crossed - Türkisch Englisch Wörterbuch
Verlauf

crossed

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


Bedeutungen von dem Begriff "crossed" im Türkisch Englisch Wörterbuch : 6 Ergebniss(e)

Englisch Türkisch
General
crossed adj. çaprazlanmış
crossed adj. çapraz
crossed adj. çizgili
Trade/Economic
crossed adj. çizgili
Computer
crossed adj. çarpılı
Math
crossed adj. (kısmi türevler) çaprazlanmış

Bedeutungen, die der Begriff "crossed" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 113 Ergebniss(e)

Englisch Türkisch
General
crossed check n. çizgili çek
crossed line n. konuşmaların karıştığı hat
keep one's finger crossed for v. duasını eksik etmemek
keep one's finger crossed for v. birisi için dua etmek
crossed out adj. çizili
love crossed adj. aşkta şanssız
star-crossed adj. bahtsız
star-crossed adj. talihsiz
star-crossed adj. şansı olmayan
star-crossed adj. şanssız
star-crossed adj. kadersiz
Phrases
i am keeping my fingers crossed for you expr. senin için dua ediyorum
Colloquial
it never crossed my mind expr. hiç aklıma gelmedi
fingers crossed expr. iyi şanslar
fingers crossed expr. umarım şansım, şansı yaver gider
fingers crossed expr. umarım olur
fingers crossed expr. rast gitsin
fingers crossed expr. haydi rastgele
Idioms
star-crossed lovers n. talihsiz aşıklar
keep one's fingers crossed for someone v. birisine şans dilemek
get one's lines/wires crossed v. hatlar karışmak (iki kişinin konuşurken birbirlerini anlamaması)
have one's fingers crossed v. işlerin iyi gitmesi için dua etmek
have one's lines crossed v. kafası karışmak
get one's lines crossed v. kafası karışmak
have one's wires crossed v. kafası karışmak
get one's wires crossed v. kafası karışmak
have one's fingers crossed v. şans dilemek
have one's wires crossed v. yanlış anlamak
get one's lines crossed v. yanlış anlamak
have one's lines crossed v. yanlış anlamak
get one's wires crossed v. yanlış anlamak
get (one's) signals crossed v. hatları karışmak
get (one's) signals crossed v. (birisiyle) frekansı tutturamamak
get (one's) signals crossed v. uyuşamamak
get one's lines crossed v. hatları karışmak
get one's lines crossed v. (birisiyle) frekansı tutturamamak
get one's lines crossed v. uyuşamamak
get one's wires crossed v. hatları karışmak
get one's wires crossed v. (birisiyle) frekansı tutturamamak
get one's wires crossed v. uyuşamamak
keep one's fingers crossed. v. iki parmağını çapraz yaparak şans dilemek
keep one's fingers crossed v. şans dilemek
keep one's fingers crossed v. dua etmek
keep one's fingers crossed v. planların tutacağını/şansın yaver gideceğini ummak/beklemek
keep one's fingers crossed v. orta parmak ve işaret parmağını çapraz yaparak şans işareti yapmak
get your lines crossed v. hatlar karışmak (iki kişinin konuşurken birbirlerini anlamaması)
get your lines crossed v. (biriyle) frekansı tutturamamak
get your wires crossed v. hatlar karışmak (iki kişinin konuşurken birbirlerini anlamaması)
get your wires crossed v. (biriyle) frekansı tutturamamak
have crossed lines v. hatlar karışmak (iki kişinin konuşurken birbirlerini anlamaması)
have crossed lines v. (biriyle) frekansı tutturamamak
have crossed wires v. hatlar karışmak (iki kişinin konuşurken birbirlerini anlamaması)
have crossed wires v. (biriyle) frekansı tutturamamak
get your wires crossed [us/uk] v. yanlış anlamak
get your wires crossed [us/uk] v. hatları karışmak
get your wires crossed [us/uk] v. devreleri karışmak/yanmak
get your lines crossed [uk] v. yanlış anlamak
get your lines crossed [uk] v. hatları karışmak
get your lines crossed [uk] v. devreleri karışmak/yanmak
have wires crossed v. kafası karışmak
have wires crossed v. yanlış anlamak
have/keep your fingers crossed v. işlerin iyi gitmesi için dua etmek
have/keep your fingers crossed v. şans dilemek
keep fingers crossed v. şans dilemek
keep fingers crossed v. dua etmek
keep fingers crossed v. şans işareti yapmak
keep fingers crossed v. iki parmağını çapraz yaparak şans dilemek
Speaking
keep your fingers crossed for me expr. benim için dua et
keep your fingers crossed for me expr. bana şans dile
I got my wires crossed a little expr. hatlar karıştı biraz
you crossed the line expr. haddini aştın
I crossed lines expr. haddimi aştım
now he's crossed the line! expr. şimdi sınırı aştı işte!
Trade/Economic
crossed check n. çizgili çek
crossed money order n. çizgili posta çeki
crossed cheque n. çizgili çek
generally crossed cheque n. genel çizgili çek
general crossed check n. genel çizgili çek
specially crossed cheque n. özel çizgili çek
crossed check n. ödeyecek bankanın adını çeke yazma
special crossed check n. özel çizgili çek
general crossed check n. umumi çizgili çek
general crossed cheque n. umumi çizgili çek
crossed cheque n. yalnızca bankalarda bozdurulabilen çek
Law
crossed check n. çizgili çek
Technical
crossed polars n. çapraz polarizatörler
crossed roller bearings n. çapraz makaralı rulman
crossed-coil instrument n. çapraz bobinli ölçü aleti
crossed-field amplifier n. çapraz alanlı kuvvetlendirici
crossed-field device n. çapraz alanlı düzen
crossed field amplifier n. çapraz alanlı kuvvetlendirici
crossed belt n. çapraz kayış
crossed belt n. kruvaze kayış
crossed riveting n. geçmeli perçin
Computer
crossed corner n. çapraz köşe
crossed lines n. çapraz çizgiler
Telecom
crossed pinning n. çapraz bağlama
Architecture
crossed-dome plan n. kapalı haç planı
Marine
crossed anchor n. isparmaça
Medical
crossed aphasia n. çapraz afazi
crossed eyes n. ezotropi
crossed eyes n. içe şaşılık
crossed eye n. içe doğru şaşılık
Optics
crossed disparity n. çaprazlaşmış disparite
crossed lens n. çapraz mercek
Statistics
crossed classification n. çaprazlı sınıflama
crossed factors n. çaprazlı etkenler
Physics
crossed-h n. dirac sabiti
crossed-h n. indirgenmiş planck sabiti
crossed-h n. (kuantum mekaniğinde) açısal momentumun kuantumu
Biology
crossed akinesia n. çapraz akinezi
Geology
crossed polars n. çapraz nikollar
crossed nikols n. çapraz nikollar