clean - Türkisch Englisch Wörterbuch

clean

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau

Bedeutungen von dem Begriff "clean" im Türkisch Englisch Wörterbuch : 216 Ergebniss(e)

Englisch Türkisch
Common Usage
clean v. temizlemek
Our apartment is cleaned once a week.
Apartmanımız haftada bir kez temizleniyor.

More Sentences
clean adj. temiz
All of the students must leave the classroom clean.
Tüm öğrenciler sınıfı temiz bırakmalıdır.

More Sentences
General
clean v. yıkamak
The little kids cleaned the paint off their hands.
Küçük çocuklar ellerindeki boyayı yıkadılar.

More Sentences
clean v. temizlenmek
A sound alternative would be to clean the ship's sides mechanically.
Sağlıklı bir alternatif, geminin yan taraflarının mekanik olarak temizlenmesi olacaktır.

More Sentences
clean v. temizlemek
Somebody would have to pay to clean them up eventually.
Eninde sonunda birilerinin bunları temizlemek için ödeme yapması gerekecektir.

More Sentences
clean v. fazla kısımları atmak
The butcher cleaned the chicken before selling it.
Kasap, satmadan önce tavuğu temizledi.

More Sentences
clean adj. kusursuz
The player's shot was certainly clean.
Oyuncunun atışı kusursuzdu.

More Sentences
clean adj. düzgün
You can try to keep it clean in your chats.
Sohbetlerini düzgün tutmaya çalışabilirsin.

More Sentences
clean adj. temiz
Some believe that cats are not clean.
Bazı insanlar kedilerin temiz olmadıklarını düşünüyor.

More Sentences
clean adj. pürüzsüz
The phone screen looks clean.
Telefonun ekranı pürüzsüz görünüyor.

More Sentences
clean adj. dürüst
After doing many wrongful things, Gunner decided to be clean.
Bir sürü hata yaptıktan sonra Gunner dürüst olmaya karar verdi.

More Sentences
clean adj. boş
The teacher gave the students clean paper for the exam.
Öğretmen sınav için öğrencilerine boş kağıt verdi.

More Sentences
clean adj. lezzetli
The cake with carrots and herbs tastes clean.
Havuçlu kek lezzetli olmuş.

More Sentences
clean adv. tamamen
I've clean forgotten.
Tamamen unuttum.

More Sentences
clean adv. uzakta
So keep your nose clean, kid.
Bu yüzden beladan uzak dur, ufaklık.

More Sentences
Technical
clean v. temizlemek
So, the affected areas need to be cleaned and restored.
Etkilenen bölgelerin temizlenip onarılması gerekiyor.

More Sentences
General
clean n. temizlik
clean n. temizleme
clean v. almak
clean v. parlatmak
clean v. bitirmek
clean v. boşaltmak
clean v. arıtma yapmak
clean v. tanzif etmek
clean v. arıtmak
clean v. arındırmak
clean v. paklamak
clean v. kuru temizleme yapmak
clean v. kuru temizlemek
clean v. kabuklarını çıkarmak
clean v. (pulda kullanılmamış etkisi yaratmak için) damga işaretini çıkarmak
clean v. soymak
clean v. budamak
clean v. muaf tutmak
clean v. toparlamak
clean v. düzenlemek
clean v. derleyip toparlamak
clean adj. yazısız
clean adj. masum
clean adj. mevzun
clean adj. açık
clean adj. alnı açık
clean adj. biçimli
clean adj. pak
clean adj. arı
clean adj. saf
clean adj. ruhsatlı
clean adj. safi
clean adj. ak
clean adj. katışıksız
clean adj. engelsiz
clean adj. budaksız
clean adj. ayna gibi
clean adj. yenebilir (av eti vb)
clean adj. temiz ahlaklı
clean adj. adaletli
clean adj. lekesiz
clean adj. mükemmel
clean adj. kaçak olmayan
clean adj. virüssüz
clean adj. net
clean adj. şifresiz
clean adj. güvenli
clean adj. bariz
clean adj. enfekte olmayan
clean adj. sade
clean adj. düz
clean adj. yedek
clean adj. abartısız
clean adj. oynanmamış
clean adj. üzerinde çok az düzeltme yapılmış
clean adj. açık
clean adj. okunur
clean adj. anlaşılır
clean adj. genel okuyucuya uygun
clean adj. genel izleyiciye uygun
clean adj. genel dinleyiciye uygun
clean adj. uygun içerikli
clean adj. hakkaniyetli
clean adj. şeffaf
clean adj. yeni yıkanmış
clean adj. taze
clean adj. ustaca yapılan
clean adj. becerikli bir şekilde yapılan
clean adj. eli çabuk şekilde yapılan
clean adj. yeterli
clean adj. başarılı
clean adj. eksiksiz
clean adj. doğası gereği sade
clean adj. doğası gereği düzenli
clean adj. (engelli atlayışta) engele dokunmadan yapılan
clean adv. iyice
clean adv. bütünüyle
clean adv. temiz olarak
clean adv. adil bir şekilde
clean adv. adaletli bir şekilde
clean adv. hatasız bir şekilde
clean adv. bozulmadan
clean adv. bozulmaksızın
clean adv. uzaktan
Colloquial
clean adj. (uyuşturucu madde kullanmamak anlamında) temiz
clean adj. uyuşturucu el sürmeme
clean adj. (alkol/uyuşturucu) ayık
clean adj. (sicili) temiz
clean adj. hiçbir suçu olmayan
clean adj. sicili temiz
clean adj. sabıkası olmayan
clean adj. herhangi gibi kabahati olmayan
clean adj. suça karışmamış
clean adj. (üzerinde silah/bıçak olmama anlamında) temiz
clean adj. şık
clean adj. iyi giyinmiş
clean adj. üzerinde yasa dışı bir şey taşımayan/olmayan
clean adj. üzerinde yasak bir şey taşımayan
clean adj. üstü temiz
clean adj. dopingsiz
clean adj. kılçıksız
Trade/Economic
clean adj. belgesiz
clean adj. belge eklenmemiş
clean adj. (stok) yavaş hareket eden ürünlerden muaf
clean adj. (stok) yavaş hareket eden envanterden muaf
clean adj. (nakit para) elde bulunan
clean adj. (nakit para) herhangi bir yere teminat olarak sunulmayan
clean adj. (nakit para) elde tutulan
clean adj. (senet) cirodan muaf
clean adj. (senet) cirosuz
clean adj. (senet) işaretlerden muaf
clean adj. (döviz satışları) döviz kuru manipülasyonundan etkilenmeyen
Law
clean adj. hilesiz
clean adj. muntazam
clean adj. masum
clean adj. pürüzsüz
clean adv. kurallara uygun bir şekilde
clean adv. kanunlar ile paralel bir şekilde
clean adv. dolandırmaksızın
clean adv. aldatmaksızın
Technical
clean v. temzilemek
clean v. yıkayarak çıkarmak (kir vb)
Computer
clean adj. şifresiz
clean adj. virüssüz
clean expr. temizle
Telecom
clean adj. (radyo ve televizyon) çözünür
clean adj. (radyo ve televizyon) bozunumsuz
Aeronautic
clean adj. aerodinamik
clean adj. türbülans yaratmayan
clean adj. (hava aracı) çıkıntısız
clean adj. (hava aracı) fırlatma nesnesi olmayan
Marine
clean v. (gemi tabanına yapışan kabukluları) temizlemek
clean adj. (gemi) temiz tabanlı
clean adj. (gemi) sağlık raporu olan
Medical
clean adj. cinsel yolla bulaşan hastalığı bulunmayan
Dentistry
clean v. (diş macunu ile) diş fırçalamak
clean v. (diş üzerinde) dental profilaksi uygulamak
Gastronomy
clean v. ayıklamak
clean adj. (şarap) alışılmışın dışında ferah ve yumuşak tadı olan
Zoology
clean adj. (at bacağı) açık
clean adj. (at bacağı) engelsiz
clean adj. (at bacağı) bağsız
Agriculture
clean v. (pamuğun) çekirdeklerini ayırmak
clean v. pamuğu çırçırdan geçirmek
clean adj. otlardan arındırılmış
clean adj. çöpleri ayrılmış
clean adj. otları temizlenmiş
clean adj. tehlikeli otlardan muaf
Breeding
clean adj. (evcil hayvan) hiç doğurmamış
clean adj. (evcil hayvan) hiç çiftleşmemiş
Religious
clean adj. (kişiler) günahsız
clean adj. (kişiler) saf
clean adj. (hayvan, kuş ve balık) helal
clean adj. (hayvan, kuş ve balık) eti yenebilir
clean adj. (kişi) iffetli
Environment
clean adj. kirlilik yaratmayan
clean adj. kirletmeyen
clean adj. çevre dostu
clean adj. çok az radyoaktif atık üreten
clean adj. çok az kontaminasyon yaratan
clean adv. kirletmeden
clean adv. kirlilik yaratmadan
Sport
clean v. (tırmanma rotasından) ekipman çıkarmak
clean v. (körling) buzu hafifçe fırçalamak
clean adj. faulsüz
clean adj. mert
Baseball
clean v. (tüm kale koşucuların skor yapmasını sağlayarak) kaleleri boşaltmak
Weight Lifting
clean n. (halterde) atış
clean n. halterin omuz seviyesine çıkarılması sonrası baş üzerine kaldırıldığı hareket
clean v. (halter) tek harekette omzuna kaldırmak
clean v. (halter) atış hareketi yapmak
Art
clean adj. (sanat) yalın
clean adj. (sanat) öz
clean adj. (sanat) doğrudan
Music
clean adj. temiz (ses)
Printery
clean adj. (kanıt çıktısı) hatasız
clean adj. kolayca okunabilir
clean adj. hatadan muaf
clean adj. (prova) düzeltilmiş
Ottoman Turkish
clean adj. tahir
Archaic
clean adj. (seçim bileti) düz
clean adj. (seçim bileti) bir siyasi partinin bütün adaylarını içeren
clean adv. açık olarak
clean adv. tam olarak
clean adv. eksiksiz biçimde
clean adv. hatasızca
Slang
clean v. tüm parayı cukkalamak
clean v. tüm varlıklarını almak
clean adj. parasız
clean adj. meteliksiz
clean adj. çulsuz
clean adj. beş parasız
clean adj. şık giyimli
clean adj. fiyakalı
clean adj. ciks giyinen
clean adj. çıkarı bulunmayan
clean adj. doğrudan ilişkisi bulunmayan
clean adj. ön yargısız
Metallurgy
clean v. çatlakları gidermek
clean v. damarları gidermek

Bedeutungen, die der Begriff "clean" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 500 Ergebniss(e)

Englisch Türkisch
Common Usage
clean up v. temizlemek
Now the operators will also have to clean up content.
Şimdi operatörler de içeriği temizlemek zorunda kalacaklar.

More Sentences
very clean adj. tertemiz
General
clean room n. temiz oda
Four fundamental rules apply to clean rooms.
Temiz odalar için dört temel kural geçerlidir.

More Sentences
clean energy n. temiz enerji
But more than anything, it is clean energy.
Ama her şeyden önemlisi, temiz enerjidir.

More Sentences
clean air n. temiz hava
Perhaps I will ask my daughter, Kate, if she will write a 21st-century version featuring clean air.
Belki de kızım Kate'e temiz hava içeren bir 21. yüzyıl versiyonu yazıp yazmayacağını sorarım.

More Sentences
clean-up n. temizleme
These two mechanisms are the clean-up systems of the cell.
Bu iki mekanizma hücrenin temizleme sistemleridir.

More Sentences
clean technology n. temiz teknoloji
In terms of the environment, it envisages promoting cleaner technology.
Çevre açısından ise daha temiz teknolojilerin teşvik edilmesini öngörmektedir.

More Sentences
clean sheets n. temiz çarşaflar
We must ask for clean sheets.
Temiz çarşaf istemeliyiz.

More Sentences
clean heart n. temiz kalp
On 17 October this year 40.000 members of the armed forces launched Operation Clean Heart in Bangladesh.
Bu yıl 17 Ekim'de 40.000 silahlı kuvvetler mensubu Bangladeş'te Temiz Kalp Operasyonu'nu başlattı.

More Sentences
clean teeth n. temiz dişler
I would like to have cleaner teeth!
Daha temiz dişlerim olsun isterdim!

More Sentences
very clean n. çok temiz
The rest of the room was very clean.
Odanın geri kalanı çok temizdi.

More Sentences
clean the windows n. pencereleri temizlemek
Clean the window.
Pencereyi temizle.

More Sentences
clean out v. temizlemek
He's cleaning out his closet.
O dolabını temizliyor.

More Sentences
clean out v. boşaltmak
Tom cleaned out his bank accounts and disappeared.
Tom banka hesaplarını boşalttı ve ortadan kayboldu.

More Sentences
clean up v. temizlik yapmak
Lada, you can clean up at home.
Lada, evde temizlik yapabilirsin.

More Sentences
clean up v. bitirmek
I will clean up yesterday's work.
Dünkü işi bitireceğim.

More Sentences
come clean v. suçunu itiraf etmek
I think it's time to come clean.
Sanırım suçunu itiraf etme zamanı.

More Sentences
keep it clean v. temiz tutmak
You may borrow this book as long as you keep it clean.
Bu kitabı temiz tuttuğunuz sürece ödünç alabilirsiniz.

More Sentences
clean up v. toparlamak
We cleaned up our garden.
Bahçemizi toparladık.

More Sentences
clean the fish v. balığı temizlemek
I cleaned the fish.
Balıkları temizledim.

More Sentences
come clean v. itiraf etmek
I need to come clean.
Her şeyi itiraf etmeliyim.

More Sentences
clean the house v. evi temizlemek
I helped my mom clean the house.
Annemin evi temizlemesine yardım ettim.

More Sentences
dry-clean v. kuru temizlemek
The holding tank holds the dry-cleaning solvent.
Tutma tankı kuru temizleme solventini tutar.

More Sentences
keep clean v. temiz tutmak
The genital area must be kept clean.
Genital bölge temiz tutulmalıdır.

More Sentences
clean the garden v. bahçeyi temizlemek
Let's clean the garden, shall we?
Bahçeyi temizleyelim, ne dersin?

More Sentences
smell clean v. temiz kokmak
Keep a box of baking soda in the fridge to keep it smelling clean.
Temiz kokması için buzdolabında bir kutu karbonat bulundurun.

More Sentences
look clean v. temiz görünmek
We did not use the pool but it looked clean.
Havuzu kullanmadık ama temiz görünüyordu.

More Sentences
seem clean v. temiz görünmek
The pool is small but seemed clean.
Havuz küçük ama temiz görünüyordu.

More Sentences
clean the room v. odayı temizlemek
This should be done when cleaning the room and after.
Bu, odayı temizlerken ve sonrasında yapılmalıdır.

More Sentences
clean the kitchen v. mutfağı temizlemek
Guests are required to clean the kitchen before departure.
Konukların ayrılmadan önce mutfağı temizlemeleri gerekmektedir.

More Sentences
come up clean v. (bir araştırmadan vb) temiz çıkmak
It went in clean and came out clean.
Temiz girdi, temiz çıktı.

More Sentences
clean the bathroom v. banyoyu temizlemek
I must clean the bathroom right away.
Derhal banyoyu temizlemeliyim.

More Sentences
Phrasals
clean up v. toparlamak
Can you clean up this mess?
Bu karışıklığı toparlayabilir misin?

More Sentences
come clean about (something) v. itiraf etmek
It's time to come clean about what happened.
Olanları itiraf etmenin zamanı geldi.

More Sentences
clean up after (someone or something) v. (birinin/bir şeyin) arkasını toplamak/temizlemek
Mary doesn't clean up after herself.
Mary kendi arkasını toplamaz.

More Sentences
Colloquial
come clean v. itiraf etmek
It's time to come clean.
İtiraf etme zamanı.

More Sentences
clean the pool v. havuzu temizlemek
Tom is cleaning the pool.
Tom havuzu temizliyor.

More Sentences
clean and tidy adj. temiz ve düzenli
You always need something to keep your home clean and tidy.
Evinizi temiz ve düzenli tutmak için her zaman bir şeye ihtiyacınız vardır.

More Sentences
Idioms
clean code n. temiz kod
What are the benefits of clean code?
Temiz kodun faydaları nelerdir?

More Sentences
come clean v. itiraf etmek
Why don't you come clean and tell the truth?
Neden itiraf edip gerçeği söylemiyorsun?

More Sentences
General
clean air duct n. temiz hava kanalı
clean cut n. pürüzsüz kesik
clean speech n. düzgün konuşma
clean environment n. temiz çevre
clean slate n. yeni bir başlangıç
clean slate n. temiz bir sayfa
clean life n. temiz yaşam
clean copy n. temiz kopya
clean workstation n. temiz işyeri
clean air act n. havanın temiz tutulması kanunu
clean acceptance n. koşulsuz kabul
clean water n. temizsu
clean space n. temiz hacim
clean sand n. temiz kum
clean future n. temiz gelecek
spring-clean n. bahar temizliği
clean house n. temiz ev
clean tech n. temiz teknoloji
clean sheet n. temiz çarşaf
clean-cut man n. efendi (adam)
clean-cut guy n. efendi (adam)
clean-cut guy n. efendi adam
clean-cut man n. efendi adam
eye clean diamond n. içinde hiçbir leke görülmeyecek şekilde kesilmiş elmas
clean job n. temiz iş
clean nature n. temiz doğa
clean out v. bir yeri temizlemek
clean up v. kurtarmak
wipe something clean v. bir şeyi silerek temizlemek
clean up v. kırmak
make clean v. temizlemek
clean out v. silip süpürmek
clean up v. yoluna koymak
make a clean breast of it v. her şeyi itiraf etmek
clean the slate v. geçmişe sünger çekmek
steam clean v. buharla temizlemek
clean up v. vurgun vurmak
clean somebody out v. soyup soğana çevirmek
clean up v. düzeltmek
clean out v. soymak
clean oneself v. yıkanmak
clean something up v. tertemiz yapmak
run somebody clean off his feet v. iki ayağını bir pabuca sokmak
clean down v. yıkamak
lick clean v. yalayıp temizlemek
clean somebody out of something v. soyup soğana çevirmek
keep one's nose clean v. etliye sütlüye karışmamak
clean by sweeping v. süpürerek temizlemek
clean something up v. kırmak
clean out v. para sızdırmak
rush somebody clean off his feet v. iki ayağını bir pabuca sokmak
become clean v. arınmak
clean up v. tertemiz yapmak
vacuum clean v. vakumla temizlemek
make a clean breast of v. her şeyi itiraf etmek
clean out v. ayıklamak
clean off v. yüzeyini silmek
clean out v. içini silmek
clean the fish v. balık temizlemek
clean a wound v. yara temizlemek
start with a clean slate v. beyaz sayfa açmak
start with a clean slate v. beyaz bir sayfa açmak
clean off the dirt v. kir çözmek
wipe the slate clean v. geçmişe sünger çekmek
clean the table v. boşları almak
clean the table v. (masanın) boşlarını almak
make a clean breast v. içini dökmek
spring-clean v. bahar temizliği yapmak
clean out all the drawers v. tüm çekmeceleri boşaltmak
clean stain v. leke temizlemek
not to keep clean v. temiz tutmamak
keep the environment clean v. çevreyi temiz tutmak
clean the fish v. balık ayıklamak
have a clean criminal record v. sabıkası temiz olmak
have a clean criminal record v. sabıkasız olmak
clean the place out v. mekanı silip süpürmek
clean the table v. boşları toplamak
give clean bill of health v. sağlam raporu vermek
clean with a vacuum cleaner v. elektrik süpürgesiyle temizlemek
clean with a vacuum cleaner v. elektrik süpürgesi ile temizlemek
clean the oven v. fırını temizlemek
come up clean v. (gbt vb) temiz çıkmak
clean one's nose v. burnunu temizlemek
clean the cage v. kafesi temizlemek
clean rice v. pirinç ayıklamak
clean up the house v. evi temizlemek
clean the board v. tahtayı silmek
burn something clean v. birşeyi yakarak temizlemek
clean a toilet v. tuvalet temizlemek
clean up v. ortalığı toparlamak
clean the barn v. ahırı temizlemek
keep clean v. ki̇rletmemek
vacuum-clean v. elektrik süpürgesi ile temizlemek
clean the window v. pencereyi temizlemek
clean house v. evi ve mobilyalarını temizlemek
clean house v. ev temizliği yapmak
dry clean v. kimyasal maddelerle temizlemek
clean up v. hataları gidermek
clean up v. kusurları gidermek
clean up v. harabelikten kurtarmak
clean up v. enkazı ortadan kaldırmak
clean up v. üstünü başını düzeltmek
clean up v. bağımlılıktan kurtulmak
clean up v. düzensizlikten kurtarmak
house-clean v. ev temizliği yapmak
house-clean v. istenmeyenlerden kurtulmak
house-clean v. (evi, odayı) temizlenmek üzere düzenlemek
house-clean v. (idari departmanda) verimsiz personel ve uygulamaları kaldırarak reform yapmak
spotlessly clean adj. tertemiz
very clean adj. pırıl pırıl
sparkingly clean adj. temiz pak
very clean adj. pirüpak
clean limbed adj. endamlı
clean-cut adj. hoş görünümlü
white and clean adj. süt gibi
very clean adj. çiçek gibi
very clean adj. ak pak
very clean adj. arı sili
crisp and clean adj. tiril tiril
easy clean adj. temizlenmesi kolay
clean shaven adj. temiz tıraşlanmış
ritually clean adj. abdestli
clean hearted adj. temizkalpli
clean hearted adj. kalbi temiz
clean hearted adj. temiz yürekli
clean-cut adj. düzenli
clean-cut adj. açık
clean-cut adj. biçimli
clean-cut adj. hoş
clean-cut adj. düzgün
clean-cut adj. pürüzsüz
clean-living adj. temiz kalmış
clean-living adj. pirüpak
clean-cut adj. kesin
clean-bred adj. safkan
clean-handed adj. temiz
clean-bred adj. katışıksız
clean-shaven adj. sinek kaydı (tıraşlı)
clean-handed adj. suçsuz
clean-cut adj. erdemli ve temiz
clean-limbed adj. vücudu orantılı
clean-cut adj. sınırları belli
clean-handed adj. kabahatsiz
clean-cut adj. açık seçik
clean-living adj. ahlaki açıdan temiz
clean-cut adj. çok kaliteli
clean-cut adj. sınırlayıcı
clean-living adj. erdemli
clean-tech adj. temiz teknoloji kullanan
clean-timbered [obsolete] adj. vücudu orantılı
the room isn't clean expr. oda temizlenmemiş
Phrasals
clean out v. birşeyin içini boşaltmak
clean up on v. kar sağlamak
clean up on v. bozguna uğratmak
clean up on v. para kazanmak
clean up on v. hezimete uğratmak
clean down v. silip süpürmek
clean down v. baştan aşağı temizlemek
clean down v. dip bucak temizlemek
clean out v. boşaltıp temizlemek
clean up v. düşmandan temizlemek
clean up v. parayı bulmak
clean up v. düşmandan arındırmak
clean up v. büyük kazanç sağlamak
clean up v. parsayı toplamak
clean up v. para kazanmak
clean up somewhere v. bir yeri (pislikten/suçtan) arındırmak
clean somebody out v. birisini soyup soğana çevirmek
clean something down v. (fırçayla vb) temizlemek
come clean (with someone) (about something) v. birisine karşı dürüst olmak
clean something off v. silerek/temizleyerek çıkarmak
come clean (with someone) (about something) v. birisine dürüst olmak
clean somebody out v. her şeyini almak
clean something off something v. silerek/temizleyerek çıkarmak
clean something off v. kiri çözmek/çıkarmak
clean something off something v. kiri çözmek/çıkarmak
clean up v. silip süpürmek
clean out v. yormak
clean out v. (birinin) tüm parasıyla sıvışmak
clean out v. hepsini yok etmek
clean up v. düzeltmek
clean up v. rahat rahat kazanmak
clean up v. kolay zafer kazanmak
clean up v. etrafa çekidüzen vermek
clean up v. (metin, yazı) tashih yapmak
clean up v. (suçtan) arındırmak
clean up v. (metin, yazı) hatalardan arındırmak
clean up v. güle oynaya kazanmak
clean up v. tamamlamak
come clean about (something) v. yaptığını kabullenmek
come clean about (something) v. (bir konu hakkında) gerçeği söylemek
clean someone or something down v. birini/bir şeyi yıkamak
clean someone or something up v. birini/bir şeyi temizlemek
clean out v. bütün parasını ütmek
clean someone or something down v. birini/bir şeyi baştan aşağı temizlemek
clean (something) out of (something) v. (bir şeyin) içini (bir şeyden) temizlemek
clean out v. bağırsaklarının boşalmasına neden olmak
clean up v. yasa dışı faaliyetlerden temizlemek
clean out of v. soyup soğana çevirmek
clean (something) out of (something) v. (bir şeyin) içini (bir şeyden) arındırmak
clean out v. dibini buldurmak
clean out v. tüketmek
clean (someone) out of (something) v. (birini bir şeyden) atmak
clean someone or something up v. birini/bir şeyi yıkamak
clean up on (something) v. (bir şeyden) parsayı toplamak
clean off v. (bir maddeden) temizlemek
clean out v. bitirmek
clean out v. ceplerini boşaltmak
clean up after (someone or something) v. (birinin/bir şeyin) yasa dışı bir eylemini/suçunu örtbas etmek
clean out of v. tüketmek
clean something out v. bir şeyin içini temizlemek
clean out v. soyup soğana çevirmek
clean (someone) out of (something) v. (birini) işten çıkarmak
clean up v. yasa dışı faaliyetlere son vermek
clean up v. temize çekmek
clean (something) out of (something) v. (bir şeyin) içinden (bir şeyi) atmak/çıkarmak
clean off v. (bir şeyini) silmek
clean (someone) out of (something) v. (bir şeyi/yeri birinden) temizlemek
clean up v. yakasından atmak
clean up v. istenmeyen özellikleri defetmek
clean up v. elden çıkarmak
clean up v. istenmeyen kişilerden kurtulmak
clean up v. tüketmek
clean (up) v. (topraktan) çer çöpü ayırmak
clean up v. rahatlatmak
clean up v. hafifletmek
clean up v. halletmek
clean up v. kurtulmak
clean (up) v. (topraktan) otları ayıklamak
clean up v. yakasından sıyırmak
clean out (of/from) v. (bir şeyi) ortadan kaldırmak
clean out (of/from) v. (bir şeyi) uzaklaştırmak
Phrases
keep it clean expr. temiz tut
keep the school clean expr. okulu temiz tut
keep our environment clean expr. çevremizi temiz tutalım
keep the environment clean expr. çevreyi temiz tutalım
keep the classroom clean expr. sınıfı temiz tutun
keep the classroom clean expr. sınıfı temiz tut
keep the class clean expr. sınıfı temiz tut
keep the school clean expr. okulu temiz tutun
Proverb
a new broom sweeps clean işe yeni başlamış kişi canla başla işini yapar
a new broom sweeps clean işbaşına yeni gelen kimse iyi iş görür
a new broom sweeps clean bir işe yeni başlayan kimse kendini kabul ettirmek için elinden geleni yapar
new brooms sweep clean bir işe yeni başlayan kimse kendini kabul ettirmek için elinden geleni yapar
a new broom sweeps clean yeni süpürge iyi süpürür
new brooms sweep clean yeni süpürge iyi süpürür
a clean conscience is a good pillow vicdanı temiz olan rahat uyur
a new broom sweeps clean işe yeni başlamış kişi işini canla başla yapar
new brooms sweep clean işe yeni başlamış kişi işini canla başla yapar
a clean conscience is a good pillow iyi bir vicdan en rahat yastıktır
a clean conscience is a good pillow vicdanı rahat olanın uykusu da rahat olur
a clean conscience makes a soft pillow vicdanı rahat olanın uykusu da rahat olur
a clean conscience makes a soft pillow vicdanı temiz olan başını yastığa rahat koyar
a clean conscience makes a soft pillow vicdanı temiz olan rahat uyur
a clean conscience makes a soft pillow vicdanı rahat olan rahat uyur
Colloquial
mr clean n. bay dürüst
mr clean n. bay doğru
day-clean n. şafaktan hemen sonraki zaman
day-clean n. güneşin parlamaya başladığı an
clean oneself up v. yıkanıp yeni giysi giymek
clean oneself up v. temizlenmek
come clean v. kabul etmek
let someone walk by with a clean conscience v. vicdanı rahat bir şekilde gezmesini sağlamak
clean baby's bottom/bum v. bebeğin altını almak
clean baby's bottom/bum v. bebeğin altını değiştirmek
clean baby's bottom/bum v. bebeğin altını temizlemek
clean up nice v. şekil yapmak
clean up nicely v. giyinip kuşanmak
clean up nicely v. şık olmak
clean up nice v. giyinip kuşanmak
clean up nice v. süslenip püslenmek
clean up nicely v. süslenip püslenmek
clean up nicely v. şekil yapmak
clean up nice v. şık olmak
clean someone out v. birinin tüm parasını bitirmek
clean someone out v. birinin ceplerini boşaltmak
clean someone out v. bağırsaklarını boşaltmak
clean someone out v. lavman yapmak
clean someone out v. birini soyup soğana çevirmek
clean out v. birini istifaya zorlamak
clean out v. zorla uzaklaştırmak
clean out v. zorla göndermek
get clean away v. kaçıp kurtulmak
get clean away v. sıvışmak
get clean away v. paçasını kurtarmak
get clean away v. kaçıp gitmek
clean out v. (stok, mal) tamamen tüketmek
clean and tidy adj. derli toplu
clean-shaven adj. sıfıra kazınmış (saç)
clean-shaven adj. tam kazınmış (saç)
clean-shaven adj. saçlarını sıfıra vurdurmuş
swept clean adj. süpürülerek temizlenmiş
swept clean adj. tertemiz (mecazi)
squeaky-clean adj. ahlaklı
squeaky-clean adj. erdemli
squeaky-clean adj. sözüne güvenilir
squeaky-clean adj. dürüst
squeaky-clean adj. faziletli
squeaky-clean adj. asil
squeaky-clean adj. namuslu
clean and fresh expr. buz gibi
keep your hands clean expr. ellerini temiz tut
keep your room clean expr. odanızı temiz tutun
keep your room clean expr. odanı temiz tut
keep the room clean expr. odayı temiz tut
so clean you could eat off the floor expr. tertemiz
clean out your office expr. ofisini boşalt
Idioms
clean copy n. temiz kopya
a clean bill of health n. garanti belgesi
a clean bill of health n. sağlamlık belgesi
a clean bill of health n. sağlık belgesi
so clean you could eat off the floor n. (o kadar temiz ki) bal dök yala
a clean break n. tamamen ayrılma
a clean break n. (geçmişe vb.) sünger çekme
a clean break n. tam anlamıyla ayrılma
clean sheet n. temiz sayfa
a clean-up operation n. temizleme harekatı
a clean sheet n. yeni bir başlangıç
a clean slate n. yeni bir sayfa
a clean slate n. temiz bir sayfa
a clean slate n. yeni bir başlangıç
a clean sheet n. temiz bir sayfa
a clean sheet n. yeni bir sayfa
the slate wiped clean n. temiz defter
clean-up operation n. temizleme operasyonu
a clean page n. temiz bir sayfa
clean sweep n. kökten temizlik
white and clean n. ak pak
clean sweep n. kesin zafer
clean sweep n. açık ara galibiyet/zafer
clean sweep n. net galibiyet
clean code n. kolay okunup anlaşılabilen düzenli, işler kod
a clean sheet n. maçta hiç gol yememe
a clean sheet n. maçta rakibe hiç sayı vermeme
a clean sheet/slate n. maçta rakibe hiç sayı vermeme
a clean sheet/slate n. yeni bir başlangıç
a clean sheet/slate n. maçta rakibin hanesine hiç sayı yazdırmama
a clean sheet n. maçta rakibin hanesine hiç sayı yazdırmama
a clean sheet/slate n. yeni bir sayfa
a clean sheet/slate n. temiz bir sayfa
a clean sheet/slate n. maçta hiç gol yememe
clean break n. tam anlamıyla ayrılma
clean bill of health n. bir kurumun belli standartlara uygun işlediğine dair teminat
clean-up operation n. derinlemesine/kökten temizlik
clean sheet [uk] n. bir tarafın sayı kaydedemediği oyun/maç
clean sheet [uk] n. bir tarafın skor hanesine sayı yazdıramadığı oyun/maç
clean bill of health n. bir yerin sağlıklı/düzgün işlediğine dair teminat
clean sheet [uk] n. bir tarafın sayı elde edemediği oyun/maç
clean break n. (geçmişe) sünger çekme
clean break n. tamamen geride bırakma
clean break n. tamamen ayrılma
clean break n. defteri kapatma
squeaky-clean n. sütten çıkma ak kaşık
squeaky-clean n. sütten çıkmış ak kaşık
come clean v. açığa vurmak
get a clean bill of health v. temiz kağıdı almak
keep one's nose clean v. etliye sütlüye karışmamak
show a clean pair of heels v. birisinden hızla kaçmak
show a clean pair of heels v. tabanları yağlamak
show a clean pair of heels v. uçarcasına kaçmak
start with a clean slate v. sil baştan yapmak
scrub the slate clean v. geçmişe sünger çekmek
clean out the dead wood v. ıskartaya çıkarmak
make a clean breast of v. içini dökmek
come clean v. gerçeği bütün açıklığıyla söylemek
make a clean breast of v. suçunu vb kabul etmek
show a clean pair of heels v. hızla uzaklaşmak
wipe the slate clean v. sil baştan yapmak
keep one's nose clean v. başını belaya sokmamak
keep nose clean v. başını belaya sokmamak
clean the floor up with someone v. birisini yerlerde sürüklemek
clean the floor up with someone v. birisini paspas gibi çiğnemek
show somebody a clean pair of heels v. (bir yarışta vb.) tozunu attırmak
clean one's act up v. kendisini yenilemek
clean one's act up v. kendisine çeki-düzen vermek
clean one's act up v. performansını ilerletmek
clean up one’s act v. performansını ilerletmek
clean up one’s act v. kendisini yenilemek
clean up one’s act v. kendisine çeki-düzen vermek
have clean hands v. suçsuz olmak
have clean hands v. suçu olmamak
keep one's nose clean v. beladan uzak durmak
keep one's nose clean v. pis işlere bulaşmamak
keep your nose clean v. pis işlere bulaşmamak
keep your nose clean v. beladan uzak durmak
make a clean breast of it v. suçu itiraf etmek
make a clean break v. geçmişte bırakmak
make a clean break v. defteri kapamak
make a clean break v. yeni bir sayfa açmak
make a clean break v. geride bırakmak
be as clean as a whistle v. tertemiz olmak
clean someone's plow v. birisine dayak atmak
keep one's hands clean v. ellerini kirletmemek
clean out (of something) v. tüketmek
be as clean as a new pin v. tertemiz olmak
have a clean conscience about something v. vicdanı rahat olmak
show somebody a clean pair of heels v. toz yutturmak
show somebody a clean pair of heels v. tur bindirmek
clean the floor up with someone v. birisine dayak atmak
keep one's hands clean v. suçtan/beladan uzak durmak
keep one's hands clean v. suça bulaşmamak
have clean hands v. ellerini kirletmemek
have clean hands v. suça bulaşmamak
clean one's plate v. tabağını sıyırmak
clean one's plate v. tabağında yemek bırakmamak
clean up one's plate v. tabağında yemek bırakmamak
clean out (of something) v. (elinde) olmamak/kalmamak (henüz tükenmiş)
clean up one's plate v. tabağını sıyırmak
have clean hands v. suçtan/beladan uzak durmak
clean the floor up with someone v. birisini pataklamak
clean up on something v. (bir şeyden) çok para kazanmak
clean someone's plow v. birisini pataklamak
show somebody a clean pair of heels v. (bir yarışta) birisini geçmek
start over with a clean slate v. yeni bir başlangıç yapmak
start off with a clean slate v. beyaz bir sayfa açmak
wipe someone's slate clean v. geçmişe sünger çekmek
start off with a clean slate v. yeni bir başlangıç yapmak
start over with a clean slate v. beyaz bir sayfa açmak
start off with a clean slate v. temiz bir sayfa açmak
start over with a clean slate v. temiz bir sayfa açmak
make a clean sweep v. silip süpürmek
make a clean sweep v. derinlemesine/kökten temizlik yapmak
clean up after someone v. birinin arkasını toplamak
clean someone's clock v. birisini paspas gibi çiğnemek
clean someone's clock v. birini mat etmek
clean someone's clock v. birini mağlup etmek
make a clean sweep v. ezip geçmek
make a clean breast v. her şeyi itiraf etmek
pick something clean v. geride hiçbir şey bırakmamak
be (as) clean as a whistle v. hiçbir pis işe bulaşmamış olmak
pick something clean v. ne var ne yok alıp götürmek
pick something clean v. geriye bir tek kemikler kalana dek yenmek
keep (one's) slate clean v. beladan uzak durmak
keep (one's) slate clean v. adı herhangi bir olaya karışmamak
be (as) clean as a whistle v. hiçbir suçu olmamak
keep a clean sheet v. futbolda rakip takıma gol şansı vermemek
pick something clean v. yalayıp yutmak
pick something clean v. her şeyi toplamak
pick something clean v. silip süpürmek
keep a clean sheet v. futbolda bir maçta ya da peş peşe birkaç maçta hiç gol yememek
keep (one's) slate clean v. temiz bir sicili olmak
be (as) clean as a whistle v. o taraklarda bezi olmamak
keep a clean sheet v. sporda rakibe hiç sayı vermeden kazanma ya da artarda böyle galibiyetler almak
pick something clean v. ortalıkta hiçbir şey bırakmamak
be (as) clean as a whistle v. hiçbir illegal faaliyette yer almamış olmak
pick something clean v. eti kemiğinden sıyırmak
keep (one's) slate clean v. hiçbir suça bulaşmamak
clean house v. bir temiz dövmek
clean house [us] v. gereksiz kişilerden/şeylerden temizlemek
clean house [us] v. istenmeyen kişilerden/şeylerden temizlemek
clean house v. tensikat yapmak
clean house v. verimsizliği gidermek
clean house v. sorunlu/yetersiz politikalardan kurtulmak
clean house v. yolsuzluğu/yolsuzlukları temizlemek
clean house v. içerideki yolsuzluktan/yolsuzluklardan kurtulmak
clean house [us] v. istenmeyen/gereksiz şeyleri ortadan kaldırmak
clean house v. çok fena benzetmek/vurmak
clean house v. sorunlu/yetersiz kişileri veya grupları temizlemek
clean house v. istenmeyen çalışanlardan kurtulmak
clean house v. bir temiz dayak atmak/pataklamak