Turkish - English
Turkish - English
German - English
French - English
Spanish - English
English Synonyms
Turkish - English Sentences
Synonyms
Sentences
Tools
Resources
About Us
Contact
Login / Register
Turn off the lights
Türkçe
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Synonyms
Tools
Resources
About Us
Contact
Login / Register
EN-TR
Turkish - English
German - English
Spanish - English
French - English
English Synonyms
Turkish - English Sentences
Turkish - English
French - English
Spanish - English
German - English
History
-ten
Meanings of
"-ten"
in English Turkish Dictionary : 2 result(s)
Category
Turkish
English
Colloquial
1
Colloquial
-ten
by
prep.
2
Colloquial
-ten
not later than
expr.
Meanings of
"-ten"
with other terms in English Turkish Dictionary : 160 result(s)
Category
Turkish
English
Common Usage
1
Common Usage
ten
skin
n.
2
Common Usage
ten rengi
skin color
n.
General
3
General
ten
complexion
n.
4
General
ten
body
n.
5
General
bronz ten
suntan
n.
6
General
ten
the flesh
n.
7
General
ten rengi
nude
n.
8
General
ten rengi
buff
n.
9
General
ten
flesh
n.
10
General
yanık ten
suntan
n.
11
General
ten rengi
color
n.
12
General
ten rengi
complexion
n.
13
General
bronzlaşmış ten
suntan
n.
14
General
ten rengi
colour
n.
15
General
everest'ten sonra dünyanın en yüksek dağı
k2
n.
16
General
ten rengi
flesh color
n.
17
General
yanık ten
tan
n.
18
General
bronz ten
bronzed skin
n.
19
General
bronz ten
tanned skin
n.
20
General
ten rengi
flesh-color
n.
21
General
ten rengi
colouring
n.
22
General
koyu ten
dark skin
n.
23
General
ten uyuşmazlığı
sexual incompatibility
n.
24
General
ten uyumu
sexual compatibility
n.
25
General
açık ten
light skin
n.
26
General
açık ten
fair skin
n.
27
General
ten rengi
body colour
n.
28
General
ten rengi
skin colour
n.
29
General
ten rengi
skin tone
n.
30
General
yanık ten
tan skin
n.
31
General
yanık ten
olive skin
n.
32
General
ten rengi
coloring
n.
33
General
açık ten
fair complexion
n.
34
General
soluk ten
pale skin
n.
35
General
ten rengi
incarnadine
n.
36
General
güneşte yanmış ten rengi
tan
n.
37
General
alkol oranı %14'ten az olan şarap
table wine
n.
38
General
ten rengi
carnation [obsolete]
n.
39
General
siyah ten rengi
nigrescence
n.
40
General
koyu ten rengi
nigrescence
n.
41
General
s.o.s 'ten önce kullanılan acil yardım kodu
c q d
n.
42
General
soluk ten
anaemia
n.
43
General
soluk ten
anemia
n.
44
General
abd ve kanada'da 2015'ten sonra yaşanan opioid bazlı uyuşturucu krizi
opioid epidemic
n.
45
General
abd ve kanada'da 2015'ten sonra opioid bazlı uyuşturucu kullanımının/bağımlılığının/doz aşımı vakalarının ciddi derecede artması
opioid epidemic
n.
46
General
yorkshire dales'ten gelen kimse
dalesman
n.
47
General
ten renginde kırmızımsılık
rubicundity
n.
48
General
ten renginde kızarıklık
rubicundity
n.
49
General
ten rengi
rud [dialect]
n.
50
General
ten rengi
complection
n.
51
General
esmer ten
duskiness
n.
52
General
eskiden isveç'ten ingiltere'ye ithal edilen kaliteli bir demir
osmund
n.
53
General
eskiden isveç'ten ingiltere'ye ithal edilen kaliteli bir demir
osmond
n.
54
General
(at/bisiklet'ten) inmek
dismount
v.
55
General
esmer (kişi/ten)
swarthy
adj.
56
General
kadife gibi (ses/ten)
silky
adj.
57
General
yanmış (ten)
bronzed
adj.
58
General
ten rengi
flesh-colored
adj.
59
General
(ten) soluk
sallow
adj.
60
General
açık (ten,saç)
fair
adj.
61
General
ten rengi
flesh-coloured
adj.
62
General
ten rengine sahip
carnationed [obsolete]
adj.
63
General
ten renkli
carnationed [obsolete]
adj.
64
General
unla kaplanmışçasına soluk (ten rengi)
mealy
adj.
65
General
açık buğday renkli ve pürüzsüz (ten)
ivory
adj.
66
General
(ingiltere) stoke–on–trent'ten gelen
stoke
adj.
67
General
(ten) açık
fair
adj.
68
General
koyu ten ile birlikte anlamı veren ön ek
melano-
pref.
Colloquial
69
Colloquial
1970'ten sonra doğup ailelerine kıyasla daha az maddi güvenceye sahip yetişkinlerin oluşturduğu kuşak
ipod generation
n.
Idioms
70
Idioms
bebeksi ten
schoolgirl complexion
n.
71
Idioms
pürüzsüz ten
schoolgirl complexion
n.
72
Idioms
bebeksi ten
peaches and cream
n.
73
Idioms
abd ve kanada'da 2015'ten sonra yaşanan opioid bazlı uyuşturucu krizi
opioid crisis
n.
74
Idioms
atlantik'ten pasifik'e
coast-to-coast
expr.
Speaking
75
Speaking
8:15'ten geç olmasın
no later than 8:15
expr.
Trade/Economic
76
Trade/Economic
1925'ten 1948'e kadar kullanılan alman para birimi
reichsmark
n.
77
Trade/Economic
transdinyester bölgesinde 1994'ten beri basılan bir para birimi
ruble
n.
Technical
78
Technical
cor-ten çeliği
cor-ten steel
n.
79
Technical
masuraları peg'ten alma
tilt in cops above pegs
n.
80
Technical
ten
moisture
n.
81
Technical
%0.15'ten az karbon içeren çelik
soft-cast steel
n.
Computer
82
Computer
disket'ten yükleme
floppy install
n.
83
Computer
ten rengi
tan
n.
84
Computer
unix'ten unix'e kopya
unix-to-unix copy
n.
85
Computer
paint'ten çıkar
quits paint
expr.
86
Computer
sohbet'ten çıkar
quits chat
expr.
87
Computer
sohbet'ten çık
exit chat
expr.
Informatics
88
Informatics
internet'ten radyo
internet radio
n.
89
Informatics
internet'ten eğitim
internet training
n.
90
Informatics
internet'ten faks
internet faxing
n.
91
Informatics
internet'ten yedekleme
internet backup
n.
Textile
92
Textile
ten rengi tayt
fleshings
n.
Dyeing
93
Dyeing
ten rengi
cuir
n.
94
Dyeing
ten rengi
dorado
n.
95
Dyeing
ten rengi
honey beige
n.
96
Dyeing
krem ila ten rengi arasındaki parşömen rengi
parchment
n.
97
Dyeing
ten rengi
flesh
n.
98
Dyeing
beyaz ten rengi
flesh color
n.
99
Dyeing
ten rengi
flesh tint
n.
100
Dyeing
soluk ten rengi veya grimsi sarı renkte olan
natural
adj.
101
Dyeing
beyaz ten renginde olan
flesh-coloured
adj.
Automotive
102
Automotive
prokon-ten
procon-ten
n.
103
Automotive
reo motorlu otomobil şirketi'nin 1904'ten 1936'ya kadar ürettiği araba
reo
n.
Medical
104
Medical
ten uyuşması
skin numbing
n.
Chemistry
105
Chemistry
atom numarası 103'ten büyük olan elementlerden
transactinide
adj.
106
Chemistry
atom numarası 103'ten büyük olan elementlere ait
transactinide
adj.
Marine Biology
107
Marine Biology
norveç'ten ihraç edilen kurutulmuş morina balığı
klipfish
n.
Astronomy
108
Astronomy
samanyolu da dahil olmak üzere 24'ten fazla galaksiyi kapsayan bir gökadalar grubu
local group of galaxies
n.
109
Astronomy
güneş'ten bakıldığında bir dış gezegenin veya ay'ın dünya ile aynı hizada olup dünya'ya neredeyse en yakın konumunda bulunması
opposition
n.
Astrology
110
Astrology
kümeleşme (3'ten fazla gezegenin bir burca toplanması)
stellium
n.
Botanic
111
Botanic
amerika'ya özgü küçük yaprakları ve ten rengi çiçekleri olan bir ot
marsh st. john's-wort (elodes virginica)
n.
Social Sciences
112
Social Sciences
ten rengi ayrımcılığı
colorism
n.
113
Social Sciences
ten rengine dayalı ayrımcılık
colorism
n.
114
Social Sciences
ten rengi ayrımcılığı
shadeism
n.
115
Social Sciences
ten rengine dayalı ayrımcılık
shadeism
n.
116
Social Sciences
ten rengi ayrımcılığı
colourism
n.
117
Social Sciences
ten rengine dayalı ayrımcılık
colourism
n.
118
Social Sciences
1954'ten beri her yıl melbourne'de düzenlenen bir festival
moomba
n.
History
119
History
özellikle argos veya argolis'ten olan antik yunanlı kimse
argive
n.
Religious
120
Religious
iznik'ten önceki erken döneme ait kilise yazarlarının yazılarıyla meydana gelmiş ekol
alexandrian school
n.
121
Religious
doğu ortodoks kilisesi'nde yüksek sesle eski ahit'ten dersler okuyan bir din adamı
anagnostes
n.
122
Religious
adını kurucuları ucke wallis'ten alan, vaftiz karşıtı hristiyan topluluklarından biri
uckewallist
n.
123
Religious
lent'ten önceki pazar
quinquagesima
n.
124
Religious
lent'ten önceki pazar
quinquagesima sunday
n.
125
Religious
kilisede komünyon sırasında yeni ahit'ten okunan pasaj
gospel
n.
126
Religious
kilisede komünyon sırasında yeni ahit'ten okunan pasaj
gospel for the day
n.
127
Religious
kilisede komünyon sırasında yeni ahit'ten okunan pasaj
holy gospel
n.
128
Religious
tanrı'nın düşüş'ten önce kimin selamete erip kimin ermeyeceğini tayin ettiğine inanan kimse
supralapsarian
n.
129
Religious
tanrı'nın düşüş'ten önce kimin selamete erip kimin ermeyeceğini tayin ettiğini öne süren dini bir öğreti
supralapsarianism
n.
130
Religious
tanrı'nın düşüş'ten önce kimin selamete erip kimin ermeyeceğini tayin ettiğine inanan kimse
supralapsary
n.
131
Religious
yafes'ten gelen
japhetic
adj.
132
Religious
tanrı'nın düşüş'ten önce kimin selamete erip kimin ermeyeceğini tayin ettiğini öne süren dini öğretiye ait veya ilgili
supralapsarian
adj.
133
Religious
tanrı'nın düşüş'ten önce kimin selamete erip kimin ermeyeceğini tayin ettiğini öne süren dini öğretiye ait veya ilgili
supralapsary
adj.
Philosophy
134
Philosophy
sokrates'ten etkilenen yunan filozofu
socratic
n.
135
Philosophy
aristoteles'ten
aristotelean
adj.
136
Philosophy
aristoteles'ten
aristotelian
adj.
137
Philosophy
aristoteles'ten
peripatetic
adj.
138
Philosophy
aristoteles'ten
aristotelic
adj.
139
Philosophy
sokrates'ten önceki döneme ait
presocratic
adj.
Geography
140
Geography
new york' ta bulunan finger lakes'ten biri
canandaigua lake
n.
141
Geography
massachusetts'ten doğup boston limanına dökülen bir nehir
charles river
n.
142
Geography
atlantik'ten pasifik'e, kuzey kanada’nın kuzey kutbu takımadaları ve alaska’nın kuzey kıyıları boyunca akan su yolu
northwest passage
n.
143
Geography
kuzey amerika'nın doğusunda bulunan, quebec'ten meksika körfezi'ne uzanan bir dağ silsilesi
appalachian mountains
n.
144
Geography
kuzey amerika'nın doğusunda bulunan, quebec'ten meksika körfezi'ne uzanan bir dağ silsilesi
appalachians
n.
145
Geography
tibet'ten doğu çin denizine kadar uzanan çin'in ve asya'nın en uzun nehri
yangtze
n.
146
Geography
tibet'ten doğu çin denizine uzanan asya'nın en uzun nehri
yangtze kiang
n.
147
Geography
tibet'ten doğu çin denizine uzanan asya'nın en uzun nehri
chang
n.
148
Geography
tibet'ten doğu çin denizine uzanan asya'nın en uzun nehri
chang jiang
n.
149
Geography
tibet'ten doğu çin denizine uzanan asya'nın en uzun nehri
changjian
n.
150
Geography
tibet'ten doğu çin denizine uzanan asya'nın en uzun nehri
yangtze
n.
151
Geography
tibet'ten doğu çin denizine uzanan asya'nın en uzun nehri
yangtze river
n.
152
Geography
greenwich'ten geçen 0 meridyenindeki yerel saat
ut1
n.
153
Geography
westhampton, hampton bays, southampton, bridgehampton ve east'ten oluşan şık yerleşim yerleri dizisi
hamptons
n.
154
Geography
atlantik'ten pasifik'e uzanan bir kanal
panama canal
n.
Geology
155
Geology
ten rengi (mineral)
sarcoline
adj.
Music
156
Music
f'ten f'e artan doğal bir diyatonik gamla çalınan otantik bir moda ait veya ilişkin
lydian
adj.
Painting
157
Painting
resimdeki ten rengi tonların zarif temsili
morbidezza
n.
Mythology
158
Mythology
atlantis'ten
atlantean
adj.
Slang
159
Slang
(quebec'ten olan) frankofon kimse
pea-souper [canada]
n.
Modern Slang
160
Modern Slang
aids'ten kaynaklı
aids-related
adj.
×
Pronunciation in context (
out of
)
Pronunciation of -ten
×
Term Options
Correct / Suggest
French English Dictionary
Spanish English Dictionary
German English Dictionary
English Synonyms Dictionary
Google Images
Merriam Webster
Dictionary.com
The Free Dictionary
Abbreviations
Wikipedia in English
Wikipedia in Turkish
Urban Dictionary
German, LEO
Chinese, Dict.Cn
Spanish, SpanishDict
Russian, Multitran.ru
Medical, MedicineNet
İşaret Dili, Signing Savvy