alttaki - Turkish English Dictionary
History

alttaki



Meanings of "alttaki" in English Turkish Dictionary : 8 result(s)

Turkish English
Common Usage
alttaki below adj.
General
alttaki subjacent adj.
alttaki bottom adj.
alttaki nether adj.
alttaki downstairs adj.
Technical
alttaki underlain by adv.
Computer
alttaki subscript adv.
Modern Slang
alttaki aloue adj.

Meanings of "alttaki" with other terms in English Turkish Dictionary : 44 result(s)

Turkish English
General
alttaki yapı üzerine kurulan her türlü yapı superstructure n.
alttaki zemin underlying soil n.
alttaki mesaj message below n.
alttaki bağlantı below link n.
alttaki bağlantı link below n.
en alttaki bölüm descent [obsolete] n.
kalkanın üst bölümünün en alttaki dörtte birlik kısmında yer alan dar ve yatay şerit fillet n.
alttaki toprağı oymak pion [obsolete] v.
(kar) alttaki kar erimeden yağmak pitch (it) [dialect] v.
en alttaki undermost adj.
en alttaki nethermost adj.
en alttaki netherward adj.
alttaki yüzeye değecek şekilde eğilmiş incumbent adj.
alttaki anlamına gelen bir ön ek infra- pref.
Phrasals
birini geminin altına/alttaki güvertelerden birine göndermek send someone below v.
geminin altına/alttaki güvertelerden birine göndermek send below v.
Idioms
en alttaki görevli/adam low man on the totem pole n.
en alttaki görevli low man on the ladder n.
en alttaki görevli the lowest rung on the ladder n.
Technical
alttaki zemin underlying soil n.
bir çatı padavrası sırasının alttaki sıranın üzerine binen kısmı lap n.
alttaki levhanın çivisiyle üstteki levhanın alt köşesi arasındaki mesafe bond of a slate n.
serenin alttaki ucuna takılan halka snorter n.
serenin alttaki ucuna takılan halka snotter n.
Computer
alttaki yanbant lower sideband n.
alttaki seçim lower selection n.
Architecture
pervaz veya silmenin alt kenarının ön kısmında bulunan, su akıtırken alttaki duvara temas etmemesi için tasarlanmış çıkıntı larmier n.
bütün cephelerinde alttaki üsttekinden daha dik olan iki aşamalı eğim bulunan bir çatı tipi mansard roof n.
Automotive
alttaki izlerin görünmesi show through n.
Anatomy
en alttaki omur siniri çifti nervus coccygeus n.
femurun en alttaki ucunun dış kısmında bulunan bir kondil lateral condyle n.
insan ve hayvanlarda en alttaki kaburga ile kalça arasındaki etli kısım flank n.
Pathology
atlarda toynağın çok büyük ve eğimli olup alttaki üçgen şeklindeki bölümün aşırı çıkıntı yapması flatfoot n.
Veterinary
atlarda toynağın çok büyük ve eğimli olup alttaki üçgen şeklindeki bölümün aşırı çıkıntı yapması flat foot n.
Astronomy
en alttaki nadiral adj.
Agriculture
(alttaki toprak üste gelecek şekilde) sabanla sürmek turn v.
Literature
(özellikle dipnotta) alttaki infra adv.
History
(hanedan armalarında) alttaki kolu diğer üç koldan uzun olan bir haç latin cross n.
Geology
üstteki toprak tabakasından alttaki toprak tabakasına doğru dökülen, koloit ve mineral tuzu içeren bir malzeme illuvium n.
Sport
alttaki rakip competitor underneath n.
(tilt oyununda top) alttaki açıklıktan düşüp gitmek drain v.
Art
tepelerdeki çimleri ve toprağı kaldırarak alttaki taş veya tebeşirlerle beyaz at figürleri yapma leucippotomy n.
Music
(çan takımı) en alttaki çan bordun n.
Entomology
kınkanatları gümüşi beyaz, yeşil çizgili ve benekli, alttaki kanatları gül rengi olan, amerika'ya özgü bir yaprak böceği ladder beetle (chrysomela scalaris) n.