ball - Turkish English Dictionary
History

ball

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


Meanings of "ball" in Turkish English Dictionary : 66 result(s)

English Turkish
Common Usage
ball n. balo
ball n. yumak
ball n. bilye
ball n. top
General
ball n. toparcık
ball n. top mermisi
ball n. bilya
ball n. top oyunu
ball n. yuvar
ball n. yuvarlak
ball n. gülle
ball n. topak
ball n. top
ball n. küre
ball n. mermi
ball n. sorumluluk
ball n. yönetim
ball v. yumak yapmak
ball v. top yapmak
ball v. balo yapmak
ball v. fişek atmak
Colloquial
ball n. çok eğlenceli geçen zaman
ball n. çok eğlenceli deneyim
ball v. basketbol oynamak
Technical
ball n. bilye
ball n. kilit bilyası
ball n. kürecik
ball n. top güllesi
ball n. yumak
ball n. yuvar
ball n. üzerinde çelik borular bulunan mandrel
ball n. bilye
ball adj. bilyalı
ball adj. bilyeli
Architecture
ball n. yuvarlak kubbe süslemesi
Construction
ball n. ferforje yapımında kullanılan katılaşmış demir kütlesi
ball v. ferforje yapımında eritilmiş demirden toplar oluşturmak
Anatomy
ball n. vücutta yuvarlak bölge veya çıkıntı
ball n. göz küresi
Veterinary
ball n. büyük hap
Printing
ball n. yuvarlak şekilli yüzeye mürekkep vurma aracı
Veterinary
ball v. (hayvana) hap vermek
Food Engineering
ball n. şekerin kaynatılıp hızla soğutulması sonucu oluşan küçük yuvarlak kütle
Astronomy
ball n. gezegen
ball n. gök cismi
ball n. dünya
Botanic
ball n. tohum kesesi
Agriculture
ball n. koza
ball n. dikim sırasında bitkiyle birlikte gelen kök ve toprak kitlesi
ball v. bitkiyi taşımak için etrafına toprak sıkıştırmak
Breeding
ball v. (toynak) tıkamak
Apiculture
ball v. ana arıyı boğup öldürmek
ball v. (arı) toplaşmak
Geography
ball n. louisiana eyaletinde yerleşim yeri
Hunting
ball n. misket
Sport
ball n. top
ball n. topun atıcıdan vurucuya tek vuruşta atılması
Baseball
ball n. vuruş bölgesinden geçmeyen atılmış bir beyzbol topu
ball n. topun atıcıdan vurucuya tek vuruşta atılması
ball n. beyzbol
ball n. vuruş bölgesinde olmayan atış
Slang
ball n. taşak
ball n. tip
ball n. herif
ball n. adam
ball v. sikmek

Meanings of "ball" with other terms in English Turkish Dictionary : 500 result(s)

English Turkish
Common Usage
masquerade ball n. maskeli balo
General
a ball of wool n. yün yumağı
fancy dress ball n. kıyafet balosu
tea ball n. çay süzgeci
ball and chain n. pranga
ball of a steelyard n. kantar topu
wooden ball n. tomak
popcorn ball n. patlamış mısır
a ball of yarn n. bir yumak iplik
costume ball n. kıyafet balosu
rolling into a ball n. dertop
ball game n. vaziyet
masked ball n. maskeli balo
ball of fire n. becerikli adam
ball game n.
soccer ball n. futbol topu
golf ball n. golf topu
ball game n. top oyunu
cue ball n. bilardo topu
tennis ball n. tenis topu
ball game n. durum
ball cartridge n. tüfek fişeği
ball of the foot n. ayak parmaklarının kökü
track ball n. iztopu
medicine ball n. jimnastik topu
fancy ball n. maskeli balo
fire ball n. ateşten top
cannon ball n. top mermisi
a ball of dough n. bir topak hamur
ball pen n. tükenmez kalem
fish ball n. balık köftesi
ground ball n. yerden giden top
hair ball n. bigudi
ball room n. balo salonu
eye ball n. göz yuvarlağı
tennis ball n. alan topu
cannon ball n. gülle
fancy dress ball n. maskeli balo
ping pong ball n. pinpon topu
medicine ball n. sağlık topu
dodge ball n. yakantop oyunu
ball point pen n. tükenmezkalem
ball of fire n. kariyeri hızla yükselen kimse
billiard-ball n. bilardo topu
ball-bearing n. bilye
ball-point pen n. tükenmezkalem
ball-point n. tükenmez
ball-point n. tükenmez kalem
ball-point n. tükenmezkalem
ball-point pen n. tükenmez kalem
ball-point pen n. tükenmez
ball-pen n. tükenmez kalem
cross-ball n. orta
fancy-dress ball n. maskeli balo
fancy dress-ball n. maskeli balo
ball bag n. çöp poşeti
ball bag n. çöp torbası
chance ball n. şans topu
cue ball n. beyaz bilardo topu
cue ball n. beyaz top
billiard ball n. bilardo topu
ball and chain n. ayak kösteği
magic ball n. sihirli top
crystal ball n. kristal küre
pilates ball n. pilates topu
stress ball n. stres topu
thunder ball n. yıldırım topu
exercise ball n. egzersiz/jimnastik topu
med ball n. sağlık topu
fitness ball n. egzersiz/jimnastik topu
dust ball n. toz yumağı
dust ball n. toz topağı
dust ball n. toz tutma topu/küresi
magic ball n. sihirli küre
graduation ball n. mezuniyet balosu
ball sack n. top filesi
ball mirror n. aynalı küre
mirror ball n. aynalı küre
disco ball n. disko topu
disco ball n. disko küresi
benefit ball n. para toplamak amacıyla düzenlenen balo
benefit ball n. yardım balosu
spit ball n. tükürük topu
ball room n. dans salonu
cheese ball n. peynir topu
dragon ball n. ejder topu
ball dress n. balo elbisesi
ball gown n. balo giysisi
ball dress n. balo giysisi
ball gown n. balo elbisesi
masquerade ball n. maskeli balo
eight-ball n. sekiz top (bilardo)
8-ball n. sekiz top (bilardo)
ball game n. basketbol/beysbol veya amerikan futbolu (us)
ball game n. top ile oynan oyunun (uk)
ball boy n. top toplayıcı çocuk
ball in a cup n. fincan-top oyunu
cup-and-ball n. fincan-top oyunu
ball-and stick model n. top-çubuk modeli
ball pool n. top havuzu
ball crawl n. top havuzu
ball pond n. top havuzu
ball pit n. top havuzu
charity ball n. hayır kurumu balosu
charity ball n. yardım derneği balosu
laser ball n. lazer topu
university ball n. üniversite balosu
ball of fur n. tüy yumağı
glass ball n. cam küre
squeaky ball n. sesli top
ball gag n. ağız topu
cannon ball n. suya bombalama atlama
cannon ball n. bir cismin yüksek hızda hareketi
cannon ball n. yüksek hızlı araç
t-ball n. beysbol ve softbolun değiştirilmiş biçimi
rubber ball n. plastik top
rubber ball n. lastik top
rubber ball n. kauçuk top
the belle of the ball n. danstaki en güzel ve popüler kadın
the belle of the ball n. partideki en güzel ve popüler kadın
diamond ball n. cevabı kolay olan bir soru
diamond ball n. kek soru
glitter ball n. disko topu
return ball n. yo-yo
super ball ® n. zıplayan top
venetian ball n. dekoratif cam küre
wash ball n. sabun topu
witch ball n. içi oyuk dekoratif bir top
jump ball n. sonucunu tahmin etmesi zor yarışma
melon ball n. top şeklinde kesilmiş kavun
mirror ball n. disko topu
gum ball n. şekerli sakız
gum ball n. top çiklet
gum ball n. dışı renkli şekerle kaplı top şeklinde çiklet
gym ball n. jimnastik topu
roulette ball n. rulet topu
leather ball n. meşin yuvarlak
seed ball n. tohum topu
fancy ball n. kostüm balosu
fancy ball n. kıyafet balosu
fancy-dress ball n. kıyafet balosu
fancy-dress ball n. kostümlü balo
fancy ball n. kıyafet balosu
fancy ball n. kostümlü balo
masquerade ball n. kıyafet balosu
masquerade ball n. kostümlü balo
cotton ball n. pamuk topu
cup and ball n. top ve kupa oyuncağı
cup and ball n. top ve kupa oyunu
sand ball n. kumla karıştırılıp top haline getirilmiş sabun
dirt ball n. saygıyı hak etmeyen kötü karakterli kimse
dirt ball n. saygıyı hak etmeyen ahlaksız kimse
stang ball n. iki ucunda yarım top yer alan çubuklu bir mermi
start the ball rolling v. işi başlatmak
roll into a ball v. dertop olmak
play ball v. katılmak
keep the ball rolling v. devam ettirmek
ball up v. rezil etmek
ball up v. bozmak
play ball v. işbirliği yapmak
keep the ball rolling v. sürdürmek
wind something into a ball v. bir şeyi yumak yapmak
ball up v. berbat etmek
open the ball v. başlatmak
wind something into a ball v. bir şeyi sarmak
keep the ball rolling v. iyi bir işi sürdürmek
roll into a ball v. top yapmak
play ball v. imece yapmak
clear the ball v. topu uzaklaştırmak
play ball v. top oynamak
play ball v. oyuna başlamak
pass the ball v. pas vermek
soften the ball on one's chest v. göğsünde yumuşatmak
be on the ball v. dikkatli olmak
(ball) go into the net v. top ağlara gitmek
get the ball rolling v. işleri başlatmak
catch the ball v. topu yakalamak
keep one's eye on the ball v. gözünü toptan ayırmamak
drop the ball v. topu düşürmek
bounce a ball v. top zıplatmak
check back to the ball v. topa doğru koşmak/hamle yapmak
chip the ball v. topu aşırtmak
throw/give a ball v. balo vermek
be invited to a ball v. bir baloya davet edilmek
cross the ball into the penalty area v. ceza sahasına orta yapmak
juggle a soccer ball v. top sektirmek
catch the ball v. topu yakalamak
kick the ball v. topa vurmak
catch a ball v. top yakalamak
drop the ball v. topu düşürmek
drop the ball v. topu elinden kaçırmak
drop the ball v. topu kaptırmak
play ball with someone v. birisiyle iş birliği yapmak
cannon-ball v. yüksek hızda hareket etmek
cannon-ball v. suya bombalama atlamak
on the ball adj. akıllı
ball shaped adj. top gibi
on the ball adj. uyanık
ball shaped adj. küresel
ball shaped adj. küre biçiminde
ball-shaped adj. top biçiminde
ball-shaped adj. top şeklinde
game-ball adj. (insan) turp gibi
game-ball adj. (düzenleme, plan) mükemmel
have a ball interj. iyi eğlenceler
Phrasals
ball over v. çok şaşırtmak
ball over v. aklını başından almak
ball out v. azarlamak
ball out v. çıkışmak
ball out v. paylamak
ball out v. haşlamak
ball someone/something up v. birini/bir şeyi mahvetmek
ball someone/something up v. birini/bir şeyi altüst etmek
ball someone/something up v. birini/bir şeyi perişan etmek
ball something up v. top haline getirmek
ball something up v. top yapmak
ball something up v. top şeklinde yuvarlamak
ball something up v. yuvarlayıp top yapmak
Phrases
ali, throw the ball expr. ali, topu at
that's how the ball bounces expr. hayat böyledir
that's how the ball bounces expr. hayatın cilvesi bu naparsın?
Proverb
that's the way the ball bounces hayat böyledir
that's the way the ball bounces hayatın cilvesidir
Colloquial
ball of fire n. gayretli ve tuttuğunu koparan kimse
ball of fire n. iş hayatında çok çabuk yükselen kimse
black ball n. karşı oy
black ball n. kırmızı oy
black ball n. red oyu
ball cancer n. testis kanseri
bad-ball hitter n. (beyzbol) atış bölgesinde topa vuran oyuncu
a ground ball with eyes n. (beyzbol) yere çarpıp iki veya daha fazla iç saha oyuncusunun arasından geçen top
ball hog n. bencil oyuncu
ball hog n. pas vermeyen oyuncu
ball hog n. top eline/ayağına yapışan oyuncu
curve ball n. (beyzbol) falsolu top
curve ball n. (beyzbol) kavisli top
curve ball n. falsolu, beklenmedik durum
curve ball n. sürpriz, şaşırtıcı şey
curve ball n. kandırmaca
curve ball n. aldatmaca
curve ball n. oyun
curve ball n. numara
curve ball n. dalavere
curve ball n. lolo
curve ball n. üçkağıt
foul ball n. faul vuruş
foul ball n. faul çizgisinin dışında vurulan top
gopher ball n. (beyzbol) sayı vuruşu
gopher ball n. (beyzbol) sayı getirecek vuruş
v-ball n. voleybol
b-ball n. basketbol
ball-breaker n. talepkar kimse
ball-breaker n. çok şey isteyen kimse
ball-breaker n. isteği/talebi bitmeyen kimse
ball-breaker n. çok iş bekleyen kimse
ball-breaker n. hayatı zehir eden kimse
ball-breaker n. kök söktüren kimse
ball-breaker n. çok üstüne giden kimse
ball-buster n. talepkar kimse
ball-buster n. çok şey isteyen kimse
ball-buster n. isteği/talebi bitmeyen kimse
ball-buster n. çok iş bekleyen kimse
ball-buster n. hayatı zehir eden kimse
ball-buster n. kök söktüren kimse
ball-buster n. çok üstüne giden kimse
play ball with v. aynı tarafta yer almak
ball up v. berbat etmek
ball up v. bozmak
carry the ball v. görevin nerdeyse tamamını kendisi yapmak
keep the ball rolling v. işleri kaldığı yerden devam ettirmek
get the ball rolling v. işleri kaldığı yerden devam ettirmek
ball up v. içine etmek
set the ball rolling v. işleri kaldığı yerden devam ettirmek
carry the ball v. lider rol üstlenmek
ball up v. perişan etmek
ball (someone) out v. (birini) azarlamak
ball (someone) out v. (birine) çıkışmak
ball (someone) out v. (birini) paylamak
ball (someone) out v. (birini) haşlamak
ball up v. yuvarlamak
ball up v. top haline getirmek
ball up v. tortop etmek
ball up v. rulo yapmak
ball up v. kafasını karıştırmak
ball up v. şaşırtmak
ball up v. allak bullak etmek
ball up v. ambale etmek
ball up v. çorba etmek
ball up v. alt üst etmek
ball up v. çuvallamak
ball up v. mahvetmek
play ball with v. iş birliğine gitmek
red ball adj. acil
red ball adj. öncelikli
on the ball adv. başarı için gerekli özellikleri taşıyan
go get the ball expr. git topu getir
ball the jack expr. fırla
ball the jack expr. hızlan
ball the jack expr. koş
ball the jack expr. marş marş
ball the jack expr. hadi çabuk
(one) catch no ball expr. (biri) anlamıyor
(one) catch no ball expr. (biri) tam olarak anlamıyor
(one) catch no ball expr. (biri) idrak edemiyor
Idioms
crystal ball n. kristal küre
a ground ball with eyes n. topun aradan geçmesi
crystal ball n. geleceği gören küre
a ground ball with eyes n. topun ulaşılmayacak bir noktaya gitmesi
the belle of the ball n. balo güzeli
the belle of the ball n. bir topluluğun en güzel kadını
the belle of the ball n. herkesin baktığı/hayran olduğu kadın
the belle of the ball n. bütün ilgiyi/dikkatleri/bakışları üzerine çeken kadın
the belle of the ball n. bütün ilgiyi/dikkatleri/bakışları üzerinde toplayan kadın
the belle of the ball n. bir topluluktaki en alımlı/çekici/göz alıcı kadın
belle of the ball n. balo güzeli
belle of the ball n. bir topluluğun en güzel kadını
belle of the ball n. herkesin baktığı/hayran olduğu kadın
belle of the ball n. bütün ilgiyi/dikkatleri/bakışları üzerine çeken kadın
belle of the ball n. bütün ilgiyi/dikkatleri/bakışları üzerinde toplayan kadın
belle of the ball n. bir topluluktaki en alımlı/çekici/göz alıcı kadın
a totally different ball game n. hiç alışık olunmayan bir durum
a totally different ball game n. bambaşka bir durum
the old ball and chain n. zincir vuran (kişi)
the old ball and chain n. elini ayağını bağlayan (kişi)
the old ball and chain n. gardiyan (şaka yollu eşinden veya sevgilisinden bahsederken kullanılır)
one's ball and chain n. ayak bağı
a ball and chain n. ayak bağı
ball and chain n. ayak bağı
ball of fire n. adam olacak çocuk
on the ball n. açıkgöz
a whole new ball game n. bambaşka bir alem
a totally different ball game n. bambaşka bir alem
a whole new ball game n. bambaşka bir durum
a totally different ball game n. bambaşka bir durum
new ball game n. bambaşka bir durum
one's ball and chain n. bir adamın eşi
ball and chain n. bir adamın karısı
one's ball and chain n. bir adamın karısı
the whole ball of wax n. her şey
ball of fire n. hırs küpü
ball of fire n. iş bitirici
ball of fire n. kariyeri parlak kimse
ball and chain n. kaşık düşmanı
ball of fire n. konuşurken hop oturup hop kalkan
a ball and chain n. köstek
a ball and chain n. pranga
a slime ball n. samimiyetsiz ve yapay
ball of fire n. tam bir ateş topu
ball of fire n. tuttuğunu koparan
ball of fire n. tuttuğunu koparan kişi
behind the eight ball n. zor durum
the end of the ball game n. yolun sonu
ball of fire n. yerinde duramayan
curve ball n. beklenmedik sonuç
curve ball n. belirsizlik yaratan şey
curve ball n. açıklanamayan olay
curve ball n. yem
curve ball n. yanıltıcı şey
curve ball n. aldatıcı hareket
the belle of the ball n. partinin en güzel kadını
the belle of the ball n. balonun en güzel kadını
ball of muscle [australia] n. kas yığını
ball of muscle [australia] n. çok kaslı kimse
ball of muscle [australia] n. çok güçlü kimse
a ball and chain [uk] n. birinin karısı (mizahi bir söylem)
a ball and chain [uk] n. birinin kocası (mizahi bir söylem)
a ball and chain [uk] n. birinin eşi (mizahi bir söylem)
a ball of fire n. gayretli kimse
a ball of fire n. tuttuğunu koparan kimse
a ball of fire n. ateş topu
a ball of fire n. yerinde duramayan kimse
a ball of fire n. enerjik/coşkulu kimse
a crystal ball n. kristal küre (geleceği tahmin etmenin zorluğunu ima eden bir ifade)
a crystal ball n. geleceği gösteren küre (geleceği tahmin etmenin zorluğunu ima eden bir ifade)
a different/new ball game n. (tamamen) farklı/yeni bir durum
a (whole) different/new ball game n. (tamamen) farklı/yeni bir durum
a whole new ball game n. bambaşka bir şey
a whole new ball game n. apayrı bir konu
a whole new ball game n. çok farklı/çok daha zor bir konu
a whole new ball game n. çok daha karmaşık bir şey/durum
a whole other ball of wax n. bambaşka bir şey
a whole other ball of wax n. apayrı bir konu
a whole other ball of wax n. çok farklı/çok daha zor bir konu
a whole other ball of wax n. çok daha karmaşık bir şey/durum
ball and chain n. evlilik
the belle of the ball n. ortamdaki en güzel/popüler kadın
the belle of the ball n. mevcuttaki en güzel/popüler kadın
end of the ball game n. yolun sonu
end of the ball game n. oyunun sonu
carry the ball v. sorumluluğu üstlenmek
pocket a ball v. topu bilardo masasının cebine sokmak
take the ball before the bound v. dereyi görmeden paçaları sıvamak
take the ball before the bound v. sekmeden önce topu almaya/topa vurmaya çalışmak
take the ball before the bound v. çalıştığı yerden çıkmamak
take the ball before the bound v. bir beklentiyle acele/tedbirsiz/dikkatsiz davranmak
take the ball before the bound v. aceleci davranıp batırmak
connect (with the ball) v. (beyzbol) topa vurmak
pick up the ball and run with it v. bir fikri veya planı alıp geliştirmek
pitch someone a curve ball v. birinin yüreğini ağzına getirmek
start the ball rolling v. bir şeyleri başlatmak
take the ball and run with it v. bir fikri veya planı alıp geliştirmek
get the ball rolling v. bir şeyleri başlatmak
have the ball in one's court v. bir işi yapma sorumluluğu gelmek
drop the ball v. başarısız olmak
be behind the eight ball v. çıkmaza düşmek
have a ball v. çok eğlenmek
be behind the eight ball v. çıkmaza girmek
have on the ball v. dikkatli/uyanık/açıkgöz/canlı olmak
be on the ball v. çabuk anlamak/kavramak
have something on the ball v. dikkatli/uyanık/açıkgöz/canlı olmak
be on the ball v. dikkatli/uyanık/açıkgöz/canlı olmak
keep one's eye on the ball v. dikkat kesilmek
drop the ball v. çuvallamak
go under the wrecking ball v. harabeye dönmek
have a ball v. güzel eğlenmek
be no ball of fire v. enerjisini ve coşkusunu yitirmek
go under the wrecking ball v. harap olmak
have (oneself) a ball v. gününü gün etmek
play ball v. eyvallah demek
have a ball v. güzel zaman geçirmek
play ball v. huyuna suyuna gitmek
play ball v. her şeye evet demek
be no ball of fire v. isteksiz olmak
be on the ball v. işini iyi bilmek
be no ball of fire v. isteği olmamak
be behind the eight ball v. içinden çıkamamak
be on the ball v. neyin ne olduğunu bilmek
get behind the eight ball v. meteliksiz olmak
have on the ball v. kafası basar/çalışır olmak
play ball v. nabza göre şerbet vermek
be on the ball v. olup bitenleri bilmek
start the ball rolling v. önayak olmak
be behind the eight ball v. meteliksiz olmak
have something on the ball v. kafası basar/çalışır olmak
set the ball rolling v. önayak olmak
have the ball in one's court v. sorumluluk sırası gelmek
be behind the eight ball v. parasız kalmak/olmak
be no ball of fire v. ruhunu yitirmek
the ball is in someone's court v. sırası gelmek
get behind the eight ball v. parasız kalmak/olmak
be no ball of fire v. ruhsuz olmak
ball is in court v. sıra onda olmak
ball is in court v. sırası gelmek
the ball is in someone's court v. sıra onda olmak
drop the ball v. pot kırmak
ball is in court v. top onda olmak
have the ball in one's court v. topu kendi sahasında tutmak
be behind the eight ball v. tıkanıp kalmak
keep one's eye on the ball v. tetikte olmak
the ball is in someone's court v. top onda olmak
go under the wrecking ball v. yıkıma uğramak (hem gerçek anlamıyla hem de mecazi anlamda)
put someone behind the eight ball v. zor duruma düşürmek
curl up in a ball v. (utançtan/korkudan) tortop olmak
roll up into a ball v. (utançtan/korkudan) tortop olmak
be on the ball v. uyanık olmak
keep the ball rolling v. yürütmek
start the ball rolling v. (bir şeylerin başlamasına) önayak olmak
curl up into a ball v. (utançtan/korkudan) tortop olmak
have something on the ball v. yeterli/belirli düzeyde akla/zekaya sahip olmak
be behind the eight ball v. zor duruma düşmek
roll up in a ball v. (utançtan/korkudan) tortop olmak
be behind the eight ball v. zor durumda olmak
have someone behind the eight ball v. zor duruma sokmak
get the ball rolling v. (bir şeylerin başlamasına) önayak olmak
put someone behind the eight ball v. zor duruma sokmak
have someone behind the eight ball v. zor duruma düşürmek
have on the ball v. yeterli/belirli düzeyde akla/zekaya sahip olmak
go under the wrecking ball v. yıkılmak
drop the ball v. hata yapmak
drop the ball v. hataya düşmek
drop the ball v. yanılgıya düşmek
drop the ball v. ihmal etmek
drop the ball v. sallamak
drop the ball v. unutmak
drop the ball v. boşlamak
drop the ball v. savsaklamak
drop the ball v. pot kırmak
drop the ball v. hata yapmak
drop the ball v. çuvallamak
drop the ball v. başarısız olmak
drop the ball v. hataya düşmek
drop the ball v. elindeki fırsatı kaçırmak
drop the ball v. elinden kaçırmak
drop the ball v. hata yapmak
drop the ball v. yanlış yapmak
drop the ball v. aptalca/akılsızca bir şey yapmak
drop the ball [us] v. çuvallamak
drop the ball [us] v. işi berbat etmek/mahvetmek
drop the ball [us] v. işi bozmak/batırmak
drop the ball [us] v. hata yapmak
drop the ball [us] v. içine etmek
have the ball at (one's) feet v. top ayağına gelmek
have the ball at (one's) feet v. top (birinde) olmak
have the ball at (one's) feet v. kontrol (birinde) olmak
have the ball at (one's) feet v. bir işi yapmak için en uygun konumda olmak
have the ball at (one's) feet v. (birinin) başarı şansı yüksek olmak
have the ball at (one's) feet v. top ayağına gelmek
have the ball at (one's) feet v. top (birinde) olmak
have the ball at (one's) feet v. kontrol (birinde) olmak
have the ball at (one's) feet v. bir işi yapmak için en uygun konumda olmak