üzerine - Türkisch Englisch Wörterbuch
Verlauf

üzerine



Bedeutungen von dem Begriff "üzerine" im Englisch Türkisch Wörterbuch : 15 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
Common Usage
üzerine above adv.
üzerine upon prep.
üzerine over prep.
General
üzerine above adv.
üzerine about adv.
üzerine on to prep.
üzerine atop prep.
üzerine on prep.
üzerine onto prep.
üzerine overprints prep.
üzerine upon prep.
üzerine upo [dialect] prep.
üzerine ower [geordie] prep.
üzerine pon prep.
üzerine over prep.

Bedeutungen, die der Begriff "üzerine" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 500 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
General
kazak üzerine giyilen kolsuz elbise jumper n.
üzerine saldırı lunge at n.
tuval üzerine yağlıboya oil on canvas n.
bir taşıtın yolcu veya potansiyel bir yolcunun isteği üzerine durduğu durak request stop n.
su üzerine iniş landing on water n.
üzerine hücum lunge n.
üzerine krema sürülmüş (kek) iced n.
şeffaf kağıt üzerine çıkarılan kopya tracing n.
harfin üzerine konan iki nokta diereses n.
dokümanlar üzerine acente adı ve diğer ayrıntıları basan makine validator n.
bluz üzerine giyilen kolsuz elbise jumper n.
budizm'de öğrenci ve ustası arasında öğrencinin meditasyon gelişmesi üzerine günde iki kere yapılan günlük toplantı sanzen n.
üzerine rayların yerleştirildiği, enine konulmuş metal, ağaç ya da beton parçalarından her biri sleeper n.
yolcunun kendi isteği üzerine güzergahta yapılan değişiklikler voluntary changes n.
bir banka tarafından diğer bir banka üzerine çekilen poliçe bank bill n.
üzerine alma undertaking n.
üzerine hücum lunge at n.
sert içkinin üzerine içilen hafif içecek chaser n.
portatif karyola (üzerine bez gerili) cot n.
üzerine saldırı lunge n.
hayaller üzerine kurulmuş mutluluk fool's paradise n.
keklerin üzerine konulan şekerli karışım frosting n.
mektup zarfı üzerine isim ve soyadından sonra kısaltılarak yazılan ve “bay” anlamına gelen bir unvan esquire n.
vergi (ithalat/ihracat üzerine konulan) tariff n.
yönetim üzerine görüşler views on management n.
istek üzerine bilet veya başka bir dokümanın verilmesi surrender n.
sesli harfin üzerine koyulan iki nokta işareti diaeresis n.
üzerine yazılmamış levha tabula rasa n.
gümüşlü levha üzerine çekilmiş fotoğraf daguerrotype n.
üzerine nakış işleme embroidering n.
kiliselerde üzerine kutsal objelerin konduğu raf veya bölme credenza n.
alttaki yapı üzerine kurulan her türlü yapı superstructure n.
üzerine çullanma swoop n.
üzerine ekleme add on n.
roma'nın üzerine kurulu olduğu yedi tepeden biri aventine n.
suç üzerine film noir n.
uslamlama üzerine yapılan araştırma noology n.
muhakeme üzerine yapılan araştırma noology n.
etnik müzikler üzerine araştırmalar yapan kimse ethnomusicologist n.
üzerine adres yazılmamış zarf unaddressed envelope n.
ayakkabının üzerine giyilen lastik galosh n.
üzerine bina yapılan arazi building-site n.
üzerine üfleme insufflation n.
kızarmış ekmek üzerine kırılmış iki yumurta adam and eve on a raft n.
taşıt üzerine konulan reklamlar exterior advertising n.
ayaklar üzerine temel pier foundation n.
otobüs üzerine yapıştırılan reklam amaçlı afiş bus ads n.
klozet üzerine tutturulan oturma yeri toilet seat n.
yerleşik hayat yaşayanların üzerine yerleştikleri arazi settled land n.
bluz üzerine giyilen askısız elbise pinafore dress n.
bluz üzerine giyilen askısız elbise jumper dress n.
bluz üzerine giyilen askısız elbise pinafore n.
bluz üzerine giyilen askısız elbise pinny n.
polis için eşkal üzerine zanlının temsili resmini yapan ressam sketch artist n.
köpek balıkları üzerine araştırma yapan bilim adamı shark scientist n.
sipariş üzerine yapılmış custom-made n.
şömine üzerine çorap asma hanging stockings by the fire n.
uçmamaları için kağıtların üzerine konulan şey paperweight n.
(belge/evrak vs üzerine) ad-soyadın baş harfleriyle atılan kısa imza initialing n.
üzerine genel değerlendirme/müzakere general discussion on n.
bıçağın vb. çelik kısmı üzerine kazınan marka tang stamp n.
araba kullanırken cep telefonu ile mesaj göndermemek üzerine ant içme günü no text on board pledge day n.
sesli harfin üzerine koyulan iki nokta işareti dieresis n.
harfin üzerine konan iki nokta diaereses n.
(belge/evrak vs üzerine) ad-soyadın baş harfleriyle atılan kısa imza initialling n.
suçu başkasının üzerine atma scapegoating n.
sahneden seyircilerin üzerine atlayan şarkıcının izleyicilerin başlarının üstünde birbirlerine iletilerek ilerletilmesi crowd surfing n.
üzerine süt veya krema eklenebilmesi için kahve fincanında bırakılan boşluk room for cream n.
(kadınlar için tasarlanmış) üzerine oturulan frekansı ayarlanabilir titreşimli mastürbasyon cihazı sybian saddle n.
(kadınlar için tasarlanmış) üzerine oturulan frekansı ayarlanabilir titreşimli mastürbasyon cihazı sybian n.
üzerine düşen görev (one's) share n.
üzerine düşen görev (one's) part n.
grafik algılama/kavrama üzerine araştırma research on graphic perception n.
düzeltme veya açıklama amacıyla bir kağıdın üzerine not düşme mark up n.
mantıktan ziyade duygu üzerine söylemlerle destek kazanmaya çalışan siyasi lider demagogue n.
atasözlerinin kökeni, tarihçesi gibi konular üzerine çalışan ilgi alanı paremiology n.
politik veya başka bir nedenle kamusal alanlarda cephe ya da duvar üzerine tanıtım amacıyla yapılan poster asma eylemi flyposting n.
rendelenmiş buz veya kar üzerine şurup ekilerek hazırlanan bir tatlı shaved ice n.
bir olay üzerine manzum şekilde ebced hesabıyla tarih düşüren kişi historian n.
sorumluluğu üzerine alma avouchment n.
küçük tamiratlar yapmak için masanın üzerine monte edilebilen ufak örs table anvil n.
dönen cam bir tabaka üzerine monte edilmiş görüntülerin kullanılarak hareketli resim efekti yaratılan bir çeşit resim tüpü tachyscope n.
bütün bir muzun üzerine birkaç top dondurma, aromalı şurup, meyve ve fındık kremşanti ile servis edilen tatlı banana split n.
ikinci el ev eşyalarının üzerine etiket koyularak satılması tag sale n.
ikinci el ev eşyalarının üzerine etiket koyularak satılması yard sale n.
ikinci el ev eşyalarının üzerine etiket koyularak satılması tag question n.
üzerine çentik koyularak hesap tutulan değnek tally n.
üzerine yazı ya da resim kazınmış olan levha tablature n.
köpeklerin avının üzerine doğru uluyup havlaması abay n.
yüzyıllık dönemler üzerine araştırma yapan tarihçi centuriator n.
tahıl ve tahıl yetiştiriciliği üzerine çalışmalar yapan kimse cerealist n.
kendi üzerine dönebilme reflexibility n.
kendi üzerine dönebilme reflexity [rare] n.
bir şeyin üzerine kabartılmış ya da oyulmuş harf, karakter veya sembol charact [obsolete] n.
bilezik/bileklik üzerine takılan küçük süsleme charm n.
metal üzerine yapılmış oyma chasing n.
siyaset ve güncel olaylar üzerine medyada konuşan zengin ve eğitimli tabaka chattering class n.
siyaset ve güncel olaylar üzerine medyada konuşan zengin ve eğitimli tabaka chattering classes n.
rakamlar üzerine çalışan kimse numerist [obsolete] n.
delinmesi veya kesilmesi kolay olan ve üzerine çakılan çivileri tutacak, çok gözenekli toprak çanak çömlek terra-cotta lumber n.
bir kimsenin ölüm üzerine yaşadıklarını anlatması thanatography n.
dekorasyon, koruma veya sıcaklık sağlamak üzere bir nesnenin üzerine yerleştirilen bez throwover n.
yağışı önlemek için geminin bacasının üzerine sabitlenmiş metal örtü umbrella n.
üzerine alma engagement n.
üzerine yemin edilebilir olma avowableness n.
sembollerin anlamı üzerine çalışma yapan kimse emblematologist n.
tüm dikkati üzerine toplama enthrallment n.
çevreyi belirleyen insan ve doğal güçler üzerine yapılan çalışmalar environics n.
diğer parçaların üzerine monte edildiği parça base n.
üzerine basınca harf, sayı ve sembolleri belgeye işleyen bir nesne keybutton n.
üzerine diz çökmek için yapılmış, yastıklı da olabilen tahta kneeler n.
ağaç dalları üzerine branda geçirilerek yapılan basit sığınak bender [uk] n.
ağaç dalları üzerine branda geçirilerek yapılan basit sığınak bender tent [uk] n.
etik ve ahlaki sistemler üzerine yapılan çalışmalara verilen ad ethography n.
(hindistan'da) çelik üzerine altın kakma ustası koftgar n.
üzerine bir şey kurulu toprak parçası land site n.
üzerine bir şey kurulması planlanan toprak parçası land site n.
kılıç kabzasının kının üzerine sarkan metal parçası languet n.
kısmen başka bir şeyin üzerine binmek lap n.
bazı kısımları veya kenarları birbirinin üzerine binen bir el işi lapwork n.
ispanya veya latin amerika'da geniş arazi üzerine kurulmuş bir malikane latifundio n.
ispanya veya latin amerika'da geniş arazi üzerine kurulmuş malikanenin sahibi latifundista n.
tek bir arazi üzerine sıkışık inşa edilmiş bir dizi tek katlı evden her biri villa home [australia] n.
antik roma'nın üzerine inşa edildiği yedi tepeden biri viminal n.
şarap ve şarap yapımı üzerine çalışan kimse vinologist n.
bir topu sokağın sonuna asılmış demir bir halkadan geçirme üzerine kurulu 17. yüzyıla ait bir oyunda kullanılan çekiç mall n.
(bir kimsenin) üzerine düşen görev bit n.
üzerine kafa yorarak fikirlerin sentezlenebileceği ve orijinal yorumlar ve sonuçlar için bir temel oluşturabilecek veri, gözlem ve fikirler material n.
birbirlerine doğru yaklaştırıldıklarında bir nesneye istenen şekli veren veya bir objenin üzerine istenen damgayı basan kesme veya şekillendirme aleti çifti matrix n.
süsleme amaçlı veya kazara üzerine basılmasını önlemek için cam üzerine yapılan motif manifestation n.
kesilmeden önce giysi, ahşap ve metal gibi malzemelerin üzerine desen taslağı çizen işçi marker n.
kesilmeden önce giysi, ahşap ve metal gibi malzemelerin üzerine çizilen desen taslağı marker n.
deri veya kapitone bir giysinin üzerine takılmış baklava şeklindeki küçük metal parçalardan oluşan bir zırh mascled armor n.
kıyafetin kendi üzerine katlanan kenarı wing n.
dini konular üzerine akademik yazılar yazan kimse quodlibetarian n.
rayları tahta yol üzerine yerleştirilmiş lunapark treni woodie n.
üzerine peruk takılan ve yüz hatları olmayan kafa modeli block n.
afyon çiçeği üzerine yazılmış bilimsel eser meconology n.
taş yığınlarının üzerine dikilmiş taş levhadan meydana gelen sembol yapı meerestone n.
özellikle toprağın içinde, toprak üstünde veya denizin dibinde yaşayıp çıplak gözle görülebilen ve genellikle 2 mm'den uzun olan hayvanlar üzerine yazılmış bilimsel eser megafauna n.
yere veya tahtanın üzerine çizilen çizgilerin kesişim noktalarına taş yerleştirerek oynanan, iki kişilik modası geçmiş bir oyun merils n.
metaller üzerine yazan kimse metallographist n.
metaller üzerine yayın yapan kimse metallographist n.
metal üzerine çalışan kimse metallurgist [dated] n.
meteorlar üzerine çalışan kimse meteorist n.
şiir ölçüsü üzerine çalışan kimse metrician n.
çok az adet basımı veya talep üzerine istenilen tek cilt basımını içeren yayıncılık micropublishing n.
karakter üzerine belirgin etkisi olan deneyim mill n.
suç üzerine yıkılan kimse fall guy n.
(sac levhada) pürüzsüz kenar elde edip mukavemeti veya sertliği artırmak için kendi üzerine katlanmış bordür hem n.
dine aykırı konular üzerine yazan kimse heresiographer n.
üzerine çömlek konulan nihale brand iron n.
olayların, fikirlerin üzerine döndüğü şey hinge n.
kapının üzerine kapandığı direk hinging post n.
üzerine oturulan at benzeri şey horse n.
üzerine binilen şey montrue n.
tabut üzerine örtülen örtü mort cloth n.
tabut üzerine örtülen örtü mort-cloth [obsolete] [uk] n.
tabut taşıyıcılarının tabutu üzerine koyduğu büyük taş mort stone n.
tabut taşıyıcılarının tabutu üzerine koyduğu büyük taş mort-stone [uk] [obsolete] n.
cenazede tabutun üzerine serilen örtü mortcloth n.
jimnastikte yerden bir düzeneğin üzerine fırlama hareketi mount n.
harf yüksekliğini artırmak için üzerine baskı plakası yerleştirilen altlık mount n.
sergilenmek için üzerine pul yapıştırılan mafsal, kart veya zarf mount n.
kuş yakalamak için üzerine ökse sürülmüş ince dal lime rod n.
kuş yakalamak için üzerine ökse sürülmüş ince dal lime twig n.
üzerine yoğun emek harcanan eser lucubration n.
ayakkabı tabanının hemen üzerine yağmur veya çamurdan koruma amaçlı eklenen parça mudguard n.
ayakkabı tabanının hemen üzerine süs amaçlı eklenen materyal mudguard n.
genellikle ördek derisinden yapılan yumuşak deri tabanlı ve birkaç çift çorap üzerine giyilen mukluk benzeri bir bot muckluck n.
genellikle ördek derisinden yapılan yumuşak deri tabanlı ve birkaç çift çorap üzerine giyilen mukluk benzeri bir bot mucluc n.
müslin veya organdi kumaş üzerine sürülüp astar olarak kullanılması amaçlanan yüksek erime noktasına sahip bir yağ mull n.
isa'nın hayatındaki önemli olaylar üzerine yapılan on beş tefekkür mystery n.
mitler üzerine yazılmış kitap mythology n.
coğrafya üzerine bilimsel eser geography n.
jeoloji üzerine bilimsel eser geology n.
geometri üzerine bilimsel eser geometry n.
çingeneler üzerine araştırma yapan kimse gipsyologist n.
çingeneler üzerine araştırma yapan kimse gypsologist n.
çingeneler üzerine araştırma yapan kimse gipsologist n.
gümüşlü levha üzerine fotoğraf çeken kimse daguerreotyper n.
gümüşlü levha üzerine fotoğraf çekme sanatı daguerreotypy n.
gümüşlü levha üzerine fotoğraf çekme tekniği daguerreotypy n.
sırt çantasının üzerine bir şeyler asmaya yarayan çok halkalı şerit daisy-chain n.
dante üzerine çalışan öğrenci dantean n.
bina veya anıtsal kayalar üzerine yazı veya desen işleyen kimse decorator n.
üzerine düşünülmüş bağlam deliberative [obsolete] n.
sanat veya zanaatın kalitesi üzerine yapılan değerlendirme deserts n.
değerli bir yüzüğün parmaktan çıkmasını önlemek için üzerine takılan yüzük guard n.
değerli bir yüzüğün parmaktan çıkmasını önlemek için üzerine takılan yüzük guard ring n.
balıklar üzerine yazılmış eser ichthyology n.
çakıyı çeşitli şekillerde yüzeye saplamaya çalışma üzerine kurulu bir oyun mumbledy peg n.
çakıyı çeşitli şekillerde yüzeye saplamaya çalışma üzerine kurulu bir oyun mumble peg n.
çakıyı çeşitli şekillerde yüzeye saplamaya çalışma üzerine kurulu bir oyun mumble-the-peg n.
çakıyı çeşitli şekillerde yüzeye saplamaya çalışma üzerine kurulu bir oyun mumbledepeg n.
çakıyı çeşitli şekillerde yüzeye saplamaya çalışma üzerine kurulu bir oyun mumbly-peg n.
çakıyı çeşitli şekillerde yüzeye saplamaya çalışma üzerine kurulu bir oyun mumbletypeg n.
çakıyı çeşitli şekillerde yüzeye saplamaya çalışma üzerine kurulu bir oyun mumblety-peg n.
kendisi üzerine gereğinden fazla düşünme omphaloskepsis n.
bir şeyin üzerine akma onflow n.
üzerine akma onflow n.
bir şeyin üzerine serilen şey onlay n.
bir şeyin üzerine uygulanan şey onlay n.
sikkenin izleri tamamen silinememiş olan orijinal tarihinin üzerine konulan yeni tarih overdate n.
izleri tamamen silinememiş olan orijinal tarihinin üzerine yeni tarihi basılan sikke overdate n.
kenarın üzerine atılan dikey dikiş overhand stitch n.
üzerine titreme overindulgence n.
(sözcük, harf, şekil üzerine çekilen) çizgi overscore n.
(birinin) üzerine konuşma overtalk n.
17. yüzyılda yaygın olarak botun üzerine giyilen bol ve süslü parça ruff n.
17. yüzyılda yaygın olarak botun üzerine giyilen bol ve süslü parça ruffle n.
kağıt, ahşap gibi materyallerin üzerine çizgi çizen düzenek ruler n.
bir karar üzerine uzun uzun ve takıntılı biçimde düşünme rumination n.
immünoloji üzerine yazılmış bilimsel eser immunology n.
(ışık) üzerine düşme impact n.
ticari mal üzerine çalışan komisyoncu firma commodity brokerage n.
bir zıtlığın üzerine giden kimse confrontationist n.
yağmurlu veya karlı havalarda ayakkabının üzerine geçirilen su geçirmez galoş golosh n.
yağmurlu veya karlı havalarda ayakkabının üzerine geçirilen su geçirmez galoş goloshe [obsolete] n.
ağrıyı tedavi etmek üzerine uzmanlaşmış doktor algiatrist n.
belirli bir desenin kumaş, duvar kağıdı gibi üzerine basıldığı birkaç farklı renk kombinasyonundan her biri colorway n.
deniz kabukları üzerine yapılmış bilimsel inceleme conchology n.
kozmokimya üzerine çalışan öğrenci cosmochemist n.
(kürsüde) üzerine kutsal kitap konan yastık cushion n.
üzerine iğne nesne iliştirilen kağıt paper n.
kağıt üzerine kesilmiş resimler paper cuts n.
(eski usul içki kaplarının üzerine) kişi başına içki miktarını belirten işaretlemeler pin n.
levha üzerine işlenmiş şema pinax n.
çam ağaçları üzerine yazılmış bilimsel eser pinetum n.
üzerine kıyafet asılan tekerlekli raf pipe rack n.
üzerine düşünme ponder n.
üzerine düşünülebilen şey ponderable n.
iptal etmek için üzerine çizik atma crossing n.
bir şeyin üzerine uzanma innixion [obsolete] n.
(süsleme amacı ile) elbise üzerine eklenen kumaş insert n.
eskiden apse veya ülser üzerine konan küçük yuvarlak nesne issue pea n.
üzerine oturulan küçük ve sert yastık pad n.
pagan tanrıları üzerine yazılmış eser pantheon n.
göğüs üzerine takılan haç pectoral n.
göğüs üzerine takılan aksesuar pectoral medallion n.
sıvı mürekkebin üzerine kum serpmeye yarayan kap sandbox n.
gömülmeye hazırlanılan cesedin üzerine konduğu tahta cooling board [dialect] n.
konu üzerine yapılan açıklama discant n.
üzerine hak veya kontrol sahibi olunan şey fief n.
çadırın direği üzerine örtülüp çatı işlevi gören yelken bezi parçası fly n.
metal yaprağın üzerine lamine edildiği kağıt foil n.
sunum amaçlı üzerine işaretlemeler yapılan ince, şeffaf ve plastik bir malzeme foil n.
içerikleri korumak için üzerine katlanmış olan örtü folder n.
üzerine kafa yorulmamış işlem follies n.
kentin veya kalenin girişi üzerine inşa edilmiş müstahkem yapı gatehouse n.
erkekleri sohbet ederek, şarkı söyleyerek ve dans ederek eğlendirme üzerine eğitilmiş japon kadın geisha girl n.
sahne ışıklarını renklendirmek için üzerine konan renkli ve şeffaf kağıt gelatin n.
sahne ışıklarını renklendirmek için üzerine konan renkli ve şeffaf kağıt gelatine n.
düzkanatlılar üzerine çalışan kimse orthopterist n.
koku duyusu üzerine çalışan bir bilim dalı osmics n.
taş üzerine yazı yazma sanatı petrography n.
petroloji üzerine yazılmış eser petrology n.
deniz fenerleri üzerine çalışan bilim dalı pharology n.
fizyoloji üzerine inceleme physiology [obsolete] n.
bitki patolojisi üzerine çalışan kimse phytopathologist n.
gölgenin birinci düşey düzlem üzerine yansıtıldığı güneş saati prime-vertical dial n.
gölgenin birinci düşey düzlem üzerine yansıtıldığı güneş saati prime vertical dial n.
dikkatleri üzerine çekme pull n.
masa veya büfenin üzerine örtülen uzun süslü kumaş scarf n.
üzerine çok şey yazılabilir olma scribaciousness n.
kişinin üzerine kendi adını ve adresini yazarak gönderdiği zarf self-addressed envelope n.
kendi istek ve davranışları üzerine kafa patlatma self-contemplation n.
peter lombard'ın 12. yüzyılda yazmış olduğu teoloji kitabı üzerine ders notları okuyup yorumda bulunan kimse sententiarist n.
peter lombard'ın 12. yüzyılda yazmış olduğu teoloji kitabı üzerine ders notları okuyup yorumda bulunan kimse sententiary n.
iktidarın izni üzerine parlamento kamaralarına katılan ve kuralları uygulayan iki memurdan her biri sergeant n.
iktidarın izni üzerine temyiz mahkemesine katılıp kuralları uygulayan yetkili sergeant n.
üzerine hazırlanılmış konuşma set speech n.
mahkemenin icra emri üzerine mülkün şerif tarafından satılması sheriff's sale n.
mahkemenin icra emri üzerine mülkün şerif tarafından satılması execution sale n.
gömleğin üzerine dış giysi giymeme shirtsleeve n.
üzerine bahse girilen şey shot n.
asılı karkas üzerine geçirilen müslin bezi shroud n.
(kapının üzerine kapandığı) kapı dikmesi shutting post n.
üzerine tam oturma side overlap n.
nesnelerin üzerine basılan işaretlerin o nesnelerin karakter veya niteliklerinin göstergesi olduğu inancına sahip kimse signaturist n.
gemi veya kanal havuzunun girişinde bulunan kapakların üzerine kapandığı ahşap parçası sill n.
(eskiden ingiltere'de) küçük bir bahşiş karşılığında merhumun göğsünden ekmek parçası yiyerek o kişinin günahlarını üzerine aldığı düşünülen kimse sin eater n.
(eskiden ingiltere'de) küçük bir bahşiş karşılığında merhumun göğsünden ekmek parçası yiyerek o kişinin günahlarını üzerine aldığı düşünülen kimse sin-eater n.
nesne üzerine işlenmiş kabartmalı plaka crusta n.
hafif bol pantolon üzerine ceket veya spor gömlekten oluşan rahat takım elbise slack suit n.
parça başı iş yapılan bir atölyede dizgicinin nüsha bitince üzerine adını yazdığı taş slate [uk] n.
kargo üzerine damgalanmış sözcük veya ifade slogan n.
bira üzerine atılan cila snit [dialect] [us] n.
şiir veya estetiği üzerine yazılmış eser poetic n.
atasözleri üzerine çalışmalar proverbiology n.
mısır piramitleriyle ilgili efsaneler üzerine çalışan kimse pyramidologist n.
mısır piramitleriyle ilgili efsaneler üzerine yapılan çalışmalar pyramidology n.
pul hırsızlığını önlemek amacıyla üzerine deliklerle harf basılmış posta pulu spif n.
yapısal bir parçanın eğri kısmını kesmeden önce malzeme üzerine yerleştirme işlemi spiling n.
model çıkarmak için masa üzerine kumaş seren kimse spreader n.
yıldızlar üzerine çalışan kimse star conner n.
insanın üzerine yapışan şey stick n.
insanın üzerine üzerine gelen ortam stifle n.
intihar ve önleyici tedbirler üzerine yapılan çalışmalar suicidology n.
bir şeyin üzerine yatma superincumbence n.
bir şeyin üzerine dayanma superincumbence n.
bir diğer enjeksiyon üzerine yapılan enjeksiyon superinjection n.
tohumu daha önce ekilmiş tohum üzerine ekme supersemination [obsolete] n.
var olanın üzerine tohum ekme supersemination [obsolete] n.
farklı bir oluşumun üzerine gelen yeni oluşum superstructure n.
üzerine resim yapılan malzeme support n.
eş anlamlı sözcükler üzerine yürütülen çalışma synonymy n.
üzerine ekleme top-up n.
üzerine sürmek overlay v.
birinin üzerine kapıyı kilitlemek lock someone in v.
üzerine titremek spoonfeed v.
üzerine atmak arrogate v.
üzerine eklemek add on v.
üzerine koymak impose v.
üzerine titremek fuss over v.
üzerine basmak tread on v.
üzerine yeniden basmak overprint v.
üzerine düşeni yapmak pull one's weight v.
dikkati üzerine çekmek make oneself conspicuous v.
üzerine saldırmak set upon v.
üzerine titremek treasure v.
üzerine titremek make a fuss over v.
üzerine yıkmak leave holding the bag v.
üzerine titremek overindulge v.
kurumaması için etin üzerine su dökmek baste v.
(araziyi) parselleyip üzerine ev yapmak/yaptırmak subdivide v.
paletler üzerine yerleştirmek palletize v.
dizlerinin üzerine çökmek sink to one's knees v.
ilgiyi kendi üzerine çekmek take stage v.
üzerine titremek cherish v.
üzerine titremek cocker v.
üzerine süslü şeyler asmak overhang v.
gövde üzerine inmek (uçak) pancake v.
bir şeyi başka bir şeyin üzerine bindirmek superimpose on v.
üzerine düşeni yapmak do one's bit v.
suçunu üzerine almak bear the blame for v.
birinin üzerine kurşun yağdırmak pepper someone with buckshot v.
üzerine varmak bombard v.
kabahati üzerine almak bear the blame v.
suçu başkasının üzerine atmak lay the blame on v.
üzerine alınmak take it personally v.
sorumluluğu başkasının üzerine atmak pass the buck v.
üzerine çıkmak mount v.
dalga üzerine binerek sürüklenmek ride a wave v.
üzerine yıkmak leave someone holding the bag v.
üzerine atmak lay something at one's door v.
üzerine yüklemek put on v.
üzerine yatmak overlie v.
üzerine geçirmek overspread v.
sorumluluğunu üzerine almak assume responsibility for v.
üzerine salmak set v.
üzerine titremek fuss v.
üzerine yerleştirmek mount v.
mezatta çekici vurup malı son fiyatı verenin üzerine bırakmak knock down v.
üzerine krema sürmek ice v.
mitlerin gerçek olay veya kişiler üzerine kurulduğunu ileri süren teoriyle açıklamak euhemerize v.
üzerine ileri tarih yazmak postdate v.
üzerine titremek dote on v.
dikkatleri üzerine çekmek attract attention v.
üzerine titremek coddle v.
üzerine yerleştirmek superimpose on v.
üzerine düşmek light v.
üzerine biber ekmek pepper v.
üzerine düşmek cosset v.
suçu başkasının üzerine atmak pass the buck v.
kabahati birinin üzerine atmak lay the blame on somebody v.
üzerine atmak fasten on v.
üzerine sarkmak overhang v.
suçu üzerine atmak lay something at somebody's door v.
üzerine kağıt kaplamak paper v.
üzerine çevirmek point v.
-in üzerine atılmak pounce on v.
dört ayak üzerine düşmek land on one's feet v.
üzerine köprü kurmak span v.
bir şeyi bir yerin üzerine pat diye koyuvermek plop something down on v.
ilgiyi üzerine çekmek take the stage v.
üzerine kalmak be held responsible for v.
üzerine saldırmak lunge at v.
hayatını yalan üzerine kurmak live a lie v.
üzerine konmak alight on v.
tüm dikkatleri üzerine çekmek draw all attention towards oneself v.
üzerine titremek dote v.
dört ayak üzerine düşmek fall on all fours v.
üzerine bir bardak su içmek kiss something goodbye v.
bir şeyi pat diye birşeyin üzerine koyuvermek plump something down on v.
kumarda birşey üzerine para koymak stake on v.
sorumluluğunu üzerine almak accept responsibility for v.
üzerine su serpmek douse v.
üzerine nakış işlemek embroider v.
üzerine düşeni yapmak do one's full share of work v.
üzerine bir bardak soğuk su içmek kiss something goodbye v.
işleme yapmak (bir şeyin üzerine) work v.
bir temel üzerine yerleştirmek bottom v.
üzerine atılıp avlamak pounce v.
dikkatleri üzerine çekmek be in the limelight v.
üzerine başka resim yapmak repaint v.
üzerine çizgi çizmek score out v.
üzerine atmak father v.
üzerine çullanmak swoop v.
dizlerinin üzerine çöküvermek plump down on one's knees v.
üzerine ileri bir tarih atmak postdate v.
üzerine düşmek persist v.
üzerine hücum etmek lunge at v.
dikkatleri üzerine çekmek draw attention v.
üzerine hücum etmek lunge v.
üzerine yayılmak suffuse v.
üzerine boyamak overdye v.
üzerine atmak charge v.
üzerine düşmek dote on v.
cesurca üzerine almak emprise v.
mil üzerine yerleştirmek pivot v.
(mikroskopta incelenecek örneği) lamın üzerine yerleştirmek mount v.
üzerine yüz kaplamak surface v.
üzerine saldırmak lunge v.
üzerine yıkmak inflict on v.
üzerine düşeni yapmak do one's part v.
üzerine atılmak lay on v.
üzerine yerleştirmek superimpose v.
tehlikeli işi üzerine almak bell the cat v.
başkalarıyla bir konu üzerine konuşmak hash out v.
üzerine serpmek dredge v.
üzerine almak take on v.
üzerine almak take something on v.
üzerine düşeni yapmak do one's fair share of the work v.
üzerine tutmak play upon v.
üzerine silah doğrultmak aim a gun towards v.
üzerine silah doğrultmak point a gun at v.
üzerine basmak put one's finger on v.
üzerine almak undertake v.
limitinin üzerine çıkarmak put someone over the limit v.
dikkatleri üzerine çekmek attract the attention v.
üzerine alınmak take offence v.
üzerine alınmak be insulted v.
üzerine alınmak be offended v.
üzerine yük binmek (burden) fall on somebody v.
temel üzerine kurulmak be established on base v.
dizlerinin üzerine düşmek fall down into one's knees v.
suçu üzerine almak take the fall v.
ata biner gibi üzerine oturmak straddle v.
üzerine çok düşmek pamper v.
üzerine titremek dote upon v.
dikkatleri üzerine toplamak pull attention towards v.
dikkatleri üzerine toplamak attract attention v.
dikkatleri üzerine toplamak draw attention v.
dikkatleri üzerine toplamak compel attention v.
dikkatleri üzerine toplamak grab attention v.
dikkatleri üzerine toplamak capture attention v.
üzerine alınmamak take no offence v.
üzerine alınmamak not to take something personally v.
üzerine alınmamak no offense taken v.
üzerine eğilmek concern oneself with v.
üzerine eğilmek lean over v.
üzerine eğilmek involve oneself in v.
üzerine düşen görevi yapmak do one's part v.
kendi üzerine düşeni yapmak do one's part v.
kendi üzerine düşen görevi yapmak do one's part v.
birinin üzerine oynamak have someone on v.
üzerine titremek wrap up in cotton wool v.
üzerine kabartma yapmak emboss v.
asitle maden üzerine resim oymak etch v.
tüm dikkatleri üzerine toplamak enthrall v.
asitle üzerine resim oymak etch v.
-in üzerine kurulmuş olmak be predicated on v.
üzerine üflemek insufflate v.
üzerine titremek cosset v.
yiyeceğin üzerine serpmek dredge v.
üzerine şeffaf bir kağıt koyup kopyasını çıkarmak trace v.
sorumluluğu üzerine almak take the responsibility v.
üzerine koymak lap v.
sipariş üzerine yapmak make to order v.
(üzerine) ileri bir tarih yazmak postdate v.
tapuyu üzerine almak have the title to the land (property) registered in one’s name v.
tapuyu üzerine geçirmek have the title to the land (property) registered in one’s name v.
(suç vb) birisinin üzerine yüklemek lay to one's charge v.
üzerine koymak superimpose v.
kazancının üzerine yatmak rest on one's laurels v.
üzerine giyivermek throw on v.
üzerine çullanmak fly at v.
üzerine atılmak fly at v.
üzerine fırlamak fly at v.
üzerine binmek bestride v.
(yolsuzlukların) üzerine gitmek clamp down v.
bütün hayatını çocukları üzerine kurmak build one’s whole life around his/her children v.
yemeği üzerine dökmek spill the meal over oneself v.
üzerine yığılmak plonk down v.
üzerine yığılmak plank down v.
üzerine yığılmak plump down v.
riski üzerine almak take a risk over v.
sağlam temeller üzerine kurmak build on solid basis v.
sağlam temeller üzerine kurulmak be built on a strong foundation v.
üzerine çalışmak work on v.
kendi üzerine almak take upon oneself v.
masrafları üzerine almak take over the expenses v.
üzerine almak take upon oneself v.
birbiri üzerine geçmek overlap v.
dikkati üzerine çekmek attract attention v.
(birşeyin) üzerine birşeyler yazmak write something on (something) v.
üzerine yazmak write something on (something) v.
üzerine çıkmak (atın) mount on v.
yeniden üzerine eğilmek refocus v.