closed - Türkisch Englisch Wörterbuch

closed

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau

Bedeutungen von dem Begriff "closed" im Türkisch Englisch Wörterbuch : 73 Ergebniss(e)

Englisch Türkisch
Common Usage
closed adj. kapalı
The door wasn't closed when I was there.
Oraya vardığımda kapı kapalı değildi.

More Sentences
General
closed adj. kapanmış
The door wasn't completely closed.
Kapı tamamen kapanmamıştı.

More Sentences
closed adj. kapatılmış
The store was immediately closed.
Mağaza hemen kapatıldı.

More Sentences
closed adj. kapalı
The building is closed due to the restoration.
Restorasyon çalışmalarından dolayı bina kapalı.

More Sentences
closed adj. yeniliğe açık olmayan
The locals have a closed way of life.
Yerlilerin yeniliğe açık olmayan yaşamları var.

More Sentences
closed adj. trafiğe kapalı
The harbor is closed to navigation.
Liman deniz trafiğine kapalı.

More Sentences
closed adj. dışa kapalı
They will make the final decision in a closed meeting.
Nihai kararı dışa kapalı bir toplantıda verecekler.

More Sentences
closed adj. bitmiş
The joint debate is closed.
Ortak tartışma bitmiştir.

More Sentences
closed adj. sona ermiş
The presentation of the preliminary draft budget for the financial year 2003 is closed.
2003 mali yılı ön taslak bütçesinin sunumu sona ermiştir.

More Sentences
Computer
closed adj. kapalı
Fifthly, we still maintain the system of closed meetings in our Parliament when delicate matters are discussed.
Beşinci olarak hassas konuların görüşüldüğü Meclisimizde kapalı toplantı sistemini hala sürdürüyoruz.

More Sentences
closed expr. kapatıldı
Maharishi sat cross-legged, and instead of looking at the audience, he closed his eyes.
Maharishi bağdaş kurarak oturdu ve izleyicilere bakmak yerine gözlerini kapattı.

More Sentences
Math
closed adj. kapalı
For example, the accounts of the three big political parties are closed and opaque affairs.
Örneğin üç büyük siyasi partinin hesapları kapalı ve şeffaf değildir.

More Sentences
Linguistics
closed adj. kapalı
Nevertheless, I am sorry that the increase in these rates only target closed investment categories.
Bununla birlikte bu oranlardaki artışın sadece kapalı yatırım kategorilerini hedeflemesinden dolayı üzgünüm.

More Sentences
General
closed adj. yumuk
closed adj. basına kapalı
closed adj. kapanık
closed adj. içe kapalı
closed adj. kendine yeten
closed adj. soruya açık olmayan
closed adj. tartışmaya açık olmayan
closed adj. (av sezonu) kapalı
closed adj. kepenkleri kapalı
closed adj. panjurları kapalı
closed adj. dar görüşlü
closed adj. üstü kapalı
closed adj. üstü tıkalı
closed adj. içi tıkalı
closed adj. trafiği tıkayan
closed adj. gizli tutulan
closed adj. (hayvanın yüzü) tüyle kaplı
closed adj. değişmez bir düzende kurulmuş
closed adj. (mektuplarda) adresteki satırların arasında virgül, sonunda nokta olan
closed adj. ağzı mühürlü
closed adj. erişilemeyen
closed adj. geçilemeyen
closed adj. açık olmayan
Trade/Economic
closed adj. bloke edilmiş
closed adj. donmuş
closed adj. bağımsız
closed adj. kendi kendine yeten
Technical
closed adj. örtük
closed adj. yumulu
Computer
closed adj. erişilemeyen (dosya)
closed adj. erişilemez dosyaya ait veya ilgili
Electric
closed adj. elektrik akışına imkan veren
closed adj. elektrik akımını geçiren
Automotive
closed adj. (araç) panelvan
Aeronautic
closed adj. diğer milletlere açık olmayan
Medical
closed adj. yaralanmamış deriyle kaplı
closed adj. iskelete ulaşmayan
closed adj. patojen organizmaları dışarıya saçmayan
Math
closed adj. kapalı (küme, fonksiyon, eğri)
Logic
closed adj. (ifade) bağlı değişkenler içeren
closed adj. serbest değişken içermeyen
Physics
closed adj. kapalı sisteme ait
closed adj. kapalı sistemle ilgili
closed adj. kapalı evrene ait
closed adj. kapalı evrenle ilgili
Astronomy
closed adj. (evren) kapalı
Botanic
closed adj. (iletim demeti) kambiyumsuz
Agriculture
closed adj. (sürü) tek bir soydan yetiştirilmiş
closed adj. (soy kütüğü) yalnızca atası kütüğe kayıtlı olan hayvanların kaydına izin veren
Linguistics
closed adj. ünsüzle biten
closed adj. (ünlü) kapalı
Sport
closed adj. ön ayağın topun vuruş noktasına arka ayaktan daha yakın olduğu
closed adj. vuruş yüzeyinin üst kenarının hedefe alt kenarından daha yakın tutulduğu
closed adj. (yarış pisti) başlangıç ve bitiş noktası aynı olan
closed adj. (parkur) kapalı döngü biçiminde
closed adj. yalnızca belirli bir tür veya sınıftan katılımcılara açık olan
Card
closed adj. (kanasta kartları) dizisi tamamlanmış
Music
closed adj. (müzik tonu) serbest olmayan
closed adj. (dans) boştaki ayağın destekleyici ayağın üstüne konulduğu
closed adj. (salon dansı) kadınla erkeğin birbirlerini tutarak karşılıklı durduğu

Bedeutungen, die der Begriff "closed" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 500 Ergebniss(e)

Englisch Türkisch
Common Usage
closed-minded adj. dar görüşlü
Tom is closed-minded.
Tom dar görüşlüdür.

More Sentences
General
closed area n. kapalı alan
It is mostly applied in closed areas.
Çoğunlukla kapalı alanlarda uygulanır.

More Sentences
closed-circuit television n. kapalı devre televizyon
The suspect was identified quickly after being recorded on closed-circuit television.
Şüpheli, kapalı devre televizyonda kaydedildikten sonra hemen tespit edildi.

More Sentences
closed spaces n. kapalı alanlar
Stay away from crowds and closed spaces.
Kalabalıktan ve kapalı alanlardan uzak durun.

More Sentences
be closed v. kapanmak
We must hurry or else the shop will be closed.
Acele etmemiz gerekiyor, yoksa dükkan kapanacak.

More Sentences
be closed v. tatil olmak
Last Monday was a holiday, so the banks were closed.
Geçen Pazartesi tatil olduğu için bankalar kapalıydı.

More Sentences
be closed v. kapatılmak
The airspace around the airport was closed temporarily.
Havaalanı çevresindeki hava sahası geçici olarak kapatıldı.

More Sentences
be closed down v. kapatılmak
Twenty railroads were closed down.
Yirmi demiryolu kapatıldı.

More Sentences
stay closed v. kapalı kalmak
The airport will stay closed until further notice.
Havaalanı bir sonraki duyuruya kadar kapalı kalacak.

More Sentences
remain closed v. kapalı kalmak
It has not been opened and remains closed.
Açılmamıştır ve kapalı kalmaya devam etmektedir.

More Sentences
temporarily closed adj. geçici olarak kapalı
The Al Ain Museum is temporarily closed.
Al Ain Müzesi geçici olarak kapalıdır.

More Sentences
Phrases
closed for renovations expr. tadilat nedeniyle kapalıyız
We are closed for renovations.
Tadilat nedeniyle kapalıyız.

More Sentences
Colloquial
case is closed expr. dava kapandı
The killer is dead, the case is closed.
Katil öldü, dava kapandı.

More Sentences
Idioms
closed door n. kapalı kapı
What do they really discuss behind the closed doors of the Council?
Konsey'in kapalı kapıları ardında gerçekten neyi tartışıyorlar?

More Sentences
Trade/Economic
closed economy n. kapalı ekonomi
A closed economy is one that has no trade activity with outside economies.
Kapalı ekonomi, dış ekonomilerle hiçbir ticari faaliyeti olmayan ekonomiye denir.

More Sentences
Technical
normally closed adj. normalde kapalı
In these operating conditions, the pressure relief valve is normally closed.
Bu çalışma koşullarında, basınç tahliye vanası normalde kapalıdır.

More Sentences
closed-ended adj. kapalı uçlu
Instead you could ask a closed-ended, quantitative question like in the following example.
Bunun yerine, aşağıdaki örnekte olduğu gibi kapalı uçlu, nicel bir soru sorabilirsiniz.

More Sentences
Computer
closed caption n. altyazı
Closed captions must be provided for videos.
Videolar için altyazı sağlanmalıdır.

More Sentences
General
closed ended question n. kapalı uçlu soru
closed syllable n. kapalı hece
period when the courts are closed n. adli tatil
non closed shell n. açık kabuk
closed caption n. bir altyazı türü
closed shop n. yalnız sendika üyelerini çalıştıran fabrika
closed hearing n. kapalı duruşma
closed circuit n. kapalı akım
closed season n. avlanmanın yasak olduğu mevsim
closed session n. kapalı oturum
closed end question n. ucu kapalı soru
closed-door meeting n. basına kapalı toplantı
closed diplomacy n. kapalı diplomasi
closed book n. kapalı kutu
open and closed shelves n. açık ve kapalı raflar
closed circuit television system n. kapalı devre tv sistemi
closed circuit television system n. kapalı devre televizyon sistemi
closed bearing n. kapalı yalak
closed area n. yasak alan
closed-ended questions n. seçmeli sorular
closed-ended questions n. şıklı sorular
closed circuit camera system (cctv) n. kapalı devre kamera sistemi
closed circuit camera system n. kapalı devre kamera sistemi
closed services n. kapalı hizmetler
closed sea n. içdeniz
closed formula n. kapalı formül
closed circuit camera monitoring system n. kapalı devre kamera izleme sistemi
closed society n. kapalı toplum
closed record n. kapalı kayıt
closed areas n. kapalı alanlar
closed book n. sonuçlandırılmış mevzu
closed book n. kapatılmış konu
be closed v. tatile girmek
declare closed the meeting v. toplantıyı kapamak
declare closed the meeting v. toplantıya son vermek
have something shut down/closed off v. kapattırmak
closed to the press adj. basına kapalı
closed for a holiday adj. tatil
closed minded adj. eski kafalı
closed minded adj. yeni fikirlere açık olmayan
closed minded adj. geri kafalı
closed minded adj. bağnaz
closed by adj. -e yakın
closed to adj. -e kapalı
temporarily closed adj. geçici olarak kapatılmış
half-closed adj. kısmen kapalı
half-closed adj. yarı kapalı
closed in adj. girişi kapanmış
behind closed doors adv. kapalı kapılar ardında
in closed form adv. kapalı yapıda/formda
Phrases
closed mouths don't get fed n. ağlamayan çocuğa mama vermezler
closed off to the public adj. halka kapalı
closed for a holiday expr. tatil sebebiyle kapalı
Proverb
a closed mouth gathers no feet pot kırmamak için en iyisi susmak
a closed mouth gathers no feet gaf yapmamak için en iyisi susmak
a closed mouth gathers no feet çam devirmemek için en iyisi susmak
a closed mouth gathers no feet bilmiyorsan sus ki adam sansınlar
a closed mouth gathers no feet söz gümüşse sükut altındır
a closed mouth gathers no feet pot kırmamak için en iyisi susmak
a closed mouth gathers no feet söz gümüşse sükut altındır
a closed mouth gathers no feet bilmiyorsan sus ki bir şey sansınlar
a closed mouth gathers no feet çam devirmek yerine susmak yeğdir
a closed mouth gathers no feet boş konuşmaktansa susmak daha iyidir
a closed mouth gathers no feet sırf bir şey söylemiş olmak için konuşmamak gerekir
a closed mouth gathers no feet gereksiz bir şey söylemektense susmak daha iyidir
a closed mouth gathers no feet boş boğazlık etmektense susmak daha iyidir
a fly will not get into a closed mouth çeneni kapalı tutarsan ağzından bir şey kaçırmazsın
a fly will not get into a closed mouth çeneni kapalı tutarsan pot kırmazsın
a fly will not get into a closed mouth sözünü bil pişir, ağzını der devşir
a fly will not get into a closed mouth boş boş konuşmaktansa/pot kırmaktansa en iyisi susmak
a fly will not get into a closed mouth söz gümüşse sükut altındır
Colloquial
behind closed doors expr. kapalı kapılar ardında
behind closed doors expr. gizli
bidding closed expr. bahis kapandı
sorry we are closed expr. üzgünüz kapalıyız
Idioms
closed book n. bilinmeyen şey
closed book n. yabancı şey
closed book n. esrarengiz şey
a closed book n. anlaşılması zor insan
a closed book n. kapalı kitap
a closed book n. anlaşılmaz kimse veya şey
a closed book n. bilinmeyen
a closed book n. kapalı kutu
closed door n. mani
a closed door n. mani
a closed door n. engel
closed door n. engel
a closed door n. güçlük
closed door n. güçlük
closed door n. çıkmaz
closed door n. yasak
a closed door n. çıkmaz
a closed door n. ayak bağı
closed door n. sınırlama
a closed door n. sıkıntı
closed door n. sıkıntı
a closed door n. ayak bağı
a closed door n. sorun
closed door n. engel
closed door n. sorun
a closed door n. kapalı kapı
closed door n. güçlük
closed door n. mani
a closed door n. güçlük
closed door n. ayak bağı
a closed door n. mani
a closed door n. engel
a closed book (to somebody) n. (biri için) kapalı kutu
a closed shop n. belli kriterlere sahip kişilerin alındığı/dahil edildiği iş/yarışma
a closed book (to somebody) n. (biri için) muamma
a closed book (to somebody) n. (biri için) kapanmış bir defter
a closed book (to somebody) n. (biri için) anlaşılması olanaksız/zor şey
a closed shop n. yalnızca belli bir sendikanın üyelerinin çalışabildiği fabrika, işyeri
a closed shop n. sadece belli kişilere açık iş/yarışma
a closed shop n. belli kişilerle sınırlı iş/yarışma
a closed shop n. yalnız belli bir sendikaya üye kişileri çalıştıran fabrika, işyeri
a closed book (to somebody) n. (biri için) anlaşılmaz kimse/şey
closed-casket funeral n. tabutun kapağı kapalı olarak yapılan cenaze töreni
be able to do something with one's eyes closed v. gözleri kapalı yapabilmek
be a closed book v. kapalı kutu olmak
do something with one's eyes closed v. gözü kapalı yapabilmek
be able to do something with one's eyes closed v. gözü kapalı yapabilmek
somebody could do something with their eyes closed v. gözü kapalı yapabilmek
able to (do something) with (one's) eyes closed v. (bir şeyin) uzmanı olmak
able to (do something) with (one's) eyes closed v. (bir şeyi yapmak) çocuk oyuncağı olmak
able to do with eyes closed v. zorlanmadan/kolayca yapabilmek
able to do with eyes closed v. gözü kapalı yapabilmek
able to (do something) with (one's) eyes closed v. (bir şeyi) gözü kapalı (yapabilmek)
could do something with your eyes closed v. bir şeyi hiç zorlanmadan yapabilmek
could do something with your eyes closed v. bir şeyi gözün kapalı yapabilmek
could (do something) with (one's) eyes closed v. (bir şeyi) gözü kapalı yapabilmek
could do something with your eyes closed v. bir şeyi kolayca/rahatça yapabilmek
could (do something) with (one's) eyes closed v. (bir şeyi) kolayca/rahatça yapabilmek
could (do something) with (one's) eyes closed v. (bir şeyi) hiç zorlanmadan yapabilmek
closed-door adj. özel
closed-door adj. basına kapalı
closed-door adj. kapalı kapılar ardında yapılan
closed-door adj. halka kapalı
closed-door adj. gizli
closed-door adj. kapalı kapı
with one's eyes closed expr. bakmadan
with one's eyes closed expr. gözü kapalı
a closed book expr. anlaşılması olanaksız şey
with eyes closed expr. bakmadan
with your eyes shut (or closed) expr. kolaylıkla
with eyes closed expr. kolayca
with your eyes shut (or closed) expr. gözü kapalı
with eyes closed expr. gözü kapalı
with your eyes shut (or closed) expr. kolayca
with your eyes shut (or closed) expr. zorluk çekmeden
with your eyes shut (or closed) expr. hiç zorlanmadan
with your eyes shut (or closed) expr. rahatça
with eyes closed expr. hiç zorlanmadan
Speaking
I consider this matter closed expr. bu olayı kapanmış olarak görüyorum
the case is closed expr. dosya kapandı
the case is closed expr. olay kapandı
case closed expr. olay kapandı
we're closed right now expr. şu an kapalıyız
we are closed tonight expr. bu gece kapalıyız
Trade/Economic
total closed trades n. toplam kapatılan işlemler
closed economy n. dış ticarete kapalı ekonomi
closed questions n. kapalı uçlu sorular
closed computer network n. kapalı bilgisayar ağı
closed shop n. kapalı iş yeri
closed end fund n. kapalı uçlu yatırım fonu
closed bidding n. kapalı zarf usulü ile fiyat teklif etme
closed economy n. diğer ülkelerden mal alım satımını minimum düzeylere indiren bir ülkenin ekonomisi
closed shop n. yalnız sendika üyelerini çalıştıran iş yeri
closed account n. kapalı hesap
closed market n. kapalı piyasa
closed political system n. kapalı siyasal sistem
closed bidding n. kapalı usulle teklif
closed diplomacy n. kapalı diplomasi
closed shop n. yalnız sendika üyelerine çalışan işyeri
closed-end questions n. kapalı uçlu soru
closed-end investment company n. kapalı uçlu yatırım şirketi
closed-end mortgage n. kapalı uçlu ipotek
closed-end company n. yöneticilerine hisse senedi ve tahvil alıp satma yetkisi veren şirket
closed-end mortgage bonds n. kapalı-ipotekli tahviller
closed-end mutual fund n. kapalı uçlu yatırım fonu
non-closed po n. kapatılmayan po
closed shop n. sendika üyesi işçileri çalıştıran yer
closed shop n. sendika işyeri
closed shop n. yalnız sendika üyelerini işe alan işyeri
closed corporation n. hisse senetleri çok az sayıda yatırımcının elinde bulunan şirket
closed display n. kapalı teşhir
closed stock n. takım halinde satılan ürün
closed union n. yeni üyeliğe kapalı sendika
closed account n. kapatılmış hesap
closed display n. vitrin arkasından teşhir
closed case n. kapalı satış mukavelesi
closed joint stock company n. halka kapalı anonim şirketi
closed economy n. kapalı ekonomi
closed corporation n. sınırlı hisseli şirket
closed-end fund n. kapalı uçlu yatırım şirketi
closed company [uk] n. yöneticilerinin veya az sayıda kişinin kontrolünde olan şirket
account closed adj. kapanmış hesap
closed-end adj. izin verilen miktarın tamamında ihraç edilen
closed-end adj. açık piyasada işlem gören sabit hisse sermayesine sahip olan
Law
closed session n. gizli celse
decision for closed session n. gizli celse kararı
closed session n. gizli duruşma
closed session n. gizli oturum
mandatory closed session n. mecburi gizli duruşma
closed mortgage n. sözleşme süresi dolmadan tamamen ödenemeyen ipotek kredisi
closed mortgage n. belli bir borcu temin etmek için tamamı ipotek edilen gayrimenkul
closed mortgage n. kapalı ipotek kredisi
closed mortgage n. sınırı dolmuş bulunan ipotek kredisi
closed session n. kapalı celse
closed prison n. kapalı cezaevi
closed prison n. kapalı ceza evi
closed prison n. kapalı ceza infaz kurumu
closed prison n. kapalı hapishane
closed penitentiary institution n. kapalı ceza infaz kurumu
closed hearing n. gizli duruşma
Politics
cofiscated and closed publications n. elkoyulan ve kapatılan yayınlar
confiscated and closed publications n. toplatılan ve kapatılan yayınlar
closed primary n. kapalı önseçim
closed primary n. sadece partililerin oy kullanabildiği önseçim
closed camp policy n. kapalı kamp politikası
closed list n. blok liste
Media
closed-captioned television n. (t.v programında) duyma engelliler için alt yazı seceneği
Technical
closed circuit battery n. kapalı devre bataryası
closed core transformer n. kapalı çekirdekli transformatör
closed cycle n. kapalı çevrim
closed rectangle n. kapalı dikdörtgen
closed loop bandwidth n. kapalı çevrim bant genişliği
closed chain n. kapalı zincir
closed loop control system n. kapalı çevrim kontrol sistemi
closed stokehold n. kapalı kazan önü sistemi
closed loop control n. kapalı devre kontrolü
closed loop carburetor control n. kapalı devre karbüratör kontrolü
closed cycle control system n. kapalı çevrime denetimli sistem
closed polygonal region n. kapalı çokgensel bölge
closed function n. kapalı fonksiyon
closed file n. kapalı dosya
closed conduit n. kapalı boru
closed subroutine n. kapalı altyordam
closed shop n. kapalı işletme
closed loop voltage gain n. kapalı çevrim voltaj kazancı
closed feed water system n. kapalı besi suyu devresi
closed circuit television n. kapalı yayın
closed loop control n. kapalı çevrim kontrolü
closed loop n. kapalı devre
closed system n. kapalı sistem
closed loop n. kapalı döngü
closed drain n. kapalı dren
closed equivalence relation n. kapalı denklik bağıntısı
closed circuit recording n. kapalı devre kayıt
closed circuit television n. kapalı devre televizyonu
closed loop gain n. kapalı çevrim kazancı
closed loop output impedance n. kapalı çevrim çıkış empedansı
closed coil armature n. kapalı sargı bobini
closed set n. kapalı küme
closed loop system n. kapalı çevrim sistemi
closed-circuit-tv (cctv) n. kapalı devre televizyon
closed square n. kapalı kare
closed cycle control system n. kapalı çevrimli denetim sistemi
closed circuit contact n. kapalı devre kontağı
closed cell n. kapalı hücre
closed frame n. kapalı çerçeve
closed surface n. kapalı yüzey
closed magnetic circuit n. kapalı manyetik devre
closed cycle n. kapalı döngü
closed diagram n. kapalı diyagram
closed shop n. kapalı merkez
closed circuit recording n. banda kayıt
closed harbor n. yasak liman
closed circuits n. kapalı devreler
closed expansion tank n. kapalı genleşme kabı
closed shield n. tam koruyucu
closed space n. kapalı alan
closed vessel n. kapalı kap
closed force polygon n. kapalı kuvvet poligonu
closed circuit system n. kapalı devre sistemi
closed stirrup n. kapalı etriye
closed mix n. sıkı karışım
closed valley n. gizli dere
closed sheathing n. tam iksa
closed sheathing n. aralıksız iksa
closed position n. kapalı konum
closed mix n. boşluksuz karışım
closed cycle n. kapalı devre
closed string n. basamak oyuntulu kiriş
closed cell n. kapalı göze
closed curve n. kapalı eğri
air-cooled closed booth n. hava soğutmalı deney odası
closed box-pallet n. kapalı sandıklı palet
closed-loop bandwidth n. kapalı çevrim bant genişliği
closed-loop output impedance n. kapalı çevrim çıkış empedansı
closed-loop system n. kapalı çevrim sistemi
closed-cycle control system n. kapalı devir kontrol sistemi
closed-loop voltage gain n. kapalı çevrim gerilim kazancı
closed-circuit working n. kapalı devre çalışma
closed-end pipe pile n. kapalı uçlu kazık boru
closed-circuit-tv n. kapalı devre televizyon
ctp -closed throttle position switch n. kapalı gaz konumu anahtarı
closed-loop gain n. kapalı çevrim kazancı
closed-loop control n. kapalı çevrim kontrolü
closed-end caisson n. kapalı dipli keson
semi-closed cycle n. yarı kapalı çevrim
semi-closed feed system n. yarı açık besi suyu devresi
normally closed valve n. kendiliğinden kapanır vana
closed circuit television/tv system n. kapalı devre televizyon sistemi
closed circuit camera system n. kapalı devre kamera sistemi
closed loop n. zincirleme kontrol devresi
semi closed circuit n. yarı kapalı devre
closed circuit n. kapalı devre
closed circuit television n. kapalı devre televizyon
closed carbon arc lamp n. kapalı karbon ark lambası
pensky-martens closed cup method n. kapalı pensky-martens kabı yöntemi
self contained closed-circuit breathing apparatus n. kendi kendine yeterli kapalı devre solunum cihazı
measurement of fluid flow in closed conduits n. kapalı kanallarda akışkan debisinin ölçülmesi
closed-cell cellular plastics n. kapalı gözeli plastikler
closed die forging n. kapalı kalıpta dövme
closed chip n. kapalı yonga
closed electron shells n. kapalı elektron kabukları
closed system n. kapalı dizge
closed shell n. kapalı kabuk
closed porosity n. kapalı gözeneklilik
closed pore n. kapalı gözenek
closed pass n. kapalı paso
closed die n. kapalı kalıp
closed retort n. kapalı damıtma haznesi
closed pot n. kapalı pota
closed-die forging n. kapalı kalıp dövmesi
closed-pit furnace n. kapalı kuyu fırın
closed-cell foam n. kapalı gözeli sünger
closed pass n. kapalı kalibre
closed-circuit grinding n. kapalı devre öğütme
closed-loop n. kapalı döngü
closed mould process n. kapalı kalıp süreci
closed pass n. kapalı geçi
closed retort n. kapalı imbik
closed stream casting n. korumalı akış dökümü
closed electron shells n. dolu elektron kabukları
closed shell n. dolu kabuk
closed chip n. kopmamış talaş
closed bottom taper plug valve n. dipten yataklı konik tapalı vana
closed bottom taper plug valve n. kapalı konik tapalı vana
open and closed porosity n. açık ve kapalı gözeneklilik
steel closed die forging n. kapalı kalıp çelik dövme
closed circuit television system n. kapalı devre televizyon sistemi
steel closed die forging n. çelik kapalı kalıp dövme
closed transmission system n. kapalı iletim sistemi
pensky-martens closed cup flash test n. pensky-martens kapalı kap parlama deneyi
closed-circuit breathing apparatus n. kapalı devre solunum aparatı
corrosion test in closed system n. kapalı sistemde korozyon deneyi
closed type heater n. kapalı tip ısıtıcı
doors in a closed position n. kapalı konumdaki kapılar
mechanical testing of open die and closed die forgings n. açık ve kapalı kalıp dövmelere ait mekanik deneyler
closed circulation n. kapalı devre sirkülasyon
closed-loop control n. kapalı devre kontrol
closed-circuit cooler n. kapalı devre soğutucu
closed-circuit cooling n. kapalı devre soğutma
closed-circuit cooling system n. kapalı devre soğutma sistemi
closed-circuit ventilation n. kapalı devre havalandırma
closed cooling system n. kapalı soğutma devresi
closed-circuit cooling water system n. kapalı devre soğutma suyu sistemi
closed-loop cooling n. kapalı devre soğutma
closed end blind rivet n. kapalı kör perçin
self-contained closed-circuit breathing apparatus for escape n. kaçış için kendi kendine yeterli kapalı devre solunum aparatı
measuring the oxygen demand in a closed respirometer n. kapalı bir respirometrede oksijen ihtiyacının ölçülmesi
measuring the oxygen demand in a closed respirometer n. kapalı bir respirometrede oksijen ihtiyacını ölçme
oxygen demand in a closed respirometer n. kapalı bir respirometrede oksijen ihtiyacı
measuring flow-rate in closed or open channels n. kapalı veya açık kanallardaki akış hızının ölçülmesi
closed end blind rivet n. kapalı uçlu kör perçin
closed-loop vacuum fractionation n. kapalı devre vakumlu damıtma
closed conduit with a free water surface n. serbest su yüzeyli kapalı kanal
rapid equilibrium closed cup method n. hızlı denge kapalı kap yöntemi
closed-packed n. sıkı paket
semi-closed adj. yarı kapalı (devre)
closed to atmosphere adj. atmosfere kapalı
closed-circuit adj. kapalı devreli
air-closed adj. hava geçirmez
Computer
closed curve n. kapalı eğri
closed architecture n. kapalı mimari
closed loop poles n. kapalı döngü kutupları
closed position n. kapalı konum
closed routine n. kapalı yordam
closed spacing n. dar aralık
closed circuit n. kapalı devre
closed caption n. alt yazı
closed path n. kapalı yol
closed user group n. kapalı kullanıcı grubu
closed position mechanical switch n. kapalı konum mekanik anahtar
closed cycle control system n. kapalı çevrim denetimli sistem
closed sign n. kapalı işareti
dominant closed loop poles n. baskın kapalı döngü kutupları
flows closed n. kapanmış akış sayısı
closed shop n. kapalı merkez
closed shop n. kapalı işletme
closed subroutine n. kapalı altyordam
closed-loop control n. geribeslemeli denetim
closed-circuit working n. kapalı-devre çalışma
closed-circuit tv n. kapalı devre televizyon
closed source n. kapalı kaynak kodu
closed under addition adj. toplamaya göre kapalı
cover closed adj. kapak kapalı
door closed adj. kapak kapalı
closed-loop adj. kapalı devreye ait
closed source adj. kapalı kaynak kodlu
closed source adj. sahipli (yazılım)
closed under multiplication expr. çarpmaya göre kapalı
order closed expr. sipariş kapandı
Informatics
closed loop n. kapalı döngü
closed path n. kapalı yol
closed-circuit television (cctv) n. kapalı devre televizyon
closed cycle control system n. kapalı çevrimli denetim sistemi
closed set n. kapalı küme
closed interval n. kapalı aralık
closed routine n. kapalı yordam
closed curve n. kapalı eğri
simple closed curve n. basit kapalı eğri
Telecom
closed user group n. kapalı kullanıcı grubu
closed user group supplementary service n. kapalı kullanıcı grubu ek hizmetleri
dominant closed loop poles n. baskın kapalı döngü kutupları
closed user group with outgoing access n. dışarıya erişimi kapalı kullanıcı grubu
closed network n. kapalı şebeke
closed captioning n. kapalı başlık geçirme
closed path n. kapalı yol
range of closed loop power control n. kapalı döngü çıkış güç denetim aralığı
closed network access control n. kapalı şebeke erişim denetimi
closed-circuit television n. kapalı devre televizyon
closed-loop noise bandwidth n. kapalı döngü gürültü band genişliği
closed-loop transfer function n. kapalı döngü aktarma fonksiyonu
closed loop pole n. kapalı döngü kutubu
Electric
closed loop n. kapalı çember
closed loop control system n. kapalı çemberli kontrol sistemi
closed circuit n. kapalı devre
closed subroutine n. kapalı alt rutin
closed shop n. kapalı merkez
closed magnetic circuit n. kapalı mıknatıs devresi
closed fuse n. kapalı sigorta
closed loop system n. kapalı çember sistemi
closed routine n. kapalı rutin
closed circuit recording n. banda kayıt
closed core transformer n. kapalı çekirdekli transformatör
closed coil armature n. kapalı sargı bobini
closed circuit recording n. kapalı devre kayıt
closed-core transformer n. kapalı göbekli transformatör
closed-cycle control system n. kapalı çevrimli kontrol sistemi
closed-coil winding n. kapalı bobin sargısı
normally closed adj. normalde kapalı
Television
closed caption n. işitme engelliler için alt yazı
closed circuit television n. kapalı devre televizyonu
closed circuit television n. kapalı yaym
closed circuit television n. kapalı yayın
closed caption n. seçmeli altyazı
closed-circuit adj. (iletim devresi) kapalı devre
Textile
closed pleat n. kapalı pile
flat steel heads with closed end loop n. kapalı uçlu ilmikli yassı çelik gücü telleri
flat steel heads with closed end loop n. kapalı ilmik uçlu yassı çelik gücü telleri
Architecture
closed architecture n. kapalı mimari
Construction
doors in closed position n. kapalı durumdaki kapılar
closed construction area n. kapalı inşaat alanı
Automotive
closed nozzle n. kapalı meme
closed cooling system n. kapalı soğutma devresi
closed throttle position switch n. kapalı gaz konumu anahtarı
closed throttle position n. kapalı gaz konumu
closed-loop fuelling n. kapalı devre yakıt sistemi
closed-loop fuelling n. kapalı çevrim yakıt sistemi
open/closed pressure n. açık/kapalı basınç testi
lambda closed-loop control n. lamda kapalı döngülü kontrol
semi-closed deck block n. yarı kapalı yüzlü blok
closed throttle position sensor n. kapalı gaz kelebeği pozisyon sensörü
closed joint n. kapalı birleştirme
closed circuit n. kapalı devre
closed circuit n. kapalı devre tv
closed circuit voltage n. kapalı devre voltajı
closed-loop control n. kapalı döngülü kontrol
closed-loop fuel control n. kapalı döngülü yakıt kontrolü
closed die forging n. kapalı kalıpta dövme
closed container n. kapalı kap
closed chamber head n. kapalı odacıklı silindir kapağı
closed course n. kapalı oval pist
closed cooling system n. kapalı soğutma düzeni
closed torque converter n. kapalı tork konvertörü
closed deck block n. kapalı yüzlü blok
closed end lease n. kapalı uçlu kiralama
closed end connector n. kapalı uçlu konnektör
closed end spring n. kapalı uçlu yay