maker - Türkisch Englisch Wörterbuch
Verlauf

maker

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


Bedeutungen von dem Begriff "maker" im Türkisch Englisch Wörterbuch : 17 Ergebniss(e)

Englisch Türkisch
Common Usage
maker n. yapan
General
maker n. fail
maker n. yapımcı
maker n. yapıcı
maker n. yaratan
maker n. kurucu
Trade/Economic
maker n. imalci
maker n. imalatçı
maker n. imzalayan kimse
maker n. keşideci
maker n. yapan
maker n. yapıcı
Construction
maker n. gemilerin levhalarını kalafatlama işini yaparken üst üste binen levhaları ayırdıktan sonra birbirine kilitlemek için kullanılan bir alet
Tobacco
maker n. üretici
Religious
maker n. yaradan
maker n. yaratıcı
Card
maker n. başarılı deklarasyonu belirleyen oyuncu

Bedeutungen, die der Begriff "maker" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 322 Ergebniss(e)

Englisch Türkisch
General
maker or seller of panniers n. küfeci
candlestick maker n. şamdancı
maker of roasted chestnuts n. kestaneci
mischief maker n. kundakçı
maker of brooms n. süpürgeci
mosaic maker n. mozaikçi
trouble maker n. sorun yaratan
wine maker n. şarap üreticisi
movie maker n. film yapımcısı
maker of furniture n. mobilyacı
violin maker n. kemancı
taste maker n. modaya yön veren/etkileyen kişi veya grup
radiator maker n. radyatörcü
decision maker n. karar alan
thread maker n. iplik yapan
aba maker n. abacı
mischief maker n. fitneci
map maker n. haritacı
headline maker n. manşetlerden düşmeyen
carpet maker n. halıcı
boot maker n. çizmeci
bread maker n. ekmekçi
jewelry maker n. mücevheratçı
gunstock maker n. kundakçı
cream maker n. kaymakçı
tea maker n. çaycı
coffee maker n. kahveci
maker of milk dishes n. muhallebici
toy maker n. oyuncakçı
quilt maker n. yorgancı
belt maker n. kemerci
money maker n. çok para getiren
rope maker n. halatçı
harness maker n. saraç
wine maker n. şarapçı
brick maker n. tuğlacı
policy maker n. karar verici
basket maker n. sepetçi
film maker n. film yapımcısı
candy maker n. şekerci
key maker n. açkıcı
the maker n. yaradan
maker of cheap shoes n. kavaf
decision maker n. karar verme yetkisine sahip kimse
decision maker n. karar mercii
statue maker n. heykeltıraş
sack maker n. çuvalcı
tea maker n. çay makinesi
aquarium maker n. akvaryumcu
pace maker n. peysmekır
pace maker n. kalbin atış hızını ayarlayan aygıt
match maker n. çöp çatan
peace maker n. barışı sağlayan
peace maker n. barış yapan
cabinet maker n. ince marangoz
cabinet maker n. ince iş yapan marangoz
peace maker n. ara bulucu
cabinet maker n. mobilyacı
a great mischief-maker n. fesat kumkuması
decision-maker n. karar verici
gun-maker n. tüfekçi
film-maker n. filmci
key-maker n. anahtarcı
glass-maker n. bardak yapımcısı
cabinet-maker n. doğramacı
hand-printed head scarve maker n. yemenici
glass-maker n. camcı
holiday-maker n. tatilci
documentary film-maker n. belgeselci
mischief-maker n. fitçi
odds-maker n. bahis oynatan kimse
mischief-maker n. arabozucu
mischief-maker n. fesat kutusu
mischief-maker n. fesat kumkuması
tent-maker n. çergici
tool-maker n. aletçi
mischief-maker n. karaçalı
mischief-maker n. fitneci
tool-maker n. alet yapan
tea-maker n. çaycı
mischief-maker n. arabozan
odds-maker n. bahisçi
tool-maker n. alet uzmanı
tool-maker n. uzman aletçi
tea-maker n. süzgeç şeklinde çayı demlendirmeye yarayan kaşık şeklinde bir nesne
mischief-maker n. fesatçı
mischief-maker n. fitne fücur
odds-maker n. ganyancı
cabinet maker n. doğramacı
trouble maker n. sorun çıkaran
mischief-maker n. baş belası
trouble maker n. baş belası
mischief-maker n. sorun çıkaran
lace maker n. dantela yapıcısı
lens maker n. gözlükçü
shoe maker n. kunduracı
cookie maker n. kurabiyeci
saddle maker n. palancı
saddle maker n. eyerci
saddle maker n. eyer yapan
rule maker n. kural koyucu
coffee maker n. kahve makinesi
coffee maker n. kahve yapma makinesi
maker of malt n. maltçı
maker of malt n. malt yapan kimse
quilt maker n. yorgan imalatçısı
beverage maker n. meşrubat makinesi
beverage maker n. çay-kahve-içecek makinesi
food maker n. yemek üreticisi
bread maker n. ekmek yapma makinesi
image maker n. imaj yaratıcısı
image maker n. imaj danışmanı
body maker n. karoser yapımcısı
policy maker n. politika belirleyici
money-maker n. çok para getiren
shoe maker n. ayakkabıcı
briquette maker or seller n. briketçi
chocolate maker n. çikolatacı
curtain maker n. perdeci
pita maker n. pideci
coffin maker n. tabutçu
taste maker n. trend öncüsü
taste-maker n. trend belirleyici
taste-maker n. eğilim belirleyici
taste-maker n. trend öncüsü
tea maker n. çay demleme topu
barrel maker n. fıçı yapan kimse
barrel maker n. fıçı tamir eden kimse
beer maker n. bira üreticisi
sandwich maker n. tost makinesi
popcorn maker n. patlamış mısır makinesi
map-maker n. haritacı
map-maker n. kartograf
map-maker n. harita yapan kimse
widow-maker n. kocalarını öldürerek kadınları dul bırakan kimse
widow-maker n. ani can kaybına neden olabilecek şey
widow-maker n. ağacın sallanan gevşek dalı
widow-maker n. ağaçtan düşen gevşek dal
sign maker n. tabelacı
holiday-maker n. izinli kimse
holiday-maker n. izne çıkan kimse
home-maker n. evi çekip çeviren kimse
home-maker n. ev işlerini yapan kimse
home-maker n. annenin olmaması veya hasta olması durumunda ailenin bakımını üstlenen sosyal yardım görevlisi
money-maker [obsolete] n. para basan kimse
money-maker [obsolete] n. kalpazan
money-maker n. servet biriktiren kimse
money-maker n. para biriktiren kimse
decision-maker n. karar alıcı
image-maker n. imaj danışmanı
image-maker n. şirketler, ünlüler için imaj oluşturan kimse
image-maker n. menajer
maker of pipe bowls n. lüleci
dictionary-maker n. sözlük derleyen kimse
dictionary-maker n. sözlükçü
piano maker n. piyano üreticisi
piano maker n. piyano yapan kimse
policy-maker n. politika yapıcı
policy-maker n. politika belirleyici
taste-maker n. moda akımı yaratan kimse
feather maker n. tüylerden süslü eşyalar yapan kimse
feather maker n. suni tüy imalatçısı
Phrases
meet thy maker expr. yaratıcınla tanış
Colloquial
a hit maker n. hit şarkı yapan/hazırlayan/besteleyen kimse
money-maker adj. kazançlı
gone to meet one's maker expr. ölü
gone to meet one's maker expr. ölmüş
Idioms
the butcher, the baker, the candlestick-maker n. her kökenden/meslekten/sınıftan insanlar
the butcher, the baker, the candlestick-maker n. her kesimden insan
the butcher, the baker, the candlestick-maker n. ahmet, mehmet, ayşe, fatma
the butcher, the baker, the candlestick-maker n. toplumun her kesiminden insan
money-maker n. çok para getiren karlı iş
the pope's mustard maker n. fiyakacı kimse
the pope's mustard maker n. çalımcı kimse
the pope's mustard maker n. önemsiz bir işi olup caka satmaya çalışan kimse
the pope's mustard maker n. küçük dağları ben yarattım tavrıyla gezen kimse
the pope's mustard maker n. önemsiz işiyle sanki dünyayı kurtarıyormuş gibi davranan kimse
the pope's mustard maker n. yaptığı işi abartan kimse
the pope's mustard maker n. yaptığı basit işle böbürlenen kimse
widow maker n. kalp krizi
widow maker n. damar tıkanıklığı veya hasarından kaynaklanan kalp krizi
widow maker n. çok tehlikeli şey
widow maker n. ölümcül şey
widow maker n. hayati şey
widow maker n. ölüme neden olabilecek şey
widow-maker n. tehlikeli at
widow-maker n. tehlikeli şey (silah, sert içki)
meet one's maker v. ölmek
go to meet (one's) maker v. ölmek
go to meet (one's) maker v. hakkın rahmetine kavuşmak
go to meet (one's) maker v. vefat etmek
meet your maker v. ölmek
meet your maker v. hakk'ın rahmetine kavuşmak
meet your maker v. allah'ına kavuşmak
gone to meet maker adj. ölü
gone to meet maker adj. ölmüş
gone to meet maker adj. hakkın rahmetine kavuşmuş
Trade/Economic
price maker n. aldığı ya da sattığı miktarı değiştirerek bir mal veya hizmetin fiyatını etkileyebilen kişi ya da firma
joint maker n. asıl borca müştereken sorumlu olan kişi
shoe maker n. ayakkabı imalatçısı
market maker n. belirli menkul değerleri
edge tool maker n. bıçakçı
hole maker n. delgeç
button maker n. düğmeci
lens maker n. gözlük imal eden
lens maker n. gözlükçü
lens maker n. gözlük satan
fiscal policy maker n. iktisat politikası yapıcı
decision maker n. karar verici
shoe maker n. kunduracı
ultimate decision maker n. nihai karar mercii
market maker n. pazar düzenleyicisi birimi
market maker n. piyasa düzenleyicisi
market maker n. piyasa derinliği
market maker n. piyasa yapıcı
market maker n. piyasa yapıcılığı
market maker n. piyasa yapıcı
cheese maker n. peynir üreticisi
market maker n. verdiği fiyatlardan satın almaya veya satmaya hazır olan pazar düzenleyicisi
loss maker n. zarar eden işyeri
loss maker n. zarara yol açan mal
Law
mischief maker n. bozguncu
trouble maker n. bozguncu
trouble maker n. fitneci
mischief maker n. fesatçı
trouble maker n. fesatçı
mischief maker n. fitneci
law maker n. kanun yapıcısı
law-maker n. kanun koyucu
law-maker n. yasa koyucu
law-maker n. yasa yapıcı
Politics
decision maker n. karar alıcı
rule maker n. kural koyucu
law maker n. meclis üyesi
Industry
glass maker n. cam imal eden kimse
Tourism
holiday maker n. tatilci
Technical
tool maker n. alet yapımcısı
auto maker n. araba yapımcısı
ice-maker n. buz yapıcı
pattern maker n. döküm kalıpçısı
coffee maker n. kahve makinası
snow maker n. kar makinesi
boiler maker n. kazan imalatçısı
foam maker n. köpük yapıcı
foam maker n. köpük üreteci
pattern maker n. modelci
Computer
index maker n. dizin oluşturucu
movie preview maker n. film ön izeme yapıcısı
movie preview maker n. film ön izleme yapıcısı
shortcut maker n. kısayol yapıcı
Textile
lace-maker n. dantel işleyen kimse
lace-maker n. dantel ören kimse
thread maker n. eğirici
velvet-maker n. hav işçisi
velvet-maker n. kadife dokumacısı
mould maker n. kalıpçı
cloth maker n. kumaş imalatçısı
bias binding maker n. verev biye yapma aleti
Construction
floor-maker n. döşemeci
patern-maker n. kalıpçı
parquet-maker n. parkeci
Automotive
car maker n. araba imalatçısı
auto maker n. araba imalatçısı
auto maker n. araba üreticisi
car maker n. araba üreticisi
auto maker n. otomobil üreticisi
car maker n. otomobil imalatçısı
car maker n. otomobil üreticisi
auto maker n. otomobil imalatçısı
Marine
wave maker n. dalga yapıcı
Medical
pace maker n. kalp cihazı
pace maker n. kalp pili
widow-maker n. sol koroner arterde genellikle kalp krizine neden olan tıkanıklık
widow-maker n. sol koroner arterin ölümcül tıkanıklığa neden olabilecek dalı
Food Engineering
ice maker n. buz yapıcı
wine maker n. şarap imalathanesi
wine maker n. şarap üretilen damıtma tesisi
Gastronomy
coffee maker n. ocakçı
yoghurt maker n. yoğurtçu
yoghurt maker n. yoğurt makinesi
espresso maker n. espresso makinesi
yogurt-maker n. yoğurt yapma makinesi
yogurt-maker n. yoğurt makinesi
coffee-maker n. kahve makinesi
Social Sciences
basket maker n. hasır sepetçiliği, kuru tarım ve çanak çömlek yapımı ile nitelenen çeşitli erken anasazi dönemlerine verilen ad
basket maker n. anasazi toplumuna mensup kimse
Linguistics
time maker n. zaman eki
History
bow-maker n. okçu
bow-maker n. yaycı
Basketball
play maker n. oyun kurucu
Art
chief wig maker n. başperukacı
props maker n. butafor
wigs maker n. perukacı
hat and flower maker n. şapka çiçekçi
Music
violin maker n. keman yapan kimse
ballad maker n. balad bestecisi
Theatre
prop-maker n. dekor tasarımcısı
Cinema
amateur film-maker n. amatör sinemacı
amateur movie maker n. amatör sinemacı
film maker n. sinema yapımcısı
film maker n. prodüktör
film-maker n. sinema veya televizyon filmleri çeken veya bu filmlerin yapımcılığını üstelenen kimse
Printery
booklet maker n. kitapçık hazırlama makinesi
booklet maker n. kitapçık hazırlayıcı
booklet maker n. kitapçık yapma makinesi
Ottoman Turkish
shoe maker and seller n. haffaf
shoe maker and seller n. kavaf
Archaic
maker [scotland] n. şair
Ornithology
mound maker n. iri ayaklıgiller familyasından olan kuşlara verilen ad
Entomology
slave-maker n. diğer kolonilere saldırıp kendine köle yapan karınca
slave-maker n. köle yapıcı karınca
Slang
money-maker n. kalça
money maker n. kalça
trouble maker n. mesele çıkaran kimse
mischief-maker n. mesele çıkaran kimse
trouble maker n. ortalığı karıştıran
mischief-maker n. ortalığı karıştıran
mischief-maker n. sorun çıkaran
trouble maker n. sorun çıkaran
trouble maker n. sorun yaratan tip
mischief-maker n. sorun yaratan tip
horn maker n. birinin birlikte kocasını boynuzladığı kimse