yapraklar - Türkisch Englisch Wörterbuch

yapraklar

Bedeutungen von dem Begriff "yapraklar" im Englisch Türkisch Wörterbuch : 8 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
General
yapraklar foliage n.
Yellowing of the foliage indicates a lack of light or an excess of potassium in the soil.
Yaprakların sararması, toprakta ışık eksikliğini veya fazla miktarda potasyum olduğunu gösterir.

More Sentences
Computer
yapraklar leaves n.
Steroid hormone precursors are obtained from the leaves.
Steroid hormon öncüleri yapraklardan elde edilir.

More Sentences
General
yapraklar greens n.
yapraklar leafage n.
yapraklar leaf v.
Technical
yapraklar platelets n.
Botanic
yapraklar foliation n.
yapraklar foliature n.

Bedeutungen, die der Begriff "yapraklar" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 82 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
General
(ormanda) çürümüş yapraklar litter n.
I was jogging when I spotted a shiny object buried in the litter.
Koşu yaparken çürümüş yaprakların arasına gömülmüş parlak bir nesne gördüm.

More Sentences
(yapraklar) dökülmek shed v.
This coating is shed just before birth.
Bu kaplama doğumdan hemen önce dökülür.

More Sentences
Botanic
taç yapraklar petals n.
This flower spreads its petals at night.
Bu çiçek taç yapraklarını geceleri açar.

More Sentences
General
karşılıklı yapraklar opposite leaves n.
mısır koçanını saran yapraklar shuck n.
taç yapraklar bell n.
bitkiden sarkan dal ve yapraklar growth n.
almaşık yapraklar alternate leaves n.
ağacın üstündeki dal veya yapraklar treetop n.
kopmuş yapraklar loose leaves n.
bazı ngoni kabilelerindeki evli savaşçıların taktığı yapraklar ve hayvan tüyleriyle süslü kafa aksesuarı headring n.
sırayla numaralandırılmış yapraklar foliation n.
sarı yapraklar yellow leaves n.
hışırdamak (yapraklar/ipek vb) swish v.
yapraklar ile kaplamak infoliate v.
yapraklar ile örtmek infoliate v.
her yıl yapraklar dökülen deciduous adj.
yapraklar halinde laminar adj.
iki ya da dörde katlanmış yapraklar halinde üretilmiş folio adj.
yaprak veya yapraklar ile ilişkili foliar adj.
Idioms
naftalinlerin/tozlu yapraklar arasından (sandıktan) çıkarmak bring something out of mothballs v.
Technical
değiştirilmiş brominant epoksit yünlü fiber cam güçlendirilmiş laminant yapraklar modified brominated epoxide woven fibreglass reinforced laminated sheets n.
e-cam güçlendirilmiş laminant yapraklar e-glass reinforced laminate sheets n.
tutuşabilirliği tanımlanmış halojen olmayan epoksit yünlü e-cam güçlendirilmiş laminant yapraklar non-halogenated epoxide woven e-glass reinforced laminated sheets of defined flammability n.
yapraklar halinde laminose adj.
yapraklar halinde laminiferous adj.
Architecture
yapraklar ve dallarla süslenmiş (mimari) carolitic adj.
Construction
yeşil yapraklar greenery n.
Biology
çanak yapraklar ile ilgili calycular adj.
çanak yapraklar ile ilgili calicular adj.
Biochemistry
yapraklar ile ilişkili folic adj.
Marine Biology
genellikle üzerinde tüy yapraklar bulunan devasa boyutlarda uzun ince uzantılara sahip laminariaceae familyasında bir kahverengi su yosunu cinsi macrocystis n.
Zoology
yürüyen yapraklar phylliidae n.
Botanic
çanak yapraklar epicalyx n.
almaşık yapraklar alternative leaves n.
bileşik yapraklar compound leaves n.
karşılıklı yapraklar opposed leaves n.
dorsivental yapraklar subulate leaves n.
etli yapraklar succulent leaves n.
karşılıklı yapraklar opposite leaves n.
halka dizilişli yapraklar stellate leaves n.
çanak yapraklar calicle n.
çanak yapraklar calycle n.
üçer üçer çıkan yapraklar tern leaves n.
sapın alt yüzünde bulunan sıra halindeki yapraklar underleaf n.
gövdenin alt yüzünde bulunan sıra halindeki yapraklar underleaf n.
çiçeklerin yaprak tomurcukları ile homolog olduğu ve çiçek üreme organlarının dönüşüm geçirmiş yapraklar olduğu ilkesi vegetable metamorphosis n.
kenarları yeryüzüne ve göğe dönük olup ayaları ufku işaret eden yapraklar vertical leaves n.
tüy yapraklar isoetaceae n.
tüy yapraklar quillwort family n.
tüy yapraklar family isoetaceae n.
salata veya yemek için kullanılan taze yapraklar healing herb n.
bitki çayı yapmak için kullanılan yapraklar healing herb n.
meyve veya kırmızı şarap tatlandırmak için dikkatli ölçülerde kullanılan yapraklar herb grace n.
saksı bitkisi olarak kullanılan yapraklar pigweed n.
doğadan toplanan yapraklar pigweed n.
taç yapraklar coroll [obsolete] n.
(taç yapraklar veya çanakta gelişen) içi boş çıkıntı spur n.
çiçeğin dış halkalarını oluşturan renkli yapraklar perianth n.
dökülmeden ağaçta çürüyen yapraklar induviae n.
(taç yapraklar ve kısımlarından ayrı) nektar proper nectary n.
(yapraklar) çürürken yığın halinde durmak couch v.
üç sıra halindeki (yapraklar) trifarious adj.
almaşık (yapraklar) alternate adj.
biri sağda biri solda olan (yapraklar) alternate adj.
taç yaprakları arasında çanak yapraklar olan barbed adj.
tepesinde yapraklar olan comate adj.
tepesinde yapraklar olan comose adj.
(bazı yapraklar) girintileri merkezin yarısına kadar uzanan cleft adj.
(gövde boyunca yapraklar) eğri bir çizgide dağılım gösteren curviserial adj.
(yapraklar) iki sıra sırt dizilişli succubous adj.
(yapraklar) üst üste binmiş gibi görünen succubous adj.
Agriculture
buğdayda bayrak yapraklar flag leaves n.
çanak yapraklar sepals n.
Tobacco
çürük yapraklar rotten leaves n.
Geology
gnaysın içindeki mika veya hornblend sebebiyle ince yapraklar oluşturup kolayca parçalanabilen bir çeşidi slaty gneiss n.
Entomology
yuvasını kaplamak için yapraklar ve çiçeklerden yuvarlak parçalar koparan arı leafcutter bee n.
yürüyen yapraklar familyasından olan böcek phyllid n.
yürüyen yapraklar family phyllidae n.
yürüyen yapraklar family phillidae n.
yürüyen yapraklar phyllidae n.
yürüyen yapraklar phillidae n.