kanunlar - Türkisch Englisch Wörterbuch

kanunlar

Bedeutungen von dem Begriff "kanunlar" im Englisch Türkisch Wörterbuch : 2 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
General
kanunlar legislation n.
kanunlar statutes n.

Bedeutungen, die der Begriff "kanunlar" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 92 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
General
kanunlar ihtilafı conflict of laws n.
We have a conflict of laws with the United States and that is the heart of the matter.
Amerika Birleşik Devletleri ile aramızda bir kanun ihtilafı var ve meselenin özü de bu.

More Sentences
sosyal kanunlar social laws n.
yazılı kanunlar statutes n.
model kanunlar model ordinances n.
geçerli kanunlar governing law n.
tanrısal kanunlar divine laws n.
ilahi kanunlar divine laws n.
temel kanunlar/yasalar basic laws n.
(okul, iş yeri gibi yerleri) kanunlar aracılığıyla tüm ırk ve etnik grup mensuplarına açmak desegregate v.
kanunlar aracılığıyla tüm ırk ve etnik grup mensuplarına açık hale gelmek desegregate v.
Phrases
kanunlar dahilinde within the laws expr.
kanunlar çerçevesinde within the limits of the law expr.
Idioms
çiğnenemez kanunlar the law of the medes and persians n.
bozulamaz kanunlar the law of the medes and persians n.
karşı gelinemez kanunlar the law of the medes and persians n.
değişmez kanunlar the law of the medes and persians n.
katı kanunlar the law of the medes and persians n.
Trade/Economic
boykot karşıtı kanunlar anti-boycott laws n.
günlük çalışma süresini sekiz saat olarak ayarlayan kanunlar eight hour laws n.
tedvin edilmiş ya da kodlanmış kanunlar code laws n.
ticari kanunlar commercial legislation n.
yürürlükteki kanunlar statues at large n.
Law
atinalı kanuncu draco tarafından yapılan kanunlar draconian laws n.
beşeri kanunlar human laws n.
din esasına dayanan kanunlar puritanical laws n.
din esasına dayanan kanunlar blue laws n.
eşya hukukuna dair kanunlar law of property acts n.
ilgili kanunlar applicable legislation n.
kanunlar külliyatı codex n.
kaçakçılığın men ve takibine dair kanunlar laws on prohibition and prosecution of smuggling n.
kanunlar önünde eşitlik equality under the law n.
kanunlar ihtilafı conflict of laws n.
kanunlar arası çelişki conflict of laws n.
kanunlar önünde eşitlik equality before the law n.
kanunlar külliyatı collection of laws n.
kanunlar ve kararlar genel müdürlüğü general directorate of laws and decisions n.
kanunlar ihtilafı conflict of laws n.
kanunlar önünde eşitlik legal egalitarianism n.
kanunlar arasındaki çatışma conflict of laws n.
kanunlar bütünü body of laws n.
kolonilere uygulanan kişisel özgürlüğü kısıtlayıcı sıkı kanunlar blue laws n.
kolonilere uygulanan kişisel özgürlüğü kısıtlayıcı sıkı kanunlar puritanical laws n.
önceyi kapsayan kanunlar retroactive legislation n.
parlamentonun çıkardığı kanunlar parliamentary law n.
sosyal kanunlar social legislation n.
tali kanunlar bilagines n.
toplumun refahını tehdit eden maddelerin tüketimini yasaklayan kanunlar sumptuariae leges n.
tekelcilik karşıtı kanunlar anti-trust laws n.
toplumun refahını tehdit eden maddelerin tüketimini yasaklayan kanunlar sumptuary laws n.
ticareti düzenleyen kanunlar jure gestionis n.
vasiyetname bırakmadan ölenlere ait mirasların akıbetini belirleyen kanunlar intestate laws n.
yatırımcıların dürüst olmayan teşebbüslere para yatırmalarını önlemek için çıkarılmış kanunlar blue sky law n.
yeniden gözden geçirilen kanunlar revised statutes n.
yürürlüğe giren kanunlar statutes at large n.
yürürlükteki kanunlar statutes at large n.
yazısız kanunlar unwritten laws n.
yazılı olmayan veya örf ve adet hukukundan farklı olarak gücünü yasamadan alan kanunlar written laws n.
kayda geçmiş kanunlar written laws n.
kanunlar karşısında cezaya tabi olma guilt n.
kanunlar bütünü pandects n.
yangınların önlenmesine yönelik kanunlar fire code n.
bağışların kanunlar çerçevesinde meşru sayılmayan dini ritüeller için kullanılması durumu superstitious use n.
kanunlar ile paralel bir şekilde clean adv.
konulmuş kanunlar gereğince due process of law expr.
kanunlar önünde eşittir equal before the law expr.
Politics
basın özgürlüğünü kısıtlayan kanunlar gag laws n.
konuşma özgürlüğünü kısıtlayan kanunlar gag laws n.
mevzuata göre bir araya getirilmiş kanunlar consolidated laws n.
uluslararası kanunlar international code n.
Institutes
kanunlar ve kararlar dairesi department of laws and decisions n.
kanunlar ve kararlar başkanlığı department of laws and resolutions n.
kanunlar, kararlar ve hukuk işleri başkanlığı directorate of laws, resolutions and legal affairs n.
kanunlar ve kararlar müdürlüğü section of laws and resolutions n.
kanunlar ve kararlar genel müdürlüğü directorate general for laws and decrees n.
kanunlar genel müdürlüğü directorate general for laws n.
Marine
balıkçılık ile ilgili kanunlar laws concerning fisheries n.
bölgesel gelişim ile ilgili kanunlar laws concerning regional development n.
blok planlaması ile ilgili kanunlar laws concerning block planning n.
çevre ile ilgili kanunlar laws concerning environment n.
deniz trafiği ile ilgili kanunlar laws concerning marine traffic n.
hasar önlenmesi ile ilgili kanunlar laws concerning disaster prevention n.
madencilik ile ilgili kanunlar laws concerning mining n.
ulusal kara kullanımı ile ilgili kanunlar laws concerning national land utilization n.
yeniden kazanılmış alanlarla ilgili kanunlar laws concerning reclamation n.
Medical
kan damarlarındaki kanın dengesi ile ilgili kanunlar haemastatics n.
Zoology
hayvan doğasına yön veren kanunlar zoonomia n.
Education
mevzuatla ilgili kanunlar regulations about administrative and educational works n.
Religious
musa tarafından koyulan kanunlar ve ritüeller sistemi mosaism n.
tanrı'nın koyduğu kanunlar positive law n.
Latin
savaş sırasında kanunlar susar silent leges inter arma n.
Slang
şüpheli bireylerin yakalanarak cezaya çarptırılmasına izin veren bir kanunlar bütünü sus laws [uk] n.
şüpheli bireylerin yakalanarak cezaya çarptırılmasına izin veren bir kanunlar bütünü suss laws [uk] n.