şanssız

Bedeutungen von dem Begriff "şanssız" im Englisch Türkisch Wörterbuch : 57 Ergebniss(e)

	Kategorie	Türkisch	Englisch
Common Usage
1	Common Usage	şanssız	unlucky adj.
It was so unlucky to miss the bus. Otobüsü kaçırmak büyük şanssızlıktı. More Sentences
2	Common Usage	şanssız	unfortunate adj.
It was unfortunate that it rained yesterday. Dün yağmur yağması şanssızlıktı. More Sentences
General
3	General	şanssız	out of luck adj.
You're out of luck. Sen şanssızsın. More Sentences
Colloquial
4	Colloquial	şanssız	tough adj.
Tough luck! Şanssızlık! More Sentences
General
5	General	şanssız	evil adj.
6	General	şanssız	starcrossed adj.
7	General	şanssız	haplessness adj.
8	General	şanssız	distressed adj.
9	General	şanssız	unhappy adj.
10	General	şanssız	unblest adj.
11	General	şanssız	fortuneless adj.
12	General	şanssız	inauspicious adj.
13	General	şanssız	hapless adj.
14	General	şanssız	untoward adj.
15	General	şanssız	luckless adj.
16	General	şanssız	disadventurous adj.
17	General	şanssız	ill-fated adj.
18	General	şanssız	ill-starred adj.
19	General	şanssız	ill-omened adj.
20	General	şanssız	unblessed adj.
21	General	şanssız	unauspicious adj.
22	General	şanssız	unblestful adj.
23	General	şanssız	unfortuned adj.
24	General	şanssız	unsely adj.
25	General	şanssız	unsonsy adj.
26	General	şanssız	weary [scotland] adj.
27	General	şanssız	hellion adj.
28	General	şanssız	misadventurous adj.
29	General	şanssız	mischancy [uk] adj.
30	General	şanssız	misfortuned adj.
31	General	şanssız	mishappy adj.
32	General	şanssız	infaust adj.
33	General	şanssız	infortunate [obsolete] adj.
34	General	şanssız	infortuned [obsolete] adj.
35	General	şanssız	distressing adj.
36	General	şanssız	donsie [uk] [dialect] adj.
37	General	şanssız	donsy [uk] [dialect] adj.
38	General	şanssız	doncy [uk] [dialect] adj.
39	General	şanssız	favorless [obsolete] adj.
40	General	şanssız	favourless [obsolete] adj.
41	General	şanssız	disaventurous [obsolete] adj.
42	General	şanssız	sinister-handed adj.
43	General	şanssız	sinistrous adj.
44	General	şanssız	sol adj.
45	General	şanssız	star-crossed adj.
46	General	şanssız	out of joint adj.
Colloquial
47	Colloquial	şanssız	unchancy [scottish] adj.
48	Colloquial	şanssız	snakebit [us] adj.
49	Colloquial	şanssız	snakebitten adj.
50	Colloquial	şanssız	no joy expr.
Idioms
51	Idioms	şanssız	no canny adj.
52	Idioms	şanssız	down on its luck expr.
Archaic
53	Archaic	şanssız	mischanceful adj.
54	Archaic	şanssız	disastrous adj.
55	Archaic	şanssız	disaventrous [uk] adj.
56	Archaic	şanssız	speedless adj.
Slang
57	Slang	şanssız	stiff [australia] adj.

Bedeutungen, die der Begriff "şanssız" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 52 Ergebniss(e)

	Kategorie	Türkisch	Englisch
General
1	General	şanssız kimse	unfortunate n.
2	General	şanssız adam	booger [uk] n.
3	General	şanssız ve mutsuz kimse	devil n.
4	General	şanssız olmak	be out of luck v.
5	General	kendini çok şanssız hissetmek	hit rock bottom v.
6	General	aşkta şanssız	love crossed adj.
7	General	(yıldız etkisi nedeniyle) şanssız	starred adj.
8	General	şanssız olarak	distressedly adv.
9	General	şanssız bir şekilde	awkly adv.
10	General	şanssız bir şekilde	ill adv.
11	General	şanssız bir şekilde	sinistrously adv.
Colloquial
12	Colloquial	şanssız olmak	be down on one’s luck v.
13	Colloquial	şanssız gününde olmak	be not (one's) day v.
14	Colloquial	biri şanssız günü	this is not one's day expr.
15	Colloquial	birinin şanssız günü	not someone's day expr.
16	Colloquial	biri şanssız gününde	not someone's day expr.
17	Colloquial	(birinin) şanssız günü	not (one's) day expr.
18	Colloquial	birinin şanssız günü	this is not one's day expr.
19	Colloquial	(biri) şanssız gününde	not (one's) day expr.
Idioms
20	Idioms	şanssız olay	tough break n.
21	Idioms	talihsiz/şanssız/aksiliklerle dolu/meşakkatli dönem	a rough trot [nz] n.
22	Idioms	şanssız bir zaman/an	inopportune moment n.
23	Idioms	şanssız bir dönem	a run of bad luck n.
24	Idioms	talihsiz/şanssız bir dönem	a string of bad luck n.
25	Idioms	talihsiz/şanssız bir dönem	a streak of bad luck n.
26	Idioms	şanssız şey	the short straw n.
27	Idioms	şanssız olmak	fail on evil days v.
28	Idioms	şanssız günlerinde olmak	fail on evil days v.
29	Idioms	şanssız olmak	be out of luck v.
30	Idioms	şanssız bir dönem yaşamak	be down on one's luck v.
31	Idioms	şanssız olmak	be down on one's luck v.
32	Idioms	şanssız gününde olmak	not be somebody’s day v.
33	Idioms	şanssız gününde olmak	be no question that (something will happen/is the case) v.
34	Idioms	şanssız/talihsiz bir dönem yaşamak	have a rough trot v.
35	Idioms	talihsiz/şanssız bir dönem olmak	be a rough trot v.
36	Idioms	parasal yönden şanssız bir dönemde olmak	be down on your luck v.
37	Idioms	şanssız bir biçimde	on the wrong foot expr.
38	Idioms	şanssız durumda	behind the eight ball expr.
39	Idioms	şanssız döneminde	down on your luck expr.
Speaking
40	Speaking	sanırım kötü/şanssız günümdeyim	I guess it's just not my day expr.
Slang
41	Slang	şanssız olarak görülen kimse	bastard n.
42	Slang	şanssız kimse	schlemazel n.
43	Slang	şanssız kimse	schlemozzle n.
44	Slang	şanssız kimse	schlimazel n.
45	Slang	şanssız kimse	shlimazel [yiddish] n.
46	Slang	şanssız kimse	schlepper [yiddish] n.
47	Slang	şanssız kimse	foul ball n.
48	Slang	şanssız tip	unlucky fella n.
49	Slang	üst üste şanssız olaylar yaşayan	fucked by the fickle finger of fate adj.
50	Slang	çok şanssız	fucked by the fickle finger of fate adj.
51	Slang	üst üste şanssız olaylar yaşayan	fickle (fucked by the fickle finger of fate) adj.
52	Slang	çok şanssız	fickle (fucked by the fickle finger of fate) adj.