burn - Türkisch Englisch Wörterbuch
Verlauf

burn

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


Bedeutungen von dem Begriff "burn" im Türkisch Englisch Wörterbuch : 188 Ergebniss(e)

Englisch Türkisch
Common Usage
burn v. yakmak
burn v. yanmak
General
burn n. yanık yeri
burn n. yanma izi
burn n. ırmak
burn n. çay
burn n. dere
burn n. damga
burn n. dağlama demiri
burn n. yanma hissi
burn n. yanık
burn v. tutuşmak
burn v. tutuşturmak
burn v. başını yakmak
burn v. alev almak
burn v. kızdırmak
burn v. kiremitte pişirmek
burn v. öfkelendirmek
burn v. yanıp kül olmak
burn v. ışık saçmak
burn v. kavurmak
burn v. yanıp tutuşmak
burn v. parıldamak
burn v. fazla pişerek yanmak
burn v. yakmak
burn v. yanmak
burn v. yanma yapmak
burn v. ateşlemek
burn v. yangın çıkarmak
burn v. kazık atmak
burn v. oyuna getirmek
burn v. delip geçmek
burn v. güçlü bir izlenim bırakmak
burn v. duygularıyla yanıp kül olmak
burn v. sinirlenmek
burn v. çok istekli olmak
burn v. dağlamak
burn v. kıl payı mağlup etmek
burn v. sıcaklamak
burn v. cinsel olarak uyarılmak
burn v. azmak
burn v. tiksinmek
burn v. yanıyormuş gibi görünmek
burn v. parlamak
burn v. sıcaklık hissi vermek
burn v. yangı hissi vermek
burn v. yangı hissetmek
burn v. batmak
burn v. sızlamak
burn v. ateşin veya ısının etkisiyle değişmek
burn v. kömürleşmek
burn v. kavrulmak
burn v. yanıp tükenmek
burn v. (cilt) yanarak kızarmak
burn v. (cevap, nesne) arayıp taramak
burn v. (alev, yakma aleti) yakıt olarak kullanmak
burn v. tüketmek
burn v. kullanıp bitirmek
burn v. bir kimseyi dağlayarak işaretlemek
burn v. haşlamak
burn v. kömürleştirmek
burn v. (ticari amaçlarla) yakmak
burn v. kontrollü olarak yakmak
burn v. sinirlendirmek
burn v. kötü muamele etmek
burn v. eskimek
burn v. yıpranmak
burn v. azaltmak
burn v. bitirmek
burn v. yüksek hızla gitmek
burn v. yüksek hızla gitmesine neden olmak
burn v. (taşa) oyun kurallarına aykırı bir şekilde dokunmak
burn adj. yanık
Irregular Verb
burn v. burned/burnt - burned/burnt
Colloquial
burn n. sigara
burn n. cigara
burn n. bir dal sigara
burn n. dalavere
burn n. dolandırma
burn n. dolandırıcılık
burn n. kafes
burn n. kelek
burn n. ketenpere
burn n. üçkağıt
burn n. uyuşturucuyu damara zerk ettikten sonraki karıncalanma hissi
burn n. aldatma
burn n. aldatmaca
burn n. kandırma
burn n. kandırmaca
burn n. hile
burn n. uyuşturucu kafası
burn n. kafanın yükselmesi
burn n. uyarılma
burn n. ketenpere
burn v. hakaret etmek
burn v. ağır söz söylemek
burn v. aşağılamak
burn v. hor görmek
burn v. lafı geçirmek
burn v. giydirmek
burn v. (hakareti) yedirmek
burn v. sigara içmek
burn v. sigara tüttürmek
burn v. sigara tellendirmek
burn v. esrar içmek
burn v. ot içmek
burn v. duman almak
burn v. elektrikli sandalyede idam etmek
burn v. elektrikli sandalyede idam edilmek
burn v. dolandırmak
burn v. çarpmak
burn v. hacılara getirmek
burn v. iş/işini almak
burn v. kafese almak
burn v. kafeslemek
burn v. keleğe getirmek
burn v. kerizlemek
burn v. ketenpereye düşürmek/getirmek
burn v. mantarlamak
burn v. o biçim etmek
burn v. sağmak
burn v. tava düşürmek
burn v. tokatlamak
burn v. üçkağıda getirmek
burn v. üçkağıt açmak
burn v. cızlatmak
burn v. vurmak
burn v. ateş etmek
burn v. ateşe tutmak
burn v. yakmak
burn v. yemek yapmak/pişirmek
burn v. varını yoğunu harcamak/tüketmek
burn v. kaynaklarını tüketmek
burn v. kendini tüketmek
burn v. elindeki avucundakini müsrifçe harcamak/savurmak
burn v. har vurup harman savurmak
burn v. kaynaklarını kurutmak
burn v. suyunu çektirmek
burn interj. geber git başımdan
burn interj. cehenneme kadar yolun var
burn interj. cehennemin dibine git
burn interj. cehennem ol git başımdan
burn interj. defol şurdan
burn interj. defol git başımdan
Technical
burn n. güneş yanığı
burn n. küçük akarsu
burn n. yanık
burn v. pişirmek
burn v. yanmak
burn v. yakmak
burn v. disk yakmak
burn v. diske veri kaydetmek
burn v. (metali) oksijen bakımından zengin alevle yakmak
burn v. (kauçuk bileşiği) yanmak
burn v. metal parçalarını erimiş metal kullanarak birleştirmek
burn v. (kaplama) koyu renkli veya sert bir hale getirmek
Automotive
burn n. yanık
Railway
burn n. demiryolu raylarında aşınmış bölge
Aeronautic
burn n. roket sevk edicinin kontrollü kullanımı
burn n. roket motorunun ateşlenmesi
Physiology
burn n. kas yanması
burn v. (glikoz) vücutta yakmak
burn v. vücutta metabolize etmek
Chemistry
burn v. (kimyasal element) füzyon geçirmek
Astronomy
burn v. (hafif bir elementi) nükleer füzyonla daha ağır bir elemente dönüştürmek
Agriculture
burn v. (çayır) kurumak
burn v. (kültür bitkisi) aşırı kimyasal kullanımı nedeniyle rengi solmak
Breeding
burn v. (hayvanın vücudunu) dağlamak
Tobacco
burn n. tutuşturulan tütünün ateş çıkarmadan yanmaya devam etme kapasitesi
Environment
burn n. yanmış arazi
Meteorology
burn n. sisin kalkması
Sport
burn v. (rakip takımı veya oyuncuyu) yenmek
burn v. (rakip takıma veya oyuncuya karşı) sayı almak
burn v. (top) çok sert atmak
Basketball
burn v. güzel bir çalımla savunmacıyı çembere doğru geçip sayı atmak
Card
burn v. (oyun kartını) gösterip yüzü yukarıda olacak şekilde kağıt destesinin altına koymak
Slang
burn n. sigara
burn n. hakaret
burn n. sövme
burn n. aşağılama
burn n. kızgınlık
burn n. giderek artan öfke
burn n. laf sokma
burn v. sigara içmek
burn v. esrar içmek
burn v. elektrikli sandalye ile infaz etmek
burn v. birini vurmak
burn v. lanet etmek

Bedeutungen, die der Begriff "burn" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 500 Ergebniss(e)

Englisch Türkisch
General
freeze burn n. buz yanığı
advance burn n. tedbirli yakma
burn pit n. ateş çukuru
burn ointment n. yanık merhemi
burn cream n. yanık kremi
severe burn n. şiddetli yanık
severe burn n. ciddi yanık
burn bag n. yakılacak evrak torbası
burn [scotland] n. su
burn [scotland] n. demleme suyu
burn-off n. istenmeyen malzemeyi yakarak çıkarma
burn-off n. yakarak çıkarılan malzeme
cigarette burn n. sigara yanığı
rope burn n. (elde, ciltte) ip sürtünmesinden kaynaklanan aşınma
rope burn n. (elde, ciltte) ip sürtünmesinden kaynaklanan sıyrık
burn by arson v. kundaklanarak yanmak
burn down v. yakıp kül etmek
burn bridges v. köprüleri yakmak
burn somebody up v. ifrit etmek
have money to burn v. parayı ezmek
burn up v. yanıp yok olmak
burn someone in effigy v. protesto olarak sevilmeyen birinin kuklasını yakmak
burn up v. yakıp yok etmek
have money to burn v. aşırı para harcamak
burn up v. alev alev yanmak
burn out v. içini yakmak
cause to burn v. yanmasına neden olmak
burn in fire v. ateşte yanmak
have money to burn v. para yemek
have money to burn v. aşırı harcama yapmak
burn out v. yakmak
burn out v. yanmak
burn the midnight oil v. geceyi gündüze katmak
burn up v. yakmak
burn to ground v. yanıp kül olmak
burn something down v. yakıp kül etmek
burn out v. bozulmak
burn oneself out v. kendini tüketmek
burn down v. yanıp kül olmak
burn up v. tamamen yanmak
burn the midnight oil v. gece yarısına kadar çalışmak
burn out v. sönmek
burn the candle at both ends v. durup dinlenmeden çalışmak
burn one's fingers v. ağzı yanmak
have money to burn v. para savurmak
burn out v. mahvolmak
burn the candle at both ends v. gece gündüz demeden çalışarak kendini helak etmek
burn away v. yanıp kül olmak
burn out v. tamamen yanıp kendi kendine sönmek
burn one's boats v. köprüleri atmak
burn furiously v. cayır cayır yanmak
burn something out v. yakıp kül etmek
stick to the pan and burn v. dibi tutmak
burn the candle at both ends v. fazla çalışmak
burn itself out v. sönmek
burn up v. yanıp bitmek
burn out v. yakıp yok etmek
burn one's bridges v. köprüleri atmak
get one's finger burn v. (bir şeyden) ağzı yanmak
burn the midnight oil v. gecesini gündüzüne katmak
burn something alive v. diri diri yakmak
burn to death v. yanarak ölmek
burn lignite v. linyit yakmak
burn (itself) out v. yangın kendi kendine çıkmak
burn (itself) out v. yangının kendi kendine çıkması
burn with hate v. nefret duymak
burn off calorie v. kalori yakmak
burn calorie v. kalori harcamak
burn calorie v. kalori yakmak
burn off calorie v. kalori harcamak
(the lamp) to burn v. lamba yanmak
burn away v. yakıp kül etmek
burn out v. yanıp yokolmak
burn out v. yakıp kül etmek
burn someone with a lighted cigarette v. üzerinde sigara söndürmek
burn in hell v. cehennemde yanmak
burn into flames v. alevler içinde kalmak
burn the food v. yemeği yakmak
crash and burn v. başarısız olmak
crash and burn v. hezimete uğramak
burn one's belly fat v. göbeğini eritmek
burn belly fat v. göbek eritmek
burn the building v. binayı ateşe vermek
burn the building v. binayı yakmak
crash and burn v. düşüp infilak etmek
burn a dead body v. ceset yakmak
burn a dead body v. ölü yakmak
burn the clutch disc v. debriyaj balatasını yakmak
burn one's hand v. elini yakmak
burn to ashes v. yanıp kül olmak
burn something clean v. birşeyi yakarak temizlemek
burn the house v. evi yakmak
apply burn ointment v. yanık merhemi sürmek
burn fat v. yağ yakmak
burn internally v. için için yanmak
burn one's hand v. eli yanmak
burn in effigy v. nefret edilen birini simgeleyen (resim, kukla gibi) bir şeyi yakmak
burn energy v. enerji harcamak
burn energy v. enerji yakmak
burn (into) v. yakarak yol açmak
burn up v. tutuşup yok olana kadar yanmak
burn up v. yakarak yok etmek
burn up v. sinirlendirmek
burn up v. kızdırmak
still-burn v. damıtım sırasında yakmak
still-burn v. distilasyon sürecinde yakmak
slash-and-burn adj. aşırı sert ve acımasız
Phrasals
burn out v. yakıp yok etmek
burn out v. (insanları) ev veya iş yerlerini yakarak kaçmaya zorlamak
burn out v. aşırı yüklenerek gücünü tüketmek
burn out v. (büyükbaş hayvanı) aşırı besleyerek üreme kalitesini bozmak
burn out v. gücü kuvveti tükenmek
burn (one) out of (something) v. bir yeri yakarak (birini) dışarı çıkmaya zorlamak
burn (one) out of (something) v. yangın nedeniyle bulunduğu yeri terk etmek zorunda kalmak
burn someone out of something v. yangın nedeniyle bulunduğu yeri terk etmek zorunda bıraktırmak
burn someone out v. yangın nedeniyle bulunduğu yeri terk etmek zorunda bıraktırmak
burn up v. azarlamak
burn in v. bir malzemeye kazımak veya gravürlemek için ısı kullanmak
burn in v. bir şey üzerinde kalıcı bir iz bırakmak
burn in v. bir fotoğrafın veya negatifin alanlarını karartmak için ışığa maruz bırakmak
burn into v. bir malzemeye kazımak veya gravürlemek için ısı kullanmak
burn into v. bir şey üzerinde kalıcı bir iz bırakmak
burn into v. bir fotoğrafın veya negatifin alanlarını karartmak için ışığa maruz bırakmak
burn into v. düzgün çalıştığını doğrulamak için belirli bir süre için yeni bir elektronik ekipman parçası kullanmak
burn up v. çırasını yakmak
burn with v. deliye dönmek
burn in v. düzgün çalıştığını doğrulamak için belirli bir süre için yeni bir elektronik ekipman parçası kullanmak
burn with v. çok istemek
burn up v. çok öfkelendirmek
burn up v. hız yapmak
burn into v. ekranda kalıcı olarak görünmeye neden olmak
burn in v. ekranda kalıcı olarak görünmeye neden olmak
burn up v. haşlamak
burn with v. içten istemek
burn up v. kaynakları tüketmek
burn with v. kuvvetle hissetmek
burn up v. küplere bindirmek
burn up v. sürat yapmak
burn up v. paylamak
burn through v. yakıp geçmek
burn through v. yakıp delik açmak
burn through v. yakıp harap etmek
burn away v. yanıp kül olmak
burn with v. yanıp tutuşmak
burn off v. yanıp kül olmak
burn off v. yakıp kül etmek
burn someone out of something v. bir şeyi yakıp birini dışarı çıkartmak/çıkmaya zorlamak
burn someone out of something v. evini/işini yakıp birini dışarı çıkmak zorunda bırakmak
burn someone out of something v. yangın nedeniyle birini bulunduğu yeri (işini/evini) terk etmek zorunda bırakmak
burn someone out of something v. yakıp birini evsiz/işsiz bırakmak
burn someone out of something v. birinin işini/evini yakmak
burn someone out of something v. yakıp birini evinden/işinden etmek
burn someone out of something v. bir şeyi yakıp birini sokakta bırakmak
burn (something) into (something) v. yakarak (bir şeyi bir şeye) kazımak/oymak
burn (something) into (something) v. yakarak (bir şeyi bir şeye) işlemek
burn (something) into (something) v. bir görüntünün ekranda sabit kalmasına neden olmak
burn (something) into (something) v. bir görüntüyü ekrana sabitlemek
burn (something) into (something) v. bir görüntünün ekranda kalmasına sebep olmak
burn down v. yanıp bitmek
burn down v. yana yana bitmek
burn down v. sonuna kadar yanıp sönmek
burn down v. yanıp tükenmek
burn down v. utandırmak
burn down v. mahcup etmek
burn for v. için yanıp tutuşmak
burn for (someone or something) v. (biri/bir şey) için yanıp tutuşmak
burn in v. aklına kazımak
burn in v. hafızasına kazımak
burn in v. elektronik bir aleti deneme sürecine tabi tutmak
burn off v. buharlaşmak
burn off v. uçmak (buharlaşmak)
burn off v. buharlaştırmak
burn off v. uçurmak (buharlaştırmak)
burn off v. mevcut bitki örtüsünü yakmak
burn off v. anız yakmak
burn off v. (enerji, kalori) yakmak/harcamak
burn out of v. yakıp dışarı çıkartmak/çıkmaya zorlamak
burn out of v. evini/işini yakıp dışarı çıkmak zorunda bırakmak
burn out of v. yangın nedeniyle bulunduğu yeri (işini/evini) terk etmek zorunda bırakmak
burn out of v. yakıp evsiz/işsiz bırakmak
burn out of v. işini/evini yakmak
burn out of v. yakıp evinden/işinden etmek
burn out of v. -i yakıp birini sokakta bırakmak
burn someone up v. birini çileden çıkarmak
burn someone up v. birini çok kızdırmak
burn someone up v. birini çok sinirlendirmek
burn someone up v. birini küplere bindirmek
burn someone up v. birinin sinirlerini ayağa kaldırmak
burn someone up v. birini sinirden kudurtmak
burn someone up v. birini ifrit etmek
burn through v. tamamen tüketmek
burn through v. sonuna kadar harcamak
burn through v. harcayıp bitirmek
burn through v. dibini bulmak
burn through v. bitirmek
burn through (something) v. (bir şeyi) yakıp geçmek
burn through (something) v. (bir şeyi) yakıp harap etmek/kül etmek
burn through (something) v. (bir şeyi) yakıp delmek/delik açmak
burn through (something) v. (bir şeyi) hızla/hemen tüketmek
burn through (something) v. (bir şeyi) hızla/hemen harcamak
burn through (something) v. (bir şeyi) hemen harcayıp bitirmek
burn through (something) v. (bir şeyi) hemen bitirmek
burn through (something) v. (bir şeyi) su gibi harcayıp bitirmek
burn up v. tamamen tüketmek
burn up v. sonuna kadar harcamak
burn up v. harcayıp bitirmek
burn up v. dibini bulmak
burn up v. bitirmek
burn up v. kasıp kavurmak
burn up v. büyük bir etki yaratmak
burn up v. kitlemek
burn up v. kolayca yenmek
burn up v. bozguna uğratmak
burn up v. geride bırakmak
burn up v. gölgede bırakmak
burn up v. sürat yapmak
burn up v. ibreyi sonuna dayamak
burn up v. ateşler içinde yanmak
burn up v. ateşi yükselmek
burn up v. ateşi yüksek olmak
burn up v. ateşi çıkmak
burn something up v. yakıp kül etmek
burn something up v. yakıp yok etmek
burn something up v. yakıp imha etmek
burn with (something) v. (bir şeyle) yanmak
burn with (something) v. (belli bir şekilde) yanmak
burn with (something) v. (bir duyguyla) dolup taşmak
burn with (something) v. (bir duyguyu) yoğun bir şekilde hissetmek
burn with (something) v. (bir duygudan) deliye dönmek
burn with (something) v. (bir duyguyla) yanıp tutuşmak
Phrases
to burn adv. çok
to burn adv. bol
to burn adv. hazırda
to burn adv. ihtiyacından çok
to burn adv. dünya kadar
to burn adv. bir dünya
to burn adv. aşırı
to burn adv. fazladan
to burn adv. kum gibi
Proverb
burn not your house to fright the mouse away pire için yorgan yakma
Colloquial
burn artist n. muhbir
burn artist n. ihbarcı
burn artist n. jurnalci
burn artist n. gammaz
burn artist n. ispiyoncu
cash burn n. nakit sıkıntısı
friction burn n. sürtünme yanığı
a slow burn v. kafası kızmak
be a slow burn v. sakinken yavaş yavaş aşırı derecede sinirlenmek
a slow burn v. tepesi atmak
get freezer burn v. gözü yanmak
burn itself out v. kendi kendine sönmek
burn or shine expr. yan ya da parla
Idioms
slow burn n. ağır ağır/adım adım/yavaş yavaş ilerleme
a slow burn n. ağır ağır/adım adım/yavaş yavaş gelişen şey
slow burn n. zamanla büyüme/gelişme
a slow burn n. ağır ağır/adım adım/yavaş yavaş artan şey
a slow burn n. ağır ağır/adım adım/yavaş yavaş etkisini gösteren şey
burn artist n. hain
burn artist n. sahtekar
burn artist n. üçkağıtçı
burn artist n. dolandırıcı
burn artist n. düzenbaz
burn artist n. madikçi
burn artist n. madrabaz
money to burn n. aşırı para
money to burn n. sokağa atılacak para
money to burn n. çarçur edecek para
money to burn n. dünya kadar para
money to burn n. çok para
money to burn n. özgürce/istendiği gibi harcanacak para
money to burn n. sağa sola savuracak para
burn someone down v. birini aşağılamak
burn someone down v. birini utandırmak
burn a bowl v. (çim topu oyununda topu) kazayla yerinden oynatmak
burn a card v. destenin tepesinden bir veya daha fazla kart almak
burn daylight v. karanlıktan olmadan mum yakmak
burn one's fingers v. başını beklenmedik bir belaya sokmak
burn daylight v. zamanı boşa harcamak
burn daylight v. gereksiz işler yapmak
burn both ends of the candle v. kendini hırpalamak
burn both ends of the candle v. canı çıkana kadar çalışmak
burn both ends of the candle v. gece gündüz demeden çalışmak
burn both ends of the candle v. pestili çıkana kadar çalışmak
burn both ends of the candle v. kendini helak etmek
burn both ends of the candle v. durup dinlenmeden/bıkıp usanmadan çalışmak
burn both ends of the candle v. işe sabah karanlıkta gidip gece yarılarına kadar çalışmak
burn both ends of the candle v. çok fazla çalışmak
burn both ends of the candle v. kendini çok yormak/hırpalamak
burn up the road v. hız/sürat yapmak
burn up the road v. ibreyi sonuna dayamak
go for the burn v. (egzersiz yaparken) kaslarında yanmayı/acıyı hissetmek
go for the burn v. egzersizde kendini zorlamak
have (something) to burn v. harcayacak çok parası/zamanı olmak
have (something) to burn v. hazırda bol parası/zamanı olmak
have (something) to burn v. çok parası/zamanı/yeteneği olmak
have (something) to burn v. ihtiyacından çok parası/zamanı/yeri olmak
have (something) to burn v. denizde kum onda para/zaman
have (something) to burn v. dünya kadar/bir dünya/aşırı/fazladan/kum gibi parası/zamanı olmak
have something to burn v. harcayacak çok parası/zamanı olmak
have something to burn v. hazırda bol parası/zamanı olmak
have something to burn v. çok parası/zamanı/yeteneği olmak
have something to burn v. ihtiyacından çok parası/zamanı/yeri olmak
have something to burn v. denizde kum onda para/zaman
have something to burn v. dünya kadar/bir dünya/aşırı/fazladan/kum gibi parası/zamanı olmak
make (someone's) ears burn v. kulaklarına kadar kızartmak
make (someone's) ears burn v. utandırmak
burn one's fingers v. ağzı yanmak (bir şeyden)
burn to a cinder v. aşırı yanmak (bronzlaşmak)
burn one's fingers v. ağzı yanmak
burn one's fingers v. akılsızlığının cezasını çekmek
burn something in v. aklına kazımak
burn something into something v. aklına kazımak
burn one's fingers v. aptallığının cezasını çekmek
burn with a low blue flame v. ateş püskürmek
burn one's fingers v. bir şeyden ağzı yanmak
burn up v. birisini sıkmak
burn daylight v. boş yere calışmak
burn one's fingers v. başını yakmak
burn up v. birini çok kızdırmak
burn with a low blue flame v. barut kesilmek
burn someone at the stake v. birisini haşlamak
burn with a low blue flame v. bulut gibi sarhoş olmak
burn for someone v. birisi için yanıp tutuşmak
burn the candle at both ends v. dur durak bilmeden çalışmak
have money to burn v. dünya kadar parası olmak
burn through the money v. çok para harcamak
burn one's fingers v. diyetini ödemek
burn one's boats v. dönüş yollarını kapamak
burn up v. çok öfkelendirmek
burn one's fingers v. dili yanmak
burn one's bridges v. dönüş yollarını kapamak
have money to burn v. çok parası olmak
burn the candle at both ends v. geceyi gündüze katmak
burn with a low blue flame v. fitil gibi sarhoş olmak
burn one's bridges v. gemileri yakmak
burn the midnight oil v. gece geç saatlere kadar çalışmak
burn the midnight oil v. geceyi gündüze katmak
burn up v. gıcık etmek
burn one's bridges v. geri dönülemeyecek bir noktaya gelmek
burn one's boats v. gemileri yakmak
burn one's boats v. geri dönülemeyecek bir noktaya gelmek
burn the midnight oil v. geç saate kadar ayakta kalmak
burn one's ears v. kulaklarını çınlatmak
burn oneself out v. kendini yıpratmak
burn the boats v. köprüleri yakmak
burn one's bridges behind one v. köprüleri atmak
burn one's boats v. köprüleri atmak
burn one's boats v. köprülerini yakmak
burn one's bridges v. köprülerini yakmak
burn one's boats v. köprüleri yıkmak
burn one's bridges v. köprüleri atmak
burn one's bridges v. köprüleri yıkmak
burn daylight v. oyalanmak
burn up v. küplere bindirmek
burn one's bridges in front of one v. kendi kendini yakmak
burn the candle at both ends v. kendisini helak etmek
burn the bridges v. köprüleri yakmak
burn the candle at both ends v. kendisini paralamak
burn oneself out v. sağlığını bozmak
burn the midnight oil v. sabahlara kadar çalışmak
burn a hole in the pocket v. para suyunu çekmek
do a slow burn v. sinirlenmeye başlamak
burn up v. sinirden kudurtmak
burn up v. sinirlerini ayağa kaldırmak
burn with a low blue flame v. sarhoş olmak
burn not your house to fright the mouse away v. pire için yorgan yakmamak
burn up v. tiye almak
do a slow burn v. yavaş yavaş sinirlenmek
burn something in v. (deneme amacıyla) bir cihazı çalıştırmak
burn something to a crisp v. yakıp kül etmek
burn daylight v. zaman harcamak
yearn and burn v. yanıp tutuşmak
burn to the ground v. yanıp kül olmak
burn someone to death v. yakarak öldürmek
burn something to a crisp v. yakıp kömür etmek
burn the midnight oil v. (çalışarak) sabahlamak
burn something away v. yakıp kül etmek
burn one's fingers v. yaptığı bir hatanın sonuçlarına katlanmak
burn something to a cinder v. yakıp kül etmek
burn someone at the stake v. yakarak öldürmek
burn to a cinder v. (yemeği) yakmak
crash and burn v. (müsabaka dışı kalacak kadar) kötü bir biçimde yaralanmak
crash and burn v. kaza geçirip yarış dışı kalmak
make (someone's) ears burn v. utançtan/telaştan yüzünü kızartmak
make (someone's) ears burn v. söyledikleriyle birini utandırmak/rahatsız etmek
burn both ends of the candle v. gece gündüz çalışmak
burn both ends of the candle v. sabahlara kadar çalışmak
burn both ends of the candle v. gece yarılarına kadar çalışmak
burn (someone) to a crisp v. (birini) ciddi şekilde yakmak (güneş)
burn (someone) to a crisp v. (birini) güneş yanığı yapmak
burn (someone) to a crisp v. (birinde) ciddi güneş yanığı oluşturmak
burn (one) in effigy v. karşıt olunan birini temsil eden bir şeyi yakmak
burn (one) in effigy v. (birinin) temsili kuklasını/portresini/heykelini/büstünü yakmak
burn one's candle at both ends v. fazla çalışmak
burn one's candle at both ends v. gece gündüz demeden çalışarak kendini helak etmek
burn one's candle at both ends v. durup dinlenmeden çalışmak
burn one's candle at both ends v. dur durak bilmeden çalışmak
burn one's candle at both ends v. gecesini gündüzüne katmak/geceyi gündüze katmak
burn one's candle at both ends v. kendini paralamak/helak etmek
burn (something) to a cinder v. (bir şeyi) yakıp kül etmek
burn (something) to a cinder v. (bir şeyi) kömür gibi yakmak
burn (something) to a cinder v. (bir şeyi) yakıp kömür etmek
burn (someone) to a cinder v. ıstakoz gibi yakmak (güneş)
burn (someone) to a cinder v. güneş yanığı yapmak
burn (someone) to a cinder v. aşırı bronzlaştırmak
burn (something) to a crisp v. (bir şeyi) yakıp kül etmek
burn (something) to a crisp v. (bir şeyi) kömür gibi yakmak
burn (something) to a crisp v. (bir şeyi) yakıp kömür etmek
burn (someone) to a crisp v. ıstakoz gibi yakmak (güneş)
burn (someone) to a crisp v. güneş yanığı yapmak
burn (someone) to a crisp v. aşırı bronzlaştırmak
burn a hole in (one's) pocket v. (birinin) parasını/elindekini avucundakini/cebindekini tüketmek
burn a hole in (one's) pocket v. (birinin) ceplerini boşatmak
burn a hole in (one's) pocket v. (birinin) parasının suyunu çektirmek
burn at the stake v. sert biçimde cezalandırmak
burn at the stake v. çırasını yakmak
burn at the stake v. (birini) haşlamak
burn bridges in front of v. kendini yakmak
burn bridges in front of v. köprüleri yakmak
burn bridges in front of v. gemileri yakmak
burn daylight v. gündüz gözüne ışık yakmak
burn daylight v. hava aydınlıkken boşuna ışık yakmak
burn something off something v. bir şeyi yakıp bir şeyden/bir şeyin içinden buharlaştırmak/uçurmak
burn one's fingers v. kendini yakmak
burn one's fingers v. kendine zarar vermek
burn one's fingers v. başını yakmak
burn one's fingers v. başını belaya sokmak
burn your fingers v. başına bela açmak/almak
burn your fingers v. başını yakmak
burn your fingers v. akılsızlığının/aptallığının cezasını çekmek
burn your fingers v. kendini yakmak
burn the books v. sahip olduğu bilgiyi gizleyerek başkaları üzerinde baskı oluşturmak
burn the water v. meşale ışığında somon mızraklamak
burn the wind v. hızlı bir şekilde ilerlemek
burn the wind v. hızlı bir şekilde yayılmak
burn out v. (bir kimseyi) yıllık maruz kalabileceği maksimum radyasyon düzeyine kadar çalıştırarak çalışamaz hale getirmek
have to burn v. harcayacak çok parası/zamanı olmak
have to burn v. hazırda bol parası/zamanı olmak
have to burn v. çok parası/zamanı/yeteneği olmak
have to burn v. ihtiyacından çok parası/zamanı/yeri olmak
have to burn v. denizde kum onda para/zaman
have to burn v. dünya kadar/bir dünya/aşırı/fazladan/kum gibi parası/zamanı olmak
slash-and-burn adj. aşırı yıkıcı
slash-and-burn adj. büyük ölçüde tahrip edici
slash-and-burn adj. yok edici
hot enough to burn a polar bear's butt expr. aşırı sıcak
hot enough to burn a polar bear's butt expr. cehennem kadar sıcak
hot enough to burn a polar bear's butt expr. çok sıcak
hot enough to burn a polar bear's butt expr. cehennem gibi sıcak
one does not burn a blanket in to get rid of a flea expr. pire için yorgan yakılmaz
Speaking
let it burn expr. bırak yansın
you will burn in hell expr. cehennemde yanacaksın
burn eveything expr. her şeyi yak
did your ears burn? expr. kulaklarınız çınladı mı?
don't burn your house to fright the mouse away expr. pire için yorgan yakma
let it burn expr. yanmasına izin ver
Trade/Economic
burn stocks v. bedelsiz olarak dağıtmak
Technical
burn-up n. atomların nötronlar tarafından yokedilmesi
burn in n. bir sistemi ısındırma
burn in n. çalışmaya hazırlama
burn in n. çalıştırma öncesi ısındırma
burn in n. doğru çalışıp çalışmadığını anlamak için bilgisayarı bir iki gün çalıştırma
screen burn n. ekran yanığı
ice burn n. ıslak pistten dolayı aşınma
ion burn n. iyon yakması
skid burn n. kaymadan dolayı aşınma
burn marks n. makas çatlağı
burn-up n. nükleer yanma
specific burn-up n. özgül yanma
color burn n. renk yanması
burn-off machine n. sıcak kesme makinesi
grinding burn n. taşlama yamğı
grinding burn n. taşlama yanığı
fuel burn-out n. yanma
burn-out n. yanıp tükenme
burn-proof gloves n. yanmaz eldiven
burn dressing n. yanık kapama
anti-burn gloves n. yanmaz eldiven
burn-up rate n. yanma hızı
lean burn n. zayıf yanma
hard-to-burn fuel n. zor yanan yakıt
burn-through range n. radarın hedefleri ayırt edebildiği mesafe
burn in v. yarıiletken belleğe yazmak
burn out v. yanıp yok olmak
burn in v. metal parçalarını erimiş metal kullanarak birleştirmek
burn on v. metal parçalarını erimiş metal kullanarak birleştirmek
burn together v. metal parçalarını erimiş metal kullanarak birleştirmek
burn-proof adj. ateş geçirmez
burn-proof adj. ısıya dayanıklı
burn-proof adj. yanmaz
Informatics
screen burn n. ekran yanığı
Electric
ion burn n. iyon yakması
Automotive
electronic lean burn n. elektronik kontrollü fakir yanma
lean burn engine n. fakir karışımla çalışan motor
fast-burn engines n. hızlı yanmalı motorlar
stratified lean burn n. katmanlı fakir yanma
peel or burn rubber n. soyulmuş veya yanmış lastik
burn time n. yanma süresi
burn rubber v. lastik yakmak