kilo- - Türkisch Englisch Wörterbuch

kilo-

Bedeutungen, die der Begriff "kilo-" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 8 Ergebniss(e)

Englisch Türkisch
General
kilo n. kilo
I have worked out the cost - 10 cents per kilo.
Maliyeti hesapladım - kilo başına 10 sent.

More Sentences
Computer
kilo n. kilo
Margarine and a few kilos of paint which, in principle, do not present risks, led to a genuine disaster.
Prensipte risk teşkil etmeyen margarin ve birkaç kilo boya gerçek bir felakete yol açtı.

More Sentences
General
a kilo of bananas n. bir kilo muz
kilo n. kilogram
Gastronomy
half kilo ground beef n. yarım kilo köftelik kıyma
Environment
kilo-electron volt n. kilo-elektron volt
Slang
k (kilo) n. kilogram
kee (kilo) n. kilogram

Bedeutungen, die der Begriff "kilo-" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 242 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
Common Usage
kilo almak put on weight v.
I've put on weight recently.
Son zamanlarda kilo aldım.

More Sentences
General
kilo fazlası overweight n.
I've always been overweight.
Daima kilo fazlam oldu.

More Sentences
kilo kilogram n.
You weighed seventy kilograms.
Yetmiş kilo ağırlığın vardı.

More Sentences
kilo kilo n.
Several kilos of fishmeal, for example, are needed to produce more expensive fish in fish farms.
Örneğin balık çiftliklerinde daha pahalı balıklar üretmek için birkaç kilo balık ununa ihtiyaç duyulmaktadır.

More Sentences
yarım kilo et (453.59 gram) pound of meat n.
I bought a pound of meat the other day.
Geçen gün yarım kilo et aldım.

More Sentences
yarım kilo pound n.
Alice bought a pound of coffee beans from the store.
Alice dükkândan yarım kilo kahve çekirdeği aldı.

More Sentences
kilo almak get fatter v.
She seem to be getting fatter.
O kilo alıyor gibi görünüyor.

More Sentences
kilo almak put on v.
She doesn't eat cake because she doesn't want to put on any more weight.
Pasta yemiyor çünkü daha fazla kilo almak istemiyor.

More Sentences
kilo vermek lose weight v.
There are different reasons why people want to lose weight.
İnsanların kilo vermek istemelerinin farklı nedenleri vardır.

More Sentences
kilo almak gain weight v.
Some people can eat all they want and never gain weight.
Bazı insanlar istedikleri her şeyi yiyebilir ve asla kilo almazlar.

More Sentences
kilo aldırmak fatten v.
Is bread really fattening?
Ekmek kilo aldırıyor mu sahiden?

More Sentences
kilo almak gain v.
As a result, you eat more than necessary and gain extra pounds.
Sonuç olarak gereğinden fazla yiyip fazla kilo alırsınız.

More Sentences
(kilo) vermek lose v.
I must've lost some weight.
Biraz kilo vermiş olmalıyım.

More Sentences
(kilo) almak gain v.
Everyone I know gained weight during the lockdown.
Karantina sırasında tanıdığım herkes kilo aldı.

More Sentences
Phrasals
kilo almak (özellikle kasların şişmesiyle) bulk up v.
Tom bulked up after he started taking steroids.
Tom steroid almaya başladıktan sonra kilo aldı.

More Sentences
Idioms
kilo almak put on weight v.
It looks like you've put on weight.
Görünüşe göre kilo almışsınız.

More Sentences
Speaking
kaç kilo how many kilograms expr.
How many kilograms do you weigh?
Kaç kilosun?

More Sentences
Computer
kilo kilo n.
One hundred and fifty Ugandan shillings are what a grower gets for a kilo of the coffee he grows.
Bir üreticinin yetiştirdiği kahvenin bir kilosu için aldığı para yüz elli Uganda şilinidir.

More Sentences
kilo weight n.
If you keep ignoring your weight, you will have serious problems.
Kilonuzu görmezden gelmeye devam ederseniz, ciddi sorunlar yaşarsınız.

More Sentences
Sport
kilo weight n.
I thought I'd eat my weight in muffins today.
Bugün kilolarca kek yiyeceğimi düşünmüştüm.

More Sentences
General
kilo ton kiloton n.
1016 kilo long ton n.
fazla kilo overweight n.
bir kilo muz a kilo of bananas n.
kilo kaybı loss in weight n.
aşırı kilo excess weight n.
ideal kilo ideal weight n.
fazla kilo surplus weight n.
aşırı kilo over-weight n.
kilo verme hapı weight-reducing pill n.
kilo-boy oranı weight-for-height n.
kilo verme hapı weight-loss pill n.
kilo alma gaining weight n.
yüz kilo quintal n.
kilo avcıları weight watchers n.
kilo bekçileri weight watchers n.
kilo verme merkezi weight loss resort n.
kilo verme merkezi fat farm n.
kilo ölçümü weight measurement n.
kilo artışı weight gain n.
hızlı kilo alımı rapid weight gain n.
hedef kilo goal weight n.
hedef kilo target weight n.
orta kilo/ağırlık medium-weight n.
kilo ölçüm bandı weight tape n.
sağlıklı kilo vermek healthy loss of weight n.
kilo alma weight gain n.
hızla ancak sağlıksız biçimde kilo vermeyi hedefleyen diyet fad diet n.
aşırı fazla kilo adiposis n.
kilo verme egzersizleri reducing exercises n.
kilo vermek için yapılan egzersizler reducing exercises n.
kilo aldıran yemekler fattening dishes n.
dört buçuk kilo ağırlığındaki şey tenpounder n.
kilo litre kl (kilolitre) n.
sürekli diyetle zayıflayıp arada tekrar kilo alma yo-yo dieting n.
sürekli kilo alıp verme yo-yo dieting n.
kilo alan kimse gainer n.
kilo fazlası butterweight [obsolete] n.
fazla kilo butterweight [obsolete] n.
kilo aldırma impinguation [obsolete] n.
kilo alma impinguation [obsolete] n.
orta boy/kilo average build n.
kilo verme merkezi fat farm n.
kilo alan kimse fatner n.
kilo aldırıcı fattener n.
kilo aldırma fattening n.
kilo peise [dialect] [uk] n.
kilo cinsinden ağırlık poundage n.
kilo alma fleshment n.
(kilo nedeniyle) şişme fleshment n.
kilo veren kimse shredder n.
(taşıma sırasında) hayvanda gelişen kilo kaybı shrinkage n.
kilo ayrımcılığı yapan kimse sizeist n.
kilo ayrımcılığı yapan kimse sizist n.
kilo vermeye çalışan kimse slimmer [uk] n.
düzenli bir araya gelen kilo verme grubu slimming club n.
kilo verme egzersizleri slimnastics n.
gelmek (kilo) weigh v.
kilo almak got fatter v.
kilo almak fill out v.
kilo vermek reduce v.
almak (kilo) put on v.
kilo vermek slim v.
kilo vermek take something off v.
kilo vermek lose pounds v.
kilo vermek reduce weight v.
kilo vermek shed weight v.
kilo sorunu olmak have weight issues v.
kilo sorunu olmak have a weight problem v.
tekrar kilo almak regain weight v.
yeniden kilo almak regain weight v.
kilo kaybetmek lose weight v.
kilo problemi olmak have a weight problem v.
birkaç kilo almak gain a few pounds v.
kilo almak put weight on v.
kilo vererek incelmek get lean v.
kilo vermek trim v.
kilo aldırmak impinguate v.
kilo almak impinguate v.
kilo aldırmak fat v.
kilo almak fat v.
kilo almak flesh v.
(kilo nedeniyle) şişmek flesh v.
kilo alan adipescent adj.
aşırı kilo alımını teşvik eden obesogenic adj.
kilo kaybını destekleyen diet adj.
kilo olarak tahmin edilen ponderal adj.
kilo avcıları ww (weight watchers) abrev.
kilo bekçileri ww (weight watchers) abrev.
Phrasals
(kilo) almak lay on v.
egzersiz ve diyet ile kilo vermek train down v.
egzersiz ve diyet ile kilo vermek train off v.
edinmek/almak (vücutla ilgili şeylerde kilo almak/kas edinmek) pack on v.
kilo vermek trim (something) from (something else) v.
koşarak kilo vermek/enerji sarf etmek run something off v.
kilo vermek trim off v.
çok kilo almak blow up v.
(besi hayvanı) kilo vermek fall off v.
(birine/bir hayvana bir şeyle) kilo aldırmak fatten (someone or an animal) up (with something) v.
(birine/bir hayvana bir şey) yedirerek kilo aldırmak fatten (someone or an animal) up (with something) v.
hızla kilo almak pile on v.
kilo aldırmak fatten up v.
kilo almak flesh out v.
kilo aldırmak flesh out v.
Colloquial
bir kilo kokain brick n.
kilo verememe weight creep n.
(insan) kilo beef n.
kilo key n.
kilo vermek shed pounds v.
birkaç kilo almak put on a few pounds v.
çok kilo almak blob out v.
doktorum bana birkaç kilo verirsem iyi olacağını söyledi my doctor told me I could stand to lose a few pounds expr.
Idioms
kilo meat on (one's) bones n.
ağır iş yaparak kilo vermek work some weight off to v.
ağır iş yaparak kilo vermek work some fat off v.
çalışarak kilo vermek work some weight off to v.
çalışarak kilo vermek work some fat off v.
kilo gelmek/çekmek clock in v.
kilo vermek trim oneself down v.
kilo almak pack on the pounds v.
kilo almak pack on pounds v.
kilo almak pile on the pounds v.
spor yaparak ve terleyerek kilo vermek/yağ yakmak sweat something off v.
6.4 kilo vermek lose a stone [uk] v.
(kilo olarak) gelmek tip the scales at something v.
(birine bir şeyle) kilo aldırmak fatten (one) up with (something) v.
(birine bir şey) yedirerek kilo aldırmak fatten (one) up with (something) v.
(bir şey) yiyerek kilo almak fatten up on (something) v.
(boksör) belirli bir sıklet için kilo vermek make weight v.
kilo almak put (some) meat on (one's) bones v.
hızla/hızlı kilo almak pack the pounds on v.
hızlı kilo almak pile the pounds on v.
kilo üstüne kilo almak pile the pounds on v.
… kilo gelmek/olmak tip the scales at v.
… kilo gelmek/olmak turn the scales at v.
ağırlık/kilo sorunu olan gravitationally challenged adj.
ağırlık/kilo sorunu olan horizontally challenged adj.
Speaking
çok mu kilo verdin? did you lose a lot of weight? expr.
en fazla kaç kilo oldunuz? what is the most you have ever weighed? expr.
kilo vermek istiyorum I want to lose weight expr.
kilo vermeye çalışıyorum I'm trying to lose weight expr.
kilo almaya çalışıyorum I'm trying to put on weight expr.
Trade/Economic
fazla kilo overweight n.
kilo fazlası overweight n.
tam kilo full weight n.
Law
kilo sınırını aşan overweight adj.
Technical
1016 kilo long ton n.
kilo elektron volt kev (kiloelectron volt) n.
kilo elektron volt kiloelectron volt n.
kilo parsek kiloparsec n.
kilo rad kilorad n.
kilo ster kilostere n.
yüz kilo ql (quintal) abrev.
Textile
(balya ağırlığı) 1016 kilo sarplar [obsolete] n.
(kumaş) … kilo gelmek load v.
Automotive
yüke bağlı bağlı özyönverme (derece/kilo-newton olarak ölçülür) compliance steer n.
Medical
gittikçe zayıflama, kilo kaybetme hali tabitude n.
boy yaş ve kilo yaş yüzdesi stature-for-age and weight-for-age percentiles n.
hamilelikte kilo alımı pregnancy weight gain n.
hamilelik sonrası kilo kaybı post-pregnancy weight loss n.
istenmeyen kilo kaybı undesired weight loss n.
istenmeyen kilo kaybı non-volitional weight loss n.
kilo kaybı ve egzersiz weight loss and exercise n.
kilo alımı weight gain n.
kilo kontrollü diyet weight control diet n.
kilo almamak için yedikten sonra kusma bulimia n.
kilo alamama failure to thrive n.
kilo kaybı weight loss n.
menopozda kilo alımı menopause weight gain n.
uzun dönemde kilo kaybı long-term weight loss n.
(bebekte) geçici kilo puppy fat n.
cilt lezyonlarını ve kilo kaybını önleyen bir b vitamini hepatoflavin n.
kilo verdiren diyet obesity diet n.
çocuklara kilo verdirmeyi amaçlayan yatılı kamp fat camp n.
ateş ve kilo kaybıyla karakterize characterized by fever and weight loss adj.
Anatomy
kilo alma ve kas geliştirme eğiliminde olmayan zayıf vücut biçimi ectomorph n.
Psychology
kilo alma korkusu pocrescophobia n.
kilo fobisi fatphobia n.
kilo alma korkusu obesophobia n.
Pathology
anormal kilo alma abnormal weight gain n.
anormal kilo kaybı abnormal weight loss n.
gebelikte az kilo alınması low weight gain in pregnancy n.
gebelikte aşırı kilo alınması excessive weight gain in pregnancy n.
bağırsaklarda karın ağrısı, bulantı, kusma, kilo kaybı gibi rahatsızlıklara neden olan yuvarlak kurt istilası ascariasis n.
iştah kaybı, şişkinlik, kilo kaybı, kas ağrısı ve steatore şeklinde ortaya çıkan, çölyak hastalığı, spru ve kistik fibroz ile ilişkilendirilen bir sendrom malabsorption syndrome n.
Veterinary
bir tür korona virüsten kaynaklanan iştahsızlık ve kilo kaybına neden olan akut bir evcil hindi bulaşıcı hastalığı x–disease n.
bir tür korona virüsten kaynaklanan iştahsızlık ve kilo kaybına neden olan akut bir evcil hindi bulaşıcı hastalığı blue comb n.
bir tür korona virüsten kaynaklanan iştahsızlık ve kilo kaybına neden olan akut bir evcil hindi bulaşıcı hastalığı blue comb disease n.
bir tür korona virüsten kaynaklanan, iştahsızlık ve kilo kaybına neden olan bulaşıcı bir evcil hindi hastalığı avian monocytosis n.
bir tür korona virüsten kaynaklanan, iştahsızlık ve kilo kaybına neden olan bulaşıcı bir evcil hindi hastalığı blue comb n.
bir tür korona virüsten kaynaklanan, iştahsızlık ve kilo kaybına neden olan bulaşıcı bir evcil hindi hastalığı blue comb disease n.
bir tür korona virüsten kaynaklanan, iştahsızlık ve kilo kaybına neden olan bulaşıcı bir evcil hindi hastalığı mud fever n.
atlar, eşekler ve katırlarda ateş, anemi, depresyon ve kilo kaybına yol açan bir viral hastalık equine infectious anaemia n.
Food Engineering
kilo verme amaçlı enerjisi kısıtlanmış gıdalar foods intended for use in energy-restricted diets for weight reduction n.
Gastronomy
yarım kilo köftelik kıyma half kilo ground beef n.
Agriculture
bitkide bir kilo kuru ağırlığa ulaşmak için kullanılan su miktarı transpiration ratio n.
Breeding
(hayvana) duraklı besleme yöntemi ile kilo aldırmak stall-feed v.
kilo kaybeden (kümes hayvanı) light adj.
Social Sciences
kilo ayrımcılığı sizeism n.
kilo ayrımcılığı sizism n.
kilo ayrımcılığı yapan sizeist adj.
kilo ayrımcılığı yapan sizist adj.
Environment
kilo-elektron volt kilo-electron volt n.
Sport
serbest kilo catchweight adj.
Archaic
duraklı besleme yöntemi ile kilo aldırmak stall v.
Slang
kilo fazlalığı fat city n.
kilo fazlası fat city n.
1 kilo uyuşturucu madde key n.
bir kilo kenevir/esrar k n.
bir kilo kenevir/esrar kee n.
bir kilo kenevir/esrar key n.
bir kilo kenevir/esrar ki n.
çok kilo almak blimp out v.
on kilo ile yakalanmak get busted with ten kilos v.
aşırı kilo almak pork out v.
kilo almak pork v.
şişko patates yarım kilo domates all (that) meat and no potatoes expr.
şişko patates yarım kilo domates all meat and no potatoes expr.
Modern Slang
çaba harcamadan kilo verme a little aIds n.
egzersiz yapmadan kilo verme a little aIds n.
kendiliğinden kilo verme a little aIds n.
kilo alımına/vücut geliştirmeye yardımcı olan bir çeşit anabolik steroid anavar n.