knees - Türkisch Englisch Wörterbuch
Verlauf

knees

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


Bedeutungen, die der Begriff "knees" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 217 Ergebniss(e)

Englisch Türkisch
General
knock knees n. çarpık bacak
knock knees n. parantez bacak
knees-up n. dizleri sırayla yukarıya çekerek yapılan gürültülü bir dans
bring someone to his knees v. birine diz çöktürmek
bring someone to his knees v. birine boyun eğdirmek
bring somebody to his knees v. yola getirmek
sink to one's knees v. diz çökmek
bring someone to his knees v. birini yola getirmek
go down on one's knees to v. diz çökmek
bring someone to her knees v. birine diz çöktürmek
bring someone to her knees v. birine boyun eğdirmek
go down on one's knees to v. ayaklarına kapanmak
bring someone to her knees v. birini yola getirmek
go down on one's knees to somebody v. ayaklarına kapanmak
plump down on one's knees v. dizlerinin üzerine çöküvermek
bring somebody to his knees v. dize getirmek
sink to one's knees v. dizlerinin üzerine çökmek
fall on one's knees v. dize gelmek
give way at the knees v. dizlerinin bağı çözülmek
bend one's knees v. dizlerini bükmek
fall down into one's knees v. dizlerinin üzerine düşmek
leave someone weak at the knees v. birini çaresiz bırakmak
leave someone weak at the knees v. birini heyecanlandırıp dizlerinin bağını çözmek
leave someone weak at the knees v. birini savunmasız bırakmak
leave someone weak at the knees v. birini güçsüz bırakmak
(one's) knees buckle v. dizleri çözülmek
(one's) knees give way v. dizleri çözülmek
get down on one's knees v. diz üstü çökmek
get down on one's knees v. dizlerinin üstüne çökmek
fall onto one's knees v. dizlerinin üstüne çökmek
fall onto one's knees v. diz üstü çökmek
Phrases
on one's knees expr. yalvararak
Colloquial
bee's knees n. mükemmel
your knees are knocking expr. dizlerinin bağı çözülmüş
your/somebody’s knees are knocking expr. dizlerinin bağı çözülmüş
your knees are knocking expr. (korkudan) dizlerin titriyor
your/somebody’s knees are knocking expr. (korkudan) dizlerin titriyor
your knees are knocking expr. (korkudan) elin ayağın titriyor
your/somebody’s knees are knocking expr. (korkudan) elin ayağın titriyor
my knees are knocking expr. dizlerimin bağı çözüldü
on bended knees expr. diz çökerek
on bended knees expr. dizlerine kapanarak
on bended knees expr. diz çöküp
bee's knees expr. harika
on bended knees expr. önünde diz çökerek
on one's knees expr. önünde diz çökerek
Idioms
the bee's knees n. mükemmel insan
(one's) knees are knocking v. dizleri titremek
(one's) knees are shaking v. dizleri titremek
your knees are knocking v. dizleri titremek
(one's) knees are knocking v. dizlerinin bağı çözülmek
(one's) knees are shaking v. dizlerinin bağı çözülmek
your knees are knocking v. dizlerinin bağı çözülmek
go down on someone's knees v. ayaklarına kapanmak
bring someone to his knees v. birini dize getirmek
bring someone to his knees v. bozguna uğratmak
think one is the bee's knees v. burnu kaf dağında olmak
think one is the bee's knees v. burnu büyük olmak
bring someone to his knees v. birini yola getirmek
get up to one's knees v. diz seviyesine kadar batmak
go down on one's knees v. diz çökmek
go weak at the knees v. dizlerinin bağı çözülmek
go down on one's knees v. dizleri üzerine çökmek
bring someone to his knees v. diz çöktürmek
be up to one's knees v. diz seviyesine kadar batmak
climb to one's knees v. dizlerinin üzerinde doğrulmak
fall to one's knees v. dizleri üzerine çökmek
beat someone to his knees v. dize getirmek
fall on one's knees v. dizleri üzerine çökmek
bring someone to his knees v. hezimete uğratmak
one's knees knock together v. eli ayağı birbirine dolaşmak
think one is the bee's knees v. küçük dağları ben yarattım demek
think one is the bee's knees v. kendini çok büyük görmek
think one is the bee's knees v. kendini fasulyeden nimet saymak
think one is the bee's knees v. kendini en değerli insan olarak görmek
thinks he's the bee's knees v. kendini matah bir şey sanmak
thinks she's the bee's knees v. kendini matah bir şeyler sanmak
have a knees up v. kutlama yapmak
have a knees up v. partiyle kutlamak
bring someone to his knees v. pes ettirmek
have a knees up v. parti yapmak
knock one's knees together v. (korkudan) dizlerinin bağı çözülmek
be/get up to one's knees v. (yoğun bir iş vb) bir şeye gömülmek
knock one's knees together v. (korkudan) dizleri titremek
fall on one's knees v. (saygıdan vb) diz çökmek
fall to one's knees v. (saygıdan vb) diz çökmek
bring someone to his knees v. yola getirmek
be the bee's knees v. mükemmel olmak
be the bee's knees v. harika olmak
be the bee's knees v. muhteşem olmak
turn to jelly (of legs or knees) v. dizlerinin bağı çözülmek
turn to jelly (of legs or knees) v. pelteye dönmek
be weak at the knees v. dizlerinin bağı çözülmek
be weak at the knees v. pelteye dönmek
be weak at the knees v. dizleri tutmamak
go weak at the knees v. dizlerinin bağı çözülmek
go weak at the knees v. pelteye dönmek
go weak at the knees v. dizleri tutmamak
bring (someone or something) to (someone's or something's) knees v. (birine/bir şeye) boyun eğdirmek
bring (someone or something) to (someone's or something's) knees v. (birini/bir şeyi) yola getirmek
bring (someone or something) to (someone's or something's) knees v. (birine/bir şeye) diz çöktürmek
bring (someone or something) to (someone's or something's) knees v. (birini/bir şeyi) dize getirmek
bring (someone or something) to (someone's or something's) knees v. (birini/bir şeyi) hezimete uğratmak
bring (something) to (something's) knees v. (bir şeyi) aksatmak
bring (something) to (something's) knees v. (bir süreci) durdurmak
bring (something) to (something's) knees v. (bir şeyi) duraklatmak
bring to (one's) knees v. (birine) boyun eğdirmek
bring to (one's) knees v. (birini) yola getirmek
bring to (one's) knees v. (birine) diz çöktürmek
bring to (one's) knees v. (birini) dize getirmek
bring somebody to their knees v. birini dize getirmek
bring somebody to their knees v. birine boyun eğdirmek
bring somebody to their knees v. birini yola getirmek
bring somebody to their knees v. birine diz çöktürmek
bring somebody to their knees v. birini hezimete uğratmak
bring someone or something to their knees v. birine/bir şeye boyun eğdirmek
bring someone or something to their knees v. birini/bir şeyi yola getirmek
bring someone or something to their knees v. birine/bir şeye diz çöktürmek
bring someone or something to their knees v. birini/bir şeyi dize getirmek
bring someone to their knees v. birine boyun eğdirmek
bring someone to their knees v. birini yola getirmek
bring someone to their knees v. birine diz çöktürmek
bring someone to their knees v. birini dize getirmek
bring something to its knees v. (bir ülkeyi, kurumu) düşürmek
bring something to its knees v. (bir şeyi) yıkmak
bring something to its knees v. (bir şeyi) bozguna uğratmak
bring something to its knees v. (bir şeyi) çökertmek
bring to knees v. boyun eğdirmek
bring to knees v. diz çöktürmek
bring to knees v. yola getirmek
bring to knees v. dize getirmek
bring to one's knees v. birine boyun eğdirmek
bring to one's knees v. birini yola getirmek
bring to one's knees v. birine diz çöktürmek
bring to one's knees v. birini dize getirmek
fall on knees v. dize gelmek
fall on knees v. dizleri üzerine çökmek
fall on knees v. (saygıdan vb) diz çökmek
go down on knees v. diz çökmek
go down on knees v. dizleri üzerine çökmek
go weak in the knees v. dizlerinin bağı çözülmek
go weak in the knees v. pelteye dönmek
go weak in the knees v. dizleri tutmamak
go weak in the knees v. eli ayağı boşalmak
have a knees-up v. parti yapmak
have a knees-up v. partiyle kutlamak
have a knees-up v. kutlama yapmak
knock knees together v. eli ayağı birbirine dolaşmak
knock knees together v. (korkudan) dizleri titremek
knock knees together v. (korkudan) dizlerinin bağı çözülmek
weak in the knees adj. dizlerinin bağı çözülmüş
weak in the knees adj. sarsılmış
out at the knees [obsolete] adj. kılıksız
out at the knees [obsolete] adj. paspal
out at the knees [obsolete] adj. üstü başı eskimiş
out at the knees [obsolete] adj. fakir
out at the knees [obsolete] adj. pek parası olmayan
out at the knees [obsolete] adj. çulsuz
out at the knees [obsolete] adj. yoksul
weak at the knees adj. sarsılmış
weak at the knees adj. eli ayağı boşalmış
weak at the knees adj. (heyecandan, korkudan) dizlerinin bağı çözülmüş
weak at the knees adj. (heyecandan, korkudan) bayılacak gibi
weak at the knees adj. (heyecandan, korkudan) dizleri tutmayan
(one's) knees are knocking expr. dizlerinin bağı çözülmüş
(one's) knees are shaking expr. dizlerinin bağı çözülmüş
(one's) knees are knocking expr. (korkudan) dizleri titriyor
(one's) knees are shaking expr. (korkudan) dizlerin titriyor
(one's) knees are knocking expr. (korkudan) eli ayağı titriyor
(one's) knees are shaking expr. (korkudan) eli ayağı titriyor
on bended knees expr. diz çökmüş
on bended knees expr. diz çökerek
on its knees expr. kötü/zor durumda
on the knees of the gods expr. kararsız
(s)he thinks (s)he is the bee's knees expr. kendini bulunmaz hint kumaşı sanmak
on the knees of the gods expr. şüpheli
up to (one's) knees expr. (birinin) dizlerine kadar
up to (one's) knees expr. (birinin) diz seviyesine kadar
up to (one's) knees expr. gereğinden fazla
up to (one's) knees expr. aşırı
up to (one's) knees expr. bir şeyle çok meşgul
up to (one's) knees expr. bir şeye gömülmüş
up to (one's) knees expr. bir şeye dalmış/kendini kaptırmış
on (one's) hands and knees expr. elleri ve dizleri üzerinde/üzerine
on (one's) hands and knees expr. dört bacak üstünde/üstüne
on (one's) hands and knees expr. diz çökmüş
on (one's) hands and knees expr. yerlere eğilmiş/kapanmış
on (one's) hands and knees expr. yalvarır pozisyonda
on (one's) hands and knees expr. teslim olmuş halde
on (one's) hands and knees expr. boynu bükük halde
on your hands and knees expr. ellerinin ve dizlerinin üstünde/üstüne
on your hands and knees expr. dört bacağının üstünde/üstüne
on your knees expr. dizlerinin üstünde
on your knees expr. diz çökerek
on your knees expr. çökmek üzere
on your knees expr. çökmenin eşiğinde
up to knees expr. dizlerine kadar
up to knees expr. diz seviyesine kadar
up to knees expr. gereğinden fazla
up to knees expr. aşırı
Speaking
I'd rather die on my feet than die on my knees expr. dizlerimin üstünde ölmektense ayaklarımın üstüne ölmeyi tercih ederim
get on your knees expr. dizlerinin üzerine çök
get down on your knees! expr. dizlerinin üstüne çök!
I'd rather die on my feet than die on my knees expr. diz çöküp ölmektense ayakta ölmeyi tercih ederim.
I would rather die on my feet than die on my knees expr. dizlerimin üstünde ölmektense ayaklarımın üstüne ölmeyi tercih ederim
Marine
transom knees n. gemi kaburgasından sonra traverslere sürgülenmiş paraçollar
Medical
medial and lateral collateral ligament injuries of knees n. diz iç ve dış yan bağ yaralanmaları
anterior cruciate ligaments of two knees n. her iki dizin ön çapraz bağları
Sport
back lying knees bend n. dizler bükülü sırtüstü yatış pozisyonu
Archaic
bee's knees expr. önemsiz şey
Slang
knees-up n. kutlama
knees-up n. parti
bee's knees expr. harika
bee's knees expr. mükemmel
British Slang
bee’s knees n. müthiş
bee's knees n. müthiş
bee's knees n. nefis