kötü etmek - Türkisch Englisch Wörterbuch
Verlauf

kötü etmek



Bedeutungen von dem Begriff "kötü etmek" im Englisch Türkisch Wörterbuch : 2 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
Phrasals
kötü etmek get to v.
kötü etmek get to v.

Bedeutungen, die der Begriff "kötü etmek" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 59 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
General
tenezzül etmek (kötü bir şey yapmaya) sink v.
iyi kötü idare etmek muddle along v.
tatlılıkla ikna etmek (kötü bir şey yapmaya) entice v.
kötü yola sevk etmek misguide v.
kötü yola sevk etmek debauch v.
kötü emellerine alet etmek abuse v.
kötü telaffuz etmek slur v.
kötü idare etmek misgovern v.
iyi kötü idare etmek muddle on v.
kötü idare etmek mishandle v.
kötü idare etmek mismanage v.
ikna etmek (tatlılıkla kötü bir şey yapmaya) entice v.
kötü idare etmek misconduct v.
kötü yola sevk etmek lead somebody up the garden path v.
kötü malzeme ile bina etmek jerry-build v.
daha kötü etmek make worse v.
kötü şartlar altında mücadeleye devam etmek struggle along under these poor conditions v.
kötü bir şeye teşvik etmek enveigle v.
kötü bir şeye teşvik etmek inveigle v.
kötü muamele etmek maltreat v.
kötü muamele etmek maletreat [obsolete] v.
(kağıt ) kötü yazıyla berbat etmek blot [obsolete] v.
kötü şekilde inşa etmek misbuild v.
kötü şekilde inşa etmek misconstruct v.
kötü şekilde idare etmek miscook [scotland] v.
kötü şekilde kopya etmek miscopy v.
kötü ifade etmek misphrase v.
(kendini) kötü ifade etmek misspeak v.
kötü idare etmek mousle v.
kötü muamele etmek burn v.
kötü yola sevk etmek debosh v.
kötü kokuyu yok etmek deodourise [uk] v.
daha kötü etmek disimprove v.
kötü yola sevk etmek infect v.
kötü ilan etmek comminate v.
kötü emellere alet etmek prostitute v.
Phrasals
(bir girişim iyi veya kötü yönde) seyir etmek come out on something v.
birine kötü davranmak/zarar vermek/kötülük etmek mess someone over v.
birinin bulunduğu kötü bir durumdan çıkmasına yardım etmek raise someone from something v.
(birinin/bir şeyin) kötü muamelesine tahammül etmek take from (someone or something) v.
birine kötü bir yer tahsis etmek relegate someone to something v.
(kötü bir şey) empoze etmek bring down v.
(birinin) kötü/basit zevklerine, vahşice düşüncelerine hitap etmek pander to (one) v.
Idioms
bir şeyi berbat etmek/çok kötü yapmak make a dog's breakfast of something v.
(şaka yollu) birini kötü emellerine alet etmek have one's wicked way with somebody v.
birine kötü etmek do somebody no favours v.
birine kötü etmek not do somebody any favours v.
kötü etkisi uzun süre devam etmek/sürmek cast a long shadow v.
(şaka yollu) birini kötü emellerine alet etmek have your way with somebody  [old-fashioned] [humorous] v.
(şaka yollu) birini kötü emellerine alet etmek have your wicked way with somebody  [old-fashioned] [humorous] v.
(şaka yollu) birini kötü emellerine alet etmek have your (wicked) way with somebody [old-fashioned] [humorous] v.
Medical
kötü prognozu işaret etmek be an indicator of poor prognosis v.
kötü prognozu işaret etmek indicate a poor prognosis v.
kötü prognoza işaret etmek indicate a poor prognosis v.
Slang
saldırarak kasten veya kötü niyetle yok etmek trash v.
Modern Slang
sonra da 20 dolar buldum (sıkıcı/kötü bir hikayeyi bitirirken hikayeye ilginçlik katmak için/alay etmek için eklenen alakasız bir cümle) and then I found 20 dollars expr.
sonra da 5 dolar buldum (sıkıcı/kötü/anlamsız bir hikayeyi bitirirken hikayeye ilginçlik katmak için/alay etmek için eklenen alakasız bir cümle) and then I found 5 dollars expr.
sonra da beş dolar buldum (sıkıcı/kötü/anlamsız bir hikayeyi bitirirken hikayeye ilginçlik katmak için/alay etmek için eklenen alakasız bir cümle) and then I found five dollars expr.
sonra da on dolar buldum (sıkıcı/kötü/anlamsız bir hikayeyi bitirirken hikayeye ilginçlik katmak için/alay etmek için eklenen alakasız bir cümle) and then I found ten dollars! expr.