talking - Türkisch Englisch Wörterbuch
Verlauf

talking

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


Bedeutungen von dem Begriff "talking" im Türkisch Englisch Wörterbuch : 7 Ergebniss(e)

Englisch Türkisch
Common Usage
talking n. konuşma
General
talking n. ikaz
talking n. sesli film
talking n. sesli (film)
talking adj. konuşan
talking adj. konuşkan
Computer
talking expr. konuşuyor

Bedeutungen, die der Begriff "talking" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 243 Ergebniss(e)

Englisch Türkisch
General
talking in one's sleep n. sayıklama
smooth talking n. düzgün konuşma
talking film n. sesli film
talking picture n. sesli film
talking nonsense n. hezeyan
talking-to n. azar
talking point n. konuşulacak konu
talking point n. konuşma konusu
simple talking n. basit konuşma
talking point n. (belge, istatistiksel bilgi, resim, gazete haberi gibi) bir tartışmada tarafların kullandığı inandırıcı veya ikna edici ya da destekleyici noktalar, konular
talking back n. küstah ve terbiyesizce cevap verme
talking head n. ekranda vücudunun sadece omuzundan üstü görünen program sunucusu
talking drum n. eğri bir batonla çalınan, batı afrika'ya özgü küçük bir vurmalı çalgı
talking drum n. çalarken ton değiştirme özelliğine sahip afrika'ya özgü bir vurmalı çalgı
talking drum n. geleneksel olarak kol ile vücut arasına sıkıştırılarak çalınan afrika'ya özgü bir vurmalı çalgı
talking book n. görme engelliler için geliştirilmiş sesli kitap
trash-talking n. boş konuşma
trash-talking n. aşağılayıcı şekilde konuşma
start talking incessantly v. çenesi düşmek
give somebody a talking-to v. haşlamak
give somebody a talking-to v. azarlamak
keep on talking with someone v. görüşmeye devam etmek
keep/continue talking v. görüşmeyi sürdürmek
smooth-talking adj. dilbazlık yapan
smooth-talking adj. tatlı dille ikna eden
smooth-talking adj. yapmacık ama güzel konuşan
Phrases
on talking terms expr. barışmış
on talking terms expr. konuşmaya başlamış
on talking terms expr. selamlaşıp konuşan
Colloquial
talking shop n. hiçbir sonuca ulaşmayan tartışmalar yapan grup ya da komite
big-talking man n. büyük konuşan adam
talking head n. durmadan konuşan geveze tip
know what (one) is talking about v. ne dediğini bilmek
know what (one) is talking about v. ağzından çıkanı kulağı duymak
know what (one) is talking about v. neden söz ettiğini bilmek
know what (one) is talking about v. neden bahsettiğini bilmek
know what you're talking about v. ne dediğini bilmek
know what you're talking about v. ağzından çıkanı kulağı duymak
know what you're talking about v. neden söz ettiğini bilmek
know what you're talking about v. neden bahsettiğini bilmek
look (hark) who's talking expr. bak şu konuşana
now you are talking! expr. bana bunlarla gel!
hark who's talking expr. diyene de/söyleyene de bak
hark who's talking expr. sen önce kendine bak
look who's talking expr. diyene de/söyleyene de bak
look who's talking expr. sen önce kendine bak
talking of (someone or something) expr. (biri/bir şey) demişken
talking of (someone or something) expr. (birinden/bir şeyden) söz açılmışken
talking of (someone or something) expr. (biriyle/bir şeyle) ilgili olarak
talking of (someone or something) expr. (biri/bir şey) konusunda
talking of somebody/something [uk] expr. biri/bir şey demişken
talking of somebody/something [uk] expr. birinden/bir şeyden söz açılmışken
talking of somebody/something [uk] expr. biriyle/bir şeyle ilgili olarak
talking of somebody/something [uk] expr. biri/bir şey konusunda
stop talking trash expr. boş konuşmayı bırak
stop talking trash expr. saçma sapan konuşma
(it was) good talking to you expr. seninle/sizinle konuşmak güzeldi
(it was) good talking to you expr. güzel bir sohbetti/konuşmaydı/görüşmeydi
now we're talking expr. işte şimdi oldu
now we're talking expr. işte bu iyi/güzel fikir
now we're talking expr. işte bana bunlarla gel
now we're talking expr. işte duymak istediğim şey
now we're talking expr. işte bu olur
now we're talking expr. işte budur
now we're talking expr. ha şöyle
Idioms
a talking shop [uk] n. hiçbir sonuca varmayan tartışmaların yaşandığı toplantı/organizasyon
a talking shop [uk] n. her şeyin lafta kaldığı bir toplantı/organizasyon
smooth talking n. ikna edici konuşma
smooth talking n. tatlı dille ikna etme
be talking through one's hat v. ahkam kesmek
be talking through one's hat v. bilmeden konuşmak
be talking through one's hat v. boş konuşmak
be talking through one's hat v. bilip bilmeden konuşmak
be talking through one's hat v. cahil cahil konuşmak
be like talking to a brick wall v. duvarla konuşuyor gibi olmak
be talking through one's hat v. desteksiz atmak
be like talking to a brick wall v. duvara konuşuyormuş gibi olmak
be talking through one's hat v. cahilce konuşmak
be talking through one's hat v. kafadan uydurmak
be talking through one's hat v. kafadan atmak
be talking through one's hat v. palavra atmak
like talking to a brick wall v. duvara konuşuyormuş gibi
like talking to a brick wall v. duvarla konuşuyormuş gibi
be talking out of both sides of (one's) mouth v. ona öyle buna böyle konuşmak
be talking through your hat v. boş konuşmak
be talking through your hat v. bilip bilmeden konuşmak
be talking through your hat v. desteksiz atmak
be talking through your hat v. cahil cahil konuşmak
be talking through your hat v. palavra atmak
be talking through your hat v. kafadan atmak
be talking through your hat v. bilmeden konuşmak
give (one) a (good) talking to v. (birini bir güzel/bir temiz) azarlamak
give (one) a (good) talking to v. (birini bir güzel/bir temiz) haşlamak
give (one) a (good) talking to v. (birine bir güzel/bir temiz) fırça çekmek
give (one) a (good) talking to v. (birinin bir güzel) canına okumak
give (one) a (good) talking to v. (birine bir güzel) gününü göstermek
give someone a (good) talking to v. birini (bir güzel/bir temiz) azarlamak
give someone a (good) talking to v. birini bir (güzel/bir temiz) haşlamak
give someone a (good) talking to v. birine (bir güzel/bir temiz) fırça çekmek
give someone a (good) talking to v. birinin (bir güzel) canına okumak
give someone a (good) talking to v. birine (bir güzel) gününü göstermek
give someone a talking to v. birini azarlamak
give someone a talking to v. birini haşlamak
give someone a talking to v. birine fırça çekmek
give someone a talking to v. birinin canına okumak
give someone a talking to v. birine gününü göstermek
blunt-talking adj. açık sözlü
blunt-talking adj. dobra
blunt talking and straight shooting expr. açık sözlü
blunt talking and straight shooting expr. dobra
like talking to a wall expr. duvara konuşuyormuş gibi
like talking to a wall expr. duvarla konuşuyor gibi
Speaking
actually I wasn't talking about him expr. aslında ondan bahsetmiyordum
are we talking about the same guy? expr. aynı adamdan mı bahsediyoruz?
now you're talking! expr. bak şimdi doğru söyledin!
I am not supposed to be talking about this expr. bu konuda konuşmamam gerekiyor
it's not something I like talking about expr. bu konuşmaktan hoşlandığım bir konu değil
stop talking to me expr. benimle konuşmayı bırak
she/he gave me a proper talking to expr. beni bir güzel haşladı
we were just talking about you expr. biz de senin hakkında konuşuyorduk
we were just talking about you expr. biz de senden konuşuyorduk
she/he gave me a proper talking to expr. beni bir güzel azarladı
look who is talking expr. bak şu konuşana
that's what we were talking about expr. biz de bundan bahsediyorduk
you're not talking much these days expr. bugünlerde pek fazla konuşmuyorsun
are we talking about anyone specific? expr. belli birinden mi bahsediyoruz?
is this what you were talking about? expr. bahsettiğin şey bu muydu?
you shouldn't have done this without talking to me expr. benimle konuşmadan bunu yapmaman gerekirdi
that's what we were talking about expr. biz de bundan konuşuyorduk
I'm not talking about today expr. bugün için konuşmuyorum
we were just talking about you expr. biz de seni çekiştiriyorduk
thank you for talking with me expr. benimle konuştuğunuz için teşekkür ederim
it's not something I like talking about expr. bu konuşmaktan hoşlandığım bir şey değil
are you talking to me? expr. bana mı dedin?
we were just talking about you expr. biz de seni konuşuyorduk
they're not talking to me expr. benimle konuşmuyorlar
that's what I'm talking about expr. ben de bundan bahsediyordum
now you're talking expr. ha şöyle!
now you're talking expr. ha şunu bileydin!
didn't you hear everybody talking about me? expr. herkesin benim hakkımda konuştuğunu duymadın mı?
that's what I’m talking about expr. işte bahsettiğim şey de buydu
that's what I'm talking about expr. işte benim bahsettiğim de buydu
now you are talking! expr. işte budur!
now we are talking expr. işte şimdi oldu
this is what I am talking about expr. işte bundan bahsediyorum
this is what I am talking about expr. işte bundan söz ediyorum
you've got no idea who you're talking to expr. kiminle konuştuğunuz hakkında hiçbir fikriniz yok
we're done talking about this expr. konu kapanmıştır
I know what i'm talking about expr. neden söz ettiğimi biliyorum
why have you stopped talking? expr. neden sustun?
why aren't you talking? expr. neden konuşmuyorsun?
who are you talking to? expr. kimle konuşuyorsun sen?
why isn't anybody talking? expr. neden kimse konuşmuyor?
who were you talking to? expr. kiminle konuşuyordun?
do you want me to keep talking? expr. konuşmaya devam etmemi istiyor musun?
I don't know what you are talking about expr. neden bahsettiğini anlamıyorum
I don't have the slightest idea what you're talking about expr. neden söz ettiğin hakkında en ufak bir fikrim yok
what were we talking about? expr. ne konuşuyorduk?
do you remember what we were talking about? expr. ne hakkında konuştuğumuzu hatırlıyor musun?
you have no idea what i'm talking about do you? expr. neden bahsettiğim hakkında hiçbir fikrin yok değil mi?
please stop talking to me expr. lütfen benimle konuşmayı kes
you have no idea what you're talking about expr. neden bahsettiğin hakkında hiçbir fikrin yok senin
why did you quit talking? expr. neden sustun?
I shouldn't be talking about him expr. onun hakkında konuşmamalıyım
everybody knows what i'm talking about expr. neden bahsettiğimi herkes biliyor
instead of talking expr. konuşmak yerine
to whom are you talking? expr. kiminle konuşuyorsun?
I have no idea what you're talking about expr. neden bahsettiğin hakkında hiçbir fikrim yok
what were we talking about? expr. neden bahsediyorduk?
who are you talking about? expr. kimden bahsediyorsunuz?
you know exactly what i'm talking about expr. neden söz ettiğimi gayet iyi biliyorsun
I heard you talking to him expr. onunla konuştuğunu duydum
what were we talking about? expr. nerede kalmıştık?
I'm tired of you talking about her/him like that expr. onun hakkında bu şekilde konuşmandan bıktım
what are you talking about? expr. neden bahsediyorsun sen?
who are you talking to? expr. kiminle konuşuyorsun?
what are you guys talking about? expr. ne hakkında konuşuyorsunuz çocuklar?
I haven't the faintest idea what you're talking about expr. ne konuştuğun hakkında en ufak bir fikrim yok
I don't know what you're talking about expr. neden bahsettiğini bilmiyorum
that's a hunch talking expr. ön sezilerinle konuşuyorsun
what are you talking about? expr. neden bahsediyorsunuz?
you know what i'm talking about expr. ne dediğimi gayet iyi biliyorsun
I haven't the faintest idea what you're talking about expr. konuştuğun şey hakkında en ufak bir fikrim yok
who's he talking to? expr. kiminle konuşuyor?
you know what i'm talking about? expr. neden bahsettiğimi anlıyor musun?
you have no idea what i'm talking about expr. neden bahsettiğim hakkında hiçbir fikrin yok
you don't know what you're talking about expr. neden bahsettiğini bilmiyorsun
you do not have the slightest idea what I am talking expr. ne konuştuğum hakkında en ufak bir fikrin bile yok
why aren't you talking expr. neden konuşmuyorsun
what're you talking about? expr. neden bahsediyorsun?
who am I talking to? expr. kime diyorum?
I'm not talking to you expr. seninle konuşmuyorum
what are you talking about? expr. sen neden bahsediyorsun?
I am talking to you expr. seninle konuşuyorum!
good talking to you expr. seninle konuşmak güzeldi
It's been good talking to you expr. seninle konuşmak güzeldi
I miss talking to you expr. seninle konuşmayı özledim
look who's talking! expr. söyleyene/diyene bak!
no talking in line expr. sırada konuşmayın
we were just talking expr. sadece konuşuyorduk
who do you think you're talking to? expr. sen kiminle konuştuğunu sanıyorsun?
I'm just talking expr. sadece konuşuyorum
they like talking about their dreams expr. rüyalarıyla ilgili konuşmaktan hoşlanırlar
what are you talking about? expr. sen neden söz ediyorsun?
it's been nice talking to you expr. seninle konuşmak güzeldi
nice talking to you expr. seninle konuşmak güzeldi
it was nice talking to you expr. sizinle konuşmak güzeldi
what do you think they're talking about? expr. sizce ne konuşuyorlardır?
I miss talking with you expr. seninle konuşmayı özledim
they're talking to teacher now expr. şimdi öğretmenle konuşuyorlar
nice talking to you too expr. seninle konuşmak da güzeldi
I'm talking to you expr. seninle konuşuyorum!
like I was talking on the phone expr. telefonda söylediğim gibi
I cannot help you if I don't understand what you are talking about expr. tam olarak neden bahsettiğini bilmeden sana yardım edemem
when it comes to talking about the qualities of a good friend expr. iyi bir arkadaşın nitelikleri hakkında konuşmaya gelince
I haven't the faintest idea what you're talking about expr. neden bahsettiğin hakkında en ufak bir fikrim bile yok
Telecom
talking terminal n. konuşma uçbirimi
Automotive
talking warning system n. konuşan uyarı düzeni
Traffic
talking on a cell phone while driving n. araba kullanırken telefonla konuşma
Psychology
talking cure n. konuşma tedavisi
sleep talking n. uykuda konuşma
Linguistics
turns at talking n. konuşma sırası
Geography
talking rock n. georgia eyaletinde yerleşim yeri
Military
talking radio beacon n. akustik modülasyonlu radar
Cinema
talking picture n. sözlü film
Slang
jive talking v. çok abartarak konuşmak
be talking out of (one's) arse [uk] v. götünden uydurmak
be talking out of (one's) arse [uk] v. kıçından uydurmak
be talking out of (one's) arse [uk] v. götünden atmak
be talking out of (one's) arse [uk] v. boş boş konuşmak
be talking out of (one's) arse [uk] v. tamamen saçmalamak
be talking out of your arse [uk] v. götünden uydurmak
be talking out of your arse [uk] v. kıçından uydurmak
be talking out of your arse [uk] v. götünden atmak
be talking out of your arse [uk] v. boş boş konuşmak
be talking out of your arse [uk] v. tamamen saçmalamak
what the hell was he talking about? expr. bütün o söyledikleri neydi öyle?
I don't know who you talking about expr. kimden bahsettiğini bilmiyorum
why the fuck are you still talking? expr. ne sikime konuşuyorsun hala?
what the hell are you talking about? expr. neden söz ediyorsun sen?
what the hell are you talking about? expr. sen neden bahsediyorsun?
who the fuck do you think you're talking to? expr. sen kiminle konuştuğunu sanıyorsun?
who the hell do you think you're talking to? expr. sen kiminle konuştuğunu sanıyorsun?