favourable - Türkisch Englisch Wörterbuch
Verlauf

favourable

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


Bedeutungen von dem Begriff "favourable" im Türkisch Englisch Wörterbuch : 34 Ergebniss(e)

Englisch Türkisch
Common Usage
favourable adj. lehte
favourable adj. olumlu
General
favourable adj. faydalı
favourable adj. uygun
favourable adj. tatminkar
favourable adj. iyi niyetli
favourable adj. elverişli
favourable adj. olumlu
favourable adj. avantajlı
favourable adj. taraftar
favourable adj. lehte
favourable adj. hayırlı
favourable adj. ahım şahım
favourable adj. güzel
favourable adj. müsait
favourable adj. münasip
favourable adj. hoşa giden
favourable adj. lütufkar
favourable adj. iyi
favourable adj. açıkça onaylanan
favourable adj. tavsiye eden
favourable adj. salık veren
favourable adj. metheden
favourable adj. öven
favourable adj. onay kazanan
favourable adj. memnuniyet verici
favourable adj. sevindirici
favourable adj. mutluluk verici
favourable adj. isteneni veren
favourable adj. kolaylaştıran
favourable adj. olanak sağlayan
favourable adj. ithalat değerini aşacak değerde olan (ihracat)
Technical
favourable adj. olumlu
favourable adj. uygun

Bedeutungen, die der Begriff "favourable" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 32 Ergebniss(e)

Englisch Türkisch
General
favourable opportunity n. geniş olanak
favourable condition n. elverişli koşul
appropriate time for favourable opportunities n. eşref-i saat
favourable reply n. müspet cevap
favourable reply n. olumlu cevap
favourable reception n. hoş karşılanma
favourable reception n. onaylanma
favourable reception n. iyi karşılanma
favourable position n. elverişli pozisyon
favourable position n. üstün pozisyon
favourable position n. rekabette güçlü olma
favourable reception n. kabul edilebilir görme
favourable reception n. onaylayarak kabul verme
get a favourable result v. sonuç almak
give a favourable opinion v. olumlu karşılamak
have a favourable opinion v. olumlu karşılamak
find favourable v. olumlu yaklaşmak
cost-favourable adj. fiyat avantajlı
Idioms
in a favourable light expr. uygun şartlar altında
in a favourable light expr. uygun bir bakışla/görüşle
in a favourable light expr. uygun bir biçimde
Trade/Economic
favourable tariff treatment n. ayrıcalıklı tarife işlemleri
favourable balance of trade n. aktif dış ticaret bilançosu
favourable exchange n. elverişli kambiyo
favourable variance n. lehte sapma
favourable trade balance n. lehte ticaret dengesi
favourable exchange n. müsait kambiyo
favourable variance n. olumlu fark
Aeronautic
favourable yaw n. yalpa tarafına sapma
Statistics
least favourable distribution n. en az uygun dağılım
Environment
species with favourable conservation status n. koruma statüleri olumlu olan türler
Engineering
favourable pressure gradient n. akış yönündeki basınç düşüşü