Verlauf

not as as

Bedeutungen von dem Begriff "not as as" im Türkisch Englisch Wörterbuch : 1 Ergebniss(e)

	Kategorie	Englisch	Türkisch
General
1	General	not as as adv.	kadar değil

Bedeutungen, die der Begriff "not as as" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 182 Ergebniss(e)

	Kategorie	Englisch	Türkisch
General
1	General	mark so as not to forget v.	mim koymak
2	General	not end up as one had hoped v.	fos çıkmak
3	General	not as it seems v.	göründüğü gibi olmamak
4	General	not do as well as expected at the box office v.	gişede umduğunu bulamamak
5	General	not get enough love as a child v.	çocukken sevgiden yoksun büyümek
6	General	not get enough love as a child v.	çocukken yeterli sevgiyi almamak/görmemek
7	General	not as young as one used to be v.	eskisi gibi genç olmamak
8	General	not do as well as expected at the box office v.	gişede beklediğini bulamamak
9	General	not listed as permanent adj.	kadrosuz
10	General	as like as not adv.	belki de
11	General	as soon as not adv.	daha çok istekle
12	General	as often as not adv.	sık sık
13	General	as often as not adv.	sıkça
14	General	as likely as not adv.	belki de
Phrases
15	Phrases	be as much as (one) could do (not) (to do something) v.	kendini zor tutmak
16	Phrases	be as much as somebody can/could do (not) to do something v.	elinden geldiğince dayanmak
17	Phrases	be as much as (one) could do (not) (to do something) v.	elinden geldiğince kendini tutmak/dayanmak
18	Phrases	be as much as somebody can/could do (not) to do something v.	elinden geleni yapmak
19	Phrases	be as much as somebody can/could do (not) to do something v.	bir şeyi zar zor/güç bela yapmak
20	Phrases	not so much (something) as (something else) adv.	(bir şey) olmaktan çok (başka bir şey)
21	Phrases	not so much something as something adv.	(bir şey) olmaktan çok (başka bir şey)
22	Phrases	not so much (something) as (something else) adv.	(bir şey) olduğu kadar/olmasının yanı sıra (başka bir şey) de
23	Phrases	not so much something as something adv.	(bir şey) olduğu kadar/olmasının yanı sıra (başka bir şey) de
24	Phrases	not so much (something) as (something else) adv.	(bir şey) olmasını geçtim (başka bir şey) de
25	Phrases	not so much something as something adv.	(bir şey) olmasını geçtim (başka bir şey) de
26	Phrases	not so much as something/as doing something expr.	kurallara dikkat etmeden
27	Phrases	not so much as something/as doing something expr.	bile demeden/yapmadan
28	Phrases	as likely as not expr.	büyük ihtimalle
29	Phrases	as likely as not expr.	büyük bir ihtimalle
30	Phrases	as likely as not expr.	büyük bir olasılıkla
31	Phrases	do as he says not as he does expr.	dediğini yap, yaptığını yapma
32	Phrases	it's not as if expr.	değil ki
33	Phrases	not as yet expr.	daha değil
34	Phrases	things may not go as planned expr.	her şey planlandığı gibi gitmeyebilir
35	Phrases	not as yet expr.	henüz değil
36	Phrases	things may not go as planned expr.	evdeki hesap çarşıya uymaz
37	Phrases	things may not go as planned expr.	işler planlandığı gibi gitmeyebilir
38	Phrases	as if that were not enough expr.	yetmezmiş gibi
39	Phrases	as if that were not enough expr.	dahası
40	Phrases	as if that were not enough expr.	üstüne üstlük
41	Phrases	as if that were not enough expr.	bir de üstüne
42	Phrases	as if that were not enough expr.	bununla da kalmayıp
43	Phrases	as if that were not enough expr.	üstelik
44	Phrases	as if that were not enough expr.	her şeyin ötesinde
45	Phrases	as if that were not enough expr.	dahası
46	Phrases	not half as (something) (as someone or something) expr.	(bir konuda) yanından/yakınından bile geçemez
47	Phrases	not half as (something) (as someone or something) expr.	(biriyle/bir şeyle) nitelik, özellik açısından ilgisi yok
48	Phrases	not half as (something) (as someone or something) expr.	(biriyle/bir şeyle) nitelik, özellik açısından alakası yok
Proverb
49	Proverb	there's none so blind as those who will not see	hiç kimse görmek istemeyen kadar kör değildir
50	Proverb	there's none so deaf as those who will not hear	hiç kimse duymak istemeyen biri kadar sağır olamaz
51	Proverb	there's none so deaf as those who will not hear	hiç kimse duymak istemeyenler kadar sağır değildir
52	Proverb	devil is not so black as he is painted	kimse söylendiği kadar kötü değildir
53	Proverb	there's none so deaf as those that will not hear	hiç kimse duymak istemeyen biri kadar sağır olamaz
54	Proverb	there's none so deaf as those that will not hear	hiç kimse duymak istemeyenler kadar sağır değildir
Colloquial
55	Colloquial	not so much as (do something) v.	(bir şeyi) kibarca yapmamak
56	Colloquial	not so much as (do something) v.	(bir şeyi) normal bir şekilde yapmamak
57	Colloquial	not so much as (do something) v.	(bir şeyi) beklenen şekilde yapmamak
58	Colloquial	not so much as (do something) v.	(bir şeyi) birinden beklenen şekilde yapmamak
59	Colloquial	not so much as (do something) v.	(bir şeyi) olması gerektiği gibi yapmamak
60	Colloquial	not so much as (do something) v.	birinde suçladığı (bir şeyi) kendisi de yapmamak
61	Colloquial	be not so much (something) as (something else) v.	(bir şey) olmaktan çok (başka bir şey) olmak
62	Colloquial	be not so much (something) as (something else) v.	(bir şey) olduğu kadar/olmasının yanı sıra (başka bir şey) de olmak
63	Colloquial	be not so much (something) as (something else) v.	(bir şeyden) çok (başka bir şey) olmak
64	Colloquial	be not so much something as something v.	bir şey olmaktan çok başka bir şey olmak
65	Colloquial	be not so much something as something v.	bir şey olduğu kadar/olmasının yanı sıra başka bir şey de olmak
66	Colloquial	be not so much something as something v.	bir şeyden çok bir şey olmak
67	Colloquial	as much as somebody can/could do (not) to do something v.	bir şeyi yapmak/yapmamak için elinden geleni yapmak
68	Colloquial	as much as somebody can/could do (not) to do something v.	bir şeyi yapmak/yapmamak için elinden geldiğince uğraşmak
69	Colloquial	as likely as not expr.	büyük ihtimalle
70	Colloquial	as likely as not expr.	büyük olasılıkla
71	Colloquial	as likely as not expr.	yüksek ihtimalle
72	Colloquial	as likely as not expr.	büyük bir olasılıkla
73	Colloquial	not as (something) as all that expr.	o kadar da (bir şey) değil
74	Colloquial	it's not as if/as though expr.	durum öyle değil
75	Colloquial	it's not as if/as though expr.	doğrusu o değil
76	Colloquial	it's not as if/as though expr.	… olmuş gibi değil
77	Colloquial	likely as not expr.	belki de
78	Colloquial	likely as not expr.	büyük ihtimalle
79	Colloquial	likely as not expr.	büyük bir olasılıkla
80	Colloquial	likely as not expr.	büyük bir ihtimalle
81	Colloquial	likely as not expr.	yüksek ihtimalle
82	Colloquial	likely as not expr.	büyük olasılıkla
83	Colloquial	often as not expr.	sık sık
84	Colloquial	often as not expr.	çoğu kez
85	Colloquial	often as not expr.	çoğunlukla
86	Colloquial	often as not expr.	çoğu zaman
87	Colloquial	often as not expr.	çoğu kere
88	Colloquial	often as not expr.	çoğu defa
Idioms
89	Idioms	be (not) as black as (someone or something) is painted v.	söylendiği/anlatıldığı/düşünüldüğü/adının çıktığı kadar kötü olmak (olmamak)
90	Idioms	be not as (something) as all that v.	söylendiği/denildiği kadar (bir şey) olmamak
91	Idioms	be not half as (something) (as someone or something) v.	yarısı kadar bile (bir şey) olmamak
92	Idioms	not in the same street (as someone or something) [ukı] v.	aynı kulvarda/sınıfta olmamak
93	Idioms	not so much as (do something) v.	kurallara dikkat etmeden bir şeyi yapmak
94	Idioms	be not as (something) as all that v.	o kadar da (bir şey) olmamak
95	Idioms	be not half as (something) (as someone or something) v.	hiç de (bir şey) olmamak
96	Idioms	not so much as (do something) v.	sandığı/düşündüğü kadar çok yapmamak
97	Idioms	as much as (one) could do (not) (to do something) v.	(bir şeyi yapmak ya da yapmamak) için elinden geleni yapmak
98	Idioms	as much as (one) could do (not) (to do something) v.	(bir şey yapmamak) için kendini zor tutmak
99	Idioms	as much as (one) could do (not) (to do something) v.	(bir şeyi) zaten zar zor (yapmak)
100	Idioms	as much as (one) could do (not) (to do something) v.	(bir şeyi) zaten güç bela (yapmak)
101	Idioms	as much as (one) could do (not) (to do something) v.	(bir şey yapmak ya da yapmamak için) her yolu denemek
102	Idioms	not trust (someone) as far as (one) can throw (them) v.	(birine) hayatta güvenmemek
103	Idioms	not trust (someone) as far as (one) can throw (them) v.	(birine) asla güvenmemek
104	Idioms	not trust (someone) as far as (one) can throw (them) v.	(birine) zerre kadar güvenmemek
105	Idioms	not trust someone as far as one can throw him/her v.	birine hayatta güvenmemek
106	Idioms	not trust someone as far as one can throw him/her v.	birine asla güvenmemek
107	Idioms	not trust someone as far as one can throw him/her v.	birine zerre kadar güvenmemek
108	Idioms	not trust someone as far as you can throw them v.	birine hayatta güvenmemek
109	Idioms	not trust someone as far as you can throw them v.	birine asla güvenmemek
110	Idioms	not trust someone as far as you can throw them v.	birine zerre kadar güvenmemek
111	Idioms	not trust someone as far as you could throw them v.	birine hayatta güvenmemek
112	Idioms	not trust someone as far as you could throw them v.	birine asla güvenmemek
113	Idioms	not trust someone as far as you could throw them v.	birine zerre kadar güvenmemek
114	Idioms	as if that were not enough expr.	sanki bu yetmezmiş gibi
115	Idioms	as if that were not enough expr.	bir de
116	Idioms	as if that were not enough expr.	üstelik bir de
117	Idioms	as if that were not enough expr.	üzerine tüy diker gibi
118	Idioms	as if that were not enough expr.	üstüne üstlük
119	Idioms	as much as (one) could do (not) (to do something) expr.	elinden geleni yapma
120	Idioms	as much as (one) could do (not) (to do something) expr.	kendini zor tutma
121	Idioms	as much as (one) could do (not) (to do something) expr.	kendini tutmaya çalışma
122	Idioms	as much as (one) could do (not) (to do something) expr.	kendisiyle mücadele etme
123	Idioms	as much as (one) could do (not) (to do something) expr.	gücünün yettiği/yapabildiği kadar yapmaya/yapmamaya çalışma
124	Idioms	as much as (one) could do (not) (to do something) expr.	olabildiğince yapmaya/yapmamaya çalışma
125	Idioms	as much as (one) could do (not) (to do something) expr.	mümkün olduğunca yapmaya/yapmamaya çalışma
126	Idioms	devil is not so black as he is painted expr.	hiç kimse anlatıldığı kadar kötü değildir
127	Idioms	not as green as one is cabbage looking expr.	göründüğü kadar acemi değil
128	Idioms	not as green as one is cabbage looking expr.	göründüğü kadar çaylak değil
129	Idioms	not as green as one is cabbage looking expr.	göründüğü kadar toy değil
130	Idioms	not as green as one is cabbage looking expr.	göründüğü kadar deneyimsiz değil
131	Idioms	not in so/as many words expr.	açıkça
132	Idioms	not in so/as many words expr.	açık bir şekilde
133	Idioms	not in so/as many words expr.	harfi harfine
134	Idioms	not in so/as many words expr.	kelimesi kelimesine/üstü kapalı bir şekilde
135	Idioms	not in so/as many words expr.	açık olmayan bir şekilde
136	Idioms	not in so/as many words expr.	dolaylı olarak
137	Idioms	(as) often as not expr.	çoğu durumda
138	Idioms	(as) often as not expr.	çoğu zaman
139	Idioms	(as) often as not expr.	genelde
140	Idioms	(as) often as not expr.	genellikle
141	Idioms	(as) often as not expr.	bazen
142	Idioms	(one) is not as green as (one) is cabbage-looking expr.	(biri) göründüğü kadar deneyimsiz değil
143	Idioms	(one) is not as green as (one) is cabbage-looking expr.	(biri) göründüğü kadar toy değil
144	Idioms	(one) is not as green as (one) is cabbage-looking expr.	(biri) göründüğü kadar çaylak değil
145	Idioms	(one) is not as green as (one) is cabbage-looking expr.	(biri) göründüğü kadar acemi değil
146	Idioms	(one) is not as green as (one) is cabbage-looking expr.	(biri) göründüğü kadar saf değil
147	Idioms	(one) is not as green as (one) is cabbage-looking expr.	(biri) göründüğünden daha akıllı
148	Idioms	it is not as black as it is painted expr.	söylendiği kadar kötü değil
149	Idioms	it is not as black as it is painted expr.	anlatıldığı kadar kötü değil
150	Idioms	I'm not as green as I am cabbage-looking expr.	göründüğüm kadar deneyimsiz değilim
151	Idioms	I'm not as green as I am cabbage-looking expr.	göründüğüm kadar çaylak değilim
152	Idioms	I'm not as green as I am cabbage-looking expr.	göründüğüm kadar acemi değilim
153	Idioms	I'm not as green as I am cabbage-looking expr.	göründüğüm kadar toy değilim
154	Idioms	like as not expr.	belki
155	Idioms	like as not expr.	büyük bir olasılıkla
156	Idioms	like as not expr.	yüksek ihtimalle
157	Idioms	like as not expr.	büyük ihtimalle
158	Idioms	not as black as (one) is painted expr.	(biri) anlatıldığı kadar kötü değil
159	Idioms	not as black as (one) is painted expr.	(biri) söylendiği kadar kötü değil
160	Idioms	not as black as (one) is painted expr.	(biri) düşünüldüğü kadar kötü değil
161	Idioms	not as black as (one) is painted expr.	anlatıldığı kadar kötü (biri) değil
162	Idioms	not as black as (one) is painted expr.	söylendiği kadar kötü (biri) değil
163	Idioms	not as black as (one) is painted expr.	düşünüldüğü kadar kötü (biri) değil
164	Idioms	not as black as you are painted expr.	anlatıldığı kadar kötü biri değil
165	Idioms	not as black as you are painted expr.	söylendiği kadar kötü biri değil
166	Idioms	not as black as you are painted expr.	düşünüldüğü kadar kötü biri değil
167	Idioms	not half as good as somebody/something expr.	birinin/bir şeyin yarısı kadar bile iyi değil
168	Idioms	not half as good as somebody/something expr.	iyilik konusunda birinin/bir şeyin yanından/yakınından bile geçemez
169	Idioms	not in the same league as (someone or something) expr.	(biri/bir şey) kadar iyi değil
170	Idioms	not in the same league as (someone or something) expr.	(biriyle/bir şeyle) aynı seviyede/düzeyde/kulvarda değil
171	Idioms	not in the same league as (someone or something) expr.	(biriyle/bir şeyle) aynı kalitede/sınıfta değil
172	Idioms	not in the same league as (someone or something) expr.	(biriyle/bir şeyle) bir değil
173	Idioms	not in the same league as (someone or something) expr.	(birinin/bir şeyin) dengi değil
Speaking
174	Speaking	not as young as one used to be expr.	artık yaşlı
175	Speaking	it might not be as bad as you think expr.	bu düşündüğün kadar kötü olmayabilir
176	Speaking	do as I say not as I do expr.	dediğimi yap yaptığımı yapma
177	Speaking	not as young as one used to be expr.	eskisi kadar genç değil
178	Speaking	I would as soon go as not expr.	gitsem de olur gitmesem de
179	Speaking	it's not as bad as it looks expr.	göründüğü kadar kötü değil
180	Speaking	it's not as good as people said expr.	söylendiği kadar iyi değil
181	Speaking	it's not as easy as it seems expr.	göründüğü kadar kolay değil
Law
182	Law	person not qualified as expert expr.	bilirkişi olamayan kimse