Verlauf

kurucu

Bedeutungen von dem Begriff "kurucu" im Englisch Türkisch Wörterbuch : 33 Ergebniss(e)

	Kategorie	Türkisch	Englisch
Common Usage
1	Common Usage	kurucu	constituent n.
2	Common Usage	kurucu	founder n.
General
3	General	kurucu	erector n.
4	General	kurucu	builder n.
5	General	kurucu	framer n.
6	General	kurucu	foundress n.
7	General	kurucu	founder n.
8	General	kurucu	creator n.
9	General	kurucu	father n.
10	General	kurucu	institutor n.
11	General	kurucu	organizer n.
12	General	kurucu	incorporator n.
13	General	kurucu	floater n.
14	General	kurucu	constructor n.
15	General	kurucu	promoter n.
16	General	kurucu	organiser n.
17	General	kurucu	maker n.
18	General	kurucu	beginner n.
19	General	kurucu	extructor n.
20	General	kurucu	planter n.
21	General	kurucu	founding adj.
22	General	kurucu	constitutive adj.
23	General	kurucu	establishing adj.
24	General	kurucu	institutive adj.
Trade/Economic
25	Trade/Economic	kurucu	promoter n.
26	Trade/Economic	kurucu	promoter's stock n.
27	Trade/Economic	kurucu	founder n.
28	Trade/Economic	kurucu	corporator n.
29	Trade/Economic	kurucu	establishing adj.
Law
30	Law	kurucu	constitutor n.
Technical
31	Technical	kurucu	installer n.
Hunting
32	Hunting	kurucu	decocker n.
Archaic
33	Archaic	kurucu	protoplast n.

Bedeutungen, die der Begriff "kurucu" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 119 Ergebniss(e)

	Kategorie	Türkisch	Englisch
General
1	General	kurucu üye	charter member n.
2	General	kurucu üye	founder member n.
3	General	kurucu başkan	founding president n.
4	General	kurucu başkan	founding chairman n.
5	General	kurucu unsur	constituent element n.
6	General	kurucu unsur	constituent n.
7	General	kurucu temsilcisi	founder representative n.
8	General	kurucu baba	founding father n.
9	General	(bir şeyin) kurucu annesi	founding mother (of something) n.
10	General	kurucu unsur	moment n.
11	General	kurucu unsur	momentum n.
12	General	şirket kurucu üyesi	incorporator n.
13	General	kurucu kimse	constituter n.
14	General	(amerikan futbolunda) oyun kurucu	quarterback n.
15	General	oyun kurucu olarak oynamak	play as a playmaker v.
16	General	oyun kurucu olarak oynamak	playmake v.
17	General	kurucu nitelikteki	foundational adj.
18	General	kurucu bir şekilde	constituently adv.
Phrases
19	Phrases	kurucu üyeler arasında	among the founding members expr.
Colloquial
20	Colloquial	oyun kurucu	scrummie [south africa/australia/new zealand] n.
21	Colloquial	kurucu 13 koloniden olan orta atlantik eyaletlerine verilen ad	free state n.
Idioms
22	Idioms	(bir şeyin) kurucu babası	founding father (of something) n.
Trade/Economic
23	Trade/Economic	eş kurucu	co-founder n.
24	Trade/Economic	kurucu kurul	establishment committee n.
25	Trade/Economic	kurucu üye	founding member n.
26	Trade/Economic	kurucu hisse senetleri	vendor's shares n.
27	Trade/Economic	kurucu hisseleri	founder’s shares n.
28	Trade/Economic	kurucu hisse senedi	founder share n.
29	Trade/Economic	kurucu hissedar	founding stockholder n.
30	Trade/Economic	kurucu sözleşme	founding charter n.
31	Trade/Economic	kurucu ortak	co-founder n.
32	Trade/Economic	kurucu kazancı	founder profit n.
33	Trade/Economic	kurucu payı	founder's share n.
34	Trade/Economic	kurucu hisse senetleri	founders’ shares n.
35	Trade/Economic	kurucu hisse senetleri	founder’s shares n.
36	Trade/Economic	kurucu ortak	founding partner n.
37	Trade/Economic	kurucu hissesi	founder's share n.
38	Trade/Economic	kurucu ortak	founder partner n.
39	Trade/Economic	kurucu hisseleri	founders' shares n.
40	Trade/Economic	kurucu hisseleri	founders' stock n.
41	Trade/Economic	kurucu ortak	cofounder n.
42	Trade/Economic	kurucu pay senedi	promoters' stock n.
43	Trade/Economic	kurucu hisse senedi	promoter's stock n.
44	Trade/Economic	kurucu müdür	founding manager n.
45	Trade/Economic	kurucu hisse senetleri	management shares n.
46	Trade/Economic	kurucu hisse senedi	founder's share n.
47	Trade/Economic	kurucu hissedar	founding shareholder n.
48	Trade/Economic	kurucu hisseleri	promoters' shares n.
49	Trade/Economic	müşterek kurucu	joint founder n.
50	Trade/Economic	şirketin kurucu sözleşmesi	charter n.
51	Trade/Economic	kurucu sermayesi	equity capital n.
Law
52	Law	asli kurucu iktidar	primary constituent power n.
53	Law	kurucu hisse senedi	founder share n.
54	Law	kurucu ortaklık	founder share n.
55	Law	kurucu mahiyet	constitutive effect n.
56	Law	kurucu üye	founding member n.
57	Law	tali kurucu iktidar	derived constituent power n.
Politics
58	Politics	amerikan birliği'nin kurucu devletlerinin temsilciler meclisi	the federal congress n.
59	Politics	kıbrıs türk kurucu devleti'nin anayasası	constitution of the turkish cypriot constituent state n.
60	Politics	kurucu anlaşmaların basitleştirilmesi	simplification of the treaties n.
61	Politics	kurucu meclis	constituent assembly n.
62	Politics	kurucu üyeler	founding members n.
63	Politics	kurucu unsurlar	founder elements n.
64	Politics	kurucu ilke	founding principle n.
65	Politics	kurucu iktidar	constituent power n.
66	Politics	kurucu anlaşmaların basitleştirilmesi	clarity of the treaties n.
67	Politics	kurucu organ	constituent body n.
68	Politics	kurucu üye	charter member n.
69	Politics	kurucu devlet	constituent state n.
70	Politics	kurucu anlaşmaların tadilatı	amendment of the founding treaties n.
71	Politics	abd'nin kurucu 13 kolonisinden biri	keystone state n.
72	Politics	gücün merkezi otorite ile kurucu politik birimlere dağıldığı bir hükümet sistemi	federalism n.
Computer
73	Computer	paket kurucu	packet assembler n.
74	Computer	yazıcı kurucu	printer installer n.
Informatics
75	Informatics	paket kurucu/açıcı	packet assembler/disassembler n.
Telecom
76	Telecom	paket kurucu/açıcı	packet assembler/disassembler n.
Automotive
77	Automotive	helisel torsiyon (kurucu) yay	helical torsion spring n.
Medical
78	Medical	kurucu müdür	founding manager n.
Psychology
79	Psychology	kurucu yöntemler ve teknikler	constructive methods and techniques n.
80	Psychology	kurucu etkisi	founder effect n.
Logic
81	Logic	kurucu önermelerin nicelik ve niteliğine göre sınıflandırılıp a, e, ı ve o harfleriyle gösterilen bir kıyas biçimi	mode n.
Physics
82	Physics	müzikal sesin kulakta bir dizi kurucu saf harmonik ton olarak algılandığını belirten bir yasa	ohm’s law n.
83	Physics	müzikal sesin kulakta bir dizi kurucu saf harmonik ton olarak algılandığını belirten bir yasa	ohm's law n.
Biology
84	Biology	kurucu etkisi	founder effect n.
Linguistics
85	Linguistics	birincil kurucu	immediate constituent n.
86	Linguistics	dolaysız kurucu	immediate constituent n.
87	Linguistics	kurucu yapı	constituent structure n.
88	Linguistics	kurucu tümce	constituent sentence n.
89	Linguistics	kurucu çözümleme	constituent analysis n.
90	Linguistics	sonuncul kurucu	ultimate constituent n.
91	Linguistics	cümlenin kurucu yapısının ağaç diyagramı biçiminde temsili	phrase marker n.
92	Linguistics	cümlenin kurucu yapısının ağaç diyagramı biçiminde temsili	phrase-marker n.
History
93	History	abd'nin kurucu üyesi	founding father n.
94	History	abd'nin kurucu üyeleri	founding fathers n.
Philosophy
95	Philosophy	kurucu unsur	momentum n.
Sport
96	Sport	orta oyun kurucu	center playmaker n.
97	Sport	oyun kurucu	playmaker n.
98	Sport	oyun kurucu	quarterback n.
99	Sport	amerikan futbolunda oyun kurucu olarak oynama	quarterbacking n.
100	Sport	kadın lakrosunda oyun kurucu olarak hareket eden hücum oyuncusu	second home n.
101	Sport	oyun kurucu olarak oynamak	play quarterback v.
Basketball
102	Basketball	oyun kurucu	point guard n.
103	Basketball	oyun kurucu	play maker n.
104	Basketball	yedek oyun kurucu	backup pg n.
Football
105	Football	defansif oyun kurucu	deep lying playmaker n.
106	Football	geriden oyun kurucu	deep lying playmaker n.
107	Football	ofansif futbolda, oyun kurucu ve beklerin orta saha gerisinde dizilip orta saha oyuncularının onların iki yanında durmasıyla oluşan bir saha dizilişi	t formation n.
108	Football	oyun kurucu	schemer n.
109	Football	(amerikan futbolunda) topun oyun kurucu yerine onun hizasında bulunan başka bir pozisyondaki oyuncuya atıldığı hücum dizilişi	wildcat n.
110	Football	(amerikan futbolunda) oyun kurucu	field general n.
111	Football	(savunmanın dağılması sonrasında) elinde topla koşan oyun kurucu	scrambler n.
112	Football	oyun kurucu	scrum half n.
113	Football	(amerikan futbolu) oyun kurucu	signal caller n.
114	Football	(amerikan futbolu) oyun kurucu	field general n.
115	Football	(amerikan futbolunda oyun kurucu) bir oyuncuyu geçmek veya sona kadar koşmak için topu kalçada saklayıp döndürmek	bootleg v.
116	Football	(oyun kurucu) savunma bozulduktan sonra top ile koşmak	scramble v.
117	Football	(oyun kurucu) hızlıca koşarak gol çizgisinden sayı almak	sneak (over) v.
Volleyball
118	Volleyball	oyun kurucu	setter n.
Cinema
119	Cinema	kurucu çekim	establishing shot n.