courtesy - Türkisch Englisch Wörterbuch
Verlauf

courtesy

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


Bedeutungen von dem Begriff "courtesy" im Türkisch Englisch Wörterbuch : 22 Ergebniss(e)

Englisch Türkisch
Common Usage
courtesy n. kibarlık
courtesy n. nezaket
General
courtesy n. nezaket
courtesy n. saygı
courtesy n. incelik
courtesy n. iltifat
courtesy n. teveccüh
courtesy n. sarayda görgü kuralları
courtesy n. hürmet
courtesy n. nezaketen parasız verilen şey
courtesy n. kadınlara özgü dizleri bükerek öne doğru eğilip selam verme hareketi
courtesy n. dizleri bükerek yapılan selamlama hareketi
courtesy n. reverans
courtesy v. reveransla ifade etmek
courtesy adj. kibarlıkla yapılan
courtesy adj. kibar davranan
courtesy adj. nezaketen düzenlenen
courtesy adj. toplumda kabul edildiği halde yasal olmayan
courtesy adj. resmi değeri olmayan (tören)
courtesy adj. resmen üye olmaksızın üyelik ayrıcalıklarından yararlanan
courtesy adj. üye olmayanlara üyelik ayrıcalıkları tanıyan
Law
courtesy n. kadın öldükten sonra kocasına geçen miras hakkı

Bedeutungen, die der Begriff "courtesy" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 99 Ergebniss(e)

Englisch Türkisch
Common Usage
rules of courtesy n. nezaket kuralları
General
courtesy in literature n. edebiyatta nezaket
visit of courtesy n. nezaket ziyareti
courtesy visit n. resmi ziyaret
courtesy call n. resmi ziyaret
courtesy call n. nezaket ziyareti
courtesy visit n. nezaket ziyareti
courtesy translation n. nezaket çevirisi
courtesy desk n. danışma masası
especial courtesy n. müstesna nezaket
courtesy light n. iç lamba
courtesy light n. araba kapısı açılınca yanan lamba
common courtesy n. toplumsal kurallara uygun davranış
professional courtesy n. mesleki nezaket
common courtesy n. insanların genellikle göstermesi beklenen nezaket
courtesy statements n. nezaket ifadeleri
courtesy rules n. nezaket kuralları
social courtesy n. sosyal nezaket
courtesy card n. çeşitli yerlerde indirim ve avantajlar sunan kart
courtesy coach n. bazı trenlerde engellilere, yaşlılara ve hamile kadınlara ayrılan ilk vagon
courtesy coach n. ücretsiz yolcu taşıyan otobüs
expect courtesy v. nezaket beklemek
have recourse to one's courtesy v. birisinin lütufkarlığına başvurmak
show courtesy v. kibarlık göstermek
show courtesy v. nezaket göstermek
strain courtesy v. nazik olmak adına abartılı derecede ısrar etmek
strain courtesy v. nezaketin bokunu çıkarmak
by courtesy of adv. lütfü ile
by courtesy of adv. izniyle
by courtesy adv. nezaketen
by courtesy of adv. müsaadesi ile
by courtesy of adv. sayesinde
as a matter of courtesy adv. nezaket gereği
Phrases
as matter of courtesy expr. nezaketen
thanks for your courtesy expr. nezaketiniz için teşekkür ederim
with that courtesy which is his alone expr. kendine özgü nitelikle
Proverb
courtesy costs nothing nezaket seni incitmez
courtesy costs nothing kibarlık seni incitmez
Colloquial
by courtesy of prep. bu sayede
Idioms
make a courtesy call on someone v. birine nezaket ziyaretinde bulunmak
pay a courtesy visit on v. birine nezaket ziyaretinde bulunmak
pay a courtesy call on someone v. birine nezaket ziyaretinde bulunmak
invite someone out of courtesy v. nezaketen/nezaket icabı davet etmek
do (one) the courtesy of (doing something) v. (birine bir şey yapma) nezaketini göstermek
do (one) the courtesy of (doing something) v. (birine bir şey yapma) inceliği göstermek
do (one) the courtesy of (doing something) v. birine bir teveccühte bulunmak
have the courtesy to (do something) v. (bir şey yapma) nezaketini göstermek
have the courtesy to (do something) v. (bir şey yapma) inceliği göstermek
have the courtesy to (do something) v. birine bir teveccühte bulunmak
do somebody the courtesy of doing something v. birine bir şey yapma nezaketini göstermek
do somebody the courtesy of doing something v. birine bir şey yapma inceliği göstermek
do somebody the courtesy of doing something v. birine bir şeyi yapacak saygıyı göstermek
have the courtesy to do something v. bir şey yapma nezaketi göstermek
have the courtesy to do something v. bir şey yapma inceliği göstermek
have the courtesy to do something v. -ecek kadar saygılı olmak
have the courtesy to (do something) v. (bir şeyi) yapma nezaketini göstermek
have the courtesy to (do something) v. (bir şeyi) yapma inceliğine sahip olmak
have the courtesy to (do something) v. (bir şeyi) yapacak kadar iyi olmak
have the courtesy to (do something) v. özür dileme vs. kibarlığını göstermek
out of courtesy expr. nezaketen/nezaket icabı
out of courtesy (to someone) expr. (birine) nezaketen
out of courtesy (to someone) expr. (birine) nezaket icabı
courtesy of (someone or something) expr. (biri/bir şey) tarafından sağlanmış
courtesy of (someone or something) expr. (biri/bir şey) tarafından tedarik edilmiş
courtesy of (someone or something) expr. (biri/bir şey) tarafından temin edilmiş
courtesy of (someone or something) expr. (birinin/bir şeyin) armağanı/hediyesi olarak
courtesy of (someone or something) expr. (biri/bir şey) sayesinde
courtesy of somebody/something expr. birinin/bir şeyin resmi izniyle
courtesy of somebody/something expr. biri/bir şey tarafından sağlanmış
courtesy of somebody/something expr. biri/bir şey tarafından tedarik edilmiş
courtesy of somebody/something expr. biri/bir şey tarafından temin edilmiş
courtesy of somebody/something expr. birinin/bir şeyin armağanı/hediyesi olarak
courtesy of somebody/something expr. biri/bir şey sayesinde
out of courtesy (to one) expr. (birine) hürmeten
out of courtesy (to one) expr. (birine) nezaketen
out of courtesy (to one) expr. (birinin) hatırına
out of courtesy (to one) expr. (birine) olan saygıdan dolayı
out of courtesy (to one) expr. (birine) ayıp/saygısızlık olmasın diye
Speaking
thanks in advance for your courtesy expr. şimdiden nezaketiniz için teşekkür ederiz
Trade/Economic
courtesy title n. resmi olmayan unvan
Law
courtesy lie n. hile-i şeriye
initiate tenant by courtesy n. karısına kalan mirastan çocukların doğumu nedeniyle faydalandığı halde karısı ölene dek mülkiyet üzerinde işlem hakkı olmayan koca
Politics
visit of courtesy n. nezaket ziyareti
courtesy visit n. nezaket ziyareti
courtesy call n. nezaket ziyareti
senatorial courtesy n. başkan tarafından yapılan atamaya eyaletteki senatörlerin veya kıdemli senatörün karşı çıkması sonucu abd senatosu'nun onaylamayı reddetme geleneği
pay a courtesy visit to v. nezaket ziyareti yapmak
pay a courtesy visit to v. nezaket ziyaretinde bulunmak
Technical
courtesy lamp n. aydınlatma lambası
courtesy handle n. aydınlatma kolu
Computer
courtesy title n. başlık
courtesy title n. hitap
courtesy credit n. nezaket kredisi
Automotive
tailgate courtesy light switch n. bagaj kapısı aydınlatma lambası düğmesi
courtesy car n. ikame araç
courtesy light n. kapı içi aydınlatma
courtesy car n. (araba tamirdeyken verilen) geçici araç
interior courtesy light n. araç içi kapı aydınlatma
Military
military courtesy n. askeri görgü