pillar - Türkisch Englisch Wörterbuch

pillar

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau

Bedeutungen von dem Begriff "pillar" im Türkisch Englisch Wörterbuch : 37 Ergebniss(e)

Englisch Türkisch
Common Usage
pillar n. sütun
The bridge was held up by several pillars.
Köprü birkaç sütunla ayakta tutuluyordu.

More Sentences
General
pillar n. direk
Democracy is one of the pillars of a peaceful world.
Demokrasi barışçıl bir dünyanın temel direklerinden biridir.

More Sentences
pillar n. ayak
We also want the second pillar to be strengthened, but what, in the area of agriculture, is meant by this?
Biz de ikinci ayağın güçlendirilmesini istiyoruz, ancak tarım alanında bununla ne kastediliyor?

More Sentences
pillar n. dikilitaş
This pillar is a monument to all those who died for this country.
Bu dikilitaş, bu ülke için ölenlerin anısına dikilmiş bir anıttır.

More Sentences
Technical
pillar n. direk
Growth, yes, but guaranteeing the basic pillars, real cohesion, real convergence.
Büyüme, evet, ama temel direklerin garanti altına alınması, gerçek uyum, gerçek yakınsama.

More Sentences
pillar n. sütun
The assessment of the first and fourth pillars was favourable.
Birinci ve dördüncü sütunlara ilişkin değerlendirme olumludur.

More Sentences
Architecture
pillar n. sütun
I welcome new guidelines and do not believe there is always a need for pillars.
Yeni kılavuz ilkeleri memnuniyetle karşılıyorum ve her zaman sütunlara ihtiyaç olduğuna inanmıyorum.

More Sentences
Automotive
pillar n. direk
After each life pillar is destroyed, you can begin to attack the dragon.
Her yaşam direği yok edildikten sonra ejderhaya saldırmaya başlayabilirsiniz.

More Sentences
Archaeology
pillar n. ayak
Money has been taken away even from the strengthening of the second pillar that has been called for on all sides.
Tüm tarafların çağrıda bulunduğu ikinci ayağın güçlendirilmesinden bile para alınmıştır.

More Sentences
General
pillar n. önemli yandaş
pillar n. önemli destekçi
pillar n. en önemli kişi
pillar n. önemli üye
pillar n. kagir ayak
pillar n. atın etrafında döndüğü zeminin merkezi
pillar n. sütun şeklinde posta kutusu
pillar v. sütunlarla desteklemek
Technical
pillar n. anadirek
pillar n. destek
pillar n. dikme
pillar n. doğal dikit
pillar n. kılavuz sütunu
pillar n. payanda
pillar n. yapısal blok
pillar n. karyola direği
pillar n. fırında pişirilen kil boruların dayandığı çerçeve
pillar n. saat gövdesini tutan bir tür parça
pillar v. sütun şeklinde betimlemek
pillar v. sütunlarla desteklenmek
Architecture
pillar n. dikme
pillar n. kolon
Marine
pillar n. puntel
Mining
pillar n. yer altı madenciliğinde madenin çökmesini engelleyen topuk ya da sütun
Religious
pillar n. (özellikle islam dininde) temel ilke, inanç veya dini eylem
pillar n. (eskiden) kiliseye verdiği desteği temsilen kardinalin önünde taşınan süslü sütun
Sport
pillar n. uzun, ince ve genellikle dik kaya sütunu
Music
pillar n. arp çerçevesinde bulunan dikey boru

Bedeutungen, die der Begriff "pillar" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 175 Ergebniss(e)

Englisch Türkisch
Idioms
pillar of (something) n. (bir şeyin) direği
Our 700 000 sports clubs are pillars of Europe's civil society.
700.000 spor kulübümüz Avrupa'nın sivil toplumunun temel direkleridir.

More Sentences
pillar of (something) n. (bir şeyin) dayanağı
A fundamental pillar of this community of values is the Charter of Fundamental Rights of the European Union.
Bu değerler topluluğunun temel dayanaklarından biri de Avrupa Birliği Temel Haklar Şartı'dır.

More Sentences
pillar of (something) n. destekçi
Sami is a pillar of his church in Toronto.
Sami, Toronto'daki kilisesinin önemli bir destekçisidir.

More Sentences
Technical
b-pillar n. b sütunu
The carbon construction enables the central B-pillar to be integrated into the doors.
Karbon yapı, merkezi B sütununun kapılara entegre edilmesini sağlar.

More Sentences
General
a pillar of society n. bir yerin eşrafından olan biri
pillar box n. açık yerlerde bulunan umumi posta kutusu
a pillar of society n. nüfuzlu kimse
earth pillar n. peribacası
a pillar of society n. topluma dayanak olan kimse
pillar-box n. posta kutusu
pillar box n. mektup kutusu
concrete pillar n. beton direk
pillar of faith n. imanın şartı
pillar-box [uk] n. sütun şeklindeki posta kutusu
run from pillar to post   v. mekik dokumak  
drive (someone) from pillar to post v. sürüm sürüm süründürmek
be driven from pillar to post v. sürüm sürüm sürünmek
pillar-shaped adj. silindirik sütun şeklinde
from pillar to post adv. bir güçlükten diğer bir güçlüğe
from pillar to post adv. kapı kapı (dolaşma)
from pillar to post adv. oradan oraya
from pillar to post adv. bir yerden başka bir yere
Phrases
central pillar of expr. ...'n temel direği
central pillar of expr. ...'n temel dayanağı
Colloquial
pillar of strength n. en büyük destekçi
pillar of strength n. destekçi
pillar of support n. en büyük destekçi
pillar of support n. destekçi
from pillar to post expr. oradan buraya
from pillar to post expr. bir yerden bir yere
Idioms
a pillar of the community n. toplumun önde gelenlerinden
a pillar of the community n. nüfuzlu kimse
a pillar of the community n. sayılan bir isim
pillar of the community n. yerel bir topluluğun öne çıkan kişi
pillar of the community n. topluluğun direği
pillar of the community n. hatırı sayılır kişi
pillar of the community n. itibarlı/hatırlı kişi
pillar of the community n. sözü dikkate alınan kişi
pillar of the community n. saygıdeğer kişi
pillar of the community n. ağırlığı olan kişi
pillar of the community n. sözü geçen kişi
pillar of the community n. toplumda önemli bir yere/konuma sahip kişi
a pillar of strength n. sırtını dayayacak güvenilir biri
a pillar of strength n. kötü gününde sırtını dayayacak biri
a pillar of society n. sorumlu bir vatandaş
a pillar of society n. toplumda, bir toplulukta saygı duyulan kimse
a pillar of society n. toplumda, bir toplulukta nüfuzu olan kimse
a pillar of strength n. en büyük destekçi
a pillar of society n. toplumun/topluluğun önemli bir üyesi
a pillar of strength n. güç/cesaret veren kimse
a pillar of strength n. sağlam destekçi
a pillar of strength n. kötü gününde yanında/destek olan kimse
a pillar of society n. toplumun/topluluğun saygıdeğer bir üyesi
a pillar of society n. toplumda, bir toplulukta önemli bir yeri olan kimse
a pillar of the community n. toplumun/topluluğun saygıdeğer bir üyesi
a pillar of society n. toplumda, bir toplulukta saygın bir yeri olan kimse
a pillar of the community n. toplumun/topluluğun önemli bir üyesi
a pillar of strength n. kötü gününde sırtını dayayacak biri
a pillar of strength n. güç/cesaret veren kimse
a pillar of strength n. kötü gününde yanında/destek olan kimse
a pillar of strength n. sırtını dayayacak güvenilir biri
a pillar of strength n. sağlam destekçi
pillar of (something) n. (bir şeyin) ana direği
pillar of (something) n. (bir şeyin) önemli bir üyesi
pillar of (something) n. (bir şey) timsali
pillar of (something) n. (bir şey) abidesi
pillar of (something) n. en büyük (bir şey)
go from pillar to post v. mekik dokumak
rush from pillar to post v. mekik dokumak
send someone from pillar to post v. birini oradan oraya koşturmak
be driven, pushed from pillar to post v. oradan oraya itilmek
be driven, pushed from pillar to post v. oradan oraya yollanmak
be driven, pushed from pillar to post v. oradan oraya seyahat etmek zorunda bırakılmak
be pushed from pillar to post v. oradan oraya gönderilmek
be pushed from pillar to post v. oradan oraya itilmek
be pushed from pillar to post v. oradan oraya yollanmak
be driven, pushed from pillar to post v. oradan oraya gönderilmek
be pushed from pillar to post v. oradan oraya seyahat etmek zorunda bırakılmak
be driven, pushed, from pillar to post v. oradan oraya sürüklenmek
be driven, pushed, from pillar to post v. oradan oraya gönderilmek
be driven, pushed, from pillar to post v. oradan oraya yollanmak
be driven, pushed, from pillar to post v. oradan oraya itilmek
send from pillar to post v. oradan oraya koşturmak/göndermek
pillar-to-post adj. baştan sona kadar liderliği elden bırakmadan
pillar-to-post adj. baştan sona lider konumda
pillar-to-post adj. baştan sona önde
pillar to post [uk] expr. baştan sona lider konumda
pillar to post [uk] expr. baştan sona önde
pillar to post [uk] expr. baştan sona kadar liderliği elden bırakmadan
Trade/Economic
pillar-box n. posta kutusu
Politics
agencies of the first pillar n. birinci sütun ajansları
Technical
intermediate pillar n. ara direk
rear wall pillar n. arka duvar direği
pillar drilling n. sütunlu delme
pillar drilling n. sütunlu matkap
rear pillar n. arka direk
windshield pillar n. ön cam direği
pillar antenna n. çubuk anten
pillar type vertical drilling machine n. düşey silindirik kolonlu matkap tezgahı
front pillar n. ön direk
inner pillar n. iç direk
door pillar n. kapı direği
side pillar n. yan direk
corner pillar n. köşe direği
anchorage pillar n. bağlama ayağı
anchorage pillar n. ankraj ayağı
centre pillar n. orta kapı çerçevesi
body pillar n. pencere dikmesi
body center pillar n. kaporta orta takviyesi
corner pillar n. köşe dikmesi
door pillar n. kapı yan çerçeve parçası
doorway pillar n. kapı dikmesi
earth pillar n. nişan tümseği
a-pillar n. a sütunu
end-door pillar n. başlık kapağı dikmesi
c-pillar n. c sütunu
d-pillar n. d sütunu
pillar mounting block n. dikme bağlama bloğu
pillar crane n. dikmeli vinç
pillar drill n. sütunlu matkap
pillar crane n. dikme vinci
feeder pillar n. besleme panosu
pillar-block n. yatak gövdesi
Architecture
chief pillar n. temel direk
marble pillar n. mermer sütun
pillar-free ballroom n. sütunsuz balo salonu
pillar-free ballroom n. kolonsuz balo salonu
a massive free-standing pillar inside a mosque or church n. pilpaye
a massive free-standing pillar inside a mosque or church n. filayağı
bundle pillar n. ekleri olan sütun
Construction
body side pillar n. yan duvar dikmesi
concrete pillar n. beton ayak
crane pillar n. vinç burnu
end pillar n. kapı çerçevesi
end pillar n. başlık duvar dikmesi
intermediate side-pillar n. yan duvar dikmesi
partition pillar n. ara bölme dikmesi
stone pillar n. taş ayak
precast pillar n. beton baba
precast concrete pillar n. beton baba
window pillar n. pencere sütunu
Dyeing
pillar-box red n. parlak bir kırmızı tonu
pillar box adj. sütun şeklinde olan (posta kutusu)
pillar-box red adj. parlak bir kırmızı tonunda
Furniture
pillar and scroll n. eskiden kullanılan bir amerikan masa saati
Automotive
body front pillar n. kaporta ön takviyesi
body pillar n. kaporta direği
quarter pillar n. arka çamurluk direği
b pillar n. sütunu
c-pillar n. sütunu
pillar trim upper n. sütun giydirme-üst
a pillar n. a direği
pillar light n. direk lambası
b-pillar n. b direği
door pillar switch n. kapı kontağı
lower front pillar reinforcement n. ön direk alt takviyesi
upper front pillar reinforcement n. ön direk üst takviyesi
hinge pillar n. ön kapı direği
sliding-pillar suspension n. kayıcı tip süspansiyon
roof pillar n. direk
c-pillar n. c direği
lock pillar n. kilit direği
d-pillar n. d direği
Marine
pillar quay n. kazıklı rıhtım
pillar valve n. dalış tüpünün bir ucuna takılan bir cins supap
Mining
pillar extraction n. topuk alma
room-and-pillar system n. oda-topuk sistemi
room and pillar mining n. oda-topuk madenciliği
room-and-pillar system n. oda’-topuk dizgesi
room and pillar mining n. oda-topuk madenciliği
Archaeology
pillar saint n. stilit
Religious
pillar of islam n. islam'ın temel esasları
Meteorology
sand pillar n. kum sütunu
sun pillar n. güneş sütunu
Geology
dish and pillar structures n. tabak ve sütun yapıları