vested

Meanings of "vested" in Turkish English Dictionary : 9 result(s)

	Category	English	Turkish
General
1	General	vested adj.	giyinik
2	General	vested adj.	yerleşik
3	General	vested adj.	yerleşmiş
4	General	vested adj.	yasal teminat altında
Law
5	Law	vested adj.	elde edilmiş
6	Law	vested adj.	kazanılmış
7	Law	vested adj.	müktesep
8	Law	vested adj.	yetkili
Religious
9	Religious	vested adj.	(papaz cüppesi) giyinmiş

Meanings of "vested" with other terms in English Turkish Dictionary : 45 result(s)

	Category	English	Turkish
General
1	General	vested interest n.	menfaat
That means a lot of vested interests will need to be confronted. Bu da pek çok menfaat sahibiyle yüzleşilmesi gerektiği anlamına geliyor. More Sentences
2	General	vested interest n.	çıkar
Who has a vested interest in restoring stocks to sustainable levels? Rezervlerin sürdürülebilir seviyelere getirilmesinde kimin çıkarı var? More Sentences
Trade/Economic
3	Trade/Economic	vested rights n.	kazanılmış haklar
Representativeness is not a vested right of any agency and must be confirmed gradually. Temsil edilebilirlik hiçbir kurumun kazanılmış hakkı değildir ve kademeli olarak teyit edilmelidir. More Sentences
General
4	General	vested interest n.	sahip olma hakkı
5	General	vested interest n.	kazanılmış hak
6	General	vested interest n.	özel çıkar elde ettikleri mevcut bir sistemi sürdürmeyi veya kontrol etmeyi amaçlayan gruplar
7	General	be vested in v.	verilmiş olmak (hak vb)
8	General	be vested with v.	haiz olmak
9	General	be vested with v.	salahiyetini haiz olmak
10	General	be vested with v.	elinde bulundurmak
11	General	be vested with v.	taşımak
Phrases
12	Phrases	then by the power vested in me by almighty god in the great state of utah expr.	yüce tanrı'nın ve büyük utah eyaletinin bana verdiği yetkiye dayanarak
Colloquial
13	Colloquial	by the power vested in me by expr.	'nın bana verdiği yetkiye dayanarak
14	Colloquial	by the power vested in me by expr.	'nın bana verdiği yetki ile
Idioms
15	Idioms	have a vested interest (in something) v.	(bir şeyde) kişisel menfaati olmak
16	Idioms	have a vested interest (in something) v.	(bir şeyden) bir çıkarı olmak
17	Idioms	have a vested interest (in something) v.	(bir şeyi) istemekte kişisel bir nedeni olmak
18	Idioms	have a vested interest v.	kişisel menfaati olmak
19	Idioms	have a vested interest v.	bir çıkarı olmak
20	Idioms	have a vested interest v.	istemekte kişisel bir nedeni olmak
Trade/Economic
21	Trade/Economic	vested employee benefits n.	giydirilmiş personel sosyal yardımları
22	Trade/Economic	vested employee benefits n.	giydirilmiş personel sosyal hakları
23	Trade/Economic	vested interest n.	kazanılmış hak
24	Trade/Economic	vested interests n.	kazanılmış haklar
25	Trade/Economic	vested right n.	kazanılmış hak
26	Trade/Economic	vested right n.	müktesep hak
27	Trade/Economic	vested share n.	muktesep hisse
28	Trade/Economic	vested interest n.	müktesep hak
29	Trade/Economic	vested benefits n.	yan haklar
Law
30	Law	vested interest n.	kanuni hak
31	Law	vested interest n.	kazanılmış hak
32	Law	vested interests n.	kazanılmış haklar
33	Law	vested right n.	kazanılmış hak
34	Law	vested right n.	kazanılmış hak
35	Law	vested interest n.	müktesep hak
36	Law	vested right n.	müktesep hak
37	Law	vested interests n.	tanınmış haklar
38	Law	vested interest n.	yerleşmiş çıkar
39	Law	vested legacy n.	mevcut zamanda başlayıp herhangi bir koşula bağlı olmayan miras hakkı
40	Law	vested remainder n.	mülk sahibi tarafından mirasçılarına verilen bir tür miras hakkı
41	Law	where right not vested expr.	hakkı müktesep olmadığında
Politics
42	Politics	vested interests n.	çıkar grupları
43	Politics	vested with extraordinary powers n.	olağanüstü yetkilerin toplanmış olduğu makam
Insurance
44	Insurance	vested interest n.	çalışana emeklilik planı kapsamında tanınmış daimi hak
Education
45	Education	vested school n.	(irlanda'da) milli eğitim komisyonunun hibeleri ile inşa edilen devlet okulu