rocks - Türkisch Englisch Wörterbuch
Verlauf

rocks

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


Bedeutungen von dem Begriff "rocks" im Türkisch Englisch Wörterbuch : 4 Ergebniss(e)

Englisch Türkisch
General
rocks n. kayalar
Colloquial
rocks n. para
Slang
rocks n. elmaslar
rocks n. krek kokain

Bedeutungen, die der Begriff "rocks" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 187 Ergebniss(e)

Englisch Türkisch
General
igneous rocks n. volkanik kayalar
sedimentary rocks n. tortul kayaçlar
pop rocks n. patlayan şeker
collecting rocks n. taş/kaya toplama
skipping rocks (us) n. taş sektirme
jack on the rocks n. buzlu jack daniel's
whiskey on the rocks n. buzlu viski
huge rocks n. devasa kayalar
be wrecked on the rocks v. kayalara bindirmek
run on the rocks v. kayalara oturmak (gemi)
on the rocks adv. sallantıda
on the rocks adv. meteliksiz
on the rocks adv. buzlu
Proverb
the hand that rocks the cradle rules the world insanlığı şekillendiren annelerdir
the hand that rocks the cradle rules the world beşiği sallayan el dünyaya hükmeder
Colloquial
be on the rocks v. kayalara bindirmek
be on the rocks v. karaya oturmak
be on the rocks v. ilişkileri sallanmak
be on the rocks v. ilişkileri sarsılmak
be on the rocks v. ilişkileri sallantıda olmak
be on the rocks v. ilişkileri sarsıntıda olmak
be on the rocks v. ilişkileri tehlikede olmak
be on the rocks v. ayrılmak üzere olmak
be on the rocks v. dibe vurmak
be on the rocks v. para sıkıntısıyla karşı karşıya kalmak
be on the rocks v. meteliksiz/züğürt kalmak
be on the rocks v. iflas etmek
be on the rocks v. meteliğe kurşun atmak
be on the rocks v. hiç parası kalmamak
be on the rocks v. mahvolmak
be on the rocks v. felaket bir durumda olmak
be on the rocks v. kötü duruma düşmek
be on the rocks v. içkisine (bol) buz koymak
be on the rocks v. içkisini buzlu içmek
be on the rocks v. ilişki kötü gitmek
be on the rocks v. ilişki sallantıda olmak
hit the rocks v. zor/sıkıntılı bir noktaya gelmek
hit the rocks v. dibe vurmak
get rocks off v. boşalmak
get rocks off v. kurtlarını dökmek
get rocks off v. çok eğlenmek
get rocks off v. seks yapmak
Idioms
have rocks in one's head v. aklından zoru olmak
have rocks in one's head v. aptalca davranmak
get one's rocks off on something v. bir şeyden keyif almak
have rocks in one's head v. bir tahtası eksik olmak
have rocks in one's head v. kafası basmamak
go on the rocks v. maddi zorluğa düşmek
go on the rocks v. maddi durumu birden bozulmak
go on the rocks v. geçim sıkıntısına düşmek
go on the rocks v. dara düşmek
be on the rocks v. başarısız olma/sona erme tehlikesi olan bir durumda olmak
be on the rocks v. uçurumun kenarında olmak
be on the rocks v. birden para sıkıntısına düşmek
be on the rocks v. birden maddi sıkıntıya/darlığa düşmek
be on the rocks v. birden dara/zora düşmek
be on the rocks v. batmak
be on the rocks v. viran olmak
be on the rocks v. hayatı kaymak
be on the rocks v. buzlu olmak (içki)
have got rocks in (one's) head v. aklından zoru olmak
have got rocks in (one's) head v. bir tahtası eksik olmak
have got rocks in (one's) head v. garip davranmak
have got rocks in (one's) head v. aptalca davranmak
have got rocks in (one's) head v. kafası basmamak
have rocks in head v. aklından zoru olmak
have rocks in head v. aptalca davranmak
have rocks in head v. bir tahtası eksik olmak
have rocks in head v. kafası basmamak
(as) dumb as a box of rocks adj. çok aptal
(as) dumb as a box of rocks adj. çok salak
(as) dumb as a box of rocks adj. beyinsiz
(as) dumb as a box of rocks adj. akılsız
on the rocks expr. cebidelik
on the rocks expr. meteliğe kurşun atan
on the rocks expr. meteleksiz
the hand that rocks the cradle expr. beşiği sallayan el dünyaya hükmeder
the hand that rocks the cradle expr. insanlığı şekillendiren annelerdir
Speaking
the man must have rocks in his head expr. adam kafayı yemiş olmalı
the ship hit the rocks expr. gemi kayalara çarptı
the ship slammed into rocks expr. gemi kayalara çarptı
Technical
metamorphic rocks n. başkalaşmış kayaçlar
bituminous rocks n. bitümlü kayalar
primary rocks n. birinci zaman ait kayalar
calcareous rocks n. kalkerli kayaçlar
igneous rocks n. magmatik kayalar
metamorphic rocks n. metamorfik kayaçlar
extrusive rocks n. püskürük kayalar
bituminous rocks n. yersakızlı kayaçlar
Traffic
falling rocks n. gevşek şev
Railway
removal of rocks n. kayaların kaldırılması
Marine
sunken rocks n. batık
sunken rocks n. çökmüş kayalar
to run on the rocks v. kayalıklara bindirmek
run on the rocks v. kayaya oturmak
Mining
basic rocks n. bazik kayaçlar
basaltic rocks n. bazaltik kayaçlar
Gastronomy
on the rocks n. bol buzlu viski
whisky on the rocks n. buzlu viski
on the rocks expr. buzlu (içecek)
Environment
avalanche of earth and rocks n. kaya ve toprak çığı
swelling rocks n. şişen kayaçlar
Geography
main basic volcanic rocks n. başlıca bazik volkanik kayaçlar
main acidic volcanic rocks n. başlıca asidik volkanik kayaçlar
main volcanoclastic sedimentary rocks n. başlıca volkanik kökenli malzemenin oluşturduğu tortul kayaçlar
marine-lagoon rocks or facies n. denizel-lagünel kayaç fasiyesi
granitic rocks n. granitik kayaçlar
hypabyssal rocks n. orta derinlikte genellikle yerkürenin kabuğundaki çatlakları dolduran mağmanın soğuması ile oluşmuş kayalar
eddystone rocks n. eddystone kayalıkları
eddystone rocks n. ingiltere'nin güneybatısında kayalık bir adacık
indian rocks beach n. florida eyaletinde şehir
mckees rocks n. pensilvanya eyaletinde yerleşim yeri
picture rocks n. pensilvanya eyaletinde yerleşim yeri
Geology
transition rocks n. gri kumtaşı
leucocratic rocks n. açık renkli kayaçlar
plutonic rocks n. derinlik kayaçları
plutonic rocks n. derinlik taşları
extrusive rocks n. ekstrusif kayaçlar
effusive rocks n. efüzif kayaçlar
jurassic-cretaceous eocene aged rocks n. jura-kretase ve eosen yaşlı kayaçlar
intrusive rocks n. intrüsif kayaçlar
clastic rocks n. kırıntılı kayaçlar
clastic rocks n. klastik kaya
karstification of rocks n. kayaçların karstlaşması
magmatic rocks n. magmatik kayaçlar
leucocratic rocks n. lökokratik kayaçlar
clastic rocks n. mekanik tortul kaya
mesozoic and senozoic carbonate rocks n. mesozoyik ve senozoyik yaşlı karbonat kayaçları
metamorphic rocks n. metamorfik kayaçlar
organic sedimentary rocks n. organik kökenli kayaçlar
pliocene-quaternary volcanic rocks n. pliyosen-kuvaterner yaşlı volkanik kayalar
extrusive rocks n. püskürük kayaç
sedimentary rocks n. sedimanter kayaç
sedimentary rocks n. sedimenter kayaçlar
intrusive rocks n. sokulum kayaçları
extrusive rocks n. sokulum kayaçları
intrusive rocks n. sokulma kayaçları
tertiary aged rocks n. tersiyer yaşlı kayaçlar
tertiary calc-alkaline volcanic rocks n. tersiyer yaşlı kalk-alkalen volkanitleri
basement rocks n. temel kayaçlar
ultramafic rocks n. ultramafik kayaçlar
upper miocene-lower pliocene rocks n. üst miyosen-alt pliyosen yaşlı kayaçlar
extrusive rocks n. volkanik kayaç
reef limestone interfingered with volcanic rocks n. volkanik kayaçlarla ara katkılı resifal kireçtaşı
rich leucogranitic rocks n. zengin lökogranitik kayaçlar
aqueous rocks n. tortul kayaçlar
aqueous rocks n. sedimanter kayaçlar
volcanic rocks n. volkanik kayalar
volcanic rocks n. volkanik kayaçlar
glaciated rocks n. buz faaliyetleri ile yüzeyleri düz, oluklu veya çizgili hale gelmiş taşlar
longmynd rocks n. longmynd kayaları
longmynd rocks n. büyük britanya'ya ait fosilli konglomera, grit, şist ve kayağan taşları
saliferous rocks n. (bazı sınıflandırmalarda) yeni kırmızı kumtaşı olarak adlandırılan kayaçlar
primitive rocks n. birinci jeolojik zamana ait kayalar
secondary rocks n. tortul kayaçlar
secondary rocks n. sedimenter kayaçlar
secondary rocks n. sedimanter kayaçlar
slate rocks n. ince katmanlara ayrılmış kayaçlar
slate rocks n. yapraklı kayalar
Mythology
cyanean rocks n. çarpışan kayalar
clashing rocks n. çarpışan kayalar
Slang
hot rocks n. ereksiyon olup boşalamamak yüzünden testislerde meydana gelen ağrı
hot rocks n. cinsel olarak uyarılıp boşalamamak yüzünden olan testis ağrısı
hot rocks n. boşalmama yüzünden oluşan testis ağrısı
hot-rocks n. testis ağrısı
hot-rocks n. ereksiyon olup boşalamamak yüzünden testislerde meydana gelen ağrı
get one's rocks off v. boşalmak
get your rocks off v. haz almak/duymak
get your rocks off v. zevk almak
get your rocks off v. seks yapmak
get your rocks off v. boşalmak
get your rocks off v. orgazm olmak
a bag of rocks adj. süzme salak
dumb as a box of rocks expr. akılsız
dumb as a box of rocks expr. aptal
dumb as a box of rocks expr. beyinsiz
kick rocks expr. defol git
it rocks expr. çok güzel
it rocks expr. harika
dumb as a box of rocks expr. salak
as dumb as a bag of rocks expr. süzme salak
kick rocks expr. uza
British Slang
almond rocks n. çorap
hot rocks n. koltuğa/döşemeye düşen yanık tütün/esrar parçası/dişi
get one's rocks off v. çok eğlenmek
get one's rocks off v. kurtlarını dökmek
get one's rocks off v. seks yapmak