arse - Turkish English Dictionary
History

arse

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


Meanings of "arse" in Turkish English Dictionary : 15 result(s)

English Turkish
General
arse n. kıç
arse n. küfe
arse n. göt
arse n. kaba kıç
arse n. popo
arse n. makat
arse n. merkep
Slang
arse n. ahmak
arse n. anüs
arse n. büzük
arse n. dangalak
arse n. eşek herif
arse n. göt
arse n. kıç
arse n. cinsel ilişki

Meanings of "arse" in English Turkish Dictionary : 6 result(s)

Turkish English
General
arşe violin bow n.
arşe bow n.
Music
arşe fiddlestick n.
arşe bow n.
arşe fiddle bow n.
arşe stick n.

Meanings of "arse" with other terms in English Turkish Dictionary : 358 result(s)

English Turkish
General
smart arse n. ukala dümbeleği
lick somebody's arse v. köpeklenmek
lick somebody's arse v. el etek öpmek
arse around v. aylaklık etmek
lick somebody's arse v. götünü yalamak
lmao (laughing my ass (arse) off) v. (gülmekten) kopmak
Colloquial
shift one's arse expr. kaldır kıçını
shift one's arse expr. tembelliği bırak
Idioms
a into g (arse into gear) [nz] n. vites arttırma
a into g (arse into gear) [nz] n. tempoyu arttırma
a tight-arse n. cimri
a tight-arse n. elisıkı
a tight-arse n. pinti
a lard-arse n. şişman kimse
think the sun shines out somebody's arse or backside v. aşk gözünü kör etmek
think the sun shines out of somebody's arse or backside v. aşk gözünü kör etmek
think the sun shines out of somebody's arse v. birisine körü körüne hayranlık beslemek
bore the arse off somebody v. birisini çok sıkmak
think the sun shines out somebody's arse v. birisine körü körüne hayranlık beslemek
bore the arse off somebody v. birisini baymak
can't tell your arse from your elbow v. en basit işi bile becerememek
not know your arse from your elbow v. en basit işi bile becerememek
get one's arse into gear v. elini çabuk tutmak
have (one's) head (stuck) up (one's) arse v. kendinden başka kimseyi önemsememek
have (one's) head (stuck) up (one's) arse v. salaklık yapmak
want to know the ins-and-outs of a cat's arse [uk] v. ıncığını cıncığını bilmek/öğrenmek istemek
want to know the ins-and-outs of a cat's arse [uk] v. en ince ayrıntısına kadar bilmek/öğrenmek istemek
want to know the ins-and-outs of a cat's arse [uk] v. tüm ayrıntılarını merak etmek
arse over tit expr. tepetaklak
arse over tip expr. tepetaklak
arse about face expr. (olması gerekene göre) ters
Chat Usage
lmao (laughing my ass (arse) off) expr. gülmekten yarılıyorum
Slang
tight-arse n. aşırı kontrolcü kimse
tight-arse n. tutucu kimse
arse end of nowhere [uk] n. kuş uçmaz kervan geçmez
cheap-arse tuesday n. avustralya'da her şeyin indirimli satıldığı gün
arse end of nowhere [uk] n. allah'ın unuttuğu yer
cheap-arse tuesday n. Avustralya'da indirim günü
arse end of nowhere [uk] n. dağ başı
arse end of nowhere [uk] n. ıssız/ücra yer
arse end of nowhere [uk] n. dünyanın öbür ucu
arse end of nowhere [uk] n. kör itin öldüğü yer
a pain in the arse n. baş belası
be a pain in the arse n. baş belası olmak
smart arse n. bok yedi başı
a kick up the arse n. cesaret verme
arse-kisser n. dalkavuk
a short-arse n. götten bacaklı
a short-arse n. götten bacak
a kick up the arse n. harekete geçirme
a short-arse n. kısa boylu ve bodur kimse
arse-kisser n. kıç yalayıcı
a lard-arse n. koca götlü
duck's arse (uk) n. önler sivri boynun bittiği ense bölgesinin ise kıvır kıvır yapıldığı 50'lerde moda olmuş ördek götünü andıran bir saç kesimi
a lard-arse n. şişko
a kick up the arse n. teşvik etme
smart-arse n. ukala
a lard-arse n. yağ tulumu
arse-kisser n. yağcı
arse-kisser n. yalaka
arse [australia] n. küstahlık
pain-in-the-arse [uk] n. başa bela
pain-in-the-arse [uk] n. sinir bozucu
pain-in-the-arse [uk] n. gıcık
pain-in-the-arse [uk] n. can sıkıcı
pain-in-the-arse [uk] n. baş belası
tight arse [uk/australia] n. pinti
tight arse [uk/australia] n. eli sıkı
tight arse [uk/australia] n. cimri
tight arse [uk/australia] n. paragöz
your arse n. götün
your arse n. kıçın
move (one's) arse v. kıçını kıpırdatmak/kaldırmak
bring (one's) arse to an anchor v. kıçı yer görmek
hang an arse [obsolete] v. ayak sürümek
bring (one's) arse to an anchor v. kıçını oturtmak
hang an arse [obsolete] v. kıçını kıpırdatamamak
bring (one's) arse to an anchor v. kıçını kırıp oturmak
hang an arse [obsolete] v. geride kalmak
bring (one's) arse to an anchor v. kıçının üstüne oturmak
bring (one's) arse to an anchor v. bir rahat/kımıldamadan durmak/oturmak
screw the arse off v. anal ilişkide bulunmak
arse around v. aylakça zaman harcamak
arse about v. aylakça zaman harcamak
arse about v. aylaklık etmek
arse around v. aylaklık etmek
talk out of one's arse v. boş boş konuşmak
lick somebody's arse v. birisinin kıçını yalamak
arse around v. boş boş gezinmek
lick someone's arse v. birinin kıçını yalamak
talk through one's arse v. boş boş konuşmak
kiss somebody's arse v. birisinin kıçını yalamak
be a pain in the arse v. bela olmak
arse about v. boş boş gezinmek
work one's arse off v. deli gibi çalışmak
be right up somebody's arse v. hemen arkasında olmak
can't tell one's arse from one's v. elinden bir bok gelmemek
not know one's arse from one's elbow v. elinden bir bok gelmemek
can't tell one's arse from one's v. en basit işi bile yapamamak
not know one's arse from one's elbow v. en basit işi bile yapamamak
talk through one's arse v. götünden uydurmak
work your arse off v. gecesini gündüzüne katmak
get one's arse in gear v. elini çabuk tutmak
talk out of one's arse v. götünden uydurmak
bust one’s arse v. kıçını yırtmak
work one's arse off v. kıçını yırtmak
talk out of one's arse v. kıçından uydurmak
have your head stuck up your arse v. kendinden başka kimseyi önemsememek
give someone a kick up the arse v. kıçına tekmeyi koymak/basmak
have your head up your arse v. kendinden başka kimseyi önemsememek
bust your arse v. kıçını yırtmak
be right up somebody's arse v. kıçının dibinde olmak
talk through one's arse v. kıçından uydurmak
arse about v. serserilik etmek
screw the arse off v. sadece kendi doyumu için ilişkiye girmek
arse around v. serserilik etmek
lick someone's arse v. yalakalık etmek
lick somebody's arse v. yalakalık yapmak
sit on one's arse v. (herkes çalışırken) öylece oturmak
kiss somebody's arse v. yalakalık yapmak
get off (one's) arse [uk/australia] v. kıçını kaldırmak
get off (one's) arse [uk/australia] v. götünü kaldırmak
get off (one's) arse [uk/australia] v. harekete geçmek
get off (one's) arse [uk/australia] v. yerinden kalkıp harekete geçmek
be (right) up (one's) arse v. (öndeki arabanın) kıçına girmek
be (right) up (one's) arse v. (öndeki arabanın) dibine girmek
be (right) up (one's) arse v. (öndeki arabanın) kıçının dibine girmek
be (right) up (one's) arse v. diğer arabaya değdirecek kadar yakın sürmek
bite (someone) in the arse v. (birinden) fena intikam almak
bite (someone) in the arse v. (birine) yaptıklarını ödetmek
bite (someone) in the arse v. (birine) yaptığı yanlışların bedelini ödetmek
bite (someone) in the arse v. (birini) cezalandırmak
have a poker up (one's) arse [uk] v. kıçında kazık varmış gibi durmak/davranmak
have a poker up (one's) arse [uk] v. kıçına kazık girmiş gibi durmak/davranmak
have a poker up (one's) arse [uk] v. kazık yutmuş gibi durmak/davranmak
have a poker up (one's) arse [uk] v. baston yutmuş gibi durmak/davranmak
have a poker up (one's) arse [uk] v. kazık yutmuş/baston yutmuş gibi olmak
have a poker up (one's) arse [uk] v. çok sert olmak
have a poker up (one's) arse [uk] v. çok katı olmak
have a poker up (one's) arse [uk] v. örümcek kafalı olmak
have a poker up (one's) arse [uk] v. kalas/kütük gibi olmak
have a poker up (one's) arse [uk] v. kereste gibi olmak
have a poker up (one's) arse [uk] v. şakadan/espriden anlamamak
have a poker up (one's) arse [uk] v. asabi olmak
have a poker up (one's) arse [uk] v. aksi olmak
have a poker up (one's) arse [uk] v. fevri olmak
have a poker up (one's) arse [uk] v. espri anlayışı olmamak
think the sun shines out of somebody's arse [uk] v. birisine körü körüne hayranlık beslemek
think the sun shines out of somebody's arse [uk] v. birisine karşı zaafı olmak
be talking out of (one's) arse [uk] v. götünden uydurmak
be talking out of (one's) arse [uk] v. kıçından uydurmak
be talking out of (one's) arse [uk] v. götünden atmak
be talking out of (one's) arse [uk] v. boş boş konuşmak
be talking out of (one's) arse [uk] v. tamamen saçmalamak
be talking out of your arse [uk] v. götünden uydurmak
be talking out of your arse [uk] v. kıçından uydurmak
be talking out of your arse [uk] v. götünden atmak
be talking out of your arse [uk] v. boş boş konuşmak
be talking out of your arse [uk] v. tamamen saçmalamak
bite (one) in the arse v. (birinden) fena intikam almak
bite (one) in the arse v. (birine) yaptıklarını ödetmek
bite (one) in the arse v. (birine) yaptığı yanlışların bedelini ödetmek
bite (one) in the arse v. (birini) cezalandırmak
bite (one) in the arse v. intikamı acı olmak
bite (one) in the arse v. (birine) fena ödetmek
bite (one) in the arse v. dün yediğin hurmalar bugün götünü tırmalar (?)
bore the arse off (one) v. (birini) çok sıkmak
bore the arse off (one) v. (birini) can sıkıntısından öldürmek
bore the arse off (one) v. (birini) çok fena baymak
bore the arse off (one) v. (birinin) içini baymak
could eat the arse out of a low-flying duck [australia] v. kurt gibi aç olmak
could eat the arse out of a low-flying duck [australia] v. her şeyi yiyebilecek kadar (aç olmak)
get your arse in gear [uk] v. harekete geçmek
get your arse in gear [uk] v. kıçını kaldırmak
get your arse in gear [uk] v. elini çabuk tutmak
get your arse in gear [uk] v. acele etmek
get your arse into gear [uk] v. harekete geçmek
get your arse into gear [uk] v. kıçını kaldırmak
get your arse into gear [uk] v. elini çabuk tutmak
get your arse into gear [uk] v. acele etmek
give a rat's arse [uk] v. siklemek
give a rat's arse [uk] v. kıçına takmak
give a rat's arse [uk] v. aldırış etmek
give a rat's arse [uk] v. iplemek
give a rat's arse [uk] v. sallamak
give a rat's arse [uk] v. tınmak
give a rat's arse [uk] v. umursamak
kiss (one's) arse [uk/ireland] v. (birisinin) kıçını yalamak
kiss (one's) arse [uk/ireland] v. (birine) yalakalık yapmak
kiss (one's) arse [uk/ireland] v. (birine) yaltaklanmak
kiss (one's) arse [uk/ireland] v. (birine) yağ çekmek/yapmak
kiss arse v. kıçını yalamak
kiss arse v. yalakalık yapmak
kiss arse v. yaltaklanmak
kiss arse v. yağ çekmek/yapmak
kiss someone's arse [uk] v. birinin kıçını yalamak
kiss someone's arse [uk] v. birine yalakalık yapmak
kiss someone's arse [uk] v. birine yaltaklanmak
kiss someone's arse [uk] v. birine yağ çekmek/yapmak
not give a rat's arse (about something) [uk] v. (bir şeyi) hiç takmamak
not give a rat's arse (about something) [uk] v. (bir şeyi) hiç tınmamak
not give a rat's arse (about something) [uk] v. (bir şeyi) iplememek
not give a rat's arse (about something) [uk] v. (bir şeyi) kıçına bile takmamak
not give a rat's arse (about something) [uk] v. (bir şeyi) götüne sallamamak
not give a rat's arse (about something) [uk] v. (bir şey) umurunda olmamak
arse about [uk/australia] adj. geriye
arse about [uk/australia] adj. tersine
arse about [uk/australia] adj. tam tersine
arse about [uk/australia] adj. aksine
arse about face [uk/australia] adj. önü arkasında
arse about face [uk/australia] adj. arkası önünde
arse about face [uk/australia] adj. kıçı başında
arse over tip [uk/australia] adj. altı üstüne gelmiş
arse over tip [uk/australia] adj. ters
arse over tip [uk/australia] adj. ters yüz olmuş
arse over tip [uk/australia] adj. baş aşağı
arse over tit adj. altı üstüne gelmiş
arse over tit adj. ters
arse over tit adj. ters yüz olmuş
arse over tit adj. baş aşağı
lick-arse [uk] adj. kıç/göt yalayan
lick-arse [uk] adj. yalaka
lick-arse [uk] adj. dalkavuk
lick-arse [uk] adj. yağcı
shove it up your arse! interj. al onu kıçına sok!
stick it up your arse! interj. al onu kıçına sok!
ask my arse [obsolete] [uk] expr. kıçıma sor
ask my arse expr. kıçıma sor
ask my arse [obsolete] [uk] expr. bir talebi/soruyu reddetmek için kullanılan kaba tabir
ask my arse expr. bir talebi/soruyu reddetmek için kullanılan kaba tabir
ask my arse [obsolete] [uk] expr. bana ne
ask my arse expr. bana ne
ask my arse [obsolete] [uk] expr. git başımdan
ask my arse expr. git başımdan
(someone) can kiss my arse [uk] expr. kıçımda değil
(someone) can kiss my arse [uk] expr. sikimde değil
(someone) can kiss my arse [uk] expr. sikimden aşağı kasımpaşa
(someone) can kiss my arse [uk] expr. ipimden aşağı kasımpaşa
(someone) can kiss my arse [uk] expr. siktir
(someone) can kiss my arse [uk] expr. siktir git
(someone) can kiss my arse [uk] expr. çok da kıçımdaydı
(someone) can kiss my arse [uk] expr. halt etmişler
(someone) can kiss my arse [uk] expr. bu da onların halt yemesi
stick something up your arse expr. al götüne sok
shove something up your arse expr. al götüne sok
shove something up your arse expr. al kıçına sok
shove/stick something up your arse! expr. al kıçına sok
stick something up your arse expr. al kıçına sok
haul your arse expr. kaldır kıçını
move your arse! expr. kıçını kaldır
lick my arse! expr. kıçımı öp!
get off your arse! expr. kıçını kaldır!
shift your arse! expr. kıçını kaldır
my arse! expr. kıçımın kenarı
kiss my arse! expr. kıçımı öp!
pig's arse! expr. saçmalık!
pig's arse! expr. seninle aynı fikirde değilim!
pig's arse! expr. saçma!
tell him he can take his job and shove it up his arse! expr. söyle ona alsın işini kıçına soksun
pig's arse! expr. sana katılmıyorum
my arse! expr. ...mış hadi oradan!
a face like a cat's arse expr. suratsız
a face like a cat's arse expr. suratı beş karış
a face like a cat's arse expr. yüzü göt gibi
a face like a cat's arse expr. yüzü bok gibi
a face like a cat's arse expr. bozuk surat
get off your arse expr. tembelliği bırak
can't tell (one's) arse from (one's) elbow expr. kendine hayrı yok
can't tell (one's) arse from (one's) elbow expr. en basit işi bile beceremez
can't tell (one's) arse from (one's) elbow expr. kendine bile hayrı yok
can't tell (one's) arse from (one's) elbow expr. aptal
can't tell (one's) arse from (one's) elbow expr. beyinsiz
can't tell (one's) arse from (one's) elbow expr. alık
lmao (laughing my ass (arse) off) expr. kıçımla gülüyorum
doesn't know (one's) arse from (one's) elbow [uk] expr. elinden bir bok gelmez
doesn't know (one's) arse from (one's) elbow [uk] expr. kafası basmaz
doesn't know (one's) arse from (one's) elbow [uk] expr. bir şeyden/boktan anlamaz
doesn't know (one's) arse from (one's) elbow [uk] expr. bir bok bilmez
doesn't know (one's) arse from (one's) elbow [uk] expr. hiçbir şey bilmez
wouldn't know (one's) arse from (one's) elbow [uk] expr. elinden bir bok gelmez
wouldn't know (one's) arse from (one's) elbow [uk] expr. kafası basmaz
wouldn't know (one's) arse from (one's) elbow [uk] expr. bir şeyden/boktan anlamaz
wouldn't know (one's) arse from (one's) elbow [uk] expr. bir bok bilmez
wouldn't know (one's) arse from (one's) elbow [uk] expr. hiçbir şey bilmez
the arse is gone right out of her [canada] expr. işler çığrından çıktı
the arse is gone right out of her [canada] expr. durum kontrolden çıktı
the arse is gone right out of her [canada] expr. işler tamamen bozuldu
your arse expr. kendin, başın (belada)
in a pig's arse [uk/australia] exclam. dünyada olmaz
in a pig's arse [uk/australia] exclam. hayatta olmaz
in a pig's arse [uk/australia] exclam. yok canım daha neler
in a pig's arse [uk/australia] exclam. deli saçması
in a pig's arse [uk/australia] exclam. saçma
in a pig's arse [uk/australia] exclam. hadi oradan
in a pig's arse [uk/australia] exclam. hiç de bile
in a pig's arse [uk/australia] exclam. hayatta/dünyada inanmam
in a pig's arse [uk/australia] exclam. olacak iş değil
British Slang
arse monger n. adi
sad arse n. acınası kimse
sad arse n. ağlak tip
kick in the arse n. aksaklık
arse monger n. ciğeri beş para etmez
sad arse n. ezik tip
arse-licking n. göt yalama
arse-bandit n. gey
arse-bandit n. homoseksüel
arse-bandit n. homo
rough as a badger's arse n. hasta
arse-bandit n. ibne
split arse (derogatory) n. kadın
arse monger n. pislik
tight-arse n. pinti
arse monger n. şerefsiz
kick in the arse n. terslik
face like a slapped arse n. üzgün/mutsuz surat
arse-licking n. yalakalık
arse-licker n. yalaka
fancy the arse off someone v. abayı yakmak
get one's arse in gear v. acele etmek
shift one's arse v. acele etmek
arse about /around v. amaçsızca takılmak
fancy the arse off someone v. aşık olmak
piss-arse around v. avare avare dolanmak
piss-arse about v. avare avare dolanmak
piss-arse about v. aylaklık etmek
piss-arse around v. aylaklık etmek
fancy the arse off someone v. birisi için dibi düşmek
fancy the arse off someone v. birisini çok istemek
fancy the arse off someone v. birine takmak
lick someone's arse v. birinin kıçını yalamak
fart arse about v. boş boş takılmak
fuck the arse off someone v. birini yatakta haşat etmek
arse over tip v. devrilmek/düşmek
arse over tea kettle v. devrilmek/düşmek
arse about /around v. dalgasına bakmak
arse over kettle v. devrilmek/düşmek
arse over tit v. devrilmek/düşmek
go arse over tit v. devrilmek/düşmek
arse-lick v. göt yalamak
shift one's arse v. elini çabuk tutmak
get one's arse in gear v. elini çabuk tutmak
park one's arse v. oturmak
arse about /around v. oyalanmak
tear-arse about/around v. koşuşturmak
fart arse about v. oyalanmak
tear-arse about/around v. koşturup durmak
get the arse-on v. ters tarafından kalkmış olmak
piss-arse adj. değersiz
tight-arse adj. cimri
piss-arse adj. önemsiz
arse monger interj. adi şerefsiz
shove it up your arse! interj. al kıçına sok!
arse monger interj. aşağılık herif
arse load expr. bir sürü
rough as a badger's arse expr. kaba saba
rough as a badger's arse expr. kaba
rough as a badger's arse expr. yontulmamış
arse load expr. yığınla