dağıtılan - Türkisch Englisch Wörterbuch
Verlauf

dağıtılan



Bedeutungen von dem Begriff "dağıtılan" im Englisch Türkisch Wörterbuch : 5 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
General
dağıtılan dispensed adj.
dağıtılan distributed adj.
dağıtılan dispersed adj.
dağıtılan meted out adj.
Trade/Economic
dağıtılan apportioned adj.

Bedeutungen, die der Begriff "dağıtılan" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 56 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
General
sınırlı ölçüde dağıtılan malumat restricted data n.
teknoloji fuarlarında dağıtılan promosyon eşyaları tchotchkes n.
reklam için dağıtılan firma logolu veya sloganlı kep/şapka trucker cap n.
paskalyadan önceki perşembe gününde fakirler için yapılan törende dağıtılan sadakalar maundy n.
dağıtılan tedavi miktarı ve türü measure n.
hediye dağıtılan radyo veya televizyon programı giveaway n.
dağıtılan şey dispensation n.
dağıtılan şey distribuend [obsolete] n.
dağıtılan şey distribution n.
dağıtılan şey dole n.
dağıtılan yardım corody n.
pazar günü dağıtılan gazete sunday n.
yanlış dağıtılan misdealt adj.
tekrar dağıtılan redistributive adj.
karneyle dağıtılan rationed adj.
eşit ve kısıtlı miktarlarda dağıtılan rationed adj.
yeniden dağıtılan redistrubuted adj.
azar azar dağıtılan meted out adj.
idareli dağıtılan meted out adj.
(federal fiyat destek programı altında) devlet tarafından satılan, stoklanan veya dağıtılan mallar ile ilgili surplus adj.
Phrasals
porsiyonlar halinde dağıtılan doled out adj.
porsiyonlar halinde dağıtılan dealt out adj.
porsiyonlar halinde dağıtılan parceled out adj.
Colloquial
askerlere dağıtılan gibi pek tadı tuzu olmayan yemek lenten fare n.
Idioms
pokerde oyuncuya kapalı olarak dağıtılan/verilen kart hole card n.
Trade/Economic
borçlar, cenaze masrafları ve idari giderler ödendikten sonra kalan ve mirasçılar arasında dağıtılan mülk net estate n.
bir projeden faydalananların tamamından veya bir kısmından alınarak bu işten zarar görenlere dağıtılan para equalisation fee n.
bir projeden faydalananların tamamından veya bir kısmından alınarak bu işten zarar görenlere dağıtılan para equalization fee n.
çalışanlara hisse senedi olmaksızın dağıtılan temüttü wage dividend n.
dağıtılan malların mülkiyetini hiçbir zaman üzerine almadan malın devrini sağlayan firma agent middleman n.
dağıtılan karlar distributed profits n.
dağıtılan kar paylarından kesilen vergi capital yields tax n.
pay başına karın bir yüzdesi oranında dağıtılan kar payı pay-out ratio money n.
reklam için dağıtılan firma logolu veya sloganlı kep/şapka trucker hat n.
reklam için dağıtılan firma logolu veya sloganlı kep/şapka gimme cap n.
tasfiye sonucu ortaklara dağıtılan tutar liquidation dividend n.
yıl sonunda dağıtılan temettü year-end dividend n.
yasadışı bir şekilde dağıtılan black-market adj.
Law
kilise gelirlerinin kral tarafından görevdeki ruhban sınıfına dağıtılan üçüncü kısmı thirds [scottish] n.
Insurance
her bir hayat sigortası poliçesine poliçe değerine göre dağıtılan prim ve faiz fazlası contribution n.
Advertising
belli bir bölgede dağıtılan reklam filmi local release n.
Telecom
izinsiz dağıtılan mp3 parçaları cuckoo egg n.
Math
(rouge et noir oyununda) ilk dağıtılan kartın zıt rengindeki kart inverse n.
Chemistry
karıştırılamaz iki sıvı arasında dağıtılan madde distribuend n.
Religious
manastırdaki öğünler arasında dağıtılan atıştırmalık charity n.
Card
briçte önceden dağıtılan kartların koyulduğu dört bölümlü kutu tray n.
briçte önceden dağıtılan kartların koyulduğu dört bölümlü kutu board n.
blackjack oyununda bir oyuncuya dağıtılan as, resimli kart veya onlu ilk iki kart blackjack n.
bazı kart oyunlarında kapalı olarak dağıtılan bir el kart widow n.
(eski bir iskambil oyununda) oyuncuya dağıtılan elin yerine geçebilen fazladan el miss n.
(pokerde) tüm oyuncuların ellerini tamamlamak için kullanabileceği, açık olarak dağıtılan kart community card n.
dağıtılan elleri başka oyuncuların tekrar oynadığı bir tür vist duplicate whist n.
hileyi önlemek için destenin üstündeki kart yerine dağıtılan kart second n.
(skat oyununda) oyuncunun turun başında dağıtılan 10'ar karttan sonra geriye kalan ve sonra dağıtılmak üzere masanın ortasında kapalı şekilde tutulan iki karttan herhangi birini kullanmadığı oyun solo n.
(écarté veya yirmibir oyunu) dağıtılan eli oynamak stand v.
dağıtılan kartları en son alan youngest adj.