mass - Turkish English Dictionary

mass

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau

Meanings of "mass" in Turkish English Dictionary : 72 result(s)

English Turkish
Common Usage
mass n. kitle
We do have a critical mass but when we look at the legacy of the past it is also true that we have a critical mess.
Kritik bir kitleye sahibiz ancak geçmişin mirasına baktığımızda kritik bir dağınıklığa sahip olduğumuz da doğrudur.

More Sentences
mass n. kütle
An asteroid is a frozen mass of ice and dust.
Asteroit donmuş bir buz ve toz kütlesidir.

More Sentences
mass v. yığmak
The aftermath has seen troops mobilised on a massive scale and weapons systems massed in a threatening manner.
Saldırı sonrasında askerler büyük çapta harekete geçirilmiş ve silah sistemleri tehditkar bir şekilde yığılmıştır.

More Sentences
General
mass n. cisim
Gravity is a force of attraction that exists between any two masses, any two bodies, or any two particles.
Yerçekimi, herhangi iki kütle, herhangi iki cisim ya da herhangi iki parçacık arasında var olan bir çekim kuvvetidir.

More Sentences
mass n. yığın
I saw a mass of people coming out of the conference center.
Konferans merkezinden çıkan bir yığın insan gördüm.

More Sentences
mass n. kütle
Please write down the mass of the Earth, not its weight.
Lütfen Dünya'nın kütlesini yazın, ağırlığını değil.

More Sentences
mass n. kitlesel
Digital broadcasting can reach those with sensory deprivation just as well as it can reach the mass audience.
Dijital yayıncılık, duyusal yoksunluk yaşayanlara olduğu kadar kitlesel izleyicilere de ulaşabilir.

More Sentences
mass n. kitle
The Arab countries dread an insurrection of their masses.
Arap ülkeleri kitlelerinin ayaklanmasından korkuyor.

More Sentences
mass n. ayin
I'll meet you at the morning Mass.
Seninle sabah ayininde buluşuruz.

More Sentences
mass n. halk kitlesi
It is this sector that will regulate access to information for the broad mass of people in the future.
Gelecekte geniş halk kitlelerinin bilgiye erişimini düzenleyecek olan bu sektördür.

More Sentences
mass n. bir sürü
I got masses of presents for my birthday.
Doğum günümde bir sürü hediye aldım.

More Sentences
mass v. toplanmak
Dark clouds are massing on the horizon.
Ufukta kara bulutlar toplanıyor.

More Sentences
mass adj. toplu
The problem lies in the current exponential increase in mass redundancies.
Sorun, toplu işten çıkarmaların şu anda katlanarak artmasında yatmaktadır.

More Sentences
mass adj. kitle
There is now a critical mass of agreements to allow other Barcelona initiatives to flourish.
Artık diğer Barselona girişimlerinin gelişmesine imkan tanıyacak kritik bir anlaşma kitlesi var.

More Sentences
Technical
mass n. kütle
We need to obtain a critical mass by combining expertise with resources.
Uzmanlığı kaynaklarla birleştirerek kritik bir kütle elde etmemiz gerekiyor.

More Sentences
Automotive
mass n. kütle
Not even light would be fast enough to escape your mass.
Işık bile sizin kütlenizden kaçmaya yetecek kadar hızlı olamaz.

More Sentences
Food Engineering
mass n. kütle
Not even light would be fast enough to escape your mass.
Işık bile kütlenizden kaçacak kadar hızlı olamaz.

More Sentences
Physics
mass n. kütle
Every moment, within the body's framework, masses of subatomic particles arise and pass away.
Her an, bedenin çerçevesi içinde, atom altı parçacık kütleleri ortaya çıkar ve yok olur.

More Sentences
Common Usage
mass v. kümelemek
General
mass n. külçe
mass n. kilise ayini
mass n. kudas
mass n. yığınak
mass n. aşai rabbani ayinine özgü müzik
mass n. avam
mass n. aşai rabbani ayini
mass n. çokluk
mass n. öbek
mass n. parça
mass n. çoğunluk
mass n. küme
mass n. top
mass n. seri
mass n. toptan
mass n. çok sayıda olan şey
mass n. büyük miktar
mass n. büyük ölçü
mass n. büyük oran
mass n. topak
mass n. yumak
mass n. kalabalık
mass n. topluluk
mass n. büyük kısım
mass n. düşük sosyoekonomik statüdeki insanlar
mass n. temel kısım
mass n. ana bölüm
mass n. hacim, yoğunluk veya katılık barındırmayan bir şeyin kesintisiz yayılımı
mass v. toplamak
mass v. birikmek
mass v. yığılmak
mass v. bir araya gelmek
mass v. kümelenmek
mass v. bir araya getirmek
mass adj. kütlesel
mass adj. yığınsal
mass adj. tüm
mass adj. eksiksiz
mass adj. topluluktan biri olan
mass adj. topluluktan olan
mass adj. ortalama
Technical
mass adj. yoğun
Architecture
mass n. siluet veya biçimsel süsleme yerine üç boyutlu olarak tasarlanan yapı biçimi
Mining
mass n. damar şeklinde olmayıp düzensiz bulunan maden yatağı
Medical
mass n. massa
Pharmaceutics
mass n. hap haline getirilen yoğun macun kıvamındaki ilaç içeren karışım
Religious
mass n. ekmek ve şarap ayini
mass n. kilise ayininin özellikle kyrie, gloria, credo, sanctus ve agnus dei dualarını içeren bazı bölümlerinde yer alan müzikal düzenleme
Geography
mass n. massachusetts
Military
mass n. muharebe gücünün bir noktada toplanması
mass n. birliklerin normalden daha sık aralıklarla sıralandığı bir askeri düzen
Sport
mass n. özellikle kas hipertrofisi şeklinde görülen aşırı vücut ağırlığı
Art
mass n. resimde aynı ışığa, gölgeye veya renge sahip kısım

Meanings of "mass" with other terms in English Turkish Dictionary : 500 result(s)

English Turkish
General
mass media n. kitlesel medya
Never believe the mass media.
Kitlesel medyaya asla inanma.

More Sentences
mass media n. kitle iletişim araçları
In particular, reforms are needed in the fields of the mass media and the judiciary.
Özellikle kitle iletişim araçları ve yargı alanlarında reformlara ihtiyaç vardır.

More Sentences
mass grave n. toplu mezar
In that connection, President Karzai's statement that the issue of the mass graves is to be investigated is encouraging.
Bu bağlamda, Cumhurbaşkanı Karzai'nin toplu mezarlar konusunun araştırılacağı yönündeki açıklaması cesaret vericidir.

More Sentences
mass suicide n. toplu intihar
We unreservedly condemn the mass suicide attacks against the population.
Halka yönelik toplu intihar saldırılarını kayıtsız şartsız kınıyoruz.

More Sentences
mass murder n. toplu katliam
Another bombing of Iraq would be mass murder.
Irak'ın bir kez daha bombalanması toplu katliam olur.

More Sentences
mass murderer n. kitle katili
It should not, however, be forgotten, when considering this issue, that Saddam Hussein is a mass murderer.
Ancak bu konu ele alınırken Saddam Hüseyin'in bir kitle katili olduğu unutulmamalıdır.

More Sentences
mass-produce v. toplu halde üretmek
The factory has an automated assembly line to mass-produce the products.
Fabrikada ürünleri toplu üretmek için otomatik bir montaj hattı var.

More Sentences
Trade/Economic
mass unemployment n. kitlesel işsizlik
This policy has stifled growth and stimulated the rise in mass unemployment.
Bu politika büyümeyi engellemiş ve kitlesel işsizliğin artmasını teşvik etmiştir.

More Sentences
mass production n. seri imalat
Mass production reduced the price of many goods.
Seri imalat birçok ürünün fiyatını düşürdü.

More Sentences
mass production n. seri üretim
The mass production has started.
Seri üretim başladı.

More Sentences
Politics
mass media n. kitle iletişim araçları
Never believe the mass media.
Kitle iletişim araçlarına asla inanma.

More Sentences
Media
mass media n. kitle iletişim araçları
Newspapers, television, and radio are called the mass media.
Gazeteler, televizyon ve radyo kitle iletişim araçları olarak adlandırılmaktadır.

More Sentences
Technical
center of mass (com) n. kütle merkezi
The whole ruler will rotate around the center of mass.
Tüm cetvel bir bütün olarak kütle merkezi etrafında dönecek.

More Sentences
mass production n. seri üretim
The mass production has started.
Seri üretime geçildi.

More Sentences
Telecom
mass production n. seri üretim
Mass production reduced the price of many goods.
Seri üretim birçok malın fiyatını düşürdü.

More Sentences
General
mass mean diameter n. kütle ortalama çapı
mass communications n. kitle iletişimi
mass absorption coefficient n. kütle soğurum katsayısı
mass media in health education n. sağlık eğitiminde televizyon
terrorism in mass media n. kitle iletişim araçlarında terörizm
high mass n. katolik kilise seremonisi
mass society n. kitle toplumu
mass culture n. yığın kültürü
mass media n. kitle iletişim
social aspects of mass media n. sosyal açıdan kitle iletişim araçları
mass balance n. kütle balansı
mass unit n. kütle birimi
mass defect n. kütle eksiği
mass spectrometer n. kütle spektrometresi
mass balance n. kütle dengesi
law of conservation of mass n. kütlenin korunumu kanunu
police and mass media n. polis ve kitle iletişim araçları
mass communication n. kitle iletişim araçları
mass media n. görsel basın
mass flux n. kütle akışı
mass meeting n. kitlesel miting
large mass n. geniş kitle
land mass n. kıta gibi tek parçadan oluşan kara parçası
mass movement n. kitle hareketi
land mass n. büyük kara parçası
land mass n. kara kütlesi
mass spectrum n. kütle spektrumu
weaponry of mass destruction n. kitle imha silahları
mass culture n. kitle kültürü
ice mass n. buz kütlesi
mass fraction n. kütle kesiri
weapons of mass destruction n. kitle imha silahı
air mass modification n. hava kütlesi farklılaşımı
black mass n. şeytana tapınma ayini
mass party n. kitle partisi
mass consumption n. kitle tüketimi
mass meeting n. büyük miting
mass communication n. kitle iletişim
mass media and young adult n. kitle iletişim araçları ve genç yetişkinler
mass media and public opinion n. kitle iletişim araçları ve kamuoyu
moral and ethical aspects mass media n. manevi ve ahlaki açıdan kitle iletişim araçları
fill mass n. lapa
terrorism and mass media n. terörizm ve kitle iletişim araçları
mass spectrograph n. kütle spektrografı
mass energy equivalence n. kütle enerji eşitliği
mass deportation n. toplu sınırdışı
mass production n. toplu üretim
mass media n. medya
mass transportation n. toplu taşıma
mass concrete n. kütle betonu
mass of cold air n. soğuk hava kütlesi
mass action n. kitle eylemi
weapons of mass destruction n. kitle imha silahları
mass housing n. lojman
mass hysteria n. kitle isterisi
determination of mass n. kütle tayini
administered mass organization n. güdümlü kitle örgütü
mass transit n. toplu taşıma
mass resignation n. toplu istifa
midnight mass n. hristiyanların noel arifesinde geleneksel olarak yaptıkları toplu ayin
mass loss n. kütle kaybı
mass transport n. toplu taşıma
mass media in education n. eğitimde kitle iletişim araçları
mass media and language n. kitle iletişim araçları ve dil
mass media and minorities n. kitle iletişim araçları ve azınlıklar
mass media and culture n. kitle iletişim araçları ve kültür
mass media and the environment n. kitle iletişim araçları ve çevre
mass media and sports n. kitle iletişim araçları ve spor
mass media and race relations n. kitle iletişim araçları ve ırk ilişkileri
mass media and music n. kitle iletişim araçları ve müzik
mass media and technology n. kitle iletişim araçları ve teknoloji
mass media and the arts n. kitle iletişim araçları ve sanat
mass media and women n. kitle iletişim araçları ve kadınlar
mass media and sex n. kitle iletişim araçları ve cinsellik
mass media scholars n. kitle iletişim araştırmacıları
mass media policy n. kitle iletişim araçları politikası
mass media and children n. kitle iletişim araçları ve çocuklar
mass media criticism n. kitle iletişim araçları eleştirisi
mass media specialists n. kitle iletişim uzmanları
labor unions and mass media n. işçi sendikaları ve kitle iletişim araçları
local mass media n. yerel kitle iletişim araçları
violence in mass media n. kitle iletişim araçlarında şiddet
ethnic mass media n. etnik kitle iletişim araçları
customer mass n. müşteri kitlesi
mass steel n. kütle çelik
mass market n. kitle pazar
relative molecular mass n. bağıl molekül kütlesi
people mass n. büyük halk kitleleri
people in mass n. büyük halk yığınları
people mass n. büyük halk yığınları
people in mass n. büyük halk kitleleri
consumer mass n. tüketici kitlesi
a mass protest n. toplu protesto
mass transit n. toplu ulaşım
unit mass n. birim kütle
mass lesion n. kitle lezyonu
mass-murderer n. soykırımcı
mass-transfer flux n. kütle aktarım akışı
mass-transfer coefficient n. kütle aktarım katsayısı
trade-unions and mass media n. sendikalar ve kitle iletişim araçları
mass meeting n. toplu gösteri
mass movements n. yığın hareketi
mass demonstration n. toplu gösteri
mass media n. kitle haberleşme araçları
mass flow rate n. debi
mass communication n. kitle haberleşme
the mass n. halk kitlesi
the mass n. güruh
large mass of people n. geniş halk kitlesi
mass migration n. toplu göç
mass migration n. kitlesel göç
mass psychology n. kitle psikolojisi
mass crimes n. kitle suçları
mass crimes n. kitlesel suçlar
total pile mass per unit area n. birim alan başına toplam hav kütlesi
mass housing n. toplu konut
weapons of mass destruction n. toplu yıkım silahları
mass privatization n. kitlesel özelleştirme
mass stability n. kütlesel stabilite
mass wall n. kütle duvar
mass production system n. kütle üretim sistemi
social aspects of mass media n. kitle iletişim araçlarının toplumsal yönleri
mass mobilization n. halk seferberliği
mass civilization n. kitle medeniyeti
mass-murderer n. kitle katili
proliferation of weapons of mass destruction n. kitle imha silahlarının yaygınlaşması
mass extinction n. birden çok canlı türünün soyunun aynı zaman aralığı içinde tükenmesi
mass extinction n. kitlesel yok oluş
mass message n. toplu mesaj
easter mass n. paskalya ayini
mass wedding n. toplu nikah
mass of snow n. kar kütlesi
mass brawl n. grup döğüşü
mass brawl n. grup kavgası
mass demonstration n. kitlesel gösteri
mass disaster n. kitlesel felaket
mass [obsolete] n. evren
mass [obsolete] n. dünya
mass [obsolete] n. yeryüzü
mass [obsolete] n. sermaye veya paranın tümü
mass murderer n. tek bir olayda birkaç veya çok sayıdaki kişiyi öldüren kimse
mass murderer n. seri katil
mass murderer n. çok sayıdaki insanın ölümünden sorumlu tutulan siyasi veya askeri lider
mass murderer n. soykırımcı
mass observation [uk] n. gözlem, röportaj gibi yöntemlerle insanların sosyal alışkanlıklarının incelenmesi
mass quarter n. kısa tonun dörtte birine eşdeğer olan kütle birimi
pollen mass n. polinyum
pollen mass n. polen kütlesi
pound-mass n. bir paund-kuvvet değerinde güç uygulayan kütle
commence mass production of v. bir malın seri üretimine geçmek
commence mass production v. seri üretime geçmek
go into mass production v. seri üretime geçmek
start mass production v. seri üretime geçmek
mass-produce v. seri olarak üretmek
mass troops along the border v. sınıra asker yığmak
mass produce v. toplu üretmek
mass [obsolete] v. ekmek ve şarap ayini yapmak
gain mass v. kütle kazanmak
lose mass v. kütle kaybetmek
gain mass v. kütlesi artmak
lose mass v. kütlesi azalmak
mass-produce v. toplu üretim yapmak
mass produced adj. topluca üretilmiş
mass produced adj. topluca üretilen
mass-spectrometric adj. kütle spektrometresi ile ilişkili
mass-spectrometric adj. kütle spektrometresi içeren
high-mass adj. büyük kütleli
low-mass adj. düşük kütleli
in the mass adv. külçe halinde
on a mass scale adv. kitlesel ölçekte
in mass adv. kitlesel olarak
in mass adv. kitlesel şekilde
in mass adv. kitlesel biçimde
Idioms
the mass of n. (bir şeyin) ana kısmı
consume mass quantities v. büyük oranlarda tüketmek/içmek/yemek
consume mass quantities v. çok büyük miktarlarda tüketmek/içmek/yemek
be a mass of something v. bir şey yığını olmak
be a mass of something v. bir şeyle kaplı olmak
be a mass of something v. bir şeyle dolu olmak
be a mass of something v. her yanı bir şeyle sarılmış/kaplı olmak
Trade/Economic
mass adoption n. kitlesel benimseme
mass merchandising n. büyük mağazacılık
critical mass n. eşik kütlesi
mass customization n. hizmetlerin kişiselleştirilmesi
mass customisation n. hizmetlerin kişiselleştirilmesi
labor unions and mass media n. işçi sendikaları ve kitle iletişim araçları
mass media n. iletişim araçları
mass customization n. kitle pazarlamacılığı
mass production n. kitlesel üretim
mass segment n. kitle segmenti
mass customisation n. kitlesel bireyselleştirme
mass marketing n. kitlesel pazarlama
mass-market n. kitle piyasa
mass customization n. kitlesel bireyselleştirme
mass communication n. kitle haberleşmesi
mass customisation n. kitle pazarlamacılığı
mass market n. kitle pazar
mass-market n. kitle pazar
mass marketing n. kitle pazarlama
mass market n. kitle piyasa
public welfare in mass media n. kitle iletişim araçlarında kamu refahı
mass production n. kitle üretimi
critical mass n. kritik kitle
mass production n. makineleşme
mass index n. kütle endeksi
mass customization n. müşteri eksenli üretim
mass customization n. müşteriye göre üretim
customer mass n. müşteri kitlesi
mass customisation n. müşteri eksenli üretim
mass customization n. sipariş usulü kitle pazarlamacılığı
mass customisation n. sipariş usulü kitle pazarlamacılığı
mass-production car n. seri üretim araba
mass production n. seri halinde imalat
mass production n. toptan üretim
mass layoff n. toplu işten çıkarma
mass housing n. toplu konut
mass housing fund n. toplu konut fonu
mass purchase n. toplu alım
mass unemployment n. toplu işsizlik
mass transportation n. toplu taşıma
mass recruitment n. toplu işe alım
mass housing administration n. toplu konut idaresi
upper mass n. üst kitle
mass affluent n. yaklaşık 250,000 sterlin değerinde likit varlıklara sahip kitle
mass-market v. kitle pazar ürünü veya hizmeti üretmek
mass-market v. kitle pazar ürünü veya hizmeti pazarlamak
mass-market adj. hem kitapçılarda hem de kitapçı olmayan perakende satış yerlerinde satılmak üzere tasarlanmış
mass-market adj. kitle pazarı kitapları yayınlamaya ait
mass-market adj. kitle pazarı kitapları yayınlama ile ilişkili
Law
mass influx n. kitlesel sığınma
mass-marketing fraud n. kitlesel pazarlama dolandırıcılığı
mass tort n. toplu dava
mass killing n. toplu katliam
mass killing n. toplu öldürme
mass arrest n. toplu gözaltı
mass surveillance n. kitle izleme
mass surveillance n. kitle denetleme
mass shooting n. toplu silahlı saldırı
mass shooting n. toplu katliam
Politics
mass meeting n. büyük toplantı
mass picketing n. büyük çapta protesto gösterisi
democratic mass party n. demokratik kitle partisi
mass influx n. kitlesel akın
mass retaliation doctrine n. kitlesel karşılık doktrini
mass organization n. kitle örgütü
mass sentiment n. kitle duyarlılığı
mass membership party n. kitlesel üyelik partisi
mass action n. kitle hareketi
mass politic n. kitle siyaseti
weapons of mass destruction n. kitle imha silahları
mass line n. kitle çizgisi
mass transportation services n. toplu taşıma hizmetleri
mass mobilization n. topyekun seferberlik
Institutes
steering committee on the mass media n. kitle iletişim yürütme komitesi
Industry
mass leave [india] n. çok sayıdaki çalışan tarafından aynı anda protesto amaçlı alınan izin
mass-produced adj. makine ile çok sayıda üretilen
Tourism
mass tourism n. kitle turizmi
mass transportation institution n. kitle ulaştırma kurumu
mass communication institution n. kitle iletişim kurumu
critical mass concept n. kritik yoğunluk kavramı
Media
mass media and the war n. kitle iletişim araçları ve savaş
mass communication n. kitle iletişimi
mass communication device n. kitle iletişim cihazı
mass media n. kitle iletişimi
mass communication n. kitlesel iletişim
mass medium n. kitle iletişim aracı
mass circulation n. yüksek tiraj
mass audience n. geniş seyirci kitlesi
mass audience n. geniş izleyici kitlesi
with mass circulation adj. yüksek tirajlı
Advertising
mass media n. kitlesel mecralar
Technical
time-of-flight mass spectroscopy n. farklı kütledeki iyonları ayırmakta kullanılan tayf ölçümü yöntemi
transverse mass n. ivme hareket doğrultusuna dik olduğunda ivmelenme kuvvetinin ivmeye oranı
the mean relative molecular mass of the alkane monosulfonates n. alkan monosülfonatların ortalama bağıl molekül kütlesi
inertial mass n. atalet özelliği bakımından tanımlanan bir cismin kütlesi
mass per unit area of anodic oxidation coatings n. anodik oksit kaplamaların birim alandaki kaplama kütlesi
active mass n. aktif kütle
minimum detectable mass n. algılanabilen en düşük kütle
loss in mass after sub-surface abrasion n. alt yüzeyin aşındırılmasından sonra kütle kaybı
mass air flow sensor (maf) n. ana hava akış sensörü
atomic mass number n. atomik kütle sayısı
mass concentration of nitrogen oxides n. azot oksitlerinin kütle derişimi
mass per unit time n. birim süreye düşen kütle
voidless mass n. boşluksuz kütle
examination of dimension and mass n. boyut ve kütle muayenesi
mass of fibre per unit area n. birim alandaki elyaf kütlesi
mass per unit volume n. birim oyluma düşen kütle
mass per unit length n. birim uzunluğa düşen kütle
mass per unit area n. birim alana düşen kütle
mass runoff n. birikmiş akış
area per unit mass n. birim kütle başına alan
mass per unit length n. birim uzunluk kütlesi
determination of thickness and mass per unit area n. birim alan kütlesi ve kalınlığının belirlenmesi
total mass per unit area n. birim alandaki toplam kütle
measurement of mass per unit area n. birim alanda kütle ölçümü
mass‐haul diagram n. brükner diyagramı
mass per unit area n. birim alan kütlesi
mass storage n. büyük depolama sistemi
coating mass per unit area n. birim alandaki kaplama kütlesi
examination of dimensions and mass n. boyutların ve kütlenin muayenesi
determination of mass per unit area n. birim alan başına kütle tayini
mass flow rate n. debi
mass air flow n. debi
change in mass and volume after immersion in test fuel n. deney yakıtına daldırıldıktan sonra kütle ve hacimdeki değişim
determination of mass concentration of particulate matter at low concentrations n. düşük derişimlerdeki tanecikli maddenin kütle derişiminin tayini
rest mass n. duruk kütle
low molecular mass cationic-active matter n. düşük molekül kütleli katyonik aktif madde
elastic mass n. elastik kütle
electron rest mass n. elektron durum kütlesi
electron rest mass n. elektron durgu kütlesi
electron mass n. elektron kütlesi
electron rest mass n. elektron serbest kütlesi
minimum mass fraction n. en düşük kütle oranı
mass of an electron n. elektronun kütlesi
effective mass n. etkin kütle
active mass n. etkin kütle
loss mass on stoving n. fırınlama ile kütle kaybı
mass concentration of gaseous and soluble particulate fluorine-containing compounds n. gaz ve flor ihtiva eden çözünmüş partikül halinde bileşiklerin kütlesel derişimi
inertial mass n. eylemsizlik kütlesi
relative molecular mass n. göreli moleküler kütle
porosity of the porous mass n. gözenekli kütlenin gözenekliliği
porous mass n. gözenekli kütle
air mass n. hava kütlesi
measuring of the standard mass per storage volume of grain n. hububat depolama birim hacmi için standart kütlenin ölçümü
relativistic mass n. hızı artan bir cismin kütlesi
loss of mass on hydrogen reduction n. hidrojen indirgemesi ile kütle kaybı
mass air flow sensor n. hava kütlesi akış sensörü
air mass analysis n. hava kütlesi analizi
rest mass n. hareketsiz kütle
loss in mass after heating n. ısıtma sonrası kütle kaybı
relative atomic mass n. izafi atomik kütle
secondary-ion mass spectroscopy n. ikincil yükünlü kütle görünge gözlemi
relative molecular mass n. izafi moleküler kütle
wet mass n. ıslak kütle
secondary-ion mass spectroscopy n. ikincil yükünlü kütle spektroskopisi
secondary ion mass spectrometry n. ikincil yükünlü kütle görünge ölçümü/ spektrometrisi
mass of coating n. kaplama kütlesi
remaining mass n. kalan kitle
magno mass n. kalsiyum magnezyum oksitleri topağı
sliding mass n. kayan kütle
sliding mass n. kayan yığın
sliding mass n. kayma kütlesi
mass famine n. kitlesel kıtlık
mass thought experiment n. kitle düşünce deneyi
conventional mass per volume n. klasik birim hacim kütlesi
sliding mass n. kayma yığını
mass movement n. kitle hareketi
mass per unit area of clay geosynthetic barriers n. kil jeosentetik bariyerlerin birim alan kütlesi
critical mass n. kritik kütle
loss on ignition of dry mass n. kuru kütlenin kızdırma kaybı
dry-mass interferometry n. kuru kütle girişim ölçümü
dry-mass interferometry n. kuru kütle interferometresi
mass loss test n. kütle kaybı deneyi
mass concentration of sulfur dioxide n. kükürt dioksitin kütle derişimi
mass density n. kütle yoğunluğu
conservation of mass n. kütlenin korunumu
loss of mass test n. kütle kaybı deneyi
mass velocity n. kütlesel hız
mass damper n. kütle sönümleyici
mass energy equivalence n. kütle enerji eşdeğerliği
concrete-in-mass n. kütle betonu
mass spectrometry n. kütle izge ölçümü
determining the percentage by mass of matter n. maddelerin kütlece yüzdesinin tayini
determination of mass per unit area using small samples n. küçük numuneler kullanarak birim alan başına kütlenin belirlenmesi
mass excavation bucket n. kütle kazma kepçesi
mass and polar moment of inertia n. kütle ve polar eylemsizlik momenti
measurement of the loss of mass n. kütle kaybının ölçülmesi
concrete mass n. kütle betonu
mass action law n. kütleler etki yasası
law of conservation of mass n. kütle korunum yasası
mass air flow n. kütle hava akışı
mass spectrometry n. kütle spektrometrisi
mass measurement technique n. kütle ölçme tekniği
mass movement n. kütle hareketi
mass gain n. kütle artışı
measurement of mass increase n. kütle artışının ölçülmesi
mass forces n. kütle kuvvetleri
mass flow n. kütle akımı
mass concentration of sulfur dioxide n. kükürt dioksit kütle derişimi
mass and volume n. kütle ve hacim
mass ratio n. kütle oranı
mass balance n. kütle balansı
mass determination and calculations n. kütle tayini ve hesaplamalar
mass point n. kütle noktası
blue mass n. mavi kütle
mass mean diameter n. kütle ortalama çapı
measurement of mass flow n. kütlesel debi ölçümü
mass energy relation n. kütle enerji bağıntısı
mass transport n. kütle taşıması
magno mass n. magno kütlesi
mass radiator n. kütle radyatör
loss in mass n. kütle kaybı
mass balance n. kütle denkliği
mass spectrophotometer n. kütle spektrofotometresi
law of mass action n. kütle etkisi kanunu
mass transfer n. kütle transferi
mass concentration of sulfur dioxide n. kükürt dioksidin kütle derişimi
conservation of mass n. kütlenin sakımı
mass concentration n. kütle konsantrasyonu
centre of mass n. kütle merkezi
separation efficiency by mass n. kütlece ayrılma etkinliği
melt mass flow rate n. kütlesel erime akış hızı
mass concentration n. kütle derişim
mass action law n. kütleler tesiri kanunu
fill mass n. lapa
conservation of mass n. madde korunumu
mass-basis systematic sampling n. kütle esaslı sistematik numune alma
mass spectrometer n. kütle spektrometresi
determination of change in mass and volume n. kütle ve hacim değişikliği tayini
falling mass method n. kütle düşürme metodu
molecular mass n. moleküler kütle
molecule mass n. molekül kütlesi
relative isotopic mass n. nispi izotopik kütle
net mass n. net kütle
atomic mass n. nötr atomun kütlesi
probability mass function n. olasılık kütle işlevi
mean relative molecular mass n. ortalama bağıl molekül kütlesi
possible mass change of the sample n. numunenin muhtemel kütle değişimi
determination of mass per unit area of a reinforcement or a backing of polyvinyl chloride floor coverings n. polivinil klorürden imal takviyenin veya altlığın birim alan kütlesinin tayini
determination of mass of contained metal in a lot n. partideki metal kütlesinin belirlenmesi
constant mass solid n. sabit kütleli katı
mass-production boring machines n. seri üretim delgi makineleri
mass production n. seri imalat
commercial mass of consignments n. sevkiyatı yapılan mamullerin ticari kütlesi
mass manufacturing n. seri imalat
standard mass n. standart kütle
thermal mass-flow controller n. termal kütle akışı kontrol cihazı
mass type soot blower n. travers kurum üfleyici
earth mass n. toprak yığını
mass of particulate matter n. tanecikli madde kütlesi
mass of earth n. toprak kütlesi
mass transportation n. toplu taşıma
mass diagram n. taşıma diyagramı
determination of the particle size distribution of fillers by mass n. tane büyüklüğü dağılımının kütleye göre tayini
mass transport n. toplu taşıma
manual determination of mass concentration of particulate matter n. tanecikli maddenin kütle derişiminin elle tayini
mass‐haul diagram n. toprak taşıma diyagramı
low range mass concentration of dust n. tozun düşük aralıktaki kütle derişimi
flywheel mass n. volanın kütlesi
semi-infinite mass n. yarı sonsuz kütle
mass air flow sensor n. volumetre
spring-mass-damper n. yay kütle sönümleyici
critical mass n. yeterli çoğunluk
soil mass n. zemin kitlesi
mass memory n. yığın bellek.
tumbling mass n. yuvarlanma kütlesi
mass loss of bulk material on drying n. yığın malzemenin kurutmada kütle kaybı
mass storage classes n. yığın depolama sınıfları
mass data n. yığın veri
charge mass ratio n. yük kütle oranı
superficial mass velocity n. yüzeysel kütle hızı
superficial mass velocity n. yüzeysel yığın hızı
high-molecular-mass cationic-active matter n. yüksek molekül kütleli katyonik aktif madde
earth mass n. yer yığını
earth mass n. zemin kütlesi
mass ratio n. tam yakıtlı bir roketin fırlatılma sırasındaki kütlesinin yakıtsız roketin kütlesine oranı
mass-dyed adj. çözelti halindeyken boyanmış
Computer
mass of an electron n. elektronun kütlesi
mass number n. kütle numarası
mass noun n. kütle adı
mass e-mailings n. toplu e-postalamalar
mass e-mailing n. toplu e-mail gönderme
usb mass storage device n. usb yığın depolama aygıtı
mass storage n. yığın bellek
mass storage n. yığınsal bellek
mass data n. yığın veri
mass memory n. yığınsal bellek
mass data n. yığınsal veri
mass storage n. yığın depolama
Informatics
mass memory n. yığın bellek
mass storage n. yığınsal bellek
mass data n. yığınsal veri
mass memory n. yığınsal bellek
mass storage n. yığın bellek
Telecom
mass communication n. kitle iletişimi
mass production n. kitle üretimi
mass communication n. toplu iletişim
mass calling n. toplu arama
Electric
mass radiator n. kütle radyatör
Mechanic
mass production n. seri üretim
Textile
mass per unit area of the substrate cloth n. ara kumaşın birim alan kütlesi
net mass per metre n. birim uzunluk başına net kütle
mass of fibre per unit area n. birim alandaki lif kütlesi
mass per unit length n. birim uzunluk başına kütle
total pile mass per unit area n. birim alandaki toplam hav kütlesi