yaz - Türkisch Englisch Wörterbuch
Verlauf

yaz



Bedeutungen von dem Begriff "yaz" im Englisch Türkisch Wörterbuch : 12 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
Common Usage
yaz summer n.
General
yaz summertime n.
yaz summer n.
yaz aestival adj.
yaz aestival (us) adj.
yaz estival (brit.) adj.
yaz estival adj.
Computer
yaz type expr.
yaz write (w) expr.
yaz write expr.
Linguistics
yaz script expr.
Meteorology
yaz summer n.

Bedeutungen, die der Begriff "yaz" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 497 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
General
yaz boz flipflop n.
yaz yağmuru summer rain n.
yaz mevsimi summertime n.
yaz mevsimini geçirme estivation n.
ingiltere üniversitelerinin yaz tatili long vacation n.
yaz ördeği marbled teal n.
yaz üçgenindeki parlak bir yıldız deneb n.
yaz tatili summer holiday n.
suudi arabistan yaz saati saudi arabia daylight time n.
eskimo yaz evi tupik n.
yaz saati uygulaması daylight saving n.
yaz boyunca erimeden kalan buz kitlesi taryn n.
yaz tatili summer vacation n.
yaz okulu summer school n.
yaz ortası midsummer n.
yaz mevsimi summer season n.
yaz mevsimi summer n.
yaz sezonu summer season n.
yaz mevsimini geçirme estivating n.
yaz okulu vacation school n.
yaz saati summer time n.
arabistan yaz saati arabian daylight time n.
samoa yaz saati samoa daylight time n.
avustralya merkezi yaz saati aus central daylight time n.
bangkok yaz saati bangkok daylight time n.
orta asya yaz saati central asia daylight time n.
hawaii yaz saati hawaiian daylight time n.
güney afrika yaz saati south africa daylight time n.
fiji yaz saati fiji daylight time n.
greenwich yaz saati greenwich daylight time n.
hindistan yaz saati india daylight time n.
iran yaz saati iran daylight time n.
israil yaz saati israel daylight time n.
merkezi yaz saati central daylight time n.
doğu yaz saati eastern daylight time n.
kanada merkezi yaz saati canada central daylight time n.
çin yaz saati china daylight time n.
orta pasifik yaz saati central pacific daylight time n.
afganistan yaz saati afghanistan daylight time n.
mısır yaz saati egypt daylight time n.
çek yaz saati czech daylight time n.
meksika yaz saati mexico daylight time n.
yaz evi summer house n.
yaz evi garden house n.
yaz evi privy n.
yaz rüzgarı summer wind n.
yaz sebzesi summer vegetable n.
yaz ortası middle of summer n.
yaz esintisi summer breeze n.
yaz ortası high summer n.
yaz saati daylight saving time n.
yaz saati daylight-saving time n.
yaz ağacı summerwood n.
yaz saati uygulaması daylight saving time n.
yaz dönümü arifesi st john's eve n.
yaz dönümü arifesi midsummer eve n.
yaz dönümü arifesi st john's night n.
yaz kıyafetleri summer clothes n.
yaz dönümü arifesi midsummer night n.
yaz giysileri summer clothes n.
yaz sıcağı summer heat n.
yaz sıcağı summer's heat n.
yaz sonu end of summer n.
bütün yaz whole summer n.
yaz meyvesi summer fruit n.
yaz saati uygulaması summer time n.
bu yaz this summer n.
erken gelen yaz an early summer n.
yaz mevsimi season of summer n.
yaz turnesi summer tour n.
yaz şarabı summer wine n.
geçen yaz last summer n.
yaz aşkı summer love n.
yaz kampı summer camp n.
yaz kampı idarecisi counselor n.
yaz kampı idarecisi counsellor n.
en sıcak yaz günleri dog days n.
yaz mevsimini geçirme aestivation n.
yaz mevsimini geçirme aestivating n.
yaz sporları summer sports n.
yaz zamanı hüznü summertime sadness n.
ingiliz yaz saati british summer time (bst) n.
yaz pusu summer haze n.
bir yaz günü a summer day n.
gelecek yaz next summer n.
sonraki yaz next summer n.
ortalama yaz sıcaklığı they love takıng care of anımaşs n.
yaz planlarım my summer plans n.
susuz yaz dry summer n.
yaz kuraklığı summer drought n.
yaz dövmesi summer tattoo n.
çocukların grup olarak yaz tatillerinde gittikleri basit yapılı rekreasyon yeri camp n.
yaz kampında el ile yapılmış (el ve sanat işleri) camp-made n.
eskimo yaz evi tupek n.
eskimo yaz evi sealskin tent n.
doğu yaz saati edt (eastern daylight time) n.
yaz gün dönümü june 21 n.
yaz gün dönümü midsummer n.
yaz gün dönümü summer solstice n.
yaz bayramı'ndan bir önceki gün june 23 n.
yaz bayramı jun 24 n.
yaz gündönümü jun 24 n.
yaz bayramı midsummer day n.
yaz gündönümü midsummer day n.
yaz bayramı midsummer's day n.
yaz gündönümü midsummer's day n.
yaz bayramı st john's day n.
yaz gündönümü st john's day n.
abd'de avrupa, latin amerika ve iskandinav topluluklarının 24 haziran'da yaz gün dönümünü kutladıkları gün midsummer day n.
yaz gün dönümünden önceki akşam midsummer night n.
yaz-çizcilik bureaucratism n.
çok sıcak yaz günü dog day n.
yaz havası summer vibe n.
yaz mevsimi gibi ortam summer n.
yaz hissi veren şey summer n.
yaz tatilinde okula gidilmeyen dönem summer holidays n.
yaz havasında olma summerliness n.
yaz mevsimi summertide [dated] n.
yaz ayları summertide [dated] n.
yaz mevsimini geçirmek estivate v.
yaz uykusuna yatmak estivate v.
yaz uykusuna yatmak aestivate v.
yaz okuluna yazılmak attend the summer school v.
yaz okuluna kaydolmak attend the summer school v.
yaz mevsimini geçirmek aestivate v.
(çiftlik hayvanlarını) yaz boyu beslemek summer v.
yaz sıcağından korumak summerise [uk] v.
yaz sıcağından korumak summerize [us] v.
yaz mevsimini geçirmiş estivated adj.
yaz gibi summery adj.
yaz ile ilgili aestival adj.
yaz ile ilgili estival (brit.) adj.
yaz ile ilgili aestival (us) adj.
yaz ile ilgili estival adj.
yaz mevsimini geçirmiş aestivated adj.
yaz ortasına ait midsummer adj.
yaz ortasıyla ilgili midsummer adj.
yaz ortasında meydana gelen midsummer adj.
yaz havasında olan summer adj.
yaz gibi sıcak olan summer adj.
yaz boyu süren summer-long adj.
yaz kış in summer and winter adv.
yaz aylarında in the summer months adv.
yaz süresince summer-long adv.
geri yaz wb (write back) abrev.
Phrases
kısa süre içinde bana yaz write to me soon expr.
yaz kış in season and out of season expr.
Proverb
bir çiçekle yaz gelmez one swallow does not make a summer
bir çiçekle yaz gelmez one swallow doesn't make a summer
bir çiçekle yaz gelmez one swallow does not a summer make
sana yapılan iyiliği mermere, kötülüğü toza yaz write injuries in sand, kindness in marble
benzeye benzeye yaz benzeye benzeye kış olur a bad apple spoils the (whole) barrel
benzeye benzeye yaz benzeye benzeye kış olur one bad apple spoils the (whole) barrel
benzeye benzeye yaz benzeye benzeye kış olur one bad apple spoils the (whole) bunch
benzeye benzeye yaz benzeye benzeye kış olur one bad apple spoils the (whole) bushel
Colloquial
bir yaz akşamı a summer evening n.
bir yaz gecesi a summer night n.
kuzey kutup dairesi'nin kuzeyinde yaz boyunca günün her saati güneş ışığı alan ülke land of the midnight sun n.
bir çiçekle yaz gelmez one swallow doesn't make a summer expr.
her yaz every summer expr.
hesaba yaz add it to the tab expr.
yaz bir kenara (söz verirken söylenir) book it expr.
yoğun yaz sezonu gelmek üzere the busy summer season is almost upon us again expr.
bana yaz write if you get work [old-fashioned] expr.
bana yaz wiygw (write if you get work) expr.
bana doğrudan mesaj yaz dm me expr.
küçük harflerle yaz/konuş turn your caps lock off expr.
şimdilik beni yaz pencil me in expr.
geçici olarak beni yaz pencil me in expr.
iptal olabilir/değişebilir ama şimdilik beni yaz pencil me in expr.
google'a yaz quod google expr.
büyük harfler kullanmadan yaz! turn your caps lock off! (tyclo) exclam.
Idioms
yaz şikayetleri summer complaints n.
yaz şikayeti summer complaint n.
yaz aşkı summer fling n.
önemsiz haberlerin olduğu yaz sezonu gooseberry season n.
haber kaynaklarının pek haber bulamadığı/üretemediği özellikle yaz sezonu gooseberry season n.
yaz saati uygulaması sebebiyle saatleri ileri almak move the clock forward v.
yaz saati uygulaması sebebiyle saatleri ileri almak move the clocks forward v.
yaz saati uygulaması sebebiyle saatleri ileri almak move one's clock forward v.
yaz saati uygulaması sebebiyle saatleri ileri almak move one's clocks forward v.
yaz saati uygulaması sebebiyle saatleri ileri almak turn the clock forward v.
yaz saati uygulaması sebebiyle saatleri ileri almak turn the clocks forward v.
yaz saati uygulaması sebebiyle saatleri ileri almak turn one's clock forward v.
yaz saati uygulaması sebebiyle saatleri ileri almak turn one's clocks forward v.
yaz saati uygulamasına geçmek turn the clock forward v.
yaz saati uygulamasına geçmek turn the clocks forward v.
yaz saati uygulamasına geçmek turn one's clock forward v.
yaz saati uygulamasına geçmek turn one's clocks forward v.
sözlerimi bir kenara yaz mark my words expr.
yaz tahtaya alırsın haftaya charge it to the dust and let the rain settle it expr.
yaz kış demeden come rain or shine expr.
abd'nin güneydoğu eyaletlerindeki tipik yaz sıcağı as hot as highway blacktop expr.
yaz kış demeden come rain, come shine expr.
yaz saati uygulamasında saatlerin ne zaman ileri ne zaman geri alındığını hatırlamak için kullanılan bir ifade spring forward, fall back expr.
Speaking
hesabıma yaz add it on my tab n.
ailen hakkında yaz write about your family expr.
alışveriş yaptığın dükkanları yaz write the shops you buy the things from expr.
bütün yaz birlikteydik we've been together all summer expr.
bana mektup yaz write me a letter expr.
bütün yaz birlikteydik we've been together whole summer expr.
dediklerimi yaz bir kenara you mark my words expr.
geçen yaz çok boy attım I grew a lot last summer expr.
geçen yaz neredeydin? where were you last summer? expr.
hislerini yaz write your feelings expr.
hikayeni yaz write your story expr.
hesabıma yaz write it on my tab expr.
geçen yaz tatile gittim I went on vacation last summer expr.
hesabıma yaz put it on my tab expr.
en sevdiğim mevsim yaz my favorite season is summer expr.
hesabıma yaz put it on my bill expr.
hesabıma yaz charge it to my account expr.
kendinle ilgili yaz write about yourself expr.
kendin hakkında yaz write about yourself expr.
lütfen bana geri yaz please write me back expr.
sözlerimi/bunu bir kenara yaz mark my word expr.
tüm yaz birlikteydik we've been together all summer expr.
türkiye'de yaz şu an this is summer in turkey expr.
tüm yaz birlikteydik we've been together whole summer expr.
yaz bitti summer is over expr.
yaz tatili üç ay sürer summer vacation lasts three months expr.
yaz geliyor summer is coming expr.
Chat Usage
bana tekrar yaz tmb (text me back) expr.
mesajıma cevap yaz tmb (text me back) expr.
Trade/Economic
nominal-yazılı değer nominal value n.
yaz kampanyası summer campaign n.
yaz saati uygulaması day light saving time n.
yaz primi summer premium n.
yaz stajı yapmak do summer internship v.
Law
ingiltere ve galler'deki profesyonel avukat derneklerinde yaz dönemi trinity term n.
(adalet yüksek mahkemesi'nde) yaz idari dönemi trinity sitting n.
üç aylık yaz tatili long vacation n.
Politics
ingiliz parlamentosunun kapanması (yaz dönemi vb gibi sebeplerden ötürü) house rises n.
yaz saati dst (daylight saving time) abrev.
yaz saati uygulaması dst (daylight saving time) abrev.
Tourism
yaz tarifesi summer schedule n.
Technical
yaz konuş typetalk n.
yaz-konuş type-talk n.
yaz su çekimi summer draft n.
yaz saati fast time n.
yaz-boz şeridi scratch tape n.
yaz saati daylight saving time n.
yaz klimatizasyonu summer air conditioning n.
yaz şeddesi summer dike n.
yaz-boz teybi scratch tape n.
yaz benzini summer gasoline n.
yaz-boz kaseti scratch cassette n.
yaz mevsimi klimatizasyonu summer air conditioning n.
yaz sulaması kharif irrigation n.
yaz saati summer time n.
yaz iklimlemesi summer air conditioning n.
yaz-boz denetimi scratch control n.
yaz kliması summer air conditioning n.
bir defa yaz çok defa oku write-once-read-many expr.
Computer
alaska yaz saati alaskan daylight time n.
abd doğu yaz saati us eastern daylight time n.
alt-yazı sınırı under-script limit n.
alt-yazı sınırlı büyük işleç large operator with under-script limit n.
batı pasifik yaz saati west pacific daylight time n.
batı asya yaz saati west asia daylight time n.
bir kere yaz write once n.
ekran yaz tuşu print screen key n.
ga doğu yaz saati sa eastern daylight time n.
güney amerika batı yaz saati sa western daylight time n.
güney amerika pasifik yaz saati sa pacific daylight time n.
gmt yaz saati gmt daylight time n.
gün hattı yaz saati dateline daylight time n.
newfoundland yaz saati newfoundland daylight time n.
oku-yaz erişimi read-write access n.
orta atlantik yaz saati mid-atlantic daylight time n.
pasifik yaz saati pacific daylight time n.
romance yaz saati romance daylight time n.
rusya yaz saati russian daylight time n.
sidney yaz saati sydney daylight time n.
sıradağlar yaz saati mountain daylight time n.
tasmanya yaz saati tasmania daylight time n.
taype yaz saati taipei daylight time n.
tokyo yaz saati tokyo daylight time n.
yaz-boz kaseti scratch cassette n.
yaz-boz teybi scratch tape n.
üst-yazı over-script n.
üst-yazı ve alt-yazı sınırlı büyük işleç large operator with over-script and under-script limits n.
yaz-boz denetimi scratch control n.
üst-yazı sınırlı büyük işleç large operator with over-script limit n.
yaz-boz şeridi scratch tape n.
yaz künyesi summer masthead n.
yaz kenar çubuğu summer sidebar n.
yeni zelanda yaz saati new zealand daylight time n.
yaz web sitesi summer web site n.
yaz dönemi çalıştığı işler summer jobs n.
yft yaz saati gft daylight time n.
görsel-yazısal audiographic adj.
adres yaz write address expr.
anahtarı yaz write key expr.
belgeyi yaz write document expr.
dosyayı yaz write file expr.
dosyaların üstüne yaz overwrite files expr.
dac yaz write dac expr.
dosyanın üzerine yaz overwrite file expr.
geri yaz write back expr.
hücrelerin üzerine yaz overwrite cells expr.
geri yaz write-back expr.
guid yaz type guid expr.
içe yaz write through expr.
ileti yaz write message expr.
içine yaz type it in expr.
içe yaz write-through expr.
irp'leri yaz write irps expr.
imzayı yaz write signature expr.
isim yaz print name expr.
oku-yaz read-write expr.
kayıt dosyası yaz export registry file expr.
oku/yaz read/write expr.
nesnesini yaz write expr.
kopyayı yaz write instance expr.
oku ve yaz read and write expr.
örnekleri yaz write instances expr.
listeleri yaz author lists expr.
satırları girintili yaz indent rows expr.
sayfa yaz author pages expr.
sahibi yaz write owner expr.
sistem yaz system write expr.
sınıfı yaz write class expr.
pano yaz write clipboard expr.
sınıfları yaz write classes expr.
şifreyi yeniden yaz retype password expr.
sahibini yaz write owner expr.
tam yaz full write expr.
tıklat ve yaz click and type expr.
tüm öğeleri yaz write all items expr.
üzerine yaz overwrite expr.
üstüne yaz overwrite expr.
veri yaz write data expr.
yeniden yaz retype expr.
yaz+oku write+read expr.
yeniden yaz redo typing expr.
yeni liste yaz type a new list expr.
üstüne yaz overtype expr.
bir kere yaz, her yerde çalışır wore (write once, run everywhere) abrev.
bir yaz-çok oku worm (write once, read many) abrev.
Informatics
ekran yaz tuşu print screen key n.
iz başına (oku/yaz) kafa heads per track n.
yaz saati summer time n.
bir yaz-çok oku write-once-read-many expr.
Telecom
yaz boz tahtası scratch pad n.
Automotive
yaz lastiği summer tire n.
Marine
geminin yaz yükleme sınırında baş bodoslaması ile kıç bodoslaması arasındaki mesafe length between perpendiculars n.
açık denize giden yük gemilerinin yan kısımlarının tam ortasında bulunan ve yaz sezonu yük çizgisini gösteren işaret mark n.
Medical
rusya bahar-yaz ensefalitisi russian spring summer encephalitis n.
yaz gribi summer flu n.
yaz gribi summer grippe n.
yaz ishali summer complaint n.
görsel-yazılı visual-written adj.
Pathology
yaz ve sonbaharda meydana gelen, ciddi kramp, ishal ve kusma ile kendini gösteren akut bir bağırsak enfeksiyonu cholera morbus n.
Veterinary
sığırların yaz nezlesi bovine atopic rhinitis n.
Gastronomy
yaz türlüsü summer vegetable stew n.
yaz salatası summer salad n.
yaz sebzeleri summer vegetables n.
meyveli yaz pudingi summer pudding [uk] n.
Biology
yaz sonu ve sonbaharda genellikle ağaç köklerinde yetişen yenebilir bir mantar honey fungus (armillariella mellea) n.
yaz sonu ve sonbaharda genellikle ağaç köklerinde yetişen yenebilir bir mantar honey mushroom n.
yaz sonunda gelişme serotiny n.
yaz sonunda görünme serotiny n.
yaz sonunda olgunlaşma serotiny n.
yaz sonunda çiçeklenme serotiny n.
yaz sonunda gelişen serotinal adj.
yaz sonunda görülen serotinal adj.
yaz sonunda gelişen serotine adj.
yaz sonunda görülen serotine adj.
yaz sonunda oluşan serotine adj.
yaz sonunda çiçek açan serotine adj.
yaz sonunda olgunlaşan serotine adj.
yaz sonunda gelişim gösteren serotine adj.
yaz sonunda gelişen serotinous adj.
yaz sonunda görülen serotinous adj.
yaz sonunda oluşan serotinous adj.
yaz sonunda çiçek açan serotinous adj.
yaz sonunda olgunlaşan serotinous adj.
yaz sonunda gelişim gösteren serotinous adj.
Marine Biology
yaz aylarında kuzey amerika kıyılarınca bolca bulunan bir tür vatoz balığı little skate (raja erinacea) n.
yaz aylarında kuzey amerika kıyılarınca bolca bulunan bir tür vatoz balığı tobacco box (raja erinacea) n.
yaz aylarında kuzey amerika kıyılarınca bolca bulunan bir tür vatoz balığı tobacco–box skate n.
yaz havuzu aestival pond n.
Astronomy
yaz denizi mare aestatis n.
yaz gündönümü summer solstice n.
yaz gecesi gökyüzünde görünen büyük bir üçgen asterizm summer triangle n.
Zoology
yaz göçmeni summer migrant n.
yaz ördeği marmaronetta angustirostris n.
yaz uykusu estivation n.
yaz atmacası levant sparrowhawk n.
yaz uykusu aestivation n.
yaz aylarında bazı hayvanlarda görülen uyuşukluk aestivation n.
yaz atmacası accipiter brevipes n.
yaz aylarında bazı hayvanlarda görülen uyuşukluk estivation n.
yaz uykusu yapmak estivate v.
yaz uykusu yapmak aestivate v.
yaz uykusu yapan aestivate adj.
yaz uykusu yapan estivate adj.
Botanic
geniş yapraklı, yaz kış endemik bir yeni zelanda ağacı tawheowheo (quintinia serrata) n.
batı abd, kanada ve kuzey meksika’nın kurak bölgelerine özgü, yaz sonlarında parlak beyaz veya sarı çiçekler açan bir bitki chamisa (chrysothamnus) n.
yaz ve sonbahar aylarında çiçek açan, bahçelerde yetişen bir şebboy ten-week stock (matthiola incana annua) n.
sarı yaz kabağı straightneck squash n.
sarı yaz kabağı yellow summer squash n.
yaz papatyası bellis n.
yaz krizantemi tricolor daisy n.
yaz krizantemi annual chrysanthemum n.
yaz krizantemi chrysanthemum carinatum n.
yaz krizantemi tricolor chrysanthemum n.
yaz karı love-in-a-mist n.
yaz karı snow-in-summer n.
yaz karı cerastium tomentosum n.
yaz krizantemi glebionis carinatum n.
yaz krizantemi painted daisy n.
yaz ortasında küçük çiçekler açan ve her yıl çiçek açtıktan sonra ölen bir bitki cinsi astrantia n.
yaz ortasında küçük çiçekler açan ve her yıl çiçek açtıktan sonra ölen astrantia cinsi bitkiler masterwort n.
yaz sonunda açan parlak sarı çiçekleri olan çok yıllık bir kuzey amerika bitkisi autumn sneezeweed (helenium autumnale) n.
yaz sonunda açan parlak sarı çiçekleri olan çok yıllık bir kuzey amerika bitkisi helenium autumnale n.
yaz armudu jargonelle n.
pas hastalığının yaz mevsimindeki hali uredo n.
yaz selvi kochia scoparia n.
yaz selvi bassia scoparia n.
yaz selvi summer cypress n.
yaz selvi fire bush n.
yaz selvi fire-bush n.
yaz selvi mexican fire plant n.
yaz selvi mexican fireweed n.
yaz siklameni cyclamen purpurascens n.
yaz karı dusty miller n.
yaz karı snow-on-the-mountain n.
yaz siklameni sow bread n.
yaz kış yeşil evergreen adj.
yaz boyunca çiçek açan summer-blooming adj.
yaz boyunca çiçek açan summer-flowering adj.
Agriculture
yaz aylarında üçüncü kez saban sürmek thrifallow n.
yaz aylarında üçüncü kez saban sürmek trifallow n.
yaz aylarında üçüncü kez saban sürmek thryfallow [obsolete] n.
yaz budaması summer pruning n.
yaz merası summer range n.
sonbaharda ekilip takip eden ilkbaharda veya yaz başında hasat edilen buğday winter wheat n.
bir sonraki yılın mahsulüne hazırlık amacıyla yaz boyunca sık sık sürülen arazi summer fallow n.
yaz nadası uygulaması summer fallow n.
yaz nadası uygulaması summer-fallow v.
baharda veya yaz başında hasat edilmek için sonbaharda ekilen (ekin) winter adj.
Forestry
yaz odunu latewood n.
Education
chautauqua gölünün hemen yanında bulunan yaz okulu chautauqua n.
chautauqua yaz okuluna uygun olarak düzenlenmiş çalışma sistemi chautauqua system n.
ingiltere'deki üniversitelerde yaz dönemi trinity term n.
dinle ve yaz listen and write n.
yaz enstitüsü summer institute n.
yaz stajı rehberi summer internship guide n.
yaz stajı summer internship n.
yaz okulu summer school n.
(abd) yaz okulu chautauqua n.
Literature
shakespeare'in 'bir yaz gecesi rüyası' eserinde 'yılan, sinsi' anlamında kullandığı ifade canker blossom n.
yaz mevsiminden edilmiş unsummered adj.
Linguistics
sözlü-yazılı söylem spoken-written discourse n.
History
athena'nın geleneksel doğum gününde kutlanan bir yaz festivali panathenaea n.
Religious
(hristiyanlıkta) yaz bayramı arifesi saint john's eve n.
Environment
net yaz takatı net summer capability n.
Geography
ortalama yaz yağışının eşit olduğu noktaları birleştiren çizgi isotherombrose n.
yaz saati uygulaması daylight savings n.
yaz saati uygulaması daylight-savings time n.
orkney ve shetland takımadalarında yaz ortasında görülüp gece boyu devam eden alacakaranlık simmer dim [scotland] n.
yaz gün dönümüne ait veya ilişkin solstitial adj.
yaz gün dönümüne özgü solstitial adj.
ikinci dünya savaşı sırasında britanya'da saatleri standart saatin iki saat ilerisine alarak uygulanan yaz saati dst (double summer time) abrev.
Meteorology
yaz geceleri kısa bir süre görünme noctilucence n.
kurak yaz dry summer n.
kuru geçen yaz dry summer n.
ortalama yaz sıcaklığı average summer temperature n.
sıcak yaz dönemi dog days n.
yaz musonu summer monsoon n.
eş yaz sıcaklığı çizgisi isothere n.
çin ve japonya'da ilkbahar veya yaz başındaki yağmurlu dönemle ilgili bai-u adj.
aynı ortalama yaz sıcaklığına ait isotheral adj.
aynı ortalama yaz sıcaklığıyla ilgili isotheral adj.
aynı ortalama yaz sıcaklığına sahip isotheral adj.
Sport
yaz olimpiyatları uluslararası federasyonlar birliği association of summer olympic international federations (asoif) n.
4 yılda bir yapılan dünya üniversiteler arası spor (yaz-kış) oyunları universiade n.
Theatre
yaz aylarında şehir dışında kurulan tiyatro summer theatre n.
yaz aylarında şehir dışında kurulan tiyatro summer stock n.
yaz aylarında şehir dışında kurulan tiyatro strawhat theatre n.
(tiyatroda) yaz oyunu strawhat n.
(tiyatroda) yaz oyunu strawhat theater n.
yaz sezonunda sergilenen oyunlar summer stock [uk] n.
yaz tiyatrosu summer theater n.
yaz sezonunda sergilenen oyunlar summer theater n.
(tiyatro) yaz oyunlarına ait veya ilgili strawhat adj.
yaz oyunlarına özgü strawhat adj.
(tiyatro) yaz oyunlarına ait veya ilgili straw-hat adj.
yaz oyunlarına özgü straw-hat adj.
yaz dönemi tiyatrosuna ait veya ilgili straw-hat adj.
yaz dönemi tiyatrosuna özgü straw-hat adj.
Cinema
yaz bekarı the seven-year itch n.
Slang
yaz eğlencesi summertainment n.
Modern Slang
dünyanın dört bir yanından gelen gençlerin sosyal olarak dezavantajlı tayvanlı çocuklara ingilizce öğrettiği yaz programı aid summer n.
Star Wars
yaz başkenti summer capital n.