kabul olsaydı gökten kemik yağardı
you must lose a fly to catch a trout kaz gelecek yerden tavuk esirgenmez
words fly away, writings remain söz uçar, yazı kalır
spoken words fly away, written words remain söz uçar yazı kalır
you must lose a fly to catch a trout kaz gelen yerden tavuk esirgenmez
if you fly with the crows, you get shot with the crows kargayla uçan leşe, şahinle uçan ete konar
if you fly with the crows, you get shot with the crows kargayla uçan mezara, kartalla uçan saraya gider
words fly away söz uçar, yazı kalır
birds of a feather fly together it ulur birbirini bulur
birds of a feather fly together benzer özelliklere sahip insanlar birbiriyle iyi geçinmeye meyillidir
birds of a feather fly together davul bile dengi dengine
birds of a feather fly together davul bile dengi dengine çalar
birds of a feather fly together davul bile dengi dengine vurur
birds of a feather fly together tencere yuvarlanmış kapağını bulmuş
a fly will not get into a closed mouth çeneni kapalı tutarsan ağzından bir şey kaçırmazsın
a fly will not get into a closed mouth çeneni kapalı tutarsan pot kırmazsın
a fly will not get into a closed mouth sözünü bil pişir, ağzını der devşir
a fly will not get into a closed mouth boş boş konuşmaktansa/pot kırmaktansa en iyisi susmak
a fly will not get into a closed mouth söz gümüşse sükut altındır
Colloquial
bar fly n. o bar senin bu bar benim gezen kimse
bar fly n. bar kuşu
fly mink n. cilveli kadın
fly mink n. seksi kadın
fly mink n. davetkar kadın
fly mink n. cazibeli kadın
fly mink n. kışkırtıcı kadın
fly mink n. fingirdek kadın
fly mink n. vamp kadın
fly mink n. baştan çıkarıcı kadın
fly mink n. çekici kadın
fly mink n. işveli kadın
let fly v. küplere binmek
fly right v. dürüst davranmak
fly right v. doğru davranmak
fly right v. uygun davranmak
let fly v. çok sinirlenmek
let fly v. bir şey atmak
let fly v. ateş fışkırmak
fly open v. birden belirmek
fly to arms v. silaha sarılmak
fly open v. birdenbire açılmak
fly open v. aniden açılmak
let fly v. ateş etmek
let fly v. öfkelenmek
let fly v. yaylım ateşine tutmak
fly open v. hızla açılmak
let fly v. kızmak
let fly v. mermi manyağı yapmak
let fly v. ateş püskürmek
let fly v. bağırmak
let fly v. şarjörü boşaltmak
let fly v. ateş etmeye başlamak
let fly v. tepesinin tası atmak
fly a kite v. ağız aramak
fly a kite v. ortaya yem atmak
fly low v. alçaktan uçmak
fly light v. bir öğünü atlamak/kaçırmak
fly into a rage v. fıttırmak
go fly a kite! expr. yaylan!
go fly a kite! expr. çek arabanı!
so pigs do fly expr. bir yaşıma daha girdim
go fly a kite! expr. defol git ve beni rahatsız etme!
pigs can fly expr. balık kavağa çıkınca
your fly was down expr. dükkanın açıktı
maybees don't fly in june expr. kararını ver artık
maybees don't fly in june expr. daldan dala konmayı bırak
maybees don't fly in june expr. bir karar ver artık
like a blue-arsed fly expr. çılgınca bir hareket içinde
he/she wouldn't hurt a fly expr. sineği bile incitmez
he/she wouldn't harm a fly expr. sineği bile incitmez
he/she wouldn't hurt a fly expr. karıncayı bile incitmez
he/she wouldn't harm a fly expr. karıncayı bile incitmez
I gotta fly exclam. gitmem/kaçmam lazım
Idioms
fly-by-night n. borcunu ödemeyen kimse
fly in the ointment n. çekilmez kimse
fly in the ointment n. sevilmeyen kimse
fly in the ointment n. küçük ama mide bulandıran pürüz
fly in the ointment n. karın ağrısı
a fly on the wall n. dikizci
a fly on the wall n. casus
sparks fly n. birbirlerine girerler
no-fly zone n. tabu olan hassas konu
a fly in amber n. hiç bozulmadan kalmış şey
a fly in amber n. hiç değişmeden kalmış şey
a fly in amber n. geçmişten bugüne değişmeden/bozulmadan kalmış nadir şey
a fly in the ointment n. küçük ama mide bulandıran pürüz
a fly on the wall n. gizlice izleyen/dinleyen/kulak misafiri olan kimse
a fly in the ointment n. karın ağrısı
a fly on the wheel n. her şeyin kendi sayesinde olduğunu düşünen kimse
a fly on the wheel n. kendini olduğundan daha değerli gören kimse
a fly on the wall n. çaktırmadan izleyen/dinleyen/kulak misafiri olan kimse
a fly in the ointment n. başarının/mutluluğun önündeki engel
a fly on the wheel n. kendini olmazsa olmaz/vazgeçilmez gören kimse
a fly on the wheel n. kendini olduğundan daha güçlü/önemli gören kimse
a fly in the ointment n. bir şeyin iyi olmasına/başarısına köstek olan şey
the fly in the ointment n. çekilmez kimse/şey
the fly in the ointment n. sevilmeyen kimse/şey
the fly in the ointment n. pürüz yaratan kimse/şey
a fly in the ointment n. pürüz yaratan kimse/şey
a fly in the ointment n. karın ağrısı
a fly in the ointment n. küçük ama mide bulandıran pürüz
a fly in the ointment n. sevilmeyen kimse/şey
a fly in the ointment n. çekilmez kimse/şey
the fly in the ointment n. küçük ama mide bulandıran pürüz
the fly in the ointment n. bir şeyin iyi olmasına/başarısına köstek olan şey
the fly in the ointment n. karın ağrısı
fly off at a tangent v. daldan dala konmak