izlenim - Türkisch Englisch Wörterbuch
Verlauf

izlenim



Bedeutungen von dem Begriff "izlenim" im Englisch Türkisch Wörterbuch : 16 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
Common Usage
izlenim impression n.
General
izlenim ring n.
izlenim odor n.
izlenim stamp n.
izlenim effect n.
izlenim imprint n.
izlenim feeling n.
izlenim odour n.
izlenim seemingness n.
izlenim impression n.
izlenim impressure n.
izlenim assemblance n.
izlenim fancy n.
izlenim feeling n.
Technical
izlenim impression n.
Archaic
izlenim assemblaunce n.

Bedeutungen, die der Begriff "izlenim" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 167 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
General
bir olayın sinir sisteminde bıraktığı psişik etki veya izlenim engram n.
yanlış izlenim wrong impression n.
ilk izlenim first impression n.
alınan izlenim the impression gained n.
alınan izlenim the impression received n.
yanlış izlenim false impression n.
yanlış bir izlenim a false impression n.
genel izlenim overall impression n.
genel izlenim general impression n.
olumlu izlenim favorable impression n.
son izlenim final impression n.
genellikle olumlu yönde olan kalıcı veya güçlü izlenim mark n.
daha iyi bir izlenim yaratmak için kılıf uydurma window-dressing n.
aldatıcı bir olumlu izlenim yaratma window-dressing n.
yanlış izlenim misimpression n.
benzersiz izlenim/etki unique impression n.
olumsuz izlenim dent n.
(yaratılan etkiyi en aza indiren) izlenim dent n.
(kişilere dair) olumlu izlenim opinion n.
güçlü izlenim yaratma impressiveness n.
izlenim oluşturma impressment n.
genel izlenim feeling n.
uygun izlenim felicity n.
ilk izlenim first blush n.
zihinsel izlenim print n.
ilk izlenim preapprehension n.
iyi izlenim showing n.
(olumlu izlenim sonucu elde edilen) kredi point n.
olumlu izlenim point n.
yanlış izlenim bırakmak leave a wrong impression v.
kötü izlenim bırakmak leave a bad taste in one's mouth v.
belirli bir izlenim bırakmak suggest v.
olumlu bir izlenim bırakmak make a hit with somebody v.
kötü izlenim bırakmak be in bad odor v.
izlenim bırakmak make an impression on v.
izlenim bırakmak make an impression v.
izlenim bırakmak strike v.
iyi bir izlenim bırakmak make a good impression on someone v.
belirli bir izlenim bırakmak be suggestive of v.
izlenim bırakmak register v.
kötü bir izlenim bırakmak make a bad impression on someone v.
kötü izlenim bırakmak leave a bad impression v.
kötü izlenim bırakmak blight v.
olumlu bir izlenim bırakmak make a hit v.
izlenim bırakmak (birinde) strike v.
izlenim bırakmak come across v.
izlenim edinmek gain an impression v.
izlenim edinmek get the impression v.
izlenim edinmek take the impression v.
izlenim edinmek catch the impression v.
izlenim edinmek have the impression v.
kötü izlenim bırakmak be in bad odor with somebody v.
kötü izlenim bırakmak be in bad odour with somebody v.
izlenim vermek give the impression v.
izlenim uyandırmak create an impression v.
olumsuz izlenim bırakmak leave a negative impression v.
olumsuz izlenim uyandırmak leave a negative impression v.
olumsuz izlenim uyandırmak create a negative impression v.
izlenim uyandırmak leave someone with impression v.
izlenim uyandırmak provide (someone with) impression v.
izlenim yaratmak come over v.
izlenim yaratmak come across v.
izlenim yaratmak give an impression v.
izlenim yaratmak leave an impression v.
iyi izlenim uyandırmak make a good impression v.
iyi izlenim vermek make a good impression v.
birinde iyi bir izlenim bırakmak leave a good impression with someone v.
olumsuz bir izlenim bırakmak leave a negative impression v.
izlenim edinmek/oluşturmak form an impression v.
aklında bir izlenim kalmak carry away an impression v.
izlenim bırakmak touch v.
belirgin bir izlenim edinmek mark v.
yanlış izlenim edinmek misconceit v.
güçlü bir izlenim bırakmak burn v.
izlenim yaratmak impose v.
olumlu izlenim yaratmak impress v.
güçlü izlenim yaratmak impress v.
iyi bir izlenim yaratmak point v.
kalıcı (izlenim/etki) indelible adj.
olumsuz izlenim bırakan unpresentable adj.
nötr bir izlenim bırakan unpresentable adj.
Phrasals
kötü izlenim vermek throw off v.
gibi bir izlenim bırakmak come across like (someone or something) v.
gibi bir izlenim bırakmak come across like someone or something (to someone) v.
gibi bir izlenim bırakmak come across as someone or something (to someone) v.
izlenim uyandırmak come on v.
(birinde) kötü bir izlenim yaratmak jar against (someone) v.
(birinde) çelişkili bir izlenim yaratmak jar against (someone) v.
(birinde) kötü bir izlenim yaratmak jar on (one) v.
(birinde) çelişkili bir izlenim yaratmak jar on (one) v.
kötü bir izlenim vermek reek of something v.
hoş olmayan bir izlenim vermek reek of something v.
alttan alttan kötü bir koku/izlenim yaymak reek of something v.
(biri/bir şey) gibi bir izlenim bırakmak come across as (someone or something) v.
(birinde bir şey) gibi bir izlenim bırakmak come across as (something) to (one) v.
gibi bir izlenim/etki bırakmak come across like v.
farklı bir izlenim oluşturacak (bir şey) yaratmak gin up (something) [us] v.
(kötü bir) izlenim vermek stink of (something) v.
izlenim bırakmaya çalışmak come on v.
Phrases
yanlış bir izlenim uyandırarak by false pretences adv.
yanlış bir izlenim uyandırarak on false pretences adv.
yanlış bir izlenim uyandırarak under false pretences adv.
ilk izlenim en kalıcı olandır first impressions are the most lasting expr.
Colloquial
izlenim yaratmak make an impression v.
ters izlenim yaratmak give a false impressions v.
ters izlenim yaratmak create a false impression v.
yanlış izlenim uyandırmak give a false impressions v.
yanlış izlenim vermek create a false impression v.
yanlış izlenim uyandırmak create a false impression v.
yanlış izlenim vermek give a false impressions v.
yanlış izlenim yaratmak give a false impressions v.
yanlış izlenim yaratmak create a false impression v.
iyi izlenim bırakmak present v.
ilk izlenim önemlidir first impressions are the most lasting expr.
Idioms
cv'lerdeki yazım hatası kaynaklı olumsuz izlenim death by spell check n.
ilk bakışta bırakılan izlenim face value n.
kötü bir izlenim a bad taste in (one's) mouth n.
negatif/olumsuz bir izlenim a bad taste in (one's) mouth n.
kötü bir izlenim a bad taste in the mouth n.
negatif/olumsuz bir izlenim a bad taste in the mouth n.
kötü bir izlenim a bad taste in someone's mouth n.
kötü bir izlenim a bitter taste in the mouth n.
kötü bir izlenim a bitter taste in someone's mouth n.
kötü bir izlenim a nasty taste in the mouth n.
kötü bir izlenim a nasty taste in someone's mouth n.
iyi bir ilk izlenim best foot forward n.
iyi bir izlenim vermek put the best foot foremost v.
birinin üzerinde (iyi/kötü) bir izlenim bırakmak leave an impression on someone v.
birinin üzerinde (iyi/kötü) bir izlenim bırakmak leave someone with an impression v.
birinin üzerinde (iyi/kötü) bir izlenim bırakmak make an impression on someone v.
kötü bir izlenim bırakmak leave a bad taste in someone's mouth v.
kötü izlenim bırakmak be in bad odour with somebody v.
kötü izlenim bırakmak be in bad odor with somebody v.
kötü bir izlenim bırakmak cut a sorry figure v.
olumsuz bir izlenim bırakmak cut a sorry figure v.
(birinde) kötü izlenim bırakmak leave a nasty taste in (one's) mouth v.
kötü izlenim bırakmak leave a bad taste in the/your mouth v.
kötü izlenim bırakmak leave a nasty taste in the/your mouth v.
(birinde) kötü izlenim bırakmak leave a sour taste in (one's) mouth v.
(birisi ya da bir şey) gibi izlenim bırakmak come across like (someone or something) v.
(birisinde) birisi ya da bir şey gibi izlenim bırakmak come across like someone or something (to someone) v.
(birisinde) birisi ya da bir şey gibi izlenim bırakmak come across as someone or something (to someone) v.
birinde olumlu bir izlenim bırakmak/yaratmak make a (big, great) hit with somebody v.
birinde olumlu bir izlenim bırakmak/yaratmak be a (big, great) hit with somebody v.
birinde olumlu bir izlenim bırakmak be a hit with somebody v.
birinde olumlu bir izlenim bırakmak make a hit with somebody v.
birinde olumlu bir izlenim bırakmak make a (big, great) hit with somebody v.
birinde olumlu bir izlenim bırakmak be a (big, great) hit with somebody v.
iyi, zayıf, olumsuz bir izlenim bırakmak cut a fine, poor, sorry figure v.
(birinde/bir şeyde) olumlu bir izlenim bırakmak make a hit with (someone or something) v.
iyi izlenim yaratmak cut a good figure v.
ilk izlenim olarak at first glance expr.
ilk izlenim olarak at first blush expr.
kötü izlenim bırakmış in bad odor expr.
kötü izlenim bırakmış in bad odour [old-fashioned] expr.
Speaking
edindiğim izlenim the impression I got expr.
ilk izlenim olarak as a first impression expr.
Trade/Economic
mimiğe bağlı izlenim mimetic tendency n.
Psychology
izlenim oluşumu impression formation n.
izlenim yönetimi impression management n.
izlenim yoluyla öğrenme imprinting n.
izlenim idaresi impression management n.
Theatre
edebi bir eserde üzerine bir süreliğine yoğunlaşılan düşünce veya obje hakkında izlenim yaratılacak sahne vignette n.
Slang
herkesle el sıkışıp olumlu izlenim bırakmaya çalışan politikacı palm presser n.
güçlü bir izlenim yaratmak slay v.
Modern Slang
kötü bir izlenim a bad taste in my mouth n.
bir kadınla kötü bir izlenim bırakacak şekilde tanışma a bad way to introduce yourself to a woman n.