donmuş - Türkisch Englisch Wörterbuch
Verlauf

donmuş



Bedeutungen von dem Begriff "donmuş" im Englisch Türkisch Wörterbuch : 18 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
Common Usage
donmuş frozen adj.
General
donmuş frosty adj.
donmuş gelid adj.
donmuş chilled adj.
donmuş icy adj.
donmuş frostbitten adj.
donmuş frosted adj.
donmuş frozen adj.
donmuş glacé adj.
donmuş glacious adj.
donmuş felted adj.
Trade/Economic
donmuş closed adj.
Technical
donmuş frore adj.
donmuş frozen adj.
Medical
donmuş frostbitten adj.
Geography
donmuş rimy adj.
British Slang
donmuş shrammed (south-west use/dialect) adj.
donmuş nithered adj.

Bedeutungen, die der Begriff "donmuş" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 89 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
General
eriyerek akıp donmuş yağ damlası dripping n.
donmuş portakal suyu frozen orange juice n.
donmuş puding frozen pudding n.
donmuş besin frozen food n.
donmuş tatlı water ice n.
donmuş yoğurt frozen yogurt n.
kutuplarda bulunan donmuş kara parçaları permafrost n.
donmuş toprak permafrost n.
kutuplarda sürekli donmuş toprak permafrost n.
donmuş pancar frozen beet n.
donmuş yol frozen road n.
donmuş madde congelation n.
donmuş pizza frozen pizza n.
donmuş ekmek hamuru frozen bread dough n.
donmuş zemin tjaele n.
donmuş zemin ground frost n.
donmuş buz tabakası ice n.
donmuş karbondioksit drice n.
süt, yumurta akı veya jelatinli donmuş tatlı sherbert n.
misk sıçanlarının suya erişmek için kullandığı donmuş su bitkisi kütlesi push-up n.
görünümü kara benzeyen donmuş veya kristalleşmiş madde snow n.
erimek (donmuş şey) thaw v.
erimek (donmuş toprak) give v.
çözülmek (donmuş toprak) give v.
(donmuş balık) depodayken ve nakliyat sırasında su kaybını önlemek için buz tabakası ile kaplamak glaze v.
soğuktan donmuş frostbitten adj.
kanı donmuş petrified adj.
donmuş (jöle/pelte vb) firm adj.
geç donmuş late frost adj.
donmuş halde olan unthawed adj.
kısmen donmuş half-frozen adj.
toz veya mumdan örtü sebebiyle donmuş gibi görünen glaucous adj.
kanı donmuş bir şekilde petrifiedly adv.
Colloquial
mikrodalgada ısıtılabilen donmuş hazır yemek tv dinner n.
(cihaz) donmuş hung adj.
Idioms
kanı donmuş/çekilmiş white around the gills adj.
Trade/Economic
donmuş krediler frozen credits n.
donmuş sermaye frozen capital n.
donmuş sermaye frozen assets n.
donmuş kıymetler frozen assets n.
donmuş fiyatlar frozen prices n.
donmuş kredi frozen credit n.
Politics
donmuş ihtilaf frozen conflict n.
Technical
donmuş karbondioksit dry ice n.
donmuş co2 dry ice n.
donmuş kuru toprak dry frozen ground n.
donmuş gıda depolama dolapları frozen food storage cabinets n.
donmuş lav lava n.
donmuş malzeme frozen material n.
donmuş gıda depolama dolabı frozen food storage cabinet n.
donmuş kesit frozen section n.
donmuş çamlık frozen fir n.
donmuş toprağın kabarma kuvveti frost heaving n.
donmuş zemini gevşetme frozen soil loosening n.
donmuş toprak frozen ground n.
donmuş sulu numune frozen hydrated specimen n.
donmuş çağlayan icefall n.
sabit veya hareket halinde donmuş deniz suyu sea ice n.
elektrolit donmuş electrolyte frozen adj.
Construction
donmuş dinamiti eritmek için hazırlanmış ve ayarlanmış küçük bina thaw house n.
Automotive
donmuş motor frozen engine n.
Medical
donmuş omuz adhesive capsulitis n.
donmuş omuz frozen shoulder n.
taze donmuş plazma fresh frozen plasma n.
Optics
donmuş dal anjitisi frosted branch angiitis n.
Food Engineering
donmuş gıda depolama dolapları frozen food storage cabinets n.
donmuş pancar frozen beet n.
Gastronomy
doğranmış ve haşlanmış kestane, maraska kirazı, meyve şekerlemesi, likör veya rom ile yapılan zengin içerikli, donmuş puding nesselrode pudding n.
donmuş gıdaların çözülmesi thaw n.
donmuş yoğurt frozen yogurt n.
Marine Biology
donmuş kurutma freeze drying n.
taze donmuş fresh frozen adj.
Astronomy
güneşin yörüngesindeki kuiper kuşağı'nda yer alan plüton'dan daha küçük boyuttaki donmuş cisim kuiper belt object n.
donmuş yıldız frozen star n.
Agriculture
donmuş pancar frozen beet n.
Environment
donmuş zemin frozen ground n.
Geography
donmuş zemin frozen ground n.
donmuş toprak frozen ground n.
donmuş toprakların erimesinden sonra da varlığını sürdüren tepe pingo n.
Meteorology
donmuş yağış frozen precipitation n.
donmuş bölge frozen region n.
donmuş kar snow grains n.
kutup bölgelerinde su üzerinde görülen donmuş sis barber n.
kutup bölgelerinde su üzerinde görülen donmuş sis frost smoke n.
Geology
sürekli donmuş tabaka permafrost n.
Sport
(donmuş göl üzerinde sürüş becerilerinin test edildiği) bir araba yarışı icekhana n.
Mythology
(iskandinav mitolojisinde) donmuş devlerin atası ymer n.
(iskandinav mitolojisinde) donmuş devlerin atası ymir n.
Slang
donmuş yoğurt frogurt n.