|
Kategorie |
Englisch |
Türkisch |
|
| Common Usage |
|
| 1 |
Common Usage |
stop over v.
|
konaklamak |
|
We stopped over in Los Angeles for two nights on the way to New Zealand.
Yeni Zelanda'ya giderken Los Angeles'ta iki gece konakladık.
More Sentences
|
| 2 |
Common Usage |
stop over v.
|
mola vermek |
|
Tom stopped over in Boston for three days on his way to Australia.
Tom Avustralya'ya giderken üç gün için Boston'da mola verdi.
More Sentences
|
| 3 |
Common Usage |
mist over v.
|
buğulanmak |
|
The sky misted over.
Gökyüzü buğulandı.
More Sentences
|
| 4 |
Common Usage |
take over v.
|
devralmak |
|
I agree that President Musharraf took over in a coup.
Başkan Müşerref'in görevi bir darbe ile devraldığına katılıyorum.
More Sentences
|
| 5 |
Common Usage |
get over v.
|
atlatmak |
|
I'm still trying to get over the shock.
Hala şoku atlatmaya çalışıyorum.
More Sentences
|
| 6 |
Common Usage |
climb over v.
|
aşmak |
|
I dreamed I saw a great wave climbing over green lands and above the hills.
Rüyamda büyük bir dalganın yemyeşil topraklara ve tepelerin üzerinden aştığını gördüm.
More Sentences
|
| 7 |
Common Usage |
over prep.
|
üzerinden |
|
We jumped over the stream instead of wading through it.
Dereden geçmek yerine üzerinden atladık.
More Sentences
|
| 8 |
Common Usage |
over prep.
|
üstüne |
|
What should I put on over my sweater?
Kazağımın üstüne ne giyeyim?
More Sentences
|
| 9 |
Common Usage |
over prep.
|
üzerine |
|
We cannot ride roughshod over them as we did in 2001.
2001'de yaptığımız gibi onların üzerine kabaca gidemeyiz.
More Sentences
|
| 10 |
Common Usage |
over prep.
|
fazla |
|
The Directorate General for the Budget trained over 1 000 members of staff last year.
Bütçe Genel Müdürlüğü geçen yıl 1 000'den fazla personele eğitim vermiştir.
More Sentences
|
| 11 |
Common Usage |
over adj.
|
bitmiş |
|
But we must not forget that, though it represents a huge step forward, in some sectors the work is not over.
Ancak unutmamalıyız ki, bu ileriye doğru atılmış büyük bir adım olsa da, bazı sektörlerde iş henüz bitmemiştir.
More Sentences
|
| 12 |
Common Usage |
over prep.
|
aşkın |
|
Parliament, the Council and the Commission have been discussing this issue for well over 15 years.
Parlamento, Konsey ve Komisyon bu konuyu 15 yılı aşkın bir süredir tartışmaktadır.
More Sentences
|
|
|
| 13 |
Common Usage |
passing over n.
|
aşma |
|
| 14 |
Common Usage |
pass over v.
|
aşırmak |
|
| 15 |
Common Usage |
pass over v.
|
aşmak |
|
| 16 |
Common Usage |
cast a spell over v.
|
büyü yapmak |
|
| General |
|
| 17 |
General |
change over n.
|
değişiklik |
|
This happened when the change over happened.
Bu, değişim gerçekleştiğinde oldu.
More Sentences
|
| 18 |
General |
run over n.
|
çiğneme |
|
The old woman was nearly run over.
Yaşlı kadın neredeyse çiğneniyordu.
More Sentences
|
| 19 |
General |
take-over n.
|
devralma |
|
We should like this to be done in a non-Anglo-Saxon manner, as I indicated in connection with the Take-over Directive.
Devralma Direktifi ile bağlantılı olarak belirttiğim gibi bunun Anglo-Sakson olmayan bir şekilde yapılmasını isteriz.
More Sentences
|
| 20 |
General |
over-population n.
|
aşırı nüfus |
|
The most severe problem at present is that of over-population.
Günümüzün en ciddi problemi aşırı nüfustur.
More Sentences
|
| 21 |
General |
over-use n.
|
aşırı kullanım |
|
We have however been aware of a potentially harmful consequence of the over-use of antibiotics since the 1950s.
Ancak 1950'lerden bu yana antibiyotiklerin aşırı kullanımının potansiyel olarak zararlı sonuçlarının farkındayız.
More Sentences
|
| 22 |
General |
over the border n.
|
sınırın ötesi |
|
Over the border in Afghanistan, I have seen no water projects at all on the ground.
Afganistan sınırının ötesinde, sahada hiçbir su projesi görmedim.
More Sentences
|
| 23 |
General |
pull over v.
|
kenara çekmek |
|
I said I'd better pull over and check out the engine.
Kenara çekip motoru kontrol etsem iyi olur dedim.
More Sentences
|
| 24 |
General |
roll over v.
|
yuvarlanmak |
|
Tom rolled over in his sleep.
Tom uykusunda yuvarlandı.
More Sentences
|
| 25 |
General |
topple over v.
|
devrilmek |
|
The giraffe cannot swim because its centre of gravity is so high that it would topple over.
Zürafa yüzemez çünkü ağırlık merkezi o kadar yüksektir ki devrilir.
More Sentences
|
| 26 |
General |
watch over v.
|
kollamak |
|
Dan will always be watching over me.
Dan her zaman beni kolluyor olacak.
More Sentences
|
| 27 |
General |
talk over v.
|
üstünde konuşmak |
|
I admit he's smart, but does he have to talk over everyone's heads all the time?
Zeki olduğunu kabul ediyorum, ama her zaman herkesin kafasının üstünde konuşmak zorunda mı?
More Sentences
|
| 28 |
General |
turn over v.
|
devrilmek |
|
The table is askew, it's likely going to turn over soon.
Masa yamuk, muhtemelen yakında devrilecek.
More Sentences
|
| 29 |
General |
get over v.
|
başa çıkmak |
|
Tom can't get over Mary.
Tom Mary ile başa çıkamıyor.
More Sentences
|
| 30 |
General |
go over v.
|
gözden geçirmek |
|
We should, however, go over a number of points of assessment with each other.
Bununla birlikte birbirimizle bazı değerlendirme noktalarını gözden geçirmeliyiz.
More Sentences
|
| 31 |
General |
be over v.
|
bitmek |
|
It must also be crystal clear to all parties concerned that it will really be over after 2006.
Ayrıca ilgili tüm taraflar için 2006'dan sonra bu işin gerçekten biteceği çok açık olmalıdır.
More Sentences
|
| 32 |
General |
pass over v.
|
es geçmek |
|
The rapporteur has, in my view, written a good report, but has at times passed over these wise lessons.
Bana göre raportör iyi bir rapor yazmış, ancak zaman zaman bu bilgece dersleri es geçmiştir.
More Sentences
|
|
|
| 33 |
General |
hand over v.
|
devretmek |
|
In this area we are not saying that we want to hand over total control to Europe but we need binding legislation.
Bu alanda kontrolü tamamen Avrupa'ya devretmek istediğimizi söylemiyoruz ancak bağlayıcı bir mevzuata ihtiyacımız var.
More Sentences
|
| 34 |
General |
get over v.
|
kurtulmak |
|
Tom never really got over it.
Tom bu olayın etkisinden hiç kurtulamadı.
More Sentences
|
| 35 |
General |
be over v.
|
sona ermek |
|
The Battle of North Africa was over.
Kuzey Afrika Savaşı sona ermişti.
More Sentences
|
| 36 |
General |
run over v.
|
gözden geçirmek |
|
There are two reasons for this development, and it is useful to run over them once more.
Bu gelişmenin iki nedeni var ve bunları bir kez daha gözden geçirmekte fayda var.
More Sentences
|
| 37 |
General |
jump over v.
|
üstünden atlamak |
|
Only the knight can jump over other pieces.
Sadece at diğer taşların üzerinden atlayabilir.
More Sentences
|
| 38 |
General |
knock over v.
|
devirmek |
|
I knocked over that lamp.
O lambayı devirdim.
More Sentences
|
| 39 |
General |
pass over v.
|
üzerinden geçmek |
|
A wave of Islamophobia is passing over Europe at present.
Bir İslamofobi dalgası şu anda Avrupa'nın üzerinden geçiyor.
More Sentences
|
| 40 |
General |
fork over v.
|
ödemek |
|
In the end, I had to fork over $500 for that antique radio.
Sonunda o antik radyo için 500 dolardan fazla ödemek zorunda kaldım.
More Sentences
|
| 41 |
General |
take over v.
|
üstlenmek |
|
This committee should take over responsibility for the full range of tasks relating to herbal medicinal products.
Bu komite, bitkisel tıbbi ürünlerle ilgili tüm görevlerin sorumluluğunu üstlenmelidir.
More Sentences
|
| 42 |
General |
bend over v.
|
eğilmek |
|
Bending over or moving into other positions may also cause sharp chest pain.
Eğilmek veya başka pozisyonlara geçmek de keskin göğüs ağrısına neden olabilir.
More Sentences
|
| 43 |
General |
get over v.
|
inanmak (şaşırtıcı bir olaya) |
|
I still can't get over the fact that you got fired!
Hâlâ kovulduğuna inanamıyorum!
More Sentences
|
| 44 |
General |
get over v.
|
üstesinden gelmek |
|
He claims that he's gotten over all his failures.
Tüm başarısızlıklarının üstesinden geldiğini iddia ediyor.
More Sentences
|
| 45 |
General |
cross over v.
|
üzerinden geçmek |
|
They crossed over the bridge.
Köprünün üzerinden geçtiler.
More Sentences
|
| 46 |
General |
cross over v.
|
karşıya geçmek |
|
There is a way to cross over.
Karşıya geçmenin bir yolu var.
More Sentences
|
| 47 |
General |
glance over v.
|
göz atmak |
|
He glanced over the newspaper before turning in.
Yatmadan önce gazeteye göz attı.
More Sentences
|
| 48 |
General |
pass over v.
|
geçmek |
|
I passed over the dark street.
Karanlık sokaktan geçtim.
More Sentences
|
| 49 |
General |
pore over v.
|
incelemek |
|
Sami pored over the documents.
Sami belgeleri inceledi.
More Sentences
|
| 50 |
General |
boil over v.
|
taşmak |
|
The milk boiled over.
Süt taştı.
More Sentences
|
| 51 |
General |
stop over v.
|
bir müddet kalmak |
|
Can I stop over in Chicago?
Chicago'da bir müddet kalabilir miyim?
More Sentences
|
| 52 |
General |
carry over v.
|
devam etmek |
|
This engine is expected to carry over.
Bu motorun devam etmesi bekleniyor.
More Sentences
|
| 53 |
General |
come over v.
|
ziyaret etmek |
|
When did you first come over to Japan?
Japonya'yı ilk ne zaman ziyaret ettiniz?
More Sentences
|
| 54 |
General |
be left over v.
|
kalmak |
|
I drank the milk that was left over from breakfast.
Kahvaltıdan kalan sütü içtim.
More Sentences
|
| 55 |
General |
look over v.
|
gözden geçirmek |
|
Tom looked over the file.
Tom dosyayı gözden geçirdi.
More Sentences
|
| 56 |
General |
be over v.
|
geçmek |
|
Tom's gross income last year was over thirty thousand dollars.
Tom'un geçen yılki brüt geliri otuz bin doların üzerindeydi.
More Sentences
|
| 57 |
General |
take over v.
|
yönetimi ele geçirmek |
|
The general took over in a coup.
General bir darbeyle yönetimi ele geçirdi.
More Sentences
|
| 58 |
General |
turn over v.
|
teslim etmek |
|
Khaled was captured and turned over to British authorities.
Halid yakalandı ve İngiliz yetkililere teslim edildi.
More Sentences
|
| 59 |
General |
fall over v.
|
devrilmek |
|
The tree fell over in the typhoon.
Ağaç tayfunda devrildi.
More Sentences
|
| 60 |
General |
come over v.
|
uğramak |
|
A man came over and asked if I was OK.
Bir adam uğradı ve iyi olup olmadığımı sordu.
More Sentences
|
| 61 |
General |
tip over v.
|
devrilmek |
|
The lorry tipped over.
Kamyon devrildi.
More Sentences
|
| 62 |
General |
look over v.
|
şöyle bir bakmak |
|
Everyone looked over at them.
Herkes onlara şöyle bir baktı.
More Sentences
|
| 63 |
General |
look over v.
|
incelemek |
|
The teacher is busy looking over the examination papers.
Öğretmen sınav kağıtlarını incelemekle meşgul.
More Sentences
|
| 64 |
General |
watch over v.
|
korumak |
|
Protecting, watching over this state continues to be the duty of all of us.
Bu devleti korumak, kollamak hepimizin görevi olmaya devam ediyor.
More Sentences
|
| 65 |
General |
come over v.
|
olmak |
|
I can come over to help, but not this Monday night.
Yardım etmek için gelebilirim ama bu pazartesi gecesi olmaz.
More Sentences
|
| 66 |
General |
flip over v.
|
döndürmek |
|
Tom flipped over the card and saw that it was the ace of spades.
Tom kartı döndürdü ve onun maça ası olduğunu gördü.
More Sentences
|
| 67 |
General |
blow over v.
|
geçmek |
|
Farming has taken a blow over the past year in the United Kingdom, and sheep farming, of course, is no exception.
Birleşik Krallık'ta çiftçilik geçtiğimiz yıl darbe aldı ve elbette koyun yetiştiriciliği de bir istisna değil.
More Sentences
|
| 68 |
General |
knock over v.
|
çarpmak |
|
He was knocked over by the car.
Araba ona çarptı.
More Sentences
|
| 69 |
General |
taken over v.
|
devralmak |
|
This decision will set the exact date on which the operation is taken over.
Bu karar operasyonun devralınacağı kesin tarihi belirleyecektir.
More Sentences
|
| 70 |
General |
skip over v.
|
atlamak (konu vb) |
|
Don't skip over any details.
Hiçbir detayı atlamayın.
More Sentences
|
| 71 |
General |
heal over v.
|
iyileşmek |
|
Most can not hurt and will heal over time.
Çoğu zarar veremez ve zamanla iyileşir.
More Sentences
|
| 72 |
General |
get over v.
|
unutmak (bir üzüntüyü) |
|
The best way to get over someone is to find someone new.
Birini unutmanın en iyi yolu yeni birini bulmaktır.
More Sentences
|
|
|
| 73 |
General |
read over v.
|
tekrar okumak |
|
There is not any one book I read over and over again.
Tekrar tekrar okuduğum bir kitap yok.
More Sentences
|
| 74 |
General |
go over v.
|
geçmek |
|
We must go over to a policy of appointments based on the criteria of qualifications, merit and ability.
Nitelik, liyakat ve yetenek kriterlerine dayalı bir atama politikasına geçmeliyiz.
More Sentences
|
| 75 |
General |
get over v.
|
atlatmak |
|
Tell me again, I can't get over it!
Tekrar söyle, atlatamıyorum!
More Sentences
|
| 76 |
General |
quarrel over not giving pass n.
|
yol vermedin kavgası |
|
| 77 |
General |
stew over n.
|
güveç |
|
| 78 |
General |
over employment n.
|
aşırı istihdam |
|
| 79 |
General |
handing over n.
|
teslim |
|
| 80 |
General |
the world over n.
|
bütün dünyada |
|
| 81 |
General |
passing over n.
|
aşırma |
|
| 82 |
General |
bubbling over n.
|
taşma |
|
| 83 |
General |
paper over the cracks n.
|
uyuşmazlığı gidermek |
|
| 84 |
General |
turning over n.
|
devir |
|
| 85 |
General |
scattered all over n.
|
deli kızın çeyisi gibi |
|
| 86 |
General |
over the counter drug n.
|
reçetesiz ilaç |
|
| 87 |
General |
hand over hand n.
|
tutuna tutuna tırmanma |
|
| 88 |
General |
handing over n.
|
teslim etme |
|
| 89 |
General |
stew over n.
|
buğulama |
|
| 90 |
General |
over excavation n.
|
fazla kazı |
|
| 91 |
General |
over work n.
|
fazla çalışma |
|
| 92 |
General |
stew over n.
|
yahni |
|
| 93 |
General |
quarrel over giving or not giving pass n.
|
yol verdin yol vermedin kavgası |
|
| 94 |
General |
well over n.
|
taşma |
|
| 95 |
General |
spreading over n.
|
istila |
|
| 96 |
General |
a roof over one's head n.
|
başını sokacak bir yer |
|
| 97 |
General |
over exploitation n.
|
aşırı sömürü |
|
| 98 |
General |
the world over n.
|
her yerde |
|
| 99 |
General |
dominion over the earth n.
|
dünya egemenliği |
|
| 100 |
General |
over exuberance n.
|
aşırı taşkınlık |
|
| 101 |
General |
taking over n.
|
devralma |
|
| 102 |
General |
opportunity to start over n.
|
temiz bir sayfa |
|
| 103 |
General |
opportunity to start over n.
|
yeni bir başlangıç |
|
| 104 |
General |
territory over which authority is exercised n.
|
yetki alanı |
|
| 105 |
General |
territory over which authority is exercised n.
|
yetki sınırları |
|
| 106 |
General |
mind over matter n.
|
irade gücünü kullanarak güçlükleri kontrol edebilme |
|
| 107 |
General |
mind over matter n.
|
sorunların üstesinden gelmek için iradesini kullanma |
|
| 108 |
General |
a roof over one's head n.
|
başını sokacak bir dam |
|
| 109 |
General |
going-over n.
|
azarlama |
|
| 110 |
General |
change-over switch n.
|
komütatör |
|
| 111 |
General |
going-over n.
|
paylama |
|
| 112 |
General |
change-over n.
|
değişiklik |
|
| 113 |
General |
change-over n.
|
değişme |
|
| 114 |
General |
going-over n.
|
azar |
|
| 115 |
General |
change-over n.
|
değiştirme |
|
| 116 |
General |
over-capacity n.
|
fazla kapasite |
|
| 117 |
General |
over-reliance n.
|
aşırı bağımlılık |
|
| 118 |
General |
take-over n.
|
devir |
|
| 119 |
General |
over-weight n.
|
aşırı kilo |
|
| 120 |
General |
over-cooling n.
|
aşırı soğuma |
|
| 121 |
General |
over-the-counter markets n.
|
tezgah üstü hisse senedi piyasaları |
|
| 122 |
General |
over-fatigue n.
|
bitkinlik |
|
| 123 |
General |
extra over price n.
|
fiyat farkı |
|
| 124 |
General |
range over a wide field n.
|
geniş alana yayılma |
|
| 125 |
General |
build-up over years n.
|
yılların birikimi |
|
| 126 |
General |
over-lavishness n.
|
abartılı müsriflik |
|
| 127 |
General |
over-lavishness n.
|
aşırı savurganlık |
|
| 128 |
General |
over-lavishness n.
|
aşırı müsriflik |
|
| 129 |
General |
tussling over n.
|
cebelleşme |
|
| 130 |
General |
a brawl over a woman n.
|
kadın için edilen kavga |
|
| 131 |
General |
tussling over n.
|
boğuşma |
|
| 132 |
General |
advantages over one thing to another n.
|
bir şeyin diğerine karşı avantajları |
|
| 133 |
General |
over-monitoring n.
|
aşırı denetim |
|
| 134 |
General |
over-monitoring n.
|
aşırı izleme |
|
| 135 |
General |
over-monitoring n.
|
aşırı kontrol |
|
| 136 |
General |
damage over time n.
|
zamanla oluşan hasar |
|
| 137 |
General |
over-arousal n.
|
aşırı uyarılma |
|
| 138 |
General |
up-and-over-door n.
|
(garaj/depo için) yukarı açılır-kapanır kapı |
|
| 139 |
General |
leaning over n.
|
abanma |
|
| 140 |
General |
spill-over n.
|
taşmış şey |
|
| 141 |
General |
spill-over n.
|
dağılma |
|
| 142 |
General |
experiences gained/acquired over time n.
|
zaman içinde elde edilen tecrübeler |
|
| 143 |
General |
over-punctuation n.
|
aşırı noktalama |
|
| 144 |
General |
over-density n.
|
aşırı yoğunluk |
|
| 145 |
General |
comb-over n.
|
tepedeki kelin yandan uzatılan saçlarla örtülmesi |
|
| 146 |
General |
efficiency over style n.
|
stil yerine verimlilik |
|
| 147 |
General |
take-over zone n.
|
bayrak yarışında batonun el değiştirildiği alan |
|
| 148 |
General |
carry-over n.
|
bir durumdan öğrenilen becerinin ona benzer başka bir durumda kullanılması |
|
| 149 |
General |
over-prudence n.
|
aşırı ihtiyatlılık |
|
| 150 |
General |
look-over n.
|
hızlıca yapılan inceleme |
|
| 151 |
General |
look-over n.
|
üstünkörü teftiş |
|
| 152 |
General |
going-over n.
|
dikkatli inceleme |
|
| 153 |
General |
going-over n.
|
bakım |
|
| 154 |
General |
going-over n.
|
dikkatli denetim |
|
| 155 |
General |
going-over n.
|
dayak |
|
| 156 |
General |
once-over n.
|
şiddetli dayak |
|
| 157 |
General |
once-over n.
|
kısa süreli fakat kapsamlı çalışma |
|
| 158 |
General |
over-crowding n.
|
aşırı kalabalık |
|
| 159 |
General |
over-crowding n.
|
aşırı kalabalıklaşma |
|
| 160 |
General |
over-crowding n.
|
aşırı yoğunluk |
|
| 161 |
General |
over-garment n.
|
üst giyecek |
|
| 162 |
General |
over-garment n.
|
üst giysi |
|
| 163 |
General |
over-under n.
|
bahis dağılımı |
|
| 164 |
General |
over-use n.
|
tüketme |
|
| 165 |
General |
over-use n.
|
sömürü |
|
| 166 |
General |
over-under n.
|
bahis tahmini |
|
| 167 |
General |
come-over n.
|
(man adası'na) yerleşmek üzere britanya'dan gelmiş kimse |
|
| 168 |
General |
come-over n.
|
(man adası'na) britanya'dan gelmiş yerleşimci |
|
| 169 |
General |
do-over n.
|
genel bakım |
|
| 170 |
General |
do-over n.
|
tepeden tırnağa bakım |
|
| 171 |
General |
poring over n.
|
dikkatli okuma |
|
| 172 |
General |
poring over n.
|
ezber okuması |
|
| 173 |
General |
over n.
|
kerestecilerin giydiği kalın botlar |
|
| 174 |
General |
over [uk] n.
|
kağıt topunda baskı hatalarına karşı fazladan sayfalar |
|
| 175 |
General |
over n.
|
ilave |
|
| 176 |
General |
over n.
|
hedefin ötesini vuran atış |
|
| 177 |
General |
over n.
|
ek |
|
| 178 |
General |
over n.
|
öğütme işleminde elekten geçmeyen malzeme |
|
| 179 |
General |
over n.
|
fazlalık |
|
| 180 |
General |
over the border n.
|
sınır çizgisinin ötesi |
|
| 181 |
General |
quantity over quality n.
|
nitelikten ziyade nicelik |
|
| 182 |
General |
pick over v.
|
satılık malları karıştırarak incelemek |
|
| 183 |
General |
cry over spilled milk v.
|
geçmişte yapılan hataları unutamamak |
|
| 184 |
General |
take over v.
|
yönetimi ele almak |
|
| 185 |
General |
go over v.
|
muayene etmek |
|
| 186 |
General |
slop over v.
|
dökülmek |
|
| 187 |
General |
cant over v.
|
eğilmek |
|
| 188 |
General |
make somebody drool at the mouth over something v.
|
ağzını sulandırmak |
|
| 189 |
General |
go over v.
|
girmek (bir grubu bırakarak başka bir gruba) |
|
| 190 |
General |
freeze over v.
|
üstü buz tutmak |
|
| 191 |
General |
give over v.
|
durdurmak |
|
| 192 |
General |
whip over v.
|
şiddetle esmek (rüzgar) |
|
| 193 |
General |
cast a damp over v.
|
aksatmak |
|
| 194 |
General |
rake over v.
|
tırmıklamak |
|
| 195 |
General |
pass over v.
|
öbür tarafa geçmek |
|
| 196 |
General |
bowl someone over v.
|
birini yere devirmek |
|
| 197 |
General |
toil over v.
|
ıkına sıkına çalışmak |
|
| 198 |
General |
throw cold water over v.
|
hevesini kırmaya çalışmak |
|
| 199 |
General |
take something over v.
|
devralmak |
|
| 200 |
General |
run over v.
|
göçermek |
|
| 201 |
General |
fuss over v.
|
üstüne titremek |
|
| 202 |
General |
walk over somebody v.
|
ezip geçmek |
|
| 203 |
General |
lord it over somebody v.
|
ağalanmak |
|
| 204 |
General |
see over v.
|
gözden geçirmek |
|
| 205 |
General |
bowl over v.
|
şaşırtmak |
|
| 206 |
General |
trifle over v.
|
ile oynamak |
|
| 207 |
General |
think something over v.
|
iyice düşünmek |
|
| 208 |
General |
turn over in one's mind v.
|
düşünüp taşınmak |
|
| 209 |
General |
knock over v.
|
ezmek |
|
| 210 |
General |
fret over v.
|
dokuz doğurmak |
|
| 211 |
General |
brood over something v.
|
kara kara düşünmek |
|
| 212 |
General |
enthuse over v.
|
çok övmek |
|
| 213 |
General |
switch over v.
|
kanal değiştirmek |
|
| 214 |
General |
tyrannize over v.
|
baskı yapmak (birisine) |
|
| 215 |
General |
blanch over v.
|
mazur göstermek |
|
| 216 |
General |
hover over v.
|
kalmak |
|
| 217 |
General |
give over v.
|
kendini adamak |
|
| 218 |
General |
rejoice over v.
|
sevinçten uçmak |
|
| 219 |
General |
fall over v.
|
yıkılmak |
|
| 220 |
General |
laugh over v.
|
katıla katıla gülmek |
|
| 221 |
General |
lay over v.
|
sonraya bırakmak |
|
| 222 |
General |
have control over v.
|
etkisi olmak |
|
| 223 |
General |
rejoice over v.
|
çok sevinmek |
|
| 224 |
General |
mull something over v.
|
bir şeyi iyice düşünmek |
|
| 225 |
General |
be over v.
|
miyadını doldurmak |
|
| 226 |
General |
sign over v.
|
kendi imzasıyla bir şeyi başkasına devretmek |
|
| 227 |
General |
throw cold water over (an idea/a plan) v.
|
pişmiş aşa su katmak |
|
| 228 |
General |
spring over v.
|
bir sıçrayışta (bir şeyin) üstünden geçmek |
|
| 229 |
General |
brood over something v.
|
arpacı kumrusu gibi düşünmek |
|
| 230 |
General |
turn over v.
|
düşünüp taşınmak |
|
| 231 |
General |
smooth over v.
|
sürmek (bir şeyi bir yere) |
|
| 232 |
General |
crow over v.
|
çok sevinmek |
|
| 233 |
General |
do over v.
|
tekrar yapmak |
|
| 234 |
General |
turn over in one's grave v.
|
kemikleri sızlamak |
|
| 235 |
General |
be turned over v.
|
aktarılmak |
|
| 236 |
General |
get something over v.
|
bir şeyi bitirmek |
|
| 237 |
General |
become hysterical over v.
|
bir şey karşısında çılgına dönmek |
|
| 238 |
General |
be over the moon v.
|
sevinçten uçmak |
|
| 239 |
General |
topple over v.
|
tekerlenmek |
|
| 240 |
General |
make pass over v.
|
aşırtmak |
|
| 241 |
General |
read over v.
|
baştan başa okumak |
|
| 242 |
General |
walk over v.
|
kötü davranmak |
|
| 243 |
General |
blow over v.
|
sorunsuz atlatmak |
|
| 244 |
General |
turn over a new leaf v.
|
yeni bir hayata başlamak |
|
| 245 |
General |
turn over v.
|
boca etmek |
|
| 246 |
General |
spread over v.
|
sarmak |
|
| 247 |
General |
make merry over v.
|
eğlenmek |
|
| 248 |
General |
go over something with a fine comb v.
|
ince eleyip sık dokumak |
|
| 249 |
General |
tip over v.
|
kapaklanmak |
|
| 250 |
General |
exert one's influence over v.
|
araya adam sokmak |
|
| 251 |
General |
bridge over v.
|
yardımcı olmak |
|
| 252 |
General |
gloss over v.
|
örtbas etmek |
|
| 253 |
General |
go over v.
|
tekrarlamak |
|
| 254 |
General |
gain an advantage over v.
|
-e karşı avantaj elde etmek |
|
| 255 |
General |
cheer over v.
|
sevgi gösterilerinde bulunmak |
|
| 256 |
General |
take over v.
|
kendine mâl etmek |
|
| 257 |
General |
get hysterical over v.
|
bir şey karşısında çılgına dönmek |
|
| 258 |
General |
give over v.
|
çekilmek |
|
| 259 |
General |
pull someone over v.
|
birini yolun kenarına çekmek (polis arabayı sürmekte olan) |
|
| 260 |
General |
make a fuss over v.
|
üzerine titremek |
|
| 261 |
General |
be left over v.
|
artakalmak |
|
| 262 |
General |
talk something over v.
|
söyleşmek |
|
| 263 |
General |
be over someone v.
|
birinin amiri olmak |
|
| 264 |
General |
make merry over v.
|
dalga geçmek |
|
| 265 |
General |
hang over v.
|
eğilmek |
|
| 266 |
General |
stand over v.
|
uzatmak |
|
| 267 |
General |
go over v.
|
kontrol etmek |
|
| 268 |
General |
tide over v.
|
yardım etmek |
|
| 269 |
General |
put something over to v.
|
başka bir tarihe ertelemek |
|
| 270 |
General |
fawn over v.
|
dalkavukluk etmek |
|
| 271 |
General |
put over v.
|
kandırmak |
|
| 272 |
General |
get something over with v.
|
bir şeyi bitirmek |
|
| 273 |
General |
cross over v.
|
karşıdan karşıya geçmek |
|
| 274 |
General |
win out over v.
|
sonuçta galip çıkmak |
|
| 275 |
General |
make merry over v.
|
alay etmek |
|
| 276 |
General |
throw cold water over v.
|
tenkit etmek |
|
| 277 |
General |
arch over v.
|
üzerinde kemer gibi uzanmak |
|
| 278 |
General |
put something over v.
|
bir şeyi etkili bir şekilde açıklamak/söylemek |
|
| 279 |
General |
pass over v.
|
aşmak |
|
| 280 |
General |
get over v.
|
taşmak |
|
| 281 |
General |
pull the wool over somebody's eyes v.
|
dalgaya getirmek |
|
| 282 |
General |
gloss over v.
|
doğru göstermek (bir yanlışı/doğru olmayan bir şeyi) |
|
| 283 |
General |
get over v.
|
üstünden geçmek |
|
| 284 |
General |
come over v.
|
yön değiştirmek |
|
| 285 |
General |
fly over v.
|
üzerinden geçmek |
|
| 286 |
General |
bring over v.
|
karşıya geçirmek |
|
| 287 |
General |
boil over v.
|
taşmak (kaynarken) |
|
| 288 |
General |
be left over v.
|
elde kalmak |
|
| 289 |
General |
turn somebody over to somebody v.
|
teslim etmek |
|
| 290 |
General |
gloat over v.
|
şeytanca zevk almak |
|
| 291 |
General |
hand over v.
|
yüklemek |
|
| 292 |
General |
rack one's brains over v.
|
kafa patlatmak |
|
| 293 |
General |
be over v.
|
sonlanmak |
|
| 294 |
General |
ride rough over v.
|
kötü davranmak |
|
| 295 |
General |
gloss over v.
|
makul göstermek (bir yanlışı/doğru olmayan bir şeyi) |
|
| 296 |
General |
hold over v.
|
uzamak |
|
| 297 |
General |
lord it over v.
|
küçük görmek |
|
| 298 |
General |
lay over v.
|
kaplamak |
|
| 299 |
General |
make over v.
|
devretmek |
|
| 300 |
General |
blow over v.
|
unutulmak |
|
| 301 |
General |
stride over v.
|
bir adımda (birşeyin) üstünden geçmek |
|
| 302 |
General |
walk over somebody v.
|
katlamak |
|
| 303 |
General |
talk something over v.
|
görüşmek |
|
| 304 |
General |
spread over v.
|
sermek |
|
| 305 |
General |
go over to v.
|
uzanmak |
|
| 306 |
General |
mull over v.
|
düşünüp taşınmak |
|
| 307 |
General |
go over v.
|
tekrar açıklamak |
|
| 308 |
General |
be over the hump v.
|
işin en zor tarafını atlatmış olmak |
|
| 309 |
General |
go over something v.
|
incelemek |
|
| 310 |
General |
rejoice over v.
|
dünyalar onun olmak |
|
| 311 |
General |
put something over to v.
|
bir şeyi başka bir tarihe ertelemek |
|
| 312 |
General |
ruminate over v.
|
üzerinde derin derin düşünmek |
|
| 313 |
General |
fall over oneself v.
|
kendini çok istekli göstermek |
|
| 314 |
General |
smooth over v.
|
düzlemek |
|
| 315 |
General |
pass over (a matter) with a joke v.
|
espriye vurmak |
|
| 316 |
General |
preponderate over v.
|
baskın çıkmak |
|
| 317 |
General |
tip over v.
|
devirmek |
|
| 318 |
General |
fuss over v.
|
üzerine titremek |
|
| 319 |
General |
cheer over v.
|
sevinç gösterisinde bulunmak |
|
| 320 |
General |
lie over v.
|
sarkmak |
|
| 321 |
General |
put over v.
|
demir atmak |
|
| 322 |
General |
boil over v.
|
köpürmek |
|
| 323 |
General |
put over v.
|
yutturmak |
|
| 324 |
General |
change over from v.
|
bir uygulamadan başka bir uygulamaya geçmek |
|
| 325 |
General |
think over v.
|
tekrar düşünmek |
|
| 326 |
General |
cloud over v.
|
bulanmak |
|
| 327 |
General |
rake someone over the coals v.
|
birini şiddetle azarlamak |
|
| 328 |
General |
take someone over v.
|
birini tekeline almak |
|
| 329 |
General |
remain over v.
|
baki kalmak |
|
| 330 |
General |
have authority over v.
|
hükmü geçmek |
|
| 331 |
General |
boil over v.
|
kudurmak |
|
| 332 |
General |
turn over v.
|
zihninde evirip çevirmek |
|
| 333 |
General |
pick over v.
|
ayıklamak |
|
| 334 |
General |
pull over v.
|
çekmek |
|
| 335 |
General |
tilt over v.
|
yana yatmak |
|
| 336 |
General |
gain control over v.
|
kontrolü ele almak |
|
| 337 |
General |
hand over v.
|
eline vermek |
|
| 338 |
General |
look over v.
|
yoklamak |
|
| 339 |
General |
go over v.
|
tekrar anlatmak |
|
| 340 |
General |
jump over v.
|
yüksekten atlamak |
|
| 341 |
General |
change over to v.
|
bir uygulamadan başka bir uygulamaya geçmek |
|
| 342 |
General |
hold sway over v.
|
hakim olmak |
|
| 343 |
General |
ice over v.
|
buz tutmak |
|
| 344 |
General |
spill over v.
|
dökülmek |
|
| 345 |
General |
spill over into v.
|
kadar yayılmak (bir yere) |
|
| 346 |
General |
well over v.
|
taşmak |
|
| 347 |
General |
chew over v.
|
bahsetmek |
|
| 348 |
General |
go over something with a fine tooth comb v.
|
ince eleyip sık dokumak |
|
| 349 |
General |
pass over v.
|
görmemek |
|
| 350 |
General |
crust over v.
|
kabuklanmak |
|
| 351 |
General |
be over v.
|
kalmamak |
|
| 352 |
General |
pull someone over v.
|
birini kendine doğru çekerek yere yıkmak |
|
| 353 |
General |
lean over v.
|
abanmak |
|
| 354 |
General |
get over v.
|
iyi olmak |
|
| 355 |
General |
pass over v.
|
aldırmamak |
|
| 356 |
General |
have control over v.
|
egemen olmak |
|
| 357 |
General |
sleep over v.
|
gecelemek |
|
| 358 |
General |
bowl over v.
|
ağzı bir karış açık kalmak |
|
| 359 |
General |
be over v.
|
bitmek (kalmamak) |
|
| 360 |
General |
pass over v.
|
göz yummak |
|
| 361 |
General |
voice over v.
|
sözünü geçirmek |
|
| 362 |
General |
be left over v.
|
artmak |
|
| 363 |
General |
bubble over v.
|
coşmak |
|
| 364 |
General |
take over v.
|
yüklenmek |
|
| 365 |
General |
put it over on v.
|
aldatmak |
|
| 366 |
General |
win someone over v.
|
birini ikna ederek desteğini sağlamak |
|
| 367 |
General |
take over v.
|
devralmak (nöbeti) |
|
| 368 |
General |
mull something over v.
|
bir şeyi düşünüp taşınmak |
|
| 369 |
General |
tyrannize over v.
|
zulmetmek |
|
| 370 |
General |
tumble down over v.
|
takla atmak |
|
| 371 |
General |
blow over v.
|
sona ermek |
|
| 372 |
General |
tower over v.
|
sivrilmek |
|
| 373 |
General |
pore over v.
|
dalmak |
|
| 374 |
General |
bowl someone over v.
|
birini yere yıkmak |
|
| 375 |
General |
brim over v.
|
taşmak (su vb) |
|
| 376 |
General |
have no roof over one's head v.
|
başını sokacak bir yeri olmamak |
|
| 377 |
General |
pass the sponge over v.
|
unutmak |
|
| 378 |
General |
rake someone over the coals v.
|
birini haşlamak |
|
| 379 |
General |
tide over v.
|
atlatmak |
|
| 380 |
General |
cloud over v.
|
bulutla kaplamak |
|
| 381 |
General |
spill over with v.
|
dolu olmak |
|
| 382 |
General |
fawn over v.
|
yaltaklanmak |
|
| 383 |
General |
lord it over someone v.
|
birine amir gibi davranmak |
|
| 384 |
General |
put the helm hard over v.
|
alabanda etmek |
|
| 385 |
General |
throw over v.
|
vazgeçmek |
|
| 386 |
General |
gloat over v.
|
şeytanca bir zevk duymak |
|
| 387 |
General |
turn over v.
|
alıp satmak (mal) |
|
| 388 |
General |
screw over v.
|
ihanet etmek |
|
| 389 |
General |
get over the difficulties v.
|
güçlüklerin üstesinden gelmek |
|
| 390 |
General |
run over v.
|
tekrarlamak |
|
| 391 |
General |
ice over v.
|
buzlanmak |
|
| 392 |
General |
talk over v.
|
bahsetmek |
|
| 393 |
General |
glance over v.
|
göz gezdirmek |
|
| 394 |
General |
tyrannize over the society v.
|
topluma baskı yapmak |
|
| 395 |
General |
puzzle over v.
|
çok düşünmek |
|
| 396 |
General |
get over an illness v.
|
iyileşmek |
|
| 397 |
General |
turn over a new leaf v.
|
yeniden başlamak |
|
| 398 |
General |
swap over v.
|
yerini değiştirmek |
|
| 399 |
General |
be over v.
|
tamam olmak |
|
| 400 |
General |
drop over v.
|
ziyaret etmek |
|
| 401 |
General |
pass the sponge over something v.
|
sünger çekmek |
|
| 402 |
General |
bring over v.
|
razı etmek |
|
| 403 |
General |
work over v.
|
değişiklik yapmak |
|
| 404 |
General |
drop over v.
|
istendiği zaman ziyaret etmek |
|
| 405 |
General |
run over v.
|
çiğnemek |
|
| 406 |
General |
skin over v.
|
kabuk bağlamak |
|
| 407 |
General |
tilt something over v.
|
bir şeyi yan yatırarak devirmek |
|
| 408 |
General |
give over v.
|
kesmek |
|
| 409 |
General |
turn over and over v.
|
evirip çevirmek |
|
| 410 |
General |
turn over v.
|
havale etmek |
|
| 411 |
General |
bend over backwards v.
|
aşırı önlem almak |
|
| 412 |
General |
pull something over v.
|
bir şeyi yaklaştırmak |
|
| 413 |
General |
watch over v.
|
özen göstermek |
|
| 414 |
General |
think over v.
|
düşünüp taşınmak |
|
| 415 |
General |
rap somebody over the knuckles v.
|
haddini bildirmek |
|
| 416 |
General |
bend over backwards v.
|
aşırı çaba sarfetmek |
|
| 417 |
General |
throw over v.
|
bırakmak |
|
| 418 |
General |
pore over v.
|
konsantre olmak |
|
| 419 |
General |
slobber over v.
|
abartmak |
|
| 420 |
General |
go over v.
|
tekrar gözden geçirmek |
|
| 421 |
General |
pass over v.
|
yararlanmak |
|
| 422 |
General |
turn over v.
|
devirmek |
|
| 423 |
General |
brood over v.
|
gütmek |
|
| 424 |
General |
preponderate over v.
|
üstün olmak |
|
| 425 |
General |
say over v.
|
tekrar etmek |
|
| 426 |
General |
announce someone over a loudspeaker v.
|
hoparlörle birini anons etmek |
|
| 427 |
General |
lord over v.
|
birine tepeden bakmak |
|
| 428 |
General |
blow over v.
|
dinmek (fırtına) |
|
| 429 |
General |
tower over v.
|
üstünden yükselmek |
|
| 430 |
General |
over estimate v.
|
gözünde büyütmek |
|
| 431 |
General |
win over v.
|
dostluğunu kazanmak |
|
| 432 |
General |
hold over v.
|
ertelemek |
|
| 433 |
General |
hold a thing over someone v.
|
birini bir şey ile durmadan tehdit etmek |
|
| 434 |
General |
enthuse over v.
|
hayranlık duymak |
|
| 435 |
General |
hang over v.
|
devam etmek |
|
| 436 |
General |
rhapsodize over something v.
|
öve öve bitirememek |
|
| 437 |
General |
turn over v.
|
altüst olmak |
|
| 438 |
General |
rap somebody over the knuckles v.
|
ağır eleştirmek |
|
| 439 |
General |
skim over v.
|
göz gezdirmek |
|
| 440 |
General |
bowl over v.
|
vurup devirmek |
|
| 441 |
General |
be over one's head v.
|
boyunu aşmak (su) |
|
| 442 |
General |
slide over v.
|
ustalıkla atlatmak (bir meseleyi) |
|
| 443 |
General |
bowl somebody over v.
|
hayrete düşürmek |
|
| 444 |
General |
bend over v.
|
diğer tarafa yaslanmak |
|
| 445 |
General |
turn over a new leaf v.
|
hayatını daha iyi bir yola koymak |
|
| 446 |
General |
whip over v.
|
bir koşu gitmek |
|
| 447 |
General |
ask over v.
|
eve davet etmek |
|
| 448 |
General |
take over for someone v.
|
birinin yerine bakmak |
|
| 449 |
General |
give over v.
|
vazgeçmek |
|
| 450 |
General |
rap somebody over the knuckles v.
|
azarlamak |
|
| 451 |
General |
check over v.
|
incelemek |
|
| 452 |
General |
get over v.
|
savmak |
|
| 453 |
General |
topple over v.
|
yıkılmak |
|
| 454 |
General |
trample over v.
|
ayakla ezmek |
|
| 455 |
General |
make something over to v.
|
bir şeyi birinin üstüne yapmak |
|
| 456 |
General |
win someone over v.
|
birini ikna ederek kendi tarafına çekmek |
|
| 457 |
General |
smooth over v.
|
düzeltmek |
|
| 458 |
General |
talk over v.
|
hakkında konuşmak |
|
| 459 |
General |
tick over v.
|
rölantide çalışmak |
|
| 460 |
General |
gloat over v.
|
zevkle seyretmek (birinin başarısızlığını) |
|
| 461 |
General |
be spread over v.
|
serilmek |
|
| 462 |
General |
ride rough over v.
|
hakkını çiğnemek |
|
| 463 |
General |
become hysterical over v.
|
sinirleri boşanmak |
|
| 464 |
General |
throw cold water over v.
|
pişmiş aşa su katmak |
|
| 465 |
General |
pull over v.
|
arabayı yolun kenarına çekmek |
|
| 466 |
General |
fuss over somebody v.
|
gözünün içine bakmak |
|
| 467 |
General |
go over v.
|
ince eleyip sık dokumak |
|
| 468 |
General |
slaver over v.
|
büyük bir zevkle okumak |
|
| 469 |
General |
hang over v.
|
sürmek |
|
| 470 |
General |
hold over v.
|
uzatmak |
|
| 471 |
General |
take over the management v.
|
yönetimi devralmak |
|
| 472 |
General |
puzzle over v.
|
çözmeye çalışmak |
|
| 473 |
General |
stand over somebody v.
|
başına dikilmek |
|
| 474 |
General |
knock over v.
|
yıkmak |
|
| 475 |
General |
cry over spilt milk v.
|
boşuna üzülmek |
|
| 476 |
General |
say over and over again v.
|
tekrar tekrar söylemek |
|
| 477 |
General |
get hysterical over v.
|
sinirleri boşanmak |
|
| 478 |
General |
go over big v.
|
üstesinden gelmek |
|
| 479 |
General |
puzzle over v.
|
kafa patlatmak |
|
| 480 |
General |
throw over v.
|
terketmek |
|
| 481 |
General |
change over v.
|
bir uygulamadan başka bir uygulamaya geçmek |
|
| 482 |
General |
bring over v.
|
ikna etmek |
|
| 483 |
General |
go over something with a fine comb v.
|
kılı kırk yarmak |
|
| 484 |
General |
scab over v.
|
kabuk bağlamak |
|
| 485 |
General |
topple over v.
|
yuvarlanmak |
|
| 486 |
General |
pick over v.
|
karışmak |
|
| 487 |
General |
go gaga over v.
|
bir şey için deli olmak |
|
| 488 |
General |
cross over v.
|
üstünden geçirmek |
|
| 489 |
General |
think something over v.
|
tartmak |
|
| 490 |
General |
boss over v.
|
emir yağdırmak |
|
| 491 |
General |
get over v.
|
hazmetmek |
|
| 492 |
General |
slur over v.
|
geçiştirmek |
|
| 493 |
General |
run an eye over v.
|
göz atmak |
|
| 494 |
General |
have an advantage over someone v.
|
başkasına göre avantajlı bir durumda olmak |
|
| 495 |
General |
turn over v.
|
alabora olmak |
|
| 496 |
General |
talk over the telephone v.
|
telefonlaşmak |
|
| 497 |
General |
cross over v.
|
üzerinden geçirmek |
|
| 498 |
General |
take over v.
|
yerine geçmek (başkasının/başka bir şeyin) |
|
| 499 |
General |
take over v.
|
benimsemek |
|
| 500 |
General |
rule over v.
|
hakim olmak |
|
