be taken - Türkisch Englisch Wörterbuch
Verlauf

be taken

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


Bedeutungen von dem Begriff "be taken" im Türkisch Englisch Wörterbuch : 3 Ergebniss(e)

Englisch Türkisch
General
be taken v. tutulmak
be taken v. para kaptırmak
be taken v. dolandırılmak

Bedeutungen, die der Begriff "be taken" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 186 Ergebniss(e)

Englisch Türkisch
General
mandatory precautions (to be taken) n. (alınması) zorunlu önlemler
measures that must be taken n. alınması zorunlu önlemler
mandatory measures (to be taken) n. (alınması) zorunlu önlemler
obligatory measures (to be taken) n. (alınması) zorunlu önlemler
compulsory precautions (to be taken) n. (alınması) zorunlu önlemler
compulsory measures (to be taken) n. (alınması) zorunlu önlemler
obligatory precautions (to be taken) n. (alınması) zorunlu önlemler
be taken seriously v. kaale alınmak
be taken in by v. aldanmak
be taken out of circulation v. tedavülden kalkmak
be taken aback at/by v. -e çok şaşırmak
be taken up with v. ile meşgul olmak
be taken with v. hoşlanmak
be taken in v. aldanmak
be taken captured v. esir düşmek
be taken ill v. yatağa düşmek
be taken aback by v. çok şaşırmak
be taken aback v. şaşırtmak
be taken aback v. şaşırıp kalmak
be taken in v. tongaya basmak
be taken aback v. şaşalamak
be taken ill v. hasta olmak
be taken into consideration v. dikkate alınmak
be taken with v. etkilenmek
be taken ill v. hastalanmak
be taken with v. kapılmak
be taken into account v. sayılmak
be taken in v. dolaba girmek
be taken by v. hoşlanmak
be taken with fear v. korkuya kapılmak
be taken unawares v. boş bulunmak
be taken short v. sıkışmak
be taken by v. bayılmak
be taken aback v. şaşırmak
be taken in v. keleğe gelmek
be taken as a reference v. referans alınmak
be taken as references v. referans alınmak
be taken short v. abdesti gelmek
(a garment/cloth etc) be taken v. daraltılmak
be taken to hospital v. hastaneye götürülmek
be taken seriously v. ciddiye alınmak
be taken prisoner v. esir düşmek
be taken to the job v. işe alınmak
be taken into custody v. gözaltına alınmak
be taken prisoner v. tutsak alınmak
be taken on v. işe alınmak
be taken in v. kandırılmak
be taken captive v. esir alınmak
be taken no notice v. gözardı edilmek
be taken no notice v. göz ardı edilmek
be taken unawares v. hazırlıksız yakalanmak
be taken unawares v. gafil avlanmak
be taken to task v. zılgıtı yemek
be taken to task v. azar işitmek
be taken for a ride v. para kaptırmak
be taken to the cleaners v. para kaptırmak
be taken for a ride v. dolandırılmak
be taken to the cleaners v. dolandırılmak
be taken as a basis v. baz alınmak
be taken as a basis v. esas alınmak
be taken aback by v. -e şaşakalmak
be taken aback at v. -e şaşakalmak
be taken for a fool v. enayi yerine konmak
be taken aback v. afallamak
be taken to emergency room v. acile kaldırılmak
be taken to a&e v. acile kaldırılmak
be taken to accident and emergency v. acile kaldırılmak
be taken to emergency v. acile kaldırılmak
be taken to hospital with suspected broken leg/arm v. kırık şüphesiyle hastaneye kaldırılmak
be taken to hospital suffering a suspected broken leg/arm v. kırık şüphesiyle hastaneye kaldırılmak
be taken to court v. mahkemeye çıkarılmak
be taken into account v. nazarı itibara alınmak
be taken into account v. hesaba katılmak
be taken prisoner by v. tarafından esir alınmak
be taken care of v. bakılmak
to be taken to the hospital v. hastaneye kaldırılmak
be taken into custody v. göz altına alınmak
be taken to the orphanage v. yetiştirme yurduna alınmak
be taken to the orphanage v. yetimhaneye alınmak
be taken into consideration v. hesaba katılmak
be taken in the manner v. suçüstü yakalanmak
Phrases
action to be taken n. atılacak adım
action to be taken n. alınacak önlem
actions to be taken n. alınacak önlemler
actions to be taken n. alınacak tedbirler
actions to be taken n. atılacak adımlar
actions to be taken quickly n. hızla alınacak aksiyonlar
the action plans to be taken will be defined expr. alınacak aksiyon planları tanımlanacak
actions to be taken expr. yapılması gerekenler
action to be taken expr. yapılacak eylem
actions to be taken expr. yapılacaklar
cannot be taken hold of expr. yakalanamaz
action to be taken expr. yapılacak hareket
should never be taken for granted expr. asla hafife alınmamalıdır
Colloquial
be taken aback v. apışıp kalmak
Idioms
be taken aback v. birdenbire engellenmek
be taken aback v. birdenbire rahatsız edilmek
be taken in by (someone) v. (biri tarafından) kandırılmak/aldatılmak
be taken in by (someone) v. (birinin/bir şeyin) oyununa gelmek
be taken in by (someone) v. (birine/bir şeye) kanmak/inanmak
be taken in by (someone) v. (biri tarafından) eve/barınağa alınmak
be taken in by (someone) v. (biri tarafından) bakılmak/büyütülmek
be taken in by (someone) v. (biri tarafından)yetiştirilmek/yanına alınmak
be taken in by (someone) v. evlatlık olarak alınmak
be taken unawares v. boş bulunmak
be taken with someone or something v. birine/bir şeye vurulmak
be taken to task v. fırça yemek
be taken as read v. (herhangi bir sorgulama yapmadan) doğru kabul edilmek
be taken as read v. olduğu gibi kabul edilmek
be taken under the wing of (someone) v. (birinin) kanatları altına alınmak
be taken under the wing of (someone) v. (birinin) koruması altına alınmak
be taken under the wing of (someone) v. (birinin) himayesi altına alınmak
be taken under the wing of (someone) v. (birinin) bakımına alınmak
be taken under the wing of (someone) v. (birinin) yanına alınmak
be taken aback (by somebody/something) v. (biri/bir şey) tarafından şaşkınlığa uğratılmak
be taken aback (by somebody/something) v. (biri/bir şey) yüzünden şoka girmek
be taken aback (by somebody/something) v. (biri/bir şey) yüzünden şaşakalmak
be taken short [uk] v. olmadık bir yerde/zamanda tuvaleti gelmek
be taken short [uk] v. tuvalete sıkışmak
be taken short [uk] v. çok tuvaleti gelmek
be taken short [uk] v. acilen tuvalete gitmesi gerekmek
be taken at face value v. dış görüntüsüne göre değerlendirilmek
be taken at face value v. yüzeysel olarak değerlendirilmek
be taken at face value v. dışarıdan göründüğü gibi kabul edilmek/değerlendirilmek
be taken by surprise v. gafil avlanmak
be taken by surprise v. hazırlıksız yakalanmak
be taken by surprise v. sürpriz olmak
be taken by surprise v. şaşırmak
be taken by surprise v. savunmasız yakalanmak
be taken down a notch (or two) v. ağzının payını almak
be taken down a notch (or two) v. haddi bildirilmek
be taken down a notch (or two) v. dersini almak
be taken down a notch (or two) v. gününü görmek
be taken down a notch (or two) v. ipliği pazara çıkarılmak
be taken down a peg (or two) v. ağzının payını almak
be taken down a peg (or two) v. haddi bildirilmek
be taken down a peg (or two) v. dersini almak
be taken down a peg (or two) v. gününü görmek
be taken down a peg (or two) v. ipliği pazara çıkarılmak
be taken for granted v. cepte görülmek
be taken for granted v. kesin gözüyle bakılmak
be taken for granted v. varsayılmak
be taken for granted v. hafife alınmak
be taken for granted v. değeri bilinmemek
be taken for granted v. çantada keklik sayılmak/görülmek
be taken to task (by someone) v. (biri tarafından) azarlanmak
be taken to task (by someone) v. (biri tarafından) ağzının payı verilmek
be taken to task (by someone) v. (biri tarafından) fırçalanmak
be taken to task (by someone) v. (birinden) laf/azar işitmek
be taken to task (by someone) v. (biri tarafından) sorumlu tutulmak
be taken to the cleaners (by someone) v. (biri tarafından) dolandırılmak
be taken to the cleaners (by someone) v. (biri tarafından) parası çarpılmak
be taken to the cleaners (by someone) v. (biri tarafından) ütülmek
be taken to the cleaners (by someone) v. (biri tarafından) soyulup soğana çevrilmek
be taken to the cleaners (by someone) v. (biri tarafından) üçkağıda getirilmek
be taken to the cleaners (by someone) v. (biri tarafından) hezimete uğratılmak
be taken to the cleaners (by someone) v. (bir tarafından) açık ara yenilmek
be taken up with (someone or something) v. (biri/bir grup) tarafından ilgilenilmek
be taken up with (someone or something) v. (biri/bir grup) tarafından üstlenilmek
be taken up with (something) v. (bir şeyle) meşgul olmak
be taken up with (something) v. (bir şeyle) dolu olmak
be taken up with (something) v. (bir şeyle) ilgilenmek
be taken up with (something) v. (bir şeye) ilgi duymak
be taken up with (something) v. (bir şeye) kendini kaptırmak
be taken with (someone or something) v. (birine/bir şeye) aşık olmak
be taken with (someone or something) v. (birine/bir şeye) tutulmak
be taken with (someone or something) v. (birine/bir şeye) abayı yakmak
Speaking
I want to be taken seriously expr. ciddiye alınmak istiyorum
Law
be taken into the custody of the law v. adli muhafaza altına alınmak
be taken into custody for security reasons v. güvenlik gerekçesiyle polis gözetimine alınmak
Technical
action be taken n. alınacak önlemler
actions to be taken in the event of fire n. yangın durumunda yapılacaklar
actions to be taken in the event of fire n. yangın durumunda yapılması gerekenler
Construction
matters to be taken into account while carrying out large repairs and renovations and setting up a brand new building n. yeniden yaptırılacak binalarda, büyük onarım ve tadilatlarda dikkat edilecek hususlar
Automotive
measures to be taken against the emission of gaseous pollutants from diesel engines for use in vehicles n. araçlarda kullanılan sıkıştırma ateşlemeli motorlardan çıkan gaz ve partikül kirleticilerin emisyonlarına karşı alınacak tedbirler
measures to be taken against the emission of pollutants from diesel engines n. dizel motorlardan çıkan kirletici emisyonlarına karşı alınan önlemler
measures to be taken against air pollution by gases from positive-ignition engines of motor vehicles n. motorlu araçların pozitif ateşleme sisteminden çıkan gazların neden olduğu hava kirliliğine karşı alınacak tedbirler
measures to be taken against the emission of pollutants from diesel engines for use in vehicles n. motorlu araçlarda kullanılan dizel motorlardan çıkan kirletici emisyonlara karşı alınan önlemler
measures to be taken against air pollution by emission from motor vehicles n. motorlu taşıtlardan yayılan emisyonların oluşturduğu hava kirliliğine karşı alınacak tedbirler
Medical
tds (to be taken three times a day) n. günde üç kere alınacak (reçetelerde)
be taken into intensive care v. yoğun bakıma alınmak
be taken into intensive care unit v. yoğun bakıma alınmak
Agriculture
measures to be taken against the emission of pollutants from diesel engines for use in wheeled agricultural or forestry tractors n. tarım veya orman traktörlerinde kullanılan dizel motorlardan çıkan kirletici emisyonlara karşı alınacak tedbirler
Education
measures to be taken during utilization n. kullanım esnasında alınacak tedbirler
Slang
be taken in v. katakulliye gelmek
be taken in v. katakulliye getirilmek