They must not nor cannot be sacrificed on the altar of mere political expediency or rhetorical commitment.
Bunlar, salt siyasi çıkarlar ya da retorik bağlılıklar uğruna feda edilmemeli ve edilemez.
Mum, a mere woman surrounded by men, works in a construction company as a site foreman.
Etrafı erkeklerle çevrili sıradan bir kadın olan annem, bir inşaat şirketinde şantiye şefi olarak çalışıyor.