fancy - Türkisch Englisch Wörterbuch

fancy

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau

Bedeutungen von dem Begriff "fancy" im Türkisch Englisch Wörterbuch : 134 Ergebniss(e)

Englisch Türkisch
Common Usage
fancy adj. süslü
A greater number of inner mechanical components means a fancy outer shell.
Daha fazla sayıda iç mekanik bileşen, süslü bir dış kabuk anlamına gelir.

More Sentences
General
fancy n. hayal
He seems to be possessed with idle fancies.
Boş hayallere kapılmış gibi görünüyor.

More Sentences
fancy n. fantezi
Love is just a fancy.
Aşk sadece bir fantezidir.

More Sentences
fancy v. hoşlanmak
All the guys in her class fancied her.
Sınıftaki bütün erkekler ondan hoşlanıyordu.

More Sentences
fancy v. hayal etmek
The United States fancies itself the world's freest nation.
Amerika Birleşik Devletleri, kendisini dünyanın en özgür ülkesi olarak hayal ediyor.

More Sentences
fancy v. istemek
Fancy going out to see a movie tonight?
Bu akşam sinemaya gitmek ister misin?

More Sentences
fancy v. sanmak
I fancy it will snow this week.
Sanırım bu hafta kar yağacak.

More Sentences
fancy v. bayılmak (sevmek vb)
All the girls fancied him.
Tüm kızlar ona bayılıyordu.

More Sentences
fancy v. sevmek
All the girls fancied him.
Tüm kızlar onu seviyordu.

More Sentences
fancy v. olma ihtimalini yüksek görmek
I don't fancy our chances of finding a table in this crowded restaurant.
Bu kalabalık restoranda masa bulma şansımızı pek yüksek görmüyorum.

More Sentences
fancy adj. çok süslü
These pants are too fancy for me.
Bu pantolon benim için çok süslü.

More Sentences
fancy adj. lüks
Tom and Mary went to a fancy restaurant to celebrate their wedding anniversary.
Tom ve Mary evlilik yıldönümlerini kutlamak için lüks bir restorana gittiler.

More Sentences
fancy adj. güzel
Fancy seeing you here.
Seni burada görmek ne güzel.

More Sentences
fancy n. zevk
fancy n. hayal gücü
fancy n. imge
fancy n. beğeni
fancy n. muhayyile
fancy n. merak
fancy n. imgelem
fancy n. kapris
fancy n. düşünce
fancy n. düşlem
fancy n. kanı
fancy n. düşgücü
fancy n. geçici arzu
fancy n. sevgi
fancy n. meyil
fancy n. hulya
fancy n. tahayyül
fancy n. mefhum
fancy n. heves
fancy n. düş
fancy n. kuruntu
fancy n. moda
fancy n. hoşlanma
fancy n. istek
fancy n. hayal dünyası
fancy n. hayal ürünü
fancy n. zihinde canlandırılan fantastik öğe
fancy n. fikir
fancy n. (birinden) hoşlanma
fancy n. özel ilgi duyma
fancy n. aşık olma
fancy n. takım
fancy n. taraftar
fancy n. destekçi
fancy n. hayran
fancy n. fan
fancy n. takım sporu
fancy n. takım faaliyeti
fancy n. hayran aktivitesi
fancy n. aşk
fancy n. (özel anlamda) bağlılık
fancy n. arzu
fancy n. izlenim
fancy n. hayali görüntü
fancy n. hayali icat
fancy n. fantastik tasarım
fancy n. fantezi pırlanta
fancy n. olağandışı rengi olan pırlanta
fancy n. illüzyon
fancy n. göz yanılması
fancy n. fantastik ortam
fancy n. fantastik yaratı
fancy n. görüş
fancy n. kanaat
fancy n. yargı
fancy n. renkli çiçekleri olan bitki
fancy n. renkli çiçek
fancy n. boks takipçisi
fancy n. hayvansever
fancy n. bir alana yoğun ilgi duyan kimse
fancy v. meyletmek
fancy v. çok sevmek
fancy v. kurmak
fancy v. arzu etmek
fancy v. düşünmek
fancy v. düşlemek
fancy v. hayal kurmak
fancy v. fantezi kurmak
fancy v. beğenmek
fancy v. tahayyül etmek
fancy v. zannetmek
fancy v. tasavvur etmek
fancy v. imgelemek
fancy v. aklında canlandırmak
fancy v. tasarlamak
fancy v. canı çekmek
fancy v. hayalini kurmak
fancy v. farz etmek
fancy v. (ıslah etmek için) hayvan yetiştirmek
fancy v. kazanacağını düşünmek
fancy adj. fahiş
fancy adj. aşırı
fancy adj. üstün kaliteli (gıda maddeleri)
fancy adj. süslü püslü
fancy adj. keyfi
fancy adj. garip
fancy adj. fantazi
fancy adj. pahalı ve üst sınıf
fancy adj. alengirli
fancy adj. fazla dekore edilmiş
fancy adj. donatılmış
fancy adj. karmaşık
fancy adj. çetrefilli
fancy adj. kompleks
fancy adj. sofistike
fancy adj. zarif
fancy adj. modaya uygun
fancy adj. asil tarzda
fancy adj. üstün nitelikli
fancy adj. kaliteli
fancy adj. hoş
fancy adj. aşırı
fancy adj. fahiş
fancy adj. abartılı
fancy adj. görsel amaçlı yetiştirilen
fancy adj. eşsiz
fancy adj. özel
fancy adj. üstün nitelikleri için beslenen
Colloquial
fancy v. çekici olmak
Speaking
fancy exclam. yok artık
fancy exclam. deme be
Industry
fancy n. uzun dişleri olan taraklama silindiri
Textile
fancy n. fantezi kumaş
fancy n. modaya uygun kumaş
fancy n. modaya uygun kıyafet
Sport
fancy n. boksörlük
fancy n. boks sanatı
Art
fancy n. (şair veya ressamın) hayal gücü
fancy n. (şair veya ressamın yarattığı) imge
Music
fancy n. bağımsız beste
fancy n. (16 ve 17. yüzyıllarda) enstrümantal solo beste

Bedeutungen, die der Begriff "fancy" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 386 Ergebniss(e)

Englisch Türkisch
General
flight of fancy n. hayal
Therefore, please will you forgive me my customary digression, for I cannot stop my flights of fancy.
Bu nedenle, lütfen alışılagelmiş konu dışına çıkışımı bağışlayın, zira hayallerime engel olamıyorum.

More Sentences
fancy dress ball n. maskeli balo
fancy dress n. maskeli balo elbisesi
fancy man n. sevgili
fancy dress ball n. kıyafet balosu
strange fancy n. kuruntu
fancy woman n. acayip kadın
fancy woman n. metres
fancy words n. süslü sözler
fancy price n. fahiş fiyat
fancy ball n. maskeli balo
fancy woman n. fahişe
fancy man n. acayip adam
fancy man n. aşık
fancy dress n. etkinlik kıyafeti
flight of fancy n. hayal kurma
fancy goods n. fantezi eşya
passing fancy n. geçici sevgi
a passing fancy n. geçici heves
fancy dress-ball n. maskeli balo
fancy-dress ball n. maskeli balo
fancy-dress party n. kıyafet balosu
fancy names n. süslü püslü isimler
fancy lady n. fahişe
fancy dress party (british english) n. kıyafet balosu
fancy paper n. el işi kağıdı
the fancy [obsolete] n. spor veya hobi meraklısı kitle
fancy restaurant n. şatafatlı restoran
fancy restaurant n. havalı restoran
fancy restaurant n. lüks ve pahalı restoran
fancy dress n. kostüm
fancy fair n. takı ve süs eşyalarının satıldığı fuar
fancy ball n. kıyafet balosu
fancy ball n. kostüm balosu
fancy man [uk] n. bir kadının aşığı
fancy-pants n. görünümüne önem veren kimse
fancy dress n. gece elbisesi
fancy man [obsolete] n. bir kadının desteklediği erkek
fancy-pants n. aptal kimse
fancy-pants [us] n. elit kimse
fancy store n. tuhafiye dükkanı
fancy dress n. resmi kıyafet
fancy-dress ball n. kostümlü balo
fancy dress n. abiye
fancy-pants n. çekici kimse
fancy-dress ball n. kıyafet balosu
fancy dress [uk] n. kimliği gizleyen giysi
fancy-pants [us] n. gösterişli tarzı olan kimse
fancy store n. incik boncuk dükkanı
fancy man n. dekoratör
fancy store n. süs eşyaları satan dükkan
fancy fair n. yardım fuarı
fancy ball n. kostümlü balo
fancy man [obsolete] n. erkek arkadaş
fancy man [obsolete] n. (erkek) sevgili
fancy man n. pasta dekorcusu
fancy ball n. kıyafet balosu
catch the fancy of v. hoşuna gitmek
fancy up v. süslemek
fancy up v. allayıp pullamak
take a fancy to v. hoşlanmak
fancy oneself v. hayallerinde kendini şöyle veya böyle görmek
have a fancy for v. heves etmek
take a fancy to v. gözü tutmak
fancy up v. süslenmek
take a fancy to v. hoşlanmaya başlamak
have a fancy for something v. içi çekmek
fancy oneself as something v. kendini bir şey sanmak
fancy up v. giyinip kuşanmak
fancy each other v. flört etmek
fancy each other v. birbirlerinden hoşlanmak
take a fancy to something v. kanı kaynamak
take a fancy to something v. kanı ısınmak
take a fancy to someone v. kanı kaynamak
take a fancy to someone v. kanı ısınmak
fancy each other v. birbirinden hoşlanmak
fancy [obsolete] v. arzulamak
fancy [obsolete] v. tatmin etmek
fancy [obsolete] v. aşık olmak
fancy [obsolete] v. memnun etmek
fancy [obsolete] v. hoş tutmak
fancy free adj. aşktan azade
fancy-free adj. dertsiz
fancy-free adj. kaygısız
fancy-free adj. tasasız
fancy-free adj. gamsız
fancy-free adj. kısıtlanmayan
fancy-free adj. bekar
fancy-free adj. sınırsız
fancy-free adj. farklı ilgi alanları peşinde koşan
fancy-sick adj. mecnun
fancy dress adj. kostümlü (balo)
fancy-free adj. duygusuz
fancy-free adj. yükümlülüklerden muaf
fancy-free adj. kimseye bağlanmayan
fancy-sick adj. platonik aşk yaşayan
fancy-sick adj. kara sevdalı
fancy-free adj. bağımsız
fancy-free adj. merakı dizginlenmemiş
fancy-free adj. sorumluluğu olmayan
fancy-free adj. tek şeye odaklanmayan
fancy-free adj. düşüncesinde özgür
fancy-free adj. yalnız
fancy-free adj. gönül ilişkileri kurmayan
fancy-free adj. duygusal etki altında kalmayan
fancy-free adj. hayal edebilir
fancy-sick adj. aşk acısı çeken
fcy (fancy) abrev. hoş
fcy (fancy) abrev. süslü
Phrasals
fancy up v. giyinip kuşanmak
fancy up v. aşırı şık giyinmek
fancy up v. süslenip püslenmek
fancy up v. çok şık giyinmek
fancy as v. olarak tasavvur etmek
fancy (someone or oneself) as (something) v. (birini/kendini bir şey) olarak görmek
fancy (someone or oneself) as (something) v. (birini/kendini bir şey) olarak tasavvur etmek
fancy as v. olarak görmek
fancy someone as someone or something v. birini biri/bir şey olarak düşünmek
fancy someone as someone or something v. birini biri/bir şey olarak görmek
fancy (someone or oneself) as (something) v. (birini/kendini bir şey) olarak zihninde canlandırmak
fancy (someone or oneself) as (something) v. (birini/kendini bir şey) olarak düşünmek
fancy as v. olarak düşünmek
fancy someone as someone or something v. birini biri/bir şey olarak tasavvur etmek
fancy someone as someone or something v. birini biri/bir şey olarak zihninde canlandırmak
fancy as v. olarak zihninde canlandırmak
fancy up v. yenilemek
fancy up v. donatmak
fancy up v. dekore etmek
fancy up v. bezemek
Colloquial
flight of fancy n. gerçekliği olmayan hayal mahsulü fikir
fancy footwork n. ustaca yapılan ayak figürü
fancy footwork n. kıvrak düşünce
fancy footwork n. zekice ve karmaşık dans adımları
fancy footwork n. dengeli/sağlam ayak figürü
fancy footwork n. dansta gösterişli ayak figürü
fancy footwork n. süslü ayak figürü
fancy footwork n. kıvrak çözüm
fancy footwork n. zekice yapılan plan
fancy footwork n. zor ve karmaşık ayak figürleri
fancy footwork n. birini bir problemden kurtaracak karmaşık strateji
fancy footwork n. akıllıca kurulmuş bir strateji
fancy footwork n. hünerli ayak figürü
fancy footwork n. dansta ustaca yapılan ayak figürü
fancy footwork n. karmaşık bir strateji
fancy footwork n. kıvrak ayak figürü
fancy footwork n. akıllıca bir hareket
fancy footwork n. dansçının yaptığı zor bir ayak figürü
fancy footwork n. kıvrak dans adımları
fancy footwork n. kıvrak zeka
catch the fancy-of v. beğenmek
catch the fancy-of v. ilgisini çekmek
catch the fancy-of v. hoşuna gitmek
catch the fancy-of v. çekici gelmek
strike one's fancy v. hoşuna gitmek
strike one's fancy v. hitap etmek (bir şeyin birine hitap etmesi)
fancy-pants adj. burnu havada
fancy-pants adj. zarif
fancy-pants adj. fazla kibar
fancy-pants adj. havalı
fancy-pants adj. çıtkırıldım
fancy that! expr. hayret bir olay!
fancy! expr. hayret bir olay!
fancy seeing you here! expr. kimleri görüyorum!
I don't fancy yours (much) [uk] expr. pek bayılmadım
I don't fancy yours (much) [uk] expr. pek beğenmedim
I don't fancy yours (much) [uk] expr. seninki pek güzel değil
I don't fancy yours (much) [uk] expr. pek hoşlanmadım
(just) fancy that [old-fashioned] [uk] expr. hayret doğrusu
(just) fancy that [old-fashioned] [uk] expr. hayret bir olay
(just) fancy that [old-fashioned] [uk] expr. yok artık
(just) fancy that [old-fashioned] [uk] expr. vay canına
(just) fancy that [old-fashioned] [uk] expr. hadi ya
(just) fancy that [old-fashioned] [uk] expr. bir yaşıma daha girdim
(just) fancy that [old-fashioned] [uk] expr. bak sen şu işe
nothing fancy expr. ahım şahım bir şey değil
nothing fancy expr. abartılacak bir şey değil
Idioms
fancy price n. astronomik fiyat
flight of fancy imagination n. düşsel
fancy price n. çok yüksek fiyat
flight of fancy/imagination/fantasy n. hayal mahsülü düşünceler/fikirler
fancy price n. ateş pahası
flight of fancy imagination n. düş ürünü
fancy price n. çok tuzlu fiyat
flight of fancy imagination n. hayal ürünü
a flight of fancy n. hayal ürünü
flight of fancy n. hayal mahsulü
a flight of fancy n. hayal mahsulü
tickle one's fancy v. iç gıcıklamak
take a fancy to v. hoş gelmek
take a fancy to v. hoş bulmak
take a fancy to v. çekici gelmek
take a fancy to v. beğenmek
take a fancy to v. kanı kaynamak
take a fancy to v. birisine ısınmak
take a fancy to v. sempati duymak
fancy oneself as v. kendini bir şey sanmak
fancy oneself as v. kendini bir şey olarak görmek
fancy oneself as v. kendini bir şey zannetmek
fancy oneself as v. kendini bir bok sanmak
fancy someone v. birisini çekici bulmak
fancy someone v. birisini hoş bulmak
take a fancy to v. etkilenmek
take a fancy to v. cazibesine kapılmak
take a fancy to v. hoşlanmak
be footloose and fancy-free v. gününü gün etmek
be footloose and fancy-free v. çapkın olmak
be footloose and fancy-free v. bekar olmak
take a fancy to someone v. birisinden elektrik almak
strike somebody's fancy v. hitap etmek (bir şeyin birine hitap etmesi)
catch somebody's fancy v. hitap etmek (bir şeyin birine hitap etmesi)
fancy someone's chances v. şansına güvenmek
take somebody's fancy v. ilgisini çekmek
strike somebody's fancy v. ilgisini çekmek
suit someone's fancy v. hitap etmek (bir şeyin birine hitap etmesi)
tickle somebody's fancy v. ilgisini çekmeye başlamak
catch somebody's fancy v. hoşuna gitmek
strike somebody's fancy v. hoşuna gitmek
tickle someone's fancy v. içini kemirmek
take somebody's fancy v. ilgisini çekmeye başlamak
catch somebody's fancy v. ilgisini çekmek
strike someone's fancy v. hitap etmek (bir şeyin birine hitap etmesi)
take somebody's fancy v. hoşuna gitmek
tickle someone's fancy v. iç gıcıklamak
tickle somebody's fancy v. ilgisini çekmek
be footloose and fancy-free v. istediğini yapabilmek
be footloose and fancy-free v. sorumluluklardan uzak olmak
be footloose and fancy-free v. sorumlulukları olmamak
be footloose and fancy-free v. özgür olmak
be footloose and fancy-free v. kafasına göre yaşamak
catch (someone's) fancy v. (birine) hitap etmek
catch (someone's) fancy v. (birini) çekmek
catch (someone's) fancy v. (birinin) ilgisini çekmek
catch (someone's) fancy v. (birini) cezbetmek
catch (someone's) fancy v. (birinin) hoşuna gitmek
catch (someone's) fancy v. (birinde) merak uyandırmak
catch/take/tickle somebody's fancy v. birinin hoşuna gitmek
catch/take/tickle somebody's fancy v. birinde merak uyandırmak
catch/take/tickle somebody's fancy v. birini cezbetmek
catch/take/tickle somebody's fancy v. birine hitap etmek
catch/take/tickle somebody's fancy v. birini çekmek
catch/take/tickle somebody's fancy v. birinin ilgisini çekmek
fancy your chances v. başaracağından emin olmak
fancy (one's) chances v. şansına güvenmek
fancy chances v. başaracağından emin olmak
fancy somebody's chances v. irinin şansına güvenmek
fancy somebody's chances v. birinin başaracağından emin olmak
fancy someone's chances v. şansına güvenmek
fancy your chances v. şansına güvenmek
fancy (one's) chances v. başaracağından emin olmak
fancy someone's chances v. başaracağından emin olmak
fancy chances v. şansına güvenmek
strike fancy v. hoşa gitmek
strike fancy v. hitap etmek (bir şeyin birine hitap etmesi)
suit fancy v. hitap etmek (bir şeyin birine hitap etmesi)
take a fancy to (someone or something) v. (birinden/bir şeyden) hoşlanmak
take a fancy to (someone or something) v. (birinden/bir şeyden) hoşlanmaya başlamak
take a fancy to (someone or something) v. (birini/bir şeyi) beğenmek
take a fancy to (someone or something) v. (birine/bir şeye) sempati duymak
take a fancy to (someone or something) v. (birine/bir şeye) ısınmak
tickle fancy v. iç gıcıklamak
tickle fancy v. içini kemirmek
tickle fancy v. ilgisini çekmek
tickle fancy v. cezbetmek
footloose and fancy free adj. (bekar olduğu için) bağımsız
footloose and fancy free adj. (bekar) özgür
footloose and fancy free adj. istediğini yapan kişi
footloose and fancy free adj. avare
footloose and fancy free adj. kayıtsız
footloose and fancy free adj. kafasına göre takılan
fancy free adj. bekar
fancy free adj. bağımsız
fancy free adj. özgür
fancy free adj. kafasına göre takılan
footloose and fancy free expr. istediğini yapan
fancy free expr. istediğiyle gönül eğlendiren
whenever the fancy takes you expr. istediğin gibi
as the fancy takes you expr. istediğin gibi
whenever the fancy takes (one) expr. istediği gibi
whenever the fancy takes (one) expr. ne zaman canın isterse/çekerse
as the fancy takes you expr. ne zaman canın isterse/çekerse
whenever the fancy takes you expr. ne zaman canın isterse/çekerse
whenever the fancy takes (one) expr. ne zaman canı isterse/çekerse
whenever the fancy takes (one) expr. canı ne zaman isterse
whenever the fancy takes (one) expr. canının istediği/çektiği gibi
whenever the fancy takes (one) expr. gönlünce
whenever the fancy takes you expr. gönlünce
as the fancy takes you expr. canının istediği/çektiği gibi
whenever the fancy takes you expr. canının istediği/çektiği gibi
as the fancy takes you expr. gönlünce
whenever the fancy takes (one) expr. istediği zaman
whenever the fancy takes (one) expr. kafasına göre
whenever the fancy takes (one) expr. kafasına ne zaman eserse
whenever the fancy takes (one) expr. kafasına esince
Speaking
do you fancy going to the cinema with me? expr. benimle sinemaya gelmek ister misin?
fancy meeting you here expr. seni burada göreceğim aklımın ucundan geçmezdi
fancy meeting you here expr. seni burada göreceğime dünyada inanmazdım
don't fancy your chances! expr. şansına pek güvenme!
fancy that! expr. hayret doğrusu!
do you fancy joining us? expr. bize katılmak ister misiniz?
Trade/Economic
fancy fair n. moda fuarı
fancy goods n. ıvır zıvır
fancy stocks n. değersiz menkul kıymetler
fancy goods n. küçük ev süsleri
fancy goods n. incik boncuk
fancy goods n. modaya uygun kumaş
fancy stocks n. değersiz hisseler
fancy goods n. değersiz ziynet eşyaları
fancy goods n. süs eşyaları
fancy stocks n. (borsada) büyük kazanç yaratan sanal hisse senetleri
fancy goods n. göz alıcı ürünler
fancy goods n. son moda kıyafet
fancy goods n. fantezi kumaş
fancy goods n. frapan ürünler
fancy goods n. dekoratif lüks ürünler
fancy goods n. biblolar
Industry
fancy roller n. uzun dişleri olan taraklama silindiri
Technical
fancy yarn equipment n. fantazi iplik donanımı
fancy thread n. fantezi iplik
fancy goods n. fantezi mallar
fancy yarn n. fantezi iplik
fancy dress n. karnaval giysisi
Textile
fancy braid n. fantezi örgü
fancy edge n. fantezi kenar
fancy seam n. süs dikişi
fancy article n. fantezi artikel
fancy thread n. fantezi iplik
fancy yarn n. fantezi iplik
fancy goods n. fantezi mallar
fancy fabrics n. fantazi kumaşlar
fancy fabric n. fantezi kumaş
fancy fabric n. fantazi kumaş
Woodworking
fancy woods n. kontrplak
fancy woods n. (pahalı ve özel) mobilya ahşabı
Marine
fancy line n. gemi güvertesinde (lumbuzların kontrolü için kullanılan) kısa ip
Gastronomy
fancy-cake n. turta
Fishery
fancy line n. bir tür misina
fancy line n. olta ipi
Social Sciences
fancy dance n. kızılderililere özgü hızlı bir tür powwow dansı
Basketball
fancy dan n. seyircinin gözüne hoş gelecek oyun ve atışları yapan oyuncu
Music
fancy dance n. fantezi dans
Archaic
fancy man [obsolete] n. bir gruba üye erkek
fancy [obsolete] n. olağandışılık
fancy [obsolete] n. gerçek dışılık
fancy [obsolete] n. kendini beğenmişlik
fancy [obsolete] n. fantastik nitelik
fancy [obsolete] n. kibir
Slang
fancy man n. pezevenk
fancy woman n. fahişe
fancy woman n. orospu
fancy-pants n. göz boyayan
fancy-pants n. sahte
fancy-pants n. züppe
fancy-schmancy words n. janjanlı sözler
fancy man n. jigolo
fancy lady n. hafif kadın
fancy lady n. adı çıkmış kadın
fancy girl n. orospu
fancy lady n. orospu
fancy girl n. adı çıkmış kadın
fancy woman n. adı çıkmış kadın
fancy girl n. fahişe
fancy girl n. hafif kadın
fancy woman n. hafif kadın
fancy man n. kadın satıcısı
fancy oneself as v. kendini bir bok sanmak
fancy-schmancy adj. özenilmiş
fancy-schmancy adj. gösterişli
fancy-schmancy adj. janjanlı
fancy-schmancy adj. afili
fancy-schmancy adj. cafcaflı
fancy-schmancy adj. şatafatlı
fancy-schmancy adj. süslü
fancy-pants adj. snop
fancy-pants adj. tiki
fancy-pants adj. kibarlık taslayan
fancy a swift half? expr. bir tek atalım mı?
British Slang
fancy the arse off someone v. abayı yakmak
fancy the pants off someone v. birisini çok istemek
fancy the pants off someone v. birisi için dibi düşmek
fancy the pants off someone v. birine takmak
fancy the arse off someone v. birine takmak
fancy the arse off someone v. birisi için dibi düşmek
fancy the arse off someone v. birisini çok istemek
fancy the pants off someone v. aşık olmak
fancy the arse off someone v. aşık olmak
fancy the pants off someone v. abayı yakmak