tespit - Türkisch Englisch Wörterbuch
Verlauf

tespit



Bedeutungen von dem Begriff "tespit" im Englisch Türkisch Wörterbuch : 22 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
General
tespit determination n.
tespit fastening n.
tespit fixing n.
tespit detection n.
tespit binding n.
tespit deliberation [obsolete] n.
tespit determining n.
tespit fixation n.
Colloquial
tespit catch n.
Trade/Economic
tespit fixing n.
tespit finding n.
Law
tespit proof n.
tespit fixation n.
tespit determination n.
tespit decretive adj.
Politics
tespit designation n.
Technical
tespit anchorage n.
tespit evaluation n.
tespit anchoring n.
tespit fixation n.
Automotive
tespit fixing n.
Psychology
tespit restraint n.

Bedeutungen, die der Begriff "tespit" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 500 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
Common Usage
kimliğini tespit etmek identify v.
yerini tespit etmek locate v.
General
hayvanların vücutlarını ölçerek büyüklüklerini tespit etme zoometry n.
hasar tespit damage assessment n.
tespit hükümler declaratory judgments n.
tespit etme establishment n.
tespit edici ilaç fixative n.
asgari ücret tespit komisyonu commission of fixing the minimum wages n.
tespit edilme establishment n.
tespit yayı locking spring n.
tespit noktası fixation point n.
hasar tespit komisyonu damage determination committee n.
menfi tespit negative clearance n.
tespit eden establisher n.
hizmet tespit davası action for fixing of period of service n.
tespit etme retaining n.
tespit edici retainer n.
tespit etme fastening n.
tespit edici fastener n.
delikli tespit çivisi holdfast n.
tespit köprüsü strap n.
tespit raporu identification report n.
tespit raporu detection report n.
tespit etme fixation n.
şartları tespit fix terms n.
hatalı tespit misdetection n.
yerini tespit etme localisation n.
yerini tespit etme localization n.
tehdit tespit sistemi threat-detection system n.
kesin tespit/hüküm definitive determination n.
yangın tespit köpeği arson dog n.
yangın tespit köpeği accelerant detection canine n.
shiatsu gibi alternatif tıp tedavileri sırasında tespit edilen yaşam enerjisinin akışındaki eksilme kyo n.
kesilecek veya kesilmiş olup kütük haline getirilecek ağaçlar ile mevcut kütükleri tespit eden ağaç kesicisi marker n.
küçük etkileri tespit eden cihaz microdetector n.
elektron mikroskopisi ile tespit edilen küçük morfolojik detay micromorphology n.
elektron mikroskopisi ile tespit edilen küçük morfolojik detayları inceleyen bilim dalı micromorphology n.
(yer) tespit etmeye yarayan şey locater n.
yer tespit edici locater n.
tespit edici detector n.
ölenleri araştırma, geri kazanma, kimliklerini tespit etme, tahliye etme veya geçici olarak muhafaza etme gibi hizmetler sunan program graves registration program n.
tespit eden şey router n.
(el ile muayenede olduğu gibi) kitle, sertlik tespit eden bir cihaz palpator n.
sıkça karşılaşılan canlı veya nesneleri tespit etmeye yarayan betimlemelerin bulunduğu resimli kitap field guide n.
enkaz altındaki insanları kokularını tespit ederek bulması için eğitilmiş yardımcı köpek search dog n.
tehlikeli durumları kendi kendine tespit etme self-policing n.
tespit amaçlı kullanılan şey signature n.
uzaktaki orman yangınlarının yerini tespit eden bir araç protractor n.
(gemi üzerinde) denize elverişlilik tespit muayenesi survey n.
tespit etmek (tarih/gün vb) appoint v.
tespit etmek set v.
(araştırarak) tespit etmek ascertain v.
ne olduğunu tespit etmek identify v.
kimin olduğunu tespit etmek identify v.
kim olduğunu tespit etmek identify v.
tespit edilmek be detected v.
tespit edilmek be located v.
tespit etmek establish v.
tespit etmek make firm v.
tespit etmek determine v.
hesap bakiyesini tespit etmek strike v.
tespit etmek contain v.
tespit etmek confirm v.
tespit olunmak determine v.
tespit etmek key v.
kimliği tespit edilmek be identified v.
değer tespit etmek make an appraisal v.
değer tespit etmek appraise v.
tespit etmek retain v.
tespit etmek fasten v.
tespit etmek fix v.
yerinde tespit etmek on-site monitoring v.
tespit etmek locate v.
tespit etmek ascertain v.
dispeçi tespit etmek draw up the statement of an average v.
gün tespit etmek fix a day v.
şartları tespit etmek stipulate terms v.
şartları tespit etmek fix the conditions v.
gün tespit etmek appoint a day v.
kimliğini tespit etmek determine the ID of v.
suçu tespit etmek detect the crime v.
tarihini tespit etmek determine the date of v.
gerçekleri tespit etmek establish the facts v.
tespit etmek identify v.
tespit etmek detect v.
tespit etmek record v.
yeniden tespit etmek reidentify v.
tespit etmek nail v.
tespit etmek tell v.
gerçek zamanlı ile karşılaştırıldığında kronometredeki zaman farkını tespit etmek rate a chronometer v.
bir sorun tespit etmek spot a problem v.
tespit etmek attain [obsolete] v.
kimliğini yanlış tespit etmek misidentify v.
(at veya koyunun) yaşını tespit etme gibi amaçlarla dişlerini incelemek mouth v.
özellikle av hayvanlarının yerini tespit etmek için araziyi optik cihazla taramak glass v.
tespit etmek decipher [obsolete] v.
tespit etmek deprehend [obsolete] v.
(bir şeyin) kokusunu tespit etmek olfact v.
tespit etmek develop [obsolete] v.
(sürüdeki) hasta hayvanları tespit edip ıskartaya ayırmak cull v.
doğal olmayan postürleri tespit etmek posture v.
sorunlu vücut postürlerini tespit etmek posture v.
tespit etmek discover v.
(doğru üzerinde veya uzantısında) birkaç noktayı tespit etmek divide v.
(su) su arama çubuğuyla tespit etmek divine v.
(dekorasyon veya tespit amaçlı) bayrak koymak flag v.
tutanakla tespit etmek protocol v.
gerçekliğini tespit etmek prove v.
altında yağın varlığını tespit etmek prove (up) v.
(yağ) varlığını tespit etmek prove (up) v.
(askeri teçhizat tahribatı üzerine) araştırma yaparak sorumluları tespit etmek survey v.
tespit etmek survey v.
yerini tespit etmek localize v.
tespit olunmuş ascertained adj.
tespit edilebilen establishable adj.
tespit edilemez undetectable adj.
tespit edilemez indeterminable adj.
tespit edilebilir detectable adj.
tespit edilmemiş unascertainable adj.
tespit edilmemiş undiscoverable adj.
bulunduğu durum tespit edilmemiş unlocated adj.
konumu tespit edilmemiş unoriented adj.
yönü tespit edilmemiş unoriented adj.
(yeri) tespit edilebilir locateable adj.
yer tespit eden locative adj.
tespit etmeye uygun detective adj.
tespit etmede kullanılan detective adj.
tespit edilemeyen indetectable adj.
tespit edilemeyen indetectible adj.
yeni giriş veya çıkış aygıtının eklendiğini tespit edip ona göre uygun kontrol yazılımını otomatik etkinleştirebilen plug and play adj.
katmanbilim ile tespit edilen stratigraphic adj.
katmanbilim ile tespit edilen stratigraphical adj.
tespit edilmemiş bir şekilde undiscoverably adv.
çıplak gözle tespit edilebilen meg- pref.
çıplak gözle tespit edilebilen mega- pref.
Phrasals
tespit etmek find out v.
tespit etmek pick out v.
birinden/bir şeyden bir şey tespit etmek discern something from someone or something v.
birinin/bir şeyin bir şey olduğunu tespit etmek recognize someone or something for something v.
koklayarak yerini tespit etmek sniff out v.
(birini/bir şeyi bir şey) olarak tespit etmek spot (someone or something) as (something) v.
birini bir şey olarak tespit etmek spot someone as something v.
(bitkibilimi veya biyolojide) ne olduğunu tespit etmek key out v.
tespit etmek pick up v.
(bir şeyin) boyutunu ölçerek tespit etmek measure up v.
'-den tespit etmek ascertain from v.
'-den tespit etmek ascertain from v.
birinden/bir şeyden tespit etmek ascertain something from someone or something v.
birinden/bir şeyden tespit etmek ascertain something from someone or something v.
(birinin/bir şeyin belli bir hızda gittiğini) tespit etmek clock (someone or something) at (a certain speed) v.
birinin/bir şeyin belli bir hızda gittiğini tespit etmek clock someone or something at something v.
belli bir hızda gittiğini tespit etmek clock at v.
(birini/bir şeyi bir şeylerin/bir grubun) içinden ayırt/tespit etmek pick (someone or something) out of (something) v.
(bir şey) olduğunu tespit etmek recognize for v.
(bir şeyin) olup olmadığını tespit etmek için test yapmak test for v.
(bir şeyin) olup olmadığını tespit etmek için test yapmak test for (something) v.
tespit etmek find out v.
Colloquial
(pazarlamada, ticarette) gelecek trendleri tespit eden kimse cool hunter n.
istenmeyen alım tekliflerini tespit edip önlemede şirketlere yardımcı olan işletme danışmanı shark watcher n.
suçlu tespit etmek make v.
(birinin) suçlu olduğunu tespit etmek make (one) v.
birini tespit etmek make someone v.
birinin kimliğini saptamak/tespit etmek make someone v.
birinin kim olduğunu ortaya çıkarmak/tespit etmek make someone v.
birinin kimliğini tespit etmek make someone v.
olarak tespit etmek spot as v.
haplotipleri tespit etmek phase v.
doğru bir şekilde tespit edilmiş nailed adj.
kimliği doğru bir şekilde tespit edilmiş/belirlenmiş nailed adj.
iyi tespit! good point! expr.
Idioms
genellikle girip çıkan arabaların plakalarını tespit etmek için şehri çevreleyen güvenlik kamerası sistemi ring of steel n.
yeni bir durum içerisinde konumunu tespit etmek find/get your bearings v.
(bir şeyde) bir hata tespit etmek poke a hole in (something) v.
(bir şeyde) bir kusur tespit etmek poke a hole in (something) v.
(bir şeyde) bir eksiklik tespit etmek poke a hole in (something) v.
(bir şeyde) bir çatlak tespit etmek poke a hole in (something) v.
(bir şeyde) bir aksaklık tespit etmek poke a hole in (something) v.
(birini/bir şeyi/bir hayvanı) yerini tespit etmek put one's hands on (someone, something, or an animal) v.
(birini/bir şeyi/bir hayvanı) yerini tespit etmek lay one's hands on (someone, something, or an animal) v.
(bir şeyi) tespit etmek get a fix on (something) v.
birinin/bir şeyin belli bir hızda gittiğini tespit etmek clock (someone or something) at speeds of (some amount) v.
belli bir hızda gittiğini tespit etmek clock someone at speeds of v.
(birini biri) olarak tespit etmek finger (one) as (someone) v.
(birinin biri) olduğunu saptamak/tespit etmek finger (one) as (someone) v.
(birini biri) olarak tespit etmek finger (one) as (someone) v.
olarak tespit etmek finger as v.
olduğunu saptamak/tespit etmek finger as v.
(birinin/bir hayvanın) yerini tespit etmek have (someone or an animal) cornered v.
tespit etmek have a fix v.
(bir şeyi) tespit etmek have a fix on (something) v.
-de bir hata tespit etmek poke a hole in v.
-de bir kusur tespit etmek poke a hole in v.
-de bir eksiklik tespit etmek poke a hole in v.
-in açığını bulmak/tespit etmek poke a hole in v.
-de bir aksaklık tespit etmek poke a hole in v.
(bir şeyde) bir hata tespit etmek poke a hole through (something) v.
(bir şeyde) bir kusur tespit etmek poke a hole through (something) v.
(bir şeyde) bir eksiklik tespit etmek poke a hole through (something) v.
(bir şeyin) açığını bulmak/tespit etmek poke a hole through (something) v.
(bir şeyde) bir aksaklık tespit etmek poke a hole through (something) v.
(bir şeyi) tam olarak tespit etmek/hatırlamak/anımsamak put (one's) finger on (something) v.
tam olarak tanımlamak/tespit etmek put your finger on v.
tam olarak tanımlamak/tespit etmek put your finger on something v.
uzun süre aradıktan sonra (birinin/bir şeyin) yerini bulmak/tespit etmek run (someone or something) to earth v.
(birinin/bir şeyin) yerini bulmak/tespit etmek run (someone or something) to ground v.
uzun süre aradıktan sonra birinin/bir şeyin yerini tespit etmek run somebody/something to earth v.
uzun süre aradıktan sonra birinin/bir şeyin yerini tespit etmek run somebody/something to ground v.
Trade/Economic
asgari ücret tespit komisyonu minimum wage determination commission n.
bir işin gerektirdiği nitelikleri tespit etme usulleri job evaluation systems n.
bir hisse senedini komisyon karşılığı önceden tespit edilen tarihte ve fiyattan satınalma hakkı call option n.
daha düşük bir fiyat tespit etme roll back n.
envanter tespit vesikası inventory certificate n.
fiyat tespit etme pricing n.
fiyat tespit yöntemi price determination method n.
gümrük kıymeti tespit kuralları customs valuation code n.
işletmelerde üretim esnasında meydana gelebilecek arızaların kullanımı kolay düzenekler yardımıyla önceden tespit edilerek yok edilmesini amaçlayan üretim sistemi poka-yoke n.
işletmenin değerini tespit etme appraisal of business n.
işçi ve işveren temsilcilerinin ücret hadlerini müştereken tespit etmeleri joint rate setting n.
kara para aklama sırasında tespit edilmeme amacıyla aklanan meblağı küçük hesaplara bölerek kaçırma smurfing n.
menkul kıymetin başlangıçtaki piyasa fiyatını tespit etme pegging n.
önceden tespit edilmiş maliyet scheduled cost n.
piyasaya hakim firma veya devlet tarafından tespit edilmiş fiyat computed price n.
piyasa fiyatını tespit etme pegging n.
satılan şey için tespit edilmiş minimum bedelin altındaki tekliflerin dikkate alınmadığı açık artırma satışı dumb bidding n.
resmi daireler tarafından özel olarak tespit edilen ücret miktarlan wage award n.
satışları geliştirmek amacıyla daha ucuz fiyatlar tespit ederek müşterileri cezbetme tekniği load factor pricing mechanism n.
tespit edilmiş gayri safi gelir adjusted gross income n.
tespit edilen oran stated rate n.
tespit edilen vade stated maturity n.
tespit olunmamış likidite durumu illiquid position n.
tespit limiti limit of detection n.
tespit limiti limit of determination n.
tespit edilmiş maliyet cost fixated n.
tespit esası adjusted basis n.
tespit edilmiş brüt gelir adjusted gross income n.
tespit sınırı limit of detection n.
tespit sınırı limit of determination n.
hukuken tespit edilmiş gayrimenkul rehin hakkı judgment lien n.
edilen nihai karı tespit etme imputation n.
(sigorta firmalarında) faturalarını ödemeden kaçanları tespit eden görevli skip tracer n.
kurumlar vergisinin matrahını tespit etmek assess the corporation tax v.
kurumlar vergisinin matrahını tespit etmek assess to corporation tax v.
vade hululünde tespit edilmiş tutarı ödemek agree to pay the stated sum at maturity v.
tespit edilmiş located adj.
tespit edilmiş fixed adj.
Law
cinayeti tespit edip cinayet zanlısını tespit etmemiş olan karar an open verdict n.
delil tespit davası declaratory lawsuit n.
geçici tespit ephemeral fixation n.
işçi ücretlerinin ve kaza halinde işçi veya yakınlarına ödenecek tazminatın miktarını tespit eden ve işçi sigortaları ve diğer işçi sorunlarını düzenleyen kanun workman's compensation act n.
kimliği tespit edilemeyen ceset parçaları unidentified body pieces n.
meblağı tespit edilmiş talep liquidated demand n.
müspet tespit davası positive declaratory action n.
menfi tespit kararı negative declaratory judgement n.
menfi tespit davası negative declaratory action n.
suçluları fiziksel özellikleriyle tespit etme sistemi bertillon system n.
tespit etme identification n.
tespit hükmü declaratory judgment n.
tespit davası declaratory judgment action n.
tespit davası declaratory action n.
tespit ihbarnamesi notice of determination n.
tespit hükmü declaratory ruling n.
tespit bildirimi notice of determination n.
tespit davası declaratory lawsuit n.
tespit kararı declaratory judgment n.
tespit edilmiş icra fixed perfonnance n.
tespit kararı declaratory ruling n.
çıplak gözle tespit edilemeyip ancak toz veya dumanla görünür hale gelen, kimlik tespiti için kullanılan parmak izi latent n.
sürücünün nefesinde alkol tespit ederse arabanın çalışmasını engelleyen bir cihaz ignition interlock n.
(miras için) alacaklı tespit etmek appoint v.
rakamla tespit edilen liquidated adj.
Politics
olay yeri tespit tutanağı incident scene investigation report n.
ön tespit sertifikası advance-fixing certificate n.
savunma bakanlığı'nın yasa dışı uyuşturucu üretimi, ticareti ve kullanımını tespit ve takip etmek ve bunları engellemek için kolluk kuvvetlerine sağladığı destek dod support to counterdrug operations n.
seçimle tespit edilen elective adj.
tespit edici declaratory adj.
Institutes
asgari ücret tespit komisyonu minimum wage determination commission n.
Insurance
hasar tespit görevlisi loss adjuster n.
sonradan tespit edilecek prim ile sigorta akdetmek premium to be arranged v.
Advertising
hedef kitlenin reklam alışkanlıklarını tespit eden araştırma yöntemi stickiness n.
Technical
radar ile tespit radiolocation n.
radar veya sonar sinyalinin tespit etmeye çalıştığı nesne target n.
gizli ve hassas bilgilere yetkisiz erişim sağlayan sızma yöntemlerini tespit ve etkisizleştirme amaçlı önlemler technical surveillance countermeasures n.
sesin geldiği yönü tespit etmeye yarayan bir cihaz topophone n.
akü kablosu tespit kıskacı battery cable clamp n.
aküplöman tespit tertibatı device operating the semi-trailer coupling-pin key n.
arka tespit çıtası backup strip n.
arka tespit tertibatı rear locking device n.
aks tespit mandalı axle latch n.
cıvata tespit takozu bolt fixing insert n.
conta tespit çıtası joint-fastening strip n.
conta bileziği tespit halkası threaded ring n.
dübel ile tespit etme dowelled joint n.
düz tespit pimi plain dowel n.
en düşük tespit edilebilir değer minimum detecteable value n.
elektromanyetik girişimlerin bastırılması için tespit edilmiş endüktörler fixed inductors for electromagnetic interference suppression n.
gaz tespit cihazı gas detection apparatus n.
havalandırma klepesi tespit parçası pin collar n.
iyon tespit tüpü metodu ion detection tube method n.
kablo tespit çengeli cable strap n.
kapak tespit plakası cover fixing plate n.
kablo ucu tespit pini toggle n.
kanepe tespit parçası body fixing plate n.
kapı tespit tertibatı door stop n.
kaportayı şasiye bağlayan tespit cıvataları body hold-down bolts n.
kelepçe tespit somunu clamp retaining nut n.
kızılötesi tespit infrared detection n.
maksimum sinyal basıncı tespit ağı hydraulic logic network n.
lastik tespit parçası rubber mounting n.
mantolama tespit dübeli insulating boards fixing anchor n.
motor tespit ayakları motor support n.
motor tespit kulağı engine mounting lug n.
motor tespit bloku skid n.
net durum değişkeninin en düşük tespit edilebilir değeri minimum detecteable value of the net state variable n.
ön tespit tertibatı front locking device n.
pencere tutamağı tespit tırnağı locking device n.
radyatör tespit cıvatası radiator hold-down bolt n.
silindirik tespit delikli uç insert with cylindrical fixing hole n.
sızıntı tespit sistemi leak detection system n.
sızıntı tespit cihazı leak detector n.
spektrometrik tespit spectrometric detection n.
su tespit birimi water detection unit n.
tespit parçası cramp iron n.
tespit plakası joint plate n.
tespit segmanı retainer ring n.
tespit pimi dowel n.
tespit pimli kılavuz yatağı hand brake guide rack n.
tespit vidası lock screw n.
tespit vidası stop screw n.
tespit elemanları retaining elements n.
tespit dayanağı stop bracket n.
tespit rondelası retaining washer n.
tespit tırnağı claw n.
tespit civatası connecting bolt n.
tespit cıvatası stay bolt n.
tespit pimi hand brake locating pin n.
tespit cıvatası anchor chain n.
tespit çubuğu anchor rod n.
tespit parçası shoulder n.
tespit delikleri fixing holes n.
tespit sınırı limit of detection n.
tespit yeteneği capability of detection n.
tespit pimleri dowels n.
tespit mandalı catch n.
tespit traversi removable cross-piece n.
tespit civatası lock screw n.
tespit kancası retaining catch n.
tespit yayı locking spring n.
tespit zinciri anchor chain n.
tespit çubuğu stay rod n.
tespit kolu locking lever n.
tespit makinesi fixation machine n.
tespit etme fastening n.
tespit elemanı stop member n.
tespit maddesi fixing agent n.
tespit bileziği retaining ring n.
tespit köşebendi mounting nut n.
tespit halkası hinge collar n.
tespit banyosu fixing bath n.
tespit vidası spacer screw n.
tespit halkası stop ring n.
tespit levhası lock plate n.
tespit kitlesi anchoring block n.
tespit burcu connection collar n.
tespit mandalı pawl n.
tespit flanşı connecting flange n.
tespit manşonu stop sleeve n.
tespit halkası retainer ring n.
tespit cıvatası anchor bolt n.
tespit levhası stay plate n.
tespit takozu fixing block n.
tespit tertibatı locating device n.
tespit edici holder n.
tespit cıvatası tie bolt n.
tespit cıvatası fixing bolt n.
tespit pini retainer n.
tespit vidası fastening screw n.
tespit parçası collet n.
tespit kancası hook bolt n.
tespit bileziği retainer ring n.
tespit çivisi guy pin n.
tespit plakası stop plate n.
tespit segmanı lock ring n.
tespit cıvatası spacer screw n.
tespit vidası clamping screw n.
tespit segmanı carabiner n.
tespit pini locating dowel n.
tespit cıvatası lock screw n.
tespit pini lock pin n.
tespit sacı fixing plate n.
tespit vidası setscrew n.
tespit pini anchor pin n.
tespit deliği fixing hole n.
tespit çemberi retaining ring n.
tespit etme retaining n.
tespit pimi lock pin n.
tespit pimleri dowel pins n.
tespit vidası anchor screw n.
tespit cıvatası mounting screw n.
tespit mandalı dog n.
tespit parçası stop n.
tespit pimi anchor pim n.
tespit malzemesi fastener n.
tespit bandı fastening band n.
tespit flanşı attach flange n.
tespit mandalı stop lug n.
tespit plakası lock plate n.
tespit malzemesi fastening n.
tespit banyosu fixing agent n.
toksik gazların tespit ve ölçümü detection and measurement of toxic gases n.
tespit civatası tie bolt n.
tespit sınırı altı below detection limit n.
tespit pimi anchor pin n.
tespit deliği olmayan (mekanik sıkmalı) uç insert without fixing hole n.
tespit pini guy pin n.
tespit yayı retaining spring n.
tespit pimi retaining pin n.
tespit etme fixation n.
tespit kovanı retaining bush n.
tespit plakası fixation plate n.
tespit çemberi lock ring n.
tespit maddesi fixative n.
tespit pimi stop pin n.
tespit segmanı retaining ring n.
tespit rondelası stop washer n.
tespit bileziği yuvası retaining ring seat n.
tespit noktası anchor n.
tespit segmanı karabiner n.
tespit köprüsü strap n.
tespit segmanı snap ring n.
ultrasonik hata tespit cihazı ultrasonic flaw detection equipment n.
üç tespit deliği olan üçgen üst plaka triangular top plate with three fixing holes n.
yağ keçesi tespit segmanı seal retainer n.
yaylı kilit dili tespit düğmesi latchkey n.
yatak tespit vidası bearing fixing screw n.
yüzey kusurlarının manyetik metotla tespit edilmesi detection of surface imperfections by magnetic method n.
tespit vidası anchor n.
yoğunluk ölçer vasıtasıyla sıvıların özgül ağırlığını tespit eden bilim dalı araeometry n.
yoğunluk ölçer vasıtasıyla sıvıların özgül ağırlığını tespit eden bilim dalı areometry n.
patlayıcı tespit sistemi eds n.
yıldızları gözlemleyerek bulunulan boylamı tespit etmede kullanılan bir araç megameter n.
çok küçük cisimlerin sıcaklık ve yayıcılığını tespit etmek için kullanılan bir cihaz micropyrometer n.
sıcaklık veya ışık gibi spesifik bir değişkene dair bilgi tespit etmeye yarayan minyatür bir elektronik cihaz microsensor n.
madenlerde veya evlerdeki gaz sızıntısını tespit eden bir aygıt gasoscope n.
açı ölçerek mesafe ve uzunlukları tespit etmeye yarayan portatif bir araç geometric square n.
tespit vidası hold-down screw n.
tespit cıvatası hold-down bolt n.
alet alt tespit vidası hold-down screw n.
elektrikli cihazlarla teçhiz edilmiş olup evdeki televizyonların osilatörlerini algılayabilen ve televizyon lisansı olmayan evlerin alıcılarının bulunup bulunmadığının tespit edilmesinde kullanılan araç detector van [uk] n.
teleskop ve prizmadan oluşup güneş'in öğlen çemberi ile kesişme zamanını tespit etmede kullanılan bir cihaz dipleidoscope n.
optik sistemlerin deniz tabanındaki mayın veya mayın benzeri objeleri tespit edip sınıflandırmada kullanılması optical minehunting n.
(kimyasal analizlerde ve tıbbi tanılarda) standart renklerle kıyaslayarak renkleri tespit eden araç comparator n.
gelen radyo sinyallerinin açısal yönlerini tespit etmek için kullanılan cihaz ve anten goniometer n.
manyetik tespit cihazı doodlebug n.
elektroskoptaki hafif yük artışını tespit eden alet doubler n.
pusula hatasını tespit eden alet pilot n.
iyonlaştırıcı parçacık geçişini tespit eden alet counter n.
gayger sayacı ile tespit edilebilen parçacık geiger n.
demir tespit cihazı sideroscope n.
(çözeltide yer alan iyon hareketlerine bağlı işleyen) elektronik bir tespit cihazı solion n.
çözelti iyonlarının hareketine bağlı olarak çalışan elektronik tespit ve yükseltme cihazı solion n.
bir ucu tespit edilmiş bir çubuğun diğer ucunun aşağı yukarı hareketi gibi hareket etmek vibrate v.
tespit etmek locate v.
tespit etmek fix v.
tespit etmek hold down v.
tespit etmek anchor v.
tespit etmek immobilise v.
tespit etmek locate v.
tespit etmek immobilize v.
dübele tespit edilmiş dowelled adj.
dübele tespit edilmiş doweled adj.
jeodezi ile tespit edilen geodetic adj.
kama ile tespit edilmiş keyed adj.
yoğunluk ölçer vasıtasıyla sıvıların özgül ağırlığını tespit eden bilim dalıyla ilgili araeometric adj.
yoğunluk ölçer vasıtasıyla sıvıların özgül ağırlığını tespit eden bilim dalıyla ilgili araeometrical adj.
Computer
saldırı tespit sistemi intrusion detection system n.
bilgisayar virüslerini tespit edip durdurmak için tasarlanmış yazılım programı vaccine n.
siber kimlik avcılarını tespit için tuzak olarak kullanılan internet sitesi veya gizli kod honeypot n.
bellek yuvasındaki bir veriyi başarılı bir şekilde tespit etme hit n.
hata tespit eden bilgisayardan alınan mesaj çıktısı diagnostic n.
gönderilen verilerin gönderim hızını veya gönderilen bilgisayarın aktifliğini tespit etmek için bir echo request paketi göndermek ping v.
(donanım parçasının) yerini test veya tespit etmek sense v.
Telecom
elektriksel arıza tespit cihazı electrical diagnostic instrument n.
hata tespit ve işleme error detection and handling n.
hata tespit kodu error-detecting code n.
modeme başarıyla bağlanabilen numaraları tespit eden program-otomotaik numara çeviricisi war dialer n.
rasgele erken tespit random early detection n.
Electric
elektrik dalgalarını tespit eden cihaz cymoscope n.
Mechanic
altlık tespit vidası anvil clamp screw n.
tespit bileziği retaining ring n.
tespit vidası set screw n.
tespit yeri joint n.
vidalı takım tespit sistemi screw clamp n.
Radio
radyo ve televizyon sinyalini kısa süreliğine tespit edilemez hale getirmek blank v.
(sinyalin) varlığını tespit etmek detect v.
Textile
otomatik termo tespit döner tambur cihazı automatic thermo detection rotating drum device n.
otomatik termo tespit levhası cihazı automatic thermo detection plate device n.
tespit maddesi fixative n.
termo tespit cihazı thermo detection device n.
tespit vidaları clamping screws n.
tespit makinesi fixation machine n.